"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Ceza Dairesi
Sanık ...’un çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/2, 103/3-d, 43/1, 53, 58/6-7 ve 63. maddeleri uyarınca 30 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.04.2019 tarihli ve 60-203 sayılı resen de istinafa tabi olan hükmün, sanık müdafisi ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 27.09.2019 tarih ve 1506-1430 sayı ile duruşma açılarak yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece sanık hakkında kurulan hükmün kaldırılarak, sanığın çocuğun basit cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1-1. cümle, 103/3-d, 43/1, 53, 58/6-7 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, cezasının ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi, katılan mağdur ... vekili ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 17.03.2021 tarih ve 2273-2146 sayı ile;
“Mağdurenin aşamalardaki ayrıntılı ve istikrarlı anlatımları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında mağdurenin annesiyle gayriresmî birliktelik yaşaması nedeniyle aynı evde ikamet eden sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında mağdureye karşı dokuz yaşından itibaren basit düzeyde kalacak şekilde ve on beş yaşını tamamladıktan sonra ise kardeşi .'ye de benzer eylemlerde bulunacağı tehdidiyle değişik zamanlarda birden fazla organ sokmak suretiyle istismar ettiği anlaşıldığından, sanığın zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 3-d, 43. maddeleri uyarınca mahkûmiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanun’un 103/1-c.1, 3-d, 43/1. maddeleri ile hüküm kurulması,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesi ise 11.06.2021 tarih ve 367-718 sayı ile;
“...Sanığın mağdure .ya yönelik eylemleri bakımından yapılan değerlendirmede; ilk derece mahkemesince sanığın ...'ya yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de gerek sanık ve mağdur beyanı gerekse cep telefonu HTS rapor incelenmesi birlikte değerlendirildiğinde . ile anal yoldan cinsel ilişkiye ilk defa Haziran 2018 tarihinde girdiği, HTS raporlarından da anlaşıldığı üzere ... ilinde oldukları 16 Ekim 2018 tarihine kadar farklı tarihlerde sanık ve .'nın anal yoldan cinsel ilişkiye girdikleri, vajinal yoldan ilk cinsel ilişkinin ise 16 Ekim 2018 tarihinde yaşandığı, sanığın gerek anal yoldan gerek vajinal yoldan organ sokmak suretiyle cinsel ilişkiye girdiğinde ...'nın 15 yaşını bitirmiş olduğu, 15-18 yaş grubundaki mağdureye karşı anal ve vajinal ilişkinin suç olabilmesi için isteği dışında hile tehdit veya zor kullanılarak işlenmiş olması gerekir.. tüm beyanlarında anal yoldan cinsel ilişkiye girmeden önce ve farklı tarihlerde anal yoldan cinsel ilişkiye girdiği sırada sanığın zor kullandığı veya tehdit ettiğine dair bir anlatımının olmadığı, vajinal ilişki için ise ...'nın çocuk izleme merkezindeki beyanında; sanığın " Kardeşini alıp getiririm.' dedi, 'Senin yerine.' dedi, ben 'Tamam.' dedim direnemedim.’ şeklinde anlatımda bulunduğu ve yargılamanın her aşamasındaki beyanlarında TCK'nın 103/4. maddesindeki anlamda zor veya tehdit olduğuna ilişkin bir anlatımının olmadığı, ‘Kardeşini alıp getiririm senin yerine’ sözlerinin TCK'nın 103/4. maddesi anlamında tehdit boyutu sayılamayacağı, her ne kadar daha sonra mağdure intihara kalkışmış ise de; sanığın mağdureyi işten çıkarttığı, okula gitmesine izin vermediği, evden çıkmasına karıştığı, sürekli olarak evde kalmak zorunda kalan mağdurenin 03.12.2018 günü okula gitme isteğini yenilemesine rağmen sanığın yine izin vermemesine duyduğu kızgınlık ile veya sanık ile yaşadıklarından duyduğu pişmanlık sebebiyle intihara kalkışmış olabileceği, sanığın ... ile gerek anal, gerekse vajinal yoldan zor kullanarak veya tehdit ile ilişkiye girdiğine dair delile ulaşılamadığı, bu nedenle sanık ile anal ve vajinal yoldan rızası ile ilişkiye girdiği kabul olunmuş ve sanığın bu eyleminin TCK'nın 104/1. maddesi kapsamında kaldığı kanaatine varılmıştır.
Sanık ...'ya yönelik eylemlerine 2014 yılından itibaren başlamıştır. 22.01.2003 doğumlu olan mağdure 12 yaşını 22.01.2015 tarihinde, 15 yaşını ise 22.01.2018 tarihinde doldurmuştur. Dolayısıyla sanığın 2014-22.01.2018 tarihi arasındaki mağdura yönelik eylemleri mağdurenin rızası olsun olmasın suç teşkil eder. Mağdure bu dönemdeki sanığın eylemlerini göğüslerine poposuna ve cinsel organına dokunma, avuçlama, okşama ve sürtünme şeklinde anlattığı, sanığın bu eylemlerini ani, kısa süreli, basit temaslar olmayıp devamlılık arz eder tarzda sürtünme ve okşama şeklinde gerçekleştiği, bu nedenle TCK'nın 103/1-1. cümlesi anlamında çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturacağı Dairemizce kabul olunmuştur.
Yargıtay 14. Ceza Dairesince sanığın eylemlerini kardeşi ...'ye de benzer şekilde eylemde bulunacağı tehdidiyle gerçekleştirildiği bu nedenle mağdure ...'ya yönelik eylemleri bakımından TCK 103/2, 103/3-d ve 43. maddeleri gereğince cezalandırılması gerektiğinden bahisle bozulmuş ise de Dairemizin bozmaya konu gerekçeli kararında sanığın söylediği iddia olunan mağdureye kardeşi ...'ye de cinsel istismarda bulunacağı tehdidiyle eylemlerini gerçekleştirdiği iddiasının kabul edilmeme gerekçesinin ayrıntıları ile tartışıldığı ve Dairemizin bu görüşünün dosya kapsamı ile uyumlu olduğu değerlendirilmiştir.
