"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 494-555
I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanığın mağdure ... ve katılan mağdure ...'e karşı basit cinsel saldırı suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca iki kez 4 yıl hapis; mala zarar verme suçundan aynı Kanun'un 151/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca iki kez 8 ay hapis; konut dokunulmazlığının ihlali suçundan aynı Kanun'un 116/1, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 8 ay hapis; cezaları ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.12.2013 tarihli ve 1315-872 sayılı hükümlerin, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 21.10.2020 tarih ve 2679-4235 sayı ile; "Mağdurelerin aşamalardaki anlatımları, savunma, tanıkların çelişkili beyanları, mağdure ...’nın 25.07.2012 tarihli kolluk ifadesinde sanığı arkadan görmesi nedeniyle teşhis edemeyeceğini belirtmesine karşılık sanık hakkında düzenlenen canlı teşhis tutanağında kesin ve net olarak teşhis edilmesi, soruşturma evresinde tanıklara sanığın fotoğrafları gösterilerek yaptırılan teşhis işlemlerinin usulüne uygun olmaması ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 30.11.2021 tarih ve 494-555 sayı ile; "...Her ne kadar yargıtay 14. Ceza dairesi sanık hakkında mahkumiyete yeterli şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmesi için mahkememiz kararını bozmuş ise de müştekinin olaydan sonra üzerindeki kıyafetin kesildiğini görüp, üzerini değiştirmek için evin içinde gezdiği sırada sanığı yandan da olsa gördüğü sanığın eşgali konusunda yeterli bilgiyi edindiği, teşhis için yüzün tamamen görülmesinin gerekli olmadığı, saç, boy, kilo, giyisi, gibi unsurların ayrıca yürüyüş şekli gibi vücut diline ilişkin hareketlerin de teşhis için yeterli bilgiyi verdiği, müştekinin de bu verilerden hareketle bozma kararından önce yapılan yargılama sırasında ve bozmadan sonra yapılan duruşmada sanığı kesin olarak teşhis ettiği, tanıkların aradan zaman geçmesi nedeniyle teşhis konusunda net bilgi verememesine rağmen olayın hemen akabinde sanığı fotoğrafından teşhis ettikleri müştekinin sanığa iftira etmesini gerektirecek önceye dayalı herhangi bir husumetin olmadığı bu haliyle müştekinin beyanına itibar etmek gerektiği," şeklindeki gerekçeyle sanığın konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından önceki hükümler gibi mahkûmiyetine, basit cinsel saldırı suçundan ise TCK'nın 102/1, 102/3-a, 53, 58 ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 326/son maddeleri uyarınca iki kez 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.01.2022 tarihli ve 3662 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, Yargıtay 9. Ceza Dairesince 21.09.2022 tarih ve 1775-8073 sayı ile direnme kararı yerinde görülmeyerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU İLE ÖN SORUN
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı basit cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Yerel Mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. ÖN SORUNA İLİŞKİN BİLGİLER
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel Mahkemece 19.12.2013 tarih ve 1315-872 sayı ile; "Sanığın suç tarihinde güneşin doğuş saatine göre gündüz sayılan zaman diliminde, müştekilerin konutuna girerek, konut dokunulmazlığını bozma suçunu işlediği sabit olduğundan cezalandırılmasına, Sanığın her iki müştekinin üzerlerinde bulunan elbiseleleri keserek mala zarar verme suçunu işledikten sonra, müştekilerin vücutlarına dokunarak cinsel istismarda bulunduğu dosyaya getirtilen diğer mahkemelere ait iddianame ve duruşma tutanaklarına göre, sanığın birden fazla müştekiyi bu şekilde taciz ettiği anlaşıldığından kastının yoğunluğu nazara alınarak asgari hadden uzaklaşılmış, ayrıca sanık mükerrir olduğundan cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine" şeklindeki gerekçeyle sanığın basit cinsel saldırı, konut donulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği, söz konusu mahkûmiyet hükümlerinin Özel Dairece 21.10.2020 tarih ve 2679-4235 sayı ile bozulmasından sonra 30.11.2021 tarihli sanık ve mağdurenin; hazır olduğu duruşmada mağdurenin; "...bozma ilamını kabul etmiyorum. Ben sanığı bizzat gören kişiyim. Evim içindeydi. Elinde tornavida vardı. Teşhisinden eminim şikayetim devam etmektedir." şeklinde beyanda bulunduğu ve Yerel Mahkemece 30.11.2021 tarih ve 494-555 sayı ile; "...her ne kadar yargıtay 14. Ceza dairesi sanık hakkında mahkumiyete yeterli şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesi ile beraat kararı verilmesi için mahkememiz kararını bozmuş ise de müştekinin olaydan sonra üzerindeki kıyafetin kesildiğini görüp, üzerini değiştirmek için evin içinde gezdiği sırada sanığı yandan da olsa gördüğü sanığın eşgali konusunda yeterli bilgiyi edindiği, teşhis için yüzün tamamen görülmesinin gerekli olmadığı, saç, boy, kilo, giyisi, gibi unsurların ayrıca yürüyüş şekli gibi vücut diline ilişkin hareketlerin de teşhis için yeterli bilgiyi verdiği, müştekinin de bu verilerden hareketle bozma kararından önce yapılan yargılama sırasında ve bozmadan sonra yapılan duruşmada sanığı kesin olarak teşhis ettiği, tanıkların aradan zaman geçmesi nedeniyle teşhis konusunda net bilgi verememesine rağmen olayın hemen akabinde sanığı fotoğrafından teşhis ettikleri müştekinin sanığa iftira etmesini gerektirecek önceye dayalı herhangi bir husumetin olmadığı bu haliyle müştekinin beyanına itibar etmek gerektiği," şeklindeki gerekçeyle konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından önceki hükümler gibi mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, basit cinsel saldırı suçundan ise TCK'nın 102/1, 102/3-a, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 326/son maddesi gözetilerek iki kez 4 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. Ön Sorun Konusuna İlişkin Açıklamalar
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
B. Somut Olayda Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
Özel Dairece, mahkûmiyet hükümlerinin bozulmasından sonra Yerel Mahkemenin Yargıtay bozma ilamında yer alan hususları daha önceki kararda yer almayan gerekçelerle ayrıntılı bir biçimde tartışıp bozma sonrasında mağdurenin sanığı duruşmada teşhis etmesi şeklindeki yeni delile dayanarak ve sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan daha önceki hükümde yer almayan TCK'nın 102/3-a maddesini de uygulamak suretiyle hüküm fıkrasını da değiştirerek yeni ve değişik gerekçeyle hükümler kurması direnme kararı niteliğinde değildir.
Bu yeni hükümlerin doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuca göre esas uyuşmazlık konuları değerlendirilmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 494-555 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.02.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.