"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : 7. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 51-58
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanıklar ... ve ... hakkında bankacılık zimmeti suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanıkların ayrı ayrı beraatlerine ilişkin Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 16.06.2015 tarihli ve 348-270 sayılı hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 04.02.2020 tarih ve 4152-1739 sayı ile;
"Türkiye Halkbank A.Ş Serik şube müdürü olan sanık ... ile çeşitli firmaları olan diğer sanık ...'nun Korkuteli ilçesinde tanıştıkları, sanık ...'in Serik ilçesine geçmesi sonrası da sanıkların yakın ilişkilerinin devam ettiği, sanık ...'in sanık ...'in yönlendirmesiyle Kemal'in ortağı, çalışanı, yakın, akrabası olan 16 kişiye, krediye konu taşınmazların piyasa rayicinin çok üzerinde ekspertiz değeri tespiti ile bu anlamda yeterli teminat alınmamış olduğu halde, şube kredi yetkisinin üst limitinde, kişi başı 125.000,00 TL'den toplam 2.000.000,00 TL kredi tahsisi sağladığı, tahsis edilen kredilerin gerçekte sanık ... tarafından kullanıldığı, 16 kişiden 14 üne kullandırılan kredilerin geri dönüşlerinin yapılmadığı, sanık ...'in böylece bankacılık mevzuatı hükümlerine aykırı şekilde kredi kullandırmak suretiyle diğer sanık ...'e dolaylı finansman sağlayarak bankayı zarara uğrattığı ve bu suretle 5411 sayılı Kanunda düzenlenen zimmet suçunu işlediği, dolaylı olarak finanse edilen ve çekilen kredi tutarlarını gerçekte kendisi kullanan sanık ...'in ise zimmet suçuna iştirak ettiği iddia olunarak haklarında kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
Sanıkların üzerilerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri görülmüş ise de; dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler, bilirkişi raporları ile ifadelerin bütün olarak yapılan değerlendirmesinde; Serik Şubesince 22/09/2006-28/09/2007 tarihleri arasındaki yaklaşık 1 yıllık süreçte sanık ...'in çalışanı, iş ortağı, akrabası, yakını, arkadaşı olan 16 kişiye şube kredi yetkisinin üst limitinde ve aynı miktarda kişi başı 125.000,00 TL'den toplam 2.000.000,00 TL 120 ay vadeli konut kredisi kullandırıldığı, bu kredilerin 13 ünde gayrimenkuller için şube ekspertizi yapıldığı ve başkanlığını sanık ...'in yaptığı kredi komite kararı alındığı, 3 ünde ise şube ekspertizi yapılmadığı ve kredi komite kararının bulunmadığı, kredi karar formu düzenlenmek yerine sanık ... ve servis görevlisi ...'in sistem üzerinden verdikleri onay ile kredi tahsisinin yapıldığı, 16 kredi müşterisinden sanık ...'in kardeşi olan Tuğba Bankoğlu ve ...'e ait kredilerin dava açılmadan önce vadesinden önce ödenerek kapatıldığı, sanığın kardeşi olan ... ve ...'nun kredi taksit ödemelerinin ise aksamadan devam etmekte olduğu, geri kalan kredilerin ise takibe düştüğü, takibe düşen kredilerin ikisinde hiçbir taksidin ödenmediği, kalanında ise 6-12 arası değişen taksit ödemeleri yapıldığı, konut kredilerinin nakit olarak kullandırıldığı günlerde sanık ... hesaplarına nakit tahsilat işlemlerinin gerçekleştiği, sanığa ait firmaların ticari kredi risklerinin söz konusu konut kredi ile kapatıldığı, kredilere ait ödenen taksitlerin ekseriyetinin sanık ...'e ait hesaplardan veya daha sonraki tarihlerde kullandırımı yapılan konut kredileri ile yapıldığı, kredi müşterilerinden ... hariç hepsinin aynı muhtarlıktan ikametgah belgesi aldığı, ikametgah adreslerinin birbirine yakın ya da aynı adresler oldukları, bankanın 04/02/2008 ve 03/02/2011 tarihli cevabi yazılarına göre takibe aktarılan kredi ana para toplamının 1.471.197,00 TL olduğu, şube tarafından krediye konu taşınmazlara piyasa rayicinin çok üzerinde ekspertiz değeri tespit edildiği, esasen bu taşınmazların gerçekte kredinin riske dönüşmesi halinde teminat olarak kredinin tasfiyesi sırasında yeterli olmayan taşınmazlardan olduğu, şube ekspertizi bulunan söz konusu gayrimenkullerde şube ekspertiz heyetlerinin tamamında sanık ...'in bulunduğu, diğer heyet üyesinin ise zaman zaman servis yetkilisi ..., zaman zaman servis görevlisi ... gözüktüğü, sanık ...'in savcılık ifadesinde kredilerden 4 ünün ekspertiz işlemlerinde bizzat kendisinin inceleme yaptığını belirttiği, kredilerde kredi müşterilerinin kredilendirmeye esas gelir durumlarını gösterir belgelerin gerçeği yansıtmadığı, şöyle ki gelir belgelerinin ekseriyetinin sanık ...'in ortağı olduğu Lal Nak. Ltd. Şti ve Alize Tar. Ürn. Ltd. Şti veyahut sanığın iş yaptığı Kanal Dış Tic Ltd. Şti veya sanık yakınlarına ait irtibatlı firmalar tarafından düzenlendiği ve bu belgelerde ilgililerin gelir durumlarının bahsi geçen tarih ve pozisyonlarına göre gerçeğe aykırı biçimde yüksek gösterildiği, örneğin sanık ...'in savcılık ifadesine göre yanında satın alma memuru olarak çalışan ...'ın 2006 yılında 5.150,00 TL, satın alma memuru olarak çalışan ...'nın 5.400,00 TL, şoför olarak çalışan ve şirketin ayak işlerine baktığı ifade edilen ...'un 5.150,00 TL aylık gelire sahip gösterildikleri, kullanılan 16 kredinin ekseriyetinde kefillerin bizzat sanık ..., sanığın akrabaları ya da sanıkla irtibatlı şirket tüzel kişilikleri olduğu, 16 kredi müşterisinden ...'nun sanık ...'in eşi, ... ve Tuğba Bankoğlu'nun ise sanığın kardeşleri oldukları, sanık ...'in savcılık ifadelerine göre ...'in sanığın iş ortağı, ..., ... ve ...'nın ise sanığa ait şirketlerde çalışan kimseler oldukları, ...'in sanığa ait şirket eski çalışanı, ...'nun sanığın müstahsili olduğu, ..., ..., ..., ..., ... Tarık Okutan, ..., Göksel Beşiroğlu'nun beyanlarında; sanık ...'in arkadaşı, çalışanı, alacaklıları gibi kimseler olduklarını, söz konusu kredileri sanık ...'in isteğiyle çektiklerini ve sanık tarafından söz konusu kredi tutarlarının kullanıldığını belirttikleri, ayrıca adı geçenlerin bir kısım beyanlarında kredi çekmek için şubeye sanık ... ile birlikte gittiklerini, paraya hiç el sürmediklerini, sanığın kendilerine Belek'ten 4 daire alarak inşaat işine gireceğini söylediklerini, kredi için üzerlerine devredilen taşınmazı hiç görmediklerini, maaşları 1.100,00 TL iken kredilerin aylık ödemelerinin 2.500 TL olduğunu (bu beyanda bulunan Bilal Bekçi'nin gelir belgesindeki aylık
