Logo

Ceza Genel Kurulu2018/162 E. 2024/156 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın nitelikli kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarını işlediğine dair mahkûmiyet hükmünün yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık aleyhine getirilen suçlamaların ispatı için kullanılan delillerin yetersiz ve çelişkili olması, özellikle katılanların beyanlarındaki tutarsızlıklar ve olay yerinde bulunan atış artıklarının sanığın görevinden kaynaklanabileceği ihtimali gözetilerek, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yerel mahkemenin mahkûmiyet kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İTİRAZ

İtirazname No : 2016/21851

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza

SAYISI : 325-347

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanığın, maktul ...'yı kasten öldürme suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanunun’un 64/1. maddesi delaletiyle 448, 59/2, 31, 33 ve 40. maddeleri gereğince 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, yasal kısıtlılık altına alınmasına ve mahsuba; 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 13/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 285 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve mahsuba ilişkin Bitlis Ağır Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.04.2012 tarihli ve 148-187 sayılı, kasten öldürme suçundan verilen hüküm açısından resen temyize tabi hükümlerin, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.05.2014 tarih ve 2528-3307 sayı ile;

"B- Sanıklar Şah ..., ... ve ... hakkında kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümler yönünden;

a- Maktül ...'un öldürülmesi olayı ile ilgili olarak temyiz dışı sanık ...'nın ilk ifadelerinde maktüle ateş edenlerin kim olduğunu bilmediğini bildirmesine rağmen, bu sanık ve tanık ...'un olaydan 27 gün sonra verdikleri ifadelerde 'maktüle ateş edenlerin sanıklar ..., Şah ..., ..., Hakim Yolcu ve Necdet Beyazçiçek' olduğunu bildirdikleri; maktül ... ...’nın öldürülmesi olayı ile ilgili olarak dinlenen maktülün oğlu ...'nın maktüle ateş edenlerin '..., ..., ... Başçı, ... Kaplan' olduğunu bildirdiği maktül ... ...'nın öldürüldüğü yerde bulunan 2 adet 7,62 mm kovan ve 2 çekirdeğe ilaveten ... tarafından teslim edilen 5 kovan ve 1 çekirdekten olmak üzere 7 kovandan 5 adedinin ve 3 çekirdeğin tamamının sanık ...'a görev gereği teslim edilen uzun namlulu silahtan atıldığının belirlendiği olayda;

Gerekçeli kararın Anayasa'nın 141 ve 5271 sayılı CMK.nun 34, 230 ve 232. maddelerinde belirtilen nitelikleri taşıması gerektiği, gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin açıkça gösterilmesi, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde ayrı ayrı gösterilmesi ve hangisinin hangi sebeple diğerine üstün tutulduğunun belirtilerek, ulaşılan kanaat ve sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunların nitelendirilmesi ile buna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeyerek,

aa- Maktül ...'un öldürülmesi olayı yönünden; temyiz dışı sanık ... ve tanık ...'un isimlerini bildirdiği 5 sanık arasından sanıklar ... ve Şah ...'nun,

bb- Maktül ... ...'nın öldürülmesi olayı yönünden; tanık ...Baha'nın ismini bildirdiği 4 kişi arasından aleyhinde maddi delil bulunan ... ile birlikte sanık ... Başçı'nın,

Eylemlerinin sübutu ve nitelendirilmesinde esas alınan delillerin ne olduğu, hangi beyan yada beyanlara niçin üstünlük tanındığı, eylemlerinin sübutu kabul edilmeyen sanıklara göre olaydaki durumlarının niçin farklı değerlendirildiğinin denetime imkan verecek şekilde karar yerinde tartışılmaksızın yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

b- Sanıklar Şah ..., ... ve ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu yönünden kabul ve uygulamaya göre;

aa- Temel adli para cezasının suç tarihi itibariyle 343.TL yerine 450.TL olarak belirlenmesi,

bb- Hak yoksunlukları yönünden 765 sayılı Yasa hükümlerinin daha lehe olduğu halde 5237 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince 26.11.2015 tarih ve 325-347 sayı ile; sanığın, kasten öldürme suçundan 765 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi yollamasıyla 448, 59/2, 31, 33 ve 40. maddeleri uyarınca 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, müebbeden kamu hizmetlerinden yasaklanmasına; 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 13/2, 59/2, 31, 33 ve 40. maddeleri uyarınca uyarınca 4 yıl 2 ay hapis ve 285 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 4 yıl 2 ay süreyle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ve mahsuba ilişkin, kasten öldürme suçu açısından resen temyize tabi hükümlerin, sanık ve müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.11.2017 tarih ve 3025-3933 sayı ile onanmasına karar verilmiştir

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 30.01.2018 tarih ve 21851 sayı ile; "...Mahkemece mahkumiyet kararına gerekçe olarak, maktulün oğlu katılan ...'nın beyanları, tanık ...'un kollukta verdiği ifade, olayda iki silah kullanıldığının tespit edilip bunlardan birinin hükmü daha önce onanıp kesinleşen ...'a ait olup diğerinin sanık ...'e ait olduğunun kabul edilmesi ve sanığın üzerinde atış artıklarına rastlanılmış olması gösterilmiştir.

Sanık hiç bir şekilde suçlamayı kabul etmemiş, muhtar olduğu için bir tabancası olduğunu, başka silahının olmadığını, evde otururken Şakir’in vurulduğunu ...'dan duyunca koşarak olay yerine gittiğini, olay yerine gelen köylülerin bir kısmında uzun namlulu silahlar gördüğünü, maktulü kimin öldürdüğünü bilmediğini savunmuştur.

Beyanları hükme dayanak yapılan katılan ...'nın aşamalarda verdiği ifadelerinde çelişkiler mevcuttur. Olay sırasında kendisinin bulunduğu yer ile babasının vurulduğu yerin uzaklığı konusunda jandarmada verdiği ifadede 150-170 metre, yer göstermede 700-800 metre, savcılık ifadesinde 10-15 metre ve duruşmada ise 15-20 metre gibi uzaklıklardan bahsetmiştir. Babasına ateş eden kişiler yönünden kolluk ifadesinde ..., ... Başçı, Safiiyettin Kaplan ve ...'nın ateş ettiğini söylemiş, duruşmada bu kişilere Mecit ... ve ... Başçı'yı eklemiş, talimatla alınan beyanında ... Başçı'yı çıkarmış, keşifte ise bu kişiyi tekrar eklemiştir. 06.10.2003tarihli Savcılık ifadesinde babasına ateş ederkeen kimseyi görmediğini, ama babasının bulunduğu yere yaklaşık 10-15 metre mesafede yolun üzerinde ellerinde uzun namlulu silahlarla kaçarken 4 kişiyi gördüğünü söylemiştir.

Tanık olarak dinlenen maktulün oğlu ...'nın, 02.10.2003 tarihli Olay Yeri İnceleme ve Ölü Muayene Tutanağında, babasının kimin öldürüldüğünü görmediğini, ancak aralarında daha önceden arazi anlaşmazlığı yüzünden ihtilaf bulunan Alıcık köyünden Hacı Sait oğlu ..., Hacı Sait oğlu ... ile Alıcık köyü muhtarından şüphelendiğini beyan ettiğinin tespiti yapılmıştır. Aynı kişi kollukta ve duruşmadaki beyanlarında, babası Mehmet Ferit'in vurulduğu yere doğru dere boyunca ilerleyip yaklaşık 50 metre mesafe kalınca babasının cesedini gördüğünü, cesedin başında kardeşi Piran'ın olduğunu, hemen oraya gitmek istediğini ama yaklaşık 200 metre mesafeden babasının bulunduğu yerin üzerindeki tepeden üzerine doğru uzun namlulu silahlarla Alıcık köyünden ..., ..., ...'ın abisi Mecit, ... Başçı ve ... Başçı'nın ateş etmeye başladığını söylemiş, keşif sırasında da bu kişilere ... Kaplan'ı da eklemiştir.

Tanık ... kolluktaki ifadesinde, ...'un vurulduğunu duyunca köy halkıyla birlikte olay yerine gittiğini, cenazeye 200 metre kadar yaklaştığını, ... ..., Mecit ..., ..., ... Başçı, ... ve ...'da kaleşnikof piyade tüfeği olduğunu, Alıcık köylüleri ile Yaşlıca'lıların karşılıklı ateş ettiklerini, kimlerin ateş ettiğini görmediğini söylemiş, savcılık ve duruşma aşamasında ise ..., Mecit, ... ve ...'da kaleşnikof silah olduğunu, ... ile ...'da silah görmediğini, kolluktaki ifadesinin yanlış anlaşılmaktan kaynaklandığını açıklamıştır.

Sanık ... Başçı, üzerinde çıkan atış artıklarıyla ilgili olarak, muhtar olması nedeniyle jandarmanın talimatı gereği köyde bulunan ve koruculuk nedeniyle verilen silahları toplayıp tetik veya kabzasına dokunmadan jandarmaya teslim ettiğini açıklamıştır.

Olay sonrası tutulan tutanağa göre, olay yerinde 7 adet kovan ve 3 adet mermi çekirdeği ele geçirilmiştir. 7,62x39 mm çaplı uzun namlulu silahlara ait 7 adet kovanın 5 adetinin bir silahtan, 2 adetinin bir silahtan olmak üzere 2 ayrı silahtan çıktığı, 3 adet deforme mermi çekirdeği ile 5 adet olarak belirlenen 7,62x39 mm çağındaki kovanların hükmü kesinleşen ...'a koruculuk nedeniyle verilen uzun namlulu silahtan atıldığı, fenni olarak saptanmıştır. Ölende beşi tek başına öldürücü olmak üzere yedi mermi yarası tespit edilmiştir.

Sanık lehine ifade veren tanıklar Abdulhaluk Sakur ve Mehmet Şirin Birlik beyanlarında, yanlarında diğer köylüler ve birlikte köy muhtarı ... da olmak üzere Alıcık köyünde Sait Başçı'nın evinde oturuyorken ses duyduklarını, dışarıya çıktıklarını, bir çocuğun ...'un vurulduğunu söylediğini, köylülerle beraber olay yerine doğru yöneldiklerini, karşıdan gelenlerin bir cenaze olduğunu söyleyince muhtarın cep telefonu ile jandarmayı aradığını, ancak telefonun çekmediğini, muhtarla birlikte cenazenin olduğu yere gittiklerini, sonra muhtarla birlikte köye döndüklerini ifade etmişlerdir.

Ceza hukukunun amacı maddi gerçeği hiç kuşkuya meydan bırakmadan bulmaktır. Küçük bir şüphenin bulunduğu bir yerde mahkûmiyet hükmünün kurulması beklenemez.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.11.2009 tarih ve 2009/8-122-2009/266 sayılı kararında belirtildiği üzere 'ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan 'in dubio pro reo' yani kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilmesinin tek yolu budur.'

Buna göre olay değerlendirildiğinde; mahkumiyete dayanak yapılan katılan ...'ın beyanlarında, zaman, mesafe ve olaya karışan kişi sayısı bakımından çelişkiler bulunduğu, tanık Mehmet Salih'in ilk ifadesini sonradan değiştirdiği, sanığın, üzerinde çıkan atış artıklarının nedenini açıkladığı, kaldı ki, olayda bilimsel delillerle iki silahın kullanılmış olduğunun saptanmış olmasına göre, katılan ...'ın beyanlarının inandırıcılığını yitirdiği gibi, bu iki silahtan birinin mahkumiyet hükmü daha önce onanıp kesinleşen sanık ...'a ait olduğunun anlaşıldığı, diğer silahın ise sanık ...'e ait olacağı şeklindeki kabulün varsayıma dayalı olup, daha hakkında hüküm verilmeyen ve davaları ayrılıp başka bir dosyada yargılamaları süren ... Başçı ve ... Başçı adında iki kaçak sanık daha bulunduğu, bu sanıkların bir şekilde yakalanıp muhtemel bir mahkumiyet kararı verilmesi durumunda, sanık ...'in hukuki durumunun doğrudan etkileneceğinin açık olduğu, toplanan delillere göre sanık hakkındaki kuşkunun tam olarak giderilemediği, 'şüphe sanık lehinedir' ilkesine göre beraat kararı verilmesi gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.

CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 13.03.2018 tarih ve 614-1140 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

İtirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

02.10.2003 tarihli olay yeri tespit tutanağına göre; aynı tarihte saat 13.00 sıralarında Alıcık köyü muhtarının karakolu telefonla arayarak Alıcık köyünde ikamet eden Hüsamettin oğlu ...'un ateşli silahla Alıcık köyü Hırsızpınarı mevkiinde öldürüldüğünü ihbar etmesi üzerine aynı tarihte saat 14.00 sıralarında olay yerine intikal edildiği, Kayabaşı-Muş tali yolu Hırsızpınarı mevkiinde yol üzerinde maktulün sırtüstü vaziyette olduğunun görüldüğü, maktulün kimlik araştırmasında Bitlis ili, Mutki ilçesi, ... nufüsuna kayıtlı ... köyü, Yaşlıca mezrasında ikamet eden Mahmut oğlu 1963 doğumlu maktul ... olduğunun tespit edildiği, maktulün Hırsız Çeşme deresine Muş tali yolunun 2 metre içinde başı güney istikametine doğru yattığı ve ateşli silahla öldürüldüğü, üzerinde bulunan ceketin sağ cebi 10 cm kadar namlu aleviyle yanma izinin olduğu, olay yerinde kalashnikov marka silaha ait boş kovan 2 adet 7,62 mm çapında mermi çekirdeği bulunduğu ve yoğun kan izlerinin olduğu,

03.10.2003 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre; aynı tarihte saat 13.45 sıralarında Mutki İlçe Jandarma Komutanlığı Kavakbaşı Karakolu sorumluluk alanında bulunan Alıcık köyü Hariavi tepesinde öldürme olayının olduğunun bildirilmesi üzerine saat 15.00 sıralarında olayın meydana geldiği Yaşlıca köyü Hariavi tepesine gidildiği, olay yerinin fotoğraflandığı, yerde baş kısmı Yaşlıca köyünü gösteren ... kısmı Muş istikametini gösteren 175 cm boyunda tahmini 45-50 yaşlarında alnı açık beyaz saçlı üzerinde kahverengi çizgili takım elbise olan bir erkek şahsın ateşli silahla öldürüldüğü, cesedin üzerinde çevresinde yapılan araştırmada 2 adet boş kovan ve 2 adet deforme olmuş mermi çekirdeğinin bulunduğu, ölen şahsın ... olduğu ve Yaşlıca mezrasında ikamet ettiği, olay yerinde maktulün ve oğlu katılan ...'nin el svaplarının alındığı, yalnız jandarmaya gelen ihbarda ölen şahsın Yaşlıca mezrasından değil, Alıcık köyünden biri olduğunun ihbar geldiği şüphesi üzerine olay yeri araştırılırken bu seferde saat 16.00'da Alıcık köyünde birinin öldürüldüğü ihbarının geldiği, saat 17.05'te Alıcık köyüne gidildiği, köyün camisinde ölü yıkanan yerde köy muhtarının beyanına göre Hüsamettin oğlu 1972 doğumlu ...'un ateşli silahla öldürülmüş cesedi ile karşılaşıldığı, cesedin fotoğraflarının çekildiği, olay yerinin Hariavi tepesi olduğunun öğrenilmesi üzerine köyden bir kılavuz ve köy muhtarı alınarak olay mahalline traktör yolundan kestirmeden gidildiği, 15 dakika sonra olay mahalline varıldığı, Hariavi tepe sırtlarında kan izlerine rastlandığı, kan izinin tepe başından Muş istikametine doğru zirveden yere kadar ara ara 100 metre civarında kan izlerinin olduğu, bir önceki ceset ile bu olay arasındaki mesafenin tahminen 250-300 metre olduğunun, Hariavi tepe sırtında 2 adet keleş şarjörünün köyün eski muhtarından alındığı, aramaya saat 18.45'te son verildiği, tekrar Alıcık köyünde bulunan cesedin yanına gelindiği, inceleme dışı maktulün köy camisinin avlusunda bulunan ahşap musalla tahtasının üzerinde sırtüstü vaziyette yattığı, cesedin sol göğüs kısmında bir adet ateşli silah giriş deliği, cesedin sırtında sırt orta nokta omurga üzerinde bir adet çıkış deliğinin olduğunun tespit edildiği, cesedin sol diz kapağında sıyrıklar olduğu, şüpheli olarak görülen 8 kişiden el svapları alındığı, olay mahallinden dönüldükten sonra 03.10.2003 tarihinde gidilen Yaşlıca mezrasında ölen ...'nın oğlu tarafından karakol komutanına verilen 4 adet boş kovan ve 1 adet mermi çekirdeğine el konulduğu, aynı yerde maktul ... Ferit'in öldürüldüğü yere cesedin 8 metre dere kenarında 1 adet daha boş kovan bulunduğu, olay mahallinde toplam 7 adet boş kovan ve 3 adette mermi çekirdeğinin bulunduğu,

02.10.2003 tarihinde saat 18.30'da düzenlenen tutanağa göre; Alıcı köyü gönüllü köy korucularına ait silahların göz ve elle yapılan kontrollerinde inceleme dışı maktul ..., inceleme dışı sanıklar ... ve ... Kaplan'a ait silahların temiz olduğu ve bakımının yeni yapıldığı,

02.10.2003 tarihli olay yeri inceleme ve ölü muayene tutanağına göre; aynı tarihte saat 13.30 sıralarında İlçe Jandarma Komutanlığınca Alıcık köyü yakınlarında ateşli silahla öldürme olayının olduğunun bildirilmesi üzerine Cumhuriyet savcısının olay yerine intikal ettiği, olay yerinin Kayabaşı köyünün Parizan mezrasına bağlayan yol üzerinde olduğu, yol ortasında başı Kayabaşı istikametine olacak şekilde sırtüstü yatar vaziyette bir erkek cesedi olduğu, yanında tahminen 7,62 mm çapında mermiye ait iki adet çekirdek ile iki adet kovan olduğu, kimlik tanığı katılan Hamid Balta; "Ceset öz babam M. Ferit Balta'ya aittir. Babamı kimin öldürdüğünü görmedim. Ancak aramızda daha önceden arazi anlaşmazlığı yüzünden ihtilaf bulunan Alıcık köyünden Hacı Sait oğlu ..., Haci sait oğlu ... ile Alıcık köyü muhtarından şüpheleniyorum." dediği, olay yerinin çok kalabalık olması sebebiyle ölü muayene işlemlerine Kavakbaşı Sağlık Ocağında devam edilmesine karar verildiği, cesedin sol meme ucunu takiben 5 cm iç altında bir adet mermi çıkış deliği, sol meme ucunun 10 cm altında bir mermi çıkış deliği, göbeğin 7 cm üstünde bir adet çıkış deliği, sol koltuk altında bir adet mermi çıkış deliği, sağ meme ucunun 5 cm dış altında bir mermi çıkış deliği,sol diz kapağının 3 cm altında bir çıkış deliği, sağ kasıkta bir adet mermi çıkış deliği olmak üzere ön yüzde toplam 7 adet mermi çıkış deliğinin olduğu, cesedin ön yüzünde sol koltuk altı 10 cm altında bir adet mermi giriş deliği, sol kasık arka kısmında bir adet mermi giriş deliği, sol uyluk ortası dış yan kısmında bir adet mermi giriş deliğinin olduğu, cesedin arka yüzünün incelenmesinde sağ kürek kemiği üzerinde bir adet, sol kürek kemiği altında bir adet, sol makat üzerinde bir adet, sol makatın 10 cm yukarısında 1 adet olmak üzere toplam 4 mermi giriş deliğinin bulunduğu, cesedin ön yüzünde 7 adet çıkış, 3 adet giriş deliği bulunduğu, cesedin sırt yüzünde toplam 4 adet giriş deliği olduğunun tespit edildiği, kesin ölüm sebebinin için klasik otopsiye karar verildiğinin belirtildiği,

03.10.2003 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; maktulün ... olduğunun, cesette 1- sırtın sağ taraf sağ kürek kemiği iç üst köşede bir adet etrafında barut, is, hasarı görülmeyen mermi giriş deliği ile bu bu mermi çekirdeğine ait sol koltuk altı ön kısmında 1x1 cm ebadında mermi çıkış deliği, 2- sırtın sol taraf 6. kaburga hizasında bir adet aynı özellikte mermi giriş deliği ile bu mermi çekirdeğine ait sol meme iç yan tarafta 2x2 cm ebadında mermi çıkış deliği, 3- lomber bölge solda aynı özellikte mermi giriş deliği ile bu mermi çekirdeğine ait sağ meme dış yan tarafta 3x1 cm ebadında mermi çıkış deliği, 4- kalçanın sol yan tarafında bir adet aynı özellikte mermi giriş deliği ile bu mermi çekirdeğine ait göbeğin 5 cm üst tarafında 1x1 cm ebadında mermi çıkış deliği, 5- sol gluteal bölgede aynı özellikte mermi giriş deliği ile bu mermi çekirdeğine ait kalçanın sağ taraf, sağsias dış tarafta 1x1 cm ebadında mermi çıkış deliği, 6- sol ön koltuk altı çizgisinin 8. kaburgayı kestiği yerden aynı özellikte mermi giriş deliği ile cilt altı seyirli olarak sol memenin 10 cm alt tarafında 4x2 cm boyunda mermi çıkış deliği, 7- sol femoral bölge dış yan tarafta aynı özellikte mermi giriş deliği ile bu mermi çekirdeğinin sağ diz ekleminde kemik kırıkları meydana getirdikten sonra sağ diz alt tarafta 2x1 cm ebadında mermi çıkış deliğinin tespit edildiğinin, cesette darp, cebir, kesici delici alet yaralanmasına rastlanmadığının, kafa tası kemiklerinde çatlak ve kırık olmadığı, ölüm sebebinin 1 no'da tarif edilen mermi çekirdeğinin meydana getirdiği sol akciğer yaralanması, 2 no'da tarif edilen mermi çekirdeğinin meydana getirdiği kalp yaralanması, 3 no'da tarif edilen mermi çekirdeğinin meydana getirdiği ince bağırsak, karaciğer ve sağ akciğer yaralanması ile 4 ve 5 no'da tarif edilen mermi çekirdeklerinin meydana getirdikleri kalın ve ince bağırsak yaralanması sonucu meydana gelen karın ve göğüs içi kanaması ile birlikte dış kanamadan öldüğü, 1, 2, 3, 4 ve 5 no’da tarif edilen ateşli silah yaralanmalarının kişiyi başlı başına ve müştereken öldürebilecek mahiyette bir yaralanma meydana getirdiklerinin, 6 ve 7 no'da tarif edilen ateşli silah yaralanmalarının öldürücü mahiyette olmadıklarının belirtildiği,

02.10.2003 tarihli olay yeri inceleme tutanağına göre; inceleme dışı maktul ...'in öldürüldüğü yerin Alıcık köyü, Hariavi tepesi olduğu, yerde kan izlerinin bulunduğu, kan izlerine yaklaşık 15-20 metre mesafede iki adet boş tüfek şarjörü olduğu, maktulün öldüğü beyan edilen yer yakınında herhangi bir boş kovan ve çekirdeğe rastlanmadığı, inceleme dışı katılan sanık ... Başcı; maktul ...'in öz dayısı olduğunu, birkaç gündür küçükbaş hayvanlarının kayıp olduğunu, kendisinin bir adet maktulün 3 adet hayvanın kayıp olduğunu, bu hayvanları aramak amacıyla sabah saat 08.00 sıralarında maktulle birlikte yola çıktıklarını, yanlarında kimsenin olmadığını, maktulün yanında korucu silahı olduğunu, olayın olduğu Hariavi tepesine geldiklerini, arama faaliyetlerine devam ettiklerini, maktulün kan izlerinin bulunduğu yerde, kendisinin ise tepenin arkasında bulunduğu esnada silah sesleri duyduğunu, bulunduğu yerden maktulü görmediğini, kaç el silah sesi geldiğini tam olarak hatırlamadığını, olay yerine geldiğinde maktulün yerde yattığını, maktulün yanında veya yakınında ateş eden kimseyi görmediğini, kendisinden su istediğini, su almaya gideceği sırada maktulün öldüğünü, ... köyü tarafına doğru uzaklaşan iki şahıs gördüğünü, aralarının tahminen 1 km olduğunu, kim olduklarını bilmediğini, silahların olup olmadığını uzaktan görmediğini, maktulün yanına vardığında korucu silahının yanında olduğunu, maktulün silahı ile ateş edip etmediğini bilmediğini, silahının nerede olduğunu bilmediğini, olay sonrası hemen köye gelip köylülere haber verdiğini, köylülerin gelerek maktulü köye götürdüklerini, maktulün silahını kimin aldığını bilmediğini, maktul ... ile maktul ... Ferit'in öldürüldüğü yerin arasının yaklaşık 500 metre mesafe olduğu, inceleme dışı katılan sanık ... Başcı'nın el svaplarının alındığı,

İnceleme dışı maktul ...'a it 02.10.2003 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağına göre; maktulün cesedinin köy camisinin avlusunda ahşap musalla tahtası üzerinde sırtüstü yatar vaziyetti olduğu, hüviyet tanığı sanık ...; "Şu an huzurda olan ceset benim kız kardeşimin kocası, aynı zamanda halasının oğlu olan ...’a aittir. Alıcık köyünde oturmaktadır. Kendisinin kim tarafından vurularak öldürüldüğünü bilmiyorum." dediğini, ceset üzerinde sadece göğüs bölgesinde yara olduğu, sol göğüs kısmında bir adet kurşun giriş deliği, yine cesedin sol köprücük kemiği üzerinde de bir adet kurşun deliği bulunduğu, cesedin sırtında sırt orta noktada omurga üzerinde bir adet kurşun çıkış deliği olduğu, bilirkişi doktor beyanında; cesette sol köprücük kemiği üzerinde bir adet ateşli silah giriş deliği, sırt kısmında orta bölgede omurga üzerinde bir adet kurşun çıkış deliği bulunduğu ayrıca, sol diz kapağı üzerinde sıyrık lezyonlar olduğu, maktul ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak kanamaya bağlı dolaşım yetmezliği sonucu öldüğünü beyan ettiği,

