Logo

Ceza Genel Kurulu2018/489 E. 2022/682 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Kararı Veren

Y

Sanık ...’nin katılan mağdureye yönelik teşebbüs aşamasında kalan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 43/1, 35/2,53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.07.2016 tarihli ve 108-286 sayılı resen temyize tabi hükmün katılan mağdure vekili, katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 23.03.2017 tarih ve 12426-1545 sayı ile katılan mağdure vekilinin temyiz isteminin reddiyle;

"…Sanık müdafii ile katılan bakanlık vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;

Mağdurenin aşamalardaki çelişkili anlatımları, tanık İlknur'un beyanı, olayın intikal şekli ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın eylemlerini cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirdiği hususunda cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

Olayda taraflar dışında kimsenin olmadığı evde mağdurenin aşılabilir mukavemeti dışında sanığın eylemini tamamlamasına engel teşkil eden bir sebep bulunmadığı anlaşıldığından, mevcut haliyle fiilin çocuğun basit cinsel istismarı kapsamında kaldığı gözetilerek bu suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,

5237 sayılı TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen sıralamaya aykırı olarak aynı Kanunun 43/1. maddesinin 35. maddesinden önce uygulanması,

Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan bakanlık vekilinin temyiz itirazları ile sanık müdafiin duruşmalı inceleme sırasındaki savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, re'sen de temyize tabi hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca bozulmasına," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme ise 26.05.2017 tarih ve 295-259 sayı ile;

"…Sanığın Hacılar ilçesi Sakarçiftliği mahallesi muhtarı olup, aynı zamanda aynı yerde bakkal dükkanı işlettiği, mağduru bakkal dükkanından ailesi ile birlikte alışveriş yaptığından ve okula ilişkin muhtar olarak kendisine gelen tebligatları mağdura verdiğinden dolayı tanıdığı, 2014 yılı Mayıs-Haziran aylarında mağdurun çikolata almak için bakkal dükkanına gittiğinde, sanığın çikolata parasını almadığı, bir sonraki gidişinde ise çikolata parasını almadığı gibi 10 TL harçlık verdiği, mağdura herhangi bir ihtiyacı olması halinde yanına gelmesini söylediği, mağdurun ise 'paraya ihtiyacım yok, gerekirse ben babamdan alırım' dediği, sanığın ise 'babandan para falan isteme, lazım olduğu zaman sen yanıma gel ben veririm' dediği, sonrasında okulların yaz tatiline girmesi sebebiyle tatil boyunca aralarında herhangi bir görüşme olmadığı, mağdurun 2014 yılı Eylül ayında İmam Hatip Lisesi 9. Sınıfına başladığı, bu tarihlerde sanığın mağdura Samsung marka cep telefonu ve 05xx-x9x x4 x3 nolu cep telefonu hattını aldığı ve ona verdiği, bu hat üzerinden görüşmeye başladıkları, bu telefonu mağdurun ağabeyi olan ... Akıncı görünce sim kartını kırdığı, telefonu mağdura vermeyip kendisinin kullandığı, bunun üzerine sanığın mağdura aynı marka başka bir cep telefonu ve aynı numaralı hattı alıp verdiği, bu şekilde görüşmeye devam ettikleri, 2014 yılı Eylül ayı içerisinde mağdur okula giderken bakkala uğradığında sanığın mağduru rafların arkasında bulunan tarafa çekerek öpmeye çalıştığı, elini mağdurun pantolonunun içerisine sokarak cinsel organına dokunduğu, mağdurun bağırmaması için onun ağzını eliyle kapattığı, bunun üzerine mağdurun sanığa görüşmek istemediğini söylediği, sanığın ise mağdura 'eğer benle görüşmeye devam etmezsen babana kızım benimle yattı derim' dediği, mağdurun, babasının agresif bir insan olmasından dolayı korkup ses çıkaramadığı, sanığın mağduru bu tehditlerle mağdurun evinin arkasında bulunan yıkık bir eve farklı tarihlerde birkaç defa götürüp aynı şekilde onu öpüp eliyle cinsel organına dokunmak şeklinde eylemlerine devam ettiği, sonrasında sanığın mağduru ... Şehir Merkezinde gezdirip ona iç çamaşırı ve bazı makyaj malzemeleri aldığı, onu yemeğe götürdüğü, en son 27/11/2015 tarihinde mağdurun okula gitmek için otobüs durağına gittiği sırada sanığın onu bakkal dükkanına çağırdığı, ona ‘Hürriyet mahallesinde Karamete durağında in bende araçla otobüsün arkasından seni takip edeceğim, seni oradan alacağım, birlikte gezeceğiz' dediği, mağdurun yazılı sınavı olduğunu, bu sebeple gelemeyeceğini söylediği, sanığın cep telefonundaki sadece vücudu görünen çıplak kadın fotoğrafını gösterip ‘bu fotoğrafa senin başını koyup babana gösteririm’ dediği, bunun üzerine mağdurun sanığın teklifini kabul ettiği, sanığın söylediği Karamete durağında indiği, sanığın onu araçla bu duraktan aldığı, ona 'babana devamsızlık mesajı gitmesin, ... ocağından rapor alalım" dediği, ancak gittikleri ... ocağının kapalı olduğu, bir marketten kahvaltılık malzeme aldıkları, mağdura Hacılar Organize Bölgesinde Kum ocağı var, oraya mı yoksa kızımın Hacılarda bağevi var oraya mı gidelim diye sorduğu, mağdurun ‘kum ocağında babam çalışıyor, bu sebeple bağevine gidelim’ dediği, birlikte bu bağevine geldikleri, burada kahvaltı yaptıktan sonra sanığın mağdurun kıyafetinin üst kısmını yukarı topladığı, alt kısmında bulunan pantolonu da tamamen aşağıya indirdiği, kendisinin pantolonu ve iç çamaşırını indirip mağduru öpmeye başladığı, mağdurun göğüslerine ellediği, onun cinsel organına dokunduğu, mağduru sırtüstü yatırıp üzerine uzandığı, cinsel organını mağdurun cinsel organına sokmak istediği ancak mağdurun onu ittirdiği, tekrar cinsel organını sokmaya çalıştığı, ancak mağdurun izin vermemesi sebebiyle bunu gerçekleştiremediği, sanığın sürtünerek mağdurun üzerine boşaldığı, oradan ayrıldıktan sonra çarşıya gittikleri, sanığın mağdura ayakkabı aldığı, telefon almak için telefoncuya gittikleri ancak alamadıkları, sonrasında ... Gündeş isimli ... ocağına gidip bir günlük istirahat raporu aldıkları ve sonrasında mağduru okula bıraktığı, mağdurunda raporu okul idaresine verdiği anlaşılmıştır." şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.

Direnme kararına konu resen temyize tabi bu hükmün de katılan mağdure vekili, katılan ... Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2017 tarihli ve 53452 sayılı “Onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 18.10.2018 tarih ve 5553-6129 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı çocuğun cinsel istismarı suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından;

Mağdure ve ailesinin komşusu olan sanığın olay tarihinde 55 yaşında olup muhtarlık yaptığı ve aynı zamanda bakkal dükkânı işlettiği, mağdurenin ise olay tarihinde 16 yıl 5 ay 11 günlük olduğu, olayların başladığını iddia ettiği yıl sınıfta kaldığı, hâlihazırda 9. sınıf tekrarı yaptığı,

03.12.2015 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; saat 14.00 sıralarında haber merkezine kız Anadolu imam hatip lisesinde kavga olduğu yönünde ihbar geçildiği, okula gidildiğinde idarecilerin mağdure ve babası arasında tartışma olduğunu belirttikleri, gerekli işlemlerin yapılması için mağdurenin şube müdürlüğüne intikal ettirildiği,

03.12.2015 tarihinde ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli çocuk cerrahi uzmanı tarafından düzenlenen raporda; mağdurenin anal muayenesinde; haricen doğal olduğunun, fiili livata bulgusuna rastlanılmadığının ancak eski olanların tespitinin mümkün bulunmadığının, gerektiği takdirde adli tıp uzmanınca değerlendirilebileceğinin mütalaa edildiği,

03.12.2015 tarihinde ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; vulvanın normal, hymenin anüler ve intakt olduğu,

04.12.20015 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; mağdurenin eğitimine devam ettiği,

04.12.2015 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanakta; sanığın mağdureye istismarda bulunduğu iddia edilen bağ evinin sanığın damadına ait olduğunun ve söz konusu ev ile etrafında kamera olmadığının belirtildiği,

09.12.2015 tarihli Hacılar İlçe Jandarma Komutanlığının yazısının ekinde bulunan kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; yapılan araştırmada; mağdurenin 5xx xx8 xx x6 numaralı cep telefonunu kullandığı, hattın sanığın adına kayıtlı olduğunun tespit edildiği, sanığın üzerine kayıtlı 5xx xx8 xx x2, 5xx xx6 xx x1, 5xx xx8 xx x6, 5xx xx6 xx x1 numaralı hatların bulunduğu, mağdurun, sanığın, kendisine istismarda bulunduğunu iddia ettiği evin "Yedi Karaağaç Mahallesi, Aksu Caddesi, No: 65 Hacılar" adresindeki bağ evi olduğu, olay saatinin erken olması nedeniyle dışarıdan gelip geçenlerin görmesinin mümkün olmadığının, evin etrafındaki tüm evlerin bağ evi olması ve kış mevsiminde bulunulması nedenleriyle hiç kimsenin ikamet etmediğinin tespit edildiği, yaylalara çıkan yol olması nedeniyle ise Aksu Caddesinin kış mevsiminde kullanılmadığı, sanığın mağdureye istismarda bulunduğu köydeki yerin ise köye yeni yapılan evlerin kuzeyinde kalıp eski taş ... yıkıntılar olduğunun, kimse tarafından kullanılmadığının, mağdure ve sanığın evlerinin 50 metre arkasında bulunduğunun, evlerin yol üzerinde olmaması ve olay saati itibarıyla kimsenin göremeyeceğinin belirlendiği,

11.12.2015 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanakta; mağdureyle yapılan görüşmede; mağdurenin olayın duyulması üzerine, ağabeyinin, telefonunu ve kullandığı hattı kırdığını ve sanığın, 5xx xx6 xx x2 numaralı telefondan sanık tarafından temin edilen 5xx xx6 xx x1 ve 5xx xx8 xx x6 numaralı hatları aramak suretiyle kendisiyle iletişim kurduğunu beyan ettiğinin belirtildiği,

23.12.2015 tarihinde Hacılar İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından ... Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan yazıda; mağdurenin 5xx xx6 xx x1 ve 5xx xx8 xx x6 numaralı hatlar ile Samsung ve Nokia marka telefonları rızasıyla teslim ettiğinin bildirildiği,

07.01.2016 tarihli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun yazısının ekinde gönderilen CD’de yapılan incelemede; sanık adına kayıtlı olan ancak mağdurenin, sanığın görüşmeleri için kendisine verdiğini beyan ettiği 5xx xx6 xx x1 ve 5xx xx8 xx x6 numaralı telefon hatları ile sanığın kollukta alınan beyanında kendisinin kullandığını belirttiği 5xx 2xx xx x2 numaralı telefon hattı arasında 03.10.2015-04.12.2015 tarih aralığında; çok sayıda karşılıklı mesajlaşma ve görüşme kayıtlarının olduğu,

03.03.2016 tarihinde... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca mağdure hakkında düzenlenen raporda; 165 cm boyunda ve 70 kilo ağırlığındaki mağdurenin nüfus cüzdanında kayıtlı olan doğum tarihi ile uyumlu olarak grafilerin çekildiği 03.02.2016 tarihi itibarıyla 17 yaşının içinde olduğunun mütalaa edildiği,

07.03.2016 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; 27.11.2015 tarihinde mağdureye bağırsak enfeksiyonu rahatsızlığı nedeniyle bir günlük istirahat raporunun ... Gündeş Aile Sağlığı Merkezinde görevli aile hekimi tarafından verildiği, raporun mağdureye gerçekten rahatsız olması nedeniyle verildiği kanaatinin oluştuğu,

29.01.2016 tarihinde... Üniversitesinde görevli çocuk psikiyatristi tarafından mağdure hakkında düzenlenen raporda; mağdurede hafif mental retardasyon tespit edildiğinin, kendisine yapılmış fiili algılama yeteneğinin geliştiğinin ancak musab olduğu rahatsızlık nedeniyle davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmediğinin, yaşı ve musab olduğu rahatsızlık dışında kendisini savunmaya engel teşkil edecek ek bir psikopatoloji saptanmadığının belirtildiği,

10.02.2016 tarihinde... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; 02.02.2016 tarihinde mağdureyle yapılan görüşmede; muhtar ve bakkal dükkânının sahibi olan sanığı 5 yıldır tanıdığını, iki yıl önce bakkala gittiğinde sanığın "Yeğenim bir eksiğin olursa gel benden iste." dediğini, ertesi gün gittiğinde de kendisine para verdiğini, sonrasında telefon ve hat aldığını, görüşmeye başladıklarını, sanığın ilk kez bir yıl önce bakkala gittiğinde kenara çekip kıyafetlerinin içinden göğsüne dokunduğunu, ara sıra o şekilde dokunmalarının bulunduğunu, sonrasında "Babana birlikte olduğumuzu söylerim." diyerek tehdit ettiğini, 27.11.2015 tarihinde yine aynı şekilde tehdit ederek bir bağ evine götürdüğünü, önce bir şeyler yediklerini, ardından alt kıyafetlerini zorla çıkardığını, sanığın kendi alt kıyafetlerini de çıkararak cinsel organının ön bölgesine sürttüğünü, sokmaya çalıştığını ancak izin vermediğini, üzerine boşaldığını, kanamasının olmadığını, giyinip evden ayrıldıklarını, birkaç gün sonra olanları arkadaşlarına anlattığını, onların da okul yönetimine haber verdiklerini, 03.12.2015 tarihinde ailesinin polis merkezine giderek şikâyetçi olduğunu, daha önce hiçbir kimsenin kendisine o şekilde dokunmadığını belirttiği, genital muayenesinde; hymenin anüler yapıda ve intakt olduğu, saat 1 ve 3 hizalarında kaide devamlılığı izlenen doğal çentikler bulunduğu, anal muayenesinde; anal sfinkter tonusunun normal olduğunun saptandığı, herhangi bir ekimoz, sıyrık, yırtık, fissür, aktif-pasif kanamanın bulunmadığının belirtildiği, sonuç olarak; vücudunda soruşturmaya konu olaya ilişkin travmatik bulgu saptanmadığı, vajinal veya anal yoldan organ veya sair cisim sokulmak suretiyle istismara maruz kaldığına yönelik tıbbi bir hikâye ve anal muayene bulgusu saptanmadığı, çocuk psikiyatri muayenesi ve psikometrik testlerinde "Uyum Bozukluğu Belirtileri ve Hafif Mental Retardasyon" saptandığı, yaşı, biyopsikososyal gelişimi, mental kapasitesi, eyleme ilişkin spesifik/özgül tanımlamaları dikkate alındığında cinsel istismara maruz kaldığı, ....Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalının 04.02.2016 tarih ve 1798 sayılı tıbbi raporuna göre fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin geliştiği ancak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmediği, dolayısıyla ruh bakımından kendisini savunabilecek durumda olmadığı,

02.06.2016 tarihinde... Üniversitesinde görevli çocuk psikiyatristi tarafından mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; maruz kaldığı eylemler sonucunda mağdurede uyum bozukluğu geliştiği, ruh sağlığının bozulduğu kanaatinin oluştuğu,

10.06.2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; mağdureyle yapılan görüşmede; 9. sınıfa kadar okuduğunu, 9. sınıfta notlarının kötü olması nedeniyle sınıf tekrarı yaptığını, TEOG'dan 235 aldığını, okuma yazmayı 1. sınıfta öğrendiğini, sanığın, kendisini tehdit ettiğini, "Çıplak kadın fotoğrafına kafanı eklerim." dediğini, her gün yanına gelip aynı hareketleri yapacakmış gibi hissettiğini, sanığı mahkemede görünce tekrar kötü olduğunu, aklına çok geldiğini, rüyalarına girdiğini, uyuyamadığını, hap kullandığını, derslerini etkilediğini, sınıfta kaldığını, erkeklerden korktuğunu ifade ettiği, sorulan atasözleri ve deyimleri bildiği, basit matematik hesabı ve para hesabı yapabildiği, ruhsal durum muayenesinde; zorlayıcı rahatsız edici anılar bulunduğu, anımsatan ve sembolize eden konularla ilgili rahatsızlık, olayla ilgili tekrarlayıcı sıkıntılı rüyalar, travmaya eşlik etmiş düşünce ve duygulardan kaçınma, insanlardan uzaklaşma ve yabancılaşma, uykuya dalmak ve sürdürmekte zorluk, yoğunlaşmada güçlük bulunduğu, zekâsının sınır düzeyde olduğu, sonuç olarak; sınır düzeyde zekâ seviyesi saptandığı, tespit edilen zekâ seviyesinin 2013, 2014, 27.11.2015 tarihlerinde gerçekleşen fiillere ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına engel teşkil edecek derecede bulunmadığı, mağdurenin ruh sağlığının 2013 yılı Mayıs-Haziran ayları, 2014 yılı ve 27.11.2015 tarihlerinde mağduru bulunduğu olaylar nedeniyle kalıcı ve sürekli olarak bozulduğu,

Anlaşılmaktadır.

Mağdure 03.12.2015 tarihinde Kollukta; 9. sınıf öğrencisi olduğunu, bir yıl önce sınıfta kaldığını, annesi, babası, ağabeyi ve kardeşiyle birlikte yaşadığını, babasının işçi, annesinin ise ev hanımı olduğunu, dertleri ve sıkıntıları olduğunda kimseyle paylaşmadığını, ailesinin istemediği bir davranış sergilediğinde fiziksel şiddet uygulandığını, mağdurenin kadının özel bölgelerini vajina ve popo, erkeğin özel bölgelerini testis ve popo olarak isimlendirdiği, 65 yaşında bir adamla konuştuğunu, ilişkiye girdiğini, o nedenle geldiğini, şahsın bakkallık yaptığını ve mahallenin muhtarı olduğunu, sanığın ilk günler normal bir insan gibi olduğunu, ardından kendisine iyi davranmaya ve bir şeyler almaya başladığını, 5-6 tane cep telefonu, hat, kıyafet ve ayağındaki ayakkabıyı aldığını, ilk hediyeyi 2014 yılında 9. sınıfa giderken cep telefonu olarak verdiğini, onun öncesinde ise günde 5-6 TL para verdiğini, ilk cinsel ilişkilerinin bir yıl önce ... ayından sonra olduğunu, tam tarihini hatırlamadığını, evlerinin yakınında bulunan viranede gerçekleştiğini, sanığın "5 dakika buluşalım. Sana cep telefonu vereceğim." dediğini, kabul edip virane eve gittiğini, sanığın orada kendisini soyundurduğunu, alt tarafını tamamen çıkardığını, üstünde bluzunun bulunduğunu, sanığın, bluzu yukarı sıyırdığını, sanığın da kıyafetlerinin alt tarafını çıkarıp eliyle göğsüne ve vajinasına dokunduğunu, dudaklarıyla dudağından, yanağından ve boğazından öptüğünü, sanığın, elleriyle kendi testisleriyle oynadığını, ilk ilişkiden yaklaşık bir buçuk ay sonra öğle saatlerinde yine aynı yere götürüp ilk ilişkideki şeyleri yaptığını, üçüncü ilişkinin bir hafta önce ... günü 27.11.2015 tarihinde yaşandığını, plakasını bilmediği sanığa ait krem renkli Toros model araçla sanığın, kendisini kızına ait bir bağ evine sabah saatlerinde götürdüğünü, evi tam olarak hatırlamadığını, evi bildiğini ancak yerini gösteremeyebileceğini, sanığın, kıyafetlerini tamamen çıkardığını, testisiyle vajinasına dışından dokunduğunu, vajinasında herhangi bir değişiklik olmadığını, sanığın testisinden beyaz bir sıvı geldiğini, onun dışında dokunmasının olmadığını, sanığın dışında kendisine o şekilde dokunan başka bir kişi olmadığını, özel bölgelerinin resmini sanığın çekmediğini, sanığın, kendisine aldığı cep telefonlarını ailesinin gördüğünü, annesinin "Nereden alıyorsun?" diye sorduğunu, annesine arkadaşından aldığını söylediğini, annesinin "Bu nasıl arkadaş?" dediğini, bir defasından ağabeyinin kızdığını ve telefonu kırdığını, 03.12.2015 tarihinde 5xx 399 7x 1x numaralı hattı arkadaşı ...’e verdiğinde Arif’in, hattına mesaj gönderdiğini ve İlknur’un da kendisiymiş gibi cevap yazdığını öğrendiğini, ardından İlknur’un gelerek "Bu adam kim? Huylandım." dediğini, İlknur’un bu olayı daha sonra , Elif ve Hanife’ye söylediğini öğrendiğini, bu kişilerin, kendisini kenara çekip konuştuklarını, "Adam 65 yaşındaymış. Sen bunu nasıl başardın?" dediklerini, ardından öğretmenlerin haberlerinin olduğunu, okul idaresinin ailesine bilgi verdiğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu, babasının, kendisine zarar verebileceğinden, öldürebileceğinden korktuğunu, yurda yerleştirilmek istediğini,

