"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : 3. Ceza Dairesi
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılamasında sanık ...
’ın her iki suçtan da ayrı ayrı CMK'nın 223-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 31.05.2016 tarihli ve 251-313 sayılı hükümlerin, o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 09.11.2017 tarih ve 2350-5326 sayı ile; "Dosya kapsamına göre başka dosya sanığı olup işbu dosyada tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulan ve sanıkla aralarında husumet iddiası bulunmayan tanıklar...ve ...’ın bu dosyadaki yargılama sırasında verdikleri ilk beyanlarından dönmelerine karşın bu hususta makul bir açıklama getirmemelerine ve her iki tanığın da yargılandıkları dosyada hukuka uygun olarak alınan ilk beyanlarında sanığın YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiğini, PKK terör örgütü mensupları ile birlikte ... kazdığını, barikat yaptığını bildirmiş olmalarına göre tanıkların ilk beyanlarına itibar edilmesinin gerektiği, ayrıca sanığın sosyal paylaşım sitesindeki paylaşımları da dikkate alındığında atılı suçların sübut bulduğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine delilerin takdirinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı sonrası devam olunan yargılama sonucunda ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince 05.04.2018 tarih ve 17-171 sayı ile sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan CMK'nın 223-e maddesi, terör örgütünün propagandasını yapma suçundan CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş; bu hükümlerin de o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 16. Ceza Dairesince 24.01.2019 tarih ve 3374-444 sayı ile Yerel Mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilerek yapılan inceleme sonucunda önceki bozma sebebi doğrultusunda bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 11.04.2019 tarih ve 112-166 sayı ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi sanığın her iki suçtan da ayrı ayrı beraatine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.07.2020 tarihli ve 43320 sayılı silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden bozma ve 07.07.2021 tarihli ve 43320 sayılı silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçu yönünden ise onama istekli tebliğnameleriyle dosya 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 05.10.2022 tarih ve 3190-5627 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı silahlı terör örgütüne üye olma ve terör örgütü propagandası yapma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
... Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütülen ..., 17.03.2016 tarihli kolluk tarafından düzenlenen fotoğraftan teşhis tutanağında, kendisine gösterilen fotoğraftaki ... olarak tanıdığı şahsın daha önce ...'de YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiğini, şahsı Kanika Mahallesinde PKK örgüt mensuplarıyla birlikte ... ve barikat yaparken gördüğünü; duruşmada tanık olarak alınan beyanında ise sanığı tanımadığını, polisin kendisini tehdit edip dövdüğü için kolluktaki ifadesini o şekilde verdiğini, tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak teşhis yapması için kendisine bir fotoğraf gösterilmediğini, Cumhuriyet savcılığındaki ifadesinde işkence gördüğünü neden söylemediği yönündeki soruya da odada bulunanların kendisine elleriyle işaretler yaptıkları için o şekilde ifade verdiğini,
... Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütülen ...... 30.03.2016 tarihinde kollukta müdafisi eşliğinde yaptırılan fotoğraf teşhisinde, kendisine gösterilen fotoğraftaki ... olarak tanıdığı şahsın ...'de YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiğini, şahsı...Mahallesinde örgüt mensuplarıyla birlikte ... ve barikat yapımında çalışırken gördüğünü; duruşmada tanık olarak alınan beyanında ise sanığı tanımadığını, 11.04.2015 tarihinde tanımadığı bir bayanın kendisini PKK'nın ...kampına götürdüğünü, yaklaşık iki ay bu kampta silah eğitimi aldığını, fırsatını ilk bulduğu anda buradan kaçıp ...'e döndüğünü ve polise teslim olduğunu, ...'de örgüt adına bir faaliyette bulunmadığını, sanığın da herhangi bir eylemini bilmediğini, çelişki nedeniyle soruşturma ifadesi okunup sorulduğunda sanığı tanımadığından öyle bir şey söylemediğini, Kanika ve...Mahallelerinin kendi oturduğu yere uzak olduğunu, sanığı ... kazarken ve barikat yaparken görmediğini, soruşturmadaki ifadesine ilişkin tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu, soruşturma aşamasında herhangi bir kötü muamele görmediğini,
Tanık ... duruşmada alınan beyanında; sanığın, kayınbiraderi olduğunu, kendisinin ... ilçesinde Alfa Döner isimli ... yerini ortağıyla birlikte işlettiğini, sanığın da sokağa çıkma yasağına kadar bir yıl burada çalıştığını, saat 07.30-08.00 gibi işe gelip akşam 20.00-20.30 sıralarında da ... yerinden ayrıldığını, sokağa çıkma yasağı başlayınca ailece ... ilçesine gittiklerini, sanığın herhangi bir şekilde ... ve barikat kazdığını görmediğini,
İfade etmişlerdir.
