"İçtihat Metni"
Kararı veren
Yargıtay Dairesi : 7. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Sayısı : 142-436
Sanık ...’in 4733 sayılı Kanun'un 8/4, TCK'nın 52/2-4, 53/1, 62 ve 54/1. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 2500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye ve nakil aracının iadesine ilişkin ... 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.12.2013 tarihli ve 142-436 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 03.04.2018 tarih ve 6174-4552 sayı ile;
“... II- Sanık ... ve sanık ...’ın temyizine göre yapılan incelemede;
1) Sanıklar hakkında takdiri indirim uygulanması sırasında uygulama maddesinin ...nun 62/1 yerine 62/2. olarak gösterilmesi suretiyle CMK.nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2) 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK'nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan 'yaptırım' ibaresinin 'tedbir' olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasa'nın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, yine 01/06/2014 tarihli 6545 sayılı Yasa'nın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler ve 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde taksitlerin Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılacak ödeme emrinin tebliğinden itibaren ödenmesine karar verilmesi,
3) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı ...nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bir karar verilmesinin gerekmesi,
5237 sayılı ...nun 53/1-a,b,d,e bentlerindeki haklardan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya; 53/1-c maddesinde yazılı haklardan ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine, diğer kişilere yönelik bu hakları bakımından aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca hapis cezasının infazının tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerekirken uygulamada erteleme ile ilgili hükümlere yer verilmesi,
4) Suça konu kaçak sigaraların müsaderesine karar verilirken uygulama yeri olmayan 4733 sayılı Yasa'nın 8/4. maddesine atıf yapılması,
Yasaya aykırı, sanıklar ... ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 322. maddesi uyarınca,
1) Takdiri indirim maddesinin uygulandığı hüküm fırkalarında, '62/2' ibaresinin çıkartılarak yerine '62/1' ibaresinin eklenmesi,
2) Hüküm fıkralarının adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bentten 'Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılacak ödeme emrinin tebliğinden itibaren' ibaresinin çıkarılması,
3) Hükümden ...nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin çıkarılması, yerine '24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilmek, 5237 sayılı ...nun 53/1-2-3. madde ve fıkralarının tatbikine,' ifadesinin eklenmesi,
4) Hükmün müsadereye ilişkin bendinden '4733 sayılı Yasanın madde 8/4' ibaresinin çıkartılması ve diğer kısımlarının aynen bırakılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına ...” oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Üyesi ... ise "Mahkeme tarafından dört sanığında mahkumiyetine dair verilen karar Yüksek Daire çoğunluğu tarafından sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkûmiyet kararının bozulmasına karar verilirken sanık ... hakkındaki mahkûmiyet kararının onanmasına karar verilmiştir. ... ve ... hakkındaki bozma kararına karşı görüşüm bulunmamaktadır.
Daire çoğunluğu ile görüş aykırılığı sanık ... hakkındaki suçun sübutuna ilişkindir.
Şöyle ki,
Olay tarihinde bulvar üzerinde gitmekte olan sanık ... idaresindeki araç durdurularak arama yapıldığı ve aracın bağajında çuval içine yerleştirilmiş 2 koli içinde 390 karton sigara yakalanan olayda diğer sanıkların da araç içinde olduğu belirlenmiştir.
Sanıklar araç şöförü ..., çocukları ..., ... savunmalarında '.sanık ...'ın el kaldırması ile durduklarını ve tanıdıkları olduğunu ve çuvalları aldıklarını, içinde sigara olduğunu bilmediklerine..' ilişkin benzer beyanlarda bulunmuşlardır.
Sanık ... ise savunmasında '....önceden tanıdığı olan ... ve oğullarının yoldan geçtiğini, durdurduğunu, kendisini de götürmesini istediğini ve araca bindiğini, sigaraların kendisine ait olduğunu ve diğer sanıkların haberlerinin olmadığına' dair beyanı karşısında Yüksek Daire tarafından sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet kararını '....... ve ...'ın aşamalarda suçu kabul etmeyişi, sigaralardan haberdar olmadıklarını beyan etmeleri, suçun gece vakti meydana gelmesi göz önünde bulundurularak beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerini karar verilmesi' gerekçesi ile bozulmasına karar vermiştir.
