Logo

Ceza Genel Kurulu2022/210 E. 2023/543 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın maktulü balkondan iterek ölümüne sebebiyet verdiği olayda eylemin kasten öldürme mi yoksa olası kastla öldürme suçu mu olduğunun belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, özgürlüğü kısıtlanan ve ölümden korkan maktulü, yaklaşık 7,5 metre yükseklikteki balkondan beton zemine iterek ölümüne sebebiyet vermesi eyleminin, ölümün meydana gelmesinin muhakkak olması nedeniyle olası kast değil, doğrudan kastla öldürme suçunu oluşturduğu gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İtirazname No : 2020/82384

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza

SAYISI : 33-71

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Olası kastla öldürme suçundan sanık ...’un 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesince verilen 17.04.2015 tarihli ve 354-103 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.10.2018 tarih ve 1295-4174 sayı ile; "... Olay tarihinden önce borçlarını ödemekte güçlük çeken maktulün katılan ...'den yardım istediği, katılan ...'nin de daha önce para karşı cinsel ilişkiye girdiği sanığın kendisine yardım edebileceğini söylediği, bunun üzerine maktul ... katılanın daha önce telefon ile görüşerek anlaştıkları sanık ... ile görüşebilmek için olay günü Doğubayazıt'a gittikleri, sanık ... ile buluşarak ...'ın kullanımında olan eve gittikleri, burada sanık ... ile maktulün rıza dahilinde cinsel ilişkiye girdikleri, bir müddet sonra maktulün cüzdanındaki paraları bulamadığını söyleyerek sanıkla tartışmaya başladığı, maktulün tartışma sırasında katılan ...'ye gitmek istediğini söylediği ancak sanığın evin kapısını kilitleyip tehdit ederek maktul ile katılanın evden çıkmasını engellediği, bu sırada maktulün arkadaşı olan tanık ...'a telefonla mesaj göndererek rehin alındığını, beş dakika sonra ulaşamazsa polisi aramasını söyleyerek yardım istediği, akabinde maktulün balkona çıkarak sanığa kapıyı açmazsa aşağıya atlayacağını söylemesi üzerine sanığın ‘Atla lan, atla.’ diyerek iteklemesi üzerine balkondan düşerek öldüğü anlaşılan olayda; sanığın olası kastla öldürme suçundan cezalandırılması yerine oluşa uygun düşmeyen yanılgılı değerlendirme sonucu beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Daire Üyeleri .... ve ...; "... Dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği gibi eylemin olası kastla öldürme değil, kasten öldürme kapsamında kaldığını ve değişik gerekçeyle bozulması gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

Bozmaya uyan Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesince 27.03.2019 tarih ve 25-133 sayı ile; sanığın olası kastla öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1, 21/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmedilmiş, resen de temyize tabi olan hükmün, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.12.2019 tarih ve 2682-5626 sayı ile; “Hükmün verildiği son duruşmada, vekaletnameli müdafii olmaksızın, müdafiinin yetkilendirdiği avukat huzurunda, iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı kendisinden savunması sorulan sanık ... ‘Avukatımın olmaması sebebi ile ben kendimi ifade edemiyorum, savunmamı avukatım yapacaktır.’ şeklinde beyanda bulunarak, yetkilendirmeyi kabul etmediğini belirtmesine rağmen, yargılamanın bitirilerek savunma hakkının kısıtlanması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesince 16.06.2020 tarih ve 33-71 sayı ile; sanığın önceki hüküm gibi TCK’nın 81/1, 21/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba hükmedilmiş, resen de temyize tabi olan hükmün sanık müdafii ile katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilemesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 18.10.2021 tarih ve 4297-13406 sayı ile;

“1- Oluş ve dosya kapsamında göre; maktulün kredi borçlarını ödemekte zorluk çektiği, borçlarını ödeme konusunda arkadaşı tanık ... ...'dan yardım istediği, ...'nin sanığın maktule yardım edebileceğini ve cinsel ilişki karşılığında istediği miktarda parayı vereceğini söylemesi üzerine sanık ile maktulün konuşarak buluşmaya karar verdikleri, olay günü maktulün yanında tanık ... ile Iğdır ilinden Doğubayazıt'a geldikleri, sanıkla buluşarak sanığa ait eve gittikleri, bir süre sonra tanık ...'nın da yanlarına geldiği, hep birlikte alkol alarak yemek yedikleri, bir süre sonra sanık ile maktulün ayrı bir odaya geçerek rıza dâhilinde cinsel birliktelik yaşadıkları, bir süre sonra sanık ile maktul arasında cinsel ilişki sonrası verilen paranın maktulün çantasından alınması sebebiyle tartışma çıktığı, tartışma sırasında sanığın saldırgan bir tavır takınarak maktul ... ...'yi tehdit ettiği, tanık ... ve ...'nın beyanlarına göre sanığın maktul ... ...'ye yönelik ‘Buradan gidemezsiniz, sizi dağa kaldırırım, biz Peşmergeyiz, sizi öldürürüz, sizin karnınızı yarar dağa atarız, ben istemezsem evden çıkamazsınız, ben seni burada bağlarım, bir hafta on gün kimse bulamaz.’ şeklinde tehdit sözleri söylediği, konutun kapısını kilitleyerek anahtarı sakladığı, elindeki bira şişesini yere fırlattığı, maktulün korkarak 21.10’da arkadaşı ...'tan yardım isteyerek kendisini rehin aldıklarını, bırakmazlarsa polisi ara şeklinde mesajlar attığı ve en son 00.15 de ‘Ara polisi’ şeklinde mesaj attığı, bu saatten sonra maktulün ikametin balkonuna çıkarak balkon duvarı üzerine sağ bacağı ve sağ kolu balkon duvarı içerisinde, sol bacağı ve sol kolu balkon duvarı dışarısında kalacak şekilde yüzükoyun yatar pozisyonda sanığa eğer kendilerini bırakmazsa atlayacağını söylediği, sanığın maktulün yakınına gelerek ‘Atla lan, atla’ diyerek iki eliyle maktulü belinden iteklediği anlaşılan olayda;

Maktulün 21.15'te başlayarak 00.15'e kadar 3 saat süreyle sanığın baskısı ve tehdidi altında kalması sonucunda, maktulün ikametin balkonuna çıkarak balkon duvarı üzerine sağ bacağı ve sağ kolu balkon duvarı içerisinde, sol bacağı ve sol kolu balkon duvarı dışarısında kalacak şekilde yüzükoyun yatar pozisyonda bulunduğu sırada sanığın iki eliyle maktulü belinden iteklediği, bu hamleler dolayısıyla maktulün dengesini kaybederek yerden 740 cm yüksekte bulunan balkondan taş döşemeli beton zemine düşmesi sonucunda maktulde beyin sol frontal bölgede 26 cm çaplı alanda doku harabiyeti ile 3 parça kemik doku kaybı meydana geldiği, otopsi raporuna göre maktulün genel beden travmasına bağlı kafatası kemik kırıklarıyla birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ harabiyeti sonucu öldüğü, maktulün düştüğü sırada çığlık attığının tanık ... tarafından doğrulandığı, balkonun yerden yüksekliği, maktulün pozisyonu ve duruş şekli, düştüğü beton zemin birlikte değerlendirildiğinde; sanığın maktule yönelik eylemleri neticesinde doğrudan kastla öldürme suçundan cezalandırılması yerine, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde olası kastla öldürme suçundan hüküm kurulması,

2- Kendisini duruşmalarda bir vekil aracılığı ile temsil ettiren katılan kurum lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 14/1. maddesi uyarınca maktu vekalet ücreti tayini gerektiğinin gözetilmemesi,” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Daire Üyesi İ . İlhan; “Mahkemenin kabul ve uygulamasının yerinde olduğu ve bu nedenle kararın onanması gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 26.11.2021 tarih ve 82384 sayı ile; "... Maktulun yere düşmesi öncesi sanığın o şekilde düşmesi kafasını yere çarpmasını sağlamaya yönelik özel bir çabası olmamış rastgele ittirmiştir. Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi verileri ile birlikte değerlendirildiğinde ölüm mutlak değil muhtemel olup sanık neticeyi öngörmüş ve adeta olursa olsun kayıtsızlığı içerisinde hareket ettiğinden suçun olası kastla işlendiğinin kabulü gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.

CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.02.2022 tarih, 13084-1131 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU

İtirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında olası kastla öldürme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın maktule yönelik eyleminin kasten öldürme suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

04.06.2014 tarihli olay ve görgü tespit tutanağında; aynı tarihte saat 01.30 sıralarında Doğubayazıt Devlet Hastanesine adli bir vaka geldiğinin bildirilmesi üzerine, hastanın refakatçisi inceleme dışı katılan ... ...’a ne olduğunun sorulduğu, şahsın ticari taksiden indikleri sırada alkollü olan arkadaşı maktule bir aracın çarptığını, çarpan aracın plakasını alamadığını beyan etmesi üzerine, inceleme dışı katılanın kaza yerini göstermek üzere ekip otomobiline alındığı, şahsın yolda olayın aslında trafik kazası olmadığı, arkadaşı Gönül'ün balkondan atladığını, olay sırasında kendileriyle birlikte ikamette bulunan sanık ... kendisini... olarak tanıtan tanık ...'in; “Biz Peşmergeyiz, seni dağa kaldırırız, olayı polise anlatırsan seni öldürürüz.” şeklinde tehdit ettiklerini, bu nedenle yalan söylemek zorunda kaldığını belirttikten sonra maktulün sanıktan 5.000 TL borç istemesi nedeniyle sanık ... ...'in bulundukları ikamete saat 21.00 sıralarında gittiklerini, sanığın maktule parayı verip vermediğini görmediğini, maktulün burada alkol aldığını, maktulle birlikte ikametten ayrılmak istediklerinde sanığın kendilerine engel olduğunu, sanığın maktul ile birlikte olmak istediğini, maktulün bunu reddettiğini ancak sanığın çok ısrarlı olduğunu, bu nedenle maktulün ağladığını, kendisinin de onu sakinleştirmeye çalıştığını, bu esnada maktulün balkondan atladığını, hastaneye... ile beraber gittiklerini, sanığın evde kaldığını ifade ettiği, inceleme dışı katılanın beyan ettiği olay yerine geçildiğinde, adresin Iğdır Caddesi üzerinde 1 numarada bulunan beş katlı Siyar Apartmanı olduğunun tespit edildiği, bina önünde yoğun kan izinin olduğu, binanın alt katında iş yeri bulunduğu, olayın bu binanın ikinci katının balkonunda meydana geldiğinin öğrenildiği, kan izlerinden birincisinin binanın önünden geçen kaldırımdan yaklaşık 40 cm uzakta cadde üzerinde takribi 40 cm eninde bir metre boyunda olduğu, ikincisinin de birinci noktadaki izin yaklaşık 180 cm uzağında ve takribi 10 cm çapında olduğunun görüldüğü, yoğun kan izinin bulunduğu birinci noktadaki yerin yaklaşık 2 metre ilerisinde takribi 2 metre aralıkla 50 cm uzunluğunda 15 cm eninde iki adet belirgin lastik izi bulunduğunun görüldüğü tespitlerine yer verildiği,

Olay yeri inceleme raporunda; yol üzerinde apartmana 3,55 metre mesafede yoğun kan lekesinin olduğu, bu lekeye 1,8 metre mesafede daha küçük kırmızı lekenin bulunduğu, Siyar Apartmanı’nın ikinci katında 3 numaralı dairede meydana gelen olayla ilgili olarak balkon duvarının balkon zemininden 93 cm yüksekte olduğu, balkon ile kaldırım arasında 7,4 metre, zemindeki yoğun kan lekesi ile 8,55 metre mesafe bulunduğu, balkonda mukayeseye elverişli parmak izi tespit edilemediği bilgilerine yer verildiği,