geliri 5.400,00 tl), belirttikleri, ...'e ait kredi işleminde şube tarafından taşınmaz ekspertizinde taşınmaz bedelinin 180.000,00 TL olarak belirlendiği, olayın bankaca soruşturulmaya başlanması sonrası genel müdürlükçe 38.000 TL olarak değer biçildiği, ...'in beyanında ise kredi kullandırılan söz konusu daire için sanık ...'in kendisine dairenin ederinin 30.000-35.000 TL civarında olduğunu beyan ettiğini ifade ettiği, kredi komitesi ve ekspertiz komitesinde görev alan şube servis yetkilisi ...'in banka müfettişine verdiği 02/11/2007 tarihli ifadesinde; bahsi geçen kredi müşterilerinin tamamının şube müdürü sanık ... ve diğer sanık ... aracılığıyla şubeye geldiklerini, bu kredilerin her aşamasında tüm işlemlerin sanıklar aracılığıyla halledildiğini, ilgililerin kredi tahsisinden bir kaç gün önce doğrudan sanık ... ile görüşmeleri sonrası dosyaların hazırlandığını, dosya tarafına geldiğinde sanık ...'in işlem için kendisini acele ettirdiğini, kredilerin sistem girişleri yapıldıktan sonra sadece sistem istihbaratını yapıp aynı gün kullandırımını yapmakta olduğunu, bir kısım kredilerde ekspertizin kendisi tarafından yapıldığını ve bizzat ekspertize gittiğini, diğer kredilerde ise sanık ...'in ekspertize gittiğini söylüyor olduğunu, ancak gerçekte gidip gitmediğini bilmediğini, ekspertizlerin formaliteden ibaret olup, kullandırılacak kredinin belli olduğunu ve buna göre ekspertiz değerlerinin ayarlanmakta olduğunu belirttiği, kredi komitesinde görev alan yönetmen yardımcısı Metin Ege'nin banka müfettişine verdiği 09/11/2007 tarihli ifadesinde; şubedeki kredi istihbarat işlemlerinin çok sağlıklı olmadığını, istihbaratların şube müdürü sanık ... ile ... tarafından yapılmakta olduğunu, ... ile şube müdürünün çok yakın arkadaş olduklarını, ... aracılığıyla birçok konut kredisi kullandırıldığını belirttiği olayda; banka müdürü sanık ... ile arkadaşı olan diğer sanık ... arasında anlaşma bulunduğu, bankaya yönlendirilen ve sanık ... ile irtibatlı olduğu anlaşılan müşteriler için müteaddit defalar bankacılık mevzuatına aykırı şekilde, gerçeği yansıtmayan gelir belgeleri kullanılarak, taşınmazlar için gerçeğe aykırı yüksek miktarlı ekspertiz tutarları belirlenerek şube tarafından aslında ödeme gücü olmayan kişilere kredi temin edilerek bankanın riskinin büyük oranda teminatsız bırakılması, bu şekilde sanık ...'in dolaylı olarak finanse edildiğinin anlaşılması, sanık ...'in yönlendirdiği kişilere verilen kredilerin büyük çoğunluğunun kısa sürede takip hesaplarına düşmesi ve tahsilat yapılamaması hususları göz önüne alındığında; banka müdürü sanık ... tarafından bankacılık mevzuatına aykırı olarak yapılan usulsüzlükler ile aslında hiç kredi verilmemesi gereken, yeterli teminat alınmadan geri ödeme yapması beklenmeyecek kişiler için kredilendirme yaparak bankanın zarara uğramasına sebebiyet verecek şekilde 3. kişilere dolaylı olarak finansman sağladığı dikkate alınarak görünüşte teminatla kredi verilmesinin zimmet kastını ortadan kaldırmayacağı, böylece banka müdürü olan sanık ...'in üzerine atılı bulunan zimmet suçunu işlediği, sanık ...'in ise yönlendirdiği kişilerle ilgili yapılan işlemlerin çokluğu, sanığın bu işlemler nedeniyle sağladığı menfaat ve irtibatları nedeniyle özgü suç olan sanık ...'in zimmet suçuna azmettirme biçiminde iştirak ettiği olayda banka zararının usulsüz tahsis edilen krediler toplamı, bakiye zimmet miktarının ise gelinen tarih itibariyle yapılan tüm ödemeler bu miktardan düşülerek bulunacak tutar olduğu da nazara alınarak sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi," isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 25.02.2021 tarih ve 51-58 sayı ile; "İddia, sanık savunmaları, tanık beyanları, bilirkişi raporları ile dosyada mevcut tüm delillerin objektif ve kül halinde değerlendirilmesinden; sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek kredinin kullandırıldığı zaman veya daha sonraki bir aşamada, kredinin geri ödenmeyeceğini bilerek ve buna rağmen kredilendirme ilişkisine, kendisi veya başkası yararına zimmete geçirme isteği ile devam ettiklerine ilişkin savunmalarının aksine dosyada delil bulunmaması, Antalya 6. İş Mahkemesine sunulan 04.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda;ekspertiz komitesinde dışarıdan bu konuda uzman veya yetkili kişi bulundurmaksızın işin ehli olmayan şube personeli tarafında yapılan kredi konusu konutların değerlerinin tespitinde belirli bir hata payı(%10-20 ve hatta %50) olabileceğinin belirtilmesi,Serik 1.İcra Müdürlüğü'nün takip dosyalarında mevcut olan taşınmaz kıymet takdirine dair bilirkişi raporları ile katılan bankanın Serik Şubesince düzenlenen ekspertiz raporlarındaki değerlerin 04.07.2013 tarihli bilirkişi raporu kapsamından birbirlerine yakın değerler olduğunun anlaşılması karşısında sanıkların suç işleme kastıyla hareket ettiklerine ilişkin savunmalarının aksine vicdani kanı oluşturmaya yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin, tutarlı, inandırıcı, kendi içinde çelişmeyen delil elde edilemediğinden CMK 223/2-c maddesi gereğince sanıkların suç işleme kastıyla hareket ettiklerinin sabit olmaması" şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.08.2022 tarihli ve 59061 sayılı onama istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 27.09.2022 tarih ve 7387-12750 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı bankacılık zimmeti suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin olup müzakere sırasında Ceza Genel Kurulu Başkanınca öncelikle eksik araştırmayla sanıkların beraatine karar verilip verilmediğinin tartışılması gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle bu konunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR İLE ÖN SORUNA İLİŞKİN BİLGİLER
