Logo

Ceza Genel Kurulu2023/173 E. 2023/358 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 7394 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca verdiği bozma kararı sonrasında dosyanın ilk derece mahkemesine mi yoksa bölge adliye mahkemesine mi gönderilmesi gerektiği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: 213 sayılı VUK'un 359. maddesinde yer alan suçlardan dolayı temyiz incelemesinde bulunan ve lehe değerlendirme yapılması gereken dosyaların hangi mercie gönderileceğine dair açık bir düzenleme olmaması, CMK'nın 304. maddesi göz önüne alındığında, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesinin kural, ilk derece mahkemesine gönderilmesinin istisna olması ve istisnalar arasında uyuşmazlığa konu olayın bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek Yargıtay 11. Ceza Dairesinin bozma kararının dosyayı ilk derece mahkemesine gönderilmesine ilişkin kısmı kaldırılıp dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İtirazname No : 2020/9094

YARGITAY DAİRESİ : 11. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 244-2951

I. HUKUKİ SÜREÇ

Sahte fatura kullanma suçundan sanık ...'in beraatine ilişkin Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.11.2017 tarihli ve 663-740 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince 20.11.2019 tarih ve 244-2951 sayı ile Yerel Mahkemenin kurduğu beraat hükmünün kaldırılmasına, sanığın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b-1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği, bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 15.11.2022 tarih ve 1164-19092 sayı ile; "Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5271 sayılı CMK'nin 302/2-5 maddeleri uyarınca bozulmasına" oy birliğiyle, "bozmaya konu kararın niteliği de gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmesine" oy çokluğuyla karar verilmiştir.

Dosyanın gönderilmesi gereken Mahkemenin belirlenmesi yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan Daire Başkan Vekili ...; "Dairemizin yukarıda tarih, esas ve karar numaraları belirtilen ilamındaki bozma düşüncesine değişik ek gerekçeyle katılmıyorum.

Yerel mahkemece sanık hakkında 2011 takvim yılında sahte belge kullanma suçundan CMK'nin 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmiş, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sanığın VUK'nin 359/b-1, TCK'nin 43/1, 52, 53. maddeleri ile 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.

15.04.2022 tarih ve 7394 sayılı Yasanın 4 ve 5. maddeleriyle VUK'nin 359/3, 4, 5 ve 6 fıkraları yeniden düzenlenmiş ve uyarlama yargılaması yapılması için bozma kararı verilmesi öngörülmüştür.

Somut olayda ilk derece mahkemesinin takdiri sanığın beraati yönündedir. Temyiz incelemesine konu hüküm ise BAM ilgili ceza dairesinden verilen mahkumiyet hükmüdür. Dairemizce bozulan karar da BAM kararıdır. Dolayısıyla bozma kararı üzerine dosyanın ilgili BAM Ceza Dairesine gönderilmesi gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 27.01.2023 tarih ve 9094 sayı ile;

"..Hükümden sonra 15 Nisan 2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 7394 sayılı Kanun'un 6. maddesinde;

'Madde 6- 213 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

GEÇİCİ MADDE 34- Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.

Birinci fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır.

Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde 359 uncu madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir.

359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemelerde yer alan zincirleme suça ilişkin koşulların belirlenmesi, duruşma açılmak suretiyle yapılır.' hususları hükme bağlanmıştır.

Madde hükmünde açıkça kanun yolu incelemesinde bulunan dosyaların lehe değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle bozulacağının hükme bağlandığı, bozma sonrası nereye gönderilmesi gerektiğinin hükümde yer almadığı, ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaların iade edilmesi durumunda bu dosyaların geldikleri usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderileceğinin belirtildiği,

Somut olayda ilk derece mahkemesinin beraat kararı vermesi, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından mahkumiyet kararı verilmesi ve Yargıtay tarafından bozulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesinin mahkumiyet hükmü olması nedeniyle Yüksek Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından dosyanın Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmesi gerektiği..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 28.02.2023 tarih, 692-1084 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KONUSU

