Logo

Ceza Genel Kurulu2019/274 E. 2023/540 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet kararında eksik araştırma bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde yürürlükte olan TCK'nın ilgili hükümleri ve dosya kapsamına göre suçun dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına konu hükmün bozulmasına ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : (Kapatılan) 16. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Asliye Ceza

SAYISI : 372-373

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan sanık ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 289/1, 62, 52/2 ve 50. maddeleri uyarınca hapisten çevrilen 1.500 TL ve doğrudan verilen 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy (Kapatılan) 9. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 02.05.2012 tarihli ve 1152-2105 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 19.09.2013 tarih ve 7234-11492 sayı ile eksik soruşturma ile karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda sanığın TCK'nın 289/1, 62, 52/2 ve 51. maddeleri uyarınca 2 yıl 15 gün adli para cezası ve 1500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının ertelenmesine ilişkin Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2015 tarihli ve 703-355 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 01.07.2016 tarih ve 1407-4598 sayı ile eksik soruşturma sonucu karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesince 09.05.2017 tarih ve 372-373 sayı ile bozmaya direnilerek sanığın önceki hüküm gibi mahkûmiyetine karar verilmiştir.

Direnme kararına konu hükmün de sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.10.2017 tarihli ve 41145 sayılı onama istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 14.03.2019 tarih ve 2-2067 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KONUSU

Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet kararında eksik araştırmanın bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.

III. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2011 tarihli ve 32583-14817 sayılı iddianamesi ile; sanık ...’ın katılan ...’a yönelik işlediği iddia edilen muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 289/1-1. cümle ve 53. maddelerinin uygulanması istemiyle kamu davası açıldığı, sanığın ilk sorgusunun 13.12.2011 tarihinde yapıldığı, anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ikinci kitabının "Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler" başlıklı dördüncü kısmının "Adliyeye Karşı Suçlar" başlıklı ikinci bölümünde, "Muhafaza Görevini Kötüye Kullanma" başlığıyla düzenlenen 289. maddesinin birinci fıkrası;

“Muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle elkonulmuş olan mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Kişinin bu malın sahibi olması halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir” şeklinde düzenlenmiştir.

TCK’nın "Dava zamanaşımı" başlıklı 66. maddesi;

"(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.

(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.

(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır…" şeklinde düzenlenmiştir.

TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 8 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.

Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK'nın 67/2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, bir suçla ilgili olarak;

a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,

b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,

c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,

d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,

Hâlinde, dava zamanaşımı kesilecektir.

TCK'nın 67. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesen bir nedenin bulunması hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak, dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde ise son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacak, dördüncü fıkrası uyarınca da kesilme hâlinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.

Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.

B. Ön Soruna İlişkin Nitelendirme

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 30.06.2010 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 09.05.2017 tarihli son mahkûmiyet kararı olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, on iki yıllık uzamış dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 30.06.2022 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 66/1-e, 67/2-d, 67/4 ve CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.

IV. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Bakırköy 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.05.2017 tarihli ve 372-373 sayılı direnme kararına konu hükmün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,

Ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK'un, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 66/1-e, 67/2-d, 67/4 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,

2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.10.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.