Logo

Ceza Genel Kurulu2022/296 E. 2022/554 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında terör örgütüne üyelik suçundan verilen mahkumiyet kararına karşı, sanığın daha sonra etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istemesi üzerine bu hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, örgütün baskısı ve korkutucu gücü altında beyanlarından döndüğünü iddia etmesi ve daha sonra tekrar örgüt hakkında bilgi vermesi üzerine, bu beyanların doğruluğunun araştırılması ve sonucuna göre TCK'nın 221. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Ceza Dairesi

Sanık ... hakkında ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.12.2020 tarih ve 627-837 sayılı kararıyla, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nın 53, 58/9 ve 63. maddeleri gereğince 7 yıl 15 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin hükme yönelik sanık ve müdafisi tarafından yapılan istinaf başvurusunu inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 09.03.2021 tarih ve 126-312 sayılı kararıyla;''....Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre yerinde görülmeyen sair istinaf itirazlarının reddine, AncakAdli sicil kaydı ve duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir hali bulunmayan sanık hakkında, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden TCK'nın 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafinin istinaf itirazları bu nedenle yerinde ise de; olaya ilişkin mutlaka toplanması gereken delillerin toplandığı ve dosyanın mevcut durumu itibariyle araştırılması gerekli başka bir hususun bulunmadığı, dolayısıyla olayın daha ziyade aydınlanmasının gerekmediği anlaşılmakla, incelenen dosyaya ilişkin olarak Dairemizce 5271 sayılı CMK'nın 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı kanunun 15. maddesiyle değişik 280/1-a ve aynı Kanunun 303/1-a maddelerine göre karar verilebilmesi için gerekli şartların oluştuğu ve anılan maddeye göre yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği için doğrudan beraat kararı verilebilen bu halde, cezanın indirilmesinin de mümkün olduğu anlaşılmakla, belirtilen yanlış uygulamanın anılan maddeler uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilmesi mümkün bulunduğu kanaatine varılmakla;

Hükmün gerekçesindeki ve hüküm fıkrasındaki TCK'nın 62. maddesinin tatbik edilmemesine ilişkin bölümlerin çıkartılması ile hüküm fıkrasının 4. Bendi çıkartılarak yerine "4-Adli sicil kaydı ve duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir hali bulunmayan sanığın cezasında TCK'nın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak sanığın neticeden 6 YIL 10 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA" cümlesinin yazılması suretiyle istinaf isteminin DÜZELTİLEREK ESASTAN REDDİNE'' karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 11.10.2021 tarih ve 6596-9457 sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 04.03.2022 tarih ve 15975 sayı ile;

''1. İtiraz uyuşmazlığına veden olan konu; sanık .’in etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp faydalanamayacağı hususunda eksik inceleme ile hüküm kurulmasına ilişkindir.

2. Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçuna dair etkin pişmanlık hükümleri

TCK’nin 221. maddesinde düzenlenmiş olup konu ile ilgili kısmı,

“TCK 221/4 : Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.” şeklindedir.

İtiraza konu olay ile ilgili olarak ele alınacak olursa; 221/4. fıkrasının 2. cümlesinin uygulanma koşulları;

-Sanığın örgütün kurucusu yöneticisi, örgüt üyesi ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olması,-Örgütün yapısı ve faaliyet çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi,

-Yakalanmış olması,Şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde kişi hakkında örgüt kurmak, yönetmek, örgüte üye olmak suçundan dolayı ya da örgüt adına işlenen suç ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçlarından indirim öngörülmüştür.

Mülga 3216 sayılı ve yerine kaim mülga 4959 Topluma Kazandırma Kanun’larının 3. maddesinin (b) fıkrasında: “Bu Kanun kapsamında kalmakla birlikte, hükmü kesinleşmeden önce hâkim huzurunda daha önceki beyanlarını reddeden veya bu Kanun hükümlerinden yararlanmak istemediğini beyan eden failler” in bu kanundan faydalanamayacağı belirtilmiştir.

Etkin Pişmanlık hükümlerinin düzenlendiği ve yürürlükte olan TCK’nin 221. maddesinde veya başka bir meri mevzuatta “Hakim huzurunda daha önceki beyanlarından vazgeçen faillerin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanamayacağına” dair herhangi bir düzenleme mevcut değildir.Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2008 tarih 2009/9-18-78 E-K sayılı kararının gerekçesinde "Terör örgütlerinin insan kaynağının kurtulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirler ile birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişten meydana gelen terör örgütü eylemlerinin aydınlatabilmesi gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılmaları için örgüt üyelerinin ve yöneticilerinin örgütten ayrılmalarını sağlamak suç ve suçluyla mücadele etmek için pişmanlık yasalarının ve etkin pişmanlık kurumunun bu amaca uygun olarak yorumlaması gerektiğini" belirtilmiştir.

3. İtiraza konu dosyada sanık .'in 15 Temmuz darbe girişimi sırasında . 3. Jandarma Komando Alay Komutanlığı bünyesinde J.Asb.Kd.Çvş. olarak görev yaparken gözaltına alındığı, 25.03.2018 tarihinde kolluk tarafından alınan beyanında “etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini söyleyerek bu doğrultuda nasıl astsubay olduğunu, çalışma evlerinde kaldığı ve sınava hazırlanma sürecini, sınavı kazandıktan sonra örgüt ile irtibatını, kendisi ile kimlerin ilgilendiğini” anlatmıştır. Sanık tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış hakkında dinlenen tanıkların beyanları ve toplanan diğer deliller sonrasında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak suçundan kamu davası açılmıştır.Yargılama ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş mahkeme huzurunda yaptığı savunmalarında soruşturma aşamasında verdiği beyanların baskı altında alındığını iddia ederek etkin pişmanlık kapsamında verdiği beyanlardan vazgeçmiştir.Yargılama sonucunda mahkeme “Kovuşturma aşamasında örgütsel tavır sergileyerek soruşturma aşamasındaki beyanlarını kabul etmediğine ilişkin beyanların suçtan kurtulmak amacıyla yapıldığına mahkememizce kanaat getirilmiş ve kovuşturma aşamasındaki savunmalarına itibar edilmemiştir” gerekçesi ile soruşturma aşamasındaki beyanları esas alarak hüküm kurmuştur.Sanık ve müdafii tarafından istinaf edilen sözkonusu karar hakkında ... Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi kararı verilip dosyanın sanık müdafiinin temyizi ile Başsavcılığımıza gönderilmesi aşamasında sanık .tarafından 25.06.2021 tarihinde “Kovuşturma aşamasında eski beyanlarından örgüt baskı ve telkinleri ile vazgeçtiğini, bu vazgeçmeden nedamet getirdiğini ve etkin pişmanlık hükümleri kapsamında hem eski beyanlarını tekrar edeceğini hem de kendisine soruşturma beyanından vazgeçmesi için baskı yapan kişilerin isimlerini vereceğini gerekirse teşhiste bulunacağını” belirten bir dilekçeyi yerel mahkemeye ibraz etmiş, mahkeme 30.06..2021 tarihinde bu dilekçeyi ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi’ne, bu dairede söz konusu dilekçeyi dosyasına konulmak üzere 05.07.2021 tarihinde Yargıtay 16. Ceza Dairesi Yazı İşleri Müdürlüğüne göndermiştir. Bu aşamada dosya henüz Yargıtay denetiminden geçmediği için kesinleşmiş bir karardan söz edilemeyeceği de açıktır. 4. İtirazımıza sebep ve tartışılması gereken konu, failin verdiği ifadeden dönmesinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasına engel olup olmayacağıdır.Meri Türk Ceza Kanunu yürürlüğe girmeden önce suçluları topluma kazandırma düşüncesiyle çıkartılan 3216 sayılı Kanun’da yukarıda da yazıldığı gibi hakim huzurunda beyanından cayan failin etkin pişmanlıktan faydalanamayacağı açıkça belirtilmiştir. Yeni Ceza yargılaması sisteminde ise etkin pişmanlıktan faydalanma koşullarlı sayılarak eski bayanlardan vazgeçmeden bahsedilmemiştir. Yasa koyucunun böyle bir düşüncesi ve amacı olmadığı da eski ve yeni düzenleme arasındaki farktan açıkça anlaşılmaktadır.

Sanık soruşturma aşamasında verdiği ifadeden kovuşturma sırasında vazgeçmese idi etkin pişmanlık hükümlerinin lehine uygulanması ihtimali olup olmadığının gündeme geleceği açıktır. Yerel mahkeme sanığın vazgeçmesini suçtan kurtulmaya yönelik olarak kabul etmek suretiyle mahkemede huzurda verdiği ifadeye itibar etmemiş ve dolayısıyla soruşturma aşamasındaki beyanlarını hükme esas almıştır.