Kaldı ki ilk derece mahkemesince sanığın ...'yı ... ilinde ormanlık açık alana götürmesi eyleminin kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçunu oluşturduğundan bahisle verdiği mahkûmiyet kararı Dairemizin bozmaya konu kararında CMK'nın 280/2. maddesi uyarınca kaldırılarak olay tarihinde ...'nın 15 yaşını bitirdiği ve sanık ile kendi iradesi ile gittiğinden kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçunun unsurlarının oluşmayacağından bahisle beraatine karar verildiği ve bu beraat kararının Yargıtay 14. Ceza Dairesince onandığı, eğer sanık mağdureye yönelik cinsel istismar eylemlerini TCK'nın 103/4. maddesi anlamında kardeşine de cinsel istismarda da bulunacağı tehdidiyle gerçekleştirdiğinin kabulü hâlinde ...'nın sanık ile ... iline yine bu tehdidin etkisiyle gittiğinin kabulü ile kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçundan TCK'nın 109/2, 109/3-f, 109/5. maddeleri gereğince cezalandırılmasının gerekeceği ancak Yargıtay 14. Ceza Dairesince bu suç nedeniyle Dairemizce verilen beraat kararı onanarak ilam içerisinde çelişki yaratıldığı da dikkate alındığında Dairemizin sanığın ...'ya yönelik eylemi bakımından yapılan hukuki nitelendirme ve TCK'nın 103/4. maddesinin uygulama şartlarını oluşmadığına ilişkin değerlendirmesinin dosya kapsamına uygun olduğu,” gerekçesiyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Bu hükmün de sanık müdafisi, katılan mağdur ... vekili ve katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.10.2021 tarihli ve 120362 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik CMK’nın 307. maddesi uyarınca, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.06.2021 tarihli ve 196 sayılı kararı ile kararına direnilen Yargıtay 14. Ceza Dairesinin kapatılması nedeniyle aynı karar uyarınca bu Daireye ait işlerin devredildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 23.03.2022 tarih ve 25900-2784 sayı ile direnme kararı yerinde görülmeyerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında inceleme dışı mağdur ...'a yönelik sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ve katılan mağdur ...'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan beraat hükmü, Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme, sanık ... hakkında katılan mağdur ...'a yönelik çocuğun basit cinsel istismarı suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın katılan mağdur ...'a yönelik eyleminin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu mu yoksa çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
03.12.2018 tarihli tutanağa göre; saat 18.30 sıralarında ... Devlet Hastanesi polisi tarafından 15 yaşlarında bir kız çocuğunun ilaç içmek suretiyle intihara teşebbüs etmesi nedeniyle başvurduğu, katılan mağdur ... ile yapılan görüşmede; sanık ... tarafından bu tarihten yaklaşık 1,5 yıl önce ... ilinde bir ormanda cinsel istismara uğradığını, o tarihten sonra da değişik zamanlarda 4-5 kez aynı şekilde sanığın kendisine cinsel istismarda bulunduğunu, en son bir hafta önce evlerinde yalnız bulundukları sırada yine aynı şekilde cinsel istismara uğradığını, ayrıca sanığın kız kardeşi ...’nin göğüslerini ellemek suretiyle istismarda bulunduğunu, bu sebeple psikolojisinin bozulduğunu ve ilaç içtiğini beyan ettiği, katılan mağdurun hayati tehlikesi bulunduğundan başka ile sevk edildiği ve ifadesinin alınamadığı,
... Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 06.12.2018 tarihli rapora göre;
1- Yapılan görüşmede katılan mağdur ...’ın; 22.01.2003 doğumlu olup 16 yaşının içinde olduğunu, ... merkezde yaşadığını, anne ve babasının 3-4 yaşlarındayken ayrıldıklarını, üç kız, bir erkek toplam dört kardeş olduklarını, kardeşleri arasında kendisinin yaşça en büyük olduğunu, babası ile görüşmediğini, kardeşleri ile birlikte annesinin yanında kaldıklarını, annesinin çalışmadığını, annesinin babasından ayrıldıktan sonra dini nikahlı olarak tekrar evlilik yaptığını, üvey babası olan sanık ...’un hurdacılık yaptığını, ortaokulu bitirdikten sonra çalışmak için okulu bıraktığını, on beş gün lunaparkın kafe bölümünde çalıştığını, dört gün de alışveriş merkezinde çalıştığını, insanlarla anlaşamadığını ve üvey babasının sorun yapması nedeniyle işten çıkmak zorunda kaldığını, açıktan liseye devam ettiğini, lise birinci sınıf öğrencisi olduğunu, 9-10 yaşlarındayken sol kolunun kırılması nedeniyle ameliyat geçirdiğini, dört senedir sigara kullandığını, alkol, uyuşturucu madde kullanmadığını, 3-4 gün önce yaklaşık elli tane ... kesici ve antibiyotik ilaç içerek intihar teşebbüsünde bulunduğunu, zaten üzerinde psikolojik baskı olduğunu, olay günü üvey babası ile okul meselesinden tartışma yaşayınca intihar teşebbüsünde bulunduğunu, bu olay öncesinde de iki defa bıçakla karnını ve bileğini yaralayarak intihar teşebbüsünde bulunduğunu, altı ay önce bileğini kestiğinde üvey babasının bileğini sardığını ve annesine bile söyletmediğini, üç ay önce de üvey babasının birisi kendisine baktı diye kendisini lunaparkta tekme ... dövdüğünü, bunun üzerine karnına bıçak saplayarak kendisine zarar vermek istediğini, üvey babasının annesi ile evlendikten kısa süre sonra cinsel tacizlere başladığını, o zamanlar 9-10 yaşlarında olduğunu, 6 yıl boyunca hemen hemen 2-3 günde bir olmak üzere tacizlerin devam ettiğini, sanığın ilk zamanlar poposuna, daha sonra ise göğüs bölgesine dokunduğunu, kıyafetlerinin üzerinden bunları yaptığını, ilk olarak 6 ay kadar önce evlerinde kimse yokken sanığın zor kullanarak, ellerini tutup darp ederek anal yoldan cinsel saldırıda bulunduğunu, şahsın öncesinde cinsel organını tükürüklediğini, cinsel organının tam olarak içine girdiğini, poposunda kanama olmadığını, canının yandığını, ilk olaydan sonraki 4 ay boyunca evlerinde 2-3 günde bir zorla ters ilişkiye maruz kaldığını, ters ilişkilerin tamamının ilk gerçekleşen ters ilişki olayındaki gibi yaşandığını, poposunda kanama olup olmadığını hiç görmediğini, üvey babasının yaklaşık iki ay önce kendisini Göreme'ye lunaparkta çalışmaya götüreceğini söyleyerek motorla .ya götürdüğünü, gittikleri yerin ormanlık bir alan olduğunu, sadece ağaçlar olduğunu, etrafta hiç kimse olmadığını, orada üvey babasının kendisine vajinal yoldan cinsel saldırıda bulunduğunu, cinsel saldırı esnasında yüzünün toprağa gömülü hâlde olduğunu, aşırı canının yandığını, bir gün orada kaldıklarını, kaldıkları gün boyunca 6-7 defa tamamı vajinal yoldan cinsel saldırıya uğradığını, olay esnasında üvey babasının dışarıya boşaldığını, oradayken annesinin telefonla aradığını fakat üvey babasının kendisine annesine yalan söylettirdiğini, ...'e döndükten sonra eve gittiğinde bacağında ve iç çamaşırında kurumuş açık renkli kan lekeleri gördüğünü, eve döndükten sonra da iki ay boyunca 2-3 günde bir evde kimse olmadığı zamanlarda hep vajinal yoldan cinsel saldırıya uğradığını, en son 8-9 gün önce evde vajinal yoldan cinsel saldırıya maruz kaldığını, anal yoldan en son iki ay kadar önce cinsel saldırıya uğradığını, üvey babasının vajinal yoldan cinsel saldırıda bulunduğunda içine boşalmadığını, anal yoldan cinsel saldırıda bulunduğunda ise içine boşaldığını, evde yalnız kalmak için üvey babasının kendisine anneannesine