Logo

Ceza Genel Kurulu2022/439 E. 2023/83 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın 6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan beraatine ilişkin yerel mahkeme kararına direnilmesinin hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suç eşyasının kendisine ait olduğunu kabul eden savcılık ifadesi ile tanığın suç eşyasının sanığa ait olduğunu beyan etmesi ve bu beyanını yargılama aşamasında da tekrarlaması birlikte değerlendirildiğinde sanığa atılı suçun sabit olduğu ve ayrıca seri muhakeme usulünün uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

YARGITAY DAİRESİ : 8. Ceza Dairesi

I. HUKUKÎ SÜREÇ

6136 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan sanık ...'in beraatine ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.06.2015 tarihli ve 226-346 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 22.12.2020 tarih ve 19500-20165 sayı ile; "Sanığın soruşturma aşamasında ... Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu 13.04.2015 tarihli ifadesi ile suça konu muştanın kendisine ait olduğunu, kendisinin ...'e verdiğini beyan ettiği, ...'ün de ... Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu ifadesinde muştanın sanığa ait olduğunu beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

II. DİRENME GEREKÇESİ

... Asliye Ceza Mahkemesince 18.05.2021 tarih ve 163-240 sayı ile; "...Suça konu muştanın ...'ün üzerinde çıkmış olması, sanığın ...'ün ceza almaması için suçu üstlendiğini beyan etmiş olması, ...'ün suçtan kurtulamaya yönelik beyanlarda bulunmuş olması, sanığın soruşturma aşamasındaki ilk beyanı haricinde sanığın cezalandırılmasını gerektirir; beyan delili haricinde somut, net, kesin delilin bulunmadığı, ikrarın, tek başına kesin kanıt kabul edilemeyeceği, çünkü bir kimsenin çeşitli nedenlerle ikrarda bulunmasının olanaklı olduğu, hâkim önünde yapılan ikrarın dahi bağlayıcı olabilmesi için başka yan kanıtlarla doğrulanması gerektiği, ikrarını geri alan sanığın önceki soyut ikrarına dayanılarak hiçbir zaman mahkûmiyet kararı verilemeyeceği (Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/2590 esas ve 2020/17212 esas sayılı ilamı) anlaşıldığından, söz konusu muştanın sanığa ait olduğu noktasındaki şüphe aşılamamış, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanık hakkında yukarıda açıklanan gerekçe ile beraat kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle bozma kararına direnerek sanığın önceki hüküm gibi beraatine karar verilmiştir.

Direnme kararına konu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2021 tarihli ve 104545 sayılı Bozma istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesince 13.09.2022 tarih ve 14856-12107 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KONUSU

Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı suçun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Kolluk tarafından düzenlenen olay, arama, yakalama, tespit ve muhafaza altına alma tutanağına göre; 12.04.2015 tarihinde saat 17.30 sıralarında kolluk tarafından ilçe genelinde şüpheli şahıs ve araçlar ile ilgili yapılan çalışmalar sırasında 42 ** 228 plaka sayılı ...marka beyaz renkli açık kasa pikap aracın ... ili, ... ilçesi, Cumhuriyet Mahallesi,.... Caddesi üzerinde görüldüğü, yabancı plakalı olması nedeni ile ... ve içerisinde bulunan iki erkek şahıstan şüphelenilerek aracın bir süre takip edildiği,..... Caddesi ile...Caddesi kavşağında duran aracın ön sağ koltuğunda oturan erkek şahsın araçtan inerek...Camii karşısı, ...Caddesi No: 43 sayılı adres önünde park hâlinde bulunan 60 ** 380 plaka sayılı ...marka, beyaz renkli açık kasa pikap araca doğru yöneldiği, her iki aracın da aynı marka, model ve renkte olması nedeniyle şüphelenilerek 60 ** 380 plaka sayılı araca yönelen kolluk görevlilerinin bahse konu şahsa kendilerini tanıtmalarından sonra sorgulama yapmak istediklerinde 42 ** 228 plaka sayılı aracın süratli bir şekilde...Caddesinden ... ili istikametine doğru hareket ettiği, haber merkezine 42 ** 228 plaka sayılı aracın olay yerinden hızla uzaklaştığının belirtilmesinden sonra 60 ** 380 plaka sayılı araca müdahale etmek istendiğinde şahsın dur ihtarlarına uymayarak kaçmaya çalıştığı, bu esnada...Caddesi No: 43 sayılı binanın demir bahçe kapısına çarptığı, ... sürücüsünün zor kullanılmak suretiyle etkisiz hâle getirildiği, olay yerinden kaçan 42 ** 228 plaka sayılı aracın ...-... yolu üzerinde ... ili istikametinde bulunan... Petrol istasyonu önünde ekipler tarafından siren, megafon ve anons marifeti ile durdurulduğu, araçta bulunan yaşı küçük tanık ...'ün yapılan üst aramasında bir adet muşta ele geçirilmesi üzerine söz konusu suç eşyasının şahsın rızası doğrultusunda muhafaza altına alındığı, ...'e 60 ** 380 plaka sayılı araçta bulunan şahıs sorulduğunda tanımadığını beyan ettiği, ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 2015/87 sayılı önleme arama izni kararına istinaden araçta yapılan aramada suç unsuruna rastlanılmadığı, sanık ...'in yapılan üst aramasında ... Şipal isimli şahıs adına düzenlenmiş bir adet sahte kimlik ele geçirildiği, yapılan parmak izi incelemesinde kimliği tespit edilen sanık ...'in GBT sorgusunda aranan şahıslardan olmadığı ancak Milli Savunma Bakanlığı kayıtlarında bakaya olarak arandığının tespit edildiği, araçlarla ilgili yapılan araştırmada 60 ** 380 plaka sayılı aracın ... Durğut isimli şahıs adına kayıtlı olduğu ve ... ilinden çalındığına ilişkin 11.04.2015 tarihli; 42 ** 228 plaka sayılı aracın ise... San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu ve ... ilinden çalındığına ilişkin 10.04.2014 tarihli kaydın bulunduğu,

... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 28.04.2015 tarihli ve BLS-15-03288 sayılı ekpertiz raporunda; tetkik için gönderilen metalden yapılan, avuç içerisinde tutulan, üzerinde parmakların geçmesine yarayan dört adet delik ve deliklerin üzerinde üç adet çıkıntı olan aletin mevcut durumu, tip ve nitelikleri bakımından 6136 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 1. fikrasında belirtilen yasak niteliği haiz muşta olduğunun belirtildiği,

UYAP sorgulaması ve dosya kapsamına göre 15.06.1998 doğumlu tanık ... hakkında ... Cuhnuriyet Başsavcığınca 11.05.2015 tarih ve 153-151 sayı ile inceleme konusu olaya ilişkin olarak 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan aynı Kanun’un 15/1 ve TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda ... Asliye Ceza Mahkemesince 23.02.2016 tarih ve 228-96 sayı ile tanığın 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan aynı Kanun’un 15/1 ve TCK’nın 31/3, 62, 52/2 ve 53/1. maddeleri uyarınca 3 ay 10 gün hapis ve 260 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tanık hakkında 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, bu kararın itiraz edilmeksizin 14.03.2016 tarihinde kesinleştiği, bu yargılama sırasında tanığın "Üzerimde bulunan muşta ...'e aittir, kendisi bana ... ilinde vermişti..." şeklinde beyanda bulunduğu,

Anlaşılmaktadır.

Tanık ... Savcılıkta; olay tarihinde üzerinde ele geçirilen muştanın, ... ilinden yakını olan sanık ...'e ait olduğunu, muştayı sanıktan ... ilinde aldığını, bu nedenle de üzerinde yakalandığını, atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini beyan etmiştir.

Sanık ... Savcılıkta; olay tarihinde tanık ...'ün üzerinde yakalanan muştanın kendisine ait olduğunu, söz konusu muştayı ... ilinde tanığa verdiğini, ... ilçesinde polis memurlarınca yapılan aramada tanık ...'ün üzerinde yakalandığını,

Mahkemede; üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, olay tarihinde ... ilçesi sınırlarındayken hırsızlık suçlaması ile haklarında yakalama yapıldığını, kendisi ile arkadaşı olan tanık ...'ün tutuklandıklarını, bu sırada tanık ...'ün'in üzerinden muşta ele geçirildiğini, tanığın yaşının küçük olduğunu, uzun yıllar cezaevinde kaldığı için tanığın suçunu üstlendiğini, söz konusu muştayı tanığa kendisinin vermediğini, bu muştanın kendisine ait olmadığını,

Bozma sonrası Mahkemede; daha önceden almış olduğu cezaların bulunduğunu ancak tanık ...'ün sicilinin temiz olduğunu, bu nedenle de sicili bozulmasın düşüncesiyle muştayı tanığa kendisinin verdiğini söylediğini, tanığın üzerinde muşta olduğundan haberinin olmadığını,

Savunmuştur.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

6136 sayılı Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun'un 1. maddesi; "Ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletlerin memlekete sokulması, yapılması, satılması, satınalınması, taşınması veya bulundurulması bu kanun hükümlerine tabidir.",

4. maddesi; "Ülke içinde kama, hançer, saldırma, ... baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı yasaktır.

Bunlardan bir sanat veya mesleğin icrası için kullanılması zorunlu bulunanların yapımına İçişleri Bakanlığınca yapılacak bir yönetmelikte belirlenen kurallara göre izin verilir.

Yalnız sporda kullanılan yivli ateşsiz silahlar ve mermileri ile yivsiz tüfekler ve mermilerinin, ev gereçlerinden olan veya tababet, sanayi, tarım, spor için kullanılan aletlerle bir meslek veya sanatın icrası için gerekli bıçak, şiş, raspa ve benzerlerinin kullanılması bu Kanun hükümlerine tabi değildir.

Avda veya sporda kullanılan her nevi ateşli yivli silahlar bu Kanunun 7 nci maddesine göre ruhsata tabidir.",

15. maddesi ise suç tarihi itibarıyla; "Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak 4 üncü maddede yazılı olan bıçak veya diğer aletleri veya benzerlerini satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis ve yirmibeş günden az olmamak üzere adlî para cezasına hükmolunur.

Bu madde kapsamına giren bıçak veya diğer aletlerin veya benzerlerinin sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkraya göre hükmolunacak cezalar yarıdan bir katına kadar artırılır.

Bu Kanunun 4 üncü maddesine göre yapımına izin verilen bıçakları veya diğer aletleri veya benzerlerini kullanma amacı dışında satanlar, satmaya aracılık edenler, satın alanlar, taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında birinci fıkradaki; o bıçak veya diğer aletlerin veya benzerlerinin sayı ve nitelik bakımından vahim olması halinde de ikinci fıkradaki cezalar hükmolunur.

Bu Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında yazılı olan yivli ve yivsiz silahlarla bıçak ve diğer aletleri, hal ve şartlara göre sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıyanlar, üç aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."

Şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Görüldüğü üzere, kama, hançer, saldırma, ... baston, sustalı çakı, pala, kılıç, süngü, kasatura, sivri uçlu ve oluklu bıçak, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin bulundurulması ve taşınması yasaktır.

Öte yandan CMK'nın 148. maddesi;

"(1) Şüphelinin ve sanığın beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, işkence, ilâç verme, yorma, aldatma, cebir veya tehditte bulunma, bazı araçları kullanma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.

(2) Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.

(3) Yasak usullerle elde edilen ifadeler rıza ile verilmiş olsa da delil olarak değerlendirilemez.

(4) Müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli veya sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.

..

.",

Aynı Kanun'un 213. maddesi ise "Aralarında çelişki bulunması halinde; sanığın, hâkim veya mahkeme huzurunda yaptığı açıklamalar ile Cumhuriyet savcısı tarafından alınan veya müdafiinin hazır bulunduğu kolluk ifadesine ilişkin tutanaklar duruşmada okunabilir.

" şeklinde hüküm altına alınmış olup her iki madde birlikte değerlendirildiğinde usulüne uygun olarak alınmak koşuluyla sanığın, hâkim, mahkeme, Cumhuriyet savcısı veya müdafinin hazır bulunduğu sırada kolluk tarafından alınan ifadeleri hükme esas alınabilecektir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