İncelenen dosya kapsamından;
22.09.2006-28.09.2007 tarihleri arasında Halkbank Serik Şubesi Müdürü olarak görev yapan sanık ...’ın Antalya bölgesinde ticaretle uğraşan sanık ... ile yakın ilişkilerinin olduğu, sanık ...’in sanık ...’in yönlendirmesiyle Kemal’in ortağı, çalışanı, yakını ve akrabası olan 16 kişiye krediye konu taşınmazları, piyasa rayicinin çok üzerinde ekspertiz değeri tespiti ile yeterli teminat almaksızın şube kredi yetkisinin üst limitinde kişi başı 125.000,00 TL’den toplam 2.000.000,00 TL kredi tahsisi sağladığı, tahsis edilen kredilerin ise gerçekte sanık ... tarafından kullanılması suretiyle sanıklar hakkında iştirak hâlinde banka zimmeti suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açıldığı,
04.02.2008 ve 03.02.2011 tarihli katılan bankanın cevabi yazılarına göre; 16 kredi müşterisine kullandırılan kredilerin 1.471.197,00 TL’sinin takibe aktarıldığı, sanık ...’in kardeşi olan Tuğba Bankoğlu ve ...’e ait kredilerin düzenli şekilde ödenerek yargılama aşamasından önce kapatıldığı, ... ve ...’na ait kredilerin ödemelerinin düzenli şekilde yapıldığı ve takibe düşmediği, kalan 11 kredi dosyasının ise icra takibine bırakıldığı,
21.03.2008 tarihli Halkbank Teftiş Kurulu Başkanlığının soruşturma raporunda özetle; Halkbank Serik Şubesince 22.09.2006-28.09.2007 tarihleri arasındaki yaklaşık bir yıllık süreçte sanık ...’in çalışanı, iş ortağı, akrabası, yakını ve arkadaşı olan toplam 16 kişiye şube kredi yetkisinin üst limitinde ve aynı miktarda kişi başı 125.00,00 TL’den toplam 2.000.000,00 TL, 120 ay vadeli konut kredisi kullandırıldığının, bu kredilerin 13’ünde gayrimenkuller için şube ekspertizi yapıldığının ve Şube Ekspertiz Komitesinin başkanlığını sanık ...’in yaptığının, tahsis edilen 13 kredi için kredi komite kararı alındığının, üç kredide ise ise şube ekspertizi yapılmadığının ve kredi komite kararının bulunmadığının, kredi karar formu düzenlemek yerine sanık ... ve servis görevlisi dava dışı ...’in sistem üzerinden verdikleri onay ile kredi tahsisi yapıldığının, 16 kredi müşterisinden sanık ...’in kardeşi ... ile ...’nun kredi taksit ödemelerinin inceleme tarihinde düzenli şekilde devam ettiğinin, kalan kredilerin takibe düştüğünün, takibe düşen kredilerden ikisinde hiçbir taksidin ödenmediğinin, kalanında ise 6 ilâ 12 arasında değişen miktarda taksit ödemeleri yapıldığının, konut kredilerinin nakit olarak kullanıldığı günlerde sanık ...’nun hesapları üzerinden nakit tahsilat işlemlerinin gerçekleştiğinin, sanığa ait firmaların ticari kredi risklerinin söz konusu konut kredileri ile kapatıldığının, kredilere ait ödenen taksitlerin ekseriyetinin sanık ...’e ait hesaplardan veya daha sonraki tarihlerde tahsis edilen konut kredileri ile yapıldığının, kredi müşterilerinden ... hariç diğer kredi müşterilerinin aynı muhtarlıktan ikametgâh belgesi aldığının, ikamet adreslerinin birbirine yakın ya da aynı adresler olduğunun, şube tarafından krediye konu taşınmazlara piyasa rayicinin üzerinde ekspertiz değeri tespit edildiğinin, bu taşınmazlara gerçekte kredinin riske dönüşmesi hâlinde teminat olarak kredinin tasfiyesi sırasında yeterli olmayan ekspertiz değeri tespit edildiğinin, şube ekspertiz heyetlerinin tamamında sanık ...’in bulunduğunun, diğer heyet üyesinin ise zaman zaman servis yetkilisi ... veya servis görevlisi ... olarak gözüktüğünün, kredilerde kredi müşterilerinin kredilendirmeye esas gelir durumlarını gösterir belgelerin gerçeği yansıtmadığının, gelir belgelerinin sanık ...’in ortağı olduğu Lal Nak. Ltd. Şti. ve Alize Tar. Ürün. Ltd. Şti. yahut sanığın irtibatlı olduğu firmalar tarafından düzenlendiğinin, bu belgelerde ilgililerin gelir durumlarının gerçeğe aykırı beyan edildiğinin, kredi kullandırılan 16 kişiden ...’nun sanık ...’in eşi, Harun ... ve ...’nın sanığın çalışanları, Ferdi Yücek’in sanığın eski çalışanı, ...’nun ise sanığın müstahsili olduğunun belirtildiği,
02.10.2007 tarihli İnşaat Emlak ve Ekspertiz Daire Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz raporunda;
... ve ... adına kullandırılan 22.09.2006 ve 28.06.2006 tarihli 125.000,00 TL miktarlı konut kredilerine konu taşınmazların şube ekspertiz değerlerinin 201.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerlerinin 104.00,00 TL,
... adına düzenlenen 05.10.2006 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 201.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 94.500 TL,
... adına düzenlenen 17.10.2006 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 200.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 97.000 TL,
... adına düzenlenen 04.12.2006 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 35.000 TL,
... adına düzenlenen 13.12.2006 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerlerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 30.000 TL,
... adına düzenlenen 05.01.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerlerinin 30.000 TL,
... adına düzenlenen 08.01.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 34.000 TL,
Tuğba Bankoğlu adına düzenlenen 24.01.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 38.000 TL,