Yüksek Dairenin belirtilen bozma nedenleri sanık ... içinde geçerli olup, bu sanıklarla birlikte lehinde ve aleyhinde olan deliller aynı nitelik ve güçtedir. Bu nedenle sanık ...'in hakkındaki mahkûmiyet kararının bozulması gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da 13.06.2018 tarih ve 69837 sayı ile;
“Dosya içeriğine, sanıkların savunmalarına ve aksi ispat edilemeyen sanık ...'ın savunmasına göre; sanık ...'ın suça konu sigaraları Urfa'dan temin ettiği, otobüs ile ...'ya getirdiği, otogarda indiği, servis ile ... Köprüsü yanında servisten indiği, burada tesadüfen karşılaştığı ve daha önceden tanıdığı sanık ...'in sevk ve idaresindeki araç ile geçmekte olduğunu görünce elle işaret edip durdurduğu, 'Beni Mafesığmaz mahallesine götürür müsün?' diye sorduğu, iki çuval içinde mevcut sigaraları Doblo model aracın bagajına koyduğu, araçta ... dışında ... ve ...'in de olduğu, Aracın ... bulvarında durduğu, burada devriye gezen polisin Doblo model araçtan dört erkek şahsın inmesi ve bir başka şahısla buluştuklarını görmesi üzerine şüphelenerek aracın yanına gittikleri, buluşulan kişinin kaçtığı, polisin bagaja baktığında iki çuval içinde suça konu 390 karton (3.900 paket) sigarayı gördükleri ve işlem yaptıkları şeklinde gerçekleşen somut olayda;
Sanıklar ... ile haklarındaki mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilen sanıklar ... ve ...'in aleyhlerine ve lehlerine olan deliller aynıdır. Buna göre sanık ...'in de mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği...” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308/3. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 03.07.2018 tarih ve 5369-8102 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Dairece inceleme dışı sanık ... hakkında kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına, inceleme dışı sanık ... ve inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükümlerinin ise atılı suçlardan beraatleri gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla; itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında verilen mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
26.12.2012 tarihli “Tutanak” içeriğine göre; saat 19.45 sıralarında devriye görevlilerince cadde üzerinde ... plaka sayılı Fiat Doblo marka araçtan inen ve kimliği tespit edilemeyen bir şahısla buluşan sanık ... inceleme dışı sanıkların davranışlarından şüphelenilmesi üzerine önleme arama kararına istinaden aracın bagaj kısmının kontrol edildiği, yapılan kontrolde çuval içerisine yerleştirilmiş iki kolide 390 karton Prestige marka kaçak sigaranın ele geçtiği,
... 1. Sulh Ceza Mahkemesince 27.12.2012 tarih ve 2012/2891 değişik iş sayı ile; suçta kullanılan ... plaka sayılı, ... adına kayıtlı nakil aracının ruhsat ve trafik kaydına 5607 sayılı Kanun’un 10/1 ve CMK’nın 128/4. maddeleri gereğince satılamaz ve devredilemez şerhi konulduğu,
28.12.2012 düzenlenme tarihli kaçak eşyaya mahsus tespit varakasına göre, ele geçen sigaraların CİF kıymetinin 3.900 TL, gümrük vergilerinin 16.698 TL, gümrüklenmiş değerinin ise 20.598 TL olduğunun bildirildiği,
10.06.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; sanıklardan ele geçen sigaraların üzerinde TAPDK yazılı, özel yapım bandrol ve Türkçe ibare bulunmadığı yine TAPDK tarafından düzenlenen uygunluk belgesinin de bulunmadığı bu hâliyle sigaraların gümrük kaçağı olduğunun belirtildiği,
Anlaşılmıştır.