22.12.2015 tarihinde Kollukta; yaklaşık 2 yıl önce sanığın dükkânından çikolata almaya gittiğini, sanığın para almadığını, bir sonraki gidişinde sanığın yine para almayıp 10 TL para vererek herhangi bir ihtiyacı olması hâlinde yanına gelmesini söylediğini, sanığa "Para ihtiyacım yok. Olursa babamdan isterim." dediğini, sanığın "Babandan para falan isteme. Lazım olduğu zaman sen yanıma gel. Ben veririm." dediğini, okulların yaz tatiline girmesi nedeniyle 3 ay sanığı görmediğini, okullar açıldıktan sonra 2014 yılının Eylül ayında liseye başladığını, teslim ettiği Samsung marka telefon ile 5xx xxx xx x3 numaralı hattı sanığın, kendisine aldığını, bu hat üzerinden görüşmeye başladıklarını, telefonu ağabeyinin gördüğünü, hattı kırıp telefonu kullanmaya başladığını, bunun üzerine sanığın, kendisine tekrar şu anda kayıp olan bir telefon alıp aynı hattı çıkardığını, tüm görüşmelerde sanığın, kendisini aradığını, müsait olduğu takdirde cevapladığını, sorulması üzerine; sanığın 2 yıl içerisinde kendisine birden fazla kez istismarda bulunduğunu, 2014 yılının Eylül ayı içerisinde okula giderken sanığın dükkânına alışveriş yapmak için gittiğini, sanığın, rafların arkasında kendisini zorla öpmeye çalıştığını, pantolonunun içerisine elini sokmak suretiyle cinsel organına dokunduğunu, öptüğünü, o esnada ağzını kapatarak bağırmasına engel olduğunu, sanığa onunla görüşmek istemediğini söylediğini, bunun üzerine sanığın "Eğer benimle görüşmeye devam etmezsen babana kızın benimle yattı derim." diyerek tehdit ettiğini, babasının agresif bir insan olması nedeniyle korkup sesini çıkarmadığını, bu olaydan sonra sanığın zaman zaman aynı tehditlerle evlerinin arkasında bulunan harabe yerlerde birçok kez aynı şekilde tacizde bulunduğunu, Whatsapp üzerinden sadece mesajlaşma yoluyla görüştüklerini, ara sıra sesli görüştüklerini, sanığın "Senin her yerini öptüm. Elledim." gibi mesajlar attığını, o zaman zarfında sanığın, kendisini okul çıkışlarında ve öğle aralarında alıp şehir merkezine götürerek gezdirdiğini, telefon numarasını sanığın "Tornacı Kamil Usta" şeklinde kaydettiğini, bu durumu hem kendisine söylediğini hem de telefonundan gösterdiğini, 2015 yılının yaz tatilinde bilmediği bir numaradan bir erkeğin telefondan aradığını, "Tornacı Kamil ustayla görüşebilir miyim?" dediğini, arayan kişiye "Benim adım...Karamelek. Burada öyle birisi yok." diyerek telefonu kapattığını, hemen ardından kendisini bir kadının telefonla aradığını, "Kübra sensin. Tanıdım seni. Ben Hanife yengen." dediğini, ona "Ben sizi tanımıyorum." diyerek telefonu kapattığını, söz konusu kişinin tekrar arayarak küfür ve tehditlerde bulunduğunu, ona "Beni rahatsız etmeyin. Sizi polise vereceğim." dediğini, 27.11.2015 tarihli olayın sorulması üzerine; sabah saat 07.30’da okula gitmek için evden çıkıp otobüs durağına gittiği sırada sanığın, kendisini dükkânına çağırıp "Karamete durağında in. Ben de araçla otobüsün arkasından seni takip edeceğim. Seni oradan alacağım. Birlikte gezeceğiz." dediğini, sanığa "Gelemem. Yazılı sınavım var." şeklinde sözlerle cevap verdiğini, sanığın telefonunda sadece vücudu görünen çıplak bir kadın fotoğrafı gösterip "Bu fotoğraf senin. Babana gösteririm." diyerek tehdit ettiğini, sanığın söylediği yerde otobüsten indiğini, sanığın, kendisini aldıktan sonra "Devamsızlık nedeniyle babana okuldan mesaj gitmesin. ... ocağından rapor alalım." dediğini, ... ocağının kapalı olması nedeniyle bir markete girip yiyecek bir şeyler aldıklarını, araca bindiğinde sanığın "Kum ocağı tarafına mı yoksa kızımın bağ evine mi gidelim?" diye sorduğunu, sanığa "Kum ocağı tarafında babam çalışıyor. Beni görebilir. Bağ evine gidelim." dediğini, Hacılar ilçe merkezinin üst tarafından arka sokakta bulunan bağ evine gittiklerini, kahvaltı yaptıklarını, ardından kıyafetinin üst kısmını sanığın topladığını, pantolonunu tamamen aşağı indirdiğini ve kendisini öpmeye başladığını, göğüslerini ellediğini, cinsel organına dokunduğunu, ardından kendisini sırtüstü yatırıp üzerine uzandığını, cinsel organını vajinasına sokmaya çalışması üzerine sanığı ittirdiğini, sanığın tekrar üzerine geldiğini ancak ona izin vermediğini, sanığın sürtünerek üzerine boşaldığını, boşalma esnasında çamaşırlarına sperm bulaşmadığını, sanığın peçeteyle silip attığını, o esnada sanığın, kendisine cinsel içerikli video izletmediğini, görüntüsünü kaydetmediğini, ardından giyindiklerini, saat 11.30 sıralarında evden ayrıldıklarını, sanığın "Sana hediye alacağım." dediğini, birlikte kapalı çarşıda Ömer isminde bir satıcıdan ayakkabı aldıklarını, sonra Hunat çarşısına kendisine cep telefonu hediye etmek için gittiklerini ancak cep telefonu almadıklarını, "3 gün sonra gelir alırız." diyerek ayrıldıklarını, saat 13.30 sıralarında ... Gündeş ... Ocağına giderek okula vermek için bir günlük rapor aldıklarını, sanığın, kendisini okula bıraktığını ve yanından ayrıldığını, raporu okula verdiğini,