04.10.2003 tarihli olay yeri inceleme ve yer gösterme tutanağına göre; Cumhuriyet savcısının olay yerine intikal ettiği, maktul ... Ferit'in vurulmuş olduğu yerin Mutki ilçesi, Kayabaşı köyü, Perizan mezrasına bağlayan yol olduğu, katılan ...; burada hayvanlarımızı güderken amcasının oğlunu ziyaret amacıyla Muş'a giden ve yolun kestirme olması sebebiyle bu yolu kullanan babası maktul ile karşılaştığını, maktulle 15-20 dakika kadar konuştuktan sonra maktulün Arpalı köyü, Yaşlıca mezrasına doğru hareket ettiğini, kendisinin de hayvanların başına döndüğünü, maktulden ayrıldıktan yaklaşık yarım saat sonra silah sesleri duyduğunu, silah seslerinin maktulün gittiği yönden geldiğini, bunun üzerine dağdan silah seslerinin geldiği yöne doğru koşmaya başladığını, hayvanları güttüğü yere yakın yerde köylüleri Besim Balta'nın da kendi sürülerini güttüğünü, maktulün babasını ilk vurulduğunu fark ettiği nokta ile maktulün vurulduğu yerin yaklaşık 700-800 metre olduğu, ayrıca maktul ...'in vurulduğu bölgenin de bu bölgeye mesafesinin yaklaşık 500 metre olduğu, katılan ...; maktulün yanında kalabalık insanlar olduğunu, yine inceleme dışı maktul maktul ...'in vurulduğu noktada kadınlı erkekli insanlar olduğunu, ayrıca inceleme dışı maktul ...'in vurulduğu noktadan Perizan istikametine doğru 300 metre kadar uzaklıkta 6-7 erkek gördüğünü ancak teşhis edemediğini beyan ettiği, belirtilen noktalarda bulunan askerler olduğu ancak bu şahısların kim olduklarının teşhisinin mümkün olmadığı, sadece kaç kişi olduklarının sayılabildiği, katılan ...'ın devamla; ateş edenlerin 4 kişi olduğunu ve bu şahısların yere ve güney istikametinde dereye doğru ateş ettiklerini gördüğünü, bu arada sonradan inceleme dışı maktul ...'e ait olduğunu öğrendiği cesedin kadınlarca sırtlarına alınarak Alıcık köyü istikametine doğru götürüldüğünü gördüğünü, ateş edildiğini anlayınca saklandığını, kimin kime ateş ettiğini bilmediğini, maktulün o istikamete olduğunu bildiği için merak ettiğinden bakmaya geldiğini, ateş edenlerin inceleme dışı maktul ...'in bulunduğu yerden Alıcık köyü istikametine doğru uzaklaşınca ateş ettikleri yere doğru yürüdüğünü, kime ateş ettiklerini bilmediğini, ateş edenler önceden tanıdığı Alıcık köyünden inceleme dışı sanıklar ..., ... Başcı, ... Kaplan ve muhtar sanık ... olduğunu, bu şahısları babasına ateş ederken görmediğini, babasını kimin vurduğunu da bilmediğini, ancak bu şahısları olay yerinden ayrılırken gördüğünü, hepsinde uzun namlulu silahlar olduğunu, şahıslar olay yerinden uzaklaşınca maktulün bulunduğu yere doğru gittiğini, babasının bulunduğu yerde ilk aşamada bir karartı gördüğünü, bunu ilk aşamada elbise zannettiğini, yanına yaklaştığında maktulün sırtüstü yerde vurulmuş vaziyette yattığını gördüğünü, maktulün yanında bir mermi çekirdeği ile 4 adet boş kovan gördüğünü, kendisinden 5-10 dakika sonra köylülerinin geldiğini, Besim Balta'nın da köylülerle birlikte geldiğini beyan ettiği, bu arada maktulün cesedine 8 metre mesafede dere kenarında bir adet kalashnikov mermisine ait boş kovanın bulunduğu ve muhafaza altına alındığı, katılan ...; maktul ile ilk karşılaştığı yerde hiç silah sesleri duymadığını, maktul yanından ayrıldıktan yarım saat kadar sonra silah sesleri duyduğunu, olay günü öncesinde inceleme dışı maktul ... ve inceleme dışı katılan sanık ... Başcı'yı olay yeri ve yakınında görmediğini, maktul ...'i kimin vurduğunu bilmediğini, kendisinde ve maktulde silah olmadığını, maktulün yanına geldiğinde öldüğünü, neden öldürüldüğünü bilmediğini, maktule ateş ederken kimseyi görmediğini, sadece olay yerinden uzaklaşırken ismini verdiği 4 şahsı gördüğünü, jandarmadaki ifadesine yanlış geçtiğini, bu şahısları ellerinde silahlarla maktulün vurulduğu yerden uzaklaşırken gördüğünü, inceleme dışı katılan sanık ... Başcı; olay günü olay yeri incelemesi sırasında savcılığa verdiği ifadesini aynen tekrar ettiğini, olay yeri ve yakınında kimseyi görmediğini, silah seslerini duyduğunda dayısı olan inceleme dışı maktul ...'in yanına geldiğini, olay yerinde kimseyi görmediğini,

Jandarma Genel Komutanlığı Bölge Kriminal Laboratuvarları Van Şube Müdürlüğünce düzenlenen 17.10.2003 tarihli ekspertiz raporunda; a)- inceleme dışı maktul ...'a ait sağ el üst ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sağ yüz-boyundan alınan svap üzerinde baryum ve antimon elementlerinin, b)- inceleme dışı sanık Kasım Karakaya’ya ait sağ el üst, sağ yüz-boyun ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sağ el iç, sol el iç ve sol el üstünden alınan svaplar üzerinde baryum ve antimon (Sb) elementlerinin, c)- inceleme dışı katılan sanık ... Başcı'ya ait sağ el içinden alınan svap üzerinde baryum ve antimon elementleri, sağ yüz-boyun ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum ve kurşun elementlerinin, d)- maktul ...'ya ait sağ el iç, sağ el dış ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sol el dış ve sağ yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum ve antimon elementlerinin, e)- inceleme dışı sanık ...'ya ait sağ el dış ve sağ yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sağ el iç, sol el iç, sol el dış ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum ve antimon elementlerinin, f)- inceleme dışı sanık Nusrettin Acar'a ait tüm svaplar üzerinde baryum ve antimon elementlerinin, g)- sanık ...'ya ait sağ el iç ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sağ yüz-boyundan alınan svap üzerinde baryum ve kurşun elementlerinin, sağ el dış ve sol el dışından alınan svaplar üzerinde baryum, kurşun ve antimon elementlerinin, h)- inceleme dışı sanık ... Harun Bayar'a ait sol el iç, sağ el dış, sol el dış, sağ-yüz boyun ve sol yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sağ el içinden alınan svap üzerinde baryum ve antimon elementlerinin, ı)- inceleme dışı sanık Hamit Balta'ya ait sağ el iç, sağ el dış ve sol el dışından alınan svaplar üzerinde baryum elementi, sol el iç, sağ yüz-boyundan alınan svaplar üzerinde baryum ve antimon elementlerinin, i)- inceleme dışı sanık ... ...'a ait sağ el dış ve sol el dışından alınan svaplar üzerinde baryum ve antimon elementleri, sağ el iç ve sol el içinden alınan svaplar üzerinde baryum, kurşun ve antimon elementlerinin, baryum, kurşun ve antimon elementleri atış artıklarının kimyasal yapısında bulunduğunun, atış sırasında silah çevresine ve üzerine rastgele saçılma şeklinde yerleşen atış artığı partiküllerinin yapısında kurşun, baryum ve antimon elementlerinin herhangi biri, ikisi veya her üçünün yer alabildiğinin, kişilerin günlük yaşamında nadiren de olsa kurşun, baryum ve antimon elementleri ihtiva eden maddelerle karşılaşabilecekleri düşüncesinden hareketle, yapılan araştırma ve deneyler sonucunda; olası görülebilecek değerlerde dikkate alınarak; ..., Kasım Karakaya, Fesih Başcı, ..., ..., Nusrettin Acar, ..., Mehmet Emin Bayar, ... ve Mehmet ... isimli şahıslara ait svaplar üzerinde tespit edilen söz konusu element/elementlerin ateşli silahtan kaynaklanan atış artıkları olabileceğinin değerlendirildiğinin, maktul ... Ferit'in ceketinde 12 adet, gömleğinde 14 adet delinmenin olduğunun, ceket üzerinde bulunan giriş delikleri çevresine uygulanan kimyasal analizler sonucu atış artıkları tespit edildiğinin, atış artıklarının dağılımı ve yoğunluğu dikkate alındığında atışın yakın atış mesafesinden yapıldığının, maktul ...’in gömleğinde bir adet delinmenin olduğunun, gömlek üzerindeki giriş deliği çevresinde uygulanan kimyasal analizler sonucu atış artıkları tespit edilmediği, atışın uzak atış mesafesinden yapıldığı kanaatine varıldığının bildirildiği,

Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Daire Başkanlığınca düzenlenen 16.06.2004 tarihli ekspertiz raporuna göre; el üst kısmında atış artıklarının tespiti, o elin ya ateş ettiğini veya atış sırasında silaha yakın mesafede bulunduğunu gösterdiği, avuç içinde atış artıklarının tespiti o elin silah tuttuğunu veya ateş etmediği halde atış artıklarının bulunduğu yerlere temas ettiği veya atış sırasında silaha yakın mesafede bulunduğu, yüzde atış artıklarının tespiti, atış artıkları bulunan elin yüze sürüldüğünü veya atış sırasında silaha yakın mesafede bulunduğu, olayla ilgisi olmadığı halde atış artıklarının bulunduğu yerlere (bitişik veya yakın atışlarda mermi giriş deliğinin yakın civarına, atışta kullanılan silaha, ateş eden el ile tokalaşma vs.) temas eden ellerde de atış artıklarının bulunabileceği bilgilerine yer verildiği,

Van Bölge Kriminal Laboratuvarları Şube Müdürlüğünün 28.10.2003 tarihli ekspertiz raporuna göre; olay yerinde bulunduğu belirtilen yedi adet 7,62x39 mm çapında kovan ve aynı çapta üç adet deforme mermi çekirdeğinin mikroskopta yapılan ayrı ayrı karşılaştırılmaları sonucu mevcut genel izlere atfen; yedi adet 7,62x39 mm çapında kovan (5+2) olmak üzere çap ve tiplerine uygun iki ayrı silahtan atıldıkları, üç adet deforme mermi çekirdeğinin çapına uygun tek silahtan atıldığı tespit edildiği, ekspere verilen eşya bölümünde özellikleri belirtilen yirmiyedi adet 7,62x39 mm çapında mukayese kovan ve aynı çapta mukayese mermi çekirdekleri ile olay yerinde bulunduğu bildirilen ve (5+2) olarak gruplandırılan toplam yedi adet 7,62x39 mm çapında suç konusu kovan ve 7,62 mm çapında üç adet deforme mermi çekirdeğinin mikroskopta yapılan ayrı ayrı karşılaştırmaları sonucu mevcut genel izlere atfen; 5'li gruba giren beş adet 7,62x39 mm çapında kovan ve tek silahtan atıldığı tespit edilen üç adet 7,62 mm çapında deforme mermi çekirdeğinin "75173 t" seri numaralı 7,62x39 mm çapında fişek istimal eden She marka tüfekten atıldıkları, 2'li gruba giren iki adet kovanın, birlikte gönderilen tüfeklerden atılmadığı,

Mutki Cumhuriyet Başsavcılığınca 18.11.2003 tarih ve 218 sayı ile; sanıklar Mehmet Sıddık Kaplan, Tahsin Beyazçiçek, Mehmet Beyazçiçek, Sabri Balta, Nusrettin Yolcu, ... ve ... hakkında faili belirsiz şekilde adam öldürmek ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarından kamu adına takibat yapılmasına yer olmadığına karar verildiği,

Bitlis Telekom Müdürlüğünden alınan 15.12.2003 tarihli görüşme detayı incelendiğinde; maktul ...'e ait olduğu tespit edilen 713 22 52 numaradan jandarmanın kullanmış olduğu 711 21 66 numaralı telefonun olay günü saat 08.04.31’de 21 saniye, 08.17.53’de 39 saniye olmak üzere arandığı, olaydan sonra ve bu aramalardan sonraki ilk aramanın saat 13.32.54'te yapıldığı, görüşmenin 119 saniye sürdüğü, yine saat 13.46.15'de yapılan aramanın ise 12 saniye sürdüğü,

