Logo

Ceza Genel Kurulu2023/404 E. 2023/536 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında açılan haksız mal edinme davasında dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Yetkisiz mercilerce yapılan işlemlerin dava zamanaşımını kesmeyeceği, soruşturma izninin kesinleşme tarihinden önce dava zamanaşımını kesen veya durduran bir neden bulunmadığı ve 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davanın düşmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

YARGITAY DAİRESİ : Ceza Genel Kurulu

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 2-3

I. HUKUKİ SÜREÇ

Sanık ... hakkında haksız mal edinme suçundan açılan kamu davasının düşmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince verilen 07.06.2023 tarihli ve 2-3 sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama istemli 11.09.2023 tarihli ve 96019 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

Katılan vekili dava zamanaşımının dolmadığı, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz etmiştir.

III. İNCELEME KAPSAMI VE KONUSU

Sanık hakkında haksız mal edinme suçundan kurulan düşme hükmünün isabetli olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2018 tarihli ve 17814-14599 sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 13/1 ve 14/1 ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonunda Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesince 24.02.2020 tarih ve 692-236 sayı ile sanık hakkında atılı suçtan verilen mahkûmiyet kararının katılan vekili ve sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesince 22.02.2021 tarih ve 1868-393 sayı ile soruşturma izni alınması gerektiği hâlde alınmadığı anlaşılan sanık hakkında yargılama yapma görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle kararın bozulduğu, yeniden yapılan yargılama sonucunda Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesince 08.03.2021 tarihli ve 135-257 sayılı karar ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderildiği,

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 11.06.2021 tarih ve 148-221 sayı ile 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun’un 17/2. maddesi gereğince sanığın sıfatı gereği soruşturma izni alınması gerektiğinden bahisle durma kararı verildiği,

İçişleri Bakanlığınca 27.09.2021 tarih ve 287 sayı ile sanık hakkında soruşturma izni verildiği, karara sanık tarafından itiraz edilmesi üzerine Danıştay 1. Dairesince 12.05.2022 tarih ve 446-570 sayı ile itirazın reddedildiği,

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 20.01.2023 tarih ve 233-15 sayı ile sanığın sıfatı gereği yargılama yapma görevi Yargıtayın ilgili Ceza Dairesine ait olduğu gerekçe gösterilerek görevsizlik kararı verildiği,

Yargıtay 7. Ceza Dairesince 07.03.2023 tarih ve 1-2 sayı ile sanığın sıfatı gereği 4483 sayılı Kanun’un 12. maddesi gereğince soruşturmanın doğrudan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılması gerektiğinden bahisle yargılamanın durmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği,

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2023 tarihli ve 41-1 sayılı iddianamesi ile sanık ...'un Isparta Valisi olarak görev yaptığı dönemde, şahsi dostluğu bulunduğu anlaşılan ...'e kendisinin kullanımı için suça konu taşınmazı aldırdığı, daha sonra Isparta Valiliği görevinin sona ermesi üzerine oğlunun ve kendisinin hesabına aktarılan toplam 450.000 TL karşılığında suça konu evin mülkiyetini ...'in eşi ...'ye devrettiği, böylelikle 450.000 TL haksız mal edindiği, yapılan işlemlerin suç tarihi itibarıyla değeri dikkate alındığında şahsi dostluk ilişkisiyle açıklanamayacak miktarda olduğu, sanığın söz konusu mal varlığını sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uyumlu olarak edindiği ve taşınmazı kanuna ve genel ahlaka uygun olarak sağladığı hususlarında 3628 sayılı Kanun'un 4. maddesinde belirtilen çerçevede izah edebilecek yeterli belge sunamadığı, bu sebeple söz konusu kazancının haksız mal edinme kapsamında kaldığı, bu sebeple haksız mal edinme işlediği iddiası ile 3628 sayılı Kanun’un 13/1, 14/1 ve 15 ile TCK’nın 53/1-5. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesinin talep edildiği,

Özel Dairece 07.06.2023 tarihinde, görevsiz ve yetkisiz Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmış, görevsiz ve yetkisiz Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince de yargılamaya devam olunmuş ise de yetkili olmayan makamlar tarafından yapılan soruşturma ve kovuşturma işlemleri yasal dayanaktan yoksun olduğu için hukuki sonuç doğurmaya elverişli olmadığı, usulüne uygun olarak alınan soruşturma izninin 12.05.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla dava zamanaşımını kesen ilk neden olan ve suç tarihi olan 2012 yılından itibaren İçişleri Bakanlığınca soruşturma izninin verildiği 12.05.2022 tarihine kadar geçen süre içinde sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi dolduğundan sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verildiği,

Anlaşılmaktadır.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler

5271 sayılı CMK'nın "Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri" başlıklı 7. maddesi, "Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür." şeklinde düzenlenmiştir.

Buna göre; dava zamanaşımını kesen mahkûmiyet kararının görevsiz mahkemece verilen mahkûmiyet kararı olduğunu söylemek mümkün değildir.

Öte yandan 4483 sayılı Kanun’un "Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler" başlıklı 12. maddesi;

"Hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır. Ancak Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Bakan yardımcıları ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili, kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır.

Hazırlık soruşturması sırasında hâkim kararı alınmasını gerektiren hususlarda; Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Bakan yardımcıları ve valiler için Yargıtayın ilgili ceza dairesine, kaymakamlar için il asliye ceza mahkemesine, diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza hâkimine başvurulur.",

Aynı Kanun’un "Yetkili ve görevli mahkeme" başlıklı 13. maddesi;

"Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre yetkili ve görevli mahkemedir. Ancak Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, Bakan yardımcıları ve valiler için yetkili ve görevli mahkeme Yargıtayın ilgili ceza dairesi, kaymakamlar için ise il ağır ceza mahkemesidir."

Biçiminde düzenlenmiştir.

TCK’nın 67. maddesinin birinci fıkrasında dava zamanaşımını durduran nedenler, izin veya karar alınması, bekletici sorun yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verