"İçtihat Metni"
İtirazname No : 2022/1973
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 1882-3148
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanık ...’ın nitelikli kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.10.2021 tarihli ve 111-436 sayılı, resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık müdafii tarafından da istinaf talebinde bulunulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 02.12.2021 tarih ve 1882-3148 sayı ile hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, bu kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 16.11.2022 tarih, 2981-8940 sayı ve oy çokluğuyla temyiz taleplerinin esastan reddine ve hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Daire Üyesi.....; “ (...) Sanığın bu eylemi gerçekleştirdiği yolunda her türlü şüpheden uzak, mutlak şekilde aleyhine deliller olacak şekilde mahkûmiyeti gerektirir delil olmadığı ve aleyhe tüm şüpheler giderilemediği gerekçesiyle beraatine karar verilmesi” gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 23.12.2022 tarih ve 1973 sayı ile; “ Olayın gerçekleşme şeklinin mevcut maddi deliller ve tanık beyanları ile tam olarak aydınlatılamadığı, ölenin intihar ettiği yönündeki şüphelerin tümüyle giderilemediği, dosya kapsamında sanığın kardeşini kasten öldürdüğüne ilişkin cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı başkaca herhangi bir delil de elde edilemediği kanaatine varılmakla; bu durumda sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu,” görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.04.2023 tarih, 15181-2184 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanık hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının,
2- Eksik araştırmayla hüküm kurulmadığı sonucuna varılması hâlinde sanığa atılı nitelikli kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının,
Belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
27.08.2020 tarihli olay yeri inceleme raporunda; Eskişehir ili, Tepebaşı ilçesi, Esentepe Mahallesi’nde intihar olayının meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiği, olayın zemin üstü bir katlı binanın zemin katında meydana geldiği, banyo kapısı önünde, antre zemininde sırtüstü yatar vaziyette bir kadın cesedinin olduğu, banyo içinde klozet önünde deforme mermi çekirdeği, banyo giriş kapısı arkasında bir adet kovan olduğu, klozet yan kısmında, banyo giriş kapısı sağ köşe kısmında fayans üzerinde, yerden 109 cm ve 115 cm yüksekliklerde birbiri ile uyumlu iki adet mermi sekme izi olduğu, banyo kapısında herhangi bir zorlama olmadığı, kilit kısmında anahtar ve kilitleme aparatı bulunmadığı, banyo içinde kan olmadığı, ölenin ağabeyi ... tarafından SEMİ AUTOMATİC CAV 9 mm ibareli bir adet tabancanın görevlilere teslim edildiği, tabancanın emniyetinin açık olduğu, şarjöre takılı 3 adet, fişek yatağında ise 1 adet fişek olduğu, evde intihar notu bulunamadığı, evin günlük kullanım dışında dağınık olmadığı tespitlerine yer verildiği,
26.08.2020 tarihli otopsi raporunda; cesedin göğüs sol bölgesine bir adet ateşli silah mermisinin isabet ettiği, sol meme üstü iç kısımdan giren mermi çekirdeğinin sol göğüs boşluğuna girip pulmoner arter ile sol akciğer alt lobunu katedip göğüs sol taraftan çıktığı, bu yaranın tek başına kişinin ölümüne müessir olduğu, sol humerus lateralinde muhtelif sayı ve uzunlukta jilet atılımına bağlı olduğu düşünülen skarlar olduğunun görüldüğü, anal ve vajinal muayenede özellik görülmediği, kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı pulmoner arter ve sol akciğer yaralanması ve buna bağlı gelişen iç kanama sonucu meydana geldiğinin ifade edildiği,
Sanık hakkında düzenlenen 27.08.2020 tarihli raporda; vücudunda herhangi bir darp cebir izi bulunmadığı tespitine yer verildiği,
11.11.2020 tarihli uzmanlık raporunda; ölenden alınan sürüntülerde sperme rastlanmadığı, ölenin hırkasında sanık dışında bir erkeğin kan izinin bulunduğunun belirtildiği,
28.12.2020 tarihli uzmanlık raporunda; ölenin giysileri üzerindeki atış artıklarının incelenmesinden, atışın veya atışların bitişik atış mesafesinden yapıldığının ifade edildiği,
