"İçtihat Metni"
İtirazname No : 2021/85942
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 6. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 540-128
I. HUKUKİ SÜREÇ
İş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/2, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17.02.2009 tarihli ve 540-128 sayılı hükmün, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 31.10.2013 tarih ve 14610-30966 sayı ile; "Tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanık hakkında hükmolunan cezanın, TCK'nın 58/6-7. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirildiğinin kabul edilmesine karşın, sanık hakkında bu suç nedeniyle hükmolunan cezada aynı Kanun'un 119/1-c maddesi gereğince artırım yapılmasının gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır..." eleştirileri ile onanmasına karar verilmiştir. II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 29.09.2021 tarih ve 85942 sayı ile; "...Uzlaştırma kapsamında bulunan bir suçun uzlaştırma kapsamına girmeyen suç ile birlikte işlenmesi hâlinde uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin düzenlemenin 26.06.2009 tarihli ve 5918 sayılı Kanun'un 8 maddesi ile yürürlüğe girdiği, bu nedenle 17.05.2006 tarihinde işlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
23.07.2016 tarihli ve 29779-2 Mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'na eklenen geçici 15/12. maddesine dayanılarak 05.11.2020 tarihli ve 31295 sayılı Resmî Gazete'de yayımı tarihinden 10 gün sonra yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 03.11.2020 tarihli ve 245 sayılı kararı ile Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 01.12.2020 tarihinden geçerli olmak üzere kapatılmasına ve arşivinde bulunan tüm işlerin Yargıtay 6. Ceza Dairesine devrine karar verilmesi nedeniyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 17.01.2022 tarih ve 23758-165 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU
İnceleme dışı sanık ... hakkında verilen hükümler temyiz edilmeksizin; sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş, mala zarar verme suçuna yönelik itirazın ise kabulüne karar verilmiş olup itirazın ve Özel Dairenin gönderme kararının kapsamına göre inceleme sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; inceleme dışı sanık ile birlikte 17.05.2006 tarihinde şikâyetçiye ait iş yerine hırsızlık amacıyla girdiği iddia ve kabul olunan sanığa atılı iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun uzlaştırma kapsamında olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Şikâyetçinin, 17.05.2006 tarihinde iş yerinden hırsızlık yapıldığı yönünde müracaatta bulunması üzerine soruşturmaya başlandığı,
Olay yeri inceleme raporunda; şikâyetçinin iş yerinin yan tarafında bulunan komşu iş yerinin giriş kapısının demir kepengi zorlanarak içeriye girilip duvarının delindiği, buradan şikâyetçinin iş yerine geçildiği, hırsızlık eylemine konu iş yerinin duvarında kan lekelerinin görüldüğü, duvar üzerindeki fayans ve makine parçaları ile iç kısımda yer alan kapının cam pervazı üzerinden parmak izleri ele geçirildiği tespitlerine yer verildiği,
17.08.2006 tarihli ekspertiz raporunda; olay yerinden transfer edilen bir adet kan lekesinin daha önce başka bir hırsızlık olayı nedeniyle sistemde kayıtlı olan sanığın genotip özellikleri ile uyumlu olduğunun belirtildiği,
30.03.2007 tarihli ekspertiz raporunda ise, şikâyetçiye ait iş yerinde masa üzerinde bulunan makine ekranı yüzeyinden elde edilen parmak izinin arşivde kaydı bulunan inceleme dışı sanık ...'in sağ el işaret parmak izi ile aynı olduğunun bildirildiği,
Anlaşılmaktadır.