... adına düzenlenen 01.02.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 42.000 TL,
... adına düzenlenen 20.03.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 43.000 TL,
... Okudan adına düzenlenen 22.03.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerlerinin 41.000 TL,
... adına düzenlenen 23.03.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın şube ekspertiz değerlerinin 180.000,00 TL, İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerlerinin 41.000 TL,
... adına düzenlenen 29.08.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredisine konu taşınmazın İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 50.000 TL,
... adına düzenlenen 29.08.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı kredinin İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerlerinin 41.000,00 TL,
... adına düzenlenen 28.08.2007 tarihli, 125.000,00 TL miktarlı konut kredine konu taşınmazın İnşaat Emlak ve Ekspertiz Dairesi Başkanlığınca düzenlenen ekspertiz değerinin 33.000 TL,
Olarak belirlendiği ve son üç ayrı konut kredisinin tahsisi aşamasında şube kredi komitesi karar formu düzenlenmediği tespitlerine yer verildiği,
Soruşturma aşamasında katılan Banka müfettişlerince kredi tahsis dosyalarında yapılan incelemede, dava konusu 16 adet konut kredisinin tahsis edildiği kişilerden ... hariç, kalan 15 kişinin aynı ya da yakın adres olarak düzenlenen ikametgâh belgelerini banka kredi dosyalarına ibraz ettiklerinin tespit edildiği,
10.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda; sanık ... tarafından toplam 2.000.000,00 TL kredi kullandırıldığının, kullandırılan kredilerden 42.029,00 TL ana para ödemesi, 111.244,00 TL faiz alacağı olduğunun, Banka Genel Müdürlüğünce yapılan ekspertiz değerine göre ise inceleme tarihi itibarıyla 1.957.971,00 TL bankanın faiz alacağı olduğunun, bu hâliyle kredi riskinin 1.204.715,00 TL olarak hesaplandığının belirtildiği,
Katılan bankanın sanık ...’a yönelik Antalya 6. İş Mahkemesinde açtığı alacak davasına ilişkin dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda; şubece yapılan ekspertiz ve icra dairesince yapılan değer tespiti arasında konut alanlarında ve metrekare birim fiyatlarında büyük farklar bulunduğunun, satışların karşılaştırılması yöntemine göre yapıldığı anlaşılan değerlemede yanılmalar olabileceğinin ancak konutların oturma alanlarında bu kadar farklılık olamayacağının, tapudan bu hususun araştırılması gerektiğinin, Serik Şubesi ekspertiz raporlarıyla icra dairesi taktir komisyonu raporları karşılaştırıldığında hem konut alanlarının hem de metrekare birim fiyatlarının fazla yazıldığının, ekspertiz komitesinde dışarıdan bu konuda uzman veya yetkili kişi bulundurmaksızın işin ehli olmayan şube personeli tarafından yapılan krediye konu konutların değerlerinin tespitinde %10-20 hatta %50 hata payı olabileceğinin, dava konusu kredilerde, kredilendirilen konutun ipoteğinin yanında şirket veya başka kişilerden bir veya iki kefil alındığının, buna rağmen kredi taksitlerinin ödenmediğinin, yapılan takiplerde borçlularında ve kefillerinde malvarlıklarının olmadığının anlaşıldığının, ihmâl, hata ve bankacılık usul ve mevzuatına aykırılıklara karşın kredi açıp kullandıran ve özellikle kredi konusu konutlara değerlerinin çok üstünde değerler tespit edilmesi nedeniyle verilebilecek kredilerden çok daha fazla kredi verilmesinde ve aynı şekilde teminat açığı oluşmasında kredi komitesinin sorumluluğunun bulunduğunun bildirildiği,
Serik 1. İcra Dairesinin 05.02.2015 tarihli yazısında;
“1. 2008/778 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 26.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ....'ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
2. 2008/783 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamışlar, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte takibe konu ipotek 16/04/2010 tarihli ikinci artırmada 25.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ...ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
3. 2008/774 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 28.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ...ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
4. 2008/780 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 23.600,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ...ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
5. 2008/776 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 26.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ...ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
6. 2008/767 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 52.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ...ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
7. 2008/779 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte takibe konu ipotek 26/04/2010 tarihli ikinci artırmada 34.000,00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. ...ın 24/12/2010 tarihli 2Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
8. 2008/782 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi yoluyla takipte takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 40.000.00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. Ülkü Bektaş’ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
9. 2008/772 Esas sayılı dosyasında borç tahsilatı yapılmamıştır, İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte takibe konu ipotek 05/04/2010 tarihli ikinci artırmada 25.200.00 TL bedelle alacağa mahsuben T.C. Halk Bankası Serik Şubesine ihale olmuştur. Alacaklı T.C. Halk Bankası Serik Şubesi vekili Av. Ülkü Bektaş’ın 27/12/2010 tarihli ‘Dosya borcu haricen alacaklı kuruma ödendiği’ şeklindeki talebi ile dosya işlemden kaldırılmıştır.