Mahkemenin 30.07.2004 tarihli keşif zaptında; "Yapılan gözlemde inceleme dışı katılan sanık ...'in tanık ...'la beklediğini söylediği nokta ile maktulün vurulduğu yer arasının yaklaşık 150 metre mesafede olduğu bakıldığında maktülün bulunduğu yerin net olarak görüldüğü anlaşıldı ayrıca maktulün bulunduğu yerde tanıdık bir insanın bulunması halinde yüksekten bakılıyor olması nedeni ile tanınabileceği gözlemlendi. Sanık ...'e maktüle ateş eden sanıkların yerleri gösterilmesi istendi, sanıkla birlikte hareket ederek ateş eden şahısların yerlerinin olduğu yere gelindi soruldu: 3 sanık yani Cahit, Hakim ve Şah ... burada, Mehmet Şakir ve Nejdet Beyazçiçek ise şurada (sanığın gösterdiği iki yer arasında takriben 15 metre mesafe olup maktulün vurulduğu yere oranla dağın eteğini paralel şekilde çizer şekilde bir yer) idi yapılan incelemede sanki Fesih ile ...'un oturarak beklediği yer ile ateş eden sanıkları gördükleri yerden birbirine doğru karşılıklı olarak bakıldığında her iki yerden bakılması halinde diğerinde bulunan şahsın görülmediği görülerek sanık ...'ten soruldu: biz ilk ateş sesleri üzerine bulunduğumuz yerden şuraya doğru hareket ettik dedi. Sanıkların bulunduğu yerin hangi noktadan gördüğünü göstermesi istendi: sanık eli ile işaret ederek bulundukları yeri gösterdi bulundukları yere gelindi bilirkişiye talimat verilerek bulundukları yeri ve sanıkların ateş ettiği yeri işaretlemesi ve ölçümünü yapması istendi yapılan gözlemde yaklaşık olarak 15 metre oturdukları yerin sağına doğru yeri gösterdi o noktadan bakıldığında sanığın bahsettiği ve gördüğünü söylediği diğer beş sanığın ayrı ayrı üçünün ve ikisinin ateş ettiği yere bakıldı net olarak ateş edenlerin görülebileceği ve tanınabileceği gözlemlendi.",

Bilirkişi Mehmet ... Aydıngöz'ün 02.08.2004 tarihli olay yeri kroki raporunda; "Yapılan yer göstermeler esnasında ... ile ...'un gösterdikleri yer olarak birbirine yakın olduğu, aralarında 10-14 metre fark bulunduğu şekilde olması nedeni ile gösterdikleri yerlerden sanıkların bilinen kişiler olması hesabiyle tanınabilecekleri ve ... ile ...'un yer göstermeleri kanaatimce birbirini doğrular mahiyettedir. Üçüncü krokideki yer göstermelerde, ...'nın babası ile buluştuğu yer ile, babasının vurulduğu yer arası 425 metre olduğu, buluşma noktasından ... babasının kendisine dağda bulunan hayvanların yanına gitmesini söylemesi üzerine, kendisinin hayvanların bulunduğu dağlık yamaca doğru yürümeye başladığını, babasının ise dere ağzından düz yoldan köye doğru gittiğini, kendisinin yamaçtan yükseğe doğru çıktığında, babasının gittiği istikamette ileride kadınların ağlama seslerinin geldiğini, babasına tuzak kurulabilir düşüncesiyle bulunduğu ağaçlık yamaçtan babasını uyarmak için babasına doğru gittiğini, 60 metre mesafeden babasını gördüğünü, 15 metre daha giderek sesleneceği sırada altı kişinin yakın meseafeden ateş ederek kaçtığını gördüğünü söylese de, yamaç eteklerinin ağaçlık ve taşlık olması nedeni ile hızlı hareket edemeyeceği, düz yoldaki babasının ...'nın ise daha hızlı yol alabileceği bilinmektedir. Olayın olduğu noktaya ...'nın babasıyla aynı anda gelmesinin mümkün olamıyacağı kanatindeyim. Ayrıca ...'nın babasına sesleneceği sırada altı kişinin babasına silahlarını çevirerek yakın mesafeden tadıklarını, bu mesafeden taranması halinde yakın atış olduğundan maktulün elbiselerinde yanık izlerinin olması gerekmekte ve altı kişinin aynı anda ateş etmeleri sonucu altı ayrı silaha ait ayrı boş kovan ve çekirdeğin bulunması gerekir kanaatindeyim. ...'nın ise gösterdiği yerlerin doğru olduğu, bu mesafeden kaçanların tanınan kişiler olması hasebiyle tanınabilecekler kanaatindeyim.", şeklinde rapor düzenlendiği,

Anlaşılmıştır.

Katılan Ziri Balta mahkemede; maktulün eşi olduğunu, olay yerinde olmadığını, eşinin nasıl ve kim tarafından öldürüldüğünü bilmediğini ancak maktulü sanık ..., inceleme dışı sanıklar ... Başcı ve ... tarafından öldürüldüğünü duyduğunu,

Katılan ... 03.10.2003 tarihinde kollukta; maktulün babası olduğunu, 02.10.2003 tarihinde kaybolan hayvanlarını bulmak için saat 13.00 sıralarında Hırsızpınar mevkiisine gittiğini, hayvanları aradığı esnada Muş Devlet Hastanesinde tedavi gören amcasının oğlunu ziyarete gitmiş olan babası maktulün Muş tarafından yaya olarak geldiğini gördüğünü, maktulü karşıladığını, maktulle konuştuklarını, sonra ayrıldıklarını, 5-10 dakika sonra silahla ateş edildiğini duyduğunu, bu esnada maktul ile aralarında 150-170 metre mesafe olduğunu, baktığında maktulün yere düştüğünü, maktulün üzerine doğru yolun kenarındaki ormanlıktan yukarıdan aşağıya doğru dört kişinin koşarak ateş etmeye devam ettiğini gördüğünü, maktul yere düştükten sonrada dört kişinin yanına yaklaşarak ateş etmeye devam ettiklerini maktule ateş eden şahısların Alıcık köyünden inceleme dışı sanıklar ..., ... Başcı, ... Kaplan ve sanık ... olduklarını, maktule ateş eden şahısların kendilerini görmediğini, maktulün yere düşmesi ile olay yerinden koşarak kaçtıklarını, maktulü vuran şahısların sırtında bir ceset olduğunu, koşarak Alıcık köyü istikametine doğru gittiklerini, silah sesini duyan Yaşlıca köylülerinin olay yerine geldiklerini,

06.10.2003 tarihinde savcılıkta; yer gösterme sırasında vermiş olduğu ifadesinin doğru olduğunu, Jandarma da alınan ifadesinde olayın şoku ile bazı yanlışlıklar ve eksikliklerin olabileceğini, maktule ateş ederken kimseyi görmediğini, maktulün bulunduğu yere yaklaşık 10-15 metre mesafede yolun üzerinde ellerinde uzun namlulu silahlarla kaçarken dört kişi gördüğünü, bu şahısların sanık, inceleme dışı sanıklar ... Kaplan, ... ve ... Başcı olduklarını, komşu köylüleri olmaları sebebiyle olay öncesinden tanıdığını, inceleme dışı maktul ...'u kimin vurduğunu bilmediğini, maktulün yanına vardıktan sonra yanına ilk abisi katılan ...'nın geldiğini, katılan ... yanına gelirken maktulün gönüllü köy korucusu olması sebebiyle verilen silahın da olduğunu, katılan ...'ye doğru ateş edilmeye başladığını, katılan ...'ye kimin ateş ettiğini görmediğini, maktulün yanındayken kendisine kimsenin ateş etmediğini,

Mahkemede; olay günü dağda otlattığı hayvanların başında durduğunu, bir ara Muş yolu üzerinden maktulün geldiğini gördüğünü, maktulle ... üstü 5-10 dakika konuştuklarını, maktulün ayrılıp gittiğini, belli bir süre sonra maktulün gittiği yönden silah sesleri gelmeye başladığını, silah seslerinin geldiği yöne gittiğinde maktule yaklaşık 15-20 metre mesafe yaklaştığını, maktule 15-20 metre mesafeden ellerinde uzun namlulu tüfekler bulunan inceleme dışı sanıklar ... Kaplan, ..., Mecit ..., ... Başcı, ... Başcı ve sanık ...'in ateş ettiklerini gördüğünü, hepsinin elinde tüfek arka arkaya ateş ettiklerini, ateş edildiği sırada katılan ...'nin de diğer taraftan olay yerine doğru geldiğini, sanıklar ayrıldıktan sonra maktulün cesedinin başına gittiğini, maktulün öldüğünü anladığını, katılan ...'nin tam cesedin olduğu yere doğru geleceği sırada yine 15-20 metre mesafeden sanıkların tekrar ateş etmeye başladıklarını, soruşturma aşamasında altı kişinin adını vermesine rağmen dört kişinin adının yazıldığını, maktule ateş eden sanıkların hepsinin kardeşi katılan ...'ye de ateş ettiklerini, ayrıca bütün ifadelerinde maktule ateş edenleri gördüğünü söylediğini,

23.12.2003 tarihinde istinabe olunan mahkemede; olay günü kaybolan hayvanlarını aramak üzere Hırsız çeşmesi civarına gittiğini, maktulün Muş ilinde hasta olan amcasının oğlunun ziyaretinden geldiğini, maktul ile sanık ..., inceleme dışı sanıklar Mecit, ..., ..., ... ellerindeki kalashnikov silahlarla karşı karşıya geldiklerini, kendisinin de o sırada karşıda olduğunu, çalların içinde gizlendiğini, sanıkların ellerindeki silahlarla maktulü taradıklarını, maktulün olay yerinde öldüğünü, ilk hangi sanığın ateş ettiğini, kaç el ateş edildiğini bilmediğini,

Katılan ... 02.10.2003 tarihinde kollukta; maktulün babası olduğunu, hayvanları Hırsızpınarı'nın 1 km güneyinde otlatırken Alıcık köyünden olduğunu zannettiği ancak tanıyamadığı 6-7 kişinin Hırızpınarı mevkisinde maktulü yakalayarak vurduklarını, olayı bu şekilde gördüğünü, daha sonra yoluna devam ederek Hırsızpınarı mevkiinin 300 metre güneyine vardığında maktulün ölü vaziyette yerde yattığını, baş ucunda kardeşi katılan ...'ı gördüğünü, katılan ... ve maktulün cenazesinden başka kimseyi görmediğini, yaklaşık bir saat sonra jandarmanın geldiğini, Alıcık köyü ile kendi mezraları arasında Hırsızpınarı mevkiisinden dolayı ilkbahardan beri anlaşmazlıklar olduğunu, maktulün vuranları görmediğini, ancak tahminine göre Alıcık köyü muhtarı sanık ..., inceleme dışı sanıklar ... ve Mecit ... olduğunu, isimlerini saydığı kişileri ellerinde silahlarla ile Hırsızpınarı mevkiinde sürekli gördüğünü, inceleme dışı maktul ...'in ölümü ile ilgili bir bilgisinin olmadığını,

06.10.2003 tarihinde savcılıkta; olay günü Yaşlıca mezrasındaki evlerinde küçükbaş hayvanları yemlediğini, saat 13.00 sıralarında Yaşlıca mezrasının yukarı mahallesinden ağlama sesleri duyduğunu, sesin geldiği yere gittiğini, burada çocukların kendisine kendi köyleri ile Alıcık köylülerinin Hırsızpınarı mevkiinde silahlı çatışmaya girdiklerini söylediğini, kardeşi katılan ... bu bölgede hayvan güttüğü için kardeşine bir şey olup olmadığını merak ettiğinden hemen olay yerine hareket ettiğini, Hırsız pınarı mevkiine yaklaşık 500 metre kala köylüleri olan inceleme dışı sanık Hakim Yolcu'nun kendisine "...’yı vurmuşlar." dediğini duyduğunu, şahsın kendisini görmediğini, sadece sesini duyduğunu, maktulün vurulduğu yere doğru dere boyunca ilerleyip yaklaşık 50 metre mesafe kalınca maktulün cesedini gördüğünü, başında katılan ...'ın olduğunu, yanlarına gitmek istediğini, yaklaşık 200 metre mesafeden maktulün bulunduğu yerin üzerindeki tepeden uzun namlulu silahlarla kendisine ateş edilmeye başlandığını, kendisini dere yatağındaki kayalıklara atarak kurtardığını, kendisine ateş eden şahısların önceden de tanıdığı, sanık, inceleme dışı sanık ..., ...'ın abisi Mecit, M. Can Başcı ve ... Başcı olduklarını, hep birlikte yoğun bir şekilde ateş ettiklerini, olay yerinde veya yakınında beş kişiden başka kişi görmediğini, maktulün baş ucuna geldiğinde yanında sadece katılan ...'ın olduğunu, maktulün başı ... köyü istikametine olacak şekilde sırtüstü yattığını, yanında mermi çekirdeği ve boş kovanların olduğunu, kardeşiyle babası maktulün başında beklerlerken köyden babasının amcası ... ve eşi ... Balta'nın geldiklerini, daha sonra jandarmanın geldiğini, maktulü kimin vurduğunu görmediğini ancak Hırsızpınarı mevkiinden kaynaklanan arazi anlaşmazlığı yüzünden Alıcık köylülerinden şüphelendiğini, kendisine ateş eden beş kişinin tahminine göre maktulü öldürdüklerini, olayın şoku ile 02.10.2003 tarihli jandarmadaki ifadesinde yanlışlıklar ve eksiklikler olabileceğini, olay yerine hareket ederken maktulün vurulduğunu bilmediğini, sadece katılan ...'ı merak ettiği için olay yerine gittiğini, maktulün gönüllü köy korucusu olması sebebiyle silahının olduğunu, silahının evde olduğunu, inceleme dışı maktul ...'i kimin öldürdüğünü bilmediğini, katılan ... şokta olduğu için kendisine maktulü kimin vurduğuna dair bir şey söylemediğini, 17.10.2003 tarihli ekspertiz raporunu kabul etmediğini, olay günü ateş etmediğini, maktulün vücuduna dokunduğunu, maktulün yarasına bakmak için elbiselerine dokunduğunu, bu nedenle maktuldeki atış artıklarının kendisine bulaşmış olabileceğini,