Mahkemede; 8. sınıfın son iki ayında, bakkala gittiğinde sanığın, kendisine amca gibi yaklaşıp durumlarının kötü olması nedeniyle bir eksikleri olduğu takdirde giderebileceğini ve verebileceğini söylediğini, sanığa "Sen niye vereceksin ki? Benim babam var." diyerek tepki gösterdiğini, sanığın "Beni yanlış anladın." dediğini, olayın ertesi günü tekrar bakkala gittiğinde, kendisi istemeden cebine sanığın para koyduğunu, sinirlenip parayı çıkardığını ve attığını, bir daha da bakkala uğramadığını, 9. sınıfa geçtiğinde bakkala gittiğini, sanığın, kendisine para verdiğini, sanığın amca gibi yakınlık göstermesi nedeniyle paraları kabul ettiğini, sanığın neredeyse haftada bir kez bu şekilde kendisine para verdiğini, 9. sınıfın 2. dönemindeyken sanığın, kendisine telefon almak istediğini ancak kabul etmediğini, sanığa "Niye alıyorsun ki?" diye sorduğunda sanığın "Senin ihtiyacın var. Babanın sana ulaşması için de alıyorum." dediğini, sanığa "Babam alır." demesi üzerine sanığın "Babanın maddi durumu iyi değil. Alamaz." diyerek cevap verdiğini, sanığın, kendisine telefon vermesini istemediğini ancak sanığın "Seni öldürürüm." şeklinde tehdit ettiğini, sanığa "Öldüremezsin." diyerek cevap verdiğini, bunun üzerine sanığın, boğazını sıktığını, telefonu almak zorunda kaldığını ancak o telefonu kullanmadığını, bakkala gittiğinde sanığın "Sana niye ulaşamıyorum? Telefonunu niye açmıyorsun?" dediğini, sanığa "Açmak zorunda mıyım?" şeklinde cevap verdiğini, o sırada bakkalda başka insanların olması nedeniyle sanığın, kendisine bir şey yapamadığını, ardından telefonu ağabeyinin gördüğünü, ağabeyine arkadaşından aldığını söylediğini, ağabeyinin, kendisini sıkıştırdığını ancak sanığın verdiğini söylemediğini, ağabeyinin sinirlenerek telefonu kırdığını, yaklaşık 1 ay sonra okuduğu okula sanığın geldiğini, öğle arasında parkta tek başına otururken sanığın, yeni telefon aldığını ve vermek istediğini söylediğini, sanığa istemediğini ifade ettiğinde sanığın, kendisine telefonda çıplak bir kadın resmi göstererek "Bu resmin kafa kısmına senin resmini koyar, babana gösteririm." diyerek tehdit ettiğini, telefonu kabul etmek zorunda kaldığını, sanığın, kendisini bu telefonla aradığını, sanığın tehdit etmesi nedeniyle telefonu açmak zorunda kaldığını, ikinci dönemin başlarında, bakkala gittiğinde sanığın, kendisini ekmek raflarının olduğu yere doğru çekip öpmeye çalıştığını ancak sanığı iteklediğini, bu nedenle sanığın, kendisini öpemediğini, pantolonunun içerisine elini sokan sanığın vajinasını ellediğini, sanığın bu yaptıklarını birkaç gün sonra sanığın olmadığı bir sırada sanığın eşine söylediğini, onun da yine kendisini rafların arkasına çekip çimdikleyerek "Bunları kimseye söyleme. Yoksa seni gebertirim." dediğini, bu nedenle kimseye söyleyemediğini, sanığın, sürekli kendisini telefonla arayıp rahatsız ettiğini, telefonu sessize aldığını, bazen telefonlara bakmadığını, telefonu açtığı zamanda sanığın "Niye telefona bakmıyorsun?" dediğini, ağabeyinin yeni telefonu da görüp kırdığını, 9. sınıfın ikinci döneminden sonra yaz tatili başladığında, evlerinin orada yaptırdıkları inşaata sanığın geldiğini, o sırada babasının çimento almaya gittiğini, kendisinin çalışan yaşlı kişiye çimento verdiğini, sanığın uzaktan evlerinin arkasında bulunan virane eve gitmesini söylediğini, yine uzaktan cep telefonundaki çıplak kadın resmini gösterip virane eve telefon bıraktığını söylediğini, oraya gitmek zorunda kaldığını, orada göğüslerini sanığın ellediğini, ardından yine pantolonunun içine elini sokarak cinsel organını elleyip aldığı telefonu kendisine verdiğini, sanığın, kendisine yönelik eylemleri sırasında onun elini ittiğini, "Sen ne yapıyorsun?" dediğini, yaklaşık 5 dakika o şekilde orada kaldıklarını, 9. sınıfta kaldığını, yeniden 9. sınıfa devam etmek için okul açıldığında sanığın, kendisine makyaj malzemeleri almaya başladığını, malzemeleri virane eve koyduğunu telefona mesaj göndermek suretiyle ilettiğini, kendisinin de gidip aldığını, o sırada sanığın da orada olduğunu, sanığa "Bunları babama söyleyeceğim." dediğinde sanığın yine cep telefonundaki resmi gösterdiğini, bunun üzerine kendisinin makyaj malzemelerini alıp gittiğini, orada sanığın, kendisine bir şey yapmadığını, bu olayın ardından okulda öğle arasında dürüm almaya giderken sanığın geldiğini, birlikte dürüm yediklerini, o gün sanığın bir şey yapmadığını, 27.11.2015 tarihinde sanığa ait bakkala uğradığını, sanığın "Okula giderken otobüsten Karamete’nin orada in." dediğini, sanığa "Yok bugün işim var. Babamgil gelecek." dediğini, otobüsle okula giderken sanığın da arkadan araçla gelip dediği yerden geçerken korna çaldığını, otobüsün yanına doğru gelip ... içerisinden eliyle inmesini işaret ettiğini, bunun üzerine araçtan indiğini, sanığın, kendisine, cep telefonundan resim gösterdiğini, o çıplak kadın resminin kafa kısmına kendisinin fotoğrafının eklenmiş olduğunu gördüğünü, o gün kendisinin devamsızlıkları sebebiyle babasına mesaj gönderildiğini, o nedenle tarihi hatırladığını, söz konusu mesajları bir şekilde sanığın da öğrendiğini, "Gel sana bugün için rapor alalım." dediğini, birlikte ... ocağına gittiklerini ancak kapalı olması nedeniyle bir markete uğradıklarını, sanığın gıda malzemeleri aldığını, sorduğunda kendi evi için aldığını söylediğini, ardından tekrar ... ocağına gidip rapor aldıklarını daha sonra kendisine "Seni evine götüreyim." dediğini, giderken kitaba baktığı için yola dikkat etmediğini, Hacılar merkezi yoluna döndüğünü, nereye gittiklerini sorduğunda sanığın "Kızımın evine gidiyorum. Oradan bir şey alacağım." dediğini, kendisini ıssız dağlık bir yere götürdüğünü, orada bulunan eve gittiklerinde "İçeriye gir de şu aldıklarımızı yiyelim. Bir şey alıp çıkacağım." dediğini, sanığa yemek istemediğini söyleyip "Eve gidelim." dediğini, sanığın "Yemek ye. Sonra gideriz." şeklinde cevap verdiğini, birlikte eve girdiklerini, sanığın kapıyı kilitleyip üzerine doğru geldiğini, kendisinin baş kısmının olduğu çıplak kadın fotoğrafını gösterip "Bunu gönderiyorum." diyerek gönder tuşuna bastığını, sanığa "Ne yapıyorsun?" dediğini, sanığın "İptal edebilirim. Ancak benim istediklerimi yapacaksın." diyerek cevap verdiğini, kendisinin alt tarafındaki kıyafetleri tamamen çıkardığını, sanığın da alt tarafını çıkarttığını, cinsel organını kendisinin cinsel organına sokmak istediğini ancak sanığı ittirdiği için yapamadığını, orada boşaldığını, ardından dışarı çıktıklarını, sanığın, kendisine ayakkabı alacağını söylediğini, birlikte ayakkabı aldıklarını, sanığın "Kimseye söyleme." dediğini, eve gittiğinde ağlamaya başladığını, ardından okulda arkadaşlarına anlattığını, onların da öğretmenine söylediklerini öğrendiğini, 03.12.2015 tarihli ifadesinin okunup sorulması üzerine; o gün kafasının allak bullak olduğunu, babasını gördüğünde her şeyi unuttuğunu, bakkalın raflarının arkasındaki olayı söylemediğini, huzurda anlattıklarının doğru olduğunu, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; gittikleri evin tek katlı olduğunu, çatısının bulunduğunu, içinde yan yana odalar olduğunu, sandalye ve masalar gördüğünü, mavi giriş kapısının bulunduğunu, oturma odası gibi olan yere girdiklerini, masa gibi bir şey olduğunu, onun üzerinde yatakların bulunduğunu, masanın yanında 2-3 tane sandalye ve uzun bir yatak ve üzerinde de yastıkların olduğunu, üzerinde örtü bulunduğunu, duvarın beyaz renkli olduğunu hatırladığını, içinin plastik yapılı, dışının duvar olduğunu, sanığın, kendisine mesaj atıp bakkala çağırması nedeniyle gittiğini, ayrıca anne ve babasına söylemesi hâlinde kendisini öldüreceklerini, mesajları sildiğini ancak telefonunu görevlilere teslim ettiğini, hafızasında olduğu takdirde bulunabileceğini,

Pedagog bilirkişinin beyanında; mağdurenin 17 yaşında olup yaşına uygun gelişim gösterdiğini, soruları anlayıp rahatlıkla cevap verebildiğini, kendini ifade edebilecek durumda olduğunu, iddianamede mental reterdasyon bulunduğunun belirtildiğini ancak yeterince kendisini ifade edebilecek durumda bulunduğunu, anlatımlarının genel manada tutarlı olduğunu,

Müşteki ... Kollukta; mağdurenin babası olduğunu, 03.12.20015 tarihinde mağdurenin eğitim gördüğü okuldan çağrıldığını, okul yönetiminin, kendisine mağdurenin 65 yaşında bir şahısla görüştüğünü, şahsın, mağdureye para vererek kandırdığını söylediğini, bunun üzerine sinirlendiğini, polisin olay yerine çağrıldığını, emniyete geçtiklerini, emniyette kızıyla görüşme imkânı bulamadığını, ardından mağdureye para verip kandıran kişinin köy muhtarı sanık olduğunu öğrendiğini, şikâyetçi ve davacı olduğunu,

Mahkemede; sanıktan şikâyetçi olduğunu,

Müşteki ... Mahkemede; mağdurenin kendilerine olanlardan hiç bahsetmediğini, okuldan öğrendiklerini, mağdurede cep telefonu olduğunu gördüğünü ancak mağdurenin, arkadaşının verdiğini söylediğini,

Tanık ... 05.12.2015 tarihinde Kollukta; 27.11.2015 tarihinde saat 09.00 sıralarında merkezde bulunan kıraathaneye gitmek için otobüse bindiğini, o sırada sanığı gördüğünü, sanığa şehre gidip gitmediğini sorduğunu, sanığın "Gel seni de götüreyim." dediğini, sanığa ait beyaz renkli Toros model araca bindiğini, sanığın evrak işleri olduğunu söyleyerek kendisini kıraathanede bıraktığını, ardından saat 14.00 sıralarında iki kez okey oynadıklarını ve birlikte Hacılar kaymakamlığına gittiklerini, sanığın oradan birkaç kağıt alıp geldiğini, sonra birlikte evlerine gidip ayrıldıklarını,

Mahkemede; sanığın, dayısının oğlu olduğunu, bahsedilen tarihte şehir merkezine gitmek için saat 09.00 otobüsünü beklediği sırada hemen karşıda oturan sanığın, kendisini gördüğünü, "Şehre gidiyorum. İstiyorsan seni götürüyüm." dediğini, kendisinin de kabul ettiğini, birlikte şehir merkezine gittiklerini, 15-20 dakika sürdüğünü, Hürriyet Mahallesinde mezarlığın bulunduğu yerde araçtan indiğini, işlerini halledip kıraathaneye gittiğini, öğleden sonra 12.00-14.00 veya 13.00-14.00 arasındaki bir saatte sanığın kıraathaneye geldiğini, birlikte çay içip 2 el okey oynadıklarını, ardından kendisine "Köye döneceğim. Seni de götürebilirim." dediğini, birlikte köye dönmek için yola çıktıklarını, sanığın kaymakamlıkta işi olduğunu söylediğini, bu nedenle oraya uğradıklarını, saat 17.00 gibi köye döndüklerini, o gün sanığın yanında kimseyi görmediğini, mağdure vekili tarafından sorulması üzerine; şehre geldikleri tarihi hatırlamadığını ancak jandarmada ifadesi alındığında kendisine sanıkla şehre gidip gitmediğinin sorulduğunu, bunun üzerine şehre gittiği günü anlattığını,

Tanık İlknur Ateş 10.12.2015 tarihinde Kollukta; mağdureyle okuldan arkadaş olduklarını ancak mağdurenin artık okula gelmediğini, mağdurenin zaman zaman telefonda "Aşkım." diyerek konuştuğuna şahit olduğunu, ona kiminle konuştuğunu sorduğunda mağdurenin "Ben amcamla bu şekilde konuşuyorum." dediğini, ardından kendisine her şeyi anlattığını, büyük bir şahısla arkadaşlık yaptığını söylediğini, mağdurenin, kendisine sim kartını bir kez verdiğini ancak kartı telefonuna takmadığını, bir saat kadar kart kendisinde durduktan sonra iade ettiğini,

Mahkemede; mağdureyle aynı okulda farklı sınıflarda okuduklarını, samimi olmadıklarını, bir defa hatırlayamadığı bir tarihte okulun civarında öğle tatilinde mağdurenin yanında huzurda bulunan sanığı gördüğünü, mağdureyle yan yana olduklarını, mağdurenin, yanındaki kişinin amcası olduğunu söylediğini, onları gördükten 2 gün sonra bu olayların ortaya çıktığını, hazırlık ifadesinin okunup çelişki sebebiyle sorulması üzerine; ifadenin doğru olduğunu, olaylar ortaya çıktıktan sonra diğer arkadaşlarıyla birlikte mağdureyle konuştuklarını, hatta diğer arkadaşlarının söylentiler sebebiyle mağdureyi dövdüklerini, konuşma sırasında mağdurenin, kendisine ve arkadaşlarına yaşı büyük bir şahısla arkadaşlık yaptığını söylediğini, iki gün önce gördükleri sanıkla ilgili herhangi bir şey anlatmadığını, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; mağdurenin başka bir şahısla görüştüğüne dair bilgisinin olmadığını, başka bir şahıstan baskı ve tehdit gördüğünden de bahsetmediğini,

Tanık ... 21.12.2015 tarihinde Kollukta; mağdurenin, eşinin dayısının kızı olduğunu, olayın öncesine ait bir bilgi veya görgüsünün olmadığını, olaydan sonra mağdurenin sosyal hizmetler müdürlüğüne teslim edildiğini, 15.12.2015 tarihinde mağdureyi oradan alarak evine yerleştirdiğini, mağdurenin yaşadıklarını 1 haftalık süreçte kendisine anlattığını, mağdureyle çok samimi olduklarını, mağdurenin, kendisinden özel hayatına ilişkin hiçbir şey saklamadığını, 2 yıl önce sanığın dükkânına çikolata almak için gittiğini, sanığın para almayıp kendisine 10 TL de para vererek ihtiyacı olması hâlinde kendisine gelmesini söylediğini, sanığa "Benim paraya ihtiyacım yok. Olursa babamdan alırım." demesi üzerine sanığın "Babandan para falan isteme. Lazım olduğu zaman sen yanıma gel. Ben veririm." dediğini, ardından okulların tatile girmesi nedeniyle üç ay görüşmediklerini, okullar açılınca sanığın, kendisine bir cep telefonu aldığını, o şekilde görüşmeye başladıklarını, telefonu ağabeyinin gördüğünü, hattı kırıp telefonu aldığını, okula gitmek için bakkala uğradığı esnada bakkal içerisinde bulunan raflar arasında kendisini öpmeye çalıştığını, pantolonun içerisine elini sokarak cinsel organını elleyip öptüğünü, görüşmek istemediğini söylediğinde sanığın "Görüşmeye devam etmezsen babana kızın benimle yattı derim." diyerek tehdit ettiğini, ailesinin şehir merkezine gittiği zamanlarda sanığın, kendisini evin arkasındaki harabe yere çağırdığını, orada da kendisine cinsel tacizde bulunduğunu, söz konusu zaman zarfında sanığın, kendisine tuşlu bir telefon aldığını ancak annesinin telefonu ve sim kartı fark edip kırdığını, bunun üzerine sanığın aynı numara için yeni bir sim kart çıkartıp yeni bir akıllı cep telefonu aldığını, Whatsapp üzerinden sürekli sesli ve görüntülü görüşmelerinin devam ettiğini, sanığın "Senin her yerinden öptüm. Elledim." şeklinde mesajlar gönderdiğini, sanığın sürekli okulun yakınındaki diyaliz merkezinin önüne gelerek kendisini aldığını, o süreçte Düvenönü isimli kapalı çarşıdan kendisine ayakkabı aldığını, renkli iç çamaşırı ve fondöten aldığını, yine aynı bölgede bulunan ... isimli pastaneye 4-5 kez yemeğe götürdüğünü, birkaç gün sonra tekrar okuldan alıp cep telefonu bayisi olduğunu söylediği yeğeninin yanına götürdüğünü, telefonunun bozulması hâlinde orada tamir ettirebileceğini belirttiğini, sanığın, kendisini telefona "Tornacı Kamil Usta" şeklinde kaydettiğini, sanığın eşinin durumdan şüphelenip söz konusu numarayı İbrahim Demirci’ye arattığını, telefona cevap verdiğinde İbrahim’in telefonu sanığın eşine verdiğini, kendisini...Karamelek olarak tanıttığını, sanığın eşinin "Eşimin peşini bırak." dediği sırada sesinden kendisini tanıdığını ve "Kızım köyde adın çıkacak. Kocamın peşini bırak." dediğini, bu durum üzerine Facebook isimli sitede adını Buse Sürücü olarak değiştirdiğini anlattığını, sitedeki arkadaşlık durumunu kendisinin de gördüğünü, ayrıca mağdurenin, okulun yarım gün olduğu bir zamanda sanığın arabayla gelerek kendisini gezdirmek bahanesiyle aldığını, ... Dağı piknik alanına götürerek orada "Seni seviyorum. Aşkım. Kübram." diyerek elini tuttuğunu ve öptüğünü, en son 27.11.2015 tarihinde bakkal dükkânının önünden geçerken sanığın "Seni 7.30’da Karamete durağından alacağım. Babana devamsızlık bilgisi gitmemesi için ... ocağından rapor alırız." dediğini, ardından ... ocağı saat 08.00’de açıldığı için rapor işini dönüşte halledeceklerini söylediğini, kendisiyle gitmesi için çıplak kadın fotoğrafı göstererek "Senin kafa resmini fotoshop yaparak bunun üzerine eklerim. Babana göstererek ‘Kızın benimle yattı. Bu da ispatı.’ derim." dediğini, kızına ait bağ evine götürdüğünü, yol üzerinde marketten bir şeyler aldıklarını, evde aldıklarını yediğini, ardından cep telefonuyla oynamaya başladığını, sanığın "Cep telefonunu bırak." dediğini, kendisine yaklaşmaya başladığını, sanığın, alt kıyafetlerini çıkartıp göğüs bölgesini de açtığını, sanığın kendisinin de alt kıyafetlerini çıkardığını, göğüslerinden öpüp cinsel organını vajinasına sokmaya çalıştığını, sanığa izin vermemesi ve ağlamaya başlaması nedeniyle üzerine sanığın yattığını ve sürtünerek boşaldığını, ardından "Bu olanları kimseye anlatma. Aramızda kalsın." dediğini, sonra araçla tekrar okula bıraktığını, sanığın, kendisine toplamda 5 cep telefonu ve 3 sim kart aldığını, en çok mesaj ve konuşmaların yapıldığı akıllı telefonu ağabeyinin alıp ... Günek isimli şahsa sattığını anlattığını,

Mahkemede; görgüye dayalı bilgisinin ve olaylar ortaya çıkmadan önce herhangi bir duyumunun olmadığını, sanığın sürekli mağdurenin ailesinin evine gidip geldiğini, olaylar ortaya çıktıktan sonra evinde mağdurenin kaldığını ve o sürede bazı olayları kendisine anlattığını,

Tanık Davut Karaboğa Mahkemede; sanığın damadı olduğunu, bağ evinin kendi babasına ait bulunduğunu, bağ evinde 4. aydan itibaren babasının kalmaya başladığını, okul kapandıktan sonra kendilerinin de bağ evine gittiklerini, babasının 12. aya kadar orada kaldığını, bağ evinin anahtarının her zaman babasında olduğunu, sanığın bağ evinde kalmadığını, sadece misafir olarak geldiğini ancak bağ evinin anahtarının sadece babasında olduğunu, babası olmadığında oraya gidilmesinin mümkün olmadığını,

