Logo

Ceza Genel Kurulu2022/208 E. 2023/234 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulü kasten öldürme suçundan cezalandırılmasına dair verilen hükmün, sanığın suçu işleyip işlemediği ve işlediği kabul edilse dahi haksız tahrik hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın maktulü öldürdüğüne dair yeterli delil bulunması, ancak karşılıklı kavga esnasında meydana gelen olayda haksız tahrikin değerlendirilmemesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İtirazname No : 2021/114873

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 1523-1594

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan TCK'nın 81/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.06.2018 tarihli ve 286-322 sayılı, resen de istinafa tabi hükme yönelik olarak sanık müdafileri ve katılanlar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 23.11.2018 tarih ve 1523-1594 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bu hükmün de sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.12.2019 tarih ve 3701-5511 sayı ile temyiz itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 08.11.2021 tarih ve 114873 sayı ile; "...Olay tarihi olan 15.06.2016 tarihinde saat 22:30- 23:00 sıralarında 10-15 kişilik bir grubun kavga ettiği, bu kavga sırasında 18 yaşındaki ...’ın batın sol kadrandan aldığı 3 cm'lik kesici delici alet yaralanması nedeniyle iç organ ve büyük damar yaralanmasına bağlı olarak kaldırıldığı hastanede 16.06.2016 tarihinde saat 05.00 sıralarında hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.

Olay öncesinde iftar sonrası kafede oturan gençler arasında sözlü tartışma yaşandığı, her iki grubun da arkadaşlarını kendilerine destek vermesi için çağırdıkları, işletme sahibinin müdahalesi ile kafede herhangi bir kavga yaşanmadığı, grupların yatıştırıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Olay günü, sanık ...’un babası adına kayıtlı motorsikletini yıkatmak amacıyla aynı zamanda arkadaşı olan ...’in işlettiği oto yıkamacıda oturduğu sırada yanlarından az önce ayrılan ...’den gelen telefonla kafede tartışma yaşandığını öğrenip, yaklaşık 300 metre uzaklıktaki kafeye gittiği, gittiğinde tartışma filan kalmadığını görüp, motorsikletini almak üzere ayrıldığı oto yıkamacıya arkadaşlarının da içinde bulunduğu grupla yürüdüğü sırada maktul ... tarafından 'Hayırdır lan kardeşimize vurmuşsunuz' diyerek oto yıkamacının önünde durdurulduğu, ...’ın yanında bulunan arkadaşlarının da 'Siz kimsiniz ki kuzenlerime vurmuşsunuz' dediği, küfrettiği; ...’un da kavga çıkmasını önlemek amacıyla 'Sıkıntı yok gelin konuşalım. Arkadaşlarımızı da çağıralım, konuşup, anlaşalım' dediği sırada ...’la yürümekte olan ve kafede ilk tartışmada da bulunan ...’in ...’a yönelerek ‘Hayırdır lan, g… mü kalktı, azdan az gider, çoktan çok gider’ dediği, ...’ın iri yarı, ...’in ufak tefek olduğu, ... ile ... arasında yaşanan ağız dalaşının hemen ardından ...’ın bulunduğu grubun ...’i dövmeye başlaması üzerine her iki grup üyelerinin (10-15 kişi) birbirlerine vurmaya başladığı, yapılan incelemede olay yerinin karanlık olmasından dolayı kamera kayıtlarından olay anını net olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, kavga sırasında ...’ın yukarıda belirtildiği şekilde sol kadrandan, ...’un arkadaşı ...’in kolundan yaralandığı ancak grupların birbirinden hemen ayrıldığı, tartışmanın 2 dakika kadar sürdüğü, ...’un arkadaşı olan ...’in yaralandığını fark etmeleri üzerine arkadaşları ile birlikte hastaneye gittikleri, ...’ın hastaneye nasıl kaldırıldığının araştırılmadığı, kavganın gerçekleştiği oto yıkamacının sahibi ve aynı zamanda ...’un da arkadaşı olan ...’in polisi araması üzerine kavgadan haberdar olan polisin, ...'un motorsiklet kayıt bilgilerinden yola çıkarak ...’a ulaştıkları, ...’un gece evinden alınıp ifadeye götürüldüğünde kot pantolonunda kan lekelerinin bulunması üzerine yapılan araştırmada kan lekelerinin maktul ...’a ait olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Adli emanete alınmasına karar verilen pantolon üzerinde ayrıntılı araştırma yapılmamıştır. Olay sırasında kavgaya karışan diğer şüpheliler üzerinde ve kavganın gerçekleştiği oto yıkamacıda da detaylı araştırma yapılmamıştır. Duruşmada dinlenilen tanıkların (maktulün abisi ... dahil) hepsi ...’un kavgayı ayırmaya çalıştığını, elinde bıçak görmediklerini ifade etmiştir. Tanık ...’ın 16/06/2016 tarihinde kollukta alınan beyanında ... ile ...’ın ... bıçağı vururken, ...’i de yaraladığını duyduğunu beyan ettiği, ancak bu beyanın ... ve ... tarafından doğrulanmadığı, ...’ın bıçakla ... tarafından yaralandığını gören tanık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yaş küçüklüğü nedeniyle evrakı tefrik edilerek, hakkında suç delillerini gizlemek suçundan dava açılan ...’un da olay anına ilişkin doğrudan bilgisinin olmadığı dosya kapsamından sabittir.

... ve arkadaşları kollukta alınan ilk ifadesinden başlamak üzere suçlamayı reddetmiştir. Yaraladığı iddia edilen ...’de karşı taraftan birinin de bıçaklı olduğunu, kendisini kimin yaraladığını bilmediği, olayın sıcağı ile yaralandığını bile sonradan fark ettiğini belirtmiştir. ...’un tekvando da Türkiye çapında derecesi bulunmaktadır. Elinde bıçak gören, bıçakla ...’ı yaraladığını gören görgü tanığı bulunmamaktadır.

Ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; 'suçsuzluk' ya da 'masumiyet karinesi' şeklinde, Latincede ise 'in dubio pro reo' olarak ifade edilen 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabilecektir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.

Sanık ...’un üzerine atılı suçu işleyip işlemediği şüpheden uzak bir şekilde ortaya konulamamıştır. Kabule göre ise de, ...’un ...’ın ölümüne neden olduğu değerlendirilse dahi ...’un kusur durumunun, kastının yoğunluğunun tartışılmaması, haksız tahrikin, kastı aşan öldürmenin, kavgaya karışan diğerlerinin kusur durumlarının değerlendirilmemesi, ...’ın hastaneye nasıl kaldırıldığının gecikme yaşanılıp yaşanmadığının dahi araştırılmaması eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Mahkemece yapılan değerlendirmede kavga olayında yer alan ancak tanık olarak dinlenilen ...’nin kollukta müdafi huzurunda alınan ilk beyanında 'kavganın ... ve yanındaki arkadaşlarının ...’e vurması ile başladığını, herkesin birbirine vurduğunu, şahıslardan 3 tanesinin kavgayı bırakıp kaçtığını; 2 tanesinin oto yıkamaya girdiğini, ... ve ...’in de arkalarından oto yıkamaya girdiğini gördüğünü, diğer taraftaki çocukların kaçması ile toplandıkları sırada ...’un, knedisine ...’in bıçaklandığını söylediğini, kimin yaptığını bilmediğini belirttiği' görülmüştür. ..., ...’un polis tarafından alındığını ...’un abisinden gelen telefondan öğrendiğini; ...’ın öldüğünü ise karakolda öğrendiklerini, kimsenin elinde bıçak görmediğini belirtmiştir.

Dosya içeriğine göre; maktul ...’ı sanık ...’in kasten öldürdüğüne ilişkin mahkûmiyetine yeter, kesin bir delil bulunmamaktadır. ...’un ...’ı bıçakla yaraladığı kabul edilse dahi, tek bir bıçak darbesi alan ...’a yönelik darbenin öldürmek kastı ile mi yaralandığı belli değildir. ... lehine haksız tahrik hükümlerinin tartışılması gerektiği hususu, hazırlık soruşturması yürüten, tanık ifadeleri alan, delilleri toplayarak fezlekeyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı tarafından kavgayı başlatanın ilk eylemin ...’tan geldiğinin ve ... lehine haksız tahrik uygulanmasının gerektiği belirtilerek, görevli makama iletilmesinden de anlaşılmaktadır.

Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yüklenen eylemin sanık ... tarafından işlendiğinin sabit olmaması; ... tarafından işlendiği kabul edilse dahi ... lehine haksız tahrik uygulanması gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.

CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 24.02.2022 tarih ve 13286-1483 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;

1-Sanığa atılı suçun sabit olup olmadığı,

2-Sabit olduğunun kabulü hâlinde sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığı,

Hususlarının belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Haber Merkezinin ... Mahallesi, ... Sokak, ... numaralı yer önünde bıçakla yaralanmış bir şahsın yerde yattığını bildirmesi üzerine Asayiş Büro Amirliğine bağlı ekibin söz konusu adrese gittiği, olayın oto yıkamanın önünde sokak içerisinde meydana geldiği, karşılıklı iki grubun kavga ettiği, kavgadan sonra tarafların ayrıldığı, kavga sırasında şahsın birinin karın bölgesinden yaralandığı ve ... İlkyardım Hastanesine ambulansla kaldırıldığı, herhangi bir emareye rastlanmadığı, hastaneye geçildiği, yaralı şahsın ... olduğu, karın bölgesinden kesici aletle yaralandığı ve ameliyata alındığı, hayati tehlikesinin bulunduğu, maktulün kavga esnasında yanında bulunan ve arkadaşı olduğunu beyan eden tanık ...'ın olayın ... Mahallesi, ... Sokak ile ... Bulvarı kesişiminde meydana geldiğini, yanlarında tanıklar ... ve ...’ın da olduğunu, kavgaya karıştığını ve tanımadıkları ancak görse tanıyabilecekleri şahıslarla kavga ettiklerini belirttiği, olayın olduğu yerdeki oto yıkamada çalışan tanık ...’in kendisinin yıkamada bulunduğu sırada arkadaşı sanık ...’un motosikletle iş yerine geldiğini, motosikletini yıkamaya bıraktığını ve oto yıkamadan dışarıya çıktığında sanık ...’un yanında gelen diğer şahıslarla birlikte başka bir grupla kavga ettiklerini beyan ettiği, bunun üzerine oto yıkamada bulunan ... plaka sayılı motosikletin sorgulamasında sanığın babasının üzerine kayıtlı olduğunun tespit edildiği, sanığın adresinde saat 01.30 sıralarında yakalandığı, sanık yakalandığı esnada üzerinde bulunan beyaz renkli kot tarzı pantolonun sağ ve sol cep hizasında kan lekesine benzer lekelerin bulunduğu, sanığın olaya taraf olduğunu, arkadaşlarının kafede otururken karşı taraftaki şahısların laf atması ve küfürleşme yüzünden tartışma çıktığını, tartışmanın dışarıya taştığını ve dışarıda kavga ettiklerini söylediği, bu grubun içinde sonradan tanıklar ..., ..., ..., ..., ... ile yaşı küçük ...’un da olduğunun tespit edildiği, şahıslarla telefonla irtibata geçilerek büroya davet edildikleri, şahısların 16.02.2016 tarihinde saat 02.00’de kendiliklerinden gelerek teslim oldukları, şahıslarla yapılan mülakatta olay esnasında maktulün yanında bulunan şahıslarla kavga ettiklerini, kavga esnasında arkadaşları tanık ...’in yüzünden darp ve sol kol kısmından kesici aletle yaralandığını, hastanede tedavi yaptırıp doktor raporu aldıklarını, raporu görevlilere verdiklerini, kavga esnasında kesinlikle bıçak kullanmadıklarını ve maktulün nasıl yaralandığını bilmediklerini beyan ettikleri, ...’in darp ve sol koldan kesici alet yaralanmasının olduğu, diğer şahıslarda herhangi bir yaralanma olmadığı görülerek raporlarının aldırıldığı, olayın meydana geldiği yeri kısmî olarak gören ... Sokak, ... numaralı iş merkezinin ...lik kamera kayıtları iş yeri sahibinin rızası üzerine flaş bellek ile alınarak izlendiğinde, görüntüdeki tarihin güncel olduğu, saatin ise normal saatten 58 dakika geri olduğu, kameranın olay yerine yaklaşık 10-15 metre mesafede bulunduğu, olayın olduğu yeri kısmî olarak gördüğü, yaklaşık 10-15 kişinin karşılıklı olarak kavga ettikleri, mesafenin uzaklığı, olayın gece oluşu ve kamera çözünürlüğünün düşük olması sebebiyle kavga eden şahısların net eşkallerinin belli olmadığı, kamera saatine göre olayın saat 22.14’te yaşandığı ve yaklaşık 2 dakika kadar sürdüğü, karşılıklı itiş kakış ve koşuşturmalar olduğunun görüldüğü, karın bölgesinden kesici aletle yaralanan maktulün kaldırıldığı hastanede ameliyata alındığı ve hayati tehlikesinin devam ettiği,