Mahkemede; olay günü köyde hayvanların başında olduğunu, katılan ...'ın hayvanlara yer yapmak üzere dağa gittiğini, saat 13.00 sıralarında ağlama sesleri duyunca etraftaki çocuklara sorduğunu, kendisine çobanların kavga ettiğini, silahlı çatışma olduğunu söylediklerini, bunun üzerine katılan ... dağda olduğu için onu merek ettiğinden yola çıktığını, yol üzerinde çok uzaktan olacak şekilde, "...’yı vurmuşlar." diye bir ses duyduğunu, bu sesi inceleme dışı sanık Şah ...'nun sesine benzettiğini, maktulün cesedine 50 metre mesafe kala gördüğünü, hatta cesedin başında katılan ...'ın durduğunu, tam bu esnada tahminen 150-200 mesafeden ellerinde uzun namlulu silahlar olan inceleme dışı sanıklar ..., Mecit ..., ... Başcı, ... Başcı ve sanık ...'in kendisini hedef alarak ateş etmeye başladıklarını, isabet ettiremediklerini, daha sonra jandarmanın geldiğini, daha sonra katılan ... ile yaptığı konuşmada maktule ateş edenlerin inceleme dışı sanıklar ... Kaplan, ... Başcı, ... ve sanık ... olduklarını öğrendiğini, ilk ifadelerinde şokta olduğu için ayrıntılı ifade veremediğini, maktule ateş edenleri katılan ...'ın beş gün sonra söylediğini, ilk anda maktulün başında ağladığını ve şokta olduğunu,

Tanık M. Salih Kavut 03.10.2003 tarihinde kollukta; olay yerine köy halkı ile birlikte gittiğini, cenazeye 200 metre kadar yaklaştığını, inceleme dışı maktul ...'un yanında A. Baki ..., inceleme dışı sanıklar Mecit ..., ..., M. Can Başcı, Fesih Başcı, ... ve sanık ... de kalashnikov piyade tüfeği olduğunu, Alıcık ile Yaşlıca köylülerinin karşılıklı ateş ettiklerini, karşılıklı mesafelerinin 500-600 metre olduğunu, kimlerin ateş ettiğini görmediğini, olayı karakola bildirmek için Alıcık köyüne gittiğini, 40-45 dakika sonrada inceleme dışı maktul ...'in cenazesinin köye geldiğini duyduğunu, maktulün silahının yanında olduğunu bildiğini, fakat silahın köye nasıl geldiğini bilmediğini, maktul ...'nın inceleme dışı maktul ...'in kardeşleri A. Baki, Mecit ve ... tarafından vurulduklarını duyduğunu, olayı sanık ... ile ...'nın gördüklerini,

06.10.2003 tarihinde savcılıkta; inceleme dışı maktul ...'in cenazesinin yanına gitmediğini, yaklaşık 200 metre mesafede durduğunu, cenazenin yanında ... ..., inceleme dışı sanıklar Mecit ..., ..., M. Can Başcı, ... ve sanık ...'in olduğunu, bu şahıslardan ..., ... ve M. Can’da kalashnikov marka silah olduğunu, her ne kadar jandarmadaki ifadesinde sanık ile inceleme dışı sanık Hamit Taşcı’da da silah olduğunu söylemiş ise de o ifadesinin yanlış anlaşıldığını, onlarda silah olmadığını, ayrıca bu şahısların ateş ettiklerini görmediğini, orada iken silah sesleri duyduğunu, hem Yaşlıca hem de Alıcık istikametinden silah seslerinin geldiğini, hemen olayı jandarmaya bildirmek için köye gittiğini, daha sonra inceleme dışı maktulün Şakir'in cenazesinin köye geldiğini, kimin getirdiğini hatırlamadığını, maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini, köye döndüğü sırada maktul ... Ferit’in öldürüldüğü Hırsızpınarı çeşmesi civarından yoğun ateş sesi geldiğini, jandarmadaki ifadesinde maktulü "İnceleme dışı maktul ...'in kardeşleri A. Baki ..., Mecit ... ve ... vurmuş." diye duyduğunu söylemediğini, kendisine "Bu şahıslar vurmuş olabilir mi?" diye sorulduğunda "Olabilir." şeklinde cevap verdiğini, sanık ve inceleme dışı sanık ...in olayı gördüklerini söylemediğini,

Mahkemede; 03.10.2003 tarihli jandarmada verdiği ifadesini kabul etmediğini, olayı görmediğini, olay yerine gitmediğini, ifadesini okutmadan imzalattıklarını,

Tanık Mehmet Aksu; ... köyü muhtarı olduğunu, 04.10.2003 tarihinde taziyeye gitmediğini, ancak Yaşlıca mezrasına gittiğini, Jandarmanın kendisine "Korucu silahlarını topla, mezranın girişinde bekleyen Jandarma araçlarının olduğu yere getir." dediğini, olayda ölen maktul ile tanık Besim Balta'nın silahlarını almaya gittiğinde katılan ... ile tanık Sabri Balta'nın kendisine ağzı bağlı bir poşet uzattıklarını, kendilerine poşetin içerisinde, "Ne var?" diye sorduğunu, kendisine, "Olay yerinden topladığımız boş kovanlar var." dediklerini, hep birlikte jandarmanın yanına gittiklerini, siyah poşetin içinde 4 adet boş kovanla 1 adet mermi çekirdeğini askerlere teslim ettiklerini, öyle bahsedildiği gibi 20-30 adet boş kovan ve 1 adet tabanca boş kovanı olmadığını, tekrar mezraya dönerek korucu silahlarını toplamaya devam ettiğini,

Tanık Besim Balta; maktulün öz amcasının oğlu olduğunu, maktullerin öldürülmesiyle alakalı görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığını, kimin vurduğuna ilişkin bir şeyde duymadığını,

Tanık Mehmet Sıddık Kaplan; Alıcık köyünün çobanı olduğunu, köyün büyükbaş hayvanlarını alarak Çevreli mezrasına doğru gittiğini, köye akşam ezanına yakın döndüğünü, inceleme dışı maktul ...'in cenazesinin camide olduğunu köylülerden duyduğunu,

Tanık Tahsin Beyazçiçek; olay yerine gitmediğini, olaylara kesinlikle karışmadığını, maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini, maktulün cesedini Diyarbakır Adli Tıp Kurumuna götürürken maktulün araçta bulunan oğlu katılan ...'ye sorduğunda maktulü vuranların Alıcık köyünden sanık, inceleme dışı sanıklar ..., ... Başcı, ... Başcı, ve Mecit ... olduklarını söylediğini, jandarmada her ne kadar vuranları söyleyenin katılan ... olduğunu belirtmişse de ifadesinin yanlış yazıldığını,

Tanık Mehmet Beyazçiçek; köylüler ile maktulün vurulduğu yere geldiklerini, maktulün yanında oğulları katılanlar ...ve...'nin olduğunu, katılan ...'a ne olduğunu sorduğunu, kendisine maktulü vuranların Alıcık köyünden sanık ..., inceleme dışı sanıklar ..., ..., Mecit ve ... olmak üzere toplam beş kişi olduklarını söylediğini,

Tanık Sabri Balta; olay yerine vardığında maktulün öldüğünü, olayı her şey bittikten sonra öğrendiğini, maktulün yanında oğulları katılanlar ...ve...'nin olduğunu, her ikisinde de silah olmadığını, yarım saat sonra jandarma geldiğini, her iki maktulün öldürülmesi ile ilgili bir bilgisinin olmadığını, olay yerinde katılan ...'ın kendisine babası vuranların Alıcık köyünden sanık ..., inceleme dışı sanıklar Mecit ..., ... Başcı, ... Başcı ve ... olduklarını söylediğini, maktulün etrafındaki kovan ve mermileri katılan ...'ın toplayıp jandarmaya verdiğini,

Tanıklar Mehmet Şirin Birlik, Abdullah Sakur ortak beyanlarında; maktulleri kimin ne şekilde vurduklarını bilmediklerini, olay günü Alıcık köyünde tanık Sait Başcı'nın evinde oturduklarını, bu esnada yanlarında muhtar sanığın da olduğunu, otururlarken dışarıdan bir ses geldiğini, dışarı çıktıklarını, bir çocuğun inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu söylediğini, bunun üzerine köylülerle birlikte olay yerine doğru yöneldiklerini, yolda köylüleri tanıklar Hamdullan Önürmen ve Mehmet Artan'ı gördüklerini, tanıkların kendilireni cenaze olduğunu söylediklerini, bunun üzerine muhtar sanık ...'e jandarmaya haber vermesini söylediklerini, sanığın elindeki cep telefonu ile jandarmayı aradığını, ancak telefonun çekmediğini, sanıkla birlikte cenazeyi görmek için olay yerine yöneldiklerini, olay yeri çok kalabalık olduğundan cenazeye 5-10 metre kala cenazeyi görmeden sanıkla Alıcık köyüne geri döndüklerini, Alıcık köyüne geldikten çok kısa bir süre sonra jandarmanın geldiğini,

Tanıklar Hamdullah Önürmen ve Mehmet Artan ortak beyanlarında; bir bayanla karşılaştıklarını, bayanın kendilerine, "Ben Alıcık köyündenim, bir yaralı var, köylümüz vuruldu, hemen muhtara haber verin, jandarmaya haber versin." dediğini, yaralı kimseyi görmediğini, tanık Mehmet ile hemen Alıcık köyüne doğru geri döndüklerini, yaklaşık 5 dakika yürüdükten sonra Alıcık köyü muhtarı sanık ile köylülerin karşıdan geldiklerini gördüklerini, sanığa durumu anlattıklarını, sanığında olayı duyduğunu, olay yerine gittiğini söylediğini, sanığın elindeki cep telefonu ile jandarmayı aradığını, ancak telefonun çekmediğini, bunun üzerine sanıkla jandarmayı aramak üzere köye döndüklerini,

Tanık Raife Başcı; olay günü olan 02.10.2003 tarihinde öğle saatlerinde evde çamaşır yıkarken dağdan silah sesleri geldiğini, ..., Maizer Başcı, Feryaz Başcı ve ... Başcı'nın inceleme dışı maktul ...'in cenazesini dağdan köye getirdiklerini, camiye götürdüklerini, kendisinin de camiye cenazenin yanına gittiğini, eşi inceleme dışı sanık ... Başcı ile kardeşi inceleme dışı sanık ... Can Başcı'nın ot satın almak için olay gününden iki gün önce Muş ovasına gittiklerini, maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini,

Tanık ...; olay günü oğlu inceleme dışı katılan sanık ... Başcı ile dayısı inceleme dışı maktul ...'in sabah dağa hayvan aramaya gittiklerini, eşi inceleme dışı sanık ... Can Başcı'nın kardeşi inceleme dışı sanık ... Can ile olaydan bir gün önce sabah yaya olarak ot almak için Muş iline gittiklerini, olay günü dağdan silah sesleri gelmeye başladığını, köydeki çocukların inceleme dışı maktul ...'in yaralandığını söylediklerini, köydeki kadınlarla birlikte maktulün vurulduğu yere gittiklerini, Şakir'in yerde ölü olarak yattığını, oğlu Fesih Başcı'nın da inceleme dışı maktulün yanında baygın olarak durduğunu, dayısı tanık...'nın Yaşlıca mezrasından bir kişinin öldüğünü söylediğini, kendisi, annesi Feryaz, kız kardeşi Maizer ve tanık M. Sait Başcı ile birlikte inceleme dışı maktul ...'in cenazesini alarak köye geldiklerini,

Tanık ... Başcı benzer şekilde aşamalarda; olay günü saat 10.00 sıralarında Alıcık köyünde bulunan evinde oturduğunu, dışarıdan sesler geldiğini, hemen dışarı çıktığını, köyün çocuklarının, "...’u silahla Hırsızpınarı mevkiinde vurmuşlar." diye bağırdıklarını, köylülerle birlikte onların arkasından olayın olduğu yere doğru gittiğini, giderken yanında kimse olmadığını, olay yerine ulaştığında inceleme dışı maktul ...'in ağır yaralı olduğunu, nefes alıp verdiğini, yanında annesi Feryaz, eşi Tafe, kız kardeşi Gülizar, tanıyamadığı 15-20 kadar kadın erkek ve çocuk olduğunu, inceleme dışı maktul ...'i annesi ve kardeşleri ile birlikte sırtlarına alarak köye doğru getirmeye başladıklarını, bu sırada köyden gruplar hâlinde kendilerine doğru gelmeye başladıklarını, inceleme dışı maktulün yolda hayatını kaybettiğini, Şakir’i vuranları bilmediğini,

Tanık Mehmet Harun Bayar; 02.10.2003 tarihinde Alıcıt köyünün Cem mevkiisinde saat 09.00 sıralarında keşif olduğunu, kendisi, tanıklar ... ve Mehmet Baki Taşcı'nın bilirkişi oldukları için keşif mahalline gittiklerini, keşif heyetini beklediklerini, keşif heyeti gelmeyince aynı gün saat 15.30 sıralarında köye döndüklerini, köye döndüklerinde inceleme dışı maktul ...'in cenazesinin camide olduğunu,