Malen sorumlu ...; suçta kullanılan nakil aracının kendisine ait olduğunu, arkadaşı olan sanık ...’in olay tarihinde çocuklarını Tekir’e götürmek istediğini söyleyerek aracı kendisinden emanet aldığını, sigara nakledileceğinden haberinin olmadığını, ...’in tezgâhta sigara satarak geçimini sağladığını bildiğini,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; dava konusu 390 karton kaçak sigaranın kendisine ait olduğunu, ...’dan aldığı kaçak sigaraları beyaz naylon torbalara koyup şehirler arası otobüsle saat 18.30 sıralarında ...’ya getirdiğini, terminalde inip yol kenarında beklerken daha önceden tanıdığı sanık ... ve çocuklarının tesadüfen oradan geçtiğini, el kaldırıp rica üzerine araca bindiğini, yükünü kendisinin araca yerleştirdiğini, polis çevirmesinde sigaraların yakalandığını, sigaraların diğer sanıklarla bir ilgisinin olmadığını,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; sanık ...’in abisi, inceleme dışı sanık ...’in ise kardeşi olduğunu, olay tarihinde babasının kulandığı emanet araçla Altıkat mevkisinden geçerken inceleme dışı sanık ... ...'in yol kenarında el kaldırdığını ve yanında da iki tane beyaz çuval olduğunu ancak dışardan bakıldığında çuvalların içinin görünmediğini, inceleme dışı sanık ... ...'in beraberindeki eşyaları arabaya yükleyip yola devam ettikleri sırada polis uygulamasına girdiklerini, ... ...'i ... Mahallesinde bulunan adresine bırakmaya gittiklerini,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... aşamalarda; sanık ...’in babası, inceleme dışı sanık ...’in ise abisi olduğunu, olay tarihinde babasının kullandığı emanet araçla eve giderlerken yol kenarında daha önceden tanıdıkları inceleme dışı sanık ...’ı gördüklerini, ... ...'in yanında da iki çuval yük olduğunu, kendisini ... Bulvarı üzerindeki semt pazarına bırakmalarını rica ettiğini, babasının bunu kabul ettiğini ve inceleme dışı sanık ... ... ile beraber yükünü araca yüklediklerini, yolda ilerlerken polis kontrolünde kaçak sigaraların ele geçtiğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... aşamalarda, olay tarihinde arkadaşı ...’dan emanet aldığı ... plaka sayılı araçla çocukları ... ve ... ile birlikte saat 17.00 sıralarında eve giderken yol kenarında arkadaşı inceleme dışı sanık ...’ı gördüğünü ve aracını durdurduğunu, ... ...’in elinde yükü olduğunu ve kendisinden evine kadar bırakmasını istemesi üzerine arkadaşını kırmak istemediğini, bir süre gittikten sonra polis ekiplerince durdurulduklarını ve araçta yapılan aramada çuvallarda kaçak sigaraların ele geçtiği, kendisinin kaçak eşyadan arama esnasında haberdar olduğunu savunmuştur.
Uyuşmazlık konusunun çözümünde isabetli bir hukuki sonuca varılabilmesi için öncelikle kaçakçılık suçlarına ilişkin mevzuat ve yapılan değişiklikler üzerinde durulmalıdır.
4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan "Cezai hükümler" başlıklı 8. maddesinin dördüncü fıkrası;
"Ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan ürünleri ya da taklit (...) işaretleri taşıyan ürünleri ticari amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar ile ambalajları üzerinde bulunan ürün bilgileri ile bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretlerin içerdiği bilgilerin farklı olması halinde, bu ürünleri üreten veya ithal edenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu fıkrada belirtilen ürünlere el konulması, muhafazası ve tasfiyesi ile bunları ihbar edenlere ve yakalayan kamu görevlilerine ikramiye ödenmesi hususlarında 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda kaçak eşya için öngörülen usuller uygulanır. Bu ürünlere el konulduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde, numune alınarak ve gerekli tespitler yapılarak, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından imha suretiyle tasfiye kararı verilebilir." şeklindedir.