Otopsi raporunda; 171 cm boyunda, 70-75 kg ağırlığında, 25 yaşlarındaki kadın cesedinde yapılan kimyasal incelemede; kanda 34 mg/dL (0,34 promil) etanol saptandığı, kişide uyutucu-uyuşturucu ve başkaca sistematik toksik madde saptanmadığı, oral svap örneklerinde sperm saptanmadığı, anal ve vajinal svap örneklerinde sperm saptandığı, kişinin vücudunda ateşli silah yarası ve kesici delici alet yarası saptanmadığı, her iki el tırnaklarında makrokskopik olarak yabancı cisim ve travmatik bulgu saptanmadığı, kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası kemik kırıkları ile birlikte bulunan beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ harabiyeti sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiği,

Adli Tıp Kurumu Birinci Adli Tıp İhtisas Kurulunca düzenlenen 17.09.2014 tarihli raporda; kişinin ölümünün genel beden travmasına bağlı kafatası ve kaburga kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ yaralanması sonucu meydana gelmiş olduğu, otopsisinde tespit edilen ve kişinin ölümüne neden olan travmatik değişimlerin lokalizasyonları, özellikleri ve ağırlıkları ile adli dosyada ayrıntıları ve özellikleri bildirilen olay yerinde yüksekten düşme ile husullerinin mümkün olduğu, ancak sorulduğu ve iddia edildiği üzere düşme olayının kendi atlaması ile mi yoksa başka birisinin itmesi ile mi olup olmadığı hususunda mevcut verilerle tıbben ayrıma gidilmediği, bu hususun adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun olduğunun ifade edildiği,

21.08.2014 tarihinde gerçekleştirilen yer gösterme işleminden sonra düzenlenen bilirkişi raporunda; inceleme dışı katılanın olay sırasında sanığın maktule çok az bir kuvvet uygulayarak iteklediğine ilişkin beyanı diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eylemi sonucunda maktulün kaldırım üzerine düşmesi gerektiğinin değerlendirildiği, yetişkin bir insanı basit bir dokunuşla iteklemek suretiyle belirtilen mesafedeki yere düşürmenin mümkün olamayacağı, ancak ya çok şiddetli bir şekilde kuvvet uygulayarak maktulün iteklenmesi gerektiği ya da maktulün kendi arzusu ile yattığı pozisyondan doğrularak balkon duvarından destek almak suretiyle atlaması sonucu belirtilen yere düşebileceğinin belirtildiği,

04.06.2014 tarihli tutanakta; tanık ...’nın kullanmış olduğu 0546 542 94 91 numaralı telefonun mesajlar bölümünün kontrol edildiği, telefonda “Gönül Kardaşım” olarak kayıtlı bulunan 0553 602 55 30 numaralı hattan; 04.06.2014 tarihinde saat 00.10 gelen mesajda; “Yardım et bana”, saat 00.11’de gelen mesajda; “Beş dakika sonra ara, ulaşamazsan polisi ara”, 00.14’te gelen mesajda; “Yardım et”, 00.15’te gelen mesajda; “Bekle beş dakika, Dogubayazıt'tayım.”, 00.15’te gelen mesajda; “Rehin almışlar beni, bırakmazlarsa” ,00.15’te gelen mesajda; “Ara polisi” şeklinde mesajlar bulunduğu tespitlerine yer verildiği,

Anlaşılmaktadır.

Katılanlar ... ve ..., vekilleri aracılığıyla mahkemede; maktulün anne ve babası olduklarını, sanığın kızlarını kasten öldürdüğünü, sanıktan şikâyetçi olduklarını,

Tanık ... aşamalarda benzer şekilde; araç yıkama işi yaptığını, maktulü Iğdır’a gelip gittiğinde tanıdığını, yaklaşık iki yıldır arkadaş olduklarını, 04.06.2014 tarihinde saat 00.10 sıralarında ikametinde istirahat hâlinde iken cep telefonuna maktulden mesajlar geldiğini, maktulün mesajlarda zor durumda olduğundan bahsettiğini, maktule nerede olduğunu sorduğunu, maktulün; “Doğubayazıt’tayım, beş dakika sonra telefonum kapalı olursa polise git.” diye mesaj yazdığını, telefon ettiğini ancak cevap alamadığını, bunun üzerine emniyete giderek bilgi verdiğini,

Tanık ... İldizdir aşamalarda benzer şekilde; olayın meydana geldiği binanın zemin katındaki iş yerinde bekçilik yaptığını, saat 00.15 sıralarında bir kadının çığlığını işittiğini, ardından yola bir kadının düştüğünü, başka bir kadın ve bir erkeğin olay yerine geldiklerini, yaralıyı birlikte araca koyduklarını, maktulün ne şekilde düştüğünü görmediğini,

İnceleme dışı davanın katılanı ... ... 04.06.2014 tarihli ölü muayene işlemi sırasında kimlik tanığı sıfatıyla; kendisine gösterilen cesedin maktule ait olduğunu, maktulün sanığı önceden tanıdığını, birbirleriyle mesajlaştıklarını, sanık ile maktulün pazartesi gününden çarşamba gününe kadar 5.000 TL karşılığında anlaştıklarını, maktulün kendisiyle Doğubayazıt’a gelmesini istemesi üzerine bunu kabul ettiğini, maktul ... sanık ile birlikte adresini bilmediği bir ikamete gittiklerini, daha sonra... isimli bir şahsın geldiğini, yaklaşık dört saat yiyip içtiklerini, ilk iki saatten sonra maktulün sanıktan talep ettiği 5.000 TL'yi alamadığını, sanık ... maktul arasında tartışma yaşandığını, ... ile olayın sonuna doğru tartışmaya müdahil olduklarını, sanığın; “Sizi dağa kaldırırım, biz Peşmergeyiz, sizi öldürürüz.” şeklinde sözlerle maktulü ve kendisini tehdit ettiğini, sanığın kapıyı içeriden kilitleyerek para vermeyeceğini söylediğini, kapıyı kilitlediği esnada...’in sanığa karşı çıktığını, maktulün sanığa; “Kapıyı açmazsan aşağıya atlar kaçarım.” dediğini, bu esnada hemen yanında bulunan maktulün balkon kapısını açarak aşağıya atladığını, uzandıysa da maktulü tutamadığını, sanıktan anahtarı istediğini, sanığın cebinden aldığı iki anahtarla kapıyı açmaya çalıştığını fakat bunu başaramadığını, ardından...’in kalorifer peteğinin alt tarafından bir anahtar getirdiğini, kapıyı açıp koşarak... ile birlikte aşağıya indiklerini, maktulü hastaneye yetiştirmek amacıyla araca bindirdiklerini, ...’in; “Hastaneye bırakıp kaçalım.” dediğini, kendisinin ise arkadaşını bırakmayacağını söylediğini, ...’in aracıyla maktulü Mediza Hastanesinin acil giriş kapısına kadar götürdüklerini, ...’in kaçıp gittiğini,

Kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında benzer şekilde; herhangi bir işte çalışmadığını, ailesinin yardımı ile geçindiğini, Iğdır il merkezinde kaldığı dönemde, maktulün arkadaşı olan ...'ın yanında görüp tanıdığını, samimiyetlerinin bulunmadığını, sanığı iki yıldır tanıdığını, kendisi ile para karşılığında cinsel ilişkiye girdiğini, en son sekiz ay kadar önce sanıkla görüştüğünü, maktulün 02.06.2014 tarihinde kendisine Facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden mesaj atarak acil bir konu ile ilgili olarak görüşmek istediğini söylediğini, bunun üzerine maktulün evine gittiğini, evde ... ve maktulün olduğunu, maktulün bir şeyler söylemek istediğini ancak söyleyemediğini, bunun üzerine ...’nın konuya girerek maktulün 5.000 TL borcu olduğunu, çok sıkıştığı için yardıma ihtiyaç duyduğunu söylediğini, cesaretini toplayan maktulün; “Çok sıkıldım, borcum var, bunu ödemek için her şeyi yaparım.” dediğini, bunun üzerine, bu miktarda parayı ancak sanığın verebileceğini maktule söylediğini, maktulün de; “Bana parayı versin, gerekirse birkaç kere yanına gider gelirim.” dediğini, sanığın telefon numarasını maktule verdiğini, maktul ile sanığın aralarında mesajlaştıklarını, maktulün durumunu sanığa anlattığını, sanığın da; “Gel yanıma, ben sana o parayı vereceğim.” dediğini, maktulün; “Parayı verirsen birlikte gezeriz, dolaşırız, eğleniriz, içeriz.” dediğini öğrendiğini, 03.06.2014 tarihinde öğlenden sonra maktulün kendisini arayıp sanığın yanına gideceğini söyleyerek beraber gitmelerini rica ettiğini, hasta olmasına rağmen bunu kabul ettiğini, saat 20.30 sıralarında Iğdır’dan taksiye binerek maktul ile beraber Doğubayazıt’a geldiklerini, saat 21.10 sıralarında kendilerini karşılayan sanığın aracına bindiklerini ve olayın meydana geldiği binaya gittiklerini, sanığın tanık ...’yı arayarak çeşitli siparişleri getirmesini istediğini, yirmi dakika içerisinde gelen tanık ...’dan paketleri aldığını, tanık ...’nın da eve girdiğini, yiyecekleri hazırladığını, sofrayı kurarken maktul ile sanığın balkonun olduğu odaya gittiklerini, maktulün odadan tek başına geldiğini, cüzdanını alıp tekrar odaya gittiğini, beş dakika geçtikten sonra maktul ile sanığın birlikte salona geldiklerini, dört kişi birlikte yemek yediklerini, maktul, sanık ... tanık ...’nın içki içtiklerini, kendisinin arka odaya geçtiğini, bu sırada maktulün, tanık ... ile kendisine seslenerek; “Siz oturun rahatınıza bakın, biz odadayız, sizi çağırırız'' dediğini, yaklaşık 20 dakika sonra sanığın tuvalete gidip yanlarına geldiğini, salona maktulün yanına geçtiğini, ardından maktulün lavaboya gittiğini, lavabodan salona geçip ardından yanına geldiğini, cüzdanını göstererek; ''Eda para yok.” dediğini, “Ne parası?” demesine kalmadan, hep beraber salona gittiklerini, sanık ile maktul arasında para hususunda ufak bir tartışma çıktığını, sanığın maktule; ''Parayı sen aldın, gizleme, nereye sakladığını çok iyi biliyorum, bana numara yapma!'' dediğini, maktulün de; “Hayır o parayı ben almadım.” dediğini, sanığın, kendisine; “Parayı sen mi aldın?” diye sorması üzerine; çantasını, cüzdanını açıp paranın kendisinde olmadığını, böyle bir şeyi asla yapmayacağını söylediğini, sanığın maktule 3.000 TL ve 600 Avro verdiğini söylediğini, maktulün ise; “3.000 TL ve 300 Avro verdin, 150 Avro’su bende.” deyip 150 Avro’yu sanığın yanına fırlattığını, sanığın kendilerine hitaben; “Gidemezsiniz, biz Peşmergeyiz, bu saatte ararım, sizi dağa götürürler, sizin karnınızı yarar, dağa atarız, ben istemezsem evden çıkamazsınız, sen orospusun, sen öğretmensin, orospuluk yapıyorsun.” diye bağırıp tehdit ve hakarette bulunduğunu, ayrıca konuşma arasında; “Kahpe, ben sana para bırakır mıyım, tabi ki ben aldım paraları, sen bana 150 Avro’yu geri ver.” dediğini, tanık ...’nın araya girerek; “Parayı ben vereceğim, kızları bırak, ben evlerine götüreceğim.” dediğini, sanığın da “Bakın benim arkadaşım sizi bana değişiyor.” dedikten sonra bira şişesini kaldırıp; “Kahpe, orospu!” diyerek maktule vurmaya çalıştığını, araya girdiklerini, tanık ...’ya; “Sen Gönül’ü al, ben ...’ı sakinleştireceğim.” dediğini, tanık ... ile maktulün odaya gittiklerini, sanığa; “Seninle ben birlikte olacağım, ortamı fazla germe, birlikte olduktan sonra bırak, biz gidelim.” dediğini, sanığın “Hayır gidemezsiniz, bu evden çıkış yok.” deyip evin giriş kapısını kilitlediğini, tanık ... ile maktulün yanına gittiklerini, odada tartışmanın sürdüğünü, sanığın tehdit ve hakaretlere devam ederek bira şişesini kaldırıp yere vurduğunu ancak şişenin kırılmadığını, tanık ...’nın sanığa; “Sen ne yapıyorsun, ayıptır, ne bu hâlin!” diyerek sanığı ittiğini, sanığın da; “Sen karışma, otur burada.” dediğini, tanık ...’nın diğer odaya gittiğini, maktul ... sanığın birlikte odada kaldıklarını, sanığın kapıyı kilitlediğini söylemesi üzerine maktulün iyice telaşlandığını ve korkmaya başladığını; “Ne olur bizi bırak gidelim. Ben 150 Avro'nu bulacağım vereceğim.” dediğini, sanığın ise; “Yok kardeşim, kimse bir yere gitmiyor, benimle olacaksınız.” dediğini, maktulün; “Ben kimseyle birlikte olmayacağım.” deyip koşarak birden balkona maktulün çıktığını, balkona peşi sıra gittiğini, sanığın da balkona geldiğini, maktulün sağ bacağını balkon korkuluklarından hafif sarkıttığını, sol bacağının ise içeride balkon zeminine yakın kaldığını, ayrıca sağ elinin balkon duvarından dışarı sarktığını, sol elinin ise balkonun iç tarafında duvara dayalı olduğunu, maktulün sanığa; “Bizi bırakmazsan, kapıyı açmazsan kendimi atarım.” dediğini, bu sırada kendisinin balkon içerisinde olduğunu, ancak maktule hiçbir şekilde temas etmediğini, sanığın maktule yaklaşıp; “Atla lan, atla!” diyerek her iki eliyle maktulü sırt bölgesinden ittiğini, maktulün çığlık atarak aşağıya düştüğünü, hemen anahtarı bularak kapıyı açmak için sağa sola baktığını ancak anahtarı bulamadığını, o sırada tanık ...'nın da kendisiyle birlikte anahtarı aradığını, sanığın tanık ...'ya anahtarın kalorifer peteğinin altında olduğunu söylediğini, kapıyı açmasıyla tanık ... ile birlikte koşarak aşağıya indiklerini, maktulün yolda kan içinde hareketsiz yattığını, balkonda duran sanığın kendisine doğru parmağını salladığını, tanık ...'nın aracı ile maktulü hastaneye götürdüklerini, tanık ...’nın yolda kendisine; “Hastaneye bırakıp kaçalım.” demesine rağmen bunu kabul etmediğini, gittikleri özel hastaneden maktulü cankurtaranla Devlet Hastanesine sevk ettiklerini, burada acil giriş kapısından sanığın çıktığını gördüğünü, sanığın, kendisine; “Benim çoluğum çocuğum var, senin de benim de başım yanar, polislere bu olay kaza diyeceksin, olayı kapatacaksın, yoksa sonun kötü olur, sana ve ailene zarar veririm, beni daha tanımamışsın.” dediğini ve hastanenin önünden ayrıldığını, ölü muayene tutanağında yer alan maktulün balkondan aşağıya atladığına ilişkin beyanının doğru olmadığını, sanığın maktulü iterek balkondan aşağıya attığını, sanık kendisini tehdit ettiği için o zaman gerçeği ifade edemediğini,