Tanık Hanife Demirci Mahkemede; sanığın eşi olduğunu, muhtar olması nedeniyle 3 senedir köyde ayakkabı dağıttığını, bu kişilerin arasında mağdurenin de olduğunu, oğullarının kullanması için eşinin aldığı telefonun çalındığını, telefonu bulamadıklarını, eşine ait telefondan çalınan telefon numarasını sürekli aradığını, en son telefonu açan kişinin adının...Karamelek olduğunu, polis kolejinde okuduğunu söylediğini ancak sesinden konuştuğu kişinin mağdure olduğunu anladığını, "Kübra senin olduğunu anladım. Niye böyle yaptın? Anne, babana söylerim." dediğini, bu sözler üzerine mağdurenin telefonu kapattığını, anne ve babasına söyleme konusunda düşündüğünü, mağdurenin babasının alkolik olması ve çocuklarını sürekli dövmesinden dolayı bu durumu anne babasına söylemediğini, sadece annesine mağdureyi kastederek "Bakkaldan gereksiz şeyler alıyor." diyerek uyarıda bulunduğunu, sorulması üzerine; sanığın, kendisini rahatsız ettiğine, ona yönelik eylemde bulunduğuna dair mağdurenin herhangi bir şey söylemediğini, mağdureyi kesinlikle tehdit etmediğini, mağdurenin bakkala gelip tırnak makası istediğini, mağdurenin tırnaklarının kesili olduğunu gördüğünü, bu nedenle mağdureye "Bakkaldan gereksiz şeyler alma. Oyalanma." dediğini, mağdurenin de ekmek alıp teşekkür ederek gittiğini, sanık müdafisi tarafından sorulması üzerine; başka bir arkadaşından da mağdurenin onların telefonlarını çaldığını duyduğunu, o kişiyi tanık olarak dinletmek istediğini ancak arkadaşının mağdurenin babasından korktuğunu, tanıklık yapmak istemediğini söylediğini, sanığın mağdureyi şehir merkezinde ... Ayvaz isimli kişiyle gördüğünü ve uyardığını, "Seni anne, babana söylerim." dediğini, dükkâna gittiğinde mağdurenin sanığa "Ne olur anne babama söyleme." dediğini duyduğunu,

Beyan etmişlerdir.

Sanık 04.12.2015 tarihinde Kollukta; avukat istemediğini, mağdureyi köyün çocuğu ve komşusu olması nedeniyle tanıdığını, yaşını bilmediğini, kendisinin bakkal dükkânı olduğunu, yaklaşık 4 yıldır mağdure ve ailesinin bu dükkândan alışveriş yaptıklarını, mağdureyle 2014 yılından itibaren gönül ilişkileri olup olmadığının, cep telefonuyla ya da yüz yüze görüşüp görüşmediklerinin sorulması üzerine; mağdureyle bir gönül ilişkisinin bulunmadığını, tenha ve kimsenin olmadığı bir yerde görüşmediklerini, bakkala arada bir alışveriş için geldiğini, muhtar olarak ve torunu yaşındaki bir çocukla böyle bir şey yapmasının mümkün olmadığını, mağdureye 2014 yılı ve sonrasında cep telefonu ya da telefon hattı alıp almadığının sorulması üzerine; mağdureye cep telefonu ya da telefon hattı almadığını, 2014 yılının yaz aylarında mağdurenin bakkal dükkânına geldiğini, mağdurenin elinde beyaz renkli Samsung marka ve pahalı olduğunu düşündüğü bir telefon gördüğünü, hem mağdurenin ailesinin bakkala olan borcu hem de maddi durumlarının zayıf olması nedenleriyle telefonu nasıl aldığını sorduğunu, mağdurenin, arkadaşının aldığını söylediğini, mağdureyle telefon konusundaki tüm muhabbetinin bundan ibaret olduğunu, mağdureye para verip vermediğinin sorulması üzerine; 2015 yılının Ekim ayında mağdurenin dükkâna gelerek bir tane ıslak mendil aldığını, babasının hesabına yazmasını istediğini, mağdureye, anne babasının artık veresiye vermesini istemediğini söylediğini, mağdurenin "Amca babamın parası yokmuş. 2 TL de borç harçlık isteyecektim sizden. Babam harçlık verince veririm." dediğini, yaklaşık bir hafta sonra harçlık ve veresiyeye ilişkin borcunu ödediğini, 10 gün sonra yine aynı şekilde 5 TL borç istediğini, cebinde 3 TL olduğu için onu verdiğini, mağdurenin ertesi gün borcunu ödediğini, anlattıkları dışında mağdureye hiçbir zaman para vermediğini, 2014 yılının ... ayı ve sonraki bir buçuk aylık zaman zarfında evinin yakınında eski virane olarak tabir ettiği yerde hediye olarak aldığı telefonunu vermek için mağdureyi çağırıp çağırmadığının ve o sırada mağdureye istismarda bulunup bulunmadığının sorulması üzerine; böyle bir olayın yaşanmadığını, krem renkli Toros model aracının olup olmadığının sorulması üzerine; kendisine ait ancak damadının üzerine kayıtlı bulunan krem renkli Renault 12 marka aracının olduğunu, 27.11.2015 tarihinde mağdureyle görüşüp görüşmediğinin, Hacılar ilçesinde kızına ait bir ev olup olmadığının, 27.11.2015 tarihinde mağdureyi oraya götürüp istismarda bulunup bulunmadığının sorulması üzerine; belirtilen tarihte mağdureyi görmediğini, hiçbir şekilde görüşmelerinin olmadığını, Hacılar ilçesine yakın yerde kızına ait bağ evi bulunduğunu ve evin boş olduğunu, mağdureyi oraya götürüp istismarda bulunmadığını, kızına ait böyle bir evin bulunduğunu damadı ve mağdurenin babasının arkadaş olmaları nedeniyle mağdurenin de ailesinin de bildiğini, 27.11.2015 tarihinde nerede olduğunun sorulması üzerine; saat 09.00’a kadar Sakarçiftliği mahallesindeki evinde olduğunu, saat 09.00’da aracıyla komşusu tanık İhsan’la beraber hiçbir yere uğramadan şehir merkezindeki hürriyet mahallesine gitiklerini, orada İhsan’ı araçtan indirdiğini, ardından Kocasinan Belediyesinin içindeki tapu kadastro müdürlüğüne gittiğini, görevli ... isimli kişiyle saat 11.15’e kadar köyün kadastro çalışmasıyla ilgili meseleleri görüştüğünü, saat 11.15’te ayrılarak ... Okulunun yanında bulunan harita ölçümcülerinin yanına gittiğini, 25 dakika kadar görüşüp orada bulunan camiye ... namazına geçtiğini, namazdan çıktıktan sonra saat 13.30 sıralarında hürriyet mahallesindeki dergah okey salonuna gittiğini, İhsan’la birlikte yaklaşık 2 saat okey oynadıklarını, saat 16.00 sıralarında oradan ayrılıp Hacılar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne gittiklerini, İhsan’ın araçta beklediğini, orada milli eğitim müdür muaviniyle görüştüğünü, imzalanması gereken bir evrakı imzaladığını, saat 16.45 sıralarında oradan ayrılıp aracına bindiğini, hiçbir yere uğramadan Sakarçiftliği mahallesindeki evine gittiğini, İhsan’ı da evine bıraktığını, saat 19.00’a kadar dükkânda oturduğunu, sonra dükkânı kapatıp eve geçtiğini, ertesi güne kadar evden ayrılmadığını, kendisine iftira atıldığını, mağdurenin neden böyle bir iftira atmış olabileceğinin sorulması üzerine; mağdurenin babasının dükkâna yaklaşık 1.400 TL borçlu olduğunu, eşinin 15 gün önce bu parayı mağdurenin annesinden istediğini, bunun üzerine mağdurenin babasının "Abi kadın kız dedikoduyu sever. Ben en yakın zamanda bu borcu ödeyeceğim." dediğini, kendisinin de "Tamam." dediğini, bunun dışında mağdurenin Buse Sürücü adıyla bir Facebook hesabının olduğunu duyduğunu, mağdurenin, kendisine isnat ettiği iddiaya konu olayları başkasıyla yaşayıp yaşamadığını bilmediğini, böyle bir durum olduğu takdirde mağdurenin ailesinden korkması ve babasının bakkal dükkânına borcu nedeniyle böyle bir iftirayı atmış olabileceğini, mağdurenin telefon ya da sosyal medya kullanması hâlinde bu hususların araştırılmasını istediğini, adına kayıtlı 5xx 2xx x5 x1 ve 5xx 2xx x3 x1 numaralı cep telefonlarının HTS kayıtlarının çıkarılmasını ve mağdureyle görüşme ve mesajlaşmasının olup olmadığının tespit edilmesini istediğini, muhtar olması nedeniyle köyde dedikodu yapılacağından İhsan’ın ve diğer kişilerin tanık olarak dinlenmesini istemediğini ancak mahkeme aşamasında tanık olarak dinlenmelerini istediğini,

07.03.2016 tarihinde tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; mağdurenin ailesini tanıdığını, ailece gidip geldiklerini, mağdurenin, çocuğu yaşında olduğunu, bu şekilde bir eylemde bulunmasının mümkün olmadığını, ona kesinlikle cep telefonu ya da başka bir hediye vermediğini, 2015 yılında mağdurenin iki kez para istediğini, ilkinde 2 TL, ikincisinde ise 5 TL istediğini, ilkinde istediği parayı verdiğini, ikincisinde 5 TL parası olmadığını söyleyerek 3 TL verdiğini, mağdurenin sonradan paraları iade ettiğini, sorulması üzerine; mağdurenin ailesinin kendisine bakkal alışverişi nedeniyle 1400 TL borçları olduğunu, mağdurenin okulundan kendisine devamsızlık kağıtları geldiğini, postacının ilk önce postaları kendisine getirdiğini, kendisinin sonra dağıtımını yaptığını, okuldan gelen devamsızlık kağıtlarını mağdureye verdiğini, mağdurenin "Aman amca. Bu durumdan babamın haberi olmasın." dediğini, kendisinin ise mağdureye devamlı okuması yönünde tembihlerde bulunduğunu, mağdurenin birkaç kez de başka erkek ve kızlarla parkta arkadaşça oturduklarını gördüğünü, başka uygunsuz bir hareketini görmediğini, bir defasında onu gördüğünü mağdurenin fark ettiğini, hemen hemen her sabah mağdurenin dükkâna uğrayıp ufak tefek alışveriş yaptığını, mağdureyi parkta gördükten sonra birkaç gün mağdurenin bakkala uğramadığını, sonra kardeşiyle birlikte geldiğini, ona okuması yönünde telkinlerde bulunduğunu, mağdurenin teşekkür edip bir daha yapmayacağını söylediğini, eşinin mağdurenin annesinden 1400 TL olan borcu istediğini, eşinin bu parayı istemesi veyahut kendisinin mağdureyi parkta başka erkeklerle görmüş olması nedeniyle mağdurenin, kendisine bu şekilde iftira atmış olabileceğini ancak bu durumdan emin olmadığını, alacak verecek konusunda eşiyle mağdurenin annesinin ciddi bir tartışma yaşadıklarını öğrendiğini, mağdurenin ailesinin borcu vermemek için bu şekilde davrandıklarını düşündüğünü, yine bir defasında mağdurenin dükkâna geldiğini, ona ekmek verdiğini, telefonunun tezgâhın üzerinde olduğunu, ekmeği deftere yazarken telefonunun kaybolduğunu sonradan fark ettiğini, o esnada dükkânda mağdureden başka kimsenin olmadığını, bu nedenle telefonu mağdurenin aldığını düşündüğünü ancak bizzat görmediğini, yaklaşık 10 gün sonra mağdurenin dükkâna gelip bir tane sakız aldığını, üzerinde para ararken parayla beraber telefonu da çıkardığını, kendisinin telefonu olduğunu anladığını, "Kübra maşallah telefonun da bayağı güzel, pahalı bir telefon." diyerek hattını sorduğunu, mağdurenin biraz panikleyip "Telefon benim değil. Hattım da yok. Telefon zaten arkadaşımın." dediğini, o telefonda kendisinin oğluna aldığı hattın bulunduğunu, mağdurenin çaldığı telefonu oğluna aldığını, ardından bu telefonu kendisine ait telefonla bir müddet aradığını ancak yaklaşık bir aylık süre zarfında telefona "Ulaşılamıyor." şeklinde sinyal aldığını, telefonu ikinci el olarak 250 TL karşılığında satın aldığını, faturasının bulunmadığını, maddi gereği olmadığı için şikâyet etmediğini, sonra telefonu mağdurenin kardeşinde gördüğünü, ona da "... telefonunun güzelmiş." dediğini, ...’nın ise telefonun ağabeyine ait olduğunu söylediğini, ...’ya "Ağabeyinin telefonu farklıydı. Bu telefon benim kaybettiğim telefona benziyor." dediğini, bu telefonla bir kez görüşme yaptığını hatırladığını ancak telefona başka bir kızın çıktığını, ona "Sen Kübra mısın?" dediğini ancak "Hayır. Arkadaşıyım. Kübra’nın telefonu yok ama hattı bende takılı." dediğini, bu telefon hattına mesaj attığını hatırlamadığını, sorulması üzerine; telefonunda kendisine ait cinsel fotoğrafları zevk olsun düşüncesiyle çektiğini, kesinlikle başka bir kimseye göndermediğini, suçlamayı kabul etmediğini, iftira atıldığını, yakın çevresinin mağdurenin ahlâken kötü hayat sürdüğünü söylediklerini ancak kendisinin bizzat görmediğini, mağdurenin muhtemelen başka birilerini korumak istediğini, o nedenle kendisini suçladığını, 27.11.2015 tarihinde kesinlikle mağdureyle buluşmadığını, bu hususta şahitlerinin de olduğunu, soruşturma aşamasında verdiği ifadenin okunup sorulması üzerine; aynen kabul ve tekrar ettiğini,

Birinci celsede Mahkemede; iddianamede mağdureyi rafların arkasına çekip öptüğünün belirtildiğini ancak dükkânındaki rafın arka tarafının olmadığını, duvara monteli olduğunu, sadece para kasasının bulunduğunu fakat onun da açıkta durduğunu, mağdureye telefon ve hat aldığının söylendiğini, bu hususun da doğru olmadığını, 27.11.2015 tarihinde mağdureyi bağ evine götürdüğünün ifade edildiğini ancak o gün boyunca nerede olduğunun belli olduğunu, saat 08.30 sıralarında bakkala gittiğini, eşiyle kahvaltı yaptığını, saat 09.00 sıralarında tanık İhsan’la birlikte il merkezine gittiklerini, onu Hürriyet mahallesinde bir yere bırakıp yeğeni ... Şekerci’nin yanına uğradığını, orada yarım saat kadar kaldığını, mahallede tapusu olmayan arazilerin tapusunun çıkartılması işlemleri için Devran Harita isimli yere gittiğini, saat 11.15'e kadar orada kaldığını, oradan ayrılıp yakında ismini bilmediği bir camide namaz kıldığını, ardından ... Bey ile görüşmek için Kocasinan Belediyesine gittiğini, o sırada ... Bey’in göreve çıkmak üzere olduğunu, ... Bey’in, kendisine pazartesi günü gelmesini söylediğini, ardından Hürriyet mahallesindeki okey salonuna gidip saat 16.00'ya kadar orada kaldığını, İhsan’ın da orada olduğunu, ona Hacılar Kaymakamlığında evrak işi olması nedeniyle oraya gitmeyi teklif ettiğini, Hacılar’da Kaymakamlığın önünde İhsan’ın araçta beklediğini, kendisinin Kaymakamlıktaki işini halledip saat 17.30 sıralarında Hacılar merkezine 5-6 km uzaklıkta olan mahallelerine döndüklerini, o gün kesinlikle kızının bağ evine gitmediğini, sorulması üzerine; mağdureyi, anne ve babasını tanıdığını, bu kişilerin dükkânına gelip alışveriş yaptıklarını, mağdurenin nadiren geldiğini, geldiğinde de genellikle yanında kardeşinin olduğunu, mağdure geldiğinde sadece "Baban nerede? Ne yapıyor?" gibi sorular sorduğunu, kendisi ile mağdure ve mağdurenin ailesi arasında herhangi bir husumet bulunmadığını, neden bu şekilde isnatta bulunduklarını bilmediğini, 05xxx 3xx 7x 0x numaralı hattın kendi adına kayıtlı olduğunu, hattı oğlunun kullanması için aldığını, bu hattın telefonla birlikte bakkalda kaybolduğunu, bayiye gittiğinde, "Bu zaten kontörlü hat. Hemen yenisi çıkabilir. Kontör almazsan hat kapanır. İptal için 5-10 TL para vermen lazım." dediklerini, bu nedenle hattı kapatmadığını, kendi kullandığı hattın numarasının 5xx 2xx x5 x2 olduğunu, mahallede telefonun çekmediği yerlerin bulunduğunu, bu nedenle birkaç hat aldığını, ayrıca kontörlü hattı kullanamadığını, telefon trafiğinin yoğun olması nedeniyle faturalı hat aldığını, ayrıca eşi ve çocuğunun kullanması için de hat aldığını, mağdureyi yıkık, virane bir eve götürdüğü iddiasını da kabul etmediğini, mağdureyi ... iline yemeğe götürüp ona hediyeler aldığı iddiasının da doğru olmadığını, kendisine sorulan çıplak fotoğraflara ilişkin açıklama yapmak istemediğini, özel bir durumun olduğunu, 04.12.2015 tarihli kolluk ifadesi okunup çelişki sebebiyle sorulması üzerine; okunan ifadede belirtildiği gibi mağdureye para verdiğini, onun haricinde kesinlikle para vermediğini, İhsan'ı bıraktıktan sonra yeğeni ...’ın yanına uğradığını, ayrıca ifadesinin alındığı sırada, kendisinin 27.11.2015 tarihine ilişkin anlattıklarının yanlış yazıldığını, sıralamada hata olduğunu, bunu gördüğünü ancak kendisine "Bir şey olmaz" denildiğini, mağdurenin ailesinin dükkâna 1.400 TL borçları olduğunu ancak bundan dolayı herhangi bir tartışma ve husumetlerinin olmadığını, 22.02.2016 tarihli Savcılık ifadesinin okunup sorulması üzerine; doğru olduğunu, 07.03.2016 tarihli Sulh Ceza Hâkimliğindeki sorgusunun okunup sorulması üzerine; postacının postaları getirip verdiğini, kendisinin dağıtımı yaptığını, mağdureye ilişkin devamsızlık kağıdının 3 kez geldiğini hatırladığını, ikisini mağdureye, birini de mağdurenin küçük kardeşine verdiğini, mağdureye devamsızlık yapma nedenini sorduğunda mağdurenin arkadaşlarıyla gezdiklerini söylediğini, bu şekilde devamsızlık yapmasının doğru olmadığını, aksi takdirde babasına ileteceğini mağdureye söylediğini, hatta bu hususta babasına mağdurenin kardeşi ...’yla haber gönderdiğini, kendisi yokken eşiyle mağdurenin annesinin bu borç sebebiyle tartıştıklarını, bunu sadece varsayım olarak söylediğini, telefon kaybolduktan yaklaşık 15 gün sonra mağdurenin dükkâna geldiğini, mağdurenin elinde kaybolan telefonun aynısını gördüğünü, kaybolan telefon olduğundan şüphelenip mağdureye "Maşallah güzel telefonmuş. Hattının numarası kaç?" diye sorduğunu, mağdurenin "Hattı yok. Zaten bu arkadaşımın telefonu." dediğini, kaybolan telefonun numarası ile aynı olup olmadığını tespit etmek için telefon numarasını mağdureye sorduğunu, o telefondan çok sayıda olduğu için kaybolan telefon olduğundan kesin olarak emin olamadığını,