4733 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen suç, 11.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve genel gerekçesinde amacı kaçakçılıkla mücadelenin etkin bir şekilde ve uzman personel eliyle yürütülmesi, uygulamadaki tereddütlerin ve sıkıntıların ortadan kaldırılması olarak belirtilen 6455 sayılı Kanun’la yürürlükten kaldırılıp 5607 sayılı Kanun’a müstakil bir suç olarak aktarılmıştır.
Atılı suçun aktarıldığı 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun "Kaçakçılık suçları" başlıklı 3. maddesinin 18. fıkrası;
"Ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üreten, yurda sokan, ticarî amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklinde iken, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesi ile; “Ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan ya da taklit veya yanıltıcı bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretleri taşıyan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri;
a) Ticari amaçla üreten, bulunduran veya nakleden,
b) Satışa arz eden veya satan,
c) Bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan,
kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, tütün mamullerinin etil alkol, metanol ve alkollü içkilerin kaçak olarak yurda sokulduğunun anlaşılması hâlinde, onuncu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmolunur.” biçiminde değiştirilmiş,
5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 10. fıkrası; “Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarısından iki katına kadar artırılır, ancak bu fıkranın uygulanması suretiyle verilecek ceza üç yıldan az olamaz.” şeklinde yeniden düzenlenmiş,
Aynı maddeye; “Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların konusunu oluşturan eşyanın değerinin fahiş olması hâlinde, verilecek cezalar yarısından bir katına kadar artırılır.” biçiminde 22. fıkra eklenmiştir.
Somut olayın karşılığı olan 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 5. fıkrası ise “Birinci ila dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.
Karar tarihinden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 ve 62. maddeleriyle 5607 sayılı Kanun’da değişiklikler yapılmıştır.
7242 sayılı Kanun’un 61. maddesiyle 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 22. fıkrasına “Eşyanın değerinin hafif olması hâlinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması hâlinde ise üçte birine kadar indirilir.” cümlesi eklenmiş,
62. maddesiyle 5607 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrası “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde, hakkında, bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz.” şeklinde iken “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine;
a) Soruşturma evresi sona erinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında,
b) Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza üçte bir oranında, indirilir. Bu husus, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye ihtar edilir. Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır.” biçiminde değiştirilmiş ve aynı maddeye “İkinci fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde uygulanmaz.” şeklindeki 3. fıkra eklenmiştir.
Ticari amaç birçok kaçakçılık suçunda aranan bir manevi unsur olup öğretide bu konuda;
"Ticari amaç maddi menfaat elde etmek amacıdır. Ticaret maddi kazanç için yapılan faaliyettir. Failin amacı kazanç dışında amaç ise maddi unsuru eksik kalacaktır." (Erdener Yurtcan, Yeni Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Şerhi, Beta Yayınları, ..., 2007, s.21); "Bu suç düzenlemesinde kast, özel kasttır. Bu nedenle, bu suç düzenlemesi ancak özel kastla işlenebilir. Bu özel kast, faildeki ticari amacı ifade eder. Failin, suç teşkil eden seçimlik hareketleri, ticari amaçla (saikle) işlemesi gerekir. Eğer, failde ticari amaç bulunmuyorsa, bu suç oluşmayacaktır. Bu nedenle, bu seçimlik hareketin kişisel kullanımlar için yapılması bu suçu oluşturmayacaktır" (Mustafa Özen, 5607 sayılı Kaçakçılık Kanununda Düzenlenen Suçlar, Adalet Yayınevi, 1.Bası, ..., 2015, s.98); "Ticari amaç olması için, belli bir uğraşın sonunda maddi bir menfaat gereklidir. Kazanç dışında başka bir amaç varsa belirtilen suç oluşmayacaktır. Örneğin, fail acıyarak yardım etmek veya korumak amacıyla belirtilen fiilleri işlerse bu takdirde koşulları çerçevesinde iştirak iradesi araştırılacaktır. Kişisel kullanım veya tüketim çerçevesinde yapılanlar suç kapsamında değerlendirilmemektedir." (Dilara Şahin, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunundaki İthalat Kaçakçılığı Suçları ve Kabahatler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, ... Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, ..., 2011, s.68); "Kendisinin kişisel kullanım ve tüketimi için kaçak eşyanın satın alınması, saklanması, taşınması hareketleri kasten işlense dahi bu suç oluşmayacaktır." (Selçuk Bütün, 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu Kapsamında Gümrük Kaçakçılığı Suçları, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, ... Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, ..., 2008, s.70) şeklinde görüşler ileri sürülmüştür.
