"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 367-748
I. HUKUKÎ SÜREÇ
İftira suçundan sanıklar ... ve ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267/1, 53 ve 58/6. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.06.2012 tarihli ve 349-1129 sayılı hükmün, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 09.04.2014 tarih ve 14069-4375 sayı ile; "... Unsurları itibariyle oluşmayan iftira suçundan sanıkların beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesince 03.12.2014 tarih ve 367-748 sayı ile bozmaya direnilerek sanıkların önceki hüküm gibi mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Direnme kararına konu hükümlerin de sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.04.2015 tarihli ve 16618 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.12.2016 tarihli ve 472-1956 sayılı kararı ile dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.06.2018 tarih ve 35-35 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı iftira suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 05.12.2011 tarihli ve 32807-18873 sayılı iddianamesi ile; sanıkların katılanlara yönelik işledikleri iddia edilen iftira suçundan TCK'nın 267/1. maddesi ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı,
İftira suçundan sanıklar hakkındaki kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın 05.12.2011 tarihinde verildiği, sanıkların ilk sorgularının 12.03.2012 tarihinde yapıldığı, mahkûmiyetlerine ilişkin verilen ilk hükmün Özel Dairece bozulmasına karar verildikten sonra direnme kararı üzerine 03.12.2014 tarihinde mahkûmiyetlerine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar
TCK'nın "İftira" başlıklı 267. maddesinin birinci fıkrası; "Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un "Dava zamanaşımı" başlıklı 66. maddesi ise;
"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,
Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…" hükmüne yer vermiştir.
TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Zamanaşımını kesen sebepler de TCK'nın 67/2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.
TCK'nın 67. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 05.12.2011 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanıklar hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 03.12.2014 tarihli son mahkûmiyet kararları olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, sekiz yıllık dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 03.12.2022 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 67/2-d, 67/3 ve CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
IV. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Konya 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.12.2014 tarihli ve 367-748 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda CMUK'nun, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar ... ve ... hakkındaki kamu davasının TCK'nın 67/2-d, 67/3 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.12.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.
...