12.04.2015 tarihinde saat 17.30 sıralarında kolluk tarafından ... ili, ... ilçesi genelinde şüpheli şahıs ve araçlar ile ilgili yapılan çalışmalar sırasında 42 ** 228 plaka sayılı ...marka beyaz renkli açık kasa pikap aracın Cumhuriyet Mahallesi, Necip Fazıl Caddesi üzerinde görüldüğü, yabancı plakalı olması nedeni ile ... ve içerisinde bulunan iki erkek şahıstan şüphelenilerek aracın bir süre takip edildiği, Necip Fazıl Caddesi ile...Caddesi kavşağında duran aracın ön sağ koltuğunda oturan erkek şahsın araçtan inerek...Camii karşısı,.... Caddesi No: 43 sayılı adres önünde park halinde bulunan 60 ** 380 plaka sayılı ...marka, beyaz renkli açık kasa pikap araca doğru yöneldiği, her iki aracın da aynı marka, model ve renkte olması nedeniyle şüphelenilerek 60 ** 380 plaka sayılı araca yönelen kolluk görevlilerinin bahse konu şahsa kendilerini tanıtmalarından sonra sorgulama yapmak istediklerinde 42 ** 228 plaka sayılı aracın süratli bir şekilde...Caddesinden ... ili istikametine doğru hareket ettiği, haber merkezine 42 ** 228 plaka sayılı aracın olay yerinden hızla uzaklaştığının belirtilmesinden sonra 60 ** 380 plaka sayılı araca müdahale etmek istendiğinde şahsın dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı, bu esnada...Caddesi No: 43 sayılı binanın demir bahçe kapısına çarptığı, ... sürücüsünün zor kullanılmak suretiyle etkisiz hâle getirildiği, olay yerinden kaçan 42 ** 228 plaka sayılı aracın ...-... yolu üzerinde ... ili istikametinde bulunan... Petrol istasyonu önünde ekipler tarafından siren, megafon ve anons marifeti ile durdurulduğu, araçta bulunan yaşı küçük tanık ...'ün yapılan üst aramasında bir adet muştanın ele geçirildiği, 60 ** 380 plaka sayılı aracı kullanan sanık ...'in yapılan üst aramasında ise ... Şipal isimli şahıs adına düzenlenmiş bir adet sahte kimlik ele geçirildiği, yapılan parmak izi incelemesinde kimliği tespit edilen sanık ...'in GBT sorgusunda aranan şahıslardan olmadığı ancak Milli Savunma Bakanlığı kayıtlarında bakaya olarak arandığının anlaşıldığı, araçlarla ilgili yapılan araştırmada 60 ** 380 plaka sayılı aracın ... Durğut isimli şahıs adına kayıtlı olduğu ve ... ilinden çalındığına ilişkin 11.04.2015 tarihli; 42 ** 228 plaka sayılı aracın ise... San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu ve ... ilinden çalındığına ilişkin 10.04.2014 tarihli kaydın bulunduğu, yaşı küçük tanık ...'ün şüpheli sıfatıyla alınan savcılık ifadesinde olay tarihinde üzerinde yakalanan muştanın sanık ...'e ait olduğunu, muştayı ...'den ... ilinde aldığını, bu nedenle de kendi üzerinde yakalandığını belirtmesi, sanık ...'in Savcılık ifadesinde de söz konusu muştanın kendisine ait olduğunu, muştayı ...'e ... ilinde verdiğini, üzerine atılı suçlamayı bu şekilde kabul ettiğini ifade etmesi nedeniyle sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fikrasında belirtilen yasak niteliği haiz muştayı taşıdığı iddia edilen olayda;

Sanığın Savcılık tarafından usulüne uygun olarak alınan ve CMK'nın 148 ve 231. maddeleri uyarınca hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan savunmasında olay tarihinde tanık ...'ün üzerinde yakalanan muştanın kendisine ait olduğunu, söz konusu muştayı ... ilinde tanığa verdiğini, ... ilçesinde polis memurlarınca yapılan aramada da söz konusu muştanın tanık ...'ün üzerinde yakalandığını belirtmesi, tanık ...'ün de gerek Savcılık tarafından alınan ifadesinde gerekse kendisi hakkında yapılan yargılama sırasında alınan savunmasında sanığın bu beyanını doğrulaması hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığa atılı suçun sabit olduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün, sanığa atılı suçun sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

Öte yandan, Yerel Mahkeme kararından sonra 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 87-44 sayılı kararı ile Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…" ibaresinin "…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetilerek, 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçuna ilişkin olarak seri muhakeme usulünün uygulanması bakımından mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında da zorunluluk bulunmaktadır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 18.05.2021 tarihli ve 163-240 sayılı direnme kararına konu beraat hükmünün;

a) Sanığa atılı suçun sabit olduğunun gözetilmemesi,

b) Yerel Mahkeme kararından sonra 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 21.04.2022 tarihli ve 87-44 sayılı kararı ile Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…" ibaresinin "…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetilerek, 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçuna ilişkin olarak seri muhakeme usulünün uygulanması bakımından mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,

Nedenlerinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.02.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.