Logo

Ceza Genel Kurulu2022/265 E. 2023/178 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine ilişkin kamu davası açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İddianamede suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığının talep edilmesi ve aracın iadesinin istenmesi nedeniyle, nakil aracı hakkında müsadere yönünden dava açılmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin aracın müsaderesine ilişkin hükmü bozulmuş ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden, hükümden aracın müsaderesine dair kısmın çıkarılıp yerine aracın şerhinin kaldırılarak sahibine teslimine dair ibare eklenmek suretiyle düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

YARGITAY DAİRESİ : 7. Ceza Dairesi

Sanık ...'un bandrolsüz ve kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun (5607 sayılı Kanun) 3/5 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, kaçak eşyanın ve nakil aracının 5607 sayılı Kanun’un 13. maddesi yollamasıyla TCK’nın 54. maddesi gereğince müsaderesine ilişkin ... 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2013 tarihli ve 50-492 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 21.04.2016 tarih ve 27206-5907 sayı ile;

"1- 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,

2- Dava konusu eşyanın müsaderesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, tasfiyesine de hükmolunması,

Yasa'ya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi uyarınca, hükümden TCK'nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine '24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-2-3. madde fıkralarının tatbikine,' ifadesinin eklenmesi, yine hükümden 'dava konusu eşyanın tasfiyesine' ilişkin fıkranın çıkarılması, yerine 'dava konusu bandrolsüz ve kaçak sigaraların 5607 sayılı Yasa'nın 13/1. maddesi yollaması ile TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine,' ifadesinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına," karar verilmiştir.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 14.02.2022 tarih ve 161041 sayı ile; “... Suçta kullanılan nakil aracının müsaderesi yönünden yukarıda anılan yasal çerçevede bir kamu davası açılmadığı gibi sanığın savunmasının alındığı 28/10/2011 tarihli talimat mahkemesinde de bu konuda sanığın savunmasının alınmadığının anlaşılmasına göre, nakil aracının müsaderesi konusunda bir karar verilmemesi gerektiği hâlde, 5607 sayılı Yasanın 13. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi yasaya aykırı bulunduğundan; ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.04.2013 gün ve 2011/50 Esas, 2013/492 Karar sayılı kararına ilişkin Yargıtay Yüksek 7. Ceza Dairesi’nin 21/04/2016 gün 2014/27206 Esas, 2016/5907 Karar sayılı hükmün düzeltilerek onama kararının yerinde olmadığı,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 06.04.2022 tarih ve 2972-6934 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KONUSU

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 25.01.2011 tarihli ... Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi ile suçta kullanılan nakil aracı hakkında açılmış bir davanın bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1277 değişik ... sayılı önleme araması kararına istinaden uygulama noktasında durdurulan sanığın kullandığı araçta 896 karton bandrolsüz ve kaçak sigaranın ele geçirildiği,

14.03.2011 düzenlenme tarihli kaçak eşyaya mahsus tespit varakasına göre; ele geçen eşyanın CİF değerinin 8.960 TL, gümrük vergilerinin 35.720 TL, gümrüklenmiş değerinin ise 44.680 TL olduğu,

21.01.2011 düzenlenme tarihli bilirkişi raporunda; yakalanan kaçak ve bandrolsüz sigaraların nakil aracının ağırlıklı bölümünü oluşturmadığının, araçta gizli bölme olmadığının ve aracın suç tarihindeki kasko değerinin 10.000 TL olduğunun belirtildiği,

... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21.01.2011 tarihli ve 2011/136 değişik ... sayılı kararı ile; ... plaka sayılı aracın trafik sicil kaydına 5607 sayılı Kanun’un 10/1. maddesi yollamasıyla CMK’nın 128/4. maddesi uyarınca satılamaz ve devredilemez şerhi düşülmek suretiyle sanığa yediemin olarak teslim edilmesine karar verildiği,

Yürütülen soruşturma sonucunda sanığın bandrolsüz ve kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan 5607 sayılı Kanun’un 3/5, 13 ile TCK’nın 52/2, 53 ve 54. maddeleri gereğince cezalandırılmasına, suça konu bandrolsüz ve kaçak sigaraların 5607 sayılı Kanun’un 13. ve TCK’nın 54. maddeleri gereğince müsaderesine, suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının ise müsaderesine yer olmadığına karar verilmesi istemiyle kamu davası açıldığı,