18.01.2021 tarihli raporda; ölenin her iki el içi ve üstünden alınan svaplar üzerinde atış artığı bulunduğu, sanığın sağ ve sol el içi ile sol el üstü svapları üzerinde ve tanıklar .... ile ...’ın sağ ve sol el içi svapları üzerinde atış artıkları tespit edildiğinin belirtildiği,
08.09.2020 ve 15.09.2020 tarihli raporlarda; olayda kullanılan tabanca ve şarjörde bulunan vücut izlerinin mukayeseye elverişli olmadıkları, olay yerinde bulunan 1 adet kovan ile 1 adet deforme mermi çekirdeğinin incelemeye konu SEMİ AUTOMATİC CAV 9 mm ibareli, atışa engel arızası bulunmayan yarı otomatik tabancadan atıldığının ifade edildiği,
31.03.2021 tarihinde sanık müdafii tarafından, ölene ait olduğu ileri sürülen 2 adet günlüğün mahkemeye sunulduğu, günlükte bazı sayfaların silinmiş ve bazılarının ise yırtılarak alınmış olduğu, kimi sayfalarda özlem, hayattan bıkkınlık, yaşamının zorluğuna ilişkin ifadelerin yer aldığı, sanık müdafiinin bu yöndeki talebine karşın günlükler üzerindeki yazıların ölenin eli ürünü olup olmadığına ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı,
Tanık ...’in olay günü ölenle birlikte sokakta gezdikleri sırada sanık tarafından dövülüp zorla arabaya bindirilmesine dair kolluğa yaptığını ifade ettiği başvuruya ilişkin evrakın dosyaya katılmadığı, tanık ....'un Cumhuriyet Başsavcılığında ileri sürdüğü, ölenin kardeşi olan tanık ...'ın kendisini telefonla arayarak; "Bizim kardeşimiz o kurşunu boşuna yemedi, seni de kardeşimizin yanına yatıracağız!" dediği iddasının ifadelerine başvurulduğu hâlde tanıklar ...ve ....’a mahkemede sorulmadığı gibi bu iddianın tespiti maksadıyla HTS kayıtlarının istenerek incelenmesi yoluna da gidilmediği,
Her iki avucu içinde atış artığı çıkan ve tanık ... tarafından, sanık ile beraber kendisini ölenle birlikte dolaştığı için darbederek ölümle tehdit ettiği ileri sürülen ...’ın, sanık müdafii tarafından duruşmaya getirilmesine karşın Mahkemece; “Olayla ilgili görgüye dayalı herhangi bir bilgisinin bulunmaması sebebiyle” dinlenilmemesine karar verildiği, yine sanığın günlük yaşamında hangi elini baskın olarak kullandığına ilişkin bir araştırmanın yapılmadığı,
Kollukça olaya ilişkin beyanları tespit edilerek hükme de esas alınan, sanığın 15 yaşını yeni ikmal etmiş olan kardeşi ... ile 13 yaşını ikmal etmiş olan ...’ın kollukça beyanları alınırken tanıklıktan çekinme haklarının hatırlatılmadığı ve ifade vermelerine ilişkin kanuni temsilcilerinin rızalarının alınmadığı, her iki tanığın kolluk tarafından alınan bu ifadelerini kabul etmediklerini mahkemede beyan ettikleri,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... mahkemede; ölen ile sanığın babası olduğunu, olay sırasında evde olmadığını, sanığın kardeşini öldüremeyeceğini, kızının intihar ettiğini düşündüğünü, kullanılan silahın kendisine ait olmadığını, silahın kızı ...’ya ait olabileceğini,
Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; ölen ...’ın arkadaşı olduğunu, kendisi ile olaydan üç gün önce (23.08.2020 tarihinde) görüşmeye başladıklarını, ölen ile en son olay günü (26.08.2020 tarihinde) öğle saatlerinde görüştüğünü, birlikte yolda yürüdükleri sırada, önlerine bir minibüsün çıktığını, minibüsten isimlerini daha sonra öğrendiği ölenin abisi sanık ile amcası ...’ın indiklerini, bu kişilerin ölen ile kendisini kollarından tutarak arabaya bindirmeye çalıştıklarını, binmemek için direnince önce sanığın kendisine yumruk attığını, sonra...’in kendisine vurduğunu, ölenin bu esnada kavgayı ayırmaya çalıştığını, mahalleden birkaç kişinin daha gelip olaya müdahale ettiğini, bu sırada kendisinin olay yerinden kaçtığını, olay esnasında... ve sanığın, kendisine; "Seni burada öldürelim mi, senin bizim kız kardeşimizin yanında ne işin var?" şeklinde sözler söylediklerini, bu olaydan yaklaşık 2-3 saat sonra, bir arkadaşının kendisini arayarak ölenin intihar ettiğini söylediğini, görüşmeleri sırasında ölenin intihar edeceğine dair kendisine herhangi bir şey söylemediğini, görüştükleri sırada elinde telefon görmediği, ölenle telefon üzerinden hiç irtibata geçmediğini, ölüm olayından birkaç gün sonra tanık ...’ın kendisini telefonla arayarak; "Bizim kardeşimiz o kurşunu boşuna yemedi, seni de kardeşimizin yanına yatıracağız!" dediğini,
