Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1636 E. 2025/2102 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sendika yetki tespitine yapılan itiraz davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun yetki tespiti ve itiraz davalarına ilişkin hükümleri gereğince görevli ve yetkili mahkemenin işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş mahkemesi olduğu, davacının bu açık hükme rağmen itiraz davasını yetkisiz mahkemede açıp, yetkisizlik kararının istinaf incelemesinden sonra da temyiz yoluna başvurarak kötüniyetli davrandığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına ve davacıya disiplin para cezası verilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 25.10.2024 tarih ve 421917 sayılı olumlu yetki tespiti yazısının 01.11.2024 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, söz konusu yetki tespitinde belirtilen üye sayıları ile işyerinde çalışan sayılarının doğru olmadığını, müvekkiline ait tüm birimlerin iş organizasyonu kapsamında tek bir işyeri niteliğinde olduğundan işletme toplu iş sözleşmesi yetkisi verilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek Bakanlığın 25.10.2024 tarih ve 421917 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davanın görevli makamın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini ancak davanın kasten ve kötüniyetli olarak sürecin uzatılması amacıyla yetkili mahkemede açılmadığını, her ne kadar davacı Şirkete ait tek bir işyeri olduğu iddia edilmiş ise de Bakanlık kayıtları incelendiğinde görüleceği üzere davacının iki işyeri bulunduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davanın görevli makamın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini ancak davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, Bakanlık tarafından usul ve hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu yetki tespitinin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın davacı Şirketin işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün bulunduğu Denizli iş mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davada kesin yetki hükümlerinin uygulanamayacağını, davalıların da süresi içerisinde verdikleri cevap dilekçelerinde açıkça yetki hususuna itiraz edip yetkili mahkemeyi göstermediklerini, bu nedenle Mahkemece yetkisizlik kararı verilebilmesinin mümkün olmadığını, gerekçesiz olarak vekil aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesinin haksız olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Dairemizce ikinci olarak davacı temyizinin kötüniyetli olup olmadığı hususu ele alınmış olup 6356 sayılı Kanun'un ile yetki tespiti ve toplu görüşme sürecinin büyük bir kısmında kesin ve düzenleyici süreler öngörülmüştür. Kanun koyucunun amacının toplu iş sözleşmesinin en kısa sürede imzalanması ve işçilerin toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılacak haklarına kavuşmaları olduğu gözetildiğinde, kesin ve düzenleyici süreler aracılığı ile toplu iş sözleşmesinin ivedi şekilde imzalanmasının amaçlandığı ifade edilebilir. Ayrıca yetki tespitine itirazın somut deliller veya olgulara istinaden yapılması gerektiğine dair hükmün de aynı amacın gerçekleşmesi için düzenlendiği şüphesizdir.

Yine, 6356 sayılı Kanun’un 43. maddesinde yetki tespitine itirazın, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durduracağının açıkça düzenlenmesi de yetki tespitine itirazın ivedi şekilde sonuçlandırılması gerektiğini gösteren açık düzenlemelerdendir.

6100 sayılı Kanun'un“Kötüniyetle temyiz” kenar başlıklı 368/1 hükmünde “Temyiz talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşılırsa Yargıtay'ca 329 uncu madde hükümleri uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

6100 sayılı Kanun’un "Kötüniyetle veya haksız dava açılmasının sonuçları" kenar başlıklı 329/2 hükmü “Kötüniyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan taraf, bundan başka beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilebilir. Bu hâllere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Bu genel açıklamalar ışığında davacının temyiz başvurusunun kötüniyetli olup olmadığı değerlendirilecek olursa somut uyuşmazlıkta; işletme toplu iş sözleşmesi yetki tespitine itiraz edildiğinden 6356 sayılı Kanun’un 79 ve 2. maddeleri gereğince kesin yetkili mahkemenin, işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün bulunduğu yer olan Denizli iş mahkemesi olduğu açıktır. Mevzuatın emredici hükümlerine göre yetkili mahkemenin Denizli iş mahkemesi olduğu da Bölge Adliye Mahkemesi kararında tereddüde mahal verilmeksizin gerekçelendirilmiştir.

Şu hâlde ivedi şekilde sonuçlandırılması gereken yetki tespitine itiraz istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi açık bir şekilde yetkisiz olmasına rağmen davacı vekili tarafından temyiz yoluna başvurulması kötüniyetlidir. Davacı vekilinin temyizi kötüniyetli olduğundan 6100 sayılı Kanun'un 329/2 hükmünün eldeki uyuşmazlığa tatbiki gerekir.

Bu açıklamalara göre davacı vekili tarafından temyiz talebinin kötüniyetle yapıldığı anlaşıldığından davacının, 5.000,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

2. 6100 sayılı Kanun'un 368. maddesi yollaması ile 329/2 hükmü gereğince davacının 5.000,00 TL disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA, para cezasının infazının İlk Derece Mahkemesince sağlanmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.