16.06.2016 tarihli olay araştırma ve görüntü izleme tutanağına göre; şüpheli şahısların olayın meydana geldiği yer olan ... Sokak ile ... Bulvarı tarafından ... Mahallesi Merkez Cami önüne doğru geldikleri, bu yönde yapılan ...lik kamera çalışmalarında ... Büyükşehir Belediyesi Zabıta Başkanlığından alınan görüntüler tanıklar ... ve ... ile birlikte izlendiğinde kamera saatinin ve tarihinin güncel olduğu, kamera açısının olay yerine uzak olduğu için olay yerini göstermediği ancak olaydan sonra şahısların geçtiği görüntülerin yer aldığı, buna göre saat 23.08’de sanığın koşarak ... Sokak ile ... Bulvarı kesişiminden ... Merkez Cami karşısındaki kitapçı tezgâhlarının önünden P Caddesi istikametine doğru bir müddet koştuğunun ve ardından yürüdüğünün görüldüğünü, arkasında bulunan ... İnşaat isimli iş yerinden alınan görüntülerde birinci grup olarak adlandırılan şahısların tamamının geldiği, aralarında tahmini 5-10 metre mesafe olduğu, sanığın diğer gelen arkadaşlarının yanına gidip geldiği, telaşlı hâllerinin olduğu ve şahısların saat 23.16.17’de kamera açısından olayda geçen iki bayan şahısla birlikte çıktıklarının göründükleri, ... İnşaat isimli iş yerinden alınan kamera görüntülerine göre olaydan önce açık eşkalleri yazılı olan şahıslardan ...’ün ...’ye pembe hırkasını verdiği, ...’ün üzerinde mavi polar olduğu, bu poların olay öncesinde ...lik kameralarında ...’in üzerinde olduğu, ...’in üzerinde siyah tişört ve elinde beyazımsı renkte gömlek olduğu, diğer şahısların üzerlerindeki giysilerle ilgili herhangi bir değişiklik olmadığı, görüntülerin geçtiği olay yeri güzergâhı ve civarında kan ve benzeri lekeler ile bıçak gibi kesici alete ve başkaca herhangi bir delile rastlanmadığı,

15.06.2016 tarihinde Özel ... Hospital Hastanesince tanık ... hakkında düzenlenen rapora göre; tanığın şuurunun açık olduğu, sol kolun dirsek üzeri içerisindeki delici ve kesici aletle yaralanmaya ve sağ gözaltında elmacık kemiği üzerindeki darp sonucu meydana gelen morarmaya ve kızarıklığa müdahale edildiği, hayati tehlikesinin olmadığı, takip için Araştırma Hastanesine yönlendirildiği,

16.06.2016 tarihinde maktul ... hakkında düzenlenen ölü muayene tutanağına göre; maktulün 175-280 cm boylarında, 18-20 yaşlarında, kahverengi gözlü, siyah saçlı, 1 haftalık sakallı ve bıyıklı olduğu, ölü katılığının geliştiği, ölü lekelerinin sırtta ve özellikle bası görmeyen yerlerinde meydana geldiği, sağ üst göğüste leopar kafası figürü dövmesi olduğu, xifoitden başlayarak umblikusun üstüne geçip simpisus pupise kadar uzanan 30 cm boyunda sütre kesi, umblikustan 5 cm solda 3 cm boyunda sütre kesi, sağ inguinal bölgede 2 cm sütre kesi, sol mid-aksiller çizgizinin 7. İC kesişim noktasında 2 cm sütre kesi, sağ ön aksiler çizgisinin 5. İC kesişme noktasında 2 cm sütre kesi olduğu, cesedin her iki cübital bölgesinde ve subklavya bölgede muhtemel müdahalelere bağlı iğne pikrizlerinin bulunduğu, ilk muayene raporunda; batın sol alt kadranda 3 cm eninde batına nafiz kesici-delici alet yaralanması (hayati tehlikesi olduğu), epikriz raporunda; sol diyafram kesilerek toraksa girildiği, hiatus hizasından aurta bası yapılarak açık kalp masajı uygulandığı, resüsitasyona cevap vermesi üzerine batın eksplore edilerek VCİ yaralanması ile mide ön ve arka yüzü yaralanmasının onarıldığı, ölü muayene ve epikriz raporlarının incelenmesi sonucunda maktulün ölümünün iç organ ve büyük damar yaralanması sonucu meydana geldiği,

... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 01.07.2016 tarihli uzmanlık raporunda; sanığa ait pantolon üzerindeki kan lekeleri üzerinde belirlenen genotipe ait DNA profilinin maktule ait olduğu belirtilen sıvı kan numunesinden elde edilen DNA profili ile uyumlu olduğunun belirtildiği,

Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca 11.09.2017 tarih ve 7066-362 sayılı iddianame ile; suça sürüklenen çocuk ... hakkında sanığın kasten öldürme olayında kullandığı bıçağı olay sonrasında kanalizasyona attığının tespit edildiği iddiasıyla suç delilini yok etme, gizleme veya değiştirme suçundan kamu davası açıldığı,

Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 05.03.2018 tarihli yazısında; 2016/20150 soruşturma sayılı dosyasında yer alan şüpheliler ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 27.06.2016 tarihinde 2016/18992 soruşturma numaralı dosyada kasten öldürme ve basit yaralama suçlarından tefrik kararı verilerek bu şüphelilere yönelik atılı suçlardan soruşturmaya devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/20150 sırasına soruşturmanın kaydedildiği, ilgi sayılı soruşturma dosyasında 19.12.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olduğunun bildirildiği,

Anlaşılmıştır.

Katılan ...; maktulün oğlu olduğunu, bıçaklandığını telefonla haber verilmesi üzerine öğrendiğini, hastaneye gittiğinde maktulün yoğun bakımda olduğunu ve kendinde olmadığı için olayla ilgili bir şey söyleyemediğini öğrendiğini, olayı görmediğini, edindiği bilgiye göre maktulü sanığın bıçakladığını,

Katılan ... Mahkemede; maktulün oğlu olduğunu, maktulün olay günü iftarı yaptıktan sonra teravih namazına gideceğini ve arkadaşlarına da uğrayacağını söyleyip evden çıktığını, yoğun bakımda kendinde olmadığını,

Tanık ... kollukta; 15.06.2016 tarihinde saat 22.30 sıralarında mahalleden arkadaşları tanıklar ..., ... ve ... ile birlikte ... etkinliği çadırına gittiklerini, bu sırada tanık ...’in kendisini arayarak, "Yanımıza gelin. Kafede çocuklar küfrediyorlar. Bize laf atmaya çalışıyorlar. Buraya gelin." dediğini, bunun üzerine ...’in bulunduğu ... Bulvarı üzerindeki "..." isimli kafeye gittiklerini, kafeye giderken mahalleden arkadaşı olan sanık ...’a da haber verdiğini, kendisinin ve ...’ın kafenin içerisine girdiklerini, ... ve ...’in dışarıda kaldıklarını, kafenin alt katına indiklerinde ..., ... ve iki kız arkadaşının bir masada oturduklarını, diğer masada 4-5 kişinin olduğunu, bu şahıslardan iki tanesinin ayakta beklediğini ve yüksek sesle küfürlü bir şekilde konuştuklarını, şahıslar hâlen küfürlü şekilde konuşmaya devam ettikleri ve arkadaşlarının yanındaki kızlara laf atarcasına konuştukları için uyarmak amacıyla ... ile şahısların yanına gittiklerini, bu sırada masada oturan 2-3 şahsın kalkıp üst kata çıktıklarını, masada kalan iki şahsa "Niye böyle yapıyorsunuz?" dediğini, şahısların da "Bir şey yok. Biz bir şey yapmadık." diye cevap verdiğini, hep birlikte hesabı ödeyip dışarıya çıktıklarını, kafeden çıktıkları esnada sanık ...’un da geldiğini, ardından hep birlikte ... Bulvarı’ndan ... Sokak istikametine doğru eve gitmek için yürüdüklerini, kızların en önde, kendisi, ..., ... ve ...’nın ortada olduklarını, arkada sanık, ... ve ...’in geldiklerini, bağrışma sesleri duyması üzerine arkasına dönüp baktığında sanık, ... ve ...’in bir grupla konuştuklarını gördüğünü, konuşma esnasında kalabalık gruptan birisinin tanık ...’i itekleyerek tekme vurduğunu, kendisinin ...’e tekme vuran şahsa tekme attığını, 2-3 şahsın etrafını sarıp kendisine vurmaya başladığını, diğer arkadaşları da gelince aralarında kavga çıktığını, tanıyamayacağı bir şahsın suratına vurduğunu, tekme attığı şahsın peşine koştuğunu, 10 metre ileride yakaladığını, şahsa birkaç kez vurduğunu, şahsın yere düştüğünü, kendisine elleriyle ayaklarıyla karşılık verdiğini, arkasına baktığında şahısların dağılmaya başladıklarını gördüğünü, sol kolunda acı hissettiğini, baktığında kolunun kanadığını, kavga bittiği için arkadaşlarını toparladığını, daha sonra bulvar üzerinden tramvay yoluna doğru yürüdüklerini, erkeklerle hastaneye, kızların ise tramvayla evlerine gittiklerini, kendisini kimin bıçakladığını bilmediğini, kendisinde, arkadaşlarında ve karşı taraftakilerde bıçak görmediğini, kavga esnasında sokaktaki aydınlatma lambaları yanmadığı için her tarafın karanlık olduğunu,

Savcılıkta; tanımadığı iki üç kişinin üzerine çullandığını, içlerinden bir tanesinin bir cisimle sağ elmacık kemiğine vurduğunu, o esnada sol kolundan bıçakla yaralandığını, kargaşa esnasında bıçakla nasıl yaralandığını anlamadığını, kavga devam ederken karşı taraftan birilerinin "... bıçaklandı" diye bağrışmaları üzerine herkesin dağılmaya başladığını, bir araya gelerek olay mahallinden uzaklaştıkları esnada sanığın çocuğu kendisinin bıçakladığını söylediğini, hızlı bir şekilde önden yürüdüğünü, sanığın bunu söylediği esnada ..., ... ve ...’ın da duyduğunu, hep birlikte hastaneye gittiklerini, sanığın bıçak taşıdığını bildiğini ancak kavga anında çıkartıp çıkartmadığını görmediğini, havanın karanlık olduğunu ve karşı taraftakileri tanımadığını,

Mahkemede; kafedeki tartışma olayından sonra yedi arkadaşının evlerine doğru gittiklerini, kendisi, ..., ... ve ...’ın önden, sanık ile ... ve ...’in de arkadan yürüdüklerini, arkasına baktığında bir grubun arkada kalan arkadaşlarının önlerini kestiklerini ve tartıştıklarını gördüğünü, hemen geri döndüklerini, sanığın tartışan tarafları ayırmaya çalışır bir hâlinin olduğunu, karşı taraftan bir çocuğun ...’e tekme attığını, koşarak yanlarına gittiklerini, onlar vurduğu için kendilerinin de vurmaya başladığını, karşılıklı kavganın devam ettiğini, karşı gruptan birisinin bir ara yüzüne bir şeyle vurduğunu, kavga esnasında arkadaşlarından 5-6 metre uzakta olduğunu, bu sırada kolunun kanadığını fark ettiğini, koluna vuranı ve sanıkta bıçak olup olmadığını görmediğini, karşı taraftaki çocuklardan birinin elinde bıçak gördüğünü, aralarında kaldığında bıçaklandığını düşündüğünü, kavga bittikten sonra dağılırken tanıklar ... ve ...'in "Sanık birini bıçaklamış." diye konuştuklarını, konuşmaları duyan sanığın, "Bilmiyorum." dediğini, sanığın kaçarak olay yerinden uzaklaşma gibi bir derdinin olmadığını ve kendisiyle birlikte hastaneye geldiğini, karşı taraftan birinin maktulün bıçaklandığını söylemesi üzerine kavganın bittiğini, savcılık ifadesinin doğru olduğunu,