Yapılan yargılama neticesinde ... 1. Asliye Ceza Mahkemesince 04.04.2013 tarih ve 50-492 sayı ile; sanığın 4733 sayılı Kanun’un 8/4 ve TCK’nın 62, 52 ile 53. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollaması ile TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine, nakil aracının ise “Suçta kullanılan ... plaka sayılı aracın sanığa ait olduğu ve yakalanan sigara miktarı bakımından aracı kullanılması gerektiği anlaşıldığından 5607 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin uygulanmasıyla TCK 54/1 maddesi gereğince aracın müsaderesine,” karar verildiği, hükmün sanık tarafından temyiz edildiği,

Özel Dairece yapılan inceleme neticesinde verilen hükmün hak yoksunluğu ve eşyanın tasfiyesine ilişkin uygulama yönüyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği,

Anlaşılmaktadır.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

Ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyeti yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek fiille ilgili usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir.

CMK'nın "Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir." şeklinde düzenlenmiş olan 170. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ceza davası, dava açan belge niteliğindeki icra ceza mahkemesine verilen şikâyet dilekçesi, son soruşturmanın açılması kararı gibi istisna hükümler hariç olmak üzere, kural olarak Cumhuriyet savcısınca düzenlenen iddianame ile açılır. Anılan maddenin dördüncü fıkrasında da; "İddianamede yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır." düzenlemesine yer verilmiş, 14.07.2021 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe giren 7331 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle, bu fıkrada yer alan "açıklanır." ibaresi "açıklanır; yüklenen suçu oluşturan olaylar ve suçun delilleriyle ilgisi bulunmayan bilgilere yer verilmez." şeklinde değiştirilmiştir.

Aynı Kanun'un "Hükmün konusu ve suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi" başlıklı 225. maddesindeki; "Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir." şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.

Maddedeki özenle seçilen ifade biçiminden anlaşıldığı üzere, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiildir. Bir fiil nedeniyle dava açıldığının kabul edilebilmesi için o fiilin iddianamede açıkça gösterilmesi gerekir. İddianamede anlatılan ve çerçevesi çizilen fiilin dışına çıkılarak dava konusu yapılmayan bir fiil nedeniyle yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna mutlak aykırılık hâllerindendir. Bu bakımdan iddianamenin ayrıntılı olması, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiilin nelerden ibaret olduğunun hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde açıklanması, suçun açık ve net bir biçimde belirtilmesi zorunludur. Böylece sanık, savunma yapmadan önce iddianamede açıklanan, üzerine atılı suçun ne olduğunu ve hangi kanun maddelerinin uygulanacağını anlamalı, buna göre savunmasını yapabilmeli ve delillerini sunma imkânı sağlanarak, savunma hakkı kısıtlanmamalıdır.

Öğretide Davasız yargılama olmaz ve Yargılamanın sınırlılığı olarak ifade edilen ilke uyarınca hâkim ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuksal çözüme kavuşturacaktır.

CMK'nın 226. maddesinde de; "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafi sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." hükmü getirilmiştir.

