"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
Sahte kredi kartı kullanmak suretiyle yarar sağlama suçundan sanık ...'ın TCK'nın 245/3, 43/1, 52/2-4, 53/1 ve 54/1. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis ve 36.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve müsadereye ilişkin ... 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.07.2013 tarihli ve 612-536 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 01.06.2015 tarih ve 5624-18078 sayı ile;
"Hükmün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca, Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığa yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması ve CMK'nın 232. maddesinde yazılı hususları kapsaması gerekirken, bu kurallara uyulmaksızın dosya ile ilgisi bulunmayan ... Dilaver adlı şahıs hakkında ... ...'ya karşı mala zarar verme suçundan şikâyetçinin şikâyetini geri alması nedeniyle düşme kararı verileceği açıklanıp hüküm fıkrasında ise sahte oluşturulmuş kredi kartının kullanılması suçundan mahkûmiyet kararı verilerek çelişkiye neden olunması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 06.06.2017 tarih ve 490-484 sayı ile sahte kredi kartı kullanmak suretiyle yarar sağlama suçundan sanığın beraatine karar verilmiş, bu hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince 11.01.2018 tarih ve 21923-231 sayı ile;
"Adına sahte kredi kartı çıkarılan ...'ın duruşmadaki beyanında başka bankalardan da adına kredi kartları çıkarıldığını belirtmesi karşısında ...'dan bu husus sorularak buna ilişkin bilgi ve belgelerin temin edilmesi, bu hususta bir soruşturma veya kovuşturma olmuşsa da dosyaların incelenerek varsa bu davayı ilgilendiren onaylı örneklerinin bu dosya içerisine alınması; ayrıca suça konu kredi kartıyla yapılan harcamaların şifre kullanılarak mı yoksa imza karşılığı mı yapıldığı, şifre kullanılarak yapılmış ise bankasından sorulmak suretiyle şifrenin nasıl oluşturulduğu, harcamalar imza karşılığı yapılmış ise varsa sliplerin temin edilerek atılı bulunan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığının saptanması, mümkün olması hâlinde harcamaların yapıldığı ... yeri ve ATM'nin güvenlik kamera görüntülerinin temin edilerek görüntülerdeki kişinin sanık olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik araştırmayla yazılı biçimde beraat kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 29.05.2018 tarih ve 131-461 sayı ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.09.2018 tarihli ve 59649 sayılı “Onama” istekli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 07.01.2019 tarih ve 9379-35 sayı ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık Burhan ... hakkında verilen beraat kararı katılan banka ile şikâyetçi vekillerinin temyiz istemlerinin Özel Dairece reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında verilen beraat hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...’a atılı eylemin sabit olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırma ile karar verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme kararı verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
... 10. Asliye Ceza Mahkemesince, bozma sonrası yapılan yargılamada, tebliğe çıkartılan duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin 30.03.2018 tarihinde sanığa, 26.03.2018 tarihinde ise müdafisine tebliğ edildiği, sanığın ve müdafisinin duruşmaya gelmediği ve sanığın yokluğunda yargılamaya devam edilerek sanıktan aleyhe olan bozma kararına karşı diyecekleri sorulmadan, önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması hâlinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup müdafinin dinlenilmesi ile yetinilemez. Aynı kurala 5271 sayılı CMK'nın 307/2. maddesinde de yer verilmiştir. Anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi hâlinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup Yerel Mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 326/3. maddesine göre ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı, sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK'nın 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin yapılan değerlendirmede;
Yerel Mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanık ...'ın yokluğunda yargılamaya devam edilerek aleyhe olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan duruşma sonlandırılarak hükmün tesis ve tefhim edilmesi kanuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına konu beraat hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ...'ın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuç karşısında, asıl uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.05.2018 tarihli ve 131-461 sayılı direnme kararına konu hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ...'ın beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 04.07.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.