"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalıştığını, sendika üyesi olduğunu, sendikalar arası yetki çatışması sebebi ile 01.03.2009 başlangıç tarihli olması gereken toplu iş sözleşmesinin ancak dönem bittikten sonra 04.06.2012 tarihinde imza altına alındığını, davalı Belediye tarafından 19.11.2012 tarihinde bir kısım fark alacakların ödendiğini, 2012 yılı 4. dönem ilave tediye alacağının ödenmediğini, sonraki dönem toplu iş sözleşmesi başlangıç tarihinin ise 01.03.2012 olduğunu, aradaki 2,5 aylık döneme dair eksik ödemeler yapıldığını, yine bazı alacak kalemleri açısından sonraki dönemlere ilişkin eksik ödemelerin de bulunduğunu belirterek toplu iş sözleşmesi ücret ve sosyal yardım farkları ile fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti fark alacakları, yıllık izin harçlığı ile eksik ilave tediye ve ikramiye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunarak Belediye ile sendikanın uzlaşarak 11.03.2013 tarihli protokolü imzaladıklarını, davacıya toplu iş sözleşmesi farklarına ilişkin 19.11.2012 tarihinde toplu ödeme yapıldığını, davacının 2012 yılı 4. dönem ilave tediye ikramiyesinin 10.09.2013 tarihinde ödendiğini, tüm ödeme belgelerini dosyaya sunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli kararı ile; bilirkişi asıl ve ek raporunda belirtilen alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 13.11.2019 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.04.2022 tarihli kararı ile; mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olup işyeri ve Kurum kayıtlarına uygun olarak düzenlendiği ve herhangi bir hesap hatası içermediği gerekçesiyle davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.04.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, ilave tediye ve bayram ikramiyesi yönünden davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinin incelenip banka kayıtlarıyla karşılaştırılmasında davacıya toplamda 34.201.64 TL net ödeme yapıldığı hâlde 27.205.61 TL net ödemenin mahsup edildiği, yapılacak hesaplamada, net brüt ayrımına ve vergi dilimine dikkat edilerek, banka kayıtları ile bordrolar karşılaştırılmak ve davalı tarafça yapılan ödemeler kalem kalem mahsup edilmek suretiyle belirlenen fark alacakların hüküm altına alınması gerekirken bir kısım ödemelerin mahsubu yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak ek rapor aldırılarak davacının ilave tediye ve bayram ikramiyesi alacağının ödendiği gerekçesiyle bu taleplerin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Davacıya 01.03.2009-28.02.2012 tarihli toplu iş sözleşmesi ve ek protokol uyarınca tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığını, fark alacak bulunmadığını,
2. Belirsiz alacak davası açılamayacağını ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının toplu iş sözleşmeleri gereği ödenmeyen ilave tediye ve bayram ikramiyesi alacağı bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.