gitmek istediğini ancak kendisini babasının motorla götürmesini istediğini annesine söylettirdiğini, annesi ve kardeşlerinin otobüs ile anneannesine gitmesi sonrasında evde kimse olmadığı sırada üvey babasının cinsel saldırıda bulunduğunu, üvey babasının kendisini olayları birilerine anlattığı takdirde kardeşine de aynı şeyleri yapacağını söyleyerek tehdit ettiğini, bu yüzden yaptıklarına ses çıkaramadığını, yaşadıklarını kimseye anlatamadığını, büyük tuvaletini kaçırma, poposunda ... veya kanama gibi şikâyetleri olmadığını, sadece ön taraftan ilişkiye maruz kaldığından beri arada idrarını az miktarda tutamamaya başladığını, olay açığa çıktıktan sonra cinsel muayene olmadığını, şu an üvey babasının tutuklu olduğunu, ...'de beyin kanaması nedeniyle hastanede yattığını, kendisinin ise annesi ile birlikte kaldığını, olayların açığa çıkması sonucu daha rahat hissettiğini, bundan sonra çalışıp kendi hayatını kazanmak istediğini, geleceğe olumlu baktığını, anlatmış olduğu olaylar dışında başka herhangi biriyle rızası veya rızası dışında cinsel birliktelik yaşamadığını, üvey babasının kız kardeşine bir şey yapmadığını, öğrendiğine göre sadece bir defa dokunma olduğunu belirttiği, görüşme esnasında katılan mağdurun zekasının klinik olarak normal zeka düzeyinde izlenimi verdiğinin tespit edildiği,
2- Dış beden muayenesinde; sol kol üst bölüm ön ve dış yüzden başlayıp sol el bileği ön ve dış yüzüne uzanan alanda birbirine paralel seyirli çok sayıda lineer tarzda eski skarlar (şahsın beyanına göre altı ay önce kendisinin çakıyla yaptığı), sol kol orta bölüm ön yüzde, sol ön kol arka yüzde, sol el bilek ön yüzde, sol el 1-2. metakarpal kemik arasında kalan bölge dorsal yüzde toplam dört adet tatuaj, sol kol alt bölüm arka yüzden başlayıp sol dirsek altına uzanan 10x1 cm ebatta eski skar (şahsın beyanına göre 9-10 yaşlarındayken sol kolunun kırılması sonucu geçirdiği ameliyata ait), sağ kol üst bölüm arka yüzden başlayıp sağ ön kol arka yüze uzanan alanda çok sayıda lineer tarzda eski skarlar (şahsın beyanına göre altı ay önce kendisinin çakıyla yaptığı), sağ ön kol ön ve arka yüzde toplam üç adet tatuaj, umblikus üstünde 0,2 cm çapında, batın sağ üst kadranda 0,4x0,2 cm ebatta, 0,1 cm çapında skar (şahsın beyanına göre üç ay önce kendisinin bıçakla yaptığı), batında periumblikal bölgede çepeçevre şekilde toplam 15-20 adet en büyüğü 7 cm uzunlukta kurutlu sıyrıklar (şahsın beyanına göre üç gün önce ilaç içerek intihar teşebbüsü öncesinde kendisinin çakıyla yaptığı) olduğu,
3- İç beden muayenesinde; şahsın mens döneminde olduğu, hymenin ince ve alçak cidarlı olduğu, hymende saat kadranına göre saat 6-8 hizası arasında kalan bölgede etraf hymen dokusuna göre yükseklik kaybı gösteren silinme alanı ve bu bölgede etraf hymen dokusuna göre hafif soluk renk değişimi gösteren eski yırtık izlendiği,
4- Anal muayenenin şahsın anamnezinde belirttiği son fiili livata eyleminin gerçekleştiği iddia olunan tarihe göre uzun zaman dilimi (yaklaşık iki ay) sonrasında yapıldığı öncelikle göz önünde tutularak, şahısta akut ya da kronik fiili livata bulgusuna rastlanılmadığı (ancak; şahsın direncinin kırıldığı veya kayganlaştırıcı-kolaylaştırıcı madde kullanıldığı durumlarda fiili livata eylemine ait herhangi bir bulguya rastlanılamayabileceği),
5- Muayene tarihi itibarıyla maruz kaldığı iddia olunan çocuğun cinsel istismarı eyleminin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin yeterince geliştiği,
6- Ayrıca şahıs hakkında TCK'nın 56 ve 5395 sayılı Kanun’un 5. maddesi kapsamında şahsın ..., eğitim tedbiri ve gerekli görülen diğer tedbir kararları ile desteklenmesinin uygun olabileceği,
Kanaatine varıldığı,
Dosya arasında bulunan mağdur katılan ... ile adli görüşmeci arasında geçen konuşmaların bulunduğu CD’nin dökümünü yapan 10.09.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; yurda 3 yaşında girdiğini, 5-6 yaşlarında koruyucu ailenin yanında yaşadığını, 7 yaşında annesinin aldığını, taciz olayının dokunma ve sürtünme şeklinde olduğunu, sanığın iç çamaşır ve pijamanın diz kapağına kadar indirip sürtündüğünü, o dönemler organ sokma olmadığını, sanığın boşaldığını hissettiğini, ilk 6 senenin bu şekilde sürdüğünü, daha sonraki süreçte 4 ay anal yoldan son iki ay ise vajinal yoldan cinsel organını soktuğunu, sanığın çalışmasına ya da okumasına izin vermediğini, evde oturmalarını istediğini, bu nedenle yurda gitmek istediğini, sanığın bunun üzerine bıçağı alıp oturduğunu, kendilerine “Nankörler!” dediğini, bir keresinde bıçakla saldırdığını ancak annesinin tuttuğunu, polise şikâyet etmek istediğini, evden çıkamayınca şikâyet edemediğini, 6 yıldır süren istismarı polise anlatabilmek için intihara teşebbüs ettiğini, 2 ay önce sanığın kendisine ...’deki lunaparkta ... bulduğunu söylediğini, sanıkla birlikte bu lunaparkta çalışmak için yola çıktıklarını ancak sanığın kendisini .../Sarıkaya’da ormanlık bir alana götürdüğünü, “Ya kendi isteğinle olacak ya da senin yerine kız kardeşin.” dediğini, sanığın kendisini bağlamadığını ancak kollarını tutarak hareket etmesini engelleyip zorla vajinal yoldan tecavüz ettiğini, sanığın dışarıya boşaldığını, cinsel organını görmediğini, karanlık olduğunu ancak bilmediğini, sabahleyin götürdüğünü, geceye kadar orada bir yer ayarladığını, sabaha kadar 6-7 kez tecavüz ettiğini, şiddet uyguladığını, bıçak tuttuğunu, uyuşturucu gibi bir sigara içirmekle tehdit ettiğini, “Kardeşini alıp getiririm senin yerine.” şeklinde tehdit ettiği için direnemediğini, tam tarihini hatırlamadığını, havanın sıcak olduğunu, ... yağdığını, dönünce annesine yaşananları anlatmadığını, sonrasında sanığın gece yatmadan telefonla çaldırıp kapattığında evin önündeki kulübeye gelmesini istediğini, 1 hafta kadar yanına gitmediğini, annesinin yanında sanığın kendisine bağlıymış gibi davranmasını istediğini, sanığın kendisini tehdit etmeye başladığını, “Gece yatarken benzini suratına döker yakarım. Bak ben oraya kardeşini götürmedim, seni götürdüm, çünkü ben seni istiyorum. Kardeşini hâlâ götürebilirim. Çaldırıp kapattığımda gel.” dediğini, bunun üzerine çaldırıp kapattığında gittiğini, her iki günde bir kulübede ilişkinin olduğunu, bazen her gün olduğunu, içine boşalmadığını, dışarı çıkamadığını, kimseye söyleyemediğini, sanığı sevmediğini belli ettiğini, kardeşinin de kendisine sanığın göğüslerini ellediğini söylediğini, sanığın eskiden kardeşi ... ve kendisine doğruluk mu cesaret mi oyunu oynattığını, oyun sırasında soyundurduğunu, 3 kere intihara teşebbüs ettiğini, annesinin diğer ikisini bilmediğini, sanığın annesine ve kardeşlerine zarar vermesinden korktuğunu, babasının kendisine sürekli annene, anneannene gitmek istediğini söyle dediğini, annesi ve kardeşlerinin otobüsle anneannesine gittiklerini, sanıkla kendisinin yaklaşık 1 saat sonra motosikletle anneannelerine gittiğini, şikâyetçi olduğunu beyan ettiği,