10. 2008/781 Esas sayılı dosyası İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla takipte konu ipotek 22/11/2010 tarihli ikinci artırmada 26.000.00 TL bedelle alacağı mahsuben T.C. Halk Bankası Serik şubesine ihale olmuştur. Borçlu ...’tan 04/07/2013 tarihinde 205,59 TL, 23/05/2014 tarihinde 155,00 TL, 17/07/2014 tarihinde 40,00 TL, 02/09/2014 tarihinde 40,00 TL, 24/09/2014 tarihinde 40,00 TL, 31/10/2014 tarihinde 40,00 TL, 28/11/2014 tarihinde 40,00 TL, 20/01/2015 tarihinde 40,00 TL borç tahsilatı yapılmıştır.
11. 2009/311 Esas sayılı dosyasmda alacaklının Halkbankası olmadığı, SS Serik Esnaf Ve San. Kred Kefalet Koop. olduğu anlaşıldığından istenilen bilgiler çıkartılmamıştır.” bilgilerine yer verildiği,
Yargılama aşamasında düzenlenen bilirkişi heyeti raporunda özetle; Sanık ...’e finansman sağlamak için bu kişinin ortağı olduğu veya ticari ilişkide bulunduğu firmalarda çalıştığı beyan edilen 16 müşteriye şube kredi yetkisinin üst limitinde kredi kullandırıldığının, mezkur kredilerin tutarlarını karşılayacak şekilde ipotek tesisini teminen krediye konu taşınmazlara piyasa rayicinin çok üzerinde ekspertiz değeri tespit edilerek 16 müşteriye 125.000,00 TL limitli 120 ay vadeli 2.000.000,00 TL konut kredisi tahsis edildiğinin, adına kredi tahsis edilen kişilerle ilgili bankaya ibraz edilen ve kredilendirmeye esas gelir durumlarını gösterir çalıştıkları iş yerlerinden aldıkları belgelerin abartılı biçimde gerçeğe aykırı miktarlarda yüksek gösterildiğinin dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığının, yasal bir işlem olan kredi işleminin zimmet suçuna konu olabilmesi için tahsisin gerçek bir kredi prosedürüne ve kurallarına uygun şekilde olmaması gerektiğinin, başka bir deyişle vadesinde faizi ile birlikte geri ödenecek bir kredi değil, geri dönüşü düşünülmemiş bir tahsisin gerektiğinin, kredinin belirli bir vade boyunca istifade edildikten sonra işlemiş faizi ile birlikte vade sonunda bankaya ödenmesi gereken bir borç niteliğinde olduğunun, bir kredinin zimmet suçunu oluşturması için kredinin kullandırıldığı zaman veya daha sonraki bir aşamada kredinin geri ödenmeyeceğinin bilinmesi ve buna rağmen kredilendirme ilişkisine kendisi veya başkası yararına zimmete geçirme isteği ile devam edilmesi durumunda mümkün olabileceğinin, somut olayda zimmet suçunun maddi, manevi unsurlarının gerçekleşmediğinin belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık ...; olay tarihinde yanında çalıştığı sanık ...’in bankadan adına kredi çekmek istediğini söylemesi üzerine işlemlerin nasıl yapıldığını bilmediği için bankaya gittiğini, sanık ... ile ...arasında önceye dayalı bir ilişki olduğundan kredi işlemlerinin hızla başlatıldığını ve bir takım evrakı bankada imzaladığını, ancak taşınmaz kredi bedelini kendisinin almadığını, bir süre sonra icra dairesince hakkında icra takibi başlatıldığını, hangi taşınmaza ilişkin kredi çektiğini dahi bilmediğini, kendisinin yalnızca sanıkların yönlendirmesi ile birtakım evraklara imza attığını, krediye ilişkin bankaya herhangi bir ödeme yapmadığını,
Tanık ...; 2000’li yıllarda sanık ...’in yanında çalıştığını, sanık ...’in o tarihlerde kendisine işi büyütmek istediğini söylemesi üzerine Halkbank'tan sanık ...’in faydalanması için kredi çektiğini, hatta bankaya beraber gittiklerini, kredi tahsis edildikten sonra bankaya herhangi bir ödeme yapmadığını, krediye konu parayı da kendisinin çekmediğini, evine haciz gelince dolandırıldığını anladığını,
Tanık ...; sanık ... ile eskiye dayalı dostluğunun olduğunu, 2007 yılında sanık ...’in kendisine Belek’te dört daire alacağını, aynı zamanda inşaat sektörüne gireceğini, adına Halkbank'tan kredi kullanmak istediğini söylediğini, bu talepte bir problem görmediğini, Serik Halkbank Şubesinde belgeleri imzaladığını, krediye konu taşınmazın da tapuda üzerine devrinin yapıldığını ancak taşınmazı görmediğini, kredi bedelinin de hesabına yatmadığını, bir süre sonra evine haciz geldiğini, o tarihlerde maaşının 1.100,00 TL civarında olduğunu,
Tanık ...; sanık ...’in arkadaşı olduğunu ve 2006 yılında kendisinden kredi çekmesini istediğini, yakın ilişkisi sebebiyle bu teklifi kabul ettiğini, birlikte Halkbank Serik Şubesine giderek gerekli evrakı imzaladığını, ne kadar kredi çekildiğini bilmediğini, kredi tutarını sanık ...’in çektiğini, bir süre kredi taksitlerinin sanık ... tarafından ödendiğini, sonrasında ödemeyince maaşından kesinti yapılmaya başlandığını,
Tanık ...; sanık ...’in patronu olduğunu, birlikte çalıştıkları dönemde sanık ... adına 125.000,00 TL tutarlı taşınmaz kredisi çektiğini, bu krediye sanığın kardeşi ...’nun kefil olduğunu, krediye konu parayı kendisinin almadığını, bankaya herhangi bir ödeme de yapmadığını, sanık ...’in krediyi ödememesi nedeniyle bankanın şahsi hesabındaki 22.000,00 TL’yi borca mahsup ettiğini,
Tanık ...; sanık ...’in eşi olduğunu, 2006-2007 yıllarında Halkbank Serik Şubesinden 125.000,00 TL tutarlı kredi çektiğini, krediye konu taşınmaza ekspertizin ne kadar değer biçtiğini bilmediğini,
Tanık ...; 2006 yılında Antalya Serik Halkbank Şubesine ev kredisi için başvurduğunu ve 125.000,00 TL miktarlı konut kredisi çektiğini, krediye konu taşınmazın ekspertiz raporunda ne kadar bedel tespit edildiğini hatırlamadığını,
Tanık ...; 1990 senesinden beri sanık ...’nu tanıdığını, sanık ...'ı da Kemal'in arkadaşı olarak bildiğini, 2006-2007 tarihlerinde erkek kuaförlüğü yaparken ev almaya karar verdiğini, sanık ... ile birlikte Halkbank Serik Şubesine gittiklerini ve 125.000,00 TL civarında kredi çektiğini, ancak hesabına paranın aktarılmadığını görünce durumu sanık ...’e sorduğunu, parayı kendisinin kullandığını, taksitlerini düzenli ödediğini söylemesine rağmen bir süre sonra evine haciz geldiğini,
Tanık ...; sanık ... Antalya ili Serik ilçesinde Halkbank müdürü olarak görev yaparken 2006 yılında bu bankadan yaklaşık 125.000,00 TL miktarlı ev kredisi kullandığını, kredi çekmeye ilişkin belgeleri kendisinin imzaladığını, bu kredinin yaklaşık 16-17 aylık kısmını ödediğini, geriye kalan kısmını ise ödeyemediğini ve bankanın taşınmaza el koyduğunu, olaya ilişkin bilgisinin bundan ibaret olduğunu,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... aşamalarda; Halkbank Serik Şubesinde müdür olarak görev yaptığını, çalıştığı banka şubesinde her bankada olduğu gibi kredi servisinde görevli ve yetkili personelin bulunduğunu, bu personelin kendisine gelen kredi talepleri üzerine müşterilere bir kredi talep formu vererek işlem numarası (muta numarası) açtığını, bu kayıt üzerinden müşterinin kendisine verilen formu doldurduğunu ve ekinde istenilen belgeleri düzenleyerek tekrar başvuru numarası açan görevliye teslim ettiğini, bu görevlinin müşteri hakkındaki istihbarat çalışmasını ve bankanın istediği risk soruşturmalarını yaptıktan sonra müşterinin kredi kullanmasında bir engel bulunmadığının tespit edilmesi hâlinde krediye birinci onay denilen onayın verildiğini, bunun üzerine işlemin şube müdürünün ekranına düştüğünü, şube müdürü bu ekran da krediye ilişkin tüm bilgi ve belgeleri görüp inceledikten sonra bir usulsüzlük olmadığı kanaatine varırsa krediyi tahsis ettiğini, şube müdürlerinin yetkisinin genel müdürlüğün talimatlarıyla belirlendiğini, müdürlerin ekranlarında bu yetkinin belirli olduğunun ve bunun üzerinde bir işlem yapılmasının da mümkün olmadığını, bankanın sisteminin teknik olarak buna imkân vermediğini, şube müdürü krediyi tahsis ettikten sonra tahsis onayının dosya ile birlikte şubenin operasyon servisine gönderildiğini, operasyon servisinde görevli personelin bir kez daha dosyayı incelemesinden sonra müşteriye kredi hesabı ile birlikte bir mevduat hesabının açıldığını, kredi hesabında tahsis edilen kredi miktarı kadar tutarın mevduat hesabına otomatik olarak aktarıldığını, mevduat hesabından kredi masraflarının müşterinin bilgisi ve rızası ile tahakkuk fişine imzası alınmak suretiyle tahsil edildiğini, bakiye kalan miktarın istenirse müşteriye ödendiğini, kredi tahsis onayı işleminden sonraki aşamaların şube müdürünün dışında görevli ve yetkili personel tarafından yerine getirilen işlemler olduğunu, konut kredisi için ekspertiz raporunun şubede görevli müdür ve personelden oluşan bir heyet tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlendiğini, şikâyet konusu olan 16 konut kredisi kullandırma işleminden 2006 yılı eylül ve ekim aylarında verilen 4 adet kredinin ekspertiz işlemlerinde kendisinin inceleme yaptığını, şikâyetçi kurumun kredilerin teminatsız bırakıldığı iddiasının asılsız olduğunu, şikayet konusu tüm krediler için ipotek işlemi yapıldığını, şube müdürlerinin yetkisi içerisinde istenilirse tüm kredilerinin borçlusunun yanında kefilde alındığını, bu nedenle kredilerin teminatsız bırakıldığı iddiasının doğru olmadığını, ekspertiz raporlarının bu işi yapmakla görevli heyet tarafından yapılan inceleme ile hazırlandığını, şubeye kredi almak için müracat eden hiçbir müşterinin aslında kredi borcunu kendisinin ödemeyeceğini parayı şu veya bu şekilde başkasının kullanacağını şube yetkililerine söylemeyeceğini, ... isimli şahsın şikâyet konusu kredilerde ödenen paraların bir bölümünü kendisinin kullanıp kullanmadığı konusunda bilgisinin olmadığını, dava konusu kredi müşterileriyle ... isimli şahsın arasındaki özel ilişkiyi bilmediğini, kredi tahsisi gerçekleştikten sonra ödenen parayı müşterinin ne amaçla kullandığını denetleme görev ve yetkisinin olmadığını, sadece müşteriler hakkında istihbarat çalışmaları sırasında olumsuz bir bilgi edinilmesi hâlinde kredilerin teminatı konusunda tedbir almakla görevli olduklarını, atılı suçlamaları kabul etmediğini,
