"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : 7. Ceza Dairesi
Kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan sanık ...’nün 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun (5607 sayılı Kanun) 3/18 ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 52 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 600 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sehven sanık ...’nün ismine yer verilerek sanık ...'ın ise 5607 sayılı Kanun’un 3/18 ve TCK’nın 62, 52 ile 53. maddeleri gereğince 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanun'un 13/1. maddesi yollamasıyla TCK'nın 54/4. maddesi gereğince müsaderesine ve nakil aracının iadesine ilişkin Hassa Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25.02.2014 tarihli ve 235-70 sayılı hükümlerin katılan vekili tarafından verilen 02.09.2014 tarihli dilekçeye istinaden dosyanın gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince 14.02.2022 tarih ve 9098-2859 sayı ile dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 18.05.2022 tarih ve 62136 sayı ile;
“...Katılan vekilinin 02.09.2014 tarihinde yaptığı temyiz başvurusunda; dilekçenin ... Ağır Ceza Mahkemesine hitaben yazıldığı, esas ve karar numaralarının da, bu dosyaya ait olmayan 2013/380-73 esas ve karar numaralarının belirtildiği, temyiz nedeni olarak, dilekçenin birinci paragrafında, dosya içeriğine uygun olmayan, sanıklar haklarında kamu zararı giderilmediğinden haklarında CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasının Yasa'ya aykırı olduğu, 2. paragrafta ise suçta kullanılan nakil aracının müsadere edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Katılan vekili 14.10.2014 tarihli hâkim havaleli dilekçesinin başka bir dosyaya ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz talebiyle ilgili olduğundan dosya iade edilmiş ise de; dilekçenin hemen altında bulunan 10.10.2014 havale tarihli dilekçede esas ve karar numarasının sehven yazıldığını, bahse konu dilekçedeki dosya esas ve karar numarasının 2013/235 esas-2014/70 karar şeklinde düzeltilmesinin istenildiği ve itiraz dilekçesinin de; CMK'nın 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuru olduğu, kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından, katılan kurum vekilinin dilekçesi, temyiz dilekçesi olarak kabul edilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince 20.09.2022 tarih ve 4117-12119 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında Yerel Mahkemece verilen 25.02.2014 tarihli ve 235-70 sayılı mahkûmiyet hükümlerinin katılan vekilinin 02.09.2014 tarihli dilekçesine istinaden temyizen incelenmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Hassa Sulh Ceza Mahkemesinin 01.07.2013 tarihli ve 2013/155 değişik ... sayılı arama kararına istinaden sanık ...’nün kullandığı, sanık ...’ın da yolcu olarak bulunduğu araçta yapılan arama sonucunda 625 karton kaçak sigaranın ele geçirildiği,
Yürütülen soruşturma neticesinde Hassa Cumhuriyet Başsavcılığınca; sanıkların kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18 ile TCK’nın 53 ve 54. maddeleri gereğince cezalandırılmalarına ve ele geçirilen kaçak sigaralar ile suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine karar verilmesi istemiyle kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama neticesinde; Hassa Asliye Ceza Mahkemesince 25.02.2014 tarih ve 235-70 sayı ile; sanık ...’nün 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18 ve TCK’nın 52 ile 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 600 TL adli para cezası; sehven sanık ...’nün ismine yer verilerek sanık ...'ın ise aynı Kanun’un 3/18 ve TCK’nın 62, 52 ile 53. maddeleri gereğince 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 500 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına, kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollaması ile TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine ve nakil aracının iadesine karar verildiği,
Tarafların yokluğunda verilen hükümlerin sanıklar ..., ... ve katılan ... adına Hazine vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği,
Katılan vekilinin ... Ağır Ceza Mahkemesine sunduğu 14.10.2014 havale tarihli dilekçesinin başlık kısmında dosya numarasının 2013/380E-73K olarak belirtildiği ve “İtiraz Nedenleri” başlığı altında “Sanıkların CMK’nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmesi durumunda kaçakçılık suçlarında maddi zarar eşyanın ithalinde öngörülen ve alınamayan gümrük vergileri toplamı kadar oluşan kamu zararı giderilmeden 5278 sayılı Yasa ile değişik 5271 CMK’nın 231/5 gereğince sanıklar hakkında yasal şartları oluşmadan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Suça konu fiilde ... suçun asli unsurudur. Çünkü nakil vasıtası olmadan suça konu eşyanın taşınması miktar olarak mümkün değildir. Dolayısıyla eşyanın taşınması aracı gerekli kılmaktadır. Bu da TCK’nın 54. maddesindeki müsadere şartlarının oluştuğunu göstermektedir. Ayrıca eşyanın hacmi de müsadereyi gerektirecek miktardadır.
