"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 752-945
Kasten yaralama suçundan sanık ...'nun atılı suçu işlediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 10.06.2014 tarihli ve 894-644 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 06.10.2015 tarih ve 11949-27280 sayı ile;
"...Mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanı, bununla uyumlu adli rapor içeriği, sanığın ikrarı ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçun sübut bulduğu gözetilmeden mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
6545 sayılı Kanun'un 84. maddesiyle 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 6. maddenin 1. fıkrası uyarınca sulh ceza mahkemelerinin kaldırılması nedeniyle bozmadan sonra yargılama yapan Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesi ise 10.12.2015 tarih ve 752-945 sayı ile;
"...Henüz evliliğinin 23. gününde olan ve önceden aralarında sürekli kavga ettiklerine ilişkin herhangi bir delil bulunmayan bu evlilikle ilgili müştekinin aşamalarda ısrarla söylediği 'Eşim bileklerimi sıktı, beni darbetmedi ve bileklerim hassas olduğu için morardı' ifadesini nakzedecek herhangi bir delil de dosya içerisinde mevcut değildir.
Dosyada sanığın kasten hareket ettiğine yönelik herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Bu durumda yargıca düşen müştekide meydana gelen yaralanmanın taksirle meydana geldiği yolunda ortaya konulan savı kabul edip henüz evliliğin başlangıcında bulunan çiftin arasına, yeni problemler doğurabilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile neticelenmiş olsa dahi bir sabıka kaydı veya bir mahkeme ilamı sokmamak olacaktır." şeklindeki gerekçeyle ve yüklenen suç açısından failin kastının bulunmadığı müştekinin de şikâyetçi olmadığından bahisle CMK'nın 223/2-c maddesi gereği sanığın beraatine karar vererek bozma kararına direnmiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.03.2016 tarihli ve 74663 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 388-616 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 01.03.2017 tarih ve 461-2165 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daireyle Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten yaralama suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel Mahkemece, sanığın kasten yaralama suçunu işlediğine dair kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat hükmünün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece; mağdurun aşamalardaki istikrarlı beyanı, bununla uyumlu adli rapor içeriği, sanığın ikrarı ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçun sübut bulduğu gözetilmeden mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra Yerel Mahkemece, bu kez; "...Henüz evliliğinin 23. gününde olan ve önceden aralarında sürekli kavga ettiklerine ilişkin herhangi bir delil bulunmayan bu evlilikle ilgili müştekinin aşamalarda ısrarla söylediği 'Eşim bileklerimi sıktı, beni darbetmedi ve bileklerim hassas olduğu için morardı' ifadesini nakzedecek herhangi bir delil de dosya içerisinde mevcut değildir.
Dosyada sanığın kasten hareket ettiğine yönelik herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Bu durumda yargıca düşen müştekide meydana gelen yaralanmanın taksirle meydana geldiği yolunda ortaya konulan savı kabul edip henüz evliliğin başlangıcında bulunan çiftin arasına, yeni problemler doğurabilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile neticelenmiş olsa dahi bir sabıka kaydı veya bir mahkeme ilamı sokmamak olacaktır." şeklindeki gerekçeyle sanığın kastının bulunmadığından bahisle CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu şekilde yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olup verilen karar direnme kararı niteliğinde değildir. Önceki hükümde yer almayan bu hususlar Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ankara 38. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 10.12.2015 tarihli ve 752-945 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılabilmesi amacıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.10.2018 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.