Şikâyetçi aşamalarda; boş durumdaki komşu iş yerinin duvarının delinerek kendi iş yerine girildiğini, yedi adet overlok makinesi, bir adet kollu çift iğne makinesi, bir adet düğme makinesi, bir adet otomatik düğme makinesi ve bir adet otomatik ilik makinesinin çalındığını, suça konu eşyanın toplam değerinin 55.000 TL olduğunu, duvarında meydana gelen hasar nedeniyle de 2.000 TL zararının bulunduğunu,
İnceleme dışı sanık ... aşamalarda; zaman zaman iş aramak amacıyla tekstil atölyelerine gittiğini, bu esnada makinelere dokunmuş olabileceğini, parmak izinin bu şekilde çıkabileceğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık aşamalarda; arkadaşı olan inceleme dışı sanığın olay tarihinde kendisini arayarak bir parkta buluşmayı teklif ettiğini, bir araya geldiklerinde inceleme dışı sanık ...’in, Merter semtindeki boş bir dükkandan içeriye girip duvarı delerek yan taraftaki iş yerine geçtiğini, buradaki makineleri götürmek üzere hazırladığını anlattığını, kendisinden makineleri yüklemeye yardım etmesini istediğini, paraya ihtiyacı olması nedeniyle inceleme dışı sanık ile birlikte olay yerine gittiklerini, şikâyetçinin iş yerine girip daha önceden hazırlanmış olan makineleri inceleme dışı sanık ...’in aracına yüklediklerini, arkadaşının tek başına aracıyla oradan ayrıldığını, aynı gün akşam üzeri yanına gelerek suça konu eşyayı taşımasına karşılık kendisine 1.000 TL verdiğini savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
Uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma, bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir." hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren CMK'nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 2. maddesiyle, TCK'nın 73. maddesinin başlığında yer alan "Uzlaşma" ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK'nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir.
CMK'nın 5560 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinde uzlaşmanın kapsamı;
"(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
4. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
5. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239)
Suçları.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez." şeklinde belirlenmiş iken, 09.07.2009 tarihli ve 27283 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesiyle CMK'nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasına; "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." cümlesi eklenmiştir.
Diğer taraftan 02.12.2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve;
"(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
2. Taksirle yaralama (madde 89),
3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
5. Hırsızlık (madde 141),
6. Dolandırıcılık (madde 157),
7. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
8. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),
suçları.
c) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.
(2) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz." şeklinde kapsamı genişletilmiştir.
Görüldüğü gibi, 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK'nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun’un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin, gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil edilmiştir.
Uyuşmazlığa konu iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu ise TCK'nın 116. maddesinde;
"(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan iş yerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." şeklinde düzenlenmiş, aynı Kanun'un "Ortak hüküm" başlıklı 119. maddesinde;
"(1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
D) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır." hükmü ile de diğer bazı suçlarla birlikte konut ya da iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçuna ilişkin nitelikli hâller öngörülmüştür.
Görüldüğü gibi, gece veya gündüz bir vakitte birden fazla kişiyle birlikte konut veyahut iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu şikâyete tabi olmadığından, CMK'nın 253. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmemektedir. Nitekim, kanun koyucu, CMK'nın 253. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, TCK'da yer alan bazı suçları tek tek saymak suretiyle uzlaşma kapsamına almış, bununla da yetinmeyerek ilgili kanun maddesini de parantez içinde madde metnine eklemiştir. Bu kapsamda, konut ya da iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunu da uzlaşma kapsamına alan kanun koyucu CMK'nın 253. maddesinin birinci fıkrasının (b-4) bendinde açıkça TCK'nın 116. maddesini göstermiş, buna karşın 119. maddesini ise göstermemiştir. Bunun kanun koyucunun bilinçli bir tercihi olduğu, aynı bendin 1 numaralı alt bendindeki kasten yaralamaya ilişkin "Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88)," şeklindeki düzenlemeden de anlaşılmakta olup bu düzenleme ile TCK'nın 86. maddesinin 3. fıkrası ile "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" başlıklı 87. maddesi uzlaşma kapsamına alınmamıştır. Tercih edilen bu düzenleme şekli ile TCK'nın 119. maddesindeki hâllerin gerçekleşmesi durumunda konut veya iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun uzlaşma kapsamında olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarihli ve 1142-17 sayılı kararı da bu yöndedir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Sanık ve inceleme dışı sanığın, 17.05.2006 tarihinde tespit edilemeyen bir vakitte şikâyetçinin iş yerine, boş durumda bulunan komşu iş yerinin duvarını delmek suretiyle girerek 55.000 TL değerindeki iş makinelerini çaldığının iddia ve kabul edildiği olayda;
Suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmış ise de sanığa atılı birden fazla kişi ile birlikte iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçunun kanuni değişiklik öncesinde dahi uzlaştırma kapsamında olmadığı anlaşılmakla Özel Dairenin onama kararında bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.