21.08.2014 tarihinde gerçekleştirilen yer gösterme işlemi sırasında; maktulü atlamaması konusunda ikna etmeye çalıştığı esnada, sanığın yanlarına geldiğini ve ''Atlama lan, kapıyı açacağım.'' dediğini, bu esnada kendisinin balkon kapısında, sanığın ise maktulün yanında bulunduğunu, ardından sanığın; ''Atla lan, atla!'' diyerek maktulü aşağıya ittiğini, sanığın maktulü itmesinin tam anlamıyla bir itme sayılmayabileceğini, çok sert bir şekilde değil de yumuşak bir dokunmayla maktulü aşağıya ittiğini, sanığın ittiği esnada vücudunu veya kollarını geriye çekme gibi bir durumun yaşanmadığını, sadece kollarını bulunduğu pozisyondan ileriye ittirdiğini,

Mahkemede; sanığın maktulü sırtından itmek suretiyle balkondan aşağıya düşürdüğünü, ölü muayene tutanağındaki ifadesinde yer alan maktulün balkondan aşağıya atladığına ilişkin beyanının doğru olmadığını, sanığın maktulü iterek balkondan aşağıya attığını, sanık kendisini tehdit ettiği için o zaman gerçeği ifade edemediğini,

Tanık ... kollukta ve Cumhuriyet Başsavcılığında benzer şekilde; 03.06.2014 tarihinde saat 20.30 sıralarında arkadaşı olan sanığın kendisini telefonla arayarak iki misafirinin olduğunu, biraz alışveriş yapmasını ve bulunduğu eve gelmesini istediğini, kendisinin de lokantadan yemek, marketten meyve ve çerez ile büfeden bira aldığını ve eve gittiğini, kendisini Eda olarak tanıtan kadınla birlikte aldığı malzemeleri eve çıkardığını, evde kendisini Aras diye tanıtan ve daha sonra adının ... olduğunu öğrendiği maktulün de bulunduğunu, birlikte yemek yediklerini ve yemekten sonra getirdiği içkileri içmeye başladıklarını, kadınları tanımadığı için kendisinin sohbete katılmadığını, bir süre sonra sanığın maktulü öbür odaya yolladığını, ardından kendisinin de diğer odaya geçtiğini, sanık ile maktulün aynı odada yalnız kaldıklarını, kendisinin ise inceleme dışı katılan ile diğer odada oturup sohbet ettiklerini, aradan 15-20 dakika geçtikten sonra sanığın yanlarına gelerek ne yaptıklarını sorduğunu ve odaya geri gittiğini, yaklaşık 5 dakika sonra maktulün gelerek inceleme dışı katılana hitaben; ''Kalk gidelim.'' dediğini, inceleme dışı katılanın ne olduğunu sorması üzerine maktulün; “Cüzdanımda para vardı şu an yok, gitmek istiyorum.'' dediğini, inceleme dışı katılanın; “Dur bir sorayım.” dediğini ve birlikte sanığın bulunduğu odaya gittiklerini, inceleme dışı katılanın durumu sorması üzerine sanığın;“Ben Gönül'e para verdim, gitti, geldi ve paranın olmadığını söylüyor, benden bir daha para istiyor, parayı götürdü sakladı, ben hırsız mıyım?'' şeklinde cevap verdiğini, ardından maktule hitaben; “Sen kim olduğunu zannediyorsun, ben seni burada bağlarsam bir hafta, on gün kimse seni bulamaz, fakat ben böyle bir insan değilim, bana neden hırsız muamelesi yapıyorsun?'' dediğini, kendisinin ortada para meselesinin olduğunu o esnada öğrendiğini, maktulün bu sırada sanığa hitaben; ''5 dakika içerisinde bu evden çıkmazsam polis çağıracağım'' dediğini, sanığın da sinirli bir şekilde telefonunu uzatarak; “Al, ara, beni tehdit mi ediyorsun!” diye cevap verdiğini, sanığın çok sinirli olduğunu görünce maktulün sanıktan özür dilediğini, bu sırada kendisinin de sanığı sakinleştirmeye çalıştığını, maktulün kendisine işaret ederek korktuğunu hissettirdiğini, maktulü korkmaması için diğer odaya götürdüğünü, odaya girdiklerinde maktulün kendisine; astımı olduğunu, her an kriz geçirebileceğini ve ilacının yanında olmadığını söylediğini, hatta; “Bırak balkondan atlayıp kaçayım.” dediğini, kendisinin buna izin vermediğini; “Bana 5 dakika zaman ver, seni evden çıkaracağım.” diyerek maktulü sakinleştirmeye çalıştığını, maktulün kendisine; “Bacın yok mu, bana yardımcı ol, beni buradan çıkar.” dediğini, bu esnada maktul ile bulundukları odaya inceleme dışı katılanın geldiğini ve sanığın kapıyı kilitlediğini söylediğini, ardından odaya gelen ve çok sinirli olan sanığın elinde bulunan boş bira şişesini yere fırlattığını, maktulün daha da korktuğunu, sanığı kolundan tutarak diğer odaya götürdüğünü, odadan çıktığı esnada inceleme dışı katılana; ''Gönül'e sahip ol.'' dediğini, bunu maktül balkondan atlayıp kaçmak istediğini söylediği için ifade ettiğini, ardından sanıkla diğer odaya geçtiklerini, sanığı sakinleştirmeye çalıştığı sırada, inceleme dışı katılanın koşarak bulundukları odaya geldiğini ve maktulün balkondan aşağıya atladığını söylediğini, bunun üzerine balkona koştuklarını, maktulün yerde yattığını görünce koşarak sanıktan kapının anahtarını istediğini, kaloriferin altında olduğunu söyleyince anahtarı alıp kapıyı açtığını, inceleme dışı katılan ile birlikte aşağıya indiklerini, maktulü alarak Mediza Hastanesine götürdüklerini, maktul aşağıya düştüğü sırada sanığın kendisinin yanında olduğunu, bundan kesinlikle emin olduğunu,

Mahkemede; maktul düştüğü sırada sanıkla birlikte olduklarını, inceleme dışı katılanın durumu kendilerine bildirdiğini, sanığın maktulü balkondan iterek aşağıya attığı iddiasının doğru olmadığını,

İfade etmişlerdir.