Sanık ... aşamalarda; şikâyet konusu konut kredilerini kullanan kişilerden, ...’in ortağı ve Alize Tarım Limited Şirketinin hissedarı olduğunu, iş ortağı olması nedeniyle 22.09.2006 tarihinde Halkbank Serik Şubesinden aldığı konut kredisine Alize Tarım Ltd. Şirketi veya Lal Nakliyet Ltd. Şirketi olarak kefil olduğunu, ...’ın ortağı olduğu Alize Tarım Limited Şirketinde satın alma memuru olarak çalıştığını, bu nedenle 28.09.2006 tarihinde Halkbank Serik Şubesi'nden aldığı konut kredisine Alize Tarım Ltd. Şti. veya Lal Nakliyat Ltd. Şirketi olarak kefil olduğunu, ...’un ortağı olduğu Lal Nakliyat Ltd. Şirketinde ayak işleri yapan elaman olduğunu, bu nedenle 05.10.2006 tarihinde Halkbank Serik Şubesinden aldığı konut kredisine Alize Tarım Ltd. Şti. veya Lal Nakliyat Ltd. Şirketi olarak kefil olduğunu, ...’nın ortağı olduğu Alize Tarım Ltd. Şirketinde satın alma müdürü olarak çalıştığını, bu nedenle 17.10.2006 tarihinde Halkbank Serik Şubesinden aldığı konut kredisine Alize Tarım Ltd. Şti. veya Lal Nakliyat Ltd. Şirketi olarak kefil olduğunu, ... ile Halkbank'a gidip gelirken tanıştığını, diğer kredi işlemlerinde tanıdığı kişilere kefil olurken verdiği belgelerden bu şahsın evraklarına da eklenmek suretiyle kefil olarak gösterildiğini, bu durumu borcun ödenmemesi nedeniyle kefil sıfatıyla ödeme yazısı geldiğinde öğrendiğini ve bankaya itiraz ettiğini, ...’ı sadece Serik Halkbankasında gördüğünü, kim olduğunu ve ne iş yaptığını bilmediğini, bu şahsın aldığı krediden bilgisinin olmadığını, ...'yi tanımadığını, kendisine kefil olmadığını, ...’nun kardeşi olduğunu, ancak aldığı kredide kendisine kefil olmadığını, ...’nun kardeşi olduğunu, ancak aldığı kredide kendisine kefil olmadığını, ...’in ortağı olduğu Alize Tarım Ltd. Şirketinde bir dönem çalıştığını, bu nedenle kendisini tanıdığını, bu şahsın almış olduğu krediyle herhangi bir ilgisinin olmadığını, ...'i tanıdığını ancak bu şahsın almış olduğu krediyle herhangi bir ilgisinin olmadığını, ...’ı tanımadığını, aldığı krediye kefaletinin olmadığını, ...’nun eşi olduğunu, kendisinin Lal Nakliyat Ltd. Şirketinde ortaklığının olduğunu, ancak almış olduğu 23.03.2007 tarihli konut kredisinde kefaletinin olmadığını, ...’nun müstahsili olduğunu, Halkbank Serik Şubesine gelip giderken bazen yanında gelip gittiği için banka görevlileriyle tanıştığını, bankadan konut kredisi talep ettiğini, ...’nun kendisine kefil omasını istediğini, ancak bu teklifi kabul etmediğini, bu kişinin çektiği krediyle ilgisinin olmadığını, ...’nun ihracat işi yapan Kanal Dış Ticaret Ltd. Şti. isimli bir firmanın çalışanı olduğunu, bu firmayla olan ticari ilişkileri nedeniyle ...’nu tanıdığını, Halkbank Serik Şubesinden kredi çekerken kendisine kefil olduğunu, kendisinin ..., ..., ... ve ... isimli kişilere kefil olurken 60.000TL kredi için kefil olduğunu düşündüğünü, kredi evrakı hazırlanırken bazı belgeleri imzalattıkları gibi daha sonradan eksik veya düzeltilmiş evrak diye yeni belgelerde imzalattıklarını, bu belgelerde herhangi bir borç rakamı falan görmediğini, ...’ı tanımadığını ancak babasıyla tanışıklığı olduğunu, bu şahsa da kefil olmak konusunda rızayla hiç bir yere imza atmadığını, bu şahsın almış olduğu 28.09.2007 tarihli kredide şahsi kefaletinin olduğunu sonradan öğrendiğini, başka evraklarla ilgili imzası alınırken bilgisi dışında bu krediye de kefil olmuş olabileceğini, Muson Gıda Ltd. Şti. isimli firmanın ortağı olduğunu, ancak 17.08.2006 tarihinde bir kısım ortaklarla birlikte hisselerini ...isimli şahsa devrettiğini, daha sonra bu kişininde ...’a devrettiğini, Lal Nakliyat Ltd. Şti., Alize Tarım Ürünleri Ltd. Şti. ile Bankoğlu Gıda İnşaat AŞ isimli şirketlerde de hissesinin olduğunu, 08.05.2002 tarihinde Bankoğlu Gıda AŞ'deki hisselerini kardeşi ...’na devrettiğini, kredilerin taksitlerinin ödenmesinde ve hak sahiplerine tahsis edilmesinde herhangi bir özel talebinin ya da usulsüz bir işleminin olmadığını,
Savunmuşlardır.
