"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 02.12.2015
Sayısı : 414-412
Yağma suçundan sanık ...'ın beraatine ilişkin, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.12.2011 gün ve 146-351 sayılı hükmün Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 15.09.2015 gün ve 26757-42884 sayı ile;
"Yerleri değişen sigara paketleri üzerinde bulunan parmak izinin sanığa ait olduğuna ilişkin parmak izi formu ile raporunun onaysız fotokopi olduğu, yakınana canlı olarak teşhis yaptırıldığı belirtilmiş olmasına rağmen teşhise ilişkin tutanağın dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığa ait parmak izine ilişkin belgelerin onaylı suretleri ile yakınanın soruşturma aşamasında sanığı teşhisine ilişkin tutanak getirtildikten, teşhis işlemini yaptıran görevliler tanık sıfatıyla dinlendikten sonra, kanıtların bir bütün halinde değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise 02.12.2015 gün ve 414-412 sayı ile; mahkeme üyesi C. Bak'ın "Sanığın üzerine atılı yağma eyleminde katılanın sanığa yönelik teşhisinin bulunduğu ve ayrıca suç yerindeki sigara paketleri üzerinde sanığın parmak izinin tespit edildiği, bu durumlara ilişkin belgelerin davanın esasına etkili belgeler olduğu, bu belgeler olmadan karar verilemeyeceği” yönündeki karşı oyuyla ve oyçokluğuyla önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.02.2016 gün ve 40686 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme çoğunluğu arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yağma suçundan sanık hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkemece direnme kararı verilirken usulüne uygun şekilde oylama yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nun 188, 224 ve 229. maddelerinde karar ve hükümlerin verilmesini sağlamaya yönelik “duruşmada hazır bulunacaklar", "karar ve hükümlerde gerekli oy sayısı" ve "oyların toplanması” ile ilgili kurallara yer verilmiş olup 229. maddenin 2. fıkrası uyarınca toplu mahkemelerde hüküm kurulması sırasında ortaya çıkan herhangi bir konu veya sorunun öncelikle çözülmesi ve sonraki aşamada son (nihai) kararın verilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren kararlarında da açıklandığı üzere, soruşturmanın genişletilmesi CMK’nun 229/2. maddesinde yazılı sorunlardan olup bu yöndeki oylar, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca kendisine yakın olan oya ilâve edilebilecek, davayı sonuçlandırıcı oylardan değildir. Bu nedenle soruşturmanın genişletilmesine ilişkin görüş, “ön sorun” olarak öncelikle oylanmalı, oylama sonucunda bu konudaki oylar azınlıkta kalmış ise, azınlık oyunu oluşturan üyelerin de katılımı ile davanın esası hakkında nihai (sonuçlandırıcı) oylama yapılmalıdır.
İncelenen dosyada, Özel Dairenin bozma kararı eksik araştırmaya yönelik olup, bozma sonrası yapılan oturumda öncelikle eksik araştırma olup olmadığı ve bu bağlamda bozmaya uyulup uyulmayacağı tartışılarak bu konuda oylama yapılması, azınlıkta kalan oy varsa bu husus da dikkate alınarak davanın esası hakkında sonuçlandırıcı hükmün ayrıca oylanması gerekirken, adı geçen hakimin işin esası hakkında görüşünü açıklayacak şekilde oy kullanmadığı, bu suretle CMK’nun 229/2. maddesine aykırı davranılmak suretiyle usulüne uygun oylama yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün öncelikle saptanan bu usulü nedenden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2015 gün ve 414-412 sayılı direnme hükmünün, CMK’nun 229/2. maddesine aykırı davranılarak usulüne uygun oylama yapılmadan hüküm kurulması isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.11.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.