"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/2504 E., 2024/2955 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2024/218 E., 2024/282 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalamak için gerekli şartları sağladığı gerekçesiyle davalı Sendikaya yetki verildiğini, ancak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) uyarınca davalı Sendika yönünden yetki koşullarının bulunmadığını, müvekkili Şirketin esasen İşkolları Yönetmeliği'nin 15 sıra numaralı taşımacılık işkolunda faaliyet gösterdiğini ve davalı Sendikanın müvekkili ile aynı işkolunda örgütlü olmadığını, işkolu tespit kararı bulunmadığını, davalı Bakanlığın olumlu yetki tespit yazısı ile müvekkiline ait bir işyeri bulunduğu kabul edilerek üye çoğunluğunun belirlendiği anlaşılmakta ise de müvekkili Şirkete bağlı birden fazla grup şirketinin mevcut olduğunu, başvuru tarihi itibarıyla veya hemen öncesinde emekli olan ve işten ayrılan çalışanların bulunduğunu ve söz konusu işçilerin sendika üyeliklerinin sona ermiş olacağını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Bakanlığın 10.07.2024 tarihli ve 386124 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; işverence haksız ve kötüniyetli olarak toplu iş sözleşmesi sürecini sürüncemede bırakmak amacıyla dava açıldığını, müvekkili Sendikanın işyerinde yarıdan fazla çoğunluğa sahip olduğunu, toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başladığını, bu nedenle davacının işkoluna dair itirazların ancak bir sonraki toplu iş sözleşmesi dönemi için dikkate alınabileceğini, davacının iddialarının hiçbir hukuksal dayanağının olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Sendika Yetki Sistemi'ne SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, davacı işverenin yetki başvurusu yapan davalı Sendikanın kurulu olduğu işkolunda yalnızca bir işyeri bulunduğunu, Bakanlık tarafından usul ve hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu yetki tespitinin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, davacı Şirketin ana faaliyet alanının otoyol ve köprü inşaatından ibaret olmadığını, köprü, otoyol ve tünel işletmeciliği ile bu kapsamda elektronik geçiş ücreti tahsilatı gibi hizmetlere ilişkin faaliyet yürütüldüğünü, bu faaliyetlerin taşımacılık işkolunda yer aldığını, sendika üyeliklerinin geçerliliğinin incelenmesi için talep ettikleri delilleri toplamadan ve bilirkişi incelemesi olmaksızın karar verildiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.