Mahkemede; ölen ile arkadaş olduklarını ancak duygusal bir arkadaşlıklarının bulunmadığını, olay günü yolda tesadüfen karşılaştıklarını, ölenin, canının sıkkın olduğunu söylediğini ancak nedenini açıklamadığını, bir süre birlikte yürüdüklerini, daha sonra bir aracın yanlarında durduğunu, araçtan sanık ile amcası olduğunu öğrendiği bir kişinin indiğini, anılan şahısların, kendisine; “Arabaya bin, eve gidip konuşacağız.!” dediklerini, bu kişileri tanımadığı için araca binmediğini, aralarında tartışma çıktığını, şahısların, kendisine tokat attıklarını, kaçtığı için bu aşamadan sonra olanları bilmediğini, olay nedeniyle sanık ve yanındaki kişiden şikâyetçi olmuş ise de daha sonra bu şikâyetinden vazgeçtiğini,
Tanık ... mahkemede; ölen ve sanığın kardeşi olduğunu, tanık ...'u tanımadığını, olay günü ablası olan ölenin çorba yapmak için sanıktan para istediğini, sanığın o gün işten çıkıp eve geldiğini, cüzdanı yanında olmadığı için amcası ... ile birlikte çorba almak için evden çıktıklarını, evde ölen, sanık, tanıklar ... ve ... ile özürlü kardeşi ...’ın kaldıklarını, olayın meydana geldiği saatlerde evde olmadığını, ablasının intihar mı ettiğini yoksa biri tarafından mı öldürüldüğünü bilmediğini,
Tanıklar ... ... ve ... ... benzer şekilde mahkemede; olay günü sanık, ölen ve özürlü kardeşleri ... ile birlikte evde olduklarını, sanığın bir odaya geçtiğini, ... ile birlikte sanığın bulunduğu odaya gittiklerini, ardından silah sesi duyduklarını, odadan önce kendilerinin çıktıklarını, sanığın da arkalarından geldiğini, banyonun kapısını tanık ...'un açtığını, sanığın ...'yı öldürmediğini, kollukta da mahkemedeki şekliyle olayı anlattıklarını fakat ifadelerinin neden farklı yazıldığını bilmediklerini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında ve Sulh Ceza Hâkimliğinde benzer şekilde; kardeşlerinden ayrı yaşadığını, babası memlekete gittiği için Yunus ile birlikte kardeşlerinin yanına gittiklerini, olay sırasında kardeşleri tanık ... ve ... ile evde olduklarını, banyodan çıkıp saçını kurutmak için odaya gittiğini, kardeşleri ... ve ...’ın da yanına geldiklerini, ölen kız kardeşinin bu sırada mutfakta olduğunu, silah sesiyle irkildiğini, başta silah ateşlendiğini anlayamadığını, sesi duyan kardeşlerinin kendisinden önce olay yerine gittiklerini, artlarından gittiğinde kız kardeşini sırtüstü yerde yatarken gördüğünü, ne olduğunu anlamaya çalıştığını, tanık ...’ın silah olduğunu söylediğini, silahın ölenin ayaklarının dibinde olduğunu, şok geçirdiklerini, 112’yi aradığını, engelli kardeşi silahla kendisine zarar vermesin diye silahı yüksek bir dolabın üzerine bıraktığını, sonra amcası...'i aradığını, “Kardeşim kendini öldürmüş.!” dediğini, başı kapı eşiğinde olan kardeşini banyodaki sudan 1,5 metre kadar kapıya doğru çekip çıkardığını, ölenin psikolojik sorunu olup olmadığını ve silahı nereden temin ettiğini bilmediğini, engelli kardeşine annelik yapan ...'yı öldürmesinin söz konusu olamayacağını, ölenin tanık ... ile görüşmesi nedeniyle böyle bir fiili gerçekleştirmediğini, tanık ... ile aralarında tartışma, darbetme veya herhangi bir olay yaşanmadığını, atılı suçu kabul etmediğini,
Mahkemede; ölenin kardeşi olduğunu, ailesinden ayrı amcalarıyla birlikte yaşadığını, inşaatlarda çalıştığını, babası memlekete gittiği için kardeşlerinin yanında geçici olarak kalmaya başladığını, olay günü amcası... ile birlikte inşaat malzemeleri almaya gittiklerini, dönerken ölen ve tanık ...'u yolda birlikte gördüklerini, yanlarında durup ölene orada ne aradığını sorduklarını, ölenin de hava almaya çıktığını söylediğini, bunun üzerine ölene; “Tamam seni eve bırakalım.” dediğini, ölenin yanındaki kişinin sevgilisi olduğunu düşünmediğini çünkü ölenin bu şahsa yanlarında “ağabey” diye hitap ettiğini, tanık ...'u önceden tanımadığını, yalnızca o gün ölenin yanında