Bu durumda;

a) Sanığın verdiği beyanların içeriklerinin denetlenerek doğruluğu halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması ihtimali olduğuna göre dosya kapsamında beyanların denetlenip ifadede adı geçenler hakkında soruşturma/kovuşturma olup olmadığı mahkeme tarafından araştırılmayarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğu açıktır.

b) Sadece eski beyanlardan vazgeçmiş olmak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması için yeterli midir veya uygulamamaya gerekçe edilebilir mi? TCK’nın 221. maddesindeki düzenleme açıktır ve mahkeme huzurunda eski beyanlardan cayanların faydalanamayacağına dair bir düzenleme yoktur. 3216 sayılı Kanun’da dikkate alınırsa yasa koyucunun unuttuğu gibi bir sonuca varılamayacağı da muhakkaktır. Buna göre ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanığın ilk ifadelerini kabul ettiği de nazara alınarak bu ifadeden vazgeçtiği gerekçesi ile etkin pişmanlık uygulanamayacağı sonucuna varması hukuka aykırılık oluşturmaktadır.Açıklanan nedenlerle Yüksek Daire kararına karşı sanık. lehine 5271 sayılı Kanun’un 308. maddesi uyarınca itiraz olağanüstü kanun yoluna başvurulmuştur'' şeklindeki gerekçeyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesi 30.03.2022 tarih ve 10930-1578 sayı ile; ''... Dosya kapsamı incelendiğinde; hakkındaki mahkumiyet hükmü Dairemizce onanarak kesinleşen sanığın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık kapsamında beyanlarda bulunduğu, ancak kovuşturma aşamasında beyanlarının baskı altında alındığını belirterek beyanlarından döndüğü, temyiz aşamasında ise; sanığın dosya içerisine göndermiş olduğu ... Bölge Adliye Mahkemesine hitaben yazdığı 24.06.2021 tarihli dilekçede; etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini, daha önce etkin pişmanlık kapsamında verdiği beyanlardan dönme sebebinin köyüne gelen örgüt üyelerinin ikna çabaları olduğunu belirtmesi karşısında; Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.09.2019 tarih ve 2019/2967 Esas, 2019/5454 karar sayılı kararında ve başkaca yerleşik içtihatlarında da belirtilği üzere; “soruşturma aşamasında kısmen de olsa suçun açığa çıkmasına yardımcı olacak şekilde ifade veren, ancak kovuşturma aşamasında önceki ifadelerinden dönen sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına yasal olanak” olmadığı ayrıca sanığın beyanı da nazara alındığında etkin pişmanlıktan dönme sebebinin; örgütün baskı ve korkutucu gücünden olmayıp, ikna edilmesi olduğu anlaşılmakta olup, bu kapsamda sanığın yargılama aşamasında samimi bir tutum sergilemediği izahtan varestedir.'' şeklinde açıklanan gerekçeyle itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamından;Sanığın hazırlık aşamasında verdiği beyanlarda özetle, 25.10.1990 tarihinde ... ili .ilçesinde doğduğunu, liseyi ... Lisesinde okuduğunu, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdiğini, üniversite son sınıfta astsubaylık sınavlarına girdiğini, 2013-2014 yıllarında ... ilinde Beytepe Jandarma Okullar Komutanlığında jandarma astsubaylık okulunu okuduğunu, kura ile ... İl Jandarma Komutanlığı emrine atandığını, 2016 yılı genel atamaları ile ... ili . 3’ncü J.komd.A.K.lığı emrine atandığını, gözaltına alındığı 15.03.2018 tarihine kadar burada görev yaptığını, ... ilinde astsubay okulunda iken ev abiliği yapan ismini hatırlayamadığı örgüt abisinin kendisine . kod ismini verdiğini, 2012 yılında açık öğretim üniversitesi son sınıfta liseden arkadaşı olan .'ün kendisini telefonla arayarak “astsubaylık sınavları var sende son sınıftasın sınavlara girme hakkın var bu sınavlara girmek istermisin” diye sorunca olur dediğini, kendisine ... diye bir şahıstan bahsettiğini ve numarasını o şahsa vereceğini söylediğini, .ile yaptıkları bu görüşmeden yaklaşık 4-5 gün sonra ... isimli şahsın arayıp ...’a geleceğini ve kendisiyle görüşeceğini söylediğini, ... isimli şahısla buluştuğunu, astsubay sınavlarına hazırlanması için ... iline gitmesi gerektiğini ve kendisini orada sınavlara hazırlayacaklarını söylediğini, bu teklifi kabul ettiğini ve 05.11.2012 tarihinde astsubay sınavlarına hazırlanmak ve çalışmak için ...'ya gittiğini, otogarda . kod . isimli şahsın kendisini karşıladığını ve . semtinde adresini hatırlamadığı bir örgüt evine götürdüğünü, kapıyı .kod isimli şahsın açtığını, . ile otururken eve . isimli şahsın geldiğini, namazını kılan birisi olduğu için vakit namazlarını... kod ile birlikte kıldıklarını, bir dini sohbet veya ibadet yapılmadığını, bu süreçte ... kod adını aldığını, ... Küçük isimli şahsın .../Tortum nüfusuna kayıtlı olduğunu, 2012 yılında kendisini Fetö/Pdy silahlı terör örgütü ile ilk tanıştıran kişi olduğunu, ...’da Hacı Şükrü Çıkrıkcıoğlu Yurdunda birlikte kaldıklarını, onun ... Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını, 2012 yılı Haziran ayında arayarak astsubaylık sınavlarının olduğunu, girmek isteyip istemediğini soran ve ... ile tanıştıran şahıs olduğunu, 2015 yılında denizci subay olarak mezun olduğunu bildiğini, Fetö kapsamında ihraç edildiğini duyduğunu, ... isimli şahsın . uyruklu olduğunu, ...’da., . ve . bölgelerinden sorumlu, askeri okul sınavlarına hazırlanan öğrencilerden mesul üst düzey örgüt imamı olduğunu,. isimli şahsın .,. Üniversitesi veya ... Ünivesitesi Mühendislik bölümü, 3 ya da 4. sınıf öğrencisi olduğunu, 1.75 boylarında, orta kilolu, gözlüklü, esmer tenli biri olduğunu, lise öğrencilerine sohbet verdiğini, Enes kod isimli şahsın 1.80 boylarında, orta boylu, zayıf, beyaz tenli biri olduğunu,. kod .'nin ... ili nüfusuna kayıtlı, 2012 yılında Gazi Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi, esmer, yuvarlak yüzlü, alnı açık, 5 Kasım 2012 günü ...'ya gittiğinde otogarda kendisini karşılayan ve kendisini ile grubundaki kişileri astsubaylık sınavına hazırlayan şahıs olduğunu, kendisini başka bir örgüt evine götürdüğünü, burada kapıyı . isimli şahsın açtığını, evde., .ve .isimli şahısların olduğunu, haftada bir gün kendisinin buraya geleceğini, sınavlara hazırlayacağını, namaz kılıcaklarını, dini sohbet yapacaklarını ve kitap okuyacaklarını söylediğini, kendisinin grubunun bu şahıslar olduğunu ancak bu evde kalmayacağını söyleyerek başka bir örgüt evine götürdüğünü, bu eve gittiklerinde kapıyı . isimli şahsın açtığını, içeri girdiklerinde evde .isimli başka bir şahsın olduğunu, .'un kendisine bu evde kalacağını söylediğini,.'nin kendisine ... bulacaklarını söylediğini,.'un da haberinin olduğunu, birkaç güne kadar kendisine ... ayarlayacaklarını söylediğini, bu evde 10-15 gün kaldıktan sonra...'un ... kod isimli şahısla görüştükten sonra kendisini bu evden alarak yakın mesafedeki başka bir örgüt evine götürdüğünü, kapıyı Mazlum isimli şahsın açtığını, evde. kod isimli başka bir şahsın da olduğunu, .'un kendisinin bu şahıslar ile kalacağını söyleyip bu evin sorumlusu olmasını isteyince "zor olur" dediğini, "namazlarını kıldır, kitap okuttur, Kur'an okuttur ve haftada bir yapılan ev abilerinin katıldığı toplantıya katıl" dediğini, yaklaşık 1 hafta sonra. kod isimli şahsın geldiğini, bu ev ile ilgilenirken alt katta bulunan örgüt evinden sorumlu . kod isimli şahsın bazen bu eve geldiğini ve evin eksiklerini sorduğunu, kendisinin de faturaları ve evin ihtiyaçlarını . koda ilettiğini, . kodun gerekenleri yaptığını, 10 gün sonra.'un, ...'nin ... ayarladığını söyleyerek . Caddesinde yurt dışındaki örgüte ait okullarda öğretmenlik yapacak olan şahıslara ingilizce kurslarının verildiği örgüte ait yurda götürdüğünü, yurt müdürü olan ... isimli şahısla tanıştırdığını, yurt girişinde bulunan pimapen ile çevrili bir bölmede oturacağını, gelene gidene kapıyı açacağını, girişi ve merdivenleri paspaslayacağını, haftada iki gün yurdun önünü yıkayacağını, karşılığında 400-450 tl para alacağını söylediğini, kabul ettikten sonra burada çalışmaya başladığını,. gözlü şahıs olduğunu, . isimli şahsın ., 2014 veya 2015 yılında polis memuru olduğunu, . isimli şahsın .../Aşkaleli, 2011 yılında ... . Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı mezunu olduğunu, 2014 mezunu Jandarma Astsubay devresi olduğunu,. isimli şahsın., 2014 mezunu Jandarma Astsubay devresi olduğunu, Fetö kapsamında ihraç edildiğini, . isimli şahsın . olduğunu, 2013 yılında ... veya . Üniversitesi Mühendislik Bölümü 3 ya da 4’ncü sınıf öğrencisi olduğunu, 180-185 boylarında, zenci, kıvırcık sık saçlı şahıs olduğunu,. isimli şahsın . olduğunu, 2013 yılında ... veya .Üniversitesi mühendislik bölümü son sınıf öğrencisi olduğunu,. isimli şahsın ., 2012 yılında ... . Üniversitesi bilgisayar mühendisliği 2.sınıf öğrencisi olduğunu, .kod isimli şahsın . olduğunu, 2013 yılında ... Hukuk Fakültesi üçüncü sınıf ya da dördüncü sınıf öğrencisi olduğunu, Musa kod isimli şahsın Kütahyalı, 2013 yılında . ya da ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3.sınıf öğrencisi olduğunu, ... isimli şahsın bu yurdun müdürlüğünü yaptığını, kır saçlı ve bıyıklı olduğunu,.kod isimli şahsın ., 2013 yılında.Üniversitesi bilgisayar ya da inşaat mühendisliği 2.sınıf ya da 3. sınıf öğrencisi ve . olan şahıs olduğunu, kaldığı evde bulunan öğrencilere . kod isimli şahsın talimatı üzerine namaz kıldırdığını ve evin düzeni ile ilgilendiğini, yine . kodun talimatı üzerine ayda bir defa . olan ... kodun başkanlığında.olan .odun, kendisinin ve hatırlayamadığı bir kişinin daha katıldığı toplantılarda evlerin sorunlarının tartışıldığını, ihtiyaçların tespit edildiğini, evde kalanların örgütsel faaliyetleri ve katılımlarının değerlendirildiğini, astsubaylık sınavları için hazırlandığı evde grubun sorumlusu... kod .'nin haftada bir yaptığı toplantıda . isimli şahıstan kendilerinin kaldığı evin abisinin katıldığı toplantının başında ...olan şahsın . kod .isimli şahıs olduğunu duyduğunu, bu şahsı başka bir toplantıda gördüğünü, ... kod isimli şahsın .olduğunu, zayıf yapılı, uzun yüzlü, gözlüklü, alnı açık, siyah saçlı ve siyah gözlü, kaldıkları örgüt evlerinin abilerine toplantı yapan ...olan şahıs olduğunu, . kod . isimli şahsın . 2012 yılında ... Hukuk Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi, gözlüklü, alnı açık, siyah saçlı, siyah gözlü, hafif kilolu şahıs olduğunu, astsubaylık sınavlarına hazırlanan grubun sorumlusu olan... isimli şahsın kendilerini ...kod isimli şahısla tanıştırdığını ve bundan sonra kendilerinden ...kodun sorumlu olduğunu söylediğini, askeri okul sınavlarına kadar ...kod isimli şahsın kendileriyle ilgilendiğini, . kod isimli şahsın ., 2013 yılında Gazi Üniversitesi Siyasal ya da İktisat bölümü son sınıf öğrencisi olduğunu, 170-175 boylarında, orta kilolu, beyaz tenli şahıs olduğunu, astsubay olduktan sonra şahsın sözleşmeli subay olduğunu duyduğunu, Fetö kapsamında ihraç olduğunu, 2013 yılı Nisan ayı içerisinde astsubay okulu sınavlarına girdiğini ve kazandığını, aynı grupta olduğu. ve .'in de sınavı kazandığını, ağustos ayı içerisinde okula kaydımı yaptırdığını, okul süresince dışarıda kiraladığı evde kendisi ve...'in beraber kaldıklarını, ... kod isimli şahsın kendisiyle ankesörlü telefon ile ... ili ...ilçesinde bir kafede buluşmak istediğini söylediğini, söylediği kafeye giderek buluştuklarını, bu buluşmaya kendisi ve...'in gittiklerini, ... kod isimli şahsın kendisi, ..., ... Can ve ... isimli şahıslar ile kendilerinin bir grup olduklarını ve birlikte ev tutmaları gerektiğini söylediği, bu şahıslar ile anlaşamayacaklarını söyleyerek ilk tuttukları evde... ile kalmaya devam ettiklerini, bu görüşmeden sonra ... Can ve ... isimli şahısların da örgütten olduklarını anladığını, jandarma astsubay devreleri olduklarını, astsubaylık okulu boyunca kendileriyle ... kodun tanıştırdığı ismini hatırlayamadığı bir şahsın ilgilendiğini, bu şahsın özel bir okulda öğretmenlik yaptığını, ayda bir kaldıkları eve geldiğini, dini içerikli sohbetler yaptırdığını, Fethullah ...'in kitaplarını okuttuğunu, maaşlarından 300 TL himmet istediğini, bu parayı veremeyeceğini söylediğini, bir kereye mahsus olmak üzere 150 TL para aldığını, 180-185 boylarında, 85-90 kilolarında, mavi gözlü, uzun saçlı, beyaz tenli olduğunu, astsubay okulu bittikten sonra kendileriyle ilgilenen bu şahsın tayin olduğu ... ilinde kendisiyle ilgilenecek olan örgüt abileri İdris ve ... kod ile kendisini tanıştırdığını, . isimli arkadaşa da ... ilinde Fatih ile ilgilenecek olan abiyi tanıştırdığını Fatih'ten öğrendiğini, İdris kod isimli şahsın Antalyalı olduğunu, 165-170 boylarında, 75-80 kilolarında, beyaz tenli, açık alınlı, 40-45 yaşlarında olduğunu, ...'da kendisiyle ilgilenecek Kadir kod ile kendisini tanıştıran şahıs olduğunu, ... kod isimli şahsın Antalyalı olduğunu, 180-185 boylarında, 75-80 kilolarında, esmer tenli, 35-40 yaşlarında öğretmen olan şahıs olduğunu, İdris kod isimli şahısla ... çallı kavşağı civarında bir yerde buluştuklarını ve ... ilinde kendisiyle ilgilenecek olan Kadir kod isimli şahısla tanıştırdığını, bu şahısla karakoldaki işleri çok yoğun olduğu için sık görüşemediklerini, .kodun . 170-175 boylarında, 85-90 kilolarında, siyah gözlü, beyaz tenli, 2014 yılında .... Üniversitesinde öğretim görevlisi olduğunu, bu şahıs ile onun evinde buluştuklarını ve namaz kılıp sohbet ettiklerini, ailesinin maddi durumu iyi olmadığından himmet vermediğini, 2015 yılında Akdeniz Üniversitesinden formasyon almaya başladığından dolayı daha az görüştüklerini, 2016 yılında tayininin ... ili. ilçesinde bulunan.3’ncü Jandarma Komando Alay Komutanlığına çıktığını, Kadir kodun kendisini.'ta ilgilenecek birine devredemediğini ancak telefon numarasını ilgilenecek şahsa verdiğini ve irtibata geçeceğini söylediğini, .'ta göreve başlamadan önce ayrıldığı 15 günlük mehil izninde 14 Temmuz 2016 tarihinde tarlada çalışırken kullandığı çim biçme aracının ayağının üstüne düşmesi sonucu ayak bileğinden yaralandığını, ... ilinde bulunan Mareşal Fevzi Çakmak Askeri Hastahanesinden 7 gün rapor aldığını, bu nedenle 15 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlaması gerekirken birliğine katılış yapamadığını, bu süre içerisinde örgütten kimse ile irtibata geçmediğini, zaten bir gün sonra darbe girişiminin olduğunu, 16 Temmuz 2016 tarihinde sabah bağlı olduğu birlikten tim komutanı olan Teğmen ... ... Gezik'in arayıp derhal birliğe gelerek katılması gerektiğini belirtmesi üzerine raporlu olduğunu, raporunu birliğe faksladığını ve raporunun bitimine müteakip katılacağını söylediğini, 21 Temmuz 2016 tarihinde raporunu bitince katılış yaptığını, darbe girişimine müteakip örgütten kimsenin aramadığını ve irtibata geçmediğini, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğü için mesleğe girdiğinden itibaren azimle çalıştığını, arkadaşının meslek sahibi olmasına yardımcı olacaklarını ve bunu da Allah rızası için yapacaklarını söylemesi üzerine niyetlerini bilmeden bu örgütle tanıştığını, her ne kadar bu örgütten kurtulmak istese de örgütün peşini bırakmadığını, darbe girişiminden sonra bu örgütün gerçek yüzünü ve emellerini tam olarak gördüğünü ve örgütten ilişiğini tamamen kestiğini, bu örgütün Türkiye Cumhuriyeti içerisindeki yapılanmasını deşifre etmek için bildiği tüm bilgileri devleti ile paylaşmakta olduğunu, artık ülkesinin bu örgütün pençesinden kurtulmasını istediğini, niyetlerini bilmeden girdiği bu örgütün mağduru olan devletine ve milletine ... bir neferi olduğunu beyan ederek 7 kişi hakkında fotoğraflı teşhis işleminde bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesinde; "Bana isnat edilen suç hakkında bilgi sahibi oldum, etkin pişmanlık hükümlerini anlattınız, anladım. Bu kapsamda ifademi vermek istiyorum, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğum için çok pişmanım, ben bu örgüte tamamen safiyane duygularla vatanıma milletime devletime düşmanlık ettiklerini bilseydim aralarında yer almazdım, buna rağmen bu örgütün bir şekilde mensubu oldum ve örgüte girdiğim ilk andan bu güne kadar örgüt üyesi olarak bilip tanıdığım şahısları kod isimleriyle jandarma ifademde detaylı olarak anlattım ve teşhis işleminde bulundum, o ifademi ve teşhis işlemini aynen tekrar ederim, o ifademe ilaveten size söyleyebileceğim yanlızca bir husus bulunmaktadır, ben jandarma ifademde beni örgüt üyelerinin sabit hatlarla aramadığını, aramış olsalar bile hatırlamadığımı söylemiştim ancak beni ifademde "Kadir Kod" olarak belirttiğim şahıs şuan hatırlayamadığım bir sabit hattan kullanımımda olan 0507 579 65 39 numaralı hattan 3-5 kez aramıştı, ben kendisine görüşmek istemediğimi söyledim, bunun dışında örgüt ile ilgili olarak size anlatabileceğim bir husus bulunmamaktadır, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum'' şeklinde savunmada bulunmuştur.Sanık hakkında hazırlık aşamasında dinlenen tanıklardan;

Tanık ...'nin; "... . ismiyle tanırım, açık öğretim fakültesi edebiyat bölümü mezunudur. Astsubaydır. 2012-2013 yılları arasında ... ilinde FETÖ/PDY terör örgütünün evinde kalırdı. Ayrıca örgüte ait bir yurdun danışmanlığını yaptı. Mahrem yapı olan askeri yapılanması içerisinde bulunan doktora/mastır (askeri okullara sivil kaynaktan öğrenci hazırlayan örgütün birim adı) biriminden eğitim alarak jandarma astsubaylığını kazanıp gitti. Halen çalışıyor olabilir."Tanık ...'in; "...benim ders verdiğim öğrenciler genelde .dan oluşuyordu. Ders verdiğimiz öğrenciler; ....:...'un bir ilçesinden olduğunu biliyorum, kısa boyludur. 2 yıllık üniversite mezunu olduğunu biliyorum"

Tanık ...'ın; ". ismiyle tanırım. Açık öğretim fakültesi mezunudur. Jandarma astsubaydır. 2012-2013 yılları arasında ... ilinde FETÖ/PDY terör örgütünün evinde kalırdı. Ayrıca örgüte ait bir yurdun danışmanlığını yaptı. Mahrem yapı olan askeri yapılanması içerisinde bulunan doktora/mastır (askeri okullara sivil kaynaktan öğrenci hazırlayan örgütün birim adı) biriminden eğitim alarak jandarma astsubaylığını kazanıp gitti. Halen çalışıyor olabilir."

Biçiminde beyanda bulundukları görülmüştür.

Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanun'un 5/1, TCK'nın 53 ve 58/9. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle dava açıldığı,

Sanığın yargılama aşamasındaki savunmasında; ... İl Jandarmada gözaltına alındığını, 12 gün gözaltında kaldığını, psikolojik baskı altında ifadelerinin alındığını, avukatla görüştürülmediğini, etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilebilecek olan ifadelerini kabul etmediğini, ifadeye katılan kolluk görevlisinin ''etkin pişmanlıktan faydalanman gerekiyor, faydalanmazsan kurtulamazsın, tek çaren bu'' dediğini, FETÖ/PDY terör örgütü ile hiçbir iltisakının ve alakasının olmadığını, geçmişinin tüm çıplaklığı ile göz önünde olduğunu, liseyi ... Lisesinde devlet okulunda okuduğunu, yatılı olarak kaldığını, üniversiteyi de açık öğretimden okuduğunu, ailesinin yanında kaldığını, dışarıda çalıştığını ve ailesine destek olduğunu, hiçbir zaman örgüt içerisinde bulunmadığını, hiçbir yapısında ve biriminde yer almadığını, açık öğretimden sonra son sınıftayken astsubaylık sınavlarına başvurduğunu, sınavlar ve mülakat yaklaştığı zaman ...'da bir hafta on gün kadar bulunduğunu, orada teyzesi olduğunu, bir hafta on gün onun yanında kaldığını, Bylock'u kesinlikle indirmediğini ve kullanmadığını, kollukta yaptığı teşhisleri kabul etmediğini, psikolojik baskı altında korkutularak ifadesinin alındığını belirttiği anlaşılmıştır,

Tanık ... yargılamada özetle; sanığı tanıdığını ve teşhis ettiğini, sanıkla bir akrabalık veya husumeti olmadığını, matematik öğretmenliği bölümünde son sınıf öğrencisi olduğu dönemde gerçek adını bilmediği ve kollukta da fotoğraf gösterilmemesi nedeniyle teşhis edemediği ... kod isimli şahsın isteği ile sanığın da aralarında bulunduğu 4 veya 5 kişiye ders verdiğini, o dönemde sanığın hangi sınavlara hazırlandığı hususunda bir bilgisinin olmadığını, matematik derslerini 2012 yılı Ekim, Kasım, Aralık ve 2013 yılı Ocak ayı olmak üzere toplam 4 ay boyunca verdiğini, ders verdiği kişilerin örgüte ait farklı evlerde kaldıklarını,

Tanık ... beyanında özetle; sanığı tanıdığını, aralarında akrabalık veya husumet olmadığını, sanığı ...'da kırkıncı hoca cemaatinin sohbetlerinden tanıdığını, 2012 yılı Şubat ayından sonra bir daha görmediğini, gördüğü son yerin ... olduğunu, 2011 yılı sonuna doğru ...'da yaklaşık 4 ay süre ile kaldığını, kaldığı evlerin o dönem cemaat olarak anılan yapıya ait evler olduğunu, 2012 yılı Şubat ayında kavga ederek bu yapılanmanın evlerinden ayrıldığını, (çelişki üzerine sorulduğunda) kollukta beyan ve teşhiste bulunurken sadece sanığı ... ilinde kırkıncı hoca cemaatinden tanıdığını ve ...'da da gördüğünü söylediğini, sanığın FETÖ yapılanması ile bir ilgisi olduğunu düşünmediğini, FETÖ yapılanmasına karşı olan kırkıncı hoca sohbetlerine katıldığını,

Tanık ... beyanında özetle; sanığı arkadaş ortamından tanıdığını, Açık Öğretim Fakültesi Edebiyat Bölümü mezunu ve jandarma astsubay olduğunu, 2012-2013 yıllarında hatırladığı kadarıyla ... ili ...semtindeki FETÖ/PDY terör örgütünün evinde kaldığını, ayrıca örgüte ait bir öğrenci yurdunun danışma masasında görevli olduğunu, mahrem yapı olan askeri yapılanma içerisinde bulunan doktora/mastır (askeri okullara sivil kaynaktan öğrenci hazırlayan örgütün birim adı) biriminden eğitim alarak jandarma astsubaylığını kazanıp gittiğini, bilgilerinin arkadaş ortamından duyumlara dayalı olduğunu, sanığı yakınen tanımadığını,

Tanık ... beyanında özetle; sanıkla 2013-2014 yıllarında Jandarma Astsubay Temel Eğitim Kursunda aynı devre olduklarını, sanığı bu dönemden tanıdığını, kendisi hakkında açılmış bir dava olduğunu, ... 9. Ağır Ceza Mahkemesinde davasının görüldüğünü, etkin pişmanlıkta bulunduğunu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, kendi mahkemesinde verdiği ifadesinin doğru olduğunu, jandarma okulunda iken ... isimli şahsın kendisini telefondan arayarak sürekli çağırdığını, ya telefonu meşgule attığını ya da bakmadığını, birkaç kez bu şekilde olduktan sonra tanımadığı bir numaranın aradığını ve ...'da bulunan bir örgüt evine çağırdığını, evin bulunduğu yeri hatırlamadığını, eve gittiğinde kapıdaki kişinin telefonları neden açmadığını ve neden sohbete gelmediğini sorduğunu, bu esnada diğer odanın kapısının hafif aralık olduğunu, burada sanığı ve...'i gördüğünü, ne yaptıkları konusunda bir bilgisinin olmadığını, sanığın örgüt üyeliğine ilişkin bildiği ve gördüğü tek noktanın bu olduğunu, sanığı okul harici bir yerde görmediğini,

Tanık ... beyanında özetle; ''kendisi hakkında FETÖ/PDY üyeliğinden dolayı yargılama yapıldığını, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandığını ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğini, 2010-2015 yılları arasında Hacettepe Üniversite Sosyal Hizmetler Bölümünde öğrenci olduğunu, 2010-2012 yılları arasında FETÖ'ye müzahir ismini bilmediği yurtlarda kaldığını, bazen evlere de geçtiğini, sanığın.lu olduğunu yurttan bir arkadaşının söylediğini, sanığı yurdun önünde ve danışmada otururken birkaç kez gördüğünü, kaldığı yurtlarda genellikle FETÖ'ye ait kitaplar okutulduğunu ve sosyal aktiviteler yaptırıldığını, bu aktivetelerde sanığı hiç görmediğini, bu yurtlarda veya okulda kod adı olmadığını, sanığın da kod adı olup olmadığını bilmediğini, daha sonra bir arkadaşının sanığı askeriyeye veya polisliğe girdiğini söylediğini, 2012-2013 yıllarından sonra sanığı hiç görmediğini, kendisinin FETÖ/PDY ile bağlantısı hakkında herhangi bir bilgisi olmadığını, anlattığı şekilde duyumlardan ibaret bilgilerinin bu kadar olduğunu,

Beyan etmişlerdir.Sanık yargılama savunması kapsamında tanık beyanlarını da tamamen inkar etmiştir.

Mahkeme mahkumiyet gerekçesinde; ''..Sanığın dijital materyallerinin incelenmesi sonucu gelen bilirkişi raporuna göre kendisine ait aramada üzerinden ele geçirilen.marka cep telefonunda örgütün gizli haberleşme programı olan bylock isimli programın kalıntılarına rastlandığının tespit edildiği ancak mahkememizce sanığın kullanmış olduğu GSM hatları, bylock tespit edilen cep telefonu İMEİ numarası ve bu cep telefonuna takılan hatlar üzerinde yapılan araştırma da bylock tespiti yapılan bir GSM hattı tespit edilememiştir.

... İl Emniyet Müdürlüğü tarafından mahkememize gönderilen 23.05.2019 tarihli tutanağın incelenmesinde sanığın ... ilinde örgüt mahrem imamları tarafından kullanıldığı tespit edilen ... nolu ankesörlü/sabit telefondan 18.12.2015 tarihinde kullanmış olduğu 0507 579 6539 nolu hattın hakkında 2 ayrı soruşturma bulunan ... ... isimli şahıs ile ardışık olarak arandığı, yine aynı sabit hat ile 27.05.2016 tarihinde hakkında herhangi bir soruşturma bulunmayan... isimli şahıs ile ardışık olarak arandığı tespit edilmiştir.

Sanık soruşturma aşamasında kollukta, savcılıkta ve Sulh Ceza Hakimliğinde ki sorgusunda müdafi huzuru ile alınan savunmalarında özetle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek örgütle olan irtibatını ve iltisakını anlattığı, örgüt içerisinde tanıdığı kişilerin isimlerini verdiği ve 7 kişinin fotoğrafını teşhis ettiği, sanık beyanlarında; 2012 yılında açık öğretim üniversitesinin son sınıfında okur iken, liseden arkadaşı olan.isimli şahsın kendisini telefon ile arayarak “astsubaylık sınavları var sende son sınıftasın sınavlara girme hakkın var bu sınavlara girmek istermisin” dediğini, kendisinin de "olur şansımı deneyim" dediğini, sonra kendisine ... diye bir şahıstan bahsettiğini ve numarasını bu şahsa vereceğini ve bu şahsın kendisini arayarak görüşeceğini söylediğini, yaklaşık 4-5 gün sonra ... isimli şahsın kendisini aradığını, numarasını ...'ten aldığını, astsubaylık sınavları için kendisi ile görüşmek maksatlı ...’a geleceğini ve kendisi ile görüşeceğini söylediğini, 1 ay sonra ... isimli şahıs ile ...'da görüştüğünü, kendisine astsubay sınavlarına hazırlanması için ... iline gitmesi gerektiğini ve kendisini orada sınavlara hazırlayacaklarını söylediğini, daha sonra 05.11.2012 tarihinde astsubay sınavlarına hazırlanmak ve çalışmak maksadıyla ... iline gittiğini, ...'da örgüte ait farklı evlerde kaldığını, bu dönemde... kod isimli şahsın kendisi ile ilgilendiğini, en son kalmış olduğu evde... kod isimli şahsın bu ev ile kendisinin ilgilenmesini ve sorumlusu olmasını istediğini, kendisinin de kabul ettiğini, kalmış olduğu evde bulunan öğrencilere... kod isimli şahsın talimatı üzerine namaz kıldırıp, evin düzeni ile ilgilendiğini, bu dönemde ayrıca işe ihtiyacı olduğu için ... kodun ayarlaması ile örgüte ait bir yurtta çalıştığını, yine... kodun talimatı üzerine ayda bir defa. olan ... kod başkanlığında. olan Fatih kod, kendisi ve ismini hatırlayamadığı bir kişi ile toplandıklarını, bu toplantılarda evlerin sorunlarının tartışıldığını, ihtiyaçlarının tespit edildiğini, evde kalanların örgütsel faaliyetleri ve katılımlarının değerlendirildiğini, sonrada toplantı bitirilerek dağıldıklarını, kendisinin ve astsubaylık sınavlarına hazırlanan grubun sorumlusu olan... isimli şahsın bir süre sonra kendilerini ...kod isimli şahsa devrettiğini ve askeri okul sınavlarına kadar ...kod isimli şahsın kendileri ile ilgilendiğini, 2013 yılı Nisan ayı içerisinde astsubay okulu sınavlarına girdiğini ve kazandığını, aynı grupta olduğu ... ... ve... isimli şahısların da sınavı kazandığını, okul süresince dışarıda kiraladığı evde... ile beraber kaldıklarını, ... kod isimli şahsın bir gün ankesörlü telefondan arayarak kendileri ile ...ilçesinde bir kafede buluşmak istediğini söylemesi üzerine söylediği kafeye giderek buluştuklarını, bu buluşmada ... kod isimli şahıs..., .... ve ... isimli şahıslar ile kendisinin bir grup olduklarını ve birlikte ev tutmaları gerektiğini söylediğini ancak bu söylediği şahıslar ile anlaşamayacaklarını söyleyerek ilk tuttukları evde... ile kalmaya devam ettiklerini, Astsubaylık okulu boyunca kendileri ile ... kodun tanıştırdığı ismini hatırlayamadığı bir şahsın ilgilendiğini, bu şahsın ayda bir kaldıkları eve gelerek kendilerine dini içerikli sohbetler yaptığını, Fethullah ...'in kitaplarını okuduğunu, himmet istediğini, bir kereye mahsus olmak üzere kendisine 150tl para verdiğini, bu şahsın kendisine ... kod adını verdiğini, Astsubay okulu bittikten sonra kendileri ile ilgilenen bu şahsın tayin olduğu ... ilinde kendisi ile ilgilenecek olan örgüt abisi İdris kod ve ... kod ile tanıştırdığını, daha sonrada İdris kod isimli şahsın kendisini Kadir kod isimli şahsa devrettiğini, ... ilinde bu şahıs ile görüştüğünü, . Kodun ... ilinde iken kendisini hatırlayamadığı bir sabit hattan kullanımında olan . numaralı hattan 3-5 kez aradığını, 2016 yılında .../. ilçesine tayinin çıktığını,. kodun kendisini .'ta ilgilenecek birine devredemediğini ancak telefon numarasını orda kendisi ile ilgilenecek şahsa verdiğini ve .'ta bu şahsın kendisi ile irtibata geçeceğini söylediğini ancak daha sonra darbe girişimi olduğunu ve örgütten kimsenin kendisini aramadığını, darbe girişiminden sonra bu örgütün gerçek yüzünü ve emellerini tam olarak gördüğünü ve örgütten ilişiğini tamamen kestiğini beyan etmiştir. Her ne kadar sanık kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında soruşturma aşamasında ki beyanlarını kabul etmediğini, kolluğun ifadesini baskı altında aldığını, örgütle hiçbir bağlantısının bulunmadığını, örgüte ait evlerde kalmadığını, sohbetlere katılmadığını beyan etmiş ise de, sanığın soruşturma aşamasında alınan ifadelerinin müdafi huzuru ile alınması, bu ifadelerini savcılıkta ve sorguda da tekrar etmesi, dosya içerisinde sanığın soruşturma beyanlarını doğrulayan tanık beyanlarının ve ... İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen tutanağın bulunması birlikte değerlendirildiğinde sanığın kovuşturma aşamasında örgütsel tavır sergileyerek soruşturma aşamasında ki beyanlarını kabul etmediğine ilişkin beyanlarının suçtan kurtulmak amacı ile yaptığına mahkememizce kanaat getirilmiş ve kovuşturma aşamasında ki savunmalarına itibar edilmemiştir.

Tüm bu hususlar birlikte halinde değerlendirildiğinde sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek katılıp hiyerarşisine girdiği, sanığın 2012 yılında örgüt mahrem imamı ... kod isimli şahsın yönlendirmesi ile ... ilinden ... iline gelerek örgüte ait evlerde kaldığı, bu evlerde astsubaylık sınavlarına hazırlandığı, bu dönemde kendisinden sorumlu mahrem imamın talimatı ile kalmış olduğu evin sorumlusu olduğu ve evin düzeni ile ilgilendiği, ayrıca örgüt içerisinde ...olan şahsın başkanlığında yapılan aylık toplantılarda evde kalan kişilerin örgütsel faaliyetlerini ve katılımlarını rapor ettiği, örgüt içerisinde ... kod adını kullandığı, Astsubaylık MYO dönemi ve daha sonra atandığı yerlerde 2016 yılına kadar kendisinden sorumlu mahrem imamların düzenlemiş olduğu sohbetlere katıldığı, sanığın örgütsel mahremiyeti sağlamak amacıyla kendinden sorumlu mahrem imamlar tarafından sabit/ankesörlü hatlar üzerinden farklı tarihlerde arandığı, böylelikle sanığın gizliliğe riayet ederek ve önceden planlanmış belirli bir organizasyon içerisinde hareket ederek Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki görevine devam ettiği anlaşılmakla, sanık ...'in FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda örgütün talimatlarına uygun hareket ettiği, bu şekilde sanığın yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik gösteren eylemleri birlikte değerlendirildiğinde sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiş ve FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görüldüğünden sanığın örgüt içinde ki konum ve faaliyetlerinden tespit edilen suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan ...,suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kastının ağırlığı, amaç ve saiki göz önüne alınarak takdiren alt sınırdan kısmen uzaklaşılmak suretiyle sanığın cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Sanık, soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek örgütle olan irtibatını ve iltisakını anlatıp teşhis işlemlerinde bulunmuş ise de; kovuşturma aşamasında bu beyanlarını kabul etmediğini, baskı ile ifadesinin alındığını, örgütle bir ilgisinin olmadığını beyan etmesi, yine dosya içerisine Uyap bilgi bankasından alınan sanığın tanık olarak beyanda bulunduğu ... 2.ACM'nin 2019/369 E, 2020/211 K nolu ilamının incelenmesin de sanığın soruşturma aşamasında ki beyan ve teşhislerini kabul etmediğini beyan etmesi karşısında sanık hakkında TCK'nun 221/4-2.cümlesinde belirtilen etkin pişmanlık hükümleri uygulanmamıştır.'' ifadelerine yer vermek suretiyle sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar vermiş ve TCK'nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerini uygulamamıştır.Tutuksuz yargılanan sanığın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de sanığın istinaf talebi hükmün düzeltilmesi suretiyle reddedilmiştir.Sanık, Bölge Adliye Mahkemesi kararından sonra 24.06.2021 tarihinde tutuklu bulunduğu cezaevinden gönderdiği dilekçesinde soruşturma aşamasındaki beyanlarının doğru olduğunu beyan ederek etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını istemiştir. Söz konusu Dilekçe içeriğinde;''...beyanlarımı geri alma sebebim örgüt üyeleri tarafından şahsıma uygulanan ikna ve baskı sonucu gerçekleşmiştir...serbest bırakıldıktan sonra örgüt üyelerinin bizzat köyüme gelerek ve yurt dışında olduğunu bildiğim ... kod ... Kasap isimli şahısla kendi telefonları üzerinden face-time marifetiyle görüştürmeleri üzerinden şahsımı ikna ettiler. ...beyanlarımı geri almazsam etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanırsam suçu kabul etmiş olacağımı ve mesleğime bir daha dönemeyeceğimi söylediler. Zaten hazırlık aşamasında söz konusu yapıyla irtibata geçme sebebimin meslek edinme amacıyla olduğunu ifade etmişim. Köye gelen şahıslar etkin pişmanlıktan yararlanan kişilerin İçişleri Bakanlığı tarafından hemen ihraç edildiklerini söylediler. Hatta tarafıma emsal dava dosyalarına İçişleri Bakanlığı tarafından yazılan bilgi amaçlı evrakları gösterdiler..... kod isimli şahıs etkin pişmanlıktan yararlanmayıp yargılaması devam eden şahısların halen daha açıkta olduklarını ve maaşlarını aldıklarını söyledi.... kod ... Kasap isimli şahıs benim söz konusu yapıyla ilgili irtibat kurma gerekçemin meslek edinme amacıyla olduğunu bildiğinden benim bu zayıf yönümü kullanarak beni ikna etti. Tutuklu kaldığım süre boyunca benim gibi tutuklu olan birçok subay ve astsubayla yapmış olduğum konuşmalar neticesinde ...anlattıkları hususların aslında benim mesleğe dönmem için hiçbir fayda sağlamayacağını, aksine örgütün çok önem verdiği TSK'da etkin pişmanlık müessesesinin yaygınlaşacağı ve örgütten kopmaların hızlanacağı ve örgütün çözülmesinin engellenmesi amacıyla olduğunun farkına vardım. Bunun neticesinde aslında Emniyet ve savcıda vermiş olduğum ifade ve teşhisler ile Sulh Ceza Hakimliği sorgu aşamasındaki tercihimin ve davranışımın doğru olduğunu anladım.'' ifadelerine yer vermiş dilekçesinin devamında hazırlık aşamasındaki beyanlarında söz ettiği örgüt ve örgüt üyeleri hakkındaki açıklamalarını tasdik eden anlatımlarını yeniden dile getirmiştir.

5237 sayılı TCK’nun kabul ettiği suç teorisi uyarınca, suçun kanuni tanımında yer alan unsurların gerçekleşmesiyle, ortaya cezalandırmaya layık bir haksızlık çıkmakta, kusuru kaldıran bir sebebin de bulunmaması hâlinde fail hakkında bir cezaya hükmolunmaktadır. Fakat bazı hâllerde kanun koyucu, failin cezalandırılması için başka birtakım unsurların da bulunması ya da bulunmamasını aramıştır. İşte haksızlık ve kusur isnadı dışında kalan bu gibi hususlar “suçun unsurları dışında kalan hâller” başlığı altında ele alınmaktadır. Bunlardan failin cezalandırılması için gerekli olanlara “objektif cezalandırılabilme şartları”, bulunmaması gerekenlere de, “şahsi cezasızlık sebepleri” veya “cezayı kaldıran veya azaltan şahsi sebepler” denilmektedir (Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayınevi, ..., 2015, 8. Baskı, s. 351). Bu yönüyle etkin pişmanlık; cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebepler arasında yer almaktadır.Uyuşmazlığın sağlıklı bir biçimde çözümlenebilmesi için öncelikle etkin pişmanlık müessesesi üzerinde durulmasında yarar bulunmaktadır.İşledikleri suç nedeniyle kişilerin cezalandırılması kural olmakla birlikte, bazı şartların gerçekleşmesi hâlinde, kişi hakkında ceza davasının açılmasından, açılmış olan davanın devamından ve sonuçta ceza verilmesinden ya da mahkûm olunan cezanın infazından vazgeçilmesi izlenen suç politikasının bir gereğidir. Bilindiği üzere suç, bir süreç içinde işlenmekte olup buna suç yolu (iter criminis) denilmektedir. Bu süreçte fail önce belli bir suçu işlemek hususunda karar vermekte, daha sonra bunun icrasına yönelik hazırlıkları yapmakta, son olarak da icra hareketlerini gerçekleştirmektedir. Çoğu suç, fiilin icra edilmesiyle tamamlanırken, kanuni tarifte ayrıca bir unsur olarak neticeye yer verilen suçlarda suçun tamamlanması için fiilin icra edilmesinden başka ayrıca söz konusu neticenin de gerçekleşmesi aranmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun 36. maddesindeki "gönüllü vazgeçme" düzenlemesiyle failin suç yolundan dönerek suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlemesi; etkin pişmanlığa ilişkin düzenlemelerle de, suç tamamlandıktan sonra hatasının farkına vararak nedamet duyup neden olduğu haksızlığın neticelerini gidermesi için teşvikte bulunulması amaçlanmıştır.

5237 sayılı TCK’da etkin pişmanlık, bütün suçlarda uygulanabilecek genel bir hüküm olarak değil, özel suç tipleri bakımından uygulanabilecek istisnai bir kurum olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda kanun koyucu bazı suçlara ilişkin etkin pişmanlık düzenlemesini “etkin pişmanlık” başlığıyla bağımsız bir madde hâlinde (TCK 93, 110, 168, 192, 201, 221, 248, 254, 269, 274, 293), bazılarını ise suç tipinin düzenlendiği maddenin bir fıkrası şeklinde yapmıştır. (TCK 184/5, 245/5, 275/2-3, 281/3, 282/6, 289/2, 297/4, 316/2). Bu düzenlemelerin bir kısmında etkin pişmanlık nedeniyle failin cezasının bütünüyle ortadan kaldırılması öngörülmüş iken bir kısmında ise sadece belli oranda indirilmesi kabul edilmiştir.Etkin pişmanlık, kanunun etkin pişmanlığa imkan tanıdığı her suç tipinde o suçun karakterine uygun bir yapıya bürünmektedir (Yasemin Baba, Türk Ceza Kanununda Etkin Pişmanlık, 12 Levha Yayınları, ..., 2013, 1. Baskı, s. 22). Ancak bu durum etkin pişmanlık düzenlemeleri arasında hiçbir ortak unsur olmadığı anlamına gelmemektedir. Gerek Türk Ceza Kanunu'ndaki gerekse özel ceza kanunlarındaki etkin pişmanlık düzenlemeleri incelendiğinde ve öğreti ile yargısal kararlardaki görüşler değerlendirildiğinde "etkin pişmanlığın" unsurlarının;

1- Kanunda etkin pişmanlığa imkân tanıyan bir düzenleme bulunması,

2- Suçun tamamlanmış olması,

3- Failin kanunda öngörülen biçimde aktif bir davranışının olması,

4- Failin bu davranışının iradi olması,

Şeklinde belirlenmesi mümkündür.

Etkin pişmanlığın uygulanabilmesi için öncelikle kanunda o suç ve faili bakımından buna imkân tanıyan özel bir düzenleme bulunması gerekir. Her suç açısından etkin pişmanlığın uygulanması mümkün değildir. Esasen niteliği gereği her suç etkin pişmanlığa elverişli de değildir. O suç tipi bakımından kanunda etkin pişmanlık düzenlemesi öngörülmemişse "kanunilik ilkesi" uyarınca kıyas veya yorum yoluyla da olsa etkin pişmanlık uygulanamaz.

Etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için suçun tamamlanmış olması gerekir. Teşebbüs aşamasında kalan suçlar bakımından etkin pişmanlıktan söz edilemez, ancak şartları varsa "gönüllü vazgeçme" gündeme gelebilir.

Etkin pişmanlığın diğer bir şartı, failin kanunda öngörülen biçimde aktif bir davranışının bulunmasıdır. Gerçekten de etkin pişmanlığa ilişkin düzenlemeler incelendiğinde "suçun meydana çıkmasına ve diğer suçluların yakalanmasına hizmet ve yardım etme", "mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakma", "mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderme", "diğer suç ortaklarını ve sahte olarak üretilen para veya kıymetli damgaların üretildiği veya saklandığı yerleri merciine haber verme", "örgütü dağıtma veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlama", "iftiradan dönme", "gerçeği söyleme" gibi çeşitli şekillerde failden, işlediği suçla gerçekleşen haksızlığın neticelerini mümkün olduğunca ortadan kaldırmaya yönelik aktif davranışlarda bulunmasının arandığı görülmektedir. Gerçekleştirdiği haksızlığın neticelerini kanunun aradığı biçimde ortadan kaldırmaya yönelik hiçbir aktif davranışta bulunmayan fail hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanması mümkün değildir. Nitekim müessesenin adlandırılmasında, sergilenmesi gereken davranışın bu özelliğine binaen "etkin" kelimesi tercih edilmiştir. Karşılaştırmalı hukukta da müessesenin adlandırılmasında benzer bir vurgunun yapıldığı görülmektedir. Örneğin; sırasıyla Alman, Fransız, İspanyol ve İngiliz Hukukunda adlandırma: "Tätige Reue", “Repentir actif”, “Arrepentimiento activo eficaz”. "Active repertance" şeklindedir. Ancak aktif davranış, bizzat fail tarafından bir davranışta bulunulmasının zorunlu olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. Failin iradesine dayanan üçüncü kişinin hareketi de, bu hareketin yapılmasına fail tarafından neden olunduğu sürece yeterli kabul edilmelidir.Etkin pişmanlığın varlığının kabul edilebilmesi için sanığın suç sonrası sergilediği aktif davranışın iradi olması da lazımdır. Bu şart etkin pişmanlığın subjektif unsurunu teşkil etmektedir. Etkin pişmanlığın varlığının kabulü için tek başına failin haksızlığın sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik davranışlarda bulunmuş olması yeterli değildir. Etkin pişmanlıkta fail, suç sonrası zararı gidermeyi, engellemeyi, düzeltmeyi ya da tehlikeyi önlemeyi iradi yani gönüllü olarak yapmalıdır. Çoğu zaman fail bu tür davranışları, suçu işledikten sonra duyduğu pişmanlığın tesiri ile yapmaktadır. Bu nedenle müessesenin adlandırılmasında tercih edilen ikinci kelime de "pişmanlık" olmuştur. Aynı şekilde karşılaştırmalı hukukta da örnekleri verilen isimlerden anlaşılacağı üzere "tövbe" kelimesiyle bu vurgunun yapıldığı görülmektedir. Etkin pişmanlıkta ceza verilmesinden vazgeçilmesinin yahut cezadan indirim yapılmasının temelinde failin bu pişmanlığı yatmaktadır. Zira cezalandırılmada güdülen asıl amaç, kişinin pişmanlık duymasını sağlayıp yeniden topluma kazandırılmasıdır. Failin dışa yansıyan davranışının pişmanlığının tezahürü olarak kabul edilebilecek derecede iradi olması yeterli olup iç dünyasına bakılıp gerçekten samimi olup olmadığı aranmaz. Bu bakımdan sanığın davranışında cezadan kurtulma saiki de etkili olmuş olsa, önemli olan salt bu saikle hareket edilmemiş olmasıdır. Nitekim, Ceza Genel Kurulunun 20.10.2015 gün ve 534-332 sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır.

Etkin pişmanlıkla ilgili bu genel açıklamalardan sonra uyuşmazlık konusuyla ilgisi bakımından, 5237 sayılı TCK'nun 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünden önceki yasal düzenlemelere de değinmek gerekmektedir.

Terör örgütlerinin insan kaynağının kurutulabilmesi, alınabilecek diğer tedbirlerle birlikte bu örgütlerin etkisizleştirilip ortadan kaldırılmaları, geçmişte meydana gelen terör eylemlerinin aydınlatılabilmesi, gelecekte işleyebilecekleri suçların engellenmesi ve terör örgütüne üye olanların tekrar topluma kazandırılabilmeleri bakımından 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur. Bu Kanun'un iki yıllık yürürlük süresinin bitmesi üzerine aynı amaçlara yönelik olarak 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Kanun çıkarılmış, bu Kanun'un 1. maddesi süreli, diğer maddeleri ise süresiz olarak yürürlüğe girmiştir. Anılan 1. maddenin sona eren yürürlük süresi zaman içinde 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı Kanun'larla uzatılmış ve nihayet 29.08.2000 tarihinde uygulaması sona ermiş ise de, bu süre içinde beklenen amaca ulaşılamaması nedeniyle bu kez benzer amaçlarla 29.07.2003 tarihinde kabul edilen 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.

4959 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde; “Yakalandıktan sonra bilgi verme eğilimindeki bir çok örgüt mensubu nedamet eğiliminde olmasına rağmen herhangi bir ceza indiriminden yararlanma ihtimali bulunmadığından nedametini açıkça dile getirmemekte ve bilgi vermekten kaçınmaktadır. Oysa önemli konumdaki bir örgüt mensubunun, örgütle ilgili olarak verdiği bilgilerle, faili meçhul kalmış suçlar aydınlatılabilmekte ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi sağlanabilmektedir...” denilerek, kanunun çıkarılma amacı, yakalanan örgüt mensuplarının bilgi vermeleri, bu suretle faili meçhul kalmış olayların aydınlatılması ve örgüt mensuplarının yakalanabilmesi olarak açıklanmıştır.

Aynı Kanun'un;

3. maddesinde; kanundan yararlanamayacak kişiler sayılmıştır. Buna göre; tamamı üzerinde etkili olabilecek şekilde terör örgütünü sevk ve idare edenlerin, hükmü kesinleşmeden önce hâkim huzurunda önceki beyanlarını reddeden veya bu kanun hükümlerinden yararlanmak istemediğini beyan eden faillerin ve haklarında 3216, 3419, 3618, 3853, 4085, 4450 ve 4537 sayılı kanun hükümleri uygulanmış bulunanlardan, anılan kanunların kapsamına giren suçları yeniden işleyenlerin, bu Kanun'dan yararlanamayacakları öngörülmüştür.

4. maddesinde ise; kanunun uygulanma koşulları ve esasları düzenlenmiş, terör örgütü mensubu olup da bu kanundan yararlanabileceklere uygulanacak cezasızlık hâli ile ceza indirimi miktarları ve bunların koşulları belirtilmiştir. Maddenin (a) bendinde; terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmemiş bulunanların kendiliklerinden veya dolaylı teslim olmaları hâlinde veya bunların kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşıldığında, ceza verilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Bunların cezasızlık hâlinden yararlanmaları için örgütün faaliyetleri hakkında herhangi bir bilgi vermeleri de gerekmemektedir.

Maddenin (b) bendinde, terör örgütü tarafından işlenen suçlara iştirak etmiş olup da silahlı mukavemet göstermeksizin kendiliklerinden veya dolaylı teslim olanların yahut kendiliklerinden örgütten çekildiği anlaşılıp da bu kanundan yararlanmak istediğini açıklayanların hangi koşullar altında ceza indiriminden yararlanabilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, terör örgütü mensubu bu kişilerin, örgüte girişleri, örgüt içindeki faaliyetleri, bu sırada tanıdığı diğer örgüt mensupları, amirleri ve örgütün eylemleri hakkında bilgi vermeleri ve bu bilgilerin kendilerinin örgüt içindeki konum ve faaliyetleri ile uyumlu olması, ayrıca bu bilgilerin doğruluğunun da saptanması gerekmektedir.

Maddenin (c) bendinde ise; yakalanan örgüt mensuplarının durumu düzenlenmiştir.

Bu bentte de bilgi verme koşulu aranmış, bilgi vermenin, hükmün kesinleşmesinden önce veya sonra olmasına göre ikili bir ayrıma gidilmiş ve bu ayrıma göre yapılacak ceza indirimleri farklı şekilde düzenlenmiştir. İradeleriyle teslim olmayan veya kendiliklerinden örgütten çekilmeyen bu kişiler güvenlik güçlerinin özel çabası sonucu ele geçirildiklerinden, bunlar hakkında ceza indirimine gidilebilmesi için (b) bendinden farklı olarak, verdikleri bilgilerin terör örgütünün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım etmesi veya verdikleri bilgi ve belgelerle ya da bizzat gösterecekleri çabayla örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olması koşulu aranmıştır.

Bu Kanun'un 8. maddesiyle, cezasızlık hâli ya da cezada indirim öngören aynı Kanun'un 4. maddesinin birinci ve son fıkrasının yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlükten kalkacağı hüküm altına alınmıştır.

Uyuşmazlık konusunu oluşturan 5237 sayılı TCK'nın “Etkin pişmanlık” başlıklı 221. maddesi ise;

“(1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır...” şeklinde düzenlenmiş olup maddenin ilk dört fıkrasında, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili etkin pişmanlık gösteren faillerin birbirinden farklı koşullarla, cezanın kaldırılmasını veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi hâller kabul edilmiştir.Öte yandan 3713 sayılı Kanun'un "terör örgütleri" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.” hükmüyle TCK'nın 314. maddesine atıf yapılmış,

TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan "Silâhlı örgüt" suçu ise;

"(1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere; TCK’nın 314. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, TCK'nın 314. maddesinde düzenlenen silahlı örgüt suçu açısından da uygulanacaktır. Bu sebeple, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu bakımından "diğer hükümler" kapsamında olan TCK'nın 221. maddesinin, aynı Kanun'un 314. maddesi yönünden de tatbiki gerekmektedir. Zira bir anlamda TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen örgüt suçu tipine tam olarak bağlı olan TCK’nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hâli, aynı Kanun'un 314. maddesinin de ayrılmaz bir parçası niteliğindedir.

Nitekim, 05.06.1985 tarihli ve 3216 sayılı Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun, 25.03.1988 tarihli ve 3419 sayılı Kanun ve 29.07.2003 tarihli 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu'na benzer şekilde 5237 sayılı TCK’nın 221. maddesinde yapılan düzenlemeyle; kanun koyucu, örgütlerle etkin mücadele edebilmek için, örgütleri ortaya çıkarıp dağıtmayı, örgüt elemanlarını devletin yanına çekerek bir yandan zayıflatıp diğer yandan da örgütlerin deşifre olmasını sağlayarak örgüt bünyesinde faaliyet gösteren failleri yakalamayı, “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanan sanıkları topluma kazandırmayı, örgüt bünyesinde gerçekleştirilen eylemleri açığa çıkarmayı ve benzer suçların tekrar işlenmesini önlenmeyi amaçlamaktadır.

TCK’nın 221. maddesinin gerekçesinde; “Madde metninde, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu amaçla kurulmuş örgüte üye olmak suçları ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir.

Birinci fıkrada, örgüt kurucu veya yöneticileri ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak veya yönetmek dolayısıyla haklarında soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kişiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

İkinci fıkrada, suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olan kişilerle ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Örgüt üyesinin, etkin pişmanlık hükmünden yararlanabilmesi için, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olması ve ayrıca, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi gerekir. Bu koşulların gerçekleşmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.

Üçüncü fıkrada ise, yakalanan örgüt üyesi ile ilgili etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Yakalanmış olmasına rağmen, bu fıkrada belirlenen şartların gerçekleşmesi hâlinde örgüt üyesi cezalandırılmayacaktır. Bu şartlardan birisi, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmak; diğeri ise, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermiş olmaktır. Verilen bilginin, örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli olup olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir. Kişi, suç işlemek için kurulmuş olan örgütün kurucusu, yöneticisi veya üyesi olmakla birlikte, örgütün ulaştığı yapılanma itibarıyla dağılmasını sağlama imkanından yoksun olabilir. Bu durumda bile, söz konusu sıfatları taşıyan kişilerin belli şartlarda etkin pişmanlıktan yararlanması sağlanabilmelidir. Bu düşüncelerle maddenin dördüncü fıkrası düzenlenmiştir. Buna göre, suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır.

Kurucu, yönetici veya üyenin, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri yakalandıktan sonra vermesi hâlinde, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı hakkında verilecek cezada belli oranda indirim yapılması kabul edilmiştir..." açıklamalarına yer verilmiştir.TCK’nın 221. maddesinin birinci fıkrasına göre; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle ceza soruşturmasına başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan örgüt kurucu veya yöneticileri hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Bu hükmün uygulanabilmesi için ilgili suç örgütü hakkında soruşturmaya başlanılmamış olması ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmemiş olması gerekmektedir.

Suç örgütü kurulmakla beraber herhangi bir amaç suç işlenmemiş fakat amaç suçları işlemek için bir takım hazırlık hareketi mahiyetinde fiillere girişilmiş ise diğer şartların da varlığı hâlinde bu hükmün uygulanması önünde herhangi bir engel yoktur. Örneğin suç işlemek amacıyla örgüt kuran kimseler işleyecekleri amaç suçlar için silah temin etme, plan program yapma gibi faaliyetlere girişmiş olabilirler. Kanun, amaç suçların işlenmemesini şart olarak koştuğu için bu şekilde hazırlık hareketinde kalmış fiillerin varlığına rağmen etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilecektir. Fakat eğer hazırlık hareketi niteliğindeki fiiller ayrıca bir suç oluşturuyor ise faillerin, bu fiileri dolayısıyla cezai sorumlulukları saklıdır. Örneğin, ruhsatsız silah veya patlayıcı madde temin eden failin cezai sorumluluğu doğacaktır. Bunun ötesinde eğer hazırlık hareketleri aşaması da geçilerek örgütün amacı doğrultusunda bir suç işlenmiş ise örgüt kurucu ve yöneticilerinin bu etkin pişmanlık hükmünden yararlanmaları imkân dahilinde değildir.

TCK’nın 221. maddesinin birinci fıkrasının aradığı bir diğer şart ise, örgüt kurucu ve yöneticilerinin bizatihi örgütü dağıtması ya da vermiş oldukları bilgilerle örgütün dağılmasını sağlamalarıdır. Bu bağlamda, eğer örgüt kurucu veya yöneticilerinin vermiş oldukları bilgiler önemsiz veya önemli olmakla beraber örgütün dağılmasını sağlayacak nitelikte değil ise kurucu ve yöneticilerin bu hükümden yararlanması mümkün değildir.

Buna göre; TCK’nın 221. maddesinin birinci fıkrasının uygulanabilmesi için;

1- Fail örgütün kurucusu veya yöneticisi olmalıdır,

2- Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmamış ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmemiş olmalıdır,

3- Fail örgütü dağıtmalı veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlamalıdır.

