"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Şirketin yüklenicisi olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmet binalarının yapımı işinde alt işverenler nezdinde çalıştığını, 2015 yılı yaz aylarından itibaren ücretlerinin eksik ödendiğini, davacının ve diğer çalışanların 29.01.2016 tarihinde davalı Şirkete ve SGK'ya ödenmeyen ücretlerin ödenmesi için yazılı talepte bulunduğunu, bunun hemen ardından 06.02.2016 tarihinde 100'e yakın işçinin iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ve ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, davalı Şirketin işçisi olmadığını, müvekkili Şirketin işin tamamını dava dışı ... Turizm İnşaat İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.-... Ürünleri İnşaat ... İş Ortaklığına (... İş Ortaklığı) verdiğini, davalının ihale makamı olduğunu, açılan dava ile talep edilen alacaklardan sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.06.2017 tarihli kararı ile; davalı Şirket ve dava dışı ... İş Ortaklığı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmadan davalı tarafından feshedildiği ve alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin 05.06.2017 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli kararı ile; dosyadaki mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.10.2017 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince, davalının sair temyiz itirazlarının gelinen aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek davalı ile dava dışı Şirketler arasında imzalanan talep dönemini kapsayan sözleşmelerin tüm ekleri ile birlikte getirtilip gerekirse tanıkların yeniden beyanları alınarak denetim makamının işçileri dışında işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığının, ihale edilen işin anahtar teslimi verilip verilmediğinin, asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulup kurulmadığının ve davacının yaptığı işin tespiti gerektiği, yapılacak araştırma sonucuna göre davalının ihale makamı olduğunun anlaşılması hâlinde sorumluluğunun her hak ediş dönemi için işçinin üçer aylık ücreti ile sınırlı olduğunun ve diğer alacaklardan sorumlu olmadığının dikkate alınması gerektiği, ayrıca dosyada temerrüde ilişkin bir bilgi belge mevcut değil ise temerrüt söz konusu olmadığından, faizin dava ve ıslah tarihi gözetilerek yürütülmesi gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2020 tarihli kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davalı Şirket ile dava dışı ... İş Ortaklığı arasında imzalanan iş sözleşmesinin 6. maddesine göre sözleşmenin anahtar teslim götürü iş olduğu, davalının sadece son 3 aya ilişkin ücret alacağından sorumluluğunun bulunduğu, ücret alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2020 tarihli kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilerek Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararına göre davalının ihale makamı mı, asıl işveren mi olduğunun tespit edilmesi, davacının yaptığı işin tam olarak belirlenmesi, bu amaçla davalı ... dava dışı Şirketler arasında imzalanan ve talep dönemini kapsayan sözleşmelerin tüm ekleri ile birlikte getirtilip gerekirse tanıkların yeniden beyanlarının alınması, denetim makamının işçileri dışında işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle kararın ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 10.06.2022 tarihli kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada, tanık beyanlarına göre davalının SGK'ya ait hizmet binalarının yapımında asıl işveren olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 10.06.2022 tarihli kararının süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra Dairenin emsal kararları ile dosya kapsamındaki tüm bilgi, belgeler, tanık beyanları ve özellikle davalı Şirket ile dava dışı ... İş Ortaklığı arasında düzenlenen sözleşme ve ekleri dikkate alındığında; taraflar arasında belirli bir işin yapılıp teslim edilmesine ilişkin anahtar teslim işini konu alan bir eser sözleşmesi bulunduğu, buna göre davalının ihale makamı konumunda olduğu, sorumluluğunun 4857 sayılı İş Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca her hak ediş döneminde ücret alacağının üç aylık kısmı ile sınırlı olduğu, ücret alacağının bu kabule göre hesaplanarak ve varsa davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen tarihli kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılamada davalının, davacının üç aylık ücret alacağından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. Aynı olay nedeniyle 21 dava açıldığını, bir kısım kararların bölge adliye mahkemesinde kesinleştiğini, dava konularının aynı olmasına rağmen farklı kararlar verildiğini, bu hususun adil yargılanma, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırı olduğunu,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu,
3. Davalının asıl işveren olduğunu, bu hususun diğer davalarla kesinleştiğini, davacının tüm hak ve alacaklarından davalının sorumlu olduğunu,
4. Vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ile dava dışı ... İş Ortaklığı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, bu bağlamda davalının talep konusu alacaklardan hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığına, gerekçe ve vekâlet ücretine ilişkindir.
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.