Dosya arasında bulunan inceleme dışı mağdur katılan ... ile adli görüşmeci arasında geçen konuşmaların bulunduğu CD’nin dökümünü yapan 10.09.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre; ablası ...’nın intihar ettiği günün sabahı ...’nın annesine “Okula kaydımızı bugün mü yaptırıyoruz?” bir sor dediğini, sanığın surat asıp söylendiğini, kendisinin tableti ile ablasının telefonunu aldığını, ...’ya köpeğini satacağını söylediğini, eline bıçağı alıp bilemeye başladığını, daha sonra büyük bir bıçak getirip onu da bilediğini, bıçağı korkutma amaçlı kendilerine gösterdiğini, bıçağı kendisine dayayarak “Burama geldi.” dediğini, sanığın gittikten sonra ablasının bıçakla kendisini yaraladığını ve hap içtiğini, ...’nın ambulansla hastaneye götürüldüğünü, sanığın sonradan gelip ...’nın hastaneye gitmesine sinirlendiğini, kafasına 2-3 kere vurduğunu, “Benim başımı yakarsanız, ben de sizin başınızı yakarım.” dediğini, hastaneye gidiyorum diye evden çıktığını ancak 3 dakika sonra geri geldiğini, eve kimse geldi mi diye sorduğunu, polis falan gelirse “Babam hastaneye gitti.” demesini istediğini, “Ablan niye hap içti derlerse ‘bilmiyorum’ de, yoksa annenin de başı belaya girer.” dediğini, ablası ilaç içtiğinde ona kusmasını söylediğini, ablasının ise evden çıkmam lazım onun için dediğini, sanığın kendisinin de farklı zamanlarda göğüslerini elleyerek istismar ettiğini beyan ettiği,
04.12.2018 tarihli olay, araştırma ve yakalama tutanağına göre; ...’un yakalandığında katılan mağdurun dayısı olan ... tarafından bu olayın etkisiyle darp edildiğinin anlaşıldığı, ... Devlet Hastanesince düzenlenen 03.12.2018 tarihli genel adli muayene raporuna göre; sanığın baş bölgesinde basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte 3 adet kesi bulunduğu,
... Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.12.2018 tarihli ve 3199 numaralı kararı uyarınca katılan mağdur ve sanığın birlikte yaşadıkları evin önündeki kulübelerde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı,
... Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.12.2018 tarihli ve 3201 d. ... numaralı kararı uyarınca sanık ve katılan mağdurun kullandığı hatların 01.08.2018-01.11.2018 tarihleri arasındaki 3 aylık HTS dökümlerini içerir iletişimin tespitine karar verildiği, mağdur katılanın kullandığı hattın HTS kayıtlarına göre; 16.10.2018 tarihinde saat 12.54 sıralarında ...’den, 13.18’den itibaren ...’tan, 17.10.2018 tarihinde .../Sarıkaya’dan 18.10.2018 tarihinde saat 10.11’e kadar .../Sarıkaya’dan, saat 12.36’da ise yeniden ... il sınırlarından baz bilgisi verdiği, sanığın kullandığı hattın HTS kayıtlarına göre ise; 16.10.2018 tarihinde saat 17.24’ten itibaren ...’tan, 17.10.2018 tarihinde .../Sarıkaya’dan baz bilgisi verdiği,
... Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 29.07.2019 tarihli raporuna göre; ...'un sanığı bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğu tam olup hakkında 5237 sayılı TCK’nın 32/1 veya 2 maddelerinin tatbikine mahal bulunmadığı,
Katılan mağdurun 6. sınıftayken sosyal bilgiler öğretmeni şüpheli İ. H. Usluer tarafından öğretmenler odasında yanağından öpmek suretiyle istismara uğradığı iddiasıyla ilgili olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 08.02.2019 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdur ... 05.12.2018 tarihinde Savcılıkta; “Cumartesi günü üvey babama okula başlamamı söyledim. O da ‘Ne okulu evde oturacaksın.’ dedi. Daha önce okula başlamamamın sebebi çalışmak istememdi. Bu sefer de çalışmamıza izin vermedi, okula başladık. Bizim hem evde oturmamızı istedi hem de okula gitmememizi söyleyince biz de yuvaya gitmek istedik. Bunun üzerine bıçağı eline alıp bize yönelik ‘nankörler’ tarzında hakaret edip 'Evde oturacaklar.' dedi. Annem araya girdi. Ben üvey babamı şikâyet etmek istedim ama evden dışarı çıkamıyordum. Evde annem ve kız kardeşim ...'ye de söyleyemedim. Ben üvey babam tarafından tecavüze uğradım. 5-6 senedir de tacize uğruyorum. 2 ay önce lunaparkta işe çağrıldığımı söyledi üvey babam. İkimiz motora binip beni lunapark yerine ... Sarıkaya ormanlık alana götürdü. Bana ‘Ya kendi isteğinle olacak ya da senin yerine kız kardeşini getiririm.’ dedi. Sonra kollarımdan tutarak bana tecavüz etti. İçime değil dışarı boşaldı. Bu olaylar gece saatinde oldu. O gün sabaha kadar 6-7 kez tecavüz etti. Evde uyuşturucu türünde bir sigara vardı, beni onu içirmekle de tehdit etti ama içirmedi. Kendisi de içmedi. O gün davranışlarında anormallik yoktu. Annem sordu 'Neden gelmedin?' diye ben de 'Lunaparkta kavga çıktı.' dedim. Evimizin önünde kulübe gibi bir yer var. Üvey babamın kulübede eşyaları var. Benim telefonumu çaldırıp kapatıyordu. 'Çaldırıp kapatınca yanıma geleceksin.' dedi. 'Bana bağlı olacaksın.' dedi. Bazen 2 günde bir birlikte oluyorduk. Ben anneme üvey babamı sevmediğimi belli ediyordum. Kız kardeşim bana 'Abla üvey babam benim göğüslerime dokunuyor.' dedi. Ben de 'Anneme söyleyeceğim.' dedim. 5-6 yıl önce kucağında otururken ‘Senle bir şey yapacağız ama kimseye söyleyemeyeceksin.’ dedi. O gün popomu, cinsel organımı, göğüslerimi elbise üzerinden elledi. Evde kimse olmadığı zaman doğruluk cesaret oynardık. Bu oyun sürekli benim üstüme oynanırdı. Doğruluk çıktığında üvey babam benden soyunmamı isterdi. Soyunmayınca çok kötü şiddet uygulardı. Doğruluk cesaret oynarken erkek kardeşim soyundu resmini kız kardeşim . çekti ve anneme gösterdi. 3 kere intihar ettim. İkisini annem bilmiyor. Anneme bu yaşanan olaylardan bahsetmedim. Üvey babam anneme zarar vermesinden korktuğum için anneme söyleyemedim. En son bir hafta önce evin önündeki kulübede oldu. Bana ‘Annene söyle anneannenlere gitsinler, ben daha sonra geleceğim.’ dememi söyledi. Annem kız kardeşim otobüs ile gidiyorlardı. Bizde onlara 1 saat sonra eşlik ediyorduk. Onlar gidince bana o kulübede tecavüz ediyordu. Anneannemin evi Toki’de. İç muayenesi için rızam vardır. Üvey babamdan şikâyetçiyim.”,
06.12.2018 tarihinde Savcılıkta; “Koruyucu aileye ilk olarak 3 yaşında girdim. 4 yaşında yurtta kaldım. Kardeşim ile birlikte 5 ve 6 yaşında tekrar koruyucu aile yanına verildim. 7 yaşında annem beni ve kız kardeşimi aldı. Erkek kardeşim . de koruyucu ailedeydi. .Ortaokulunda İsmail Aközger isimli sosyal bilgiler öğretmenim 6. sınıfta iken müdürün bana sigara mevzusundan kızmasından dolayı beni ağlarken gördü, öğretmenler odasına götürdü bana sigara verdi, bu sigarayı ben içtim. Orada dudağımdan öpmeye çalıştı, ben kendimi çekince yanağıma denk geldi. O sırada kimse yoktu herkes dersteydi. Bu zamandan sonra başka bir eylemi olmadı. Sadece bir sene dersime girdi. Daha sonra dersime girmedi. Üvey babamın taciz olayında 6 sene boyunca sadece dokunma ve sürtünme şeklinde oldu. Bu olaylarda benim pantolonumu ve iç çamaşırımı dizlerime kadar sıyırırdı. Kendisininkini de aynı şekilde çıkarırdı. Arkadan sürtünmek suretiyle boşaldığını ve ıslaklığını hissederdim. Bundan 6 ay öncesinden başlayıp 4 ay süreyle arkadan 2 ay da önden tecavüz etti. Bu dün bahsettiğim ... ilinde başladı. Yurtta iken alan ilk koruyucu ailede ki annenin erkek kardeşi sadece 4-5 kere taciz etti. Sadece koruyucu annenin ismini Sebahat olarak hatırlıyorum. Bu şahıs göğüslerimi elini içeri sokmak suretiyle elledi. Bu durumu koruyucu aileye bahsedince beni dövdüler. Beni alıp yere fırlattı. Kolumun kırılmasına sebep oldular. Ben gözümü açtığımda hastanedeydim. 10-15 gün hastanede yattım. Kız kardeşim ...’ye cinsel taciz olmadı. Bu anlattığım konular haricinde cinsel tacize ve şiddete maruz kalmadım.”,