Yukarıda sunulan nedenlerle sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile aracın iadesi kararının itiraz yolu ile incelenerek kaldırılmasını arz ve talep ederim.” hususlarına yer verildiği,
Katılan vekilinin 10.09.2014 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi aracılığıyla elektronik imzayla imzalanmış dilekçesi ile; 14.10.2014 havale tarihli dilekçesinin başlık kısmında yer alan dosya numarasının “2013/235E-2014/70K” biçiminde düzeltilmesini talep ettiği,
Özel Dairece yapılan inceleme neticesinde; “Katılan ... İdaresi adına Hazine vekilinin 14.10.2014 tarihli hakim havaleli dilekçesinin başka bir dosyaya ilişkin hükmün açıklanması geri bırakılması kararına itiraz talebiyle ilgili olduğu bu dosyaya verilmiş bir temyiz dilekçesi bulunmadığı anlaşılmakla dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine,” karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Hukuki Açıklamalar
Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, kanuna ve usulüne uygun bir temyiz davası açılmış bulunmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (CMUK) 8/1. maddesi uyarınca hâlen yürürlükte olan 310. maddesine göre iki şartın varlığı gereklidir.
Bunlardan ilki süre şartıdır. CMUK'un 310. maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süre hükmün tefhiminden, tefhim edilmemiş ise tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlenmiştir. Temyiz süresi, anılan maddenin üçüncü fıkrasındaki farklı durum hariç olmak üzere, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlayacaktır.
Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli ikinci şart istektir. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan Davasız yargılama olmaz ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılamaz, bu konuda bir isteğin bulunması gereklidir. CMUK'un, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 305. maddesinin birinci fıkrası ile bu kuraldan uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçilerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden yapılması kabul edilmiştir. Ancak onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin hükümler dışında kalan kararlarda süre ve istek şartına uygun olarak bir temyiz davası açılmamış ise, mahalli mahkeme hükmünün Yargıtayca resen incelenmesi mümkün değildir.
CMUK'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 310. maddesinde, temyiz isteminin yüze karşı verilen kararlarda hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içerisinde hükmü veren mahkemeye verilecek dilekçe veya zabıt kâtibine yapılacak bir beyanla olacağı, bu takdirde beyanın tutanağa geçirilerek hâkime tasdik ettirileceği, yoklukta verilen kararlarda temyiz süresinin tebliğle başlayacağı belirtilmiştir.
CMK'nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde ise, karar ve hükümlerde başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, başvuru süresi ve yönteminin hiçbir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde ve açıkça gösterilmesi gerektiği düzenlemelerine yer verilmiş olup, anılan hükümlere aykırılık, aynı Kanun’un 40. maddesi gereğince Eski hâle getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimdeki temel amaç, süjelerin başvuru haklarını etkin bir şekilde kullanmalarının sağlanması ve kanun yolu bildirimindeki eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Burada dikkat edilecek ya da eski hâle getirme nedeni oluşturacak husus eksik veya hatalı bildirim nedeniyle hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır.
CMK'nın 264. maddesinde de, kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda, kanun yolu, süresi veya mercide hatanın, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu durumda başvurunun yapıldığı merci tarafından, başvurunun derhâl görevli ve yetkili bulunan mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Hassa Cumhuriyet Başsavcılığınca sanıkların kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan 6455 sayılı Kanun’la değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18 ve TCK’nın 53 ile 54. maddeleri gereğince cezalandırılmalarına ve ele geçirilen kaçak sigaralar ile suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine karar verilmesi istemiyle açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda Hassa Asliye Ceza Mahkemesince 25.02.2014 tarih ve 235-70 sayı ile; sanık ... ’nün 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18 ve TCK’nın 52 ile 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis ve 600 TL adli para cezası; sehven sanık ... Yürücü'nün ismine yer verilerek sanık ...'ın ise aynı Kanun’un 3/18 ve TCK’nın 62, 52 ile 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına, kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanun’un 13/1. maddesi yollaması ile TCK’nın 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine ve nakil aracının iadesine karar verildiği, katılan vekilinin 02.09.2014 havale tarihli dilekçesine istinaden temyizen incelenmek üzere dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderildiği anlaşılan dosya kapsamında;
Katılan vekilinin 02.09.2014 havale tarihli dilekçesinin başlık kısmındaki dosya esas ve karar numaralarının 10.09.2014 havale tarihli dilekçe ile düzeltilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmış ise de Yerel Mahkemece temyiz dilekçesi olarak değerlendirilip Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilen dilekçe içeriğinin dosya kapsamı ile örtüşmediğinin ve bu hâliyle 02.09.2014 tarihli dilekçenin katılan kurumun temyiz iradesini yansıtmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkeme hükümlerine karşı açılmış bir temyiz davası bulunmaması ve hükümlerin resen de temyize tabi olmaması nedenleriyle dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine ilişkin Özel Daire kararı isabetli olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.