"İçtihat Metni"
İTİRAZ
HÜKÜMLÜ
İtirazname No : 2022/91679
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 123-386
I. HUKUKİ SÜREÇ
Sanığın kasten öldürme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 81/1, 53, 63 ve 58. maddeleri uyarınca müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve cezanın ikinci kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2019 tarihli ve 331-544 sayılı, resen istinaf incelemesine tabi hükmün, sanık, vasisi ve müdafii ile katılanlar vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından da istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 27.11.2020 tarih ve 1048-1379 sayı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Hükmün, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.12.2021 tarih ve 6884-14783 sayı ile; "...Duruşma açılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda inceleme dışı sanığın beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden, inceleme dışı sanık ... ve bağlantı nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince devam olunan yargılama sonucunda 28.03.2022 tarih ve 123-386 sayı ile sanık yönünden önceki hüküm gibi istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.11.2022 tarih ve 8686-8866 sayı ile ikinci kez tekerrür hükümlerinin uygulanması yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 13.01.2023 tarih ve 91679 sayı ile; "...Bölge Adliye Mahkemesince sanık hakkında verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından, diğer sanık ... hakkındaki hükmün bozulmasına bağlı olarak irtibat nedeniyle bozulmuştur. Bozma ilamı ile sanık hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kalkması sonucunda bu hükme bağlı olan ilk derece mahkemesi kararı da tamamen ortadan kalkmıştır. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma kararına uyularak yeniden bir hüküm kurulması gerektiği hâlde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 14.06.2023 tarih ve 477-4218 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; inceleme dışı sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat kararı ise Özel Dairece düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Özel Dairece, inceleme dışı sanık ve bağlantı nedeniyle sanık hakkında kurulan hükümlerin bozulmasına karar verildikten sonra Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince TCK'nın 61. maddesine göre sanık bakımından yeniden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediğinin ve esastan ret kararı verilmesinin yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen istinaf başvurularının esastan reddine dair kararın, Özel Dairece bağlantı nedeniyle bozulmasından sonra yargılamaya devam eden Bölge Adliye Mahkemesince, sanık yönünden yeni bir hüküm kurulmaksızın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
07.10.2004 tarihli ve 25606 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf yolu uygulamaya girmiş, böylece ülkemizde fiilen üç dereceli yargı sistemine geçilmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin hem maddi hem de hukuki yönden denetlenmesi için kabul edilmiş olan olağan bir kanun yolu olup ikinci derecedir. 5235 sayılı Kanun'un 3. maddesinde de istinaf incelemesi yapacak olan bölge adliye mahkemelerinin adli yargı ikinci derece mahkemeleri olduğu açıkça belirtilmiştir. İstinaf yolunda ilk derece mahkemesinin hükmü, hem delillerin tespiti, değerlendirilmesi ve sübut konusundaki hatalar yönünden hem de sabit kabul edilen olaylara hukuk normları uygulanırken hata yapılıp yapılmadığı yönünden incelenir.
Maddi sorunun incelenmesinin kapsamına göre istinaf geniş anlamda istinaf ve dar anlamda istinaf olarak ikiye ayrılmaktadır. Klasik istinaf da denilen geniş anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmakta iken dar anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmaz, yalnızca gerekli görülen hususlarda öğrenme muhakemesi yapılmak suretiyle ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tespitler kontrol edilir. CMK'nın 282. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenmesine ve keşfin yapılmasına karar vereceğinden, CMK'nın dar anlamda istinafı kabul ettiği söylenebilir.
Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararları düzenleyen CMK'nın 280. maddesine değinilmesi gerekmektedir.
CMK'nın "Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma" başlıklı 280. maddesi;
"(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkûmiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
c) (Ek:17/10/2019-7188/27 md.) Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hâllerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
d) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
e) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
f) (Ek:17/10/2019-7188/27 md.) Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin veya önödeme ve uzlaştırma usulünün uygulanmadığının anlaşılması ya da davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,
Karar verir.
(2) (Ek:18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
(3) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşcasına verilen kararlardan yararlanırlar." şeklindedir.
Görüldüğü üzere; CMK'nın 280. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararlar istinaf başvurusunun esastan reddine, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün bozulmasına ve davanın yeniden görülmesine olarak sayılmış, davanın yeniden görülmesi kararını veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin duruşma sonunda ya istinaf başvurusunu esastan reddedeceği ya da ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kuracağı belirtilmiştir.
Gelinen aşamada bölge adliye mahkemelerince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararların bozulmasından sonra nasıl hüküm kurulması gerektiği üzerinde de durulması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre bir hüküm bozulmuş olmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce CMK'nın 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunludur. CMK'nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı Kanun'un 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır. Bu kural, ilk derece mahkemeleri yanında, bölge adliye mahkemeleri için de geçerlidir. Buna göre, istinaf başvurusunun esastan reddi kararı tek başına infaz yeteneği bulunan ve hukuk düzeninde sonuç doğuran bir hüküm niteliğinde olmayıp ilk derece mahkemesince verilen hükme sıkı sıkıya bağlı bulunduğundan temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararıyla ilk derece mahkemesi hükmü de tamamen ortadan kalkar. Kaldı ki, CMK'nın 223. maddesinde hükümlerin neler olduğu açıkça sayılmış olup istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hüküm olarak gösterilmemiştir. Bu bağlamda, bölge adliye mahkemelerince bahse konu maddede sayılan hükümler dışında karar verildiği ve bu kararın da temyiz incelemesi sonucu bozulduğu ahvalde, bölge adliye mahkemelerince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesiyle yetinilmemesi, bozulmakla ortadan kalkan ilk derece mahkemesi hükmünün yeniden kurulması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.
B. Hukuki Nitelendirme
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın, Özel Dairece bağlantı nedeniyle bozulmasından sonra yargılamaya devam eden Bölge Adliye Mahkemesince, sanık yönünden yeni bir hüküm kurulmaksızın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılan dosya kapsamında;
İstanbul Anadolu 12. Ağır Ceza Ceza Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli ve 331-544 sayılı mahkûmiyet kararına yönelik istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen 27.11.2020 tarihli ve 1048-1379 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın temyiz incelemesi sonrasında Özel Dairece bozulmasına karar verilmesi karşısında, Yargıtay bozma ilamı ile bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kalkması sonucunda bu hükme bağlı olan İlk Derece Mahkemesi kararının da tamamen ortadan kalktığı dikkate alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince TCK'nın 61. maddesine göre sanık bakımından yeniden hüküm kurulması gerektiği ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yeterli olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2-Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 14.11.2022 tarihli ve 8686-8866 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
3-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 28.03.2022 tarihli ve 123-386 sayılı kararının, Özel Dairece bozma kararı verildikten sonra bozmanın niteliğine göre TCK’nın 61. maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulması gerektiğinin ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yeterli olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden, diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
4-Dosyanın gereği için kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bilgi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.03.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.