Mahkemede; “Ben bu konuda daha önce ifade verdim o ifademi aynen tekrar ediyorum. Sanık üvey babam olur, 2012 yılından beri bana karşı cinsel istismar eylemleri devam etmektedir. 2018 yılı içerisinde beni Gülşehir'de lunaparka götüreceğim diyerek ...'ta ormanlık bir yere götürdü. Orada bir gece kaldık. Burada bana altı defa normal yoldan tecavüz etti, bu olaydan 6 ay önce de yine köpek almak için gitmiştik. Yine beni aynı yere götürmüştü. Bu sefer anal yoldan bana tecavüz etmişti. ...'taki olaylardan sonra yaklaşık 2 ay süresince evimizin yanında sanığın kendi yaptığı odunluk içerisinde bana normal yoldan tecavüz etti. Sanık ‘Sana yaptığımın aynısını kardeşin .'ye de yaparım.’ diyerek tehdit ettiği için bu olayı annem de dahil kimseye söyleyemedim. Ben de bu olaylardan kaynaklı olarak intihara teşebbüs ettim. Ayrıca hastanede yatarken sanık telefonla beni annemin telefonundan aradı. Beni ‘Düzgün ifade ver, bir şey söyleme.’ diyerek uyardı. Ayrıca intihara teşebbüs etmemin sebeplerinden biri de kardeşim ...'nin bana sanığın kendisinin göğüslerine dokunmaya çalıştığını söylemesi üzerine ben patlama noktasına geldim. Sanık bizim evden çıkmamıza hiç bir şekilde izin vermediği için evden kurtulmak için çok miktarda hap içtim ve kendimi jiletledim. Ben yaşadığım olayları kardeşim .ye de anlatmadım. Sanık beni odunluğa gelmem için bana işaret yapıyordu, olaylar da gece vakti olduğu için annem de uyumuş oluyordu. Yine kardeşim . de uyumuş oluyordu. Beni uyandırıp odunluğa çağırıyordu. Gelmediğim takdirde ...'ye dokunacağını gösteren hareketlerde bulunuyordu, ben de bu nedenle gitmek zorunda kalıyordum. Ayrıca sanıkla annem yeni imam nikahı ile evlendikleri zamanlarda sanık, ben, ... ve erkek kardeşimin de aynı ortamda olduğu hâlde doğruluk cesaret oyunu oynuyorduk. Bizden tüm kıyafetlerimizi çıkarmamızı istiyordu, çıkarmadığımız zaman bizi dövüyordu. Ben olay nedeniyle sanıktan şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum.”,
Bölge Adliye Mahkemesinde; “Şikâyetim devam ediyor, bozma ilamına uyulsun, sanık beni sürekli baskı altına almıştı, kardeşlerimle, annemle tehdit ediyordu, yanına gitmediğimde evde kavga çıkarıyordu, okula gittiğimde okul civarında dolanıyordu, sürekli onun baskısı altındaydım, kardeşini de götürürüm diye söylerdi, kardeşime dokunulduğunu da öğrenince şikâyetçi oldum.”,
Katılan ... kollukta; “Ben ... ile yaklaşık altı yıldır iki kızım ve bir de ...'nın ilk eşinden olan kızı Sıla Yorulmaz ile birlikte adresini verdiğim ikamette birlikte yaşarım. Bana sormuş olduğunuz konu ile ilgili ... benim öz kızım olur. Dün yani 03.12.2018 günü saat 16.30 sıralarında kızım ... ve diğer kızlarım ile birlikte ikamette iken kızımın gözlerinin kaydığını, ayakta sendelemeye başladığını fark ettiğimde 112 acil ambulansını aradım, bu sırada eşim evde değildi. Ambulans gelince kızım ile birlikte hastaneye geldik, hastanede kızımın karın bölgesinde çizik şeklinde kesilerin olduğunu gördüm. Kızımın burada içtiği ilaçlar nedeni ile midesini yıkadılar, bu sırada dini nikahlı eşim ... beni telefon ile sürekli arayıp ‘...’ya söyle her şeyi söylemesin, ifadesini düzgün versin yoksa sizin de başınız yanar, benim de başım yanar.’ şeklinde söylüyordu, bu aramaların bazılarında kızım ...’yı telefona istedi ben de verdim, telefon konuşmalarında benim duyduğum kadarı ile ...'ya ‘İfadeni düzgün ver, bir şey söyleme seni okula göndereceğim.’ şeklinde vaatlerde bulunuyordu, telefon konuşmalarının sonunda eşimin telefonda ...'ya bağırdığını duydum, bunun üzerine kızım telefonu bana uzatarak ‘Al yine bağırıyor, ben bu adamın yanına da evine de gitmem artık.’ deyince ben de kızıma ne olduğunu sordum, bana bu tarihten yaklaşık kırk gün kadar önce kızım üvey babası olan ... ile beraber motosiklet ile çalışmak için .’e lunaparka gitmek için evden ayrıldıklarını, ancak .’e götürmediğini, eşimin memleketi olan ... ilinde ağaçlık bir alana gittiklerini burada kendisine zorla isteği dışında normal yoldan iki üç defa tecavüz ettiğini söyledi. İki gün boyunca ... ili, Sarıkaya ilçesinde bulunan eşim ...’nın annesinin evinde kaldıklarını bana söyledi. Bu zaman içerisinde telefon ile görüştüğümüzde . ilçesindeki lunaparkın yaramaz bir yer olduğunu ... tamiri için . ilçesine annesinin yanına geldiğini iki gün sonra döneceklerini şu an aşırı ... yağdığını eşim bana söyledi. İki gün sonra geldiler ancak ben kızımda herhangi bir şey olduğunu fark etmedim, kendisine 'Kızım ne yaptınız?' diye sorduğumda 'Gittik geldik bir şey yapmadık.' dedi, benim olaydan bu şekilde haberim oldu. Ben kızım ...'ya bana daha önce neden söylemediğini sorduğumda eşim ...’nın kızıma ‘Seni götürdüğüm ve sana yaptığım gibi kardeşin ...’ye de aynısını yaparım.’ şeklinde kendisini tehdit ettiği için bu zamana kadar kardeşi için sustuğunu bana söyledi. Bunun üzerine tedavimizle ilgilenen hemşire tarafından hastane polisine konu ile ilgili bilgi verildi, ben bu konudan dolayı dini nikahlı eşim olan ... isimli şahıstan davacı ve şikâyetçiyim”,
Mahkemede; “Ben bu konuda daha önce ifade verdim o ifademi aynen tekrar ediyorum. Sanık imam nikahlı eşim olur, ben olaylardan kızım ..., intihara teşebbüs edip hastaneye yatınca haberim oldu. Kızım ... burada hastanede yatarken bana ‘...'yi evden al, evde bırakma, sanık ... ona bir şey yapar.’ diyordu. Daha sonra hastanede bana da imam nikahlı eşim olan sanığın kendisine yaptığı şeyleri anlattı. Sanığın kendisini devamlı tehdit ettiğini, anlatırsa kardeşi ...'ye de tecavüz edeceği şeklinde tehdit ettiğini söyledi. Ayrıca ... hastanede yatarken sanık cep telefonuyla aradı, telefonda bağırdı. ...'ya telefonu vermemi istedi. Telefonda ...'ya ifadesini düzgün vermesini, kendisini okula göndereceğini, ne istiyorsa yapacağını söyledi. Ayrıca bir defasında sanık kızımı Gülşehir'de lunaparka götüreceğim diyerek götürdü. Sonrasında iki gün boyunca gelmediler. Kızımın söylediğine göre kendisini kandırarak ...'a götürmüş ve orada tecavüz etmiş. Ayrıca sanık daha önce normal birisiydi, herhangi bir akıl hastalığı ya da garip bir davranışı yoktu, sanık şu an da mahkemenize akıl hastalığı numarası yapmaktadır. Ben olay nedeniyle sanıktan şikâyetçiyim, davaya katılmak istiyorum...Sanık, bir defa da daha önce satmış olduğu köpeğin parasını almak için yine kızım ... ile birlikte 26.07.2017 tarihinde ...'a gitmişlerdi. Tarihini net olarak hatırlıyorum çünkü fotoğraf çektirmişlerdi, fotoğrafta tarih yazıyordu, oradan biliyorum.”,
Bölge Adliye Mahkemesinde; “Ben daha önce bu konuda vermiş olduğum ifademi aynen tekrar ediyorum, ben olaydan kızım ...'nın intihar girişimiyle haberdar oldum, hatta kızım hastanede yatarken sanık telefonla kızımı arayarak ‘Benim yaptıklarımı anlatma, beni şikâyet etme, her istediğini yapacağım.' şeklinde tehdit ve beyanlarda bulundu, sanık hakkındaki şikâyetim devam etmektedir.”,
İnceleme dışı mağdur ... kollukta; “...Bugün yani 03.12.2018 günü sabah saat 12.00 sıralarında ikametimizde kahvaltı yaptığımız sırada ablam ... anneme ‘Bizi ne zaman okula kayıt ettireceksin.’ diye sordu, babam ... da bunu duydu ve bize ‘Peşinizde bir sürü erkek geziyor, eğer başınıza bir ... gelirse ben mesuliyet kabul etmem.’ diyerek yüzünü astı ve sinirlendi ve ablamın telefonunu ve benim tabletimi elimizden aldıktan sonra yanımızdan ayrıldı, kısa bir süre sonra elinde küçük bir bıçak ile yanımıza gelerek bu bıçağı bilemeye başladı, daha sonra da yine yanımızdan ayrıldı ve bu kez de daha büyük bir döner bıçağı ile yanımıza gelerek onu bilemeye başladı. Bıçağı kendi boğazına dayayarak ‘Burama kadar geldi.’ diye bıçağı sağa sola sallayarak bizi korkuttu. Ablamın köpeği olan Fındık'ı satacağını söyledi, bunun üzerine ablam sinirlendi ve eline aldığı küçük bir bıçakla karın bölgesinden kendisini yaraladı. Bu sırada babam da yanımızdaydı ancak ablamın kendisini yaraladığını görmedi. Daha sonra babam bir yere uğrayacağını söyleyerek evden ayrıldı, benim bildiğim kadarıyla babam daha önceden çalmış olduğu ve evimizin önünde bulunan kulübeye sakladığı oto akülerini satmaya gitti. Babam evden ayrıldıktan sonra da ablam ... evde bulunan ... kesici ve antibiyotik ilaçlardan tahminime göre 30-35 tane içtiğini bana söyledi, bunun üzerine ben 112’yi arayarak ambulans istedim ve ablamı hastaneye götürdü. Ablam ambulans ile hastaneye gittikten biraz sonra da babam eve geldi, ben de babama '...’yı hastaneye götürdüler.' diye söyleyince babam bana ‘Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, benim başımı belaya mı sokmak istiyorsunuz.’ diye söylendi ve benim kafama yumruk ile iki kez vurdu ve yine ‘Siz benim başımı yakarsanız ben de sizin başınızı yakarım, bu böyle kalmaz. Ben hastaneye doğru gidiyorum.’ diyerek evden ayrıldı. Bir iki dakika sonra geri geldi ve ‘Beni soran olursa hastaneye gitti de, niye ilaç içtiğini soran olursa da bir şeye sinirlenip içtiğini söyle, eğer sabah olanları polise anlatırsan annenin de başı belaya girer.’ diye bana tembihledi. Bu tarihten yaklaşık bir yıl kadar önce yani ben 7. sınıfa giderken babam ile evde yalnız başımıza salonda karşılıklı otururken babam yanıma gelip önce bana sarıldı, sonrasında göğüslerimi ellemeye çalıştı, ben durumu tam olarak anlayamadığım için dalga geçtiğini düşündüm ve tepki göstermedim, o gün annem eve erken geldiği için babam yanımdan uzaklaştı. Daha sonra yine aynı tarihlerde babamla akşam bakkaldan dönerken babam önümden hızlıca yürüyerek karanlık bir yere saklandı, ben önce kendisini göremedim, bir anda arkamdan gelip bana sarıldı, göğüslerimi elledi, ben tepki göstererek bağırdım ve koşarak eve girdim, babam da arkamdan eve girdi. Yine başka bir tarihte anneannemlerde ... ziyaretindeyken eve erken gitmek istedim ve babamla beraber eve döndük. Evimizin önünde bulunan küçük havuza birlikte girdik, bu sırada babamın üzerinde sadece bir şort vardı, benim üzerimde ise uzun şort ve tişört vardı, babam havuzun içindeyken yine benim göğüslerimi elledi. Ben engel oldum, daha sonra başım döndüğü için mutfağa su içmeye girdiğim de tekrar gözüm karardı, babam beni yatağıma götürülerek yatırdı, bir süre sonrada tekrar nasıl olduğumu sormak için yanıma geldiğinde ben yatıyordum, babam bu sırada benim göğsümün üst kısmını ısırdı, ben kendisine 'Ne yapıyorsun, seni anneme söyleyeceğim.' diye tepki gösterince babam da bana 'Bu bizim aramızda bir sır olarak kalacak.' dedi. Daha sonra ben yatakta otururken babam yanıma geldi, beni kucağına aldı, elini cinsel bölgeme sokarak cinsel organımı elledi ve ben bağırınca elini geri çekti. Yine yaşımı tam olarak hatırlamadığım bir tarihte 6. sınıfa gittiğim zamanlarda diye hatırlıyorum, babam, ... ablam, ben ve erkek kardeşim evimizde birlikte ‘doğruluk mu-cesaret mi’ diye bir oyun oynuyorduk, babam her defasında bana, ablama ve erkek kardeşime soyunup gelmemizi söylüyordu, biz bütün kıyafetlerimizi çıkartıp geliyorduk ve daha sonrasında babam bize dans etmemizi söylüyordu, biz de dans ediyorduk. Bu oyunu bize birden fazla kez oynattı, bu oyunlardan annemin haberi yoktu ancak bu oyunlardan birinden sonra üstümüzü giyinirken ablam ... erkek kardeşimin fotoğrafını çekti ve anneme gösterdi, annem de bize 'Siz böyle oyunlar mı oynuyorsunuz!' diyerek kızdı, daha sonra da bu oyunu bir daha oynamadık. Yine tarihini tam olarak hatırlayamadığım bir zamanda biz annemlerle evimizin çatısında otururken annem babamın çayının bitip bitmediğine bakmam için beni aşağıya babamın yanına gönderdi, ben babamın çayını doldurduktan sonra babam bana ‘Gel yanağından bir kere öpeyim.’ dedi. Bunun üzerine ben homurdanarak yanına gittim, beni kolumdan tutarak göğüslerimi dışarıdan elledi, daha sonrasında beni bıraktı ben de annemin yanına gittim ve bu olayı anneme söyledim, annemde babama 'Neden kıza böyle yapıyorsun!' diyerek kızdı, babam da gülerek 'Ben böyle bir şey yapmadım ki.' diye karşılık verdi. Bu olaydan sonra da babam bana bir daha asla fiziki olarak dokunmadı ancak sözlü olarak sürekli bana ‘Sen ne orospu kızsın, sen ne kaşar birisin.’ diyerek hakaretlerde bulundu. Bu hakaretler bundan bir hafta kadar önce yaşandı. Ben babamın ablama karşı bir şey yapıp yapmadığını bilmiyorum, ablam bana hiçbir şey anlatmadı, ben ablamla babam arasındaki hiçbir şeye şahit olmadım. Bana sarılarak, göğüslerimi elleyen ve cinsel bölgeme dokunan babam ...’tan şikâyetçiyim.”, Mahkemede; “Ben bu konuda daha önce ifade verdim o ifademi aynen tekrar ediyorum...Ben olay nedeniyle sanıktan şikâyetçiyim...”,
Tanık ... aşamalarda; Yıldız’ın kardeşi olduğu, olayları daha sonradan duyduğu, 07.12.2018 tarihinde ikametin bahçesi ve yanında bulunan kulübeleri temizlediği, ikametin girişine göre sağında bulunan odun ve köpek konulan yerde 5-6 adet kullanılmış tuvalet kâğıdı ve 2 adet açılmamış prezervatif bulduğu ancak bu eşyaları çöpe attığı,
Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Sanık kollukta; "Yaklaşık altı yıldır beyan ettiğim adreste .'ın öz kızları ... ve ... ile Yıldız'ın üzerine kayıtlı ancak benim kızım .ile birlikte ikamet etmekteyim. Okullar açıldığında ... ve ...'yi liseye kaydettirdim, ancak okullar açıldıktan sonra bana okumayacaklarını söylediler ve okula gitmediler. Dün yani 03.12.2018 günü saat 12.00 sıralarında ... 'Baba bizi okula yazdır.' demesi üzerine 'Benimle dalgamı geçiyorsunuz ben zaten yazdırdım siz okumadınız.' dedim. Bunun üzerine kızların ikisi de küstü ve diğer odaya gitti. Yıldız ile biraz oturduktan sonra ben kapının önünde bulunan hurdaları satmaya gittim. Akşam saat 17.00 sıralarında Yıldız beni aradı ve ...'nın hap içtiğini kendisini zehirlediğini söylemesi üzerine eve geldim, eve geldiğimde hastaneye gitmişlerdi. Yıldız'ı telefonla aradım ve 'Hastaneye geliyorum, bir şey lazım mı?' diye sorduğumda bana 'Sen gelme şimdi bir sıkıntı çıkar.' dedi, 'Sen çocukların yanında, evde kal.' dedi. Ben evde bulunan ...'ye 'Bunaldım biraz hava alıp geliyorum.' diye dışarıya çıktım, dışarı çıktıktan sonra Yıldız bana telefon açtı ve nerde olduğumu söyledi ben de 'Geziyorum.' demem üzerine 'Biz polislerle eve geldik çocukları aldık hastaneye gidiyoruz.' dedi. 