Ticari kelimesinin sözcük anlamı "ticaretle ilgili, ticarete ilişkin"dir. Ticaret ise "ürün, mal vb. alım satımı, kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği, alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr" anlamlarına gelmektedir. (Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, 11. Bası, ..., 2011, s.2354-2355). Bu bakımdan "ticari amaç"ın, kazanç elde etmek amacı olarak tanımlanması mümkündür. Ticari amaç çoğunlukla bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten "tacir"ler tarafından güdülen bir amaçtır. Ancak ticari amacın, "tacir" sıfatıyla mutlak bir bağlantısı bulunmamaktadır. Zira tacir sıfatını taşıyan gerçek kişilerin tüm eylem ve işlemleri ticari değildir. Aynı şekilde tacir olmayan kişilerin de ticari maksatla hareket etmesi mümkündür. Ticari amaç, kazanç elde etmek için satmak amacıyla almakla da sınırlı değildir. Kişinin kendi şahsi ihtiyaçları dışında belirli bir meslek veya ticari faaliyetin icrası kapsamında maliyet unsuru olarak yahut alacak-borç ilişkilerinde kullanmak üzere yaptığı alımların da ticari amaçla yapıldığı kabul edilmelidir.
Tüm bu nedenlerle failin ticari amaçla hareket edip etmediği, ekonomik ve sosyal durumu, suça konu eşyanın cinsi, nevi, kullanım yeri, zamanı, miktarı, değeri, bulundurma ve ele geçiriliş biçimi gibi hususlar gözetilerek her olayın özelliğine göre değerlendirilip belirlenmelidir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
26.12.2012 tarihinde saat 19.45 sıralarında devriye görevlilerince cadde üzerinde ... plaka sayılı Fiat Doblo marka araçtan inen ve kimliği tespit edilemeyen bir şahısla buluşan sanık ... inceleme dışı sanıkların davranışlarından şüphelenilmesi üzerine önleme arama kararına istinaden aracın bagaj kısmının kontrol edildiği, yapılan kontrolde çuval içerisine yerleştirilmiş koliler içinde toplam iki kolide 390 karton Prestige marka kaçak sigaranın ele geçirildiği olayda,
Dava konusu kaçak eşyayı sahiplenen inceleme dışı sanık ...; ...’dan aldığı kaçak sigaraları otobüsle ...’ya getirdiğini ve saat 18.30 sıralarında otogarda indikten sonra yol kenarında beklemeye başladığı sırada oradan geçmekte olan sanık ...’in kullandığı araca el kaldırarak iki çuval kaçak sigara yükü ile beraber evine gitmek üzere bindiğini, kaçak sigaralardan sanık ...'in haberinin olmadığını savunmuş ise de, 26.12.2012 tarihli olay tutanağına göre sanıkların yakalandığı saat ile inceleme dışı sanık ...’ın savunmasında belirttiği ...’ya gelip evine gitmek için sanık ...'in kullandığı araca bindiği saat arasında gerekenden fazlaca bir sürenin olması, sanıkların yakalanış şekli, inceleme dışı sanık ...’in sigaraların olduğu çuvalları araca birlikte yüklediklerine ilişkin mahkeme huzurundaki savunması ile ele geçen sigara miktarı birlikte değerlendirildiğinde, sanık ...’in, inceleme dışı sanık ...’a ait olduğunu iddia attiği çuvallarda kaçak sigara olduğunu bilmeden taşıdığına ilişkin savunmasının suç ve cezadan kurtulmaya yönelik olduğu, inceleme dışı sanık ... ile birlikte hareket eden sanık ...'e atılı suçun sübut bulduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk Görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu Üyesi de; ''Sanığa atılı kaçakçılık suçunun sabit olmadığı'' düşüncesi ile karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 11.11.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.