Mağdurenin beyanına alınmasından sonra Mahkemede; mağdurenin okunan ifadesinde söylediklerinin hiçbirini yapmadığını, cep telefonunda çıplak kadın resmi olması hâlinde bunun tespit edileceğini, telefonlarının dökümünü ve telefonunda olanların tespitini jandarmadan kendisinin istediğini,

17.06.2016 tarihinde cezaevinden gönderdiği dilekçede; telefonun mağdure tarafından çalındığını, kendisinin telefonu görüp şüphelendiğini, olayın bu nedenle patlak verdiğini, şüphesi üzerine oğluna aldığı telefon ve hattı aradığını, telefona bir kız çocuğunun cevap verdiğini, kim olduğunu sorduğunu, konuşan kızın telefonun kendisinin olmadığını Kübra’nın olduğunu söylediğini, ardından onların kendisini arayıp kim olduğunu sorduklarını, telefonu daha önce mağdurenin elinde görüp şüphelenmesi nedeniyle "Kübra sen misin?" dediğini, arayan kişilerin doğru bir cevap vermeyip telefonu kapattıklarını, ardından konuyu eşine anlattığını, eşinin "Sen karışma. Ben arayıp bu işi hâlden arayıp hallederim." dediğini, sonra numarayı aradığını ve telefondaki kızın mağdure olduğunu söylediğini, şikâyet olayının bu görüşmelerden ve mağdurenin telefonu dükkândan çaldığını ispat ettikten sonra ortaya çıktığını, amacın hırsızlık olayını örtbas etmek olduğunu, ardından mağdurenin ... Ayvaz isimli bir kişiyle defalarca mesajlaştığının ortaya çıktığını, başkalarıyla yaptığı, paylaştığı şeyleri örtbas etmek, başkalarını korumak ve hırsızlığını saklamak için onlarla yaptığını kendisiyle yapmış gibi anlattığını, mağdure ve ailesinin, kendisinin muhtar olmaması için uğraştıklarını, karşı tarafı desteklediklerini, kendisi muhtar olunca onların bunu kendilerine yediremediklerini, kendisine olan borçlarını ödemek istemediklerini, "Nasıl alıyorsa alsın." dediklerini başkalarından duyduğunu, borçlarını ödemedikleri için alışverişi kestiğini, telefonun çalınma olayı üzerine mağdurenin gidip kendisini şikâyet ettiğini,

İkinci celsede esas hakkında mütalaaya karşı savunmasında; ilk kez ifadesinin alınacağı sırada jandarma komutanına "Beni mağdurenin babasıyla görüştür. Ona gerçek olanları anlatayım." dediğini, kendisine mağdurenin babasının görüşmek istemediğinin söylendiğini, bu nedenle kendisinin de "Herkes bildiği yola gitsin." dediğini ve olayların bu aşamaya geldiğini, mağdureye ayakkabı verdiğinin doğru olduğunu ancak ayakkabıyı hayır kurumunun dağıttığını, kendisinin de muhtar olarak mağdure dahil birçok ihtiyacı olan kişilere dağıttığını, kesinlikle muhtar olarak gelen evrakları şantaj aracı olarak kullanmadığını, gelen evrakları, mağdureye ve bir defasında da mağdurenin kardeşine verdiğini, mağdurenin kardeşine özellikle "Babana ver." dediğini, muhtar olarak mağdure haricinde birçok öğrencinin devamsızlık belgesinin kendisine geldiğini, onlara neden şantaj yapmadığının düşünülmesi gerektiğini, mağdurenin ailesi için kaymakamlıktan bir ev yapılması talebinde bulunduğunu, kendisine mağdurenin babasının sabıkalı olduğunun söylendiğini, mağdurenin ailesinin durumunu anlattığını, kabul ettiklerini ancak kendisine "İnşaattan rapor isteriz." denildiğini, bu sebeple yapılan inşaata zaman zaman gittiğini, ayrıca ... Ayvaz isimli şahsın araştırılmasını talep ettiğini, şahsın telefon konuşmalarında adının geçtiğini,

Üçüncü celsede esas hakkında mütalaaya karşı savunmasında; kendisinin kasık bölgesinde bazı emareler bulunduğunu, mağdurenin 3-5 kez birlikte olduklarını söylediğini, o takdirde mağdurenin söz konusu emarelerin ne olduğunun mağdureden sorulmasını istediğini, mağdureye iç çamaşırı ve makyaj malzemeleri aldığının iddia edildiğini, alınması hâlinde mağdurenin annesinin onları görmemesinin mümkün olmadığını, okuldaki olaylardan sonra o şekilde bir şikâyet olduğunu, söylediklerinin dikkate alınmasını talep ettiğini, tanıklardan birisinin kendisini mağdurenin okulunun civarında gördüğünü söylediğini, bunun doğru olabileceğini, ...'ye gittiği zaman postacının kendisine "Eğer ...'deysen sizin mahalleye ait postaları sana vereyim." dediğini, kendisinin postacıdan postaları almak için beklediğini, mağdurenin, yanına geldiğini, kendisine köye gidip gitmeyeceğini sorduğunu, mağdureye "İşim var. Şimdi gitmeyeceğim." dediğini, o şekilde bir konuşmalarının olduğunu, kendisini gören tanığın 5 dakika daha beklemesi durumunda postacının da oraya geldiğini görmesi gerektiğini,

Savunmuştur.

Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi halinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Mağdurenin aşamalarda özetle sanığın, kendisini tehdit ederek farklı yer ve zamanlarda cinsel eylemlerde bulunduğunu, sanığın eylemlerine rızasının bulunmadığını iddia ettiği, sanığın ise aşamalarda mağdureyle herhangi cinsel bir ilişkisinin olmadığını, mağdurenin, kendisine iftira attığını savunduğu olayda;

Mağdurenin sanığın, kendisine yönelik eylemlerinin sayısına ilişkin olarak aşamalarda farklı beyanlarda bulunması, Kolluktaki ikinci beyanında 27.11.2015 tarihli olaya ilişkin olarak sabah saat 07.30’da okula gitmek için evden çıkıp otobüs durağına gittiği sırada sanığın, kendisini dükkânına çağırıp "Karamete durağında in. Ben de araçla otobüsün arkasından seni takip edeceğim. Seni oradan alacağım. Birlikte gezeceğiz." dediğini, sanığa "Gelemem. Yazılı sınavım var." diyerek cevap verdiğini, sanığın telefonunda sadece vücudu görünen çıplak bir kadın fotoğrafı gösterip "Bu fotoğraf senin. Babana gösteririm." diyerek kendisini tehdit ettiğini belirtmesine karşın Mahkemede öğle arasında parkta tek başına otururken sanığın, yeni telefon aldığını ve vermek istediğini söylediğini, sanığa istemediğini ifade ettiğinde sanığın, kendisine telefonda çıplak bir kadın resmi göstererek "Bu resmin kafa kısmına senin resmini koyar, babana gösteririm." diyerek tehdit ettiğini ifade ederek çıplak fotoğraf hususuna ilişkin tutarsız beyanlarda bulunması, ayrıca mağdurenin Mahkemede önceki Kolluk beyanlarıyla çelişki oluşturacak şekilde bağ evine gittiklerinde sanığın kapıyı kilitleyip üzerine doğru geldiğini, kendisinin baş kısmının olduğu çıplak kadın fotoğrafını gösterip "Bunu gönderiyorum." diyerek gönder tuşuna bastığını, sanığa "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunu, sanığın "İptal edebilirim. Ancak benim istediklerimi yapacaksın." dediğini belirterek 27.11.2015 tarihli olayın oluş şekline ilişkin olarak farklı anlatımlarda bulunması ve tehditle sanığın, kendisine yönelik cinsel eylemlerde bulunduğu noktasındaki iddiasını genişletmesi, sanığın mağdureye yönelik 27.11.2015 tarihli eylemin de mağdurenin aşılabilir mukavemeti dışında engel bir hâl bulunmadığı da gözetildiğinde eylemin organ sokmak suretiyle çcuğun cinsel istismar suçuna teşebbüs olarak değerlendirilmesinin mümkün olmaması, tanık İlknur'un Kollukta mağdurenin zaman zaman telefonda "Aşkım." diyerek konuştuğuna şahit olduğunu, ona kiminle konuştuğunu sorduğunda mağdurenin "Ben amcamla bu şekilde konuşuyorum." dediğini, ardından kendisine her şeyi anlattığını, yaşça büyük bir şahısla arkadaşlık yaptığını söylediğine ve Mahkemede ise duruşmada hazır bulunan sanığı hatırlayamadığı bir tarihte okulun civarında öğle tatilinde mağdurenin yanında gördüğünü, mağdureyle yan yana olduklarını, mağdurenin, yanındaki kişinin amcası olduğunu anlattığına ilişkin beyanları birlikte değerlendirildiğinde olay tarihlerinde 15-18 yaş aralığında olan mağdurenin sanıkla rızası dahilinde birliktelik sürdürdüğünün anlaşılması, 10.06.2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca mağdure hakkında düzenlenen raporda; mağdurede tespit edilen sınır düzeydeki zekâ seviyesinin 2013 yılı, 2014 yılı ve 27.11.2015 tarihlerinde gerçekleşen fiillere ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına engel teşkil edecek mahiyet ve derecede bulunmadığının mütalaa edilmesi, sanığın aşamalarda istikrarlı bir şekilde üzerine atılı suçlamayı kabul etmemesi, bu nedenle sanığın mağdureye yönelik eylemlerini cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirdiği hususunun şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığa atılı çocuğun cinsel istismarı suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığının kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığa atılı çocuğun cinsel istismarı suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığa atılı çocuğun cinsel istismarı suçunun yasal unsurları itibarıyla oluştuğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ:

1- ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.05.2017 tarihli ve 295-259 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün sanığa atılı çocuğun cinsel istismarı suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 02.11.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.

...

...

...

...

...

Suç unsuru var

...

...

...

...

...

...

...

Suç unsuru var

...

...

...

...

Suç unsuru var

Yazı İşleri Müdürü

E.T.