Kanun koyucu bu düzenlemeyle; iddianamede anlatılan fiil değişmemiş olmakla birlikte, o fiilin hukuksal niteliğinde değişiklik olması hâlinde sanığa ek savunma hakkı verilerek değişen suç vasfına göre hüküm kurulmasına imkân sağlamıştır. Bu düzenlemenin sonucu olarak mahkeme, fiilin hangi suçu oluşturacağına ilişkin nitelendirmede iddia ve savunmayla bağlı değildir. Örneğin iddianamede hırsızlık olarak nitelendirilen eylemin suç eşyasının kabul edilmesi suçunu oluşturacağı görüşünde olan ya da anlatım kısmında açıkça belirtilmesine rağmen sevk maddeleri eksik gösterilen iddianame ile karşı karşıya kalan mahkeme, sanığa ek savunma hakkı vermek suretiyle hüküm kurabilecektir. İddianamede anlatılan olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması hâlinde de gerekli görüldüğünde her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidecektir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/1277 değişik ... sayılı önleme araması kararına istinaden uygulama noktasında durdurulan sanığın kullandığı araçta 896 karton bandrolsüz ve kaçak sigaranın ele geçirilmesi üzerine ... 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21.01.2011 tarihli ve 2011/136 değişik ... sayılı kararı ile suçta kullanılan ... plaka sayılı aracın trafik sicil kaydına 5607 sayılı Kanun’un 10/1. maddesi yollamasıyla CMK’nın 128/4. maddesi uyarınca satılamaz ve devredilemez şerhi düşülmek suretiyle sanığa yediemin olarak teslim edildiği, yürütülen soruşturma neticesinde sanığın bandrolsüz ve kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan 5607 sayılı Kanun’un 3/5, ve TCK’nın 52/2, 53 ile 54. maddeleri gereğince cezalandırılmasına, suça konu bandrolsüz ve kaçak sigaraların 5607 sayılı Kanun’un 13 ve TCK’nın 54. maddeleri uyarınca müsaderesine, suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının ise müsaderesine yer olmadığına karar verilmesi istemiyle kamu davası açıldığı; yapılan yargılama sonucunda ... 1. Asliye Ceza Mahkemesince 04.04.2013 tarih ve 50-492 sayı ile; sanığın 4733 sayılı Kanun’un 8/4 ve TCK’nın 62, 52 ile 53. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 10.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollaması ile TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine, nakil aracının ise “Suçta kullanılan ... plaka sayılı aracın sanığa ait olduğu ve yakalanan sigara miktarı bakımından aracı kullanılması gerektiği anlaşıldığından 5607 sayılı Yasa’nın 13. maddesinin uygulanmasıyla TCK 54/1 maddesi gereğince aracın müsaderesine,” karar verildiği, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece yapılan inceleme neticesinde hak yoksunluğu ve eşyanın tasfiyesine ilişkin uygulama yönüyle hükmün düzeltilerek onandığı anlaşılan dosyada;

... Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2011 tarihli ve 2011-908 sayılı iddianamesinde “Suçun işlenmesinde kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına,” karar verilmesi talep edilmekle esasen Cumhuriyet savcısı tarafından aracın trafik kaydına konulan satılamaz ve devredilemez şerhinin kaldırılması suretiyle nakil aracının ruhsat sahibine teslim edilmesinin istenildiği, bu nedenle nakil aracı hakkında usulüne uygun açılmış bir müsadere davasının bulunmadığı, Yerel Mahkemece nakil aracının müsaderesine ilişkin hüküm kurulmasının CMK'nın 225. maddesine aykırı olduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün hak yoksunluğu, dava konusu kaçak eşyanın müsaderesi ile birlikte tasfiyesine ve hakkında açılmış bir dava olmadığı hâlde CMK’nın 225/1. maddesine aykırı olarak nakil aracının müsaderesine karar verilmesi isabetsizliklerinden düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Suçta kullanılan nakil aracı hakkında açılmış dava olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 21.04.2016 tarihli ve 27206-5907 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,

3- ... 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2013 tarihli ve 50-492 sayılı hükmün, 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, dava konusu eşyanın müsaderesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken tasfiyesine de hükmolunması ve ... plaka sayılı nakil aracı hakkında açılmış bir dava olmadığı hâlde CMK’nın 225/1 maddesine aykırı olarak nakil aracının müsaderesine karar verilmesi isabetsizliklerinden BOZULMASINA,

Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun, 1412 sayılı CMUK'nın ve 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, hükümden TCK.nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin sekizinci fıkranın çıkartılması, yerine "24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 140-85 sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, TCK'nın 53/1-2-3. madde fıkralarının tatbikine," ifadesinin; yine hükümden "dava konusu eşyanın tasfiyesine" ilişkin onuncu fıkranın çıkartılması, yerine "dava konusu bandrolsüz ve kaçak sigaraların 5607 sayılı Kanun'un 13/1. maddesi yollaması ile TCK'nın 54. maddesi uyarınca müsaderesine," ifadesinin ve hükümden nakil aracının müsaderesine ilişkin dokuzuncu fıkranın çıkartılarak yerine "... sayılı nakil aracının üzerindeki satılamaz ve devredilemez şerhi kaldırılmak suretiyle aracın ruhsat sahibine teslim edilmesine," ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.