"İçtihat Metni"
İTİRAZ
İtirazname No : 2022/80569
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 15-91
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103/1, 31/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına ilişkin Bandırma Ağır Ceza Mahkemesince verilen 22.02.2012 tarihli ve 246-54 sayılı kararın kesinleşmesinden sonra, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine dosyayı ele alan Bandırma Ağır Ceza Mahkemesince açıklanan 26.03.2014 tarihli ve 15-91 sayılı hükmün, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 14.12.2021 tarih ve 2445-9989 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 07.07.2022 tarih ve 80569 sayı ile; "...Suç tarihi itibarıyla 12-15 yaş grubunda olan SSÇ hakkında eylemine uyan TCK'nın 103/1. maddesinde öngörülen azami cezanın 8 yıl hapis olduğu, aynı Kanun'un 66/1-d, maddesine göre dava zamanaşımı süresinin de 15 yıl olduğu ve aynı Kanun'un 67/4. madde hükmüne göre zamanaşımının kesilmesi hâlinde Kanunda belirtilen sürenin en fazla yarısına kadar uzayabileceğinden, buna göre 15 yıllık zamanaşımı süresine bu sürenin yarısı olan 7 yıl 6 aylık süre eklendiğinde uzatılmış zamanaşımı süresinin 22 yıl 6 ay olacağı, yine Kanun'un 66/2-1. cümle hükmüne göre 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış olanlar hakkında zamanaşımı süresinin yarısı oranında indirilmesinin gerekmesi karşısında, asli zamanaşımı süresinin 7 yıl 6 ay olacağı, SSÇ hakkındaki mahkûmiyet tarihi olan 26.03.2014 tarihinden itibaren 7 yıl 6 aylık asli zamanaşımı süresi eklendiğinde, 26.09.2021 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu, Yüksek Dairenin onama kararının ise 14.12.2021 tarihli olduğu, böylece mahkûmiyet kararından sonra yüksek Dairenin onama tarihi olan 14.12.2021 tarihine kadar zamanaşımını kesen başka işlem bulunmadan ve zamanaşımı süresinin dolmasından sonra kararın onandığı... Bandırma Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2014 tarihli ve 2014/15 Esas, 2014/91 Karar sayılı kararıyla SSÇ ... hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan açılan kamu davasının TCK'nın 66/1-d, 66/2-1. cümle ve 67/4. maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 22.11.2022 tarih ve 10985-10320 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KONUSU
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hüküm yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Suça sürüklenen çocuğun, doğum tarihi 11.03.1997 olan mağdur ile 07.10.2011 tarihinde bir kez cinsel ilişkiye girdiğinin iddia olunduğu,
Suça sürüklenen çocuğun doğum tarihi 21.11.1996 olup suç tarihi olan 07.10.2011 tarihi itibarıyla on dört yaşında olduğu,
Suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılama sonucunda, Bandırma Ağır Ceza Mahkemesince 22.02.2012 tarih ve 246-54 sayı ile; çocuğun basit cinsel istismarı suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın kesinleşmesinden sonra suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine dosyayı yeniden ele alan İlk Derece Mahkemesince 26.03.2014 tarih ve 15-91 sayı ile suça sürüklenen çocuk hakkındaki mahkûmiyet hükmünün açıklandığı,
Hükmün, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 14.12.2021 tarih ve 2445-9989 sayı ile onanmasına karar verildiği,
Bu bağlamda dava zamanaşımının, son olarak 26.03.2014 tarihli mahkûmiyet kararı ile kesildiği,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
TCK’nın "Çocukların cinsel istismarı" başlıklı 103. maddesinin birinci fıkrası;
"(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır." şeklinde iken,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile;
"(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır." şeklinde yeniden düzenlenmiş olup suç tarihi itibarıyla çocuğun basit cinsel istismarı suçunun yaptırımı üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası olarak belirtilmiştir.
TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, aynı maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin 15 yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Çocuklar hakkında yaş gruplarına göre kademeli olarak daha kısa zamanaşımı süreleri ön gören kanun koyucu, aynı Kanun'un 66. maddesinin 2. fıkrasında; "Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer." düzenlemesine yer vermiştir.
Zamanaşımını kesen sebepler ise TCK'nın 67. maddesinin 2. fıkrasında sayılmış, aynı maddenin 3 ve 4. fıkralarında, kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımının, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacağı düzenlenmiştir. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması hâlinde son kesme nedeninin gerçekleştiği tarih esas alınacaktır.
Yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, Yerel Mahkeme ya da Yargıtay, re'sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuğa atılı çocuğun basit cinsel istismarı suçunun yaptırımı TCK'nın 103. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suç tarihi itibarıyla üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup suça sürüklenen çocuğun yaşı da dikkate alındığında, TCK'nın 66/1-d ve 66/2. maddeleri uyarınca yargılama konusu olay bakımından asli dava zamanaşımı süresi 7 yıl 6 ay, aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresi ise 11 yıl 3 aydır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 07.10.2011 tarihinde gerçekleştirildiği kabul edilen eylemle ilgili olarak suça sürüklenen çocuk hakkında dava zamanaşımını kesen en son işlem 26.03.2014 tarihli mahkûmiyet kararı olup bu tarihten sonra zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebebin gerçekleşmediği gözetildiğinde, 7 yıl 6 aylık asli dava zamanaşımı süresi, Özel Dairenin inceleme tarihinden önce 26.09.2021 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurduğu mahkûmiyet hükmünün, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 14.12.2021 tarihli ve 2445-9989 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Bandırma Ağır Ceza Mahkemesince suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun basit cinsel istismarı suçundan kurulan 26.03.2014 tarihli ve 15-91 sayılı mahkûmiyet hükmünün, bu aşamada gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
Ancak, atılı suç için TCK'nın 66/1-d ve 66/2. maddesinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin Özel Dairenin inceleme tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davasının TCK’nın 66/1-d, 66/2 ve CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.05.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.