Tanık ...; olay günü Alıcık’ta keşif olacağı için bilirkişi olarak kendisi, tanıklar Mehmet Baki Başcı, Mehmet Harun Bayar ve köy muhtarı sanık ile beraber saat 10.00'a kadar köy meydanında keşif heyetini beklediklerini, keşif heyeti gelmeyince sanığın kendilerini keşif yeri olan Cem mevkiisinde bulunan poligon isimli taşların yerinde olup olmadığını kontrol etmeleri için gönderdiğini, poligon taşlarının 3 tanesinin söküldüğünü, iki tanesinin yerinde durduğunu, geri dönerken köye 2 km kala Mehmet Şirin Kaplan'ın 8-9 yaşlarındaki kızının kendilerine "...’u silahla vurmuşlar." dediğini, 20 dakika sonra köye geldiklerini, kendi kapısının önünde muhtar sanık ile köy öğretmeni soy ismini bilmediği Sertap'ın durduğunu, onlara da "Ne olmuş?" diye sorduğunu, aynı cevabı aldığını, inceleme dışı maktul ...'in cenazesinin karşıdan Delevan deresinden geldiğini, inceleme dışı maktul ... ile inceleme dışı katılan sanık ... Başcı'nın kaybolan hayvanlarını bulmaya gittiklerini, cenaze geldiğinde Fesih'i kenara çektiğini, olayın nasıl olduğunu sorduğunu, kendisine "Ben Hırsızpınarı tepesine çıktım. Dayım ... dereden geliyor idi. Silah sesleri duydum. Ben dayımın yanına koştum baktım dayım beni çağırdı 2 adam dayımın yanından koşarak kaçıyorlardı. Fakat kim olduklarını bilemedim ve göremedim." dediğini,

Tanık Mehmet Baki Başcı; inceleme dışı maktul ...'in köylüsü olduğunu, olay günü saat 10.00 sıralarında tanıklar ... ve Harun Bayar ile birlikte Alıcık köyü ile Çitliyol arasındaki sınır için bilirkişi olarak Cem mevkiisine gittiklerini, orada biraz beklediklerini, köylerinden silah sesleri geldiğini duymaları üzerine hemen köye döndüklerini, inceleme dışı maktul ...'in cenazesini köye getirip camiye koyduklarını,

Tanık Esmetullah Kaplan soruşturma aşamasında; inceleme dışı maktul ...'in cenazesinin gece saat 03.00'te gömüldüğünü, jandarma tarafından korucu silahlarının toplandığını, muhtar sanığın kendisine "Eniştenin silahını getir." dediğini, inceleme dışı maktul ...'in kaleşnikof marka silahını getirdiğini, sanığın silahı karakola teslim ettiğini,

Mahkemede ise; köyde korucu silahlarının toplandığını, muhtarın kendisini çağırdığını, inceleme dışı maktul ...’in silahını getirip köye gelen askerlere teslim ettiğini,

Tanık ... mahkemede; olay günü ... ve babası Hüsamettin'in evinde çay içmek için otururlarken köyde bir gürültü koptuğunu, "Şakir’i vurmuşlar." dediklerini, bunun üzerine Aldulmecit'in inceleme dışı sanık ...'ın silahını alıp koşarak gittiğini, babası Hüsamettin'in de arkasından gittiğini, yaklaşık 50 dakika sonra inceleme dışı sanık ...'ın eve geldiğini, evde silahını aradığını, ...'ı sakinleştirmeye çalıştıklarını,

İnceleme dışı sanık ... Kaplan aşamalarda benzer şekilde; olaydan bir gün önce Muş ili, Hasköy ilçesi, Yukarıüçdam köyüne buğday almaya gittiğini, maktulleri kimin öldürdüğünü bilmediğini, olayın neden kaynaklandığını bilmediğini, ancak Alıcık köyü ile Arpalı köyünün Yaşlıca mezrası arasında arazi anlaşmazlığının bulunduğunu, bundan kaynaklanmış olabileceğini, gönüllü köy korucusu olduğu için kardeşi inceleme dışı sanık İbrahim Kaplan ile kendisine ortak verilen bir adet korucu silahları olduğunu, Muş'a gitmeden beş gün önce silahı temizlediğini, kendisinden sonra birinin kullanıp kullanmadığını bilmediğini,

İnceleme dışı sanık İbrahim Kaplan aşamalarda benzer şekilde; olay yerine kesinlikle gitmediğini, olay günü dağda olduğunu, silah sesi duyması üzerine köye doğru dönerken çocuklardan duyduğunu, maktullerin öldürülmesi ile alakasının olmadığını, ilkbahardan beri köyleri Alıcık köyü ile Yaşlıca mezrası arasında arazi anlaşmazlığı olduğunu, olayın bundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilmediğini, olay günü kardeşi inceleme dışı sanık ... ile kendisine ortak olarak verilen korucu silahının ...’in evinde olduğunu, kesinlikle silahı alıp kullanmadığını, olaydan sonra inceleme dışı sanık ... köyde olmadığı için silahı onun evinden alıp jandarmalara kendisinin teslim ettiğini, silahi kardeşinin evinden aldığı haliyle teslim ettiğini, silahı temizlemediğini, incleme dışı maktul ...'in cenazesini kimlerin köye getirdiğini bilmediğini, olay yerine gitmediğini, olay sırasında Perizan mevkisinde olduğunu,

İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Şah Yolcu; olay günü kaybolan hayvanlarını aramak için araziye çıktığını, Hırsız çeşmesine yaklaşık 100 metre mesafede inceleme dışı maktul ... ile karşılaştığını, inceleme dışı maktul ...'in kendisine pusu kurduğunu, ana avrat sinkaflı küfrederek arkasından koşmaya başladığını, inceleme dışı maktul ...'in yanındaki kalashnikov marka silahla ateş etmeye başladığını, kaç el ateş ettiğini bilmediğini, korktuğu için babasından habersiz yanına aldığı tüfekle birkaç el havaya ateş ettiğini, bu sırada inceleme dışı maktul ...'in arkasından koştuğunu, sırtının Şakir'e dönük olacak şekilde kendi ön tarafına doğru birkaç el ateş ettiğini, iki dakika sonrada görmediği bir kişinin Şakir'e ateş ettiğini, kendisi ateş ederken Şakir'in ayakta olduğunu, mermilerin isabet etmediğini, koşarak eve gittiğini, tüfeği eve bıraktığını, bir şey olur düşüncesiyle tekrar saat 12.00 sıralarında Hırsız çeşmesine doğru geri döndüğünü, Hırsız çeşmesinden Kavakbaşı yoluna doğru iki yolun kesiştiği yerdeyken inceleme dışı sanıklar ..., ... Kaplan, ... Başcı, ... Başcı, Mecit ... ve sanığı maktul ...’yı saldırırken gördüğünü, hemen olduğu yere saklandığını, bu şahıslarla arasında yaklaşık 300 metre olduğunu, kaleşnikofla ateş edildiğini, hepsinde silah olup olmadığını bilmediğini, daha önce korktuğu için maktul ... Ferit'in ölümü ile ilgili bir şey bilmediğini söylediğini,

İnceleme dışı sanık Hakim Yolcu aşamalarda benzer şekilde; olay günü saat 12.00'den sonra olayı duyar duymaz Yusuf Çelik ile yaya olarak olay yerine hareket ettiklerini, inceleme dışı sanık ...'nun da arkasından geldiğini, kendilerinde silah olmadığını, olay yerine ulaştıklarında saatin 14.30 sıraları olduğunu, silah seslerinin kesildiğini, maktul ... Ferit'in yerde yattığını, maktulün başında oğlu katılan ... ile amcasının oğlu tanık ...'nın olduğunu, emin olmamakla birlikte maktulün diğer oğlu katılan ...'yi de görmüş olabileceğini, katılan ...'de silah görmediğini, jandarmaya haber vermek için ayrıldığını, yaklaşık 15-20 dakika sonra jandarmanın olay yerine geldiğini, olayların nedeninin tahminine göre arazi anlaşmazlığı olduğunu, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Şah Yolcu'nun olaylara karışıp karışmadığını bilmediğini, ancak sonradan inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Şah ile inceleme dışı maktul ... arasında silahlı çatışma olduğunu duyduğunu, olay tarihinden üç ay kadar önce amcasının oğlu ... ile inceleme dışı maktul ...'in kardeşi inceleme dışı sanık ... arasında kavga olayı olduğunu, maktulün vurulduğu yere gittiğinde maktulün başında oğlu katılan ...'nin ağladığını, diğer oğlu katılan ...'ın ise maktulün cenazesinden 5-6 metre uzakta olduğunu, katılan ...'a ne olduğunu sorduğunda kendisine maktule ateş edenlerin inceleme dışı sanıklar ... Başcı, ... Başcı, ..., ... ... ve sanık ... olduğunu söylediğini,

İnceleme dışı sanık ... aşamalarda benzer şekilde; maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini, Hırsızpınarı mevkisinden saat 13.00 sıralarında silah seslerinin geldiğini köylülerinden duyunca amcasının oğlu inceleme dışı sanık Hakim Yolcu ile olay yerine gittiklerini, korucu silahının soruşturma nedeniyle üç ay ev kadar el konulduğunu, olay yerine ulaştıklarında maktul ... Ferit'in vurulduğunu öğrendiklerini, jandarmanın olay yerinde olduğunu, tahminine göre olayların nedeninin arazi anlaşmazlığı olduğunu, Yaşlıca mezrası ile Alıcık köylüleri arasında bir sorun olmadığını, ortalığı Alıcık köyü muhtarı sanık ...'in karıştırdığını, olay tarihinden üç ay önce kardeşi Bahattin ile inceleme dışı maktul ...'in kardeşi inceleme dışı sanık ... arasında kavga olayı olduğunu, köyleri ile ateş seslerinin geldiği yerin arasının yaklaşık 6-7 km olduğunu,

İnceleme dışı sanık Şah ... aşamalarda benzer şekilde; olaylara karışmadığını, olay yerine gitmediğini, her iki maktulü de kimin vurduğunu bilmediğini, silahının olmadığını, kardeşi inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Şah Yolcu'nun bu olaylara karışıp karışmadığını bilmediğini, kardeşine sorduğunda inceleme dışı maktul ... ile tartıştıklarını, Şakir'in kendisine ateş ettiğini, kendisini savunmak amacıyla Şakir'e 2-3 el ateş ettiğini, vurup vurmadığını bilmediğini anlattığını,

İnceleme dışı sanık ...; olay yerine silah sesleri kesildikten sonra gittiğini, maktul ... Ferit'in başında oğlu katılan ... ile kim olduklarını hatırlamadığı köylüleri 5-6 kadının olduğunu, başka kimseyi görmediğini, Yaşlıca mezrası ile Alıcık köylüleri arasında herhangi bir sorun olmadığını, ancak Alıcık köyü muhtarı sanık ...'in sınır ihtilafını bahane ederek ortalığı karıştırdığını, maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini, köylülerden duyduğu kadarıyla maktul ... Ferit'i inceleme dışı sanık ... ve ... ...'un vurduğunu söylediklerini,

İnceleme dışı sanık ... Başcı 02.10.2003 tarihinde kollukta; inceleme dışı maktul ...'in dayısı olduğunu, iki gün önce dayısının üç tane koyunun kaybolduğunu, 02.10.2003 tarihinde saat 08.00 sıralarında inceleme dışı maktul ...'in koyunlarını aramak için Hırsızpınarı istikametine doğru gittiklerini, Hırsızpınarı mevkiine vardıktan sonra öğle sıraları maktulün kendisine, "Sen bir tarafı ara, ben bir tarafı arayım." dediğini, inceleme dışı maktul ...'in Hırsızpınarı'nın doğusuna doğru gittiğini, kendisinin de batısına gittiğini, Şakir'in gittiği istikametten üç silah sesi geldiğini, Şakir'in olduğu tarafa doğru gittiğini, Şakir'in karnından yaralanmış olduğunu gördüğünü, kendisinden su istediğini, suya gitmeden inceleme dışı maktul ...'in öldüğünü, inceleme dışı maktulün korucu silahının yanında olduğunu, iki kişiyi Yaşlıca mezrası istikametine kaçarken gördüğünü, tepenin üzerinde 10-15 kişinin daha olduğunu, kaçan iki kişinin de o tepede bekleyen kişilerin yanına gittiğini, Alıcık köyünün karşısına geldiğini, herkesi çağırdığını, köylülerle birlikte dayısının yanına gittiğini, iki kişinin kendisini köye geri getirdiğini, köye geldiğinde dağdan yine silah seslerinin geldiğini Jandarma ile olay yerine gittiklerinde Yaşlıca mezrasından maktul ... Ferit'in öldürüldüğünü öğrendiğini,