Tanık ... kollukta: saat 22.30 sıralarında mahalleden arkadaşları tanıklar ..., ... ve ... ile birlikte ... Bulvarı üzerindeki ... etkinliği çadırında oturduklarını, saat 22.45 sıralarında yolun karşı tarafında "..." isimli kafede arkadaşları ile oturan kardeşi tanık ...’in, ...’i aradığını, kafede 4-5 şahsın küfürlü şekilde konuştuklarını, gelin yanımızda oturun dediğini, çadırdan çıkıp kafeye doğru giderken mahalleden arkadaşları sanık ...’u da arayıp yanlarına çağırdıklarını, kafenin önüne gittiklerinde sanık ... ile ...’in kafenin önünde beklemeye başladıklarını, ... ve ... ile birlikte kafeye girip alt kata indiklerini, masada kardeşi ..., ..., kız arkadaşları tanıklar ... ve ...’ın oturduklarını, diğer masada tanımadığı 5 erkek şahsın oturduğunu, şahısların 3 tanesinin ayakta olduğunu, kendileri alt kata girince bu şahısların üst kata çıktıklarını, alt katta 2 şahsın kaldığını, şahıslara ne olduğunu sorduklarını, kardeşinin "Abi sorun yok." dediğini, kafe sahibi tanık ...’in yanlarına gelerek uyardığını, kardeşinin hesabı öderken bu şahısların sürekli birilerini aradığını gördüğünü, kafeden çıkıp tramvay yolu istikametine doğru yürümeye başladıklarını, önden bayanların, onların arkasında kendisinin, kardeşinin ve ...’in, kendi arkalarında da sanık ..., ..., ... ve ...’nın yürüdüğünü, bu sırada bağırma sesleri duyduğunu, arkasına dönüp baktığında yaklaşık 10 kişilik bir grubun arkadaşlarını aralarına aldığını gördüğünü, 180 cm boylarındaki esmer tenli bir şahsın tanık ...’in yakasından tutup, "Benim kuzenime kim atar yaptı lan?" dediğini duyduğunu, sanığın araya girerek, "Sakin olun sizin kuzeniz kim?" dediğini, eşkalini verdiği şahsın ...’e yumrukla vurduğunu, diğer şahıslar da ...’e vurmaya başlayınca karşılıklı kavganın başladığını, bir tanesine yumrukla vurduğunu, 3 tanesinin kavgayı bırakıp kaçtığını, 2 tanesinin oto yıkamaya girdiğini, şahısların hepsi kaçınca bir sokakta toplandıklarını, sanık ...’un kendisine, "... bıçaklanmış." dediğini, "Kim yaptı acaba?" diye sorunca, "Bilmiyorum." şeklinde cevap verdiğini, ...’in kolundan kan geldiğini gördüğünü, birlikte yakında bulunan bir hastaneye gittiklerini, kızların da hastane önünden travmaya binerek evlerine gittiklerini, kendisinde, arkadaşlarında ve karşı tarafın hiçbirinde bıçak olmadığını, maktulü ve tanık ...’i yaralayanı görmediğini,

Savcılıkta; sanığın kendisine maktulü bıçaklayanın kendisi olduğunu ve maktulün kendisine bıçak çektiği için bıçağını çıkarıp maktule vurduğunu söylediğini, bunun üzerine birlikte yürüdüğü arkadaşlarına, "... bıçak vurmuş." dediğini, sanığın çok ceza alabileceğini düşündüğü için karakolda bundan bahsetmediğini, her şeyin anlık geliştiğini,

Mahkemede; kafeden kardeşi ... ve arkadaşları ile çıktıklarını, daha sonra öğrendiği kadarıyla kafedeki kişilerin çağırdıkları kişilerle beraber evlerine doğru giderlerken kendilerini takip ettiklerini, kendisi, kardeşi ..., arkadaşları ..., ..., ... ile önde yürürken sanık, ..., ... ve ...’nın yıkamacıda sanığın motorunu beklediklerini, kendilerini takip eden kişilerin arkadaşlarını tuttuklarını gördüğünü, yanlarına gittiğini, sanığın karşı tarafta bulunan ve bağırıp çağıran biriyle konuştuğunu, sanığın bu şahsa, "Kardeş kimse senin kuzenine atar yapmadı." dediğini, ...'e "Sen çok konuşuyorsun." deyip otoparka doğru çektiğini, üç kişi ...’e vurmaya başlayınca kavganın başladığını, karşı taraftan üç kişinin kaçtığını, tanımadığı biriyle yumruklaştığını, yere düştüğünü, kavga bitip evlerine doğru giderken sanığın ...’in bıçaklandığını söylediğini, sanığın maktulü bıçakladığını kendisine söylemediğini,

Tanık ... kollukta; saat 22.30 sıralarında ... Bulvarı üzerinde kurulan ... etkinliği çadırında arkadaşları tanık ... ve ...'le otururken tanık ...’in ...’ı arayıp nerede olduklarını sorduğunu, ...'in yanlarına gelmesinden yaklaşık yarım saat sonra ...’ın kardeşi ...’in tanık ...’i aradığını ve kafenin yanına gelmelerini söylediğini, bunun üzerine yolun karşısındaki "..." isimli kafeye gittiklerini, ..., ... ve ...’in kafeye girdiklerini, kendisinin girmediğini, bu sırada kafe içerisinde 4-5 şahıs gördüğünü, kim olduklarını bilmediğini, bir süre sonra tanıkların kafeden çıktıklarını, bu sırada sanık ...’un da geldiğini, hep birlikte eve gitmek için tramvay yoluna doğru yürüdüklerini, sanık ...’un oto yıkamaya bıraktığı motorunu alacağını söylerek oto yıkamanın önünde durduğunu, bu sırada kalabalık bir grubun arkalarından geldiklerini gördüklerini, grup içerisinden uzun boylu, esmer tenli ve kareli gömlekli bir şahsın sanık ...’a "Benim kuzenime kim sataştı?" dediğini, sanığın da "Sakin ol kardeşim, sen kendi arkadaşlarını çağır, ben de bizimkileri çağırayım, konuşup anlaşalım." diye söylediğini, bu sırada aynı şahsın ...’in yakasından tutarak çekip yumrukla vurduğunu, ...’in de ...’e vuran şahsa tekme ile vurunca aralarında karşılıklı kavganın çıktığını, arkasından birinin kendisine yumrukla vurması üzerine yere düştüğünü, kalkana kadar karşı tarafın çoğunun kaçtığını, yerden kalktığında tanık ...’in bıçaklandığını ve kolundan kan geldiğini gördüğünü, hemen ...’i yakında bulunan Özel ... Hastanesine götürdüklerini, kızların da tramvaya binip evlerine gittiklerini, eve giderken sanığın polisler tarafından alındığını öğrendiğini, kendilerini de polislerin aradığını öğrenince hep birlikte geldiklerini, kimseyi bıçaklamadığını, maktulü ve ...’i bıçaklayanı görmediğini,

Savcılıkta; hep birlikte olay mahallinden uzaklaşırken sanık ...’un "Galiba birini bıçakladım." şeklinde bir şeyler söylediğini,

Mahkemede; sanığın aynı mahalleden arkadaşı olduğunu, olay günü iki grubun kavga ettiğini, kavganın neden kaynaklandığını bilmediğini, maktulü tanımadığını, tanık ...’in arkadaşı olduğunu, kavga esnasında sırtından darbe aldığı için bayıldığını, sanığın maktulü bıçaklayıp bıçaklamadığını bilmediğini, maktulün bıçaklandığını karakolda öğrendiğini, sadece ...’in kolunda kesi bulunduğunu ve gözüne sert bir cisimle vurulmuş olduğunu gördüğünü,

Tanık ... kollukta; saat 22.00 sıralarında mahalleden arkadaşı tanık ... ve kız arkadaşları ... ve ... ile ... Mahallesi’ndeki her zaman gittikleri "..." isimli kafeye gittiklerini, kafenin alt tarafına inip oturmaya başladıklarını, kendilerinden yaklaşık 10-15 dakika sonra 4-5 erkek şahsın yan masalarına oturduklarını, elektrikler kesik olunca mumların yandığını, ortamın sessiz olduğunu, sonradan gelen şahısların kendi aralarında küfürlü şekilde konuşup yüksek sesle gülmeye başladıklarını, şahısların kızlara laf atarcasına hareketleri olduğu ve kızlara takılmalarından korktuğu için telefonla mahalleden arkadaşı tanık ...’i aradığını, kısa süre sonra ..., ..., ... ve abisi ...’ın geldiklerini, kendisine ne olduğunu sordukların da "Bir şey yok abi." dediğini, abisinin ve arkadaşlarının yan masada oturan şahısların yanına giderek “Hayırdır bir şey mi var?” diye sorduklarını, bu sırada 3 tanesinin yukarıya çıktığını, 2 tanesinin alt katta kaldığını, bu şahısların da herhangi bir sorun olmadığını söylediklerini, bu sırada araya girerek ...'i "Abi sorun yok." deyip geri çektiğini, kafe sahibinin de yanlarına geldiğini, yukarı çıkıp hesabı ödediğini, akabinde dışarı çıktıklarında sanık ...’un yanlarına geldiğini, kızları evlerine göndermek için tramvay yoluna doğru yürüdüklerini, sanık ..., ... ve ...'ın arkalarından geldiklerini, kızların ve diğer arkadaşlarının önden gittiklerini, arkalarından bağrışma sesleri gelmesi üzerine dönüp baktığında kalabalık bir grup tarafından arkadaşlarının durdurulduğunu ve aralarında konuştuklarını gördüğünü, karşı taraftan 170 cm boylarında bir şahsın arkadaşı ...'in boğazından tutup tekme vurduğunu gördüğünü, bunun üzerine ...'in de koşup o şahsa tekme vurduğunu, bir anda karşılıklı kavga çıktığını, yanlarına gidene kadar kavganın bittiğini, karşı taraftan 2 kişinin oto yıkamacıya girdiğini ve diğer şahısların da koşarak aşağıya doğru kaçtıklarını gördüğünü, bir süre sonra toparlandıklarını, ...’in kolundan kan geldiğini gördüklerini, hastaneye gittiklerini, sanık ...’un polisler tarafından alındığını öğrenince hep birlikte polis merkezine geldiklerini, maktulü ve ...'i yaralayanı görmediğini,

Savcılıkta; tanık ...'in aralarındaki konuşma sırasında sanık ...’un karşı taraftan birini bıçakladığını söylediğini,

Mahkemede; olay öncesinde kafede tartışma olduğunu, bu tartışmadan sonra evlerine doğru yürüdüklerini, kendisinin tanıklar ... ve ... ile grubun en önünde ilerdiklerini, ... ve ...’ın da yanlarında olduğunu, arkadan sanık, ..., ... ve ...’in geldiklerini, bir bağrışma sesi duyunca arkasına dönüp baktığında birisinin sanığın kolunu tuttuğunu gördüğünü, sanığın o şahsa bir şeyler söylediğini, sanığı bırakıp ...’in elini tuttuklarını, karşı grubun ...’i otoparka çektiklerini, olay sırasında kız arkadaşlarının yanında kaldığını, ... ve ...’ın gittiklerini, karşı taraftan üç kişinin koşarak kaçtığını gördüğünü, yanlarına gittiğinde kavganın bittiğini, ...’in kolunun yaralandığını, tanık ...'i hastaneye götürdüklerini, sanığın karşı taraftan birini bıçakladığını ...'e söylediğini,

Tanık ... kollukta; saat 22.30 sıralarında arkadaşları ..., ... ve ... ile birlikte ... etkinliği çadırında oturduklarını, bu sırada tanık ...’in ...’i arayıp kafede oturduklarını ve çocukların kendilerine sataşıp küfrettiklerini belirtip "Yanımıza gelin bizi kalabalık görsünler" dediğini, bunun üzerine birlikte yolun karşısında bulunan "... Kafe" isimli iş yerine gittiklerini, kafenin alt katına indiklerinde masada tanıklar ..., ... ve kız arkadaşları ... ve ...’ın, diğer masada ise 4-5 kişinin oturduğunu gördüklerini, tanık ...'ın şahısların yanına gidip "Hayırdır kime artistlik yapıyorsunuz?" dediğini, bir şey yapmadıklarını söylediklerini, bu sırada birkaç tanesinin yukarıya çıktığını, tanık ...’ın yanlarına gelerek, "Abi sorun yok." dediğini, kafenin sahibinin yanlarına geldiğini ve sorun çıkmaması yönünde kendilerini uyardığını, hep birlikte üst kata çıktıklarını, kafenin önünden ayrılırken arkadaşları sanık ...’un da yanlarına geldiğini, hep birlikte eve gitmek için tramvay yoluna doğru yürüdüklerini, sanık ...'un, kendisinin ve ...’in arkadan geldiklerini, oto yıkamanın yanına vardıklarında tanımadıkları kalabalık bir grubun arkalarından gelerek kendilerini durduğunu, hafif uzun boylu, dik saçlı ve esmer tenli olan şahsın sanık ...’a "Kim benim kuzenime şekil yapıyor?" dediğini, sanığın da "Sakin ol. Sorun yok, biz olayı tatlıya bağladık." diye cevap verdiğini, yanlarına gittiğinde sanıkla konuşan şahsın yakasından tutarak kendisine tekme attığını, kendisinin de şahsa tekme attığını, karşılıklı kavganın başladığını, ...’in koşarak gelip kendisine tekme ile vuran şahsa tekmeyle vurduğunu, şahıslardan 3'nün saldırıp ...’i yere düşürdüklerini, kendisine tekme ile vuran şahsın elinde bıçağa benzer bir şey gördüğünü ve kendilerini korkutmak için yan tarafında tuttuğunu,

Savcılıkta; kavga sırasında birinin elinde bıçak olduğunu, tanık ...’in onlarla dövüşürken kolundan bıçaklandığını, herkesin bir tarafa dağıldığını, toparlanıp olay mahallinden uzaklaşmaya başladıklarını, bu esnada sanığın, "Bıçakla birine vurdum ama neresine geldi bilmiyorum." dediğini, sanığın bu sözü söylediğini kendisi ile birlikte ...’ın da duymuş olabileceğini, ama daha sonra aralarında konuşulduğu için herkesin öğrendiğini, bıçaklanma anını gözüyle görmediği için karakolda bir şey söylemek istemediğini,