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Yargıtay Özel Daire çoğunluğu arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince 07.11.2017 tarih ve 663-740 sayı ile sahte fatura kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün, katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince 20.11.2019 tarih ve 244-2951 sayı ile kaldırılmasına ve sanığın aynı suçtan mahkûmiyetine hükmedildiği, bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 15.11.2022 tarih ve 1164-19092 sayı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılan dosya kapsamında, verilen bu bozma kararı sonrasında dosyanın, Bölge Adliye Mahkemesi Özel Dairesine mi yoksa Yerel Mahkemeye mi gönderilmesi gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Sanık hakkında sahte fatura kullanma suçundan Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın beraatine ilişkin verilen hükmün, katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine duruşma açmak suretiyle dosyayı inceleyen Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince Yerel Mahkemenin kurduğu beraat hükmünün kaldırılmasına, sanığın 213 sayılı Kanun’un 359/b-1, TCK’nın 43 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği, bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince Vergi Usul Kanunu’nda 7394 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik dikkate alınarak lehe yasanın tespit edilmesi gerektiğinden bahisle oy birliğiyle bozma kararı verilmekle birlikte oy çokluğuyla dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine hükmedildiği, Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkan vekili tarafından yazılan muhalefet şerhinde, dosyanın, sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünü kuran Bölge Adliye Mahkemesi Özel Dairesine gönderilmesi gerektiği yönündeki değişik gerekçeyle bozma kararına katıldığının belirtildiği,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca da verilen bozma kararının Yerel Mahkemeye değil, bozmanın konusunu oluşturan mahkûmiyet hükmünü tesis eden Bölge Adliye Mahkemesi Özel Dairesine gönderilmesi gerektiği düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurulduğu,

Anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

Uyuşmazlık konusunda isabetli bir çözüme ulaşılabilmesi bakımından öncelikle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7394 sayılı Kanun ile yapılan ve uyuşmazlık konusuyla ilgisi bulunan değişikliklere değinilmesinde fayda bulunmaktadır.

7394 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na;

“GEÇİCİ MADDE 34- Haklarında hüküm verilmiş olup da dosyası infaz aşamasında olanlar, 359 uncu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammını, bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Hazineye ödedikleri takdirde 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla soruşturma evresi için yapılan etkin pişmanlık düzenlemesinden faydalanabilir. Bu fıkrada belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır.

Birinci fıkra hükümleri bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde soruşturma ve kovuşturma evresinde bulunan dosyalar hakkında da uygulanır. Bu takdirde, ödemenin hüküm verilinceye kadar yapılması şarttır.

Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinde 359 uncu madde kapsamına giren suçlardan dolayı temyiz veya istinaf kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir.

359 uncu maddede bu maddeyi ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemelerde yer alan zincirleme suça ilişkin koşulların belirlenmesi, duruşma açılmak suretiyle yapılır.” şeklindeki geçici madde eklenmiştir.

7394 sayılı Kanun'un 6. maddesi ile 213 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 34. maddenin üçüncü fıkrası ile anılan Kanun'un yayımı tarihinde, 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinde yer alan suçlardan dolayı temyiz ya da istinaf kanun yolunda bulunan dosyalardan, 7394 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler doğrultusunda lehe değerlendirme yapılması lüzumu doğan dosyaların bozulmasına karar verilmesi gerektiği, dördüncü fıkrası ile de; aynı suçlardan dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyaların gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderileceği hüküm altına alınarak, yapılan değişiklikler ile bulunduğu aşamalara göre dosyalar hakkında yapılması gerekenler belirtilmiş olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar yönünden “Gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderileceği” şeklindeki bir ibareye yer verilmesine rağmen temyiz kanun yolu incelemesinde bulunan ve lehe değerlendirme yapılması gerektiğinden bozulmasına karar verilen dosyaların hangi mercie gönderileceğine dair açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Bu açıklamalardan sonra Yargıtay tarafından verilen kararlar sonrasında dosyanın gönderileceği merciin belirlenmesine dair CMK’da yer alan hükümlerin irdelenmesi gerekmektedir.

5271 sayılı CMK’nın “Yargıtay kararlarının gönderileceği merci” başlıklı 304. maddesi;

“(1) (Değişik:20/2/2019-7165/8 md.) Yargıtayca 302 nci maddenin birinci fıkrası veya 303 üncü madde uyarınca verilen kararlara ilişkin dosya ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği ise bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.

(2) Yargıtay, dosyayı 303 üncü maddede belirtilenlerin dışında kalan hâllerde yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere hükmü bozulan bölge adliye mahkemesine veya diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderir. (Ek cümleler:20/2/2019-7165/8 md.)