Sanık aşamalarda benzer şekilde; Doğubayazıt’ta halı alım satımı yaptığını, işi sebebiyle il dışından ve ülke dışından gelen misafirlerinin konaklaması için bahse konu olayın meydana geldiği apartman dairesini yedi ay kadar önce kiraladığını, inceleme dışı katılanı yaklaşık bir yıl önce Eda ismiyle tanıdığını, kendisine öğretmen olduğunu da söyleyen inceleme dışı katılanla, birkaç kez görüştükten sonra birkaç kez cinsel beraberlik de yaşadıklarını, inceleme dışı katılanın maddi olarak sıkışık durumda olduğunu söyleyip kendisinden yardım talep ettiğini, cinsel ilişki başına inceleme dışı katılana 500 TL verdiğini, ancak yaklaşık sekiz aydır inceleme dışı katılan ile görüşmediğini, olay tarihinden bir gün önce 02.06.2014 tarihinde inceleme dışı katılanın; kendisine WhatsApp isimli iletişim programı üzerinden mesaj yazdığını, tanıdığı bir kız arkadaşının maddi olarak sıkışık vaziyette olduğunu, kızın kendisiyle görüşmek istediğini söylediğini, kendisinin de bu teklifi kabul ettiğini, bahsettiği arkadaşı olan maktul ile WhatsApp üzerinden konuştuklarını, maktulün paraya ihtiyacı olduğunu söylediğini, kendisinin de elinden geldiği kadarıyla yardımcı olabileceğini söylediğini, konuşma sonrasında maktulün gelmek istemediğini, bu durumu kendisine yakıştırmadığını ve vazgeçtiğini söylediğini, kendisinin de ısrarcı olmadığını ve “Tamam.” dediğini, olay günü öğle saatlerinde inceleme dışı katılan ... arkadaşı olan maktulle WhatsApp üzerinden konuştuklarını, akşam saat 19.00 ile 20.00 sıralarında Doğubayazıt’a geleceklerini ve kendisiyle görüşmek istediklerini söylediklerini, inceleme dışı katılan ile yanında bulunan maktulü aracıyla alıp dairesine götürdüğünü, evde yemek olmadığı için arkadaşı tanık ...'yı arayıp yemek getirmesini istediğini, tanık ...’nın getirdiği yemeği inceleme dışı katılan ile birlikte evde sofraya koyduğunu, inceleme dışı katılan ... maktule, tanık ...’nın evde kalmasına sakınca olup olmadığını sorduğunu; “Gelsin, bizim için bir sıkıntı yok.” demeleri üzerine tanık ...’nın da kendileri ile birlikte yiyip içtiğini, maktulün yemek yemeden sadece alkol aldığını, neden yemek yemediğini sorduğunda; “Bildiğin gibi değil, benim biraz sıkıntılarım var, canım sıkkın bu aralar çok bunaldım.” diye cevap verdiğini, inceleme dışı katılan ile tanık ...’nın diğer odaya geçtiklerini, yaklaşık bir saat kadar maktulle karşılıklı alkol alıp sigara içtiklerini, sohbet ettiklerini, bu sohbet esnasında maktulün, kendisine; “Eşinden ayrıldığını, eşinin kendisine borç bıraktığını, bu borcu kendisinin ödemek zorunda olduğunu ve kendisinin de maddi imkânının olmadığını, onun için böyle bir yola ilk kez başvurduğunu, kendisinin Iğdır ili, Aralık ilçesinde öğretmen olduğunu, bu durumdan dolayı zaten utandığını" söylediğini, kendisinin de; “İstemiyorsan cinsel ilişkiye girmeyelim.” dediğini, maktulün; "Artık benim için fark etmez.” dediğini, bir müddet daha beraber alkol aldıklarını, sarhoş olduklarını, maktulün, kendisine; 5.000 TL borcu olduğunu ve her görüştüklerinde 500 TL alabileceğini inceleme dışı katılandan öğrendiğini ifade ettiğini, kendisinin de “Tamam.” dediğini, maktulün isteğiyle bir kez normal yoldan ilişkiye girdiklerini, yıkanmak için banyoya gittiğini, ardından maktulün banyoya gittiğini, maktulün giyinirken alkolün tesiriyle zorlandığını, kendisinin odada uzandığını, inceleme dışı katılan ile tanık ...’nın yanlarına geldiklerini, maktulün hiçbir şey demeden odadan çıktığını, kısa bir süre sonra inceleme dışı katılanın da maktulün peşinden odadan çıktığını, sonra koşarak yanlarına gelip; “Kız balkondan atladı, kız balkondan atladı!” diye bağırdığını, inceleme dışı katılan ... tanık ... ile birlikte hemen balkona çıktıklarını, maktulün yolda hareketsiz bir şekilde