Mahkemede; kafede meydana gelen ilk tartışma olayından sonra dağılıp evlerine doğru gittiklerini, kendisi, sanık ve ...’in arkadan geldiklerini, diğer arkadaşlarının ve bayanların önden gittiklerini, sonradan isimlerini öğrendiği maktul, ..., ... ve arkadaşlarının önlerini kestiklerini, sanığın araya girip sakinleştirmeye çalıştığını, maktulün sanığa, "Sus lan sana mı soracağım?" diye çıkıştığını, maktulün elini tutup çektiğini, maktulün eline vurup elini çektiğini, ...’un tekme atması ile kavganın başladığını, öndeki arkadaşlarının da yanlarına koştuklarını, herkesin birbirine vurduğunu, ...’un tekrar kafasına birkaç kez vurduğunu, karşı tarafın birden kaçışmaya başladığını, bu sırada ...’in kolundan bıçaklandığını gördüğünü, sanığın olaya karışmadığını, maktulün bıçaklandığına dair birinin bağırdığını duymadığını, savcılıktaki ifadesini kabul etmediğini,

Tanık ... kollukta; olay günü saat 22.30 sıralarında arkadaşları ..., ..., ... ile birlikte kafenin alt katında oturduklarını, yan masada tanımadıkları 4-5 erkek şahsın oturduğunu, elektriklerin olmadığını, şahısların kendi aralarında küfürlü konuştuklarını, bundan rahatsız olduklarını, ...’in arkadaşı tanık ...’i arayarak "Çocukları topla. ... Kafe'ye gelin." dediğini, bunu kavga amaçlı olarak söylediğini, ..., ..., ..., sanık ... ve ...’ın kafeye geldiklerini, ...’ın, "Ne oluyor lan burada?" diye bağırdığını, kafe sahibinin geldiğini, herhangi bir sorun olmadan şahısların ayrıldığını, arkadaşları ile birlikte kafeden çıktıklarını, arkadaşlarının kendisini ve ...’i eve bırakacağını, ... ve ...’in arkadan geldiklerini, bir anda bağrışma sesleri duyduğunu, arkasına bakınca kafede oturan şahısların 10-15 kişilik bir grupla geldiklerini ve ... ve ... ile kavga ettiklerini gördüğünü, bunun üzerine yanlarında yürüyen ..., ..., sanık ..., ... ve ...’ın da geri dönüp şahıslarla karşılıklı kavga etmeye başladıklarını, kavganın yaklaşık 5 dakika devam ettiğini, karşı taraftaki şahıslar kaçınca kavganın bittiğini, kavga çok kalabalık olduğu için kimin kime vurduğunu göremediğini, kavgadan sonra sokakta yürüyen arkadaşlarının panik hâlinde olduklarını, sanık ...’un daha da panikli bir hâlde koşarak önden gittiğini, yaklaşık 3-5 metre kadar koştuğunu, ... Caddesi üzerindeki Halk Ekmek Büfesi'ne kadar koştuğunu, üstünü düzelterek kendilerini beklediğini, tanık ...’in kolundan bıçakla yaralandığını gördüğünü, ... ve ...’ın diğer arkadaşlarına, "... bıçağı vururken yanlışlıkla ...’e vurmuş." dediklerini duyduğunu, başka ne konuştuklarını hatırlamadığını, arkadaşlarının ... ile kendisini tramvaya bıraktıklarını, ...'in kolundan yaralı olduğu için hastaneye gittiğini, kavga esnasında maktulün bıçaklanmış olduğunu büroda öğrendiğini, olay esnasında iki tarafın da elinde bıçak görmediğini, maktulü ve tanık ...’i kimin bıçaklandığını görmediğini,

Mahkemede; olay günü arkadaşları ..., ... ve ... ile bir kafede olduklarını, çıkışta kendilerini eve bırakacaklarını, dışarı çıktıklarını, ... ve kendisinin önden gittiklerini, sanık, ..., ..., ..., ... ve ...’nın arkadan geldiklerini, bir ara arkaya doğru dönüp baktıklarında arkada kalan gençlerin birbirleriyle kavgaya tutuştuklarını gördüğünü, kavga bittikten sonra sanık, ... ve ...’nın yanlarına geldiklerini, normal bir hâllerinin olduğunu, sanığın elinde bıçak görmediğini, tanık ...’in kolunun kanadığını, ancak kimin bıçakladığını söylemediğini, kavgadan sonra kavgadan ve ...’in kolunun bıçaklanmasından kaynaklı telaşlı bir hâllerinin olduğunu, sanığın motorunu aradığını, kuş diliyle ...’ın ...'e "... bıçağı yanlışlıkla ...’e vurmuş mu?" diye sorduğunu, ...’in cevap vermediğini, olaydan sonra sanığın elinde bıçak görmediğini, sanığın da dahil olduğu grubun ...'i hastaneye götürdüğünü, kendilerinin de tramvaya binip evlerine gittiklerini, kuş dili konuşmadığını, ancak konuşulanları anladığını, kavga amaçlı ...’ın tanıkları çağırdığını kendi düşüncesi olarak söylediğini, sanığın da olduğunu, ilk olayda yumruklaşma olmayıp sadece ağız tartışması yaşandığını, bunun üzerine kafenin sahibinin kendilerini dışarıya çıkardığını, kavgadan sonra hepsinin yanlarına geldiğini, sanığın birini aramak için yanlarından uzaklaştığını, sanığın olay yerinden hızlı bir şekilde yürüyerek uzaklaştığını, yanında ...’in de olduğunu,

Tanık ... kollukta; olay tarihinde saat 22.30 sıralarında arkadaşı ..., erkek arkadaşı ... ve onun arkadaşı ... ile birlikte kafeye gittiklerini, kafenin alt katında oturduklarını, elektriklerin kesik olduğunu, yan masada da tanımadığı 3-4 erkek şahsın oturduğunu, diğer masadaki şahısların telefonlarından müzik açıp yüksek sesle müziğe eşlik ettiklerini ve aralarında küfürlü bir şekilde konuştuklarını, rahatsız olunca ...’in abisi ...’ı aradığını, aralarında ne konuştuklarını duymadığını, kısa bir süre sonra ...’in geldiğini, yanlarında beklemeye başladığını, bu sırada ...’ın da "Ne oluyor burada?" diye bağırarak kafeye girdiğini, şahısların, "Abi bir şey yok." dediklerini, ...’ın şahıslara bağırmaya başlaması üzerine aralarında sözlü tartışma yaşandığını, arkalarından ortak arkadaşları olan ..., ... ve sanık ...’un da kafeye geldiklerini, tartışma sesine kafe sahibinin geldiğini ve kendilerini uyardığını, daha sonra arkadaşları ile kafeden çıktıklarını, eve gitmek için sokak içerisinde yürüdükleri esnada kafedeki şahısların yanlarında 3-4 kişi ile birlikte arkalarından geldiklerini, yanlarındaki erkekler ile peşlerinden gelen erkeklerin konuşmaya başladıklarını, bu konuşmanın birden kavgaya dönüştüğünü, ... ile birlikte kaldırımın üzerinde bekleyeme başladıklarını, kavganın yaklaşık 5 dakika kadar sürdüğünü, karşı tarafın kavgayı bırakıp kaçması üzerine kavganın bittiğini, olay yerinden yürüyerek ayrıldıklarını, sanığın panik içinde koşarak kendilerinin önünden gittiğini, ... Caddesi Halk Ekmek Büfesi'nin önüne kadar koştuğunu, büfenin önünde üzerini düzelttiğini, erkeklerin hepsinin panik hâlinde olduklarını, sanığın bulunduğu yere yürüdükleri esnada erkeklerin kendi aralarında konuştuğunu, ... ve ...’in "... çocuğa bıçak vurmuş." dediğini duyduğunu, bu sırada tanık ...’in de kolundan bıçaklanarak yaralandığını gördüğünü, ... ile tramvaya binerek evlerine gittiklerini,

Mahkemede; kafede otururken diğer masadaki çocuklar ile erkek arkadaşları arasında bir tartışma olduğunu, kafe sahibinin uyarması üzerine kafeden ayrıldıklarını, eve doğru yöneldiklerini, erkek arkadaşlarının kendilerini tramvaya bindireceğini, kafede tartıştıkları çocukların yanlarına diğer arkadaşlarını da çağırdıklarını, bu arada kafeden çıkarken kendi erkek arkadaşlarının arkadaşı olan kişilerin de geldiğini, sanığın da içlerinde olduğunu, ...’ın abisi ...’ı aradığını, tramvaya doğru yürümeye başladıklarını, kendilerinin önde, diğer çocukların ise arkada yürüdüklerini, bu durumu gören erkek arkadaşlarının durup onların yanına doğru gittiklerini, onlar tarafından çağrıldıklarını duymadığını, bir anda ortalığın karıştığını, kalabalık bir grubun birbirlerine vurduklarını, olay yerinin çok kalabalık olduğunu, ... ile birlikte beklemeye başladıklarını, 5 dakika sonra karşı gruptan olan çocuklar gidince kendi grubundaki erkeklerin de yanlarına geldiklerini, ... ya da ...'den hangisi olduğunu tam olarak hatırlamadığı birinin "... ...’e bıçak mı vurmuş?" diye sorduğunu, sanığın önlerinde olduğunu, sonra kendilerini beklediğini, kavga sonrası olması sebebiyle tüm erkek arkadaşlarının panik ve telaş içinde olduklarını, maktulün öldüğünü karakolda duyduğunu,

Tanık ... kollukta; saat 22.30 sıralarında tanıklar ..., ... ve ... ile birlikte kafeye gittiklerini, alt kata indiklerinde yan masada tanımadığı iki erkek ve iki kızın oturduklarını gördüğünü, elektrik olmadığı için ortamın sessiz olduğunu, konuşulan her şeyin duyulduğunu, telefondan müzik dinlemeye başladıklarını, yaklaşık yarım saat sonra eve gitmek için hazırlandıklarını, ... ile ...’ın kendilerinden önce üst kata çıktıklarını, ... ile birlikte üst kata çıkacakları sırada tanımadığı 4-5 erkek şahsın alt kata girdiklerini, şahıslardan bir tanesinin, "Kim lan burada artistlik yapan?" diyerek bağırmaya başladığını, bu sırada kafenin sahibinin alt kata gelerek şahısları uyardığını, bir süre sonra karşı masadakilerin ve yanlarına gelen şahısların hesabı ödeyerek kafeden çıktıklarını, sokağın diğer başına doğru yürümeye başladıklarını, bu sırada ...’nın arkadaşları olan kendisinin de mahallede ara sıra gördüğü maktul, abisi ..., ... ve ...’un kafenin önüne geldiklerini, ...’nın maktule ve ...’a hitaben, "Şu giden şahıslar bize atar yaptı." demesi üzerine maktulün "Hadi gidip şahıslarla konuşalım. Dertleri neymiş öğrenelim." dediğini, hep birlikte şahısların arkalarından gittiklerini, şahısları ileride durduklarını, maktulün şahıslardan sonradan ismini ... olduğunu öğrendiği kişiye, "Siz benim kuzenime vurmuşsunuz." dediğini, sanığın kendisinin bir alakasının olmadığını söylediğini, ileride bekleyen 3-4 şahsı yanına çağırdığını, ...’in maktule yumrukla vurduğunu, maktulün de ...’e vurduğunu, karşılıklı kavga başladığını, ...’in arkadaşlarının ...’u kovalamaya başladığını, ...’un oto yıkamaya girdiğini, arkasından kendisinin de oto yıkamaya girdiğini, oto yıkama içerisinde beklerken tanımadığı bir şahsın geldiğini ve kavgada birini bıçakladıklarını söylediğini, telefonla ...'yı aradığını, daha sonra maktulün bıçaklanmış olduğunu öğrendiklerini,

