"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/4539 E., 2024/4382 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 31. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/216 E., 2021/528 K.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352/1-(b) hükmü uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre Dairenin bozma kararından sonra Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak verilen kararda hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktarın, 14.11.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7531 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 22. maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un ek madde 1 hükmüne eklenen 3. fıkra uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesinin bozulan karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 04.06.2012-03.02.2017 tarihleri arasında İsrail'de bulunan davalı Şirketin yaptığı inşaatlarda kalıpçı olarak "İsrail İş Sözleşmesi" adı altında düzenlenen iş sözleşmesi kapsamında çalıştığını, davacıdan diğer tüm işçilerle birlikte işe girerken vadesi ve bedeli boş bırakılan, alacaklısının davalı Şirket, borçlusu davacı işçi olan teminat senedi alındığını, iş sözleşmesi feshedildiğinde bu senedin kendisine iade edilmediğini, boş senetten kaynaklı olarak müvekkilinin davalı Şirkete herhangi bir borcu olmadığını, davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile iş sözleşmesinin 11. maddesine aykırılık nedeniyle davacının uğradığı zarar, İsrail Hükümetinden haksız olarak davacı adına tahsil edilen ve ödenmeyen sosyal güvenlik keseneklerinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini ve davalının elinde bulunan boş senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senet aslının davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette çalışmasının olmadığını, alacaklarının zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlığa İsrail hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, İsrail tarafından kendi sosyal güvenlik mevzuatı gereğince kesilen primlerin iade edildiğini, bu istemin muhatabının müvekkili Şirket olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 31. İş Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli kararı ile; belirsiz alacak davası olarak açılan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiğinden diğer talepler olan sigorta keseneklerinin iadesi, iş sözleşmesinin 11. maddesi gereğince talep edilen zarar, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin talepler yönünden davanın tefrikine karar verildiği, bu taleplerin bu dosya esasına kaydedildiği, talep edilen işçilik alacaklarından davalının sorumlu olduğu, davacının ödenmeyen fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu, iş sözleşmesinin 11. maddesine aykırılıktan ... zarar ve sosyal güvenlik keseneği ile senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkin talepler yönünden herhangi bir delil dosyaya sunulmadığından bu taleplerin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2018 tarihli kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesinin 23.02.2023 tarihli kararı ile; bordrolarda yer alan tahakkukların banka yoluyla ödendiği, yapılan hesaplamaların ve banka ödemelerinin mahsubunun yerinde olduğu, davalı tarafın, Mahkemenin 13.10.2020 tarihli kısmen kabul kararını istinaf etmediği ve söz edilen kararda yer alan tutarlar açısından davacı yararına usuli kazanılmış hak doğduğu, bu nedenle fazla çalışma ücretinin brüt 849,20 USD olarak hüküm altına alınması gerektiği gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2023 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, taraflar arasında hukuk seçimi anlaşması bulunan tüm çalışma döneminde İsrail hukukunun uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği, uzman bir bilirkişiden de denetime elverişli rapor alınmak suretiyle dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek dava konusu alacaklar hakkında, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozmaya uygun şekilde yapılan inceleme doğrultusunda, usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
a. Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiğini,
b. Davanın belirsiz alacak davası açılmış olması sebebiyle dava konusu alacakların zamanaşımına uğramadığını, reddedilen alacakların hatalı değerlendirildiğini,
c. Müvekkili aleyhine fahiş miktarda vekâlet ücretine hükmedildiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davaya konu alacak taleplerinin hesabı ile vekâlet ücretine ilişkindir.
1. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta, bozma öncesi davalının temyizi miktardan reddedilmiş ve davacı temyizi üzerine yapılan incelemede Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiş; Dairemiz bozma kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılmıştır. Bozma kararının davacının temyizi üzerine verildiği dikkate alındığında; Bölge Adliye Mahkemesince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 2/4 hükmüne göre sadece davacı lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370/2 hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
1. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT'nin 2/4 maddesine göre belirlenen, 32.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine," şeklindeki on birinci bendinin hükümden tamamen çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.