Logo

Ceza Genel Kurulu2017/498 E. 2018/217 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan usulüne uygun kamu davası açılıp açılmadığı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay 15. Ceza Dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Aleyhine bozma kararı verilen sanığın, 1412 sayılı CMUK'nun 326/2. maddesi gereğince savunma hakkının ihlal edilerek beyanı alınmadan direnme kararı verilmesi isabetsizliği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık ... hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığından bahisle hüküm kurulmamasına ilişkin Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.03.2011 gün ve 221-131 sayılı kararın, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 19.11.2013 gün ve 9552-17938 sayı ile;

"...Sanık hakkında iddianamenin metin kısmında üçüncü ve devamındaki paragraflarda belirtildiği şekilde ..., ... (...), ... ve ... isimli şikâyetçilere yönelik sahte çek düzenleyip vermek suretiyle resmî belgede sahtecilik suçlarını da işlediği iddiasıyla dört ayrı kişiye karşı (mağdur sayısınca) kamu davası açıldığı açıkça anlaşılır olduğu hâlde, sahtecilik suçundan mağdur sayısınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, kamu davası açılmadığından bahisle hüküm kurulmamış olması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkeme ise 26.02.2014 gün ve 447-57 sayı ile; Özel Dairenin bozma kararına direnerek sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.

Bu kararın da Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2016 gün ve 147791 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 gün ve 904-1614 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 05.04.2017 gün ve 3859-8715 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanık hakkında şikâyetçilere yönelik dolandırıcılık suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin ve temyizin kapsamına göre inceleme, sanık hakkında resmî belgede sahtecilik suçundan verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararla sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında şikâyetçilere yönelik eylemleri nedeniyle resmî belgede sahtecilik suçundan usulüne uygun şekilde açılmış bir kamu davası bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

İncelenen dosya kapsamından;

Yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanık ve müdafii adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin tebliğe çıkarıldığı, sanığa çıkarılan tebligatın iade edilmesi üzerine başkaca herhangi bir araştırma ve tebligat yapılmadan yokluğunda yargılamaya devam edilerek sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan, müdafiinin dinlenilmesi ile yetinilip direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.

1412 sayılı CMUK'nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK'nun 307/2. maddesinde de yer verilmiş olup anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.

Bu itibarla, yerel mahkemece verilen direnme kararının, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.02.2014 gün ve 447-57 sayılı direnme kararının, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek karar verilmesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.05.2018 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.