TCK’nın 221. maddesinin ikinci fıkrasına göre; örgüt üyesi, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bir suça iştirak etmeksizin ve gönüllü olarak örgütten ayrıldığını yetkili makamlara bildirir ise etkin pişmanlık hükmünden yararlanacak ve ceza almayacaktır. Gönüllü olarak örgütten ayrıldığını bildirdikten sonra hakkında örgüt üyesi olmaktan soruşturma başlatılması etkin pişmanlıktan yararlanmasına engel teşkil etmeyecektir.

Yine ilk fıkrada örgüt kurucu ve yöneticilerinin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için olmadığını takdir yetkisi mahkemeye aittir.

Buna göre; TCK’nın 221. maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanabilmesi için;

1- Fail örgüt üyesi olmalıdır,

2- Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemiş olmalıdır,

3- Yakalanmış olmalıdır,

4- Pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermelidir.

TCK’nın 221. maddesinin dördüncü fıkrası, ilk üç fıkrada düzenlenen suçların faillerinin yanı sıra örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişileri de kapsamaktadır. Yine, ilk üç fıkrada düzenlenen etkin pişmanlık hâllerinden farklı olarak bu fıkrada etkin pişmanlığın “örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce” veya “örgüt üyesinin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmemesinden önce” ya da “soruşturmaya başlanmadan önce” vuku bulması şart koşulmamıştır.

TCK’nın 221. maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesine göre; örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden failin, gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi hâlinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmayacaktır. Anılan fıkranın ikinci cümlesine göre ise; gönüllü olarak yetkili makamlara teslim olmamakla birlikte yakalandıktan sonra bahsedilen nitelikteki bilgileri veren failin cezasında üçte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapılacaktır. Bu indirim oranı belirlenirken failin vermiş olduğu bilgilerin niteliği göz önünde bulundurulmalıdır.

Buna göre; TCK’nın 221. maddesinin dördüncü fıkrasının;

Birinci cümlesinin uygulanabilmesi için;

1- Fail, örgütün kurucusu, yöneticisi, üyesi ya da örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalıdır,

2- Gönüllü olarak teslim olmalıdır,

3- Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.

İkinci cümlesinin uygulanabilmesi için;

1- Fail, örgütün kurucusu, yöneticisi, üyesi ya da örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden olmalıdır,

2- Yakalanmış olmalıdır,

3- Örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermelidir.

Görüldüğü üzere; TCK’nın 221. maddesinin ilk dört fıkrasındaki açık düzenlemeler gereği, ancak örgüt kurma, yönetme veya üye olma suçlarında etkin pişmanlık hükümleri tatbik edilebilecek olup örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen diğer suçlar yönünden bu maddede belirtilen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Bu bakımdan, örgütün kurucusu, yöneticisi, üyesi ya da örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden fail hakkında TCK’nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlar, örgüt kurmak, yönetmek veya üye olmak suçlarından ibarettir.

Bununla birlikte, "pişmanlık" kavramının, TCK'nın 221. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinin tatbiki bakımından irdelenmesine gelince;CK'nın 221. maddesinin uygulanabilmesi için, etkin pişmanlık kurumunun doğası ve anılan madde başlığının “etkin pişmanlık” olması karşısında; failin pişman olması esasen ön koşul niteliğindedir. Bu nedenle, TCK'nın 221. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinin uygulanması bakımından failin yalnızca maddi gerçeğin ortaya çıkması için yararlı bilgiler vermesi yeterli olmayıp bu pişmanlığını yargılamanın her aşamasında sürdürmesi, bu bağlamda pişmanlık duyarak örgütün yapısı çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgileri içeren ifadesini inkar etmemesi gerekir. Pişmanlık duyarak verdiği ifadeyi inkar eden kişinin o aşamada pişmanlığından söz edilemez.

Diğer taraftan, "etkin pişmanlık" başlıklı 221. maddenin üçüncü fıkrasında "pişmanlık duyarak" ibaresi kullanıldığından, bu koşulun dördüncü fıkranın ikinci cümlesi bakımından aranmayacağı ileri sürülebilir ise de; ... Komisyonu raporunda da vurgulandığı üzere madde başlığının, maddenin tüm fıkralarının yorumu bakımından ayrılmaz bir parça olması, üçüncü fıkranın uygulanma koşullarının, dördüncü fıkranın ikinci cümlesine göre daha ağır şartlara bağlı tutulması ve madde gerekçesinde belirtildiği üzere, dördüncü fıkranın, üçüncü fıkrada belirtilen nitelikte bilgi verme imkânından yoksun failler bakımından ihdas edilen bir düzenleme olması nazara alındığında, dördüncü fıkranın ikinci cümlesinin uygulanması bakımından, diğer koşulların yanı sıra failin pişmanlık duyması koşulunun da gerçekleşmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, örgütlü suçluluğa ilişkin etkin pişmanlığı düzenleyen TCK'nın 221. maddesinde yer alan fıkraların her birinin uygulanabilmesi bakımından failin pişmanlık duyması ön koşul niteliğinde olduğundan, maddenin "pişmanlık duyarak" ibaresine yer verilmeyen fıkraları açısından da failin pişman olmasının gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bununla birlikte, yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi veren failin, vermiş olduğu bilgileri aşamalarda inkâr etmesi hâli, maddenin "failin örgütten koparılıp tekrar topluma kazandırılması ve örgüt faaliyeti çerçevesinde tekrar suç işlemesinin önlenmesi" şeklinde belirtilen amacıyla bağdaşmamaktadır. Dolayısıyla, faillerin yakalandıktan sonra usule uygun olarak verdikleri ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması hususunda delil niteliği taşıyan itiraf içerikli beyanları hükme esas alınabilir ise de; bu beyanları sonradan reddeden faillerin pişmanlık duyduklarından söz edilemeyeceği, böylelikle maddede öngörülen amaca aykırı davrandıkları anlaşıldığından, haklarında TCK'nın 221. maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Sanığın, arkadaşı Abdülsamet Küçük'ün önerisiyle ve ... kod ... Kasap'ın yönlendirmesi altında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından mahrem yapılanma olarak da anılan devlet kurumları arasında olan Jandarma Genel Komutanlığına yerleştirilmek amacıyla örgüte ait bir evde örgüt sorumlularının kontrolü altında sınava hazırlandığı, ... kod adını aldığı, bu süreçte örgüte ait bir yurtta çalışmaya başladığı ve eğitim biriminde de ayrıca görev aldığı, sınavı kazandıktan sonraki eğitimi boyunca ve sonrasında ... ilinde jandarma astsubay olarak görev yaptığı dönemde örgüt sorumlularıyla düzenli şekilde görüşmek suretiyle örgütle kurduğu organik bağını sürdürdüğü, 15.03.2018'de hakkında verilen beyanlar üzerine Patnos'ta jandarma astsubay olarak görev yapmakta iken gözaltına alındığı, bu şekilde gerçekleştiği anlaşılan oluşun sanığın hazırlık aşamasındaki ikrarı ve buna uygun çok sayıda tanık beyanıyla sabit olduğu, bu kapsamda FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, Ceza Genel Kurulunun ayrıntısına yukarıda yer verilen 27.03.2018 tarihli ve 1118-121 sayılı kararında da açıklandığı üzere etkin pişmanlığa dayalı anlatımlarından dönen sanıklar hakkında TCK'nın 221. maddesinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı ancak;TCK'nın 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinden hüküm kesinleşinceye kadar yararlanmanın mümkün olması hususu dikkate alındığında henüz hüküm kesinleşmeden etkin pişmanlığa ilişkin önceki beyanlarından dönen sanığın yeniden beyanlarını değiştirmek suretiyle örgüt hakkında bilgiler verdiği, beyanlarını tasdik etmesi hâlinde TCK'nın 221. maddesinin tatbikinin mümkün olup olmayacağı hususunda yapılan değerlendirmede, sanığın etkin pişmanlığa ilişkin beyanlarından hangi nedenle döndüğünün önem kazanacağı, zira bu durumun sanığın örgütten kopup kopmadığının ve gerçek anlamda pişman olup olmadığının tespiti bakımından zorunlu olduğu, örgütün baskısından ve korkutucu gücünden korkarak tehdit altında beyanlarını değiştirdiğini ifade ederek hüküm kesinleşmeden etkin pişmanlığa ilişkin önceki beyanlarını tasdik eden sanık hakkında TCK'nın 221. maddesindeki düzenlemenin yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan ve doğası gereğince bir daha dönülmememiş olunması kaydıyla uygulanmasının kabulü gerektiği gözetilerek somut olay incelendiğinde;

24.06.2021 tarihli dilekçesinde tutuksuz yargılandığı dönemde köyüne kadar gelen örgüt mensuplarının ve bu örgüt mensuplarının kendisini görüntülü konuşma programı üzerinden görüştürdüğü bu kez açık kimlik bilgilerini de verdiği örgüt sorumlusunun baskısı ve ikna girişimleri sonucunda ve mesleğine geri dönemeyeceği korkusu altında beyanlarından döndüğünü ifade eden ve dilekçesinin devamında örgüt hakkındaki beyanlarını yeniden tasdik eden sanık hakkında, örgütün baskısıyla beyanlarını değiştirdiği dikkate alınarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluk olduğu anlaşıldığından, beyanların ilişkili bulunduğu dosyaların akıbeti araştırılıp sanığın örgüt üyeleri ve faaliyetleri hakkında verdiği bilgilerin doğru olup olmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre TCK'nın 221. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Açıklanan gerekçelerle ve işaret edilen çerçevede haklı nedenlere dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 11.10.2021 tarihli ve 6596-9457 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,

3- ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 09.03.2021 tarihli ve 126-312 sayılı kararının, etkin pişmanlık kapsamında verdiği beyanlarının doğruluğu araştırıldıktan sonra sanık hakkında TCK'nın 221. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle BOZULMASINA,

4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilip, Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi nedeniyle sanık hakkında hükmolunan cezanın İNFAZININ DURDURULMASINA, mevcut delil durumu, bozma gerekçesi ve sanığın tutuklu bulunduğu süre dikkate alınarak atılı suçtan sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için YAZI YAZILMASINA,

5- Dosyanın, bozulan kararın "istinaf isteminin reddine" dair bir karar olması nedeniyle, CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca, gereği için ... 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.09.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.