gördüğünü, tanık ...'a da kendisini eve bırakmayı teklif ettiğini, ancak adı geçenin kaba sözlerle kendilerine cevap verdiğini, bunun üzerine tanık ...'a iki tokat attığını, öleni araca alıp eve gittiklerini, o gün ölenin intihar ettiğini, ölen ile tanık ... arasında bir ilişki olup olmadığını bilmediğini, soruşturma aşamasındaki ifadesinde tanık ...'u tanımadığını, ona karşı bir eylem gerçekleştirmediğini belirtmiş ise de olay nedeniyle şok geçirdiğini, nasıl ifade verdiğini hatırlamadığını, olay sırasında ölen, tanıklar ... ve ... ile özürlü kardeşi ... ile birlikte evde bulunduklarını, ölenin neden intihar ettiğini bilmediğini, kız kardeşini öldürmediğini ve suçsuz olduğunu,
Savunmuştur.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
CMK'nın " Tanıklıktan çekinme" başlıklı 45. maddesi;
"(1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:
a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.
b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.
c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.
d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın hısımları.
e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.
(2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda karar veremez.
(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de her zaman tanıklıktan çekinebilirler.",
"Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme" başlıklı 48. maddesi ise;
"(1) Tanık, kendisini veya 45 inci maddenin birinci fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap vermekten çekinebileceği önceden bildirilir."
Şeklinde hükümler içermektedir.
Tanık, kendisine karşı yürütülmeyen bir ceza soruşturmasında, olay hakkında beş duyusu ile edindiği algılamaları ifadesiyle açığa vuran kişidir. Herkes tanık olma ehliyetine sahip olduğundan çocuklar ve akıl hastalarının dahi tanıklığına başvurulabilecektir. Ancak tanığın anlatımlarına itibar edilip edilmeyeceği yargılama makamının takdirindedir. Ceza muhakemesinde, tanık dinlemeye yetkili makam soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde ise mahkeme, naip hâkim veya istinabe olunan hâkimdir.
Tanıklık, kamu hukukundan doğan toplumsal bir ödevdir. Bu nedenle tanığın, hukuka uygun olarak yapılan davet üzerine adli makamlar önüne gelmek, bildiklerini doğru olarak anlatmak ve yemin etme ödevi bulunmaktadır. Bununla birlikte ceza muhakemesinde tanığa bazı haklar da tanınmıştır. Tanığın; tanıklıktan çekinme, kendisi ve yakınları aleyhine açıklamada bulunmama, haklarını öğrenme, korunma, tazminat ve masraflarını isteme hakları vardır.
Tanığı dinleyecek olan makam tarafından önce tanığın kimliği ve güvenilirliği belirlenmelidir. Bu amaca yönelik olarak tanığın adı, soyadı, yaşı, işi, yerleşim yeri, iş yeri, geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa telefon numaraları, şüpheli, sanık veya mağdurla olan ilişkisine dair sorular yöneltilebilecektir. Bu şekilde tanığın kimliği, olayın tarafları ile olan ilişkisi ve güvenilirliğine ilişkin bilgiler alındıktan sonra tanığa hakları hatırlatılmalı, bu hatırlatma yapıldıktan sonra da tanıklık görevinin önemi ve tanığın uyması gereken kurallar anlatılmalıdır.
Tanık, şüpheli ve sanıkla aralarındaki yakınlık nedeniyle tanıklıktan çekinebileceğine ilişkin CMK'nın 45. maddesine göre, şüpheli veya sanığın nişanlısı, evlilik bağı kalmasa bile eşi, kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, üçüncü derece dâhil kan veya ikinci derece dâhil kayın hısımları ile şüpheli veya sanıkla aralarında evlatlık bağı bulunanlar tanıklıktan çekinebilecektir.
Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeniyle tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar, kanuni temsilcilerinin rızasıyla tanık olarak dinlenebilecek, kanuni temsilci şüpheli veya sanık ise bu kişilerin çekinmesi konusunda karar veremeyecektir. Bu durumda kimin tanığın tanıklıktan çekinme hakkı konusunda karar vereceği kanunda gösterilmemiştir. Ancak yaş küçüklüğü durumunda çocuğun anne ve babasından birisi şüpheli ve sanık ise diğerinin rızasıyla çocuk tanık olarak dinlenebilir.
