Logo

9. Hukuk Dairesi2025/1766 E. 2025/3751 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Alt işveren işçisinin, asıl işverenin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve asıl işverenin bu alacaklardan sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının alt işveren tarafından asıl işverene ait işyerinde çalıştığı, asıl işverenin alt işverenle arasındaki sözleşmenin 4734 sayılı Kanun'un 3/g maddesi kapsamında olduğu ve bu sebeple 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2/7. maddesi uyarınca asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu, davacının toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce sendika üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiği gözetilerek davalı vekilinin temyiz başvurusunun reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/2004 E., 2024/3073 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 51. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/313 E., 2024/233 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... AŞ (TEİAŞ) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikasının (Tes-İş Sendikası) üyesi olduğunu, davalıya ait işyerinde alt işverenler nezdinde 3. Bölge Müdürlüklerinde yer alan trafo merkezi işyerinde çalıştığını, Yüksek Hakem Kurulunun kararıyla uygulanan toplu iş sözleşmesinin davacı hakkında uygulanmadığını ve bir kısım alacaklarının ödenmediğini, davalı işverenin ödenmeyen alacaklardan asıl işveren sıfatıyla sorumlu olduğunu ileri sürerek ücret farkı ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı ile davalı arasında herhangi bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davacının yüklenici firmanın işçisi olduğunu, davacının talep etmiş olduğu tarih aralığında yer alan 01.10.2018-30.09.2019 tarihleri arasını kapsayan, 2018/389734 ihale kayıt No.lu hizmet alım sözleşmesi uyarınca toplu iş sözleşmesi farkı ödemelerinin davacıya yapıldığını, ödeme yapılan tarih aralığı dışında kalan dava konusu alacak taleplerinden müvekkilinin sorumlu olmadığını, davalı TEİAŞ'ın ihale makamı konumunda olduğunu, davacının çalışmaları sebebiyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun (4734 sayılı Kanun) 62/1-(e) hükmüne göre değil aynı Kanun'un 3/(g) hükmü kapsamında ihale edildiğini, kendilerinin ihalede yer almadığını, bu nedenle bağlayıcı olmadığını, davalı Kurumun toplu iş sözleşmesinden sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava dışı yüklenici firma işçisi olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, davalı işverenin asıl işveren sıfatıyla davacının çalışmalarından doğan alacaklardan sorumlu olduğu, davacının sendika üyesi olduğu, toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmediği, dosyada bulunan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu gerekçesiyle toplanan kanıtlara ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirlenen kararı ile; davalının kendisine ait bazı trafo merkezleri ile entegre tesislerin işletilmesi işini (bakım ve güvenlik/koruma hizmetleri hariç) 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale ile dava dışı tüzel kişilere verdiği, yapılan bu ihaleler kapsamında davalı ile dava dışı yüklenici firmalar arasında hizmet alım sözleşmeleri imzalandığı, davacının da ihale edilen bu işler kapsamında davalıya ait işyerlerinde ve yüklenici firmaların işçisi olarak çalıştığı, davalı ile dava dışı yüklenici firmalar arasındaki sözleşmelerin 4734 sayılı Kanun’un 3/(g) hükmü uyarınca yapıldığı, buna göre davalının 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/7 hükmü uyarınca davalı ile dava dışı yüklenici firmalar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu, davalı vekilince 01.10.2018 tarihinden itibaren aynı firmanın farklı sicil numarasına geçildiğini ve farklı sicil numarasının toplu iş sözleşmesi kapsamında olmadığı savunulmuş ise de davacının Sosyal Güvenlik Kurumu işe giriş bildirgelerinde işverenin ihbar olunan Şirket olduğu, işyeri sicil numaralarının farklılık gösterdiği, işkolu numaralarının aynı olduğu, davacının 01.08.2015 başlangıç tarihinden itibaren 36 ay süreli, 01.10.2018-30.09.2019 ve 03.09.2019 tarihinde imza tarihinden itibaren 50 gün içinde işyeri teslimi yapılarak işe başlandığı tarihten itibaren 2 ay süreli hizmet alım sözleşmeleri kapsamında ihbar olunan Şirket nezdinde çalıştığı, ihale sözleşmeleri sona erse bile iş sözleşmesinin feshedilmediği, ihale sözleşmelerinin başlangıç ve bitiş tarihlerine paralel olarak giriş ve çıkış yapıldığı, aynı işveren nezdinde çalışmasına devam ettiği, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenmiş yetki belgesinin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun 8. maddesi kapsamında değil 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 42. maddesi kapsamında işletme düzeyinde düzenlendiği, buna göre dava konusu olay 6356 sayılı Kanun'un 42. maddesine göre alınmış yetki belgesi sonucu imzalanmış olan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğu, 6356 sayılı Kanun'un 36, 37 ve 38. maddeleri de dikkate alındığında davalı vekilinin istinafının yerinde olmadığı, davacının toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden önce sendika üyesi olduğu ve toplu iş sözleşmesinden faydalanması gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Davalı TEİAŞ'ın ihale makamı konumunda olduğunu, davalı Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini,

2. Alt işverene bırakılan hizmet alım işinin 4734 sayılı Kanun'un 62/1-(e) hükmüne göre değil aynı Kanun'un 3/(g) hükmü kapsamında ihale edildiğini, davalı Kuruma toplu iş sözleşmesinden kaynaklı sorumluluk yüklenemeyeceğini,

3. Davacı ile aralarında herhangi bir hizmet ilişkisi bulunmadığını,

4. Toplu iş sözleşmesi farklarının davacıya ödendiğini,

5. Aynı firma ile yeni bir hizmet alım sözleşmesi imzalandığını ve yeni sözleşmeye ait sicil numarasının toplu iş sözleşmesi kapsamında olmadığını ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık; davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve bu alacaklardan davalının sorumlu olup olmadığı hususlarındadır.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.