yattığını, inceleme dışı katılan ... tanık ...’nın koşarak aşağıya indiklerini, üzerinde elbise olmadığı için giyindikten sonra kendisinin de peşleri sıra aşağıya indiğini, indiğinde inceleme dışı katılan ile tanık ...’nın maktulü arabaya alarak hastaneye götürdüklerini, aracına binerek Doğubayazıt Devlet Hastanesine gittiğini, acil bölümüne vardığında inceleme dışı katılanı gördüğünü, parası olmadığını söylemesi üzerine inceleme dışı katılana hatırlamadığı bir miktar para verdiğini, olaydan dolayı paniklediğini, şoka girdiğini, ne yapacağını bilemediğini, telefonla maktulün öldüğünü öğrenince korkusundan aracına binerek Iğdır’a gittiğini, bir galericiye aracını sattığını, ticari taksiye binip Posof üzerinden Gürcistan’a gittiğini, ne yapacağını bilemediğini, vicdanen kendisini suçlu hissettiğini, bir gün Gürcistan’da kaldıktan sonra; “Ailem tarafından yanlış anlaşılırım, beni suçlu olarak görürler.” diye düşünüp bildiklerini polise anlatmak istediğini, diğer taraftan ise evli olması sebebiyle ve Doğubayazıt’ın da aşiret bölgesi olması nedeniyle böyle bir olayı nasıl izah edeceğini bilemediğini, sonunda emniyete gidip olayı gerçek hâliyle anlatmaya karar verdiğini, olayda kesinlikle herhangi bir kast ve kabahatinin olmadığını, maktulün ne sebeple ve nasıl balkondan atladığını bilmediğini, olayı görmediğini, maktulün sürekli eşinden ve ailesinden sitem edip borçlarından bahsettiğini, maddi sıkıntı sebebiyle böyle bir yola başvurmayı kendisine yediremediğini ifade ettiğini, bunların maktulün intihar sebebi olabileceğini, aleyhine olan hususları kabul etmediğini, maktul ile yaşanacak olan cinsel ilişki sonrasında kendisine para vereceğini, fakat bu parayı gece kendisinde kalacakları için sabah vereceğini, akşam alkollü olduğu için para verip vermediğini hatırlamadığını, kimseyi evde zorla tutmadığını, kapının kilitli olmadığını, tehdit iddialarının asılsız olduğunu, maktul atladığı an tanık ... ile içerideki odada oturduklarını, inceleme dışı katılanın beyanlarının iftira ve kurgudan ibaret olduğunu, tanık ...’nın da bu iftiralara alet olduğunu, inceleme dışı katılanın para almak için bu şekilde davrandığını,

Savunmuştur.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

Uyuşmazlık konusunda isabetli bir hukuki çözüme ulaşılabilmesi bakımından, "doğrudan kasıt" ve "olası kasıt"a değinilerek birbirlerinden ayırt edici ölçütlerin ortaya konulması gerekmektedir.

5237 sayılı TCK'nın "Kast" başlıklı 21. maddesi;

"(1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.

(2) Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir" şeklinde düzenlenerek, maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde doğrudan kast, ikinci fıkrasının birinci cümlesinde de olası kast tanımlanmıştır.

Olası kastın tanımlandığı TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasının gerekçesinde; “...Olası kast durumunda suçun kanuni tanımında yer alan unsurlardan birinin somut olayda gerçekleşebileceği öngörülmesine rağmen, kişi fiili işlemektedir. Diğer bir deyişle, fail unsurların meydana gelmesini kabullenmektedir. Mevzuatımıza giren yeni bir kavram olan olası kastla ilgili uygulamadan bazı örnekler vermek yararlı olacaktır.

Yolda seyreden bir otobüs sürücüsü, trafik lambasının kendisine kırmızı yanmasına rağmen, kavşakta durmadan geçmek ister; ancak kendilerine yeşil ışık yanan kavşaktan geçmekte olan yayalara çarpar ve bunlardan bir veya birkaçının ölümüne veya yaralanmasına neden olur. Trafik lambası kendisine kırmızı yanan sürücü, yaya geçidinden her an birilerinin geçtiğini görmüş; fakat, buna rağmen kavşakta durmamış ve yoluna devam etmiştir. Bu durumda otobüs sürücüsü, meydana gelen ölüm veya yaralama neticelerinin gerçekleşebileceğini öngörerek, bunları kabullenmiştir.