'Ben de hastaneye geliyorum.' demem üzerine bana ısrarla 'Gelme.' demesi üzerine ben de hastaneye gitmedim... Kızlar bana 'Bizi okula kaydettir.' dediği zaman ben kendilerine 'Peşinizde bir sürü erkek geziyor, eğer başınıza bir ... gelirse ben mesuliyet kabul etmem.' diye bir şey söylemedim. Ben evde bulunan bıçağı hurdaya çıkarken yanıma aldığım için bıçağı bileyledim ancak sallama tabir edilen bir bıçak bileylemedim. Ben bileylediğim bıçağı boğazıma dayayıp 'Burama kadar geldi.' diye bir şey söylemedim ve bıçağı sağa sola sallayıp kızları korkutmadım. ...'nın fındık isminde bir köpeği var bu köpeğe bakamadığı için satacağımı söyledim, ben bunu söyledikten sonra ...'nın bıçakla karnını kestiğinden ve hap içtiğinden haberim yoktur. Ben eve geldiğimde ... evdeydi, bana ...'nın hap içtiğini söyledi ben de kendisine hap içerken diye söyledim ancak 'Benim başımı belaya mı sokacaksınız, siz benim başımı yakarsanız ben de sizi yakarım, bu böyle kalmaz, soran olursa bir şeye sinirlenip içtiğini söyle, polislere anlatırsan annenin de başı belaya girer.' diye bir şey söylemedim ve ...'nin kafasına vurmadım. Tarihten bir buçuk yıl kadar önce ... ile ben .../. ilçesine benim arabamı getirmek için gittik, bir gece kaldıktan sonra tekrar döndük. ...'ta ...'yı ormanlık alana götürüp kendisine cinsel istismarda bulunmadım, ben ... ve ...'ye evde de kesinlikle cinsel istismarda bulunmadım... Yaklaşık bir yıl kadar önce akşam yemeğini yedikten sonra evde bulunduğum zamanlarda, ben, ..., ... ve Necip ile birlikte 'Doğruluk mu cesaret mi' diye oyun oynardık. Biz bu oyunu oynarken . da evde bulunurdu ancak oynamazdı. Bu oyunu oynadığımız zamanlarda ben kesinlikle ..., ... ve kardeşleri .i soyundurmadım, üzerlerindeki kıyafetleri çıkarmalarını istemedim ve dans ettirmedim... Ben ...'ye 'Sen ne kaşarsın, ne oruspusun.' diye bir şey söylemedim ancak 'Sen çok uyanıksın.' diye söyledim. ... ve ... zaman zaman gelir ve beni yanağımdan öperler hatta ısırdıkları da olur, ben de kendilerini zaman zaman yanaklarından öperim ancak söylediğim gibi bunlar tamamen baba ve kız arasında olan normal şeylerdir. Ben her iki üvey kızımı da kesinlikle art niyetle öpmedim, her ikisine de cinsel istismarda bulunmadım, göğüslerini ellemedim ve cinsel organlarına dokunmadım... Üzerime atılı suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum.",
Savcılıkta; "Konuyla ilgili daha önce kollukta ifade vermiştim, o ifadem doğrudur aynen tekrar ediyorum... Dün yani 03.12.2018 tarihinde kızım ... ve ... ile aramızda okula yazdırma meselesinden dolayı tartışma çıktı. Çünkü ben daha önceden çocukları okula yazdırmıştım. Ben de onlara 'Daha önceden yazdırmıştım sizi okula.' dedim. Bunun üzerine bana küstüler. Daha sonrasında ben hurda satmak için sanayiye gittim. O sırada eşim Yıldız beni aradı. ...'nın hap içtiğini söyledi. Akabinde eve geldiğimde hastaneye gitmişlerdi. Daha sonrasında ben de hastaneye gitmek istedim. Ancak eşim gelmemi istemedi. Bana 'Sen üvey babasın senden dolayı sıkıntı çıkar.' dedi. Bunun üzerine ben de hastaneye gitmedim... ...'nın iddia ettiği gibi kendisine ...'ta ormanlık alanda organ sokmak şeklinde cinsel istismarda bulunmadım. Sadece o gün annemlere gittik. Orada kaldık. Akabinde eve geri geldik... Biz yani ..., ... ve Necip ile birlikte doğruluk mu cesaret mi oyunu yani şişe çevirmece oynadık. Ancak ben ...'ya, ...'ye ve Necip'e soyunmasını söylemedim. Onları soyundurup kendilerini ellemedim. ...'nin çay doldurmak için yanıma geldiği esnada kendisinin göğsünü ellemedim. Sadece yanağından bir kez baba şefkati ile öptüm. ...'ye 'Sen ne orospu kızsın, sen ne kaşar birisin.' demedim. ...'nın niçin intihara teşebbüs ettiğini bilmiyorum. Benim kendisine karşı herhangi bir cinsel yakınlaşmam veya başkaca bir eylemim olmamıştır. Ben ...'ya 'Sana yaptığım şeylerin aynısını kardeşin ...'ye de yaparım sakın bunu kimseye anlatma.' şeklinde söylemde ve tehditte bulunmadım. ... ve ...'nin niçin bu şekilde beyanda bulunduklarını ve suçladıklarını anlamış değilim. ... ve ... fazlaca arkadaş edinmek istemektedirler. Ben de başlarına bir şey gelmesin diye kendilerini biraz kısıtlamaktayım. O sebepten dolayı beni suçladıklarını düşünüyorum. Üzerime atılı suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum.", Sorguda; "Bu olayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermiştim. O ifadem doğrudur, bana aittir, aynen tekrar ederim... Ben iddia edildiği gibi ne ...'ya ne de ...'ye herhangi bir cinsel davranışta bulunmadım.",
Mahkemede; "...Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Mağdurlara karşı cinsel istismarda bulunmadım, ben sadece karıma karşı bir şeyler yaptım. ... Sarıkaya'ya bana ait Şahin marka arabayı satmaya gitmiştim. ...'yı da yanımda götürmüştüm ancak burada herhangi bir cinsel ilişki olmadı.", Bölge Adliye Mahkemesinde; "...Ben bu suçu işlemedim, ...'de benim bir sürü arkadaşım var, böyle bir şey yapacak olsam o arkadaşlarımın bağ evlerine götürür orada yapardım, bunlar beni başından beri istemiyordu, bu nedenle bana iftira attılar, bana niye böyle davrandılar, anlamış değilim, suçlamaları kabul etmiyorum, her iki mağdura yönelik de cinsel bir eylemde bulunmadım, Doğruluk ve cesaret oyunu oynadığımız doğrudur, ancak bunu annelerinin yanında oynuyorduk, suçlamaları kabul etmiyorum... Yıldız hanım kızının ilaç içtiğini, hastaneye gittiğini söyledi, ben de 'Ben de geliyorum.' dedim, Yıldız da bana 'Kızın karnında bıçak yaraları var, gelme, sen üvey babasın, senden bilirler.' dedi, ben de o yüzden gitmedim, yoksa telefonda 'Beni şikâyet etme.' gibi sözlerle kimseyi tehdit etmedim..."
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
Çocuğun cinsel istismarı suçu, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 103. maddesinde;
"(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, ... hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." şeklinde düzenlenmiş iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile;
"(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya ... hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." hâlini almış,
02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 13. maddesi ile de;
"Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya ... hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Görüldüğü gibi 103. maddede çocuğun cinsel istismarı tanımlamış olup birinci fıkraya göre cinsel istismar deyiminden; on beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış ile diğer çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen bir başka nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılmaktadır.
Maddenin ilk fıkrasında çocuğun cinsel istismarı suçunun temel şekli, ikinci fıkrasında ise cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Bu suçun, maddenin birinci fıkrasında düzenlenen basit hâli, çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel davranışın organ ya da sair bir cisim sokulmadan vücut dokunulmazlığının ihlali şeklinde işlenmesi ve kastın da cinsel arzuları tatmin amacına yönelmesi bakımından ikinci fıkrada hüküm altına alman nitelikli hâlinden ayrılır. İkinci fıkradaki nitelikli hâlde maddi unsur, vücuda organ ya da sair bir cisim sokulması olup failin kastının da bu tür bir eylemin gerçekleştirilmesine yönelik olması gerekmektedir. Suçun temel şeklinin aksine, ikinci fıkrada tanımlanan nitelikli hâlinin oluşabilmesi için eylemin cinsel arzularının tatmini amacına yönelik olması şart değildir.