IV. GEREKÇE
A. Ön Sorun Konusuna İlişkin Hukukî Açıklamalar
Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
B. Somut Olayda Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
22.09.2006-28.09.2007 tarihleri arasında Halkbank Serik Şubesi Müdürü olarak görev yapan Sanık ...’ın Antalya bölgesinde ticaretle uğraşan sanık ... ile yakın ilişkilerinin olduğu, sanık ...’in sanık ...’in yönlendirmesiyle Kemal’in ortağı, çalışanı, yakını ve akrabası olan 16 kişiye krediye konu taşınmazlara piyasa rayicinin çok üzerinde ekspertiz değeri tespiti ile yeterli teminat alınmamış olduğu hâlde, şube kredi yetkisinin üst limitinde kişi başı 125.000,00 TL'den toplam 2.000.000,00 TL kredi tahsisi sağladığı, tahsis edilen kredilerin ise gerçekte sanık ... tarafından kullanılması suretiyle iştirak hâlinde banka zimmeti suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında;
Sanıkların eylemlerinin 5411 sayılı Kanun’un 160/1. maddesinde düzenlenen bankacılık zimmeti suçunu oluşturup oluşturmadığının tespiti bakımından öncelikle dosyanın suça konu tüm belgelerle birlikte Üniversitelerden bankacılık konusunda uzmanlaşmış bir öğretim görevlisi, bir ceza hukukçusu ile bankacılık konusunda fiilen görev yaparak uzmanlaşmış bir kişiden oluşturulacak bilirkişi heyetine, olayla ilgili banka kayıtları ve usulsüz işlemlerle ilgili tüm evraklar incelettirilerek, dava konusu 16 adet kredinin tahsis edildikleri tarihlerdeki bankacılık usûl ve prensiplerine uygun düzenlenip düzenlemediği, iddianamede belirtilen şahıslar yönünden kredi talep tarihinde risk olup olmadığı, teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin yanında her bir kredi için alınan şahsi kefaletlerin teminat açığını kapatıp kapatmadığı, suç tarihlerinde katılan banka şubesince tahsis edilen dava dışı benzer taşınmaz kredilerinin tahsis aşamasında benzer yöntemlerin uygulanıp uygulanmadığının, 21.03.2008 tarihli katılan Banka Teftiş Kurulu raporunda belirtildiği gibi dava konusu kredi bedellerinin sanık ...’in hesabına aktarılıp aktarılmadığı, sanık ...’in sahibi ya da ortağı olduğu firmaların ticari kredi risklerinin söz konusu konut kredileri ile kapatılıp kapatılmadığı, anılan kredilerin taksitlerinin sanık ...’e ait hesaplardan ödenip ödenmediği ve sanıkların eylemleri nedeniyle bankanın zararının olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirildikten sonra, 08.03.2018 tarihli ve 7076 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle 5411 sayılı Kanun’un 160. maddesine eklenen ve sanıklar lehine olan “Bankacılık mevzuatı ile bankacılık usul ve prensiplerine uygun kredi kullandırma, bu kredileri temdit etme veya ek kredi kullandırma, taksitlendirme, teminata bağlama yahut sair yöntemlerle yeniden yapılandırma işlemleri zimmet suçunu oluşturmaz.” şeklindeki düzenleme de değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükümlerinin, sanıklar hakkında eksik araştırma ile karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuç karşısında, sanıklara atılı bankacılık zimmeti suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2021 tarihli ve 51-58 sayılı direnme kararına konu hükümlerinin, dava konusu 16 adet kredinin tahsis edildikleri tarihlerdeki bankacılık usûl ve prensiplerine uygun düzenlenip düzenlemediği, iddianamede belirtilen şahıslar yönünden kredi talep tarihinde risk olup olmadığı, teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin yanında her bir kredi için alınan şahsi kefaletlerin teminat açığını kapatıp kapatmadığı, suç tarihlerinde katılan banka şubesince tahsis edilen dava dışı benzer taşınmaz kredilerinin tahsis aşamasında benzer yöntemlerin uygulanıp uygulanmadığnın, 21.03.2008 tarihli katılan Banka Teftiş Kurulu raporunda belirtildiği gibi dava konusu kredi bedellerinin sanık ...’in hesabına aktarılıp aktarılmadığı, sanık ...’in sahibi ya da ortağı olduğu firmaların ticari kredi risklerinin söz konusu konut kredileri ile kapatılıp kapatılmadığı, anılan kredilerin taksitlerinin sanık ...’e ait hesaplardan ödenip ödenmediği ve sanıkların eylemleri nedeniyle banka zararının olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirildikten sonra, 08.03.2018 tarihli ve 7076 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle 5411 sayılı Kanun’un 160. maddesine eklenen ve sanıkların lehine olan “Bankacılık mevzuatı ile bankacılık usul ve prensiplerine uygun kredi kullandırma, bu kredileri temdit etme veya ek kredi kullandırma, taksitlendirme, teminata bağlama yahut sair yöntemlerle yeniden yapılandırma işlemleri zimmet suçunu oluşturmaz.” şeklindeki düzenleme de değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği hususlarının gözetilmemesi isabetsizliklerinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.