Düğün evinde törene katılanların tabancaları ile odanın tavanına doğru ardı ardına ateş ettikleri sırada, bir kişinin aldığı alkolün de etkisi ile elinin seyrini kaybetmesi sonucu, yere paralel olarak yaptığı atışlardan bir tanesinden çıkan kurşun, törene katılanlardan birinin alnına isabet ederek ölümüne neden olur. Bu örnek olayda kişi yaptığı atışlardan çıkan kurşunların orada bulunan herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş; fakat, buna rağmen silâhıyla atışa devam etmiştir. Burada da fail silâhıyla ateş ederken ortaya çıkacak yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir.

Verilen bu örneklerde kişinin olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerekir.” şeklinde açıklamalara yer verilmiş ve olası kasta ilişkin örnek olaylar gösterilmiştir.

Buna göre, doğrudan kast; öngörülen ve suç teşkil eden fiili gerçekleştirmeye yönelik irade olup kanunda suç olarak tanımlanmış eylemin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi ile oluşur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesi hâlinde doğrudan kastla hareket etmiş olacak, buna karşın işlemiş olduğu fiilin muhtemel bazı neticeleri meydana getirebileceğini öngörmesine ve bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen muhtemel neticeyi kabullenerek fiili işlemesi hâlinde olası kast söz konusu olacaktır.

Olası kast ile doğrudan kast arasındaki farkı ortaya koyan en belirgin unsur, doğrudan kasttaki bilme unsurudur. Fail hareketinin kanuni tipi gerçekleştireceğini biliyorsa doğrudan kasıtla hareket ettiğinin kabulü gerekmektedir. Yine failin hareketiyle hedeflediği doğrudan neticelerle birlikte, hareketin zorunlu veya kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sonuçları da, açıkça istenmese dahi doğrudan kastın kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Belli bir sonucun gerçekleşmesine yönelik hareketin, günlük hayat tecrübelerine göre diğer bir kısım neticeleride doğurması muhakkak ise, failin bu sonuçlar açısından da doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilmelidir.

Olası kastı doğrudan kasttan ayıran diğer ölçüt; suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşmesinin muhakkak olmayıp muhtemel olmasıdır. Fail, böyle bir durumda muhakkak değil ama, büyük bir ihtimalle gerçekleşecek olan neticenin meydana gelmesini kabullenmekte ve olursa olsun düşüncesi ile göze almakta; neticenin gerçekleşmemesi için herhangi bir çaba göstermemektedir. Olası kastta fiilin kanunda tanımlanan bir sonucun gerçekleşmesine neden olacağı muhtemel görülmesine karşın, bu neticenin meydana gelmesi fail tarafından kabul edilmektedir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Kamu görevlisi olan maktulün, boşandığı eşinin kullandırttığı kredileri ödemekte güçlük çektiği, bu amaçla inceleme dışı katılandan yardım istediği, inceleme dışı katılanın daha önce para karşılığı cinsel ilişkiye girdiği Doğubayazıt’ta halı alım satımı yapan sanığın yardım edebileceğini maktule söylediği, maktul ... sanığın telefonla görüşerek 5.000 TL karşılığında birkaç kez birlikte olmak karşılığında anlaştıkları, olay gecesi maktul ... inceleme dışı katılanın ticari bir taksiyle Iğdır’dan Doğubayazıt’a gittikleri, sanık ile buluşarak sanığın garsoniyer olarak kullandığı olayın meydana geldiği daireye geldikleri, burada sanık ile maktulün cinsel ilişkiye girdikleri, bir süre sonra maktulün cüzdanındaki paraları bulamadığını söyleyerek sanıkla tartışmaya başladığı, sanığın evin kapısını kilitleyip tehdit ederek maktul ile inceleme dışı katılanın evden çıkmalarını engellediği, maktulün, arkadaşı tanık ...'a telefonla mesaj göndererek rehin alındığını, polisi aramasını söyleyerek yardım istediği, sanığın saldırgan tavırlarını artırarak sürdürmesi üzerine maktulün balkona çıkıp eğer kapıyı açmazsa aşağıya atlayacağını sanığa söylediği, sanığın ise; “Atla lan, atla!” diyerek maktulü yaklaşık 7,5 metre aşağıdaki beton zemine doğru ittiği, maktulün genel beden travmasına bağlı kafatası ve kaburga kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ yaralanması sonucu hayatını kaybettiği, inceleme dışı katılanın kollukta, Cumhuriyet Başsavcılığında, yer gösterme işlemi sırasında ve mahkemedeki beyanlarında; sanığın maktulü iterek aşağı düşürdüğünü ifade ettiği, tanık ...'in maktulün yere çarpmasından evvel kadın çığlığı duyduğu yönünde beyanda bulunduğu, tanık ... ile sanığın ise olay sırasında maktulün yanında olmadıklarını ileri sürdükleri anlaşılan olayda;

Özgürlüğü kısıtlanan ve öldürülmekten korkan maktulün evden çıkabilmek için son çare olarak balkon duvarının denizliğine yüzükoyun yatıp sanıktan kendisini serbest bırakmasını isteyerek aksi takdirde aşağı atlayacağını söylemesine karşın, sanığın maktule; “Atla lan, atla!” dedikten sonra maktulü kuvvetli şekilde aşağı ittiği, 21.08.2014 tarihinde gerçekleştirilen yer gösterme işleminin ardından düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerinde bu durumu desteklediği, balkon iz düşümünden 3,5 metre ileriye ve yaklaşık 7,5 metre yüksekten beton zemine düşen maktulün genel beden travmasına bağlı kafatası ve kaburga kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve iç organ yaralanması sonucu hayatını kaybetmiş olması karşısında, sanığın savunmaları ile yakın arkadaşı tanık ...’nın beyanlarına itibar edilemeyeceği, sanığın kasten öldürme suçunun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek hareket ettiği, sanığın eylemi ile ölüm olayı sırasında illiyet bağının bulunduğu, 7,5 metre yükseklikten itme sonucu beton zemine düşme neticesinde ölüm olayının meydana gelmesinin muhtemel değil muhakkak olduğu anlaşılmakla; maktulü kasten öldürdüğü kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.