Mahkemede; kafede kendisi, arkadaşları ..., ... ve ... ile beraber oturduklarını, karşı masalarında iki kız ve iki erkeğin oturduğunu, elektrikler olmadığı için kafenin karanlık olduğunu, cep telefonundan şarkı açıp dinlediklerini ve sohbet ettiklerini, kızlarla oturan erkek şahıslardan bir tanesinin telefonla birilerini aradığını, bu ana kadar aralarında tartışma olmadığını, ... ve ...’nın hesabı ödeyip üst kata çıktıklarını, bu sırada kafenin önüne 4-5 kişinin geldiğini ve içeriye girdiklerini, gelen grubun içerisinde sanığın da olduğunu, sanığın kafenin içerisine girip girmediğini tam olarak hatırlamadığını, içlerinden birisinin kendilerine "Artistlik yapan kim?" dediğini, "Bir sıkıntı yok." dediklerini, sesleri duyan kafe sahibinin aşağıya indiğini, karşı tarafın "Bir sıkıntı yok." deyip dışarıya çıktıklarını, kafede oturmaya devam ettiklerini, onların da kafenin önünde beklediklerini, bunun üzerine ...’nın maktulü aradığını, maktul ve arkadaşları geldiğinde onların kafenin önünden çoktan ayrıldıklarını, karşı taraftan korktukları için maktulden ve arkadaşlarından kendilerini evlerine bırakmalarını istediklerini, yürüdükleri yolun sanığın bulunduğu grubun yolu ile aynı olduğunu, ... Sokak’a doğru yürüdüklerini, kendi evlerine başka yoldan da gidildiğini, diğer grup uzaklaştığı için arkalarından yürümeye devam ettiklerini, arkadan kendilerinin geldiğini görünce onların da durduklarını ve kendilerine el kol hareketi yapmaya başladıklarını, yürüdükleri için onlara yaklaştıklarını, yaklaştıklarında hatırladığı kadarıyla sanık ve ...’in olduğunu, sonrasında diğerlerine el işareti yaptıklarını, diğerlerinin de geldiğini, ilk önce konuşup tartıştıklarını, bu sırada ...’in, "Azdan az, çoktan çok gider." deyip maktule yumruk attığını, maktulün sakınarak yumruktan kurtulduğunu, bunun üzerine bir anda ortalığın karıştığını, ...'un kaçarak otoparka sığındığını, ... ile bir arkadaşının peşinden giderek ...’a vurmaya başladıklarını, ...’a yardım için yanına gittiğini, sonrasında otoparkta kaldığını, bıçaklama anını görmediğini, olayın genelinde otoparkta olduğunu, kavgayı ayırmaya çalışan tanımadığı iki kişinin sanığın elinde bıçak olduğunu konuştuklarını duyduğunu, kavganın maktul ve sanık konuşurken ...’in arkadan gelip maktule vurması ile başladığını,

Bilgi alma tutanağında ... kollukta; abisi ..., arkadaşları ... ve ... ile birlikte kafeye gittiklerini, kafenin alt kısmına indiklerinde başka bir masada tanımadıkları 2 erkek ve 2 bayanın oturduğunu gördüklerini, elektriklerin olmadığını, kendi aralarında konuşurken ... ve ...'nın yüksek sesle konuşup gülmeye başlaması üzerine diğer masadakilerin rahatsız olduklarını anladıklarını, bu nedenle kafeden çıkmaya karar verdiklerini, önce abisi ... ve ...’nın masadan kalkıp üst kata çıktıklarını, kendisi ve ... masada oturdukları esnada tanımadığı 3-4 erkek şahsın kafenin alt bölümüne indiklerini, şahıslardan bir tanesinin yakasından tutup çekiştirmeye başladığını, şahsa, "Bir şey yapmadım." dediğini, şahsın da "Çık git buradan." diye söylediğini, bunun üzerine üst kata çıktığını, arkadaşı ...’in alt katta kaldığını, yukarı çıkarken kafe sahibi ...’in alt kata inerek şahısları uyardığını, kafe içerisinde beklerken diğer şahısların kafeden çıktıklarını ve sokağın diğer başına doğru yürümeye başladıklarını, bu sırada ...’nın arkadaşı olan ve kendisinin de ara sıra mahallede gördüğü maktul, abisi ... ve yanında tanımadığı 2 kişinin yanlarına geldiğini, ...’nın maktule ve ...’a hitaben, "Şu giden şahıslar bize sataştı." demesi üzerine maktulün ve ...’ın "Hadi gidip şunlarla konuşalım." dediklerini, bunun üzerine hep birlikte arkalarından gittiklerini, şahısları ileride durdurduklarını, maktulün ismini sonradan öğrendiği sanığa, "Siz benim kuzenime vurmuşsunuz." dediğini, sanığın kendisinin bir alakası olmadığını söylediğini ve ileride bekleyen 3-4 kişiyi çağırdığını, şahıslar yanlarına gelince ismini sonradan öğrendiği ...’in maktule yumrukla vurduğunu, maktulün de tokatla vurduğunu, bunun üzerine aralarında karşılıklı kavga çıktığını, kendisinin ve abisi ...’ın kavgaya karışmadan olay yerinden kaçtıklarını ve bir alt sokaktaki evlerinin önünde beklemeye başladıklarını, yaklaşık 5-10 dakika sonra kavganın olduğu sokağa ambulans geldiğini gördüğünü, olayda maktulün bıçakla yaralandığını ve ambulansla hastaneye götürüldüğünü öğrendiğini, kavga olayına hiç karışmadığını, darbedilmediğini, kimseyi de darbetmediğini,

Bilgi alma tutanağında ... kollukta; olay günü kardeşi ..., arkadaşları ... ve ... ile birlikte ... Bulvarı üzerinde bulunan ... isimli kafeye gittiklerini, kafenin alt katına indiklerinde başka bir masada 2 erkek ve 2 bayan şahsın oturduğunu gördüklerini, elektriklerin olmadığını, kardeşi ile kendi aralarında konuşurken ... ve ...’in yüksek sesle konuşup gülmeye başladıklarını, kendi arkadaşlarından rahatsız olduğunu ve onları birkaç defa uyardığını, dinlemedikleri için masadan kalıp üst kata çıktığı esnada alt kata 3-4 erkek şahsın indiğini, üst katta iken alt kattan bağrışma sesleri geldiğini, hemen kafenin sahibi ...’e bilgi verdiklerini, tanık ...’in alt kata inip şahısları uyardığını, bir süre sonra masada oturan ve sonradan yanlarına gelen şahısların alt kattan yukarı kata çıktıklarını, kafe sahibinden özür dileyip hesabı ödeyip kafeden çıkıp sokaktan ileriye doğru yürümeye bşladıklarını, kısa bir süre sonra ...’nın arkadaşı olan ancak tanımadığı için ismini olay sebebiyle öğrendiği maktul ve abisi ...'ın yanlarında tanımadığı 2 kişi ile birlikte kafenin önüne geldiklerini, ...'nın maktule ve ...’a, "Şu giden şahıslar bize atar yaptı." deyince maktul ve ...'ın "Hadi arkalarından gidip hesap soralım." dediklerini, hep birlikte arkalarından gidip şahısları durdurduklarını, maktulün sanığa, "Siz benim kuzenime vurmuşsunuz." dediğini, sanığın kolundan tutup "Gel konuşacağız." demesi üzerine sanığın biraz ileride bekleyen 3-4 şahsı çağırdığını, tanık ...’in maktule yumrukla vurduğunu, maktulün de ona vurduğunu, bunun üzerine karşılıklı kavga çıktığını, kardeşi ... ile kavgaya karışmadan olay yerinden kaçtıklarını, bir alt sokaktaki evlerinin önünde beklemeye başladıklarını, 5-10 dakika sonra kavganın çıktığı sokağa ambulans geldiğini gördüklerini,

Tanık ... kollukta; kuzenleri ..., ... ve ... ile birlikte kafede oturduklarını, ... ve ...’in tavla oynadığını, kafede elektriğin olmadığını, bu sebeple telefondan müzik açıp dinlediklerini, yan masada oturan 2 erkek ve 2 bayan şahsın açtıkları müzikten rahatsız olacaklar ki içlerinden birinin telefonla birilerini aradığını, beş dakika sonra bulundukları yere 8-10 kişilik bir grubun geldiğini ve kendilerine hitaben, "Siz kime artistlik yapıyorsunuz?" diye sataşmaya başladıklarını, durumu kafe sahibine söylediklerini, kafe sahibinin uyardığı şahısların dışarıya çıktıklarını ve kafenin dışında beklemeye başlayıp oradan ayrılmadıklarını, bunun üzerine arkadaşı olan ve olayda bıçakla yaralanan maktulü arayıp yardıma gelmesini söylediğini, iki dakika sonra yanlarına maktul, abisi ..., ... ve tanımadığı bir kişinin geldiklerini, maktule durumu anlattığını, maktulün "Dertleri neymiş, konuşalım" dediğini, bunun üzerine olayın olduğu sokağın başına geldiklerini, maktulün şahıslara, "Bu benim arkadaşım olur, derdiniz ne?" diye sorduğunu, şahısların, "Sen karışma, azdan az, çoktan çok gider.” demesi üzerine ağız tartışması yaşandığını, şahısların kendilerine saldırdıklarını, oto yıkamaya doğru geri çekildilerse de üzerlerine geldiklerini, daha sonra otoparkta bulunan şahısla dışarıdan gelen şahısların kendilerini ayırmaya çalıştıklarını, o kargaşada herkesin dağıldığını, olayda hiçbir yerinden yaralanmadığını, olayı ...’ın araması ile öğrendiğini,

Mahkemede; olay günü arkadaşları ile birlikte ... isimli kafeye gittiklerini, kafeden çıkıp evlerine dağıldıklarını, maktul, ..., ... ve ...’in olduğunu, ayrılmadan önce başka bir grupla tartışma yaşadıklarını, tartıştıkları grubun kafeden iki grup hâlinde ayrıldığını, bayanların olduğu grubun önden, diğer grubun ise arkadan gittiğini, onların gittiği istikametten evlerine doğru gittiklerini, onların arkadaki grubun kendilerinin arkadan geldiğini görünce durduklarını, yanlarındaki maktulün gruba "Arkadaşlarımıza neden sataştınız?" dediğini, sanığın, "Sıkıntı yok." diye cevap verdiğini, yani yatıştırıcı bir hâlinin olduğunu, ancak diğer gruptan ...’in koşarak yanlarına geldiğini ve kendilerine, "Götünüz mü kalktı lan?" dedikten sonra maktule yumrukla saldırdığını, kavganın böylelikle başladığını, kavganın iki grup hâlinde sürdüğünü, çöp kovasının yanında ... ve ...’in, ...’in olduğu bir grupla kavga ettiğini, maktulün kavga ettiği grupta ise sanığın ve ...’in olduğunu, kavga büyüyünce mahallelerine doğru kaçtığını, amcasının oğlu ...’i aradığını, birlikte evlerine çıktıklarını, daha sonra ...’ın kendisini aradığını ve maktulün bıçaklandığını söylediğini, kavga anında sanığın elinde bıçak görmediğini, kavga ettikleri yerde elektriğin olmadığını, maktulü eve götürmesi için kendisinin çağırdığını, maktulü, kardeşini ve arkadaşlarını kavga etmeye çağırmadığını, maktulün, "Gidelim, konuşalım, dertleri neymiş öğrenelim." diye bir şey söylemediğini, kavganın ...’in gelip maktule "Azdan az gider, çoktan çok gider lan." deyip yumruk vurması üzerine başladığını, kavga amaçlı gitmediklerini, ilk tartışmada kafenin içerisinde sanığın da olduğunu, ...’ın arabasına sığma şansları olmadığı için yürüdüklerini ve eve doğru gittiklerini kafe ile olayın olduğu yerin yaklaşık 300 metre olduğunu, olayın yaşandığı yerin kendi evlerine yaklaştıkları yer olduğunu,

Tanık ... kollukta; maktulü telefonla ...’nın aradığını ve "... isimli kafenin yanına gelin" dediğini, oturdukları yerden kalkarak 100 metre mesafede bulunan kafenin önüne gittiklerini, aralarında 2 bayan bulunan kalabalık bir grubun 200 metre ileride sokak içerisinde yürüdüklerini gördüklerini, ...’nın kendilerine, sokakta yürüyen gruptan birinin kafe içerisinde kendisine tokat attığını söylediğini, bunun üzerine maktulün, "Hadi peşlerinden gidelim. Konuşulam. Sana neden tokat atmışlar." dediğini, hep birlikte sokakta yürüyen arkalarından gittiklerini, şahısların kendilerini fark edince durduklarını, maktulün ...’e "Kuzenime kim vurdu?" diye sorması üzerine ...’in "Hayırdır lan, ben vurdum." deyip maktule yumruk salladığını, bunun üzerine aralarında karşılıklı kavga başladığını, 3-4 kişinin maktulü kenara çekip tekme tokat atmak suretiyle darbettiklerini, ..., ..., ... ve ...’ın olay yerinden kaçarak uzaklaştıklarını, şahıslar kendilerinden kalabalık olduğu için ... ile kaçtıklarını, 4-5 dakika sonra arka sokaktan dolanıp kavganın olduğu sokağa geldiklerinde şahısların olmadığını ve ambulans geldiğini gördüğünü, kavga kalabalık olduğu için kimin kime vurduğunun belli olmadığını, olay yerinde kimsenin elinde bıçak görmediğini,