31.10.2003 tarihinde savcılıkta; önceki ifadelerini olayın şoku ile korktuğu için ve köylülerin, kendisine, "Barışacağız, sanıkların isimlerini verme, olaylar fazla büyümesin." diye telkinde bulundukları için sanıkların isimlerini vermediğini, olay günü inceleme dışı maktul ..., ... ile birlikte kayıp olan hayvanlarını aramak amacıyla dağa çıktıklarını, hayvanları ararken Hariavi tepesine doğru çıktıklarını, inceleme dışı maktul ...'in kendilerine, "Siz buraları arayın, bende aşağıya doğru inip arayayım." dediğini, inceleme dışı maktul ...'in aşağıya doğru, tanık Müzeyyen ile kendisinin tepeye doğru yürümeye doğru başladıklarını, yaklaşık 10 dakika sonra Şakir’in gittiği taraftan silah sesleri geldiğini, silah seslerini duyar duymaz hemen tanık Müzeyyen ile inceleme dışı maktul ...'in olduğu tarafa doğru yürümeye başladıklarını, bu esnada inceleme dışı maktul ... ile aralarında 50 metre kadar mesafe olduğunu, Şakir'in yüzükoyun yerde yattığını, yaklaşık 25-30 metre yakınında 5 şahsın ellerinde bulunan silahlarla inceleme dışı maktul ...'e doğru ateş ettiğini, bu şahısların kendilerini fark edince kendilerine doğru da ateş ettiğini, şahıslar ile aralarında yaklaşık 50-70 metre olduğunu, şahıslar ateş edince yere yattıklarını, ateş eden şahısları tanıdığını, komşu köyleri ...’nin Yaşlıca mezrasından olduğunu, isimlerinin inceleme dışı sanıklar ..., Hakim Yolcu, Şah ..., ... ve Necdet Beyazçiçek olduğunu, bu şahısların hepsinin ellerinde silahlarla inceleme dışı maktul ...'e ateş ederken gördüğünü, Şakir'in kendisinden sadece su istediğini, kendisini kimin vurduğunu söylemediğini, olay yerinden ayrılıp köye haber vermeye gittiğini, tanık Müzeyyen'in Şakir'in başında kaldığını, köye giderken yaklaşık 1 km sonra inceleme dışı maktulün vurulduğu yerden tekrar silah sesleri gelmeye başladığını, köye varmadan Heliz tepesinden köye doğru, "Gelin Şakir’i vurdular." diye bağırdığını, inceleme dışı maktulün cenazesinin köye kimler tarafından getirildiğini bilmediğini, korucu silahının yanında olduğunu, silahla ateş edip etmediğini bilmediğini, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Şah Yolcu'yu olay yerinde görmediğini, maktulü kimin ya da kimlerin öldürdüğünü bilmediğini,

12.11.2003 tarihinde savcılıkta; 17.10.2003 tarihli ekspertiz raporunu kabul etmediğini, kendisinden alınan svaplar üzerinde ne şekilde atış artığının çıktığını bilmediğini, olaydan önce veya olay sonrası svap izleri alınıncaya kadar herhangi bir silahı tutmadığını,

Sorguda; önceki ifadelerinden farklı olarak maktul kendilerinden yaklaşık 30 metre kadar ayrıldıktan sonra silah sesleri duyduğunu, arkasını döndüğünde inceleme dışı sanıklar ..., Hakim Yolcu, Şah ..., ... ve ...in ellerinde bulunan silahlarla inceleme dışı maktule ateş ettiklerini gördüğünü, kendilerine doğru da ateş ettiklerini, ancak yere yattıkları için atışların isabet etmediğini, ateş ettiklerinde aralarında yaklaşık 70 metre mesafe olduğunu, daha sonra kaçtıklarını, tanık Müzeyyen ile inceleme dışı maktulün yanına gittiklerini,

İnceleme dışı sanık Hamit Taşcı aşamalarda benzer şekilde; 03.10.2003 tarihli ifadesinde olay yerine köylü ile birlikte gittiğini, cenazesinin yanında inceleme dışı sanık ... Başcı’nın baygın hâlde yattığını, inceleme dışı maktulün yanında sanık ..., İbrahim Kaplan, M. Şerif Başcı, inceleme dışı maktulün babası, M. Sait Başcı ve M. Sıddık Kaplan'ın olduklarını, İbrahim Kaplan ve M. Sıddık Kaplan'da kalashnikov piyade tüfeği olduğunu söylediğini, daha sonraki ifadelerinde sadece olay yerine vardığında köy muhtarı sanığın olay yerinde olduğunu söylemiş ise de sanığın olay yerinde olmadığını, onun dışında belirttiği şahısların olay yerinde olduğunu, İbrahim Kaplan ve M. Sıddık Kaplan'da kalashnikov silahlar olduğunu, babası tanık ... Başcı'nın da olay yerinde olduğunu, babasında silah olmadığını, olay yerine vardığında inceleme dışı maktul ...'in öldüğünü, inceleme dışı maktulün yanında silah veya boş kovan, mermi çekirdeği ya da şarjör görmediğini, olayı karakola haber vermek için olay yerinden ayrılarak Alıcık köyüne gittiğini, inceleme dışı maktulün vurulduğunu köyde saat 11.00 sıralarında duyduğunu, olay yerine köylülerle gittiğini, Alıcık köyüne geri geldiğinde silah sesleri duyduğunu, maktul ... Ferit'in öldürülmesine ilişkin bilgi sahibi olmadığını, inceleme dışı maktul ...'in halasının oğlu, maktul ... Ferit'in de eşinin amcası olduğunu, olay günü jandarmanın abisi ... ile ortak kullandıkları silahı istediklerini, silahı evden alarak jandarmaya teslim ettiğini, silahı teslim ettikten sonra jandarmanın kendisinden svap aldıklarını, 17.10.2003 tarihli ekspertiz raporunu kabul etmediğini, jandarma istediği sırada silahı alıp vermesi sebebiyle atış artığına rastlanmış olabileceğini,

İnceleme dışı sanık Nusrettin Acar aşamalarda benzer şekilde; ... olduğunu tahmin ettiği şahsın, "...’un vurulduğunu," bağırınca inceleme dışı sanık ...'ın traktöründen evlerine yakın olan su deposunun yanında indiğini, inceleme dışı sanık ...'ın traktörle nereye gittiğini bilmediğini, kesinlikle olay yerine gitmediğini, köyde beklerken saat 15.30 sıralarında köylülerin inceleme dışı maktul ...'in cenazesini tabut içerisinde köye doğru götürdüklerini, maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini, jandarmanın kendisinden korucu silahını istediklerini, yeğeni Bayram Acar'ın silahı getirdiğini, ekspertiz raporunu kabul etmediğini,

İnceleme dışı sanık ... ... aşamalarda benzer şekilde; olay günü tek başına Hıraban isimli yere gittiğini, odun topladığını, akşam saat 17.00 sıralarında döndüğünü, maktul ...’in öz amcası olduğunu, maktul ... Ferit’i kimin öldürdüğünü bilmediğini, jandarmanın babası ... ile birlikte ortak kullandıkları korucu silahını istediklerini, jandarmaya teslim ettiğini ve kendisinden svap alındığını, ekspertiz raporunu kabul etmediğini, silahı jandarmaya teslim ederken eliyle taşıdığını, ayrıca tüfekle sık sık ava gittiğini, bu nedenle tüfek üzerinde atış artığının çıkmış olabileceğini, İnceleme dışı sanık Kasım Karakaya aşamalarda; maktulleri kimin vurduğunu bilmediğini, korucu silahının olduğunu, kimseye ateş etmediğini, olay sonrasında jandarmanın köyleri olan Alıcık köyüne gelerek köyde bulunan tüm korucuların silahlarını topladığını, silahını kendi eliyle teslim ettiği için yapılan incelemede el svaplarının çıktığını,

İnceleme dışı sanık ... Harun Bayar aşamalarda; olay günü köylerinde kadastro çalışması yapıldığı için gelecek olan bilirkişilere yardımcı olmak üzere sabah saat 09.00'dan itibaren Çem mevkiinde kadastrocuları beklediğini, kendisinin de aynı zamanda bilirkişi seçildiğini, öğle saatlerine doğru Hırsızpınarı mevkisinden silah sesleri geldiğini, silah seslerinin geldiği yer ile arasının yaklaşık 5 km olduğunu, jandarmanın isteği üzerine kendisine verilen korucu silahını teslim ettiğini, o gün silahla ateş etmediğini, maktulleri kimin öldürdüğünü bilmediğini,

İnceleme dışı sanık ... mahkemede; maktulün ve ailesinin Mutki ilçesi, ... köyünde oturduklarını, kendisinin ise Alıcık köyünde oturduğunu, aralarında bu olaydan önce hiçbir husumet ve anlaşmazlık olmadığını, suç tarihinde gönüllü köy korucusu olduğunu, devletin bu sebeple kendisine verdiği kalashnikov silah olduğunu, olay günü öğleye doğru inceleme dışı sanık Nusrettin'in traktörüne bindiğini, Muş ovasına doğru yola çıktığını, nereye gittiğini sorduğunu, köyden yaklaşık 1,5 km uzaklaştıklarını, abisi inceleme dışı sanık ...'in oğlu ...'un koşarak geldiğini, yeğenine "Ne oldu?" diye sorduğunu, kendisine, "Şakir amcamı vurdular, gitme." dediğini, bulunduğu yerden 300-400 metre daha ileriye giderek manevra yapıp köye döndüğünü, inceleme dışı sanık Nusrettin'in orada kaldığını, nereye gittiğini bilmediğini, eşinin olay yerine gitmesini engellediğini, bu şekilde 1,5 saat kadar evde beklediklerini, dışarıya çıktıklarında kalabalığın camiye doğru gittiğini gördüğünü, olay yerine kesinlikle gitmediğini, maktul ... Ferit'in ne şekilde öldürüldüğünü bilmediğini, devlet tarafından kendisine verilen kalashnikov tüfeği kullanmadığını, eşinin kendisine tüfeği abisi inceleme dışı sanık ...'in aldığını söylediğini, olaydan sonra kaçmadığını, köyde olduğunu, arandığını bildiğini ancak yeğenlerinin yetim olduğunu, ayrıca kendisinin de küçük çocukları olduğunu, bu sebeple teslim olamadığını,

Beyan etmişlerdir.

Sanık ... 03.10.2003 tarihinde kollukta; Alıcık köyünde ikamet ettiğini, 02.10.2003 tarihinde amcası olan tanık...'nın evinde Yenidoğan köyünden üç misafirinin olduğunu, saat 11.00 sıralarında oturduklarını, inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu ...'dan öğrendiğini, koşarak olay yerine gittiğini, kendisiyle birlikte köylünün büyük bir kısmının olay yeri olan Hırsız çeşmesi ne gittiğini, olay yerine gelen köylülerin bir kısmında uzun namlulu tüfek olduğunu, inceleme dışı maktul ...'in vurulduğu noktaya 200 metre kadar yaklaştığını, inceleme dışı sanık Hamit Taşcı'ya ne olduğunu sorduğunu, inceleme dışı sanık ...ten inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu öğrendiğini, Şakir'in yanına indiğini, Şakir'in öldüğünü görünce ağlayarak karakola haber vermek için bölgeden uzaklaştığını, olay yerinde inceleme dışı sanıklar Fesih Taşcı ve Hamit Taşcı'yı hatırladığını, olay yerinin kalabalık olduğunu, inceleme dışı maktulün Şakir'in cenazesini ve silahını köye kimin getirdiğini bilmediğini, Alıcık köyüne döndükten yaklaşık bir saat kadar sonra cenazenin köye getirildiğini maktul ... Ferit'in öldürülmesi olayı ile ilgisinin olmadığını, olay yerinde iken silah sesi duymadığını, olay yerinden 1 km uzaklaştığında silah sesleri duymaya başladığını, gerek teker teker gerekse seri olarak köylerine doğru ateş edildiğini, ateş eden şahısları görmediğini, Hırsız çeşmesinden Alıcık köyü civarına kadar ateş sesleri geldiğini,

06.10.2003 tarihinde savcılıkta; olay günü köylerinde tanık M.Sait Başcı'nın evinde Yenidoğan köyünden gelen üç misafiri ile oturduğunu, misafirlerinin tanıklar M. Şirin Birlik, Abdulhalik Sakur ve Ali isimli soy ismini bilmediği kişi olduğunu, otururlarken saat 11.00 sıralarında dışarıdan bağırma seslerinin geldiğini, çıkıp baktıklarında köylülerinin ...'un inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu söylediğini anlattıklarını, inceleme dışı maktul ...'in hem halasının oğlu hem de kız kardeşinin kocası yani eniştesi olduğunu, hemen olay yerine hareket ettiğini, kendisiyle yanında gelen olup olmadığını hatırlamadığını, inceleme dışı maktul ...'in cesedinin olduğu yere 200 metre kadar yaklaştığını, inceleme dışı sanık ...i fark ettiğini, kendisine ne olduğunu sorduğunu, maktulün öldürüldüğünü söylediğini, Şakir'in cesedinin yanına gittiğini, kafası çalıya doğru gelecek şekilde sırtüstü yattığını, çevresinde mermi çekirdeği ya da boş kovan görmediğini, cesedin başında inceleme dışı sanık ... Başcı ile köylerinden hatırlamadığı bir bayanın olduğunu, Fesih’te silah olup olmadığını hatırlamadığını, bayanın cesedin üzerine kapanıp ağladığını, cesedin yanında başka kimsenin olmadığını, inceleme dışı sanık ...in cesedin 200-300 metre aşağısında olduğunu, Fesih ve Hamit de silah olup olmadığını bilmediğini, köyden olay yerine çok sayıda köylünün de gittiklerini, köylülerin kimisinin elinde uzun namlulu silahlar olduğunu, inceleme dışı maktul ...'i görünce şoka girdiğini, ağlamaya başladığını, daha sonra bir köylülerinin kendisine olayı karakola haber vermesini söylediğini, bunun üzerine tepeden köye doğru harekete geçtiğini, olay yerinden uzaklaşıp Hariavi tepesini geçtikten sonra gerek köy gerekse Yaşlıca mezrası tarafından çok sayıda silah sesleri gelmeye başladığını, kimlerin ateş ettiğini bilmediğini, köye varınca köylüsü tanık ...'nın evinden jandarmayı telefonla aradığını, evde yeni atandığı için ismini bilmediği köy öğretmeninin de olduğunu, köye geldikten belli bir süre sonra inceleme dışı maktulün cesedinin köye getirildiğini, caminin avlusuna konulduğunu, cesedi kimlerin getirdiğini bilmediğini, muhtar olması sebebiyle ruhsatlı tabancasının bulunduğunu, tabancasını da olaydan sonra jandarmanın aldığını, tüfeği olmadığını, kimseye ateş etmediğini, maktulleri kim ya da kimlerin vurduğunu bilmediğini, ancak inceleme dışı maktul ...'i Yaşlıca mezrasından ..., Şah ... ve ...’nun vurmuş olabileceğini tahmin ettiğini, çünkü olay tarihinden üç ay evvel kardeşleri ...'nun köylerini silahla taradığı için tutuklandığını, bu nedenle inceleme dışı maktul ...'i vurmuş olabileceklerini, maktulün öz amcası tanık ...'nın öz halası ... ile evli olduğunu,