Ancak bozma kararı,

a) İstinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise dosya, gereği için kararı veren ilk derece mahkemesine,

b) Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise dosya, gereği için kararı veren ilk derece mahkemesine ya da bozma kararının içeriği doğrultusunda Yargıtayca uygun görülmesi halinde bölge adliye mahkemesine,

gönderilir. Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği hallerde, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.

(3) Hüküm, mahkemenin hukuka aykırı olarak kendisini görevli veya yetkili görmesinden dolayı bozulmuşsa, Yargıtay aynı zamanda dosyayı görevli veya yetkili mahkemeye gönderir.

(4) İlk derece mahkemesi tarafından doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlerle ilgili olarak verilen karara ilişkin dosya, hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.” şeklindedir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun bu açık düzenlemesiyle Yargıtayca incelenen dosyalarda aynı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası veya 303. maddesi uyarınca karar verilmesi hâlinde dosyanın ilk derece mahkemesine; yine aynı Kanun’un 303. maddesi dışında kalan durumlarda ise dosyanın yeniden incelenmesi ve hüküm kurulması için hükmü bozulan bölge adliye mahkemesine veya diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderileceği belirtilmiş olup dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesinin istisnaları CMK’nın 304. maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde; istinaf başvurusunun esastan reddi veya hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bozma kararları olarak Kanun’da yerini almıştır. Ancak, bu durumda dahi CMK’nın 304. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendine göre düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar veren Yargıtayca, uygun görülmesi hâlinde bozma kararının içeriği doğrultusunda dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilebileceği belirtilmiştir. Anılan maddenin dördüncü fıkrasında ise ilk derece mahkemesi tarafından doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlerle ilgili olarak verilen karara ilişkin dosyanın da, hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderileceğine yer verilmiştir.

Bu aşamada, CMK’nın 304. maddesinin birinci fıkrasında dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini gerektiren Yargıtay kararları olarak belirtilen aynı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası ve 303. maddesi uyarınca verilebilecek kararların hangi tür kararlar olduğunun incelenmesinde fayda bulunmaktadır.

CMK’nın “Temyiz isteminin esastan reddi veya hükmün bozulması” başlıklı 302. maddesinin birinci fıkrası; “(1) Bölge adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtayca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilir.” şeklinde,

Aynı Kanun’un “Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi” başlıklı 303. maddesi ise;

“(1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:

a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.

b) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse.

c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.

d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.

e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.

f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.

g) Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş ise.

h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.” biçiminde,

Düzenlenmiş olup CMK’nın 304. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu hükümlerde belirtilen kararların verilmesi hâlinde dosya ilk derece mahkemesine gönderilecektir.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Sanık hakkında Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesince 07.11.2017 tarih ve 663-740 sayı ile sahte fatura kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün, katılan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesince 20.11.2019 tarih ve 244-2951 sayı ile kaldırılmasına ve sanığın aynı suçtan mahkûmiyetine hükmedildiği, bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 15.11.2022 tarih ve 1164-19092 sayı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılan dosya kapsamında, Yargıtay Özel Dairesince dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda 7394 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklere göre 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinde yer alan suçlardan dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan dosyalar yönünden “Gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderileceği” şeklindeki bir ibareye yer verilmesine rağmen temyiz kanun yolu incelemesinde bulunan ve lehe değerlendirme yapılması gerektiğinden bozulmasına karar verilen dosyaların hangi mercie gönderileceğine dair açık bir düzenlemenin bulunmaması, bu durumda irdelenmesi gereken Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Yargıtay kararının gönderileceği merci” başlıklı 304. maddesi başta olmak üzere aynı Kanun’un 302. maddesinin birinci fıkrası ve 303. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtayca verilen bozma kararlarında dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesinin kural, ilk derece mahkemesine gönderilmesinin ise istisna olarak belirtilmiş olması, anılan maddelerde yer alan istisnalar arasında da, bölge adliye mahkemesinin, davanın yeniden görülmesine karar verip yaptığı duruşma sonunda ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak kendisinin kurmuş olduğu hükmün Yargıtayca bozulması hâlinin bulunmaması karşısında, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin bozma kararı sonucunda CMK’nın 304. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın, istinaf incelemesi sırasında Mersin 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kararını kaldırarak sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kuran Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 15.11.2022 tarihli ve 1164-19092 sayılı bozma kararının “Bozulmasına” ibaresinden sonra gelen “15.11.2022 tarihinde” ve “karar verildi.” ibareleri dışında kalan ibarelerin KALDIRILMASINA,

3- Dosyanın, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.