... İlçe Emniyet Müdürlüğünün açık kaynak araştırma ve tespit tutanağına göre; sanık ...'ın kendi adına hesabının bulunduğu "facebook" isimli sosyal paylaşım sitesinde farklı tarihlerde PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten örgüt üyelerinin fotoğraflarını paylaştığı, terör örgütü propagandası yapan sayfaları beğendiği tespit edilmiştir.
Dosyaya UYAP sistemi üzerinden, 06.10.2021 tarihinde başka dosya şüphelisi......'ün kollukta 03.10.2021 tarihinde müdafisi eşliğinde alınan ifadesi ile aynı tarihli fotoğraftan teşhis tutanağının, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 18.05.2022 tarihli yazısı ekinde 16.04.2022 tarihli veri inceleme, tespit ve değerlendirme tutanağının ve ... İlçe Emniyet Müdürlüğünün 26.12.2017 havale tarihli yazısı ekinde 26.12.2017 tarihli veri inceleme, tespit ve değerlendirme tutanağının geldiği belirlenmiştir.
Sanık ... aşamalarda benzer şekilde; suçlamaları kabul etmediğini, hiçbir zaman YDG-H içerisinde faaliyette bulunmadığını, ...'de ... ve barikatlar yapıldıktan sonra...Mahallesine hiç gitmediğini, hakkında verilen beyanların asılsız olduğunu, ... kazmadığını, barikat kurmadığını, örgüt üyesi olmadığını, iddianameye konu facebook sayfasının kendisine ait olduğunu ancak bu hesabının zaman zaman çalındığını, bahse konu paylaşımlarla beğenilerin kendisine ait olmadığını savunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
TCK'nın “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” başlıklı 220. maddesi kapsamında bir örgütün varlığından sözedebilmek için; en az üç kişinin, suç işlemek amacıyla, hiyerarşik bir ilişki içerisinde, devamlı olarak amaç suçları işlemeye elverişli ... ve gerece sahip bir şekilde bir araya gelmesi gerekmektedir.
Örgüt, soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir ilişki barındırmaktadır. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Oluşturulan bu ilişki sayesinde örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Bu nedenle niteliği itibarıyla devamlılık arzeden örgütün varlığı için ileride ihtimal dahilindeki suç/suçları işlemek amacı etrafındaki fiilî birleşme yeterlidir. Buna karşın, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde ise örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur.
Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında da belirtildiği üzere, TCK'nın 220. maddesi anlamında bir örgütten bahsedilebilmesi için,
a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.
b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır. Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır.
c) Suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme yeterli olup örgütün varlığının kabulü için suç işlenmesine gerek bulunmadığı gibi işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün olmakla birlikte, zorunluluk arz etmemektedir. Örgütün faaliyetleri çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde fail, örgütteki konumuna göre üye veya yönetici sıfatıyla cezalandırılmasının yanında ayrıca işlenen suçtan da cezalandırılacaktır.
d) Örgüt, niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi hâlinde örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebilecektir.
e) Amaçlanan suçları işlemeye elverişli üye, ... ve gerece sahip olunması gerekmektedir.
Yukarıda belirtildiği üzere kanunların suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla, sahip bulunduğu üye sayısı ile ... ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli yapılara suç örgütü denmektedir. Terör örgütleri ise ideolojik amaçları olan suç örgütleridir. Terör örgütlerini, suç örgütlerinden ayıran bu ideolojik amaç; 3713 sayılı Kanun'un 1. maddesinde gösterilen Cumhuriyetin Anayasa'da belirtilen niteliklerine karşı olabileceği gibi, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk Devleti ve Cumhuriyetin varlığına, Devlet otoritesini zaafa uğratmaya veya yıkmaya ya da ele geçirmeye, Devletin iç ve dış güvenliğine, kamu düzeni veya genel sağlığa ya da temel hak ve hürriyetlere yönelik de olabilmektedir.
3713 sayılı Kanun'un "Terör örgütleri" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemleriyle, 1 inci maddede belirtilen amaçlara yönelik olarak suç işlemek üzere, terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesi hükümlerine göre cezalandırılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de örgütün yöneticisi olarak cezalandırılır.” hükmü ile TCK'nın 314. maddesine atıf yapılmıştır.
Örgütlü suçluluğun özel bir türü olarak öngörülen, TCK'nın "Silahlı Örgüt" başlıklı 314. maddesinde; TCK'nın ikinci kitap dördüncü kısmının dördüncü bölümünde yer alan Devletin güvenliğine karşı suçlar ile beşinci bölümünde yer alan Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla silahlı örgüt kuran, yöneten ve örgüte üye olanların cezalandırılmaları öngörülmüş ve maddenin son fıkrasında; suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümlerin, bu suç açısından aynen uygulanacağı ifade edilmiştir.
Örgüt üyesi, örgüt amacını benimseyen, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olan ve bu suretle verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgüt iradesine terk eden kişidir. Örgüt üyeliği; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hâkim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Örgüt üyesi örgütle organik bağ kurup faaliyetlerine katılmalıdır. Organik bağ; canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden bağ olup üyeliğin en önemli unsurudur. Örgüte yardımda veya örgüt adına suç işlemede de örgüt yöneticileri veya diğer mensuplarının emir ya da talimatları vardır. Ancak örgüt üyeliğini belirlemedeki ayırt edici fark, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde verilen her türlü emir ve talimatı sorgulamaksızın tamamen teslimiyet duygusuyla yerine getirmeye hazır olması ve öylece ifa etmesidir.
Örgüt üyesinin bu suçtan cezalandırılması için örgüt faaliyeti kapsamında ve amacı doğrultusunda bir suç işlemesi gerekmez ise de örgütün varlığına veya güçlendirilmesine nedensel bir bağ taşıyan maddi ya da manevi somut bir katkısının bulunması gerekir. Üyelik mütemadi bir suç olması nedeniyle de eylemlerde bir süre devam eden yoğunluk aranır.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde propaganda kavramı, “Bir öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla söz, yazı vb. yollarla gerçekleştirilen çalışma, yaymaca” olarak tanımlanmıştır. Propaganda, bir düşünce açıklamasıdır ancak her düşünce açıklamasını propaganda olarak kabul etmek mümkün değildir. Bir düşünce açıklamasının propaganda olarak kabul edilebilesi için, pasif düşünce açıklaması şeklinde değil, sistematik, yoğun, taraftar kazanmak ve başkaca kişilerin düşüncelerini etkilemek amacıyla düşünce aşılama şeklinde olması gerekir (İbrahim Şahbaz, Karşılaştırmalı Düşünceyi Açıklama Özgürlüğü, Yetkin Yayınları, ... 2007, s. 22). Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.12.1990 tarihli ve 263-336 sayılı kararında propaganda, "Toplumun bütününü veya belirli bir kesiminin inanç, tutum ve davranışlarını yönlendirmek maksadıyla bilinçli olarak seçilen bilgi, olgu ve savları sistematik bir gayret ve muhtelif araçlarla yayma etkinlikleri, geniş bir kitleyi, muayyen hedefler doğrultusunda ikna etme çabası" olarak tanımlanırken Anayasa Mahkemesi ise propagandayı, "Belli bir maksada ulaşmak ve taraftar kazanmak adına düşüncelerin birden çok kişinin bilgisine ulaştırılmasını sağlayan bir etkileme eylemi ve şekli, bir fikri yayma, tanıtma, benimsetme maksadına matuf eylemler" şeklinde tanımlamıştır. Örgüt propagandası ise Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.02.2017 tarihli ve 383-60 sayılı kararında "Terör örgütünün düşüncesini yaymak amacıyla slogan atarak; bildiri, gazete, dergi dağıtarak ya da satarak; resim, yazı, bayrak, pankart asarak, taşıyarak, basın açıklaması yaparak bu düşünceyi övmek, yüceltmek, haklı ve meşru göstermeye çalışmak şeklindeki eylemler" olarak ortaya konmuştur.
3713 sayılı Kanun’un “Terör örgütleri” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrası;
"Terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Ayrıca, basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında da bin günden beş bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Aşağıdaki fiil ve davranışlar da bu fıkra hükümlerine göre cezalandırılır:
a) Terör örgütümün propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzün tamamen veya kısmen kapatılması.
b) Toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde;
1. Örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması,
2. Slogan atılması,
3. Ses cihazları ile yayın yapılması,
4. Terör örgütüne ait amblem, resim veya işaretlerin üzerinde bulunduğu üniformanın giyilmesi.”,
Aynı Kanun’un “Terör tanımı” başlıklı 1. maddesi “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.” şeklindedir.
3713 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasında yazılı propaganda suçunun oluşması için terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek ya da terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini övecek yahut terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde yapılması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla işlenen fiil terör örgütü ile ilgili olmakla birlikte bu örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine ilişkin değilse, işlenen fiil terör örgütü ile ilgili olmakla birlikte bu örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine ilişkin bu yöntemleri bir başkasına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla işlenmiyorsa, işlenen fiilin konusu terör örgütü ile ilgili ve bu örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine ilişkin olmakla birlikte bu yöntemleri meşru gösterecek övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde değilse 3713 sayılı Kanun'un 7. maddesinin 2. fıkrasında yazılı suçun işlenmesi söz konusu olamaz.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
... Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütülen ...'ın 17.03.2016 tarihli kolluk tarafından düzenlenen fotoğraftan teşhis tutanağında, kendisine gösterilen fotoğraftaki ... olarak tanıdığı şahsın daha önce ...'de YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiğini, şahsı Kanika Mahallesinde PKK örgüt mensuplarıyla birlikte ... ve barikat yaparken gördüğünü; duruşmada tanık olarak alınan beyanında ise sanığı tanımadığını, polisin kendisini tehdit edip dövdüğü için kolluktaki ifadesini o şekilde verdiğini, tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu ancak teşhis yapması için kendisine bir fotoğraf gösterilmediğini, Cumhuriyet savcılığındaki ifadesinde işkence gördüğünü neden söylemediği yönündeki soruya da odada bulunanların kendisine elleriyle işaretler yaptıkları için o şekilde ifade verdiğini; ... Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma yürütülen ......'nın 30.03.2016 tarihinde kollukta müdafisi eşliğinde yaptırılan fotoğraf teşhisinde, kendisine gösterilen fotoğraftaki ... olarak tanıdığı şahsın ...'de YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiğini, şahsı...Mahallesinde örgüt mensuplarıyla birlikte ... ve barikat yapımında çalışırken gördüğünü; duruşmada tanık olarak alınan beyanında ise sanığı tanımadığını, 11.04.2015 tarihinde tanımadığı bir bayanın kendisini PKK'nın ...kampına götürdüğünü, yaklaşık iki ay bu kampta silah eğitimi aldığını, fırsatını ilk bulduğu anda buradan kaçıp ...'e döndüğünü ve polise teslim olduğunu, ...'de örgüt adına bir faaliyette bulunmadığını, sanığın da herhangi bir eylemini bilmediğini, çelişki nedeniyle soruşturma ifadesi okunup sorulduğunda sanığı tanımadığından öyle bir şey söylemediğini, Kanika ve...Mahallelerinin kendi oturduğu yere uzak olduğunu, sanığı ... kazarken ve barikat yaparken görmediğini, soruşturmadaki ifadesine ilişkin tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu, soruşturma aşamasında herhangi bir kötü muamele görmediğini; tanık ...'ın duruşmada; sanığın, kayınbiraderi olduğunu, kendisinin ... ilçesinde Alfa Döner isimli ... yerini ortağıyla birlikte işlettiğini, sanığın da sokağa çıkma yasağına kadar bir yıl burada çalıştığını, saat 07.30-08.00 gibi işe gelip akşam 20.00-20.30 sıralarında da ... yerinden ayrıldığını, sokağa çıkma yasağı başlayınca ailece ... ilçesine gittiklerini, sanığın herhangi bir şekilde ... ve barikat kazdığını görmediğini ifade ettikleri; ... İlçe Emniyet Müdürlüğünün açık kaynak araştırma ve tespit tutanağında, sanık ...'ın kendi adına hesabının bulunduğu "facebook" isimli sosyal paylaşım sitesinde farklı tarihlerde PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten örgüt üyelerinin fotoğraflarını paylaştığı, terör örgütü propagandası yapan sayfaları beğendiğinin tespit edildiği, sanığın aşamalarda verdiği ifadelerinde atılı suçlamaları kabul etmediği anlaşılan olayda;
Yerel Mahkemece tanıklar ... ve ......'nın kovuşturmada döndükleri soyut nitelikteki ilk ifade ve teşhislerine itibar edilmediği ve terör örgütü propagandasını yapma suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı gerekçesiyle sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmiş ise de; suç isnadında bulunmaları için haklı bir nedeni bulunmayan, sanık tarafından husumet iddiası ileri sürülmeyen ve yargılanmaları sırasında sıcağı sıcağına verdikleri ilk ifadelerinden dönmeleri hususunda somut verilere dayanmayan kötü muamele iddiası dışında makul bir açıklama getirmeyen tanıklar ... ve ......'nın ilk beyanlarına itibar edilerek sanığın PKK/KCK silahlı terör örgütünün gençlik yapılanması olan YDG-H içerisinde faaliyet gösterdiği, hendeklerin kazılmasında ve barikatların yapılmasında çalıştığı ve bu şekilde örgütle organik bağ kurup örgütün hiyerarşisine girerek süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulunmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunun, ayrıca "facebook" isimli sosyal paylaşım sitesindeki hesabında yaptığı örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikteki paylaşımlarıyla terör örgütü propagandasını yapma suçunun sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, isabetli bulunmayan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerin bozulmasına karar verilmelidir.
V. KARAR
1- ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.04.2019 tarihli ve 112-166 sayılı direnme kararına konu hükümlerin, sanığın atılı suçlardan mahkûmiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 08.03.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.