Üçüncü fıkrada suçun birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya ... hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi nitelikli hâl olarak sayılmıştır. Buna göre çocuğa karşı cinsel istismar eylemi, koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Dördüncü fıkrada, cinsel istismarın on beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan kişilere karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi, cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Ancak bunun için, uygulanan cebrin en fazla kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturacak boyutta olması gerekir. Bu bakımdan, beşinci fıkraya göre, cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
22.01.2003 doğumlu olan katılan mağdur ...’ın anne ve babasının boşandıkları, bir süre sonra anneleri ...’ın, kızları ... ve inceleme dışı katılan mağdur ... ile birlikte resmi nikah olmadan sanık ... ile yaşamaya başladığı, katılan mağdur ile sanığın 2012 yılından itibaren aynı evde yaşadıkları, katılan mağdurun okulu bırakarak çalışmaya başladığı, ancak bir süre sonra işten çıktığı, tekrar okumak istediğini sanığa söylemiş ise de sanığın bu konuda bir girişiminin olmadığı, sanığın katılan mağdurun çalışmasına ya da okumasına izin vermediği, 03.12.2018 günü evde kahvaltı yaparken katılan mağdurun annesine "Bizi ne zaman okula kaydettireceksiniz?" diye sorduğunu duyan sanığın "Nankörler! Peşinizde bir sürü erkek geziyor, eğer başınıza bir ... gelirse ben mesuliyet kabul etmem." dediği ve sinirlenerek katılan mağdur ...'nın telefonunu, inceleme dışı katılan mağdur ...'nin ise tabletini aldığı, eline aldığı bıçağı bileyip kendi boğazına dayayarak "Burama geldi." dediği, sanığın ...'ya çok sevdiği köpeğini satacağını söylemesi üzerine tekrar aralarında tartışma yaşandığı, sanığın tartışma sonrası evden ayrıldığı, yaşananlara sinirlenen ...'nın çok sayıda hap içerek intihara teşebbüs ettiği, ...’nın ambulansla hastaneye götürüldüğü, ...'nin ise ablası ile gitmeyerek evde kaldığı, tekrar eve gelen sanığın ...'nın hastaneye götürülmesine sinirlendiği, ...’nin kafasına 2-3 kere vurduğu, ...'ye "Benim başımı yakarsanız ben de sizin başınızı yakarım, bu böyle kalmaz." dediği, hastaneye gidiyorum diye evden çıkıp 3 dakika sonra eve geri geldiği, "Eve kimse geldi mi?" diye sorduğu, ...’ye "Polis gelirse ‘Babam hastaneye gitti.’ de, ablan niye hap içti derlerse ‘bilmiyorum’ de, yoksa annenin de başı belaya girer." dediği, daha sonra Yıldız'ı aradığı, ona "...'ya söyle her şeyi söylemesin, ifadesini düzgün versin, sizin de başınız yanar, benim de yanar." dediği, telefona katılan mağduru isteyen sanığın aynı şekilde katılan mağdura da ifadesini düzgün vermesi konusunda bağırdığı, katılan mağdur hastanede yatarken annesine "...'yi evden al, evde bırakma, sanık ... ona bir şey yapar." dediği, hastanede neden intihara kalkıştığının tespitine çalışılırken ...'nın görevlilere ve annesi Yıldız’a sanığın cinsel istismarına uğradığını anlattığı, bu beyanlar üzerine sanık hakkında soruşturmaya başlandığı, katılan mağdurun daha önce de intihar girişimleri olduğu, alınan raporlarda katılan mağdurun karın bölgesinde ve kollarında kesilerin bulunduğu, sanığın aynı evde yaşamaya başladıktan sonra ...'nın poposuna, göğsüne, cinsel organına dokunup aynı bölgeleri okşadığı, cinsel organıyla ...’ya çıplak hâlde sürtündüğü, sanığın bu sürtünmeler sonucu boşaldığı, 2018 yılı Haziran ayından itibaren 16.10.2018 tarihine kadar sanığın anal yoldan ... ile cinsel ilişkiye girdiği ve 16.10.2018 tarihinde ise Gülşehir ilçesinde lunaparkta ... bulduğunu söylediği hâlde sanığın mağduru ... ilinin, Sarıkaya ilçesine götürdüğü, burada ağaçlık bir alanda sanığın ...’yı zorla vajinal yoldan organ sokmak suretiyle istismar ettiği, ilişkiden önce ise "Ya kendi isteğinle olacak ya da senin yerine kız kardeşini getiririm." dediği, sanığın 18.10.2018 tarihinde eve döndükten bir hafta sonra başlayıp intihar olayının yaşandığı günden bir hafta öncesine kadar evlerinin önündeki kulübede birden fazla kez ...'yı vajinal yoldan organ sokmak suretiyle istismar ettiği, sanığın gece yatmadan telefonla çaldırıp kapattığında katılan mağdurun evin önündeki kulübeye gelmesini istediği, annesinin yanında sanığın kendisine bağlıymış gibi davranmasını istediği, sanığın katılan mağdura "Gece yatarken benzini suratına döker yatarım. Bak ben oraya kardeşini götürmedim, seni götürdüm, çünkü ben seni istiyorum. Kardeşini hâlâ götürebilirim. Çaldırıp kapattığımda gel." demesi sebebiyle .../Sarıkaya’dan döndükten sonra da katılan mağdurun sanığın cinsel istismarına direnemediği, sanığın katılan mağdura "Sana yaptığımın aynısını kardeşin ...'ye de yaparım." diyerek tehdit ettiği için bu olayı annesine veya kardeşine anlatamadığı, sanığın bazı gecelerde uyandırıp kulübeye çağırdığı, gelmediği takdirde ...'ye dokunacağını gösteren hareketlerde bulunduğu, sanığın katılan mağdura sürekli anneanneye motosikletle gitmek istediğini annesine söylettiği, katılan mağdurun annesi ve kardeşlerinin otobüsle anneannesine gitmelerinden sonra sanığın katılan mağduru istismar ettiği, bir saat sonra ise sanıkla katılan mağdurun motosikletle anneanneye gittikleri, katılan mağdurun sanığın annesine ve kardeşlerine zarar vermesinden korktuğu, 6 yıldır süren istismarı polise anlatabilmek için katılan mağdurun intihara teşebbüs ettiği anlaşılan olayda;
Katılan mağdurun aşamalardaki istikrarlı ve ayrıntılı anlatımları, adli görüşmeci ile gerçekleştirilen görüşmeye ait video kaydı ve bu görüşmenin çözümlendiği bilirkişi raporu, katılan mağdurun beyanlarını destekleyen katılan ... ve inceleme dışı katılan mağdur ...’ın ifadeleri, olayın adli makamlara intikal şekli, katılan mağdur ...’ın bakire olmadığını gösteren, anlatımlarıyla uyumlu vücudundaki izlerin tespitini yapan Adli Tıp Kurumu raporu, 16-18.10.2018 tarihine ait HTS kayıtları, katılan mağdurun intihara teşebbüs etmesinden sonra sanığın sergilediği davranışları ve sarf ettiği sözleri, tanık ...’ın beyanı, katılan mağdurun iftira atmasını gerektirecek nitelikte husumet bulunmaması, sanığın kendisine yönelik suçlamalara ilişkin savunmasının niteliği, katılan mağdurun sanık tarafından baskı altına alınması ve cinsel istismar sonucu intihara teşebbüs etmesi ve yukarıda anlatıldığı şekilde yaşanan olayları gösteren tüm dosya kapsamına göre; katılan mağdur ...’ın dokuz yaşından itibaren basit düzeyde kalacak şekilde, on beş yaşını tamamladıktan sonra ise “Ya kendi isteğinle olacak ya da senin yerine kız kardeşini getiririm.”, “Gece yatarken benzini suratına döker yakarım. Bak ben oraya kardeşini götürmedim, seni götürdüm, çünkü ben seni istiyorum. Kardeşini hâlâ götürebilirim. Çaldırıp kapattığımda gel.” ve “Sana yaptığımın aynısını kardeşin ...'ye de yaparım.” şeklindeki tehdit içerikli sözlerle ve ilişkiyi kabul etmediği takdirde sanığın kardeşi ...'ye dokunacağını gösteren davranışlarla değişik zamanlarda birden fazla kez vücuda organ sokmak suretiyle sanık tarafından istismar edildiği, katılan mağdurun on beş yaşını tamamladıktan sonra sanığın tehdit içerikli sözleri karşısında katılan mağdurun eyleme rıza gösterdiğinin kabul edilemeyeceği anlaşıldığından; sanığın katılan mağdur ...'a yönelik eyleminin zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 11.06.2021 tarihli ve 367-718 sayılı direnme kararına konu hükmündeki direnme gerekçesinin İSABETLİ OLMADIĞINA,
2- Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün, sanığın katılan mağdur ...'a yönelik eyleminin zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Bozma nedeni, zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu bakımından öngörülen koşullu salıverilme oranı ve sanığın tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınarak tahliye taleplerinin REDDİNE,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 20.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.