Mahkemede; olay günü arkadaşları ..., maktul ve ... ile olay yerine yakın ... Kafede oturduklarını, kafeye bir arkadaşlarının arabasıyla geldiklerini, tanık ...'nın maktulü arayıp çağırdığını, hep birlikte yanlarına gittiklerini ve ... ile konuştuklarını, başka bir grup ile küçük bir tartışma yaşadıklarını söylediğini, korktuğunu belirtip kendilerinden eve bırakmalarını istediğini, hep birlikte ...'nın evine doğru yürüdüklerini, biraz ilerde bir grubun kendilerini beklediklerini gördüklerini, o grubun da yürüdüğünü, kendilerini görünce durduklarını, sonra maktulün sanığa, "Kuzenime vurmuşsunuz ne oldu?" dediğini, sanığın da, "Tamam sıkıntı yok." diye cevap verdiğini, konuşurken arkadan bir grubun geldiğini, ...’in maktule, "Hayırdır lan götünüz mü kalktı? Azdan az çoktan çok gider." diyerek maktule saldırdığını ve maktulü yumrukladığını, kendisinin ve ...’ın çöp tenekesinin yanında kaldıklarını, başka bir grubun kendilerine saldırdığını, maktulün yanında sanığın ve ...’in olduğunu, iki grup hâlinde kavga ettiklerini, ... ile alt sokağa kaçtıklarını, maktulü aradıklarını, tekrar olay mahalline geldiklerini, olay sırasında kimsenin elinde bıçak görmediğini, sokak ışıklarının olmadığını, kaçtığı için maktulün bıçaklandığını da fark etmediğini, arabayı kendisinin kullandığını, ilk kavgada sanığın kafeye gelip gelmediğini bilmediğini, sanığın eli ile işaret edip grubu çağırdığını, kavgada maktule ilk saldıranın ... olduğunu, kavga devam ederken iki gruba ayrıldıklarını, maktulün kavga ettiği grupta sanığın ve ...’in olduğunu, araba park hâlinde olduğu için ...’yı yürüyerek evine bırakmayı düşündüklerini,

Tanık ... kollukta; maktul, abisi ... ve ... ile saat 22.45 sıralarında buluştuklarını, mahallede gezmeye başladıklarını, çay bahçesine oturdukları sırada tanık ...’nın telefonla maktulü aradığını, hep birlikte ...'nın yanına gittiklerini, ...’nın yanında tanımadığı ancak akrabalarını olduğunu düşündüğü birkaç kişinin daha olduğunu, bu şahısların isimlerini bilmediğini, ...’nın kendilerine ileride yürüyen 6-7 kişilik bir grubu gösterdiğini, ...’ya "Ne oldu?" diye sorduklarını, kendilerine, "Bu şahıslar bize sataştı." dediğini, bahsettiği şahısların arkasından konuşmak için gittiklerinde bu şahısların geriye doğru döndüklerini, sanığın ve ...’in maktule, "Sen kimsin? Sana ne oluyor lan, götünüz mü kalktı?" dediklerini ve maktule tekme tokat saldırdıklarını, araya girmeye çalıştığını, şahıslar kendisini darbederken otoparka girdiğini, otoparkta kendisini darbettiklerini, sonra bir yere sığındığını, kapıya çıkınca sokakta ambulansı gördüğünü,

Mahkemede; olay günü kendisi, maktul, ... ve ... ile birlikte otururlarken tanık ...’nın maktulü arayıp yanına çağırdığını, hep birlikte kalkıp tanık ...’nın yanına gittiklerini, ...’nın üzgün ve korkmuş olduğunu ve bir grubun dövdüğünü söylediğini, maktulün de, "Tamam korkma seni eve götürelim." dediğini, ... ile birlikte onların evlerine doğru yürüdüklerini, yolun üzerinde 4 kişilik bir grupla karşılaştıklarını, grubun içerisinde sanık, tanık ... ve iki kişinin daha olduğunu, ...’nın kendisini döven grup içerisinde bu dört kişinin olduğunu söylediğini, bunun üzerine maktulün grubun yanına giderek, "Niye arkadaşımı dövdünüz, sorun ne?" diye sorduğunu, sanığın bir dakika işareti yapıp "Bekleyin." dediğini ve yukarıdaki arkadaşlarını çağırdığını, ...’in doğruca gelip maktule, "Sizin götünüz mü kalktı?" diyerek tekme savurduğunu ve yumrukla vurduğunu, sonrasında sanığın ve ...'in maktule vurmaya başladığını, araya girip ayırmaya çalıştığını, grup olarak kendilerine saldırdıklarını, aldığı darbe nedeniyle yere düştüğünü, bu sırada sanığın ve ...’in maktule vurduklarını, ayağa kalkıp otoparka girdiğini, kavga sırasında kimsede bıçak görmediğini, havanın karanlık olduğunu, maktulün ya da bir başkasının bıçaklandığını fark etmediğini, olay yerinden kaçıp uzaklaştıktan sonra telefonla tanık ...’ı aradığında maktulün bıçaklandığını ve ambulansa hastaneye gittiklerini öğrendiğini,

Tanık ... kollukta; tanık ...’nın maktulü araması üzerine oturdukları yerden kalkıp 100 metre ileride bulunan kafeye gittiklerini, aralarında 2 bayanın bulunduğu kalabalık bir grubun 200 metre ileride yürüdüklerini gördüğünü, ...’nın kendilerine kalabalık içerisindeki şahıslardan bir tanesinin kendisine kafe içerisinde tokat attığını söylediğini, bunun üzerine maktulün, "Hadi peşlerinden gidelim. Konuşalım. Sana neden tokat atmışlar?" dediğini, hep birlikte şahısların arkasından gittiklerini, kardeşi maktulün sanığa "Kuzenime kim vurdu?" diye sorduğunu, sanığın bir şeyler söylediğini ve diğer arkadaşlarını çağırdığını, ...’in maktule ve ...’ya yumruk salladığını, bunun üzerine aralarında karşılıklı kavga çıktığını, ...’in kendisine tekme ile vurduğunu, ..., ..., ... ve ...’ın kaçtıklarını, ... ile birlikte ters tarafa doğru kaçtıklarını, tekrar olay yerine geldiğinde ambulansın içinde kardeşi maktulü gördüğünü, kardeşi ile birlikte hastaneye gittiğini, maktulün ameliyata alındığını, saat 05.00 sıralarında vefat ettiğini, olay yerinde kimsenin elinde bıçak görmediğini,

Mahkemede; arkadaşları ..., ... ve kardeşi maktul ile oturdukları sırada maktulün telefonunun çaldığını, arkadaşı tanık ...’nın aradığını ve maktulü ... isimli kafenin olduğu yere çağırdığını, bunun üzerine hep birlikte kafenin olduğu yere gittiklerini, ...’nın kendilerine bir grup çocuğun kendisini dövdüğünü söylediğini, ...’yı kötü durumda görünce kendisine, "Gel seni evine götürelim." dediklerini, yukarıya doğru çıktıklarını, giderlerken sanık, yanında ... ve iki arkadaşının daha olduğunu, kendilerini görünce durduklarını, karşı karşıya geldiklerini, bunun üzerine maktulün sanığa, "Durduk yere niye arkadaşımızı dövdünüz?" dediğini, sanığın da, "Kim kimi dövmüş bir dakika." deyip ilerideki arkadaşlarını yanına çağırdığını, yaklaşık 10 kişilik bir grup olduklarını, aralarından ...’in, "Ne oldu, götünüz mü kalktı?" diyerek maktule tekme tokat saldırdığını, yanlarındaki ...’un araya girdiğini, ... ile bir iki arkadaşının kendisine vurmaya başladığını, sanık ... ve tanık ...’in karşı karşıya olduklarını, maktule vurduklarını, ...’in de kendisine vurduğunu, 3-4 kişinin de ...’u sıkıştırıp tekmelediğini, ...’un otoparka girdiğini, otoparkta ...’u darbetmeye devam ettiklerini, olay sırasında ... ile kavga ettiğini, olayın harareti ile kimsenin kimseyi görmediğini, olay yerinin karanlık olduğunu, aşağıya doğru kaçtığı için kimin ne şekilde olay yerinden ayrıldığını görmediğini, geri geldiğinde kardeşi maktulün yaralandığını ve ambulans geldiğini gördüğünü, kendisinin ... ile kavga ettiği yer ile maktul, sanık ve ...’in kavga ettiği yerin arasının 5-6 metre mesafede olduğunu, kardeşini kimin bıçakladığını bilmediğini, kimseden de duymadığını, karşı grubun gittiği yön ile kendilerinin ...’yı eve bırakmak için gittikleri yön aynı olduğu için peşlerinden gittik dediğini,

Bilgi alma tutanağında ...; olay günü saat 21.15 sıralarında müşterisi olan tanıklar ..., ..., ... ve ...’ın geldiğini, bir süre sonra yine müşterisi olan ..., ..., ... ile ...’ın geldiklerini, şahısların kafenin giriş katında otururken kendisinin de üst katta arkadaşları ile sohbet ettiğini, bir süre sonra ... veya ...’ın yanına gelerek alt katta diğer müşterilerle aralarında tartışma olduğunu söyleyip olayı yatıştırmasını istediğini, alt kata indiğinde taraflar arasında herhangi bir tartışma olmadığını gördüğünü, ... ve ...'ın arkadaşları olan sanık, ... ve ...’in de orada olduklarını gördüğünü, her iki tarafa da sorunlarını sorduğunu, ... ve ...’ın kendisinden defalarca özür dileyip kızlarla birlikte dışarı çıktıklarını,

Bilgi alma tutanağında ...; 15.06.2016 tarihinde saat 22.30 sıralarında müşterileri olan tanıklar ..., ..., ... ve ...’ın kafede oturduklarını, başka bir masada da arkadaşları tanıklar ..., ..., ... ve ...’ın oturduklarını, elektrikler olmadığı için televizyon ve müziğin kapalı olduğunu, bu yüzden konuşulanların duyulduğunu, bir ara kardeş olan ... ile ...'ın kendi aralarında küfürlü şekilde konuşmaya başladıklarını, kısa bir süre sonra ara sıra kafeye gelen tanık ... ile olay sebebiyle isimlerini öğrendiği tanıklar ..., ... ve sanık ...’un birlikte kafeye geldiklerini, gelen şahısların ... ve ...’in arkadaşları olduğunu, bu sırada tanıklar ... ile ...’ın üst kata çıktıklarını ve babası tanık ... ile birlikte alt kata indiklerini gördüğünü, babasının şahıslarla konuştuğunu, şahısların ödemesini yapıp dışarıya çıktıklarını, bu sırada tanık ...’nın telefonla bir yerleri aradığını, ancak kimi aradığını ve ne konuştuğunu bilmediğini, tanıklar ... ve ...’in arkadaşları ile sokakta yürürlerken tanık ...’nın arkadaşları olan ancak isimlerini bilmediği 4-5 kişinin geldiklerini ve hep birlikte kalabalık bir şekilde diğer şahısların arkasından gittiklerini, arkalarından uzun süre baktıktan sonra iş yerine girdiğini, iş yerini kapatırken kafeden çıkan şahısların kavga ettiklerini ve birinin bıçaklandığını öğrendiğini, maktulü ilk kez olay yerine geldiğinde gördüğünü, öncesinden tanımadığını, maktulün olay yerine tanık ... telefonla birilerini aradıktan sonra gelen şahıslardan biri olduğunu,

Tanık ... kollukta; spor salonundan tanıdığı sanık ...’un kendisini saat 22.00 sıralarında yanına geleceğini ve muhabbet edelim diye aradığını ve 15 dakika sonra oto yıkamaya yanına geldiğini, 1 saat kadar muhabbet ettiklerini, sanığın bir anda oturduğu yerden kalkıp "Ben geleceğim." diyerek oto yıkamadan ayrıldığını, 5-10 dakika sonra oto yıkamanın önünde kalabalık bir grubun kavga etmeye başladığını, grubun içerisinde sanığın da olduğunu, oto yıkamanın içerisine girerek kavgalarına devam ettiklerini, şahısları oto yıkamanın dışarısına çıkardığını, sanığın yanına gelerek akşam otoparka geldiği motorunun kalmasını, gelip alacağını söylediğini, kavgada bir şahsın yaralandığını öğrendiğini, şahısların ellerinde bıçak görmediğini,

Mahkemede; olay yerinde oto yıkama üzerine bir iş yeri işlettiklerini, olayın kendi dükkânlarının önünde hatırladığı kadarıyla saat 22.30-23.00 sularında olduğunu, olay günü sanığın ve tanık ...’in motosiklet ile iftardan yarım saat kadar sonra geldiklerini, bir buçuk saat kadar sohbet ettiklerini, önce ...’in gittiğini, o gittikten 15-20 dakika sonra sanığa bir telefon geldiğini, telefonla konuştuktan sonra sanığın "Geleceğim ben." diyerek ayrıldığını, motorunun dükkânda kaldığını, belli bir süre sonra dükkânın önünde bir kalabalığın belirdiğini, sanığın iki kişiyi ayırdığını, "Yapmayın etmeyin." dediğini, tarafların sakinleştiğini, ayrılacakları sırada kısa boylu olan tanık ...’in karşı gruptan bir çocuğa tokat attığını, eğer ... tokat atmasaydı hiçbir şeyin olmayacağını, sanık önde olduğu için diğer grubun sanığa saldırdığını, sanığın yumruk yiyip yere düştüğünü, sanığın arkadaşları ile karşı grubun birbirine girdiklerini, kavga edenlerden hiçbiri içeri girmesin diye kapıyı kapatmaya çalıştığını ancak kavga eden grubun hepsinin kendi dükkânına girdiğini, hatta arabaların üzerine birbirlerini yatırıp vurmaya başladıklarını, yazıhanenin içerisine bile girdiklerini, şahısları dışarıya çıkarmaya calıştığını, "Dışarı çıkın." diye bağırınca hepsinin dükkânından çıktığını, sanığın, "Motorum burada kalsın." dediğini, kimsenin elinde bıçak görmediği gibi maktulü bıçaklayanı da görmediğini, dükkânın içerisinden dışarıya çıkmadığını, olayın cadde ile kendi dükkânın arasında olduğunu, bıçaklama olayının nerede olduğunu bilmediğini,