Sorguda; olay zamanında tanık...'nın evinde oturduğunu, üç tane misafirlerinin olduğunu, olay günü köylerinde kadastro çalışmalarının yapılacağını, kadastro çalışması yapılmayacağını öğrenince köylülere haber verip amcasının evinde oturmaya devam ettiğini, saat 11.00 sıralarında dışarıda koşuşturma başladığını, bunun üzerine dışarıya çıktığını, ...'un inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu söylediğini duyduğunu, o anda kimin vurduğunun söylenmediğinin, sonradan inceleme dışı sanık ...'in kaçarken inceleme dışı sanıklar Şah ..., ... ve ...'nun vurduğunu söylediğini, inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu duyunca olay yerine doğru giderken 200 metre kala inceleme dışı sanık ...i gördüğünü, inceleme dışı maktul ...'in vurularak öldürüldüğünü söylediğini, Şakir'in vurulduğu yere gidince bir tane bayanın cesedin üzerine kapanıp ağladığını, köye karakola haber vermek için dönerken Alıcık ve ... köyü arasında silah sesleri duyduğunu, muhtar olduğu için ruhsatlı tabancasının olduğunu ancak tüfeğinin olmadığını,

Mahkemede; maktulün öldürülmesi ile uzaktan yakından alakası olmadığını, olay günü tanık ...'in evinde Yenidoğan köyünden olan üç şahısla oturduklarını, kadastro çalışmasının yapılacağını, saat 10.00-11.00 sıralarında dışarıdan bağrışma seslerinin gelmeye başladığını, bunun üzerine evden çıktığında çocukların kendisine inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu söylediklerini, inceleme dışı maktulün halasının oğlu aynı zamanda da eniştesi olduğunu, bunun üzerine Yenidoğan köyünden olan üç kişi ile birlikte olay yerine doğru gitmeye başladığını, bir ara inceleme dışı maktulün vurulduğu yere 200 metre kala inceleme dışı sanık ...i gördüğünü, ...e ne olduğunu sorduğunu, kendisine maktulün öldürüldüğünü söylediğini, kimin öldürdüğünü söylemediğini, inceleme dışı maktulün cesedinin bulunduğu yere gittiklerini, o esnada inceleme dışı maktulün cesedine kapanmış bir kadının ağladığını gördüğünü, ancak halen daha o bayanın kim olduğunu hatırlamadığını, olay yerinde kimseyi görmediğini, ancak olay yerine yakın yerde arkasındaki iki kişinin kendisine jandarmaya haber vermesini söylediğini, jandarmaya haber vermek üzere olay yerinden ayrılıp köye doğru yola koyulduğunu, köye yaklaştığı sıralarda etraftan çok sayıda silah sesleri gelmeye başladığını, çatışma yaşanır gibi bir durum olduğunu, köye gelirken bir çok köylünün de inceleme dışı maktulün vurulduğu yere doğru gittiklerini, bu esnada yanında ruhsatlı tabanca olduğunu, köye geldiğini, köylünün birinin evinden jandarmaya telefon açtığını, hatta telefon açarken köye yeni tayin edilen köy öğretmenin evde olduğunu, bir süre sonra jandarmanın geldiğini, jandarmanın korucu silahlarının toplanmasını istediğini, bu silahların toplanması sırasında jandarmaya yardımcı olduğunu, yaklaşık köyden 10 adet silahı toplayıp jandarmaya teslim ettiğini, topladığı silahların tetik veya kabzalarına dokunmadığını, sadece üst kısımlarından tuttuğunu,

Savunmuştur.

V. GEREKÇE

A.İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konularına İlişkin Görüşler

Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; suçsuzluk ya da masumiyet karinesi olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; in dubio pro reo olarak ifade edilen şüpheden sanık yararlanır ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan maddi gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

İnceleme dışı maktul ...'un ikamet ettiği Alıcık köyü ile maktul ...'nın ikamet ettiği ... köyü arasında yıllar öncesine dayanılan arazi anlaşmazlığının bulunduğu, bu anlaşmazlık nedeni ile her iki köy sakinleri arasında zaman zaman adliyeye intikal eden husumetlerin yaşandığı, olay günü inceleme dışı maktul ...'in silahlarla uzak atış mesafesinden vurulmasından sonra Alıcık köyü sakinlerinden inceleme dışı sanık ...'un kendisine geçici köy korucusu olması nedeniyle zimmet ile teslim edilen 75173T seri numaralı uzun namlulu silahı alarak yanında sanık ... olduğu hâlde olay yerine giderek inceleme dışı maktulün öldürülmesi olayına karıştığı şeklinde delil elde edilemeyen maktul ...'yı yakın ateş mesafesinden olacak şekilde iştirak iradesi içerisinde öldürdüklerinin İlk Derece Mahkemesince kabul edildiği olayda;

Olay tarihinde 18 yaşında olan maktulün oğlu katılan ... olay sırasında maktulün bulunduğu yer ile kendisinin bulunduğu yerin uzaklığı konusunda 03.10.2003 tarihinde kollukta; 150-170 metre, Cumhuriyet savcısının katılımıyla yapılan 04.10.2003 tarihli yer göstermede; 700-800 metre, 06.10.2003 tarihinde savcılıkta; 10-15 metre, mahkemede; 15-20 metre gibi mesafelerden bahsettiği, maktule ateş eden kişiler yönünden soruşturma aşamasında; inceleme dışı sanık ..., ..., ... Kaplan ve sanıktan bahsettiği, savcılıktaki ifadesinde ise ismini verdiği inceleme dışı sanıklar ve sanığı ateş ederlerken görmediğini, sadece bu dört kişiyi ellerinde uzun namlulu silahlarla maktulün yanından ayrılırken gördüğünü, mahkemede; bu kişilere inceleme dışı sanıklar ... ve ...'ı eklemiş, talimatla alınan beyanında ...'ı çıkarmış, mahkeme tarafından yapılan keşifte tekrar eklediği, toplamda ismini verdiği altı kişinin uzun namlulu silahlarla maktule ateş ettiğini beyan ettiği, olay tarihinde 23 yaşında olan maktulün oğlu katılan ... 02.10.2033 tarihli olay yeri inceleme ve ölü muayene tutanağında; maktulün kimin öldürdüğünü görmediğini, ancak aralarında daha önce arazi anlaşmazlığı yüzünden husumet bulunan Alıcık köyü sakinlerinden inceleme dışı sanıklar ..., ... ve Alıcık köyü muhtarı sanıktan şüphelendiğini, 02.10.2003 tarihinde kollukta; maktulün vurulduğu yere 1 km uzaklıkta hayvanlarını otlatırken Alıcık köyünden olduğunu zannettiği ancak tanıyamadığı 6-7 kişinin maktulü yakalayarak vurduklarını, tahminine göre inceleme dışı sanıklar ... ve ... ile sanık olduğunu, 06.10.2003 tarihinde savcılıkta ise; maktulün vurulduğu yere doğru dere yatağı boyunca ilerleyip yaklaşık 50 metre mesafe kalınca maktulün cesedini ve başında kardeşi katılan ...'ı gördüğünü, yaklaşık 200 metre mesafeden maktulün bulunduğu tepeden uzun namlulu silahlarla inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., ... ve sanığın kendisine de ateş ettiklerini, kendisine ateş eden beş kişinin tahminine göre maktulü öldürdüklerini, mahkemede ek olarak olaydan beş gün sonra kardeşi katılan ... ile yaptığı konuşmada maktule ateş edenlerin inceleme dışı sanıklar ..., ..., ... ve sanık olduğunu öğrendiğini beyan ettikleri anlaşılmış ise de;

Maktulün oğulları olan katılanlar ...ve...'nin her aşamada beyanlarında zaman, mesafe ve olaya karışan kişi sayısı bakımından çelişkiler bulunduğu, katılan ...'ın aşamalarda maktule en az 4 en fazla 6 kişinin aynı anda ellerindeki uzun namlulu silahlarla ateş ettiklerini gördüğünü beyan ettiği, 03.10.2003 tarihli olay yeri inceleme raporunda, olay yerinde toplam 7 adet kovan ve 3 adet mermi çekirdeğinin bulunduğunun belirtildiği, Van Bölge Kriminal Laboratuvarları Şube Müdürlüğünce düzenlenen 28.10.2003 tarihli ekspertiz raporunda, olay yerinden elde edilen 7,62x39 mm çaplı uzun namlulu silahlara ait 7 adet kovanın 5 adetinin bir silahtan, 2 adetinin bir silahtan olmak üzere farklı iki silahtan atıldıkları, 3 adet deforme mermi çekirdeği ile 5 adet kovanın hakkındaki mahkûmiyet kararı kesinleşen inceleme dışı sanık ...'ın kendisine koruyuculuk nedeniyle verilen uzun namlulu silahtan atıldığının belirtildiği, katılan ...'ın beyanlarının maddi delilerle de örtüşmediği anlaşılmakla, açıklanan nedenlerle adı geçen katılanların beyanlarının çelişkili ve taraflı olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu, tanık ...'un kollukta; inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu duyunca köy halkıyla birlikte olay yerine gittiğini, cenazeye 200 metre kadar yaklaştığını, ... ..., inceleme dışı sanıklar ..., ..., ..., inceleme dışı katılan sanık ... ve sanıkta kaleşnikof piyade tüfeği olduğunu, Alıcık köylüleri ile Yaşlıca mezrası sakinlerinin karşılıklı ateş ettiklerini, kimlerin ateş ettiğini görmediğini, savcılık ve mahkemede ise; sanık ve inceleme dışı katılan sanık ...'da silah görmediğini, ifadesinin yanlış anlaşılmaktan kaynaklandığını beyan ettiği, inceleme dışı maktul ...'in dayısının oğlu ve olay tarihinde köy muhtarı olan sanığın tüm aşamalarda, inceleme dışı maktul ...'in vurulduğunu öğrenince olay yerine gittiğini, maktulün cesedini görünce olayı jandarmaya haber vermek üzere köye döndüğünü savunduğu, 02.10.2003 tarihli olay yeri tespit tutanağında; olay tarihinde Alıcık köyü muhtarı olan sanığın karakolu telefonla arayarak inceleme dışı maktul ...'in ateşli silahla Alıcık köyü, Hırsızpınarı mevkiinde öldürüldüğü ihbarını yaptığının belirtildiği, sanığın üzerinde çıkan atış artıklarına ilişkin olarak köy muhtarı olması sebebiyle jandarmanın talimatı gereği köyde bulunan ve koruyuculuk nedeniyle verilen silahları toplayıp tetik ve kabzasına dokunmadan teslim ettiğini savunduğu, atış artıklarının yan delil niteliğinde olduğu, inceleme dışı sanıklar ve dosya kapsamında dinlenen tanıkların maktulün öldürülmesine ilişkin bir beyanda bulunmadıkları hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; mahkûmiyet kararı verilebilmesi için suçun hiç bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispat edilmesi gerektiğine ve gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlanmamış olaylar ve iddiaların sanık aleyhine yorumlanamayacağına dair şüpheden sanık yararlanır kuralı uyarınca yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin onama kararının sanık ...'ya ilişkin kısmının kaldırılmasına, Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin sanığın mahkûmiyetine ilişkin kararlarının sanığın kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarını işlediğine ilişkin her türlü kuşkudan uzak kesin delil bulunmaması nedeniyle şüpheden sanık yararlanır kuralı gereğince beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi de; sanığa atılı suçların sabit olduğu düşüncesiyle,

Karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 14.11.2017 tarihli ve 3025-3933 sayılı onama kararının sanık ...'ya ilişkin kısmının KALDIRILMASINA,

3- Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2015 tarihli ve 325-347 sayılı kararın, sanık ...'ya ilişkin kısmının, sanığın nitelikli kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarını işlediğine ilişkin her türlü kuşkudan uzak kesin delil bulunmaması nedeniyle şüpheden sanık yararlanır kuralı gereğince beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilip Özel Dairenin sanık hakkındaki onama kararı kaldırılarak Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmesi nedeniyle sanığın cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA ve yüklenen suçtan sanığın cezaevine alınmış olması hâlinde TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadıkları takdirde derhal salıverilmeleri için YAZI YAZILMASINA, başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü bulunmamaları hâlinde derhal TAHLİYESİNE,

5- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.03.2024 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli yasal çoğunluk sağlanamadığından 03.04.2024 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.