Tanıklıktan çekinme hakları olan kimselere, bu hakları dinlemeye başlamadan önce hatırlatılmalı, bu hakları kullanıp kullanmayacakları hususu sorulup, keyfiyet tutanağa yazılmalıdır. Tanıklıktan çekinme hakkı bulunan bir kimsenin bu hakkının kendisine hatırlatılması zorunlu olduğundan, bu hak hatırlatılmadan dinlenilmesi hâlinde beyanlarının delil olarak değerlendirilmesi artık mümkün değildir.
Öte yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, gerekse CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
19 yaşındaki ...’ın 26.08.2020 tarihinde kardeşleriyle birlikte yaşadığı evde ateşli silahla, göğsüne bitişik atış mesafesinden isabet eden tek mermi çekirdeği ile hayatını kaybettiği, intihar vakası olarak başlatılan soruşturma sonucunda ölenin kardeşi sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda da sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılan dosyada;
Sanık müdafii tarafından, ölene ait olduğu ileri sürülerek mahkemeye sunulan ve özlem, hayattan bıkkınlık, yaşamının zorluğuna ilişkin ifadelerin yer aldığı günlüklerin ölenin eli ürünü olup olmadıklarına ilişkin herhangi bir inceleme yapılmadığı, tanık ...’in olay günü ölenle birlikte sokakta gezdikleri sırada sanık tarafından dövülüp zorla arabaya bindirilmesine dair kolluğa yaptığını ifade ettiği başvuruya ilişkin evrakın dosyaya eklenmediği, tanık ...'un Cumhuriyet Başsavcılığında ileri sürdüğü, ölenin kardeşi tanık ...’ın kendisini telefonla arayarak; "Bizim kardeşimiz o kurşunu boşuna yemedi, seni de kardeşimizin yanına yatıracağız!" şeklindeki sözlerin mahkemece beyanlarına başvurulduğu sırada tanıklar ... ve ...'a sorulmadığı, bu hususun doğruluğunu tetkik maksadıyla telefon aramasına ilişkin HTS incelemesi yoluna da gidilmediği, her iki avucu içinde atış artığı çıkan ve tanık ...'un iddiasına göre, sanık ile beraber kendisini ölenle birlikte dolaştığı için darbederek ölümle tehdit ettiği ileri sürülen ...’ın, sanık müdafii tarafından duruşmaya getirilmesine karşın dinlenilmesinden imtina edildiği, her iki avuç içi ile sol el dışında atış artığı tespit edilen sanığın günlük hayatta hangi elini baskın olarak kullandığının açıklığa kavuşturulmadığı, bu suretle eksik araştırmayla hüküm kurulması ile CMK'nın 45 ve 48. maddelerine açıkça aykırı olarak, duruşmada kendilerine çekinme hakları hatırlatılmadan ve kanuni temsilcilerinin rızaları da alınmadan sanığın çocuk yaştaki kardeşleri ... ve ...’un, mahkemede kabul etmedikleri kollukça alınan fakat mahkemede inkâr ettikleri beyanlarının hükme esas alınmasının usul ve kanuna aykırı olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16.11.2022 tarihli ve 2981-8940 sayılı temyiz talebinin esastan reddiyle hükmün onanması kararının kaldırılmasına, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 02.12.2021 tarihli ve 1882-3148 sayılı istinaf isteminin düzeltilerek esastan reddine dair kararın, CMK’nın 45 ve 48. maddelerine açıkça aykırı olarak tespit edilen beyanların hükme esas alınması ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğunun gözetilmemesi nedeniyle istinaf isteminin kabulü yerine esastan reddedilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
Ulaşılan bu sonuç karşısında sanığa atılı nitelikli kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ikinci uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 16.11.2022 tarihli ve 2981-8940 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince verilen 02.12.2021 tarihli ve 1882-3148 sayılı, hükmün düzeltilerek istinaf isteminin esastan reddine dair kararın, 5271 sayılı CMK’nın 45 ve 48. maddelerine açıkça aykırı olarak tespit edilen beyanların hükme esas alınması ve eksik araştırma sonucu hüküm kurulması nedeniyle istinaf isteminin kabulü yerine hükmün düzeltilerek istinaf isteminin esastan reddedilmesine karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
4- Dosyanın, CMK’nın 304/2-a maddesi uyarınca, gereği için kararı veren Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy birliği ile karar verildi.