Tanık ... sorguda; 15.06.2016 tarihinde saat 22.00 sıralarında arkadaşları ..., ... ve ... ile birlikte "..." isimli kafede oturduklarını ve çay içip sohbet ettiklerini, elektrikler kesik olduğu için kafenin ışıldakla aydınlatıldığını, masalarında mum olduğunu, sohbet ettikleri sırada kafeye 6-7 kişilik bir grubun geldiğini, kendi aralarında gürültülü konuştuklarını, akabinde kendilerine laf attıklarını, bu sözlerin kışkırtıcı ve alaycı olduğunu, bunun üzerine yolun karşısına iftar içir gelen arkadaşlarını çağırdıklarını, ..., ..., sanık ..., ... ve ... isimli arkadaşlarının geldiğini, arkadaşları gelince kafedeki grupla aralarında tartışma ve kısa süreli arbede yaşandığını, kafe sahibinin kendilerini ayırdığını ve kafeden dışarıya çıkardığını, diğer grubun kafenin sahibini tanıdıklarını, dışarı çıktıktan sonra ... ve ...’i tramvay durağına bırakıp evlerine gideceklerini, diğer grubun kendilerinden sonra kafeden çıkarak kendilerini takip ettiklerini, yanlarına ağabeylerini de çağırdıklarını, 10-15 kişi olduklarını, arkalarından gelen gruptan bir tanesinin, "Kuzenime kim karıştı?" dediğini, ...’in de "Hepimiz karıştık." diye cevap verdiğini, grubun ...’i aralarına aldıklarını, engelleyip konuşmak istediklerini, birden herkesin birbirine vurmaya başladığını, bu esnada sanık ...’un sürekli yanında taşıdığını bildiği bıçağını çıkartarak karşı taraftaki gruptan birinin karnına soktuğunu, hatta yanlışlıkla ...’in kolunu da yaraladığını, bunun üzerine karşı grubun dağıldığını, olay yerinden ayrılarak önce ...’in kolunu tedavi ettirmek için ... Hospital Hastanesine gittiklerini, oradan kız arkadaşlarını tramvaya bırakıp mahalleye geçtiklerini, sanık ...’un kullandığı bıçağı hastane önünde ...’e verdiklerini, ...’ın bıçağı mahalleye getirdiğini, hastaneden çıktıktan sonra mahalleye gittiklerini, sanığın kullandığı bıçağı kanalizasyona attıklarını, çekirdek ve kola aldıklarını, sanığın terasına çıktıklarını, orada bir müddet oturduklarını, sonra dağıldıklarını, daha sonra polislerin hepsini aldığını, kavga sırasında kimseye vurmadığını, dudağının yaralandığını, kimin vurduğunu bilmediğini, kavganın 30 saniye sürdüğünü, sanığın bıçakladığını bildiğini ancak bıçaklarken görmediğini, bilgisinin sanığın anlatmasından kaynaklı olduğunu,

Gaziosmanpaşa 2. Çocuk Mahkemesinde ve Mahkemede; olayın ... ayı içerisinde olduğunu, kafede otururken başka bir grubun da geldiğini, aradan çok zaman geçmeden kendilerine laf atmaya başladıklarını, korktukları için arkadaşlarını çağırdıklarını, arkadaşlarının geldiğini, 5-10 dakika geçmeden diğer grupla aralarında sözlü tartışma olduğunu, kafede huzurları kalmayınca çıktıklarını, kafenin önünde sanıkla karşılaştıklarını, sanığın motorunu yıkatmak için oto yıkamaya bıraktığını, yaya olarak eve doğru yürürlerken sanıkla karşılaştıklarını, ikişerli üçerli grup hâlinde eve doğru giderken kafede kendilerine laf atan grubun kendilerini takip ettiğini gördüklerini, arkadan gelen iki arkadaşını bu grubun çevirdiğini, bunun üzerine yanlarına gidip konuşmaya çalıştıklarını, ancak dinlemediklerini, ilk önce tanık ...’e vurduklarını, kavganın bir dakika bile sürmediğini, hepsinin üçerli beşerli gruplar hâlinde ara sokaklara dağıldığını, ...’in kolunun bıçakla yaralandığını gördüğünü, ...’i hastaneye götürdüklerini, kavga esnasında kendisine bir şey olmadığını, hastaneden sonra evlerine dağıldıklarını, sanığı polisin aldığı yönünde haberler geldiğini, psikolojisi bozulduğu için hâkime, "... vurdu." dediğini, olayda kullanılan bıçağı kanalizasyona atmadığını,

İfade etmişlerdir.

Sanık ... kollukta; 15.06.2016 tarihinde saat 22.15 sıralarında arkadaşı tanık ... ile motorunu yıkatmak için ... Mahallesi’nde bulunan oto yıkamaya götürdüklerini, kendisinden önce yıkanması gereken bir araba olduğu için beklemeye başladığını, tanık ...’in ise arkadaşı tanık ...’ın yanına iftar çadırına gittiğini, yaklaşık on dakika sonra tanık ...’in kendisini arayıp, "Mahalleden ... ile arkadaşı ...’nın oturduğu kafede bir sorun çıkmış, biz oraya gidiyoruz. Sen de gel." dediğini, otoparkçıya "Motor kalsın. Birazdan geleceğim." diye söylediğini, tanık ...’in dediği ...’deki "..." isimli kafeye gittiğini, tanıklar ..., ..., ... ve ...’in kafenin kapısında beklediklerini, içeri girdiğinde ... ve ...’nın kız arkadaşları ile dışarıya çıktıklarını gördüğünü, kendilerine ne olduğunu sorduğunu, "Bir şey yok biz hallettik, ufak bir tartışma idi." dediklerini, tartıştıklarını söyledikleri şahısların hiçbirisini görmediğini, hep birlikte ... Mahallesi, ... Bulvarı üzerinden ... Sokak istikametine doğru yürümeye başladıklarını, bayanların ve arkadaşlarının kendilerinden önde yürüdüğünü, kendisi, ... ve ...’in biraz arkadan yürüdüklerini, amacının oto yıkamayı bıraktığı motorunu almak olduğunu, oto yıkamanın önüne geldiğinde arkasına dönüp bakınca 15-20 kişilik bir grubun arkalarından geldiğini gördüğünü, arkalarından gelen grubun içerisindeki bir şahısın gelerek, "Kuzenime sataşmışsınız hayırdır?" dediğini, şahsa, "Olayla alakam yok. Ben de senin gibi yabancıyım." diye cevap verdiğini, arkasından olay sebebiyle ismini öğrendiği maktulün gelip "Benim kuzenime kim sataştı?" dediğini, bu sırada tanık ...’in maktule, "Ben karıştım." demesi üzerine maktulün ...’in yakasından tutup çekiştirmeye başlayınca ...’in maktule, "Çek elini lan." dediğini, kendisinin de araya girerek maktule ...’in yakasını bırakmasını söylediğini, şahıslardan bir tanesi ...’e yumruk atınca aralarında kavga çıktığını, kavgayı gören bayanların yanındaki erkek arkadaşlarının yanlarına geldiklerini, iki taraf da kalabalık olduğu için kimin kime vurduğunun belli olmadığını, sokakta elektrikler olmadığından her yerin karanlık olduğunu, sürekli kavgayı ayırmak için çabaladığını, arbede esnasında darbedildiğini, kendisinin de birkaç kişiyi darp etmiş olabileceğini, kavga sırasında karşı gruptakilerin kaçtıklarını, oto yıkamaya girip motorunun burada kalmasını söylediğini, oto yıkamacıdan çıkıp arkadaşlarını toparladığını, karşı taraftakiler kaçtığı için kimsenin kalmadığını, bu sırada tanık ...’in kolundan bıçakla yaralandığını gördüğünü, paniklediğini ve tanık ...’i tutup hastaneye götürmek istediğini, tanık ...’in şokta olduğu ve paniklediği için yavaş yürüdüğünden biraz arkada kaldığını, kendisinin üç beş metre önde olduğunu ve hatta arkasına dönerek arkadaşlarına, "...’in halini görmüyor musunuz?" diye kızdığını, ...’i hastaneye götürdüğünü, ... ve ...’nın bayanları travmaya bindirip evlerine gönderdiklerini, ...’in tedavisi bitince evine gittiğini, polislerin evine geldiğini, karakola geldiğinde maktulün kavga esnasında bıçakla yaralandığını öğrendiğini, olay esnasında kendisinde, arkadaşlarında ve karşı taraftakilerde bıçak olmadığını, maktulü bıçaklamadığını,

Savcılıkta; Kollukta verdiği ifadesinin doğru olduğunu, olay yerine gelme sebebinin ... ve ...’in "Kavga var, gel." demeleri olduğunu, onlarla buluşup ne olduğunu sorduğunda kafede tanımadıkları bir grupla tartıştıklarını söylediklerini, birlikte otoparka doğru yürümeye başladıklarını, kendisi, ... ve ...’in arkadan gittiklerini, diğer gruptaki çocuklardan kısa boylu ve kırmızı kıyafetli birinin "Hayırdır siz benim kardeşlerime, kuzenlerime karışmışsınız." dediğini, hiç kimseye karışmadığını söyleyip, "Benim bir şeyden haberim yok. Ben de sizin gibi yabancıyım." dediğini, ...’in yanlarına geldiğini, içlerinden iri olanın ...’i boğazından tutup silkelediğini, kendilerine saldırdığını, birkaç kişinin ...’i aralarına aldığını, arkadaşlarını ayırmaya ve kavganın uzamasını engellemeye çalıştığını, tarafların birbirlerinden ayrılıp kaçışmaya başladıklarını, ...’in ne şekilde bıçaklandığını görmediğini, "Bıçakla birini vurdum." şeklinde bir söz söylemediğini,

Sorguda; olay gün ve saatinde arkadaşı ...'ün kendisini cep telefonuyla arayarak kavga olduğunu ve olay yerine gelmesini söylediğini, bunun üzerine kavga olduğu iddia olunan kafeye gittiğini, ... ve ...'la buluştuğunu, kendisine kafede tanımadıkları bir grupla tartıştıklarını söylediklerini, kafeye geldiğinde karşı gruptan hiç kimse olmadığını, varsa da görmediğini, arkadaşlarının kendisine bir şey söylemediklerini, daha sonra hep birlikte kafeden ayrıldıklarını, otoparka doğru yürüyüşe geçtiklerini, tanıkların evlerine, kendisinin de otoparkta bulunan motosikletini almak üzere otoparka gittiğini, kendisi, tanık ... ve ... ile birlikte grubun arkasından ilerlediklerini, diğerlerinin kızlarla beraber önden yürüdüklerini, arkadaşlarından ayrılıp tam otoparka giderken 10-15 kişilik gruptan birkaç kişinin kendisine, "Sen bizim kuzenimize karışmışsın" diyerek önünü kestiklerini, o sırada ... ve ...'in de yanında olduklarını, gruba hiçbir olaya karışmadığını ve olaydan haberinin olmadığını söylediğini, daha önce kendilerinden önde giden diğer arkadaşlarının da kendilerinin grupla tartıştığını görünce onların da geriye dönüp geldiklerini, arkadaşı ...'in gruba doğru "Olaya ben karıştım." diye diklendiğini, grubun içerisinde bulunan iri yarı olan bir şahsın ...'in boğazından tutup silkelediğini, akabinde kendileri ile tartışan grubun üzerlerine gelerek saldırmaya başladıklarını, birkaç kişinin ...'i aralarına alıp vurduklarını, olay esnasında kendisini de yumruklayanların olduğunu, ancak kimin vurduğunu görmediğini, çünkü olay yerinin olay saati itibarıyla karanlık olduğunu, kendisinin sadece arkadaşlarını ayırmaya ve kavgayı engellemeye çalıştığını, daha sonra tarafların birbirlerinden ayrıldıklarını, kendi gruplarının otoparkın önünde kaldığını, saldıran grubun ise olay yerinden hızla uzaklaşıp kaçtıklarını, kendilerine saldıran grup olay yerinden kaçtıktan sonra ...'in sol kolundan bıçaklanmış olduğunu gördüğünü, bunun üzerine otoparkta çalışan arkadaşı ...'e "Motosikletim burada kalsın, sonra gelir alırım, ... kolundan bıçaklanmış, onu hastaneye götüreceğim." dediğini, arkadaşlarıyla birlikte kolundan bıçaklanan ...'i hastaneye götürdüklerini, yürüyüş mesafesi olarak 10 dakika uzaklıktaki Özel ... Hastanesi'ne götürdüklerini, hastaneye giderken kendisinin ...'in yanında ve önde gittiğini, arkalarından diğer erkek arkadaşlarının yanlarında kız arkadaşları olduğu hâlde muhabbet ede ede geldiklerini görünce geriye dönüp onlara kızdığını ve "Siz ne yapıyorsunuz, çocuk burada kan kaybediyor, bir an önce hastaneye yetişmemiz gerekiyor." dediğini, olay anında kendisini savunmak ve kavga edenleri ayırmak maksadıyla birilerini yumrukla darbetmiş olabileceğini, ortalığın çok karışık olduğunu, olay anında yanında taşıdığı bıçağın olmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini,

Mahkemede; kavganın ilk aşamasındaki kafe kısmında olmadığını, maktulü ve arkadaşlarını tanımadığını, tanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...’i mahalleden tanıdığını, tanık ...’ı tanımadığını, kavganın bir otoparkın önünde gerçekleştiğini, otoparkta motosikletinin olduğunu, olay günü saat 22.30 sıralarında arkadaşı tanık ... ile otoparktaki motosikletini almaya gittiklerini, otoparkın sahibinin oğlu tanık ...’in kendisinin arkadaşı olduğunu, ...’le oturduklarını, ...’in yanlarından ayrıldığını, tanık ...’in kendisini yaklaşık 45 dakika sonra aradığını ve işinin bitip bitmediğini sorduğunu, ...’e "Motorumu yıkacağım, 15-20 dakika sonra çıkacağım, buraya gel." dediğini, ...’in ... isimli kafenin orada bir tartışma yaşadıklarını söylediğini ve telefonu kapattığını, bunun üzerine merak edip tanıkların yanlarına gittiğini, tartışmanın bittiğini, arkadaşlarını kafenin dışında beklediklerini, içlerinden birisinin hesabı ödediğini, daha sonra hep birlikte kafenin önünden ayrıldıklarını, motorunu almak için otoparka doğru ilerlediğini, kendisi, ... ve ...’in arkadan geldiğini, diğer arkadaşlarının önden gittiğini, sokağın sonunda evlerine dağılacaklarını, bu sırada arkadan gelen uzun boylu birisinin "Hayırdır lan, kardeşime vurmuşsunuz." diye bağırdığını, bu esnada da yanlarına geldiklerini, iri olan çocuğun ...’i yakasından yakalayıp silkelemeye başladığını, onlara ilk kavgada olmadığını anlatmaya çalıştığını, sonrasında grubun kendilerine vurmaya başladığını, öndeki arkadaşlarının yanlarına geldiğini, tanık ...’in ...’e vuran şahısların arasına girdiğini ve vuranlara engel olmaya çalıştığını, bu sefer ...’e vurmaya başladıklarını, kavganın ortasında kaldığını, her iki taraftan darbe yediğini, yere düştüğünü, kafasını korumaya çalıştığını, olay sırasında elinde bıçak bulunmadığını, yanlışlıkla ...’i yaraladığı iddiasının doğru olmadığını, ...’in yaralandığını görmediğini, bu sırada karşı tarafın kaçtığını, kendilerinin de otoparka gittiğini, otoparkta ...’in yaralandığını gördüğünü, maktulün yanından geçmediğini, yaralandığını görse hastaneye götüreceğini, arkadaşlarından önce kavga bitince kavga edilen yerden uzaklaştığının doğru olmadığını, arkadaşları ile konuşarak ilerlediğini, arkadaşlarına kavga sırasında birini bıçakladığını söylemediğini,

Savunmuştur.

V. GEREKÇE

1-Sanığın atılı suçunun sabit olup olmadığı yönünden;

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konularına İlişkin Görüşler

Tüm uygar hukuk düzenleri insan yaşamını en üstün değer kabul etmişlerdir. Gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde gerek Anayasa'da mutlak, en üstün değer olarak algılanan insan hayatı, korunmasında sadece bireyin çıkarı olduğu için değil, aynı zamanda toplumun da menfaati olduğu için ceza himayesinin konusu yapılmıştır. Bu bağlamda, 5237 sayılı TCK'nın “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hayata Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümünün 81. maddesinde “Kasten Öldürme” suçu;

"Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır" şeklinde düzenlenmiştir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Sanık ...’in karşılıklı kavga sırasında maktul ...’ı kasten öldürdüğünün iddia ve kabul edildiği olayda;

Olaydan sonra sanığın yakalandığı esnada üzerinde bulunan beyaz renkli kot tarzı pantolonunun sağ ve sol cep hizasında tespit edilen kan lekeleri üzerinde tespit edilen genotipe ait DNA profilinin maktule ait olduğu belirlenen sıvı kan numunesinden elde edilen DNA profili ile uyumlu olduğuna ilişkin 01.07.2016 tarihli uzmanlık raporu, sanığın içinde bulunduğu gruptaki tanıklar ... ve ...'ın aşamalardaki birbirleri ile örtüşen istikrarlı anlatımlarında sanık ...'un kavgadan sonra panik içerisinde önden ... Caddesinde bulunan Halk Ekmek Büfesi'ne kadar koştuğunu belirttikleri, tanıkların bu anlatımlarının 16.06.2016 tarihli olay araştırma ve görüntü izleme tutanağı ile de doğrulandığı, tanıklar ... ve ...'nin kendi aralarında "... çocuğu bıçak ile vurmuş." diye konuştuklarını duyduklarını söylemeleri, kovuşturma aşamasında tanık olarak dinlendiğinde önceki ifadelerinden kısmen vazgeçen ve olaydan sonra sıcağı sıcağına ifadesi alınan yaşı küçük tanık ...'un tutuklanması talebiyle sevk edildiği Gaziosmanpaşa 1. Sulh Ceza Hâkimliğinde; kavga sırasında sanığın sürekli taşıdığını bildiği bıçağını çıkartarak karşı gruptan bir şahsın karnına soktuğunu ve hatta yanlışlıkla tanık ...'ün de kolundan yaralandığına ilişkin anlatımda bulunması tanıklar ... ve ...'nin soruşturma aşamasında sanık ...'un, "Bıçakla birisine vurdum. Ama neresine denk geldi bilmiyorum." dediğini duydukları şeklindeki anlatımları, tanık ...'ün aşamalarda kendisinin de kolundan bıçaklandığını, kimin bıçakladığını görmediğini, sanığın maktulü kendisinin bıçakladığını söylediğini belirtmesi, maktulün bulunduğu grup içerisindeki tanıklar ..., ..., ... ve ...'ın ortak beyanlarında maktulün kavga ettiği grubun içerisinde sanığın ve tanık ...'ün olduğu yönündeki beyanları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde;

Sanık ... ve maktul ...'ın 18 yaşında oldukları ve olay öncesinde birbirini tanımadıkları, 15.06.2016 tarihinde saat 22.00 sıralarında ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, ... Bulvarı, ... numaralı adreste tanık ...'ya ait olan "..." isimli kafede tanıklar ..., ..., ... ve ...'ın bir masada, diğer bir masada da tanıklar ..., ..., ... ve ...'ın oturdukları, taraflar arasında yüksek sesle müzik dinleme ve küfürleşme yüzünden tartışma yaşandığı, tanık ...'in tanık ...'ü telefonla arayarak kafeye yanlarına gelmelerini istediği, bunun üzerine tanıklar ..., ..., ... ve ... ile sanık ...'un kafeye geldikleri, bu sırada diğer grupta bulunan tanık ...'nın da maktul ...'ı arayarak yardım istediği, aralarında sözlü tartışmaya başlamaları üzerine kafe sahibi ...'nın tarafları ayırdığı, sanığın da içerisinde bulunduğu grubun hesabı ödeyerek önlü arkalı ikişerli üçerli gruplar hâlinde caddede yürümeye başladıkları, maktul ...'ın da yanında kardeşi tanıklar ..., ... ve ... ile birlikte kafeye geldikleri, sanığın ve maktulün içerisinde yer aldığı grupların ... Mahallesi, ... Sokak ile ... Bulvarı kesişiminde ... numaralı yerde bulunan ilk tartışmanın yaşandığı kafeye yaklaşık 400 metre mesafedeki oto yıkamanın önünde tekrar karşılaştıkları, aralarında hangi grubun önce başlattığı tespit edilemeyen tartışmanın akabinde kavgaya dönüştüğü, her iki grubun tekme ve tokatlarla birbirlerini darbettikleri, yaklaşık 2 dakika süren kavgada sanık ...'un yanında taşıdığı ancak olaydan sonra ele geçirilemeyen bıçakla maktulü karın bölgesinden yaraladığı, yanlışlıkla arkadaşı tanık ...'i de kol bölgesinden yaraladığı, tarafların olay yerinden uzaklaştıkları, maktulün ihbar üzerine 112 ekiplerince ... İlkyardım Hastanesine kaldırıldığı, oto yıkamacıda bıraktığı motosikletin plaka sorgulamasından aynı gece ulaşılan sanığın gözaltına alındığı, kaldırıldığı hastanede ameliyata alınan maktulün saat 05.00 sıralarında batın sol alt kadranda 3 cm eninde batına nafiz kesici delici alet yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar yaralanması sonucu öldüğü anlaşılmakla sanık ...'un karşılıklı kavga sırasında tek isabetle maktul ...'ı kasten öldürdüğü kabul edilmiştir.

Bu itibarla, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

2- Atılı suçun sabit olduğu kabul edilmekle sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden;

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konularına İlişkin Görüşler

Tahrik kelimesi, sözlüklerde hareket hâlinde olmayan bir şeyi harekete geçirme, kımıldatma, kışkırtma olarak tanımlanmıştır. (Türk Dil Kurumu Güncel Sözlüğü, Kubbealtı Lugati.)

İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir. (Devrim Aydın, Yeni Türk Ceza Kanunu'nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225.)

Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir. (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, Adalet Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, S.1, s.14.)

Bu düşünceden hareketle 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.

Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.

Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;

a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,

b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,

c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,

d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı Kanun'da yer alan ağır – hafif tahrik ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından makul bir indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.

Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması hâlinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hâl almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.

Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun yek diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Ayrıntılı bir şekilde birinci uyuşmazlık konusunda anlatılan ve kabul edilen olayda;

Olay öncesinde birbirini tanımayan gruplardan maktulün içinde bulunduğu gruptaki tanıkların soruşturma aşamasında, tanık ...'nın maktule kafeden uzaklaşan diğer grubu göstererek, "Bunlardı bize atar yapanlar." dediğini, maktul ...'ın da "Gidip soralım dertleri neymiş?" diye söylediğini, hep birlikte sanığın içinde bulunduğu grubun arkasından gittiklerini, maktulün sanığa, "Siz benim kuzenime vurmuşsunuz." dediğini, sanığın da, "Benim bir alakam yok." diyerek 3-4 kişiyi çağırdığını, gelenlerden tanık ...'in maktule yumrukla vurduğunu, maktulün de ...'e tokatla vurduğunu, bunun üzerine kavganın başladığını, kovuşturma aşamasında ise sanığın bulunduğu grubu takip etmediklerini, maktul ve arkadaşlarını kendilerini eve bırakmaları için çağırdıklarını ve ayrıca tanık ...'in maktule "Azdan az gider, çoktan çok gider lan." deyip yumruk vurması üzerine karşılıklı kavganın başladığını belirttikleri beyanlar ile sanığın içinde bulunduğu grubun aşamalarda, evlerine gitmek için tramvay yoluna doğru yürüdüklerini, maktulün kendilerine, "Kuzenime kim atar yaptı?" diye sorup tanık ...'e vurmasıyla karşılıklı kavganın başladığı şeklindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; hangi tarafın başlattığı belli olmayan ve birbirini tanımayan iki grup arasında yaşanan kısa süreli karşılıklı kavga ve darbetme sırasında sanık ...'un tek bıçak darbesiyle maktulü öldürdüğü anlaşılmakla, şüpheden sanık yararlanır kuralı gereğince sanık hakkında TCK'nın 29. maddesi uyarınca asgarî oranda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Dairenin temyiz istemlerinin esastan reddine dair kararının kaldırılmasına, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen istinaf istemlerinin esastan reddine dair kararın bozulmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulama koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının,

A- Birinci uyuşmazlık konusu bakımından REDDİNE, oy birliğiyle,

B- İkinci uyuşmazlık konusu bakımından KABULÜNE, oy çokluğuyla,

2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 11.12.2019 tarihli ve 3701-5511 sayılı temyiz itirazlarının esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,

3- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 23.11.2018 tarihli ve 1523-1594 sayılı istinaf istemlerinin esastan reddine dair kararın, sanık hakkında maktule yönelik kasten öldürme eyleminde haksız tahrik nedeniyle asgari oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

4- Dosyanın, CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca, gereği için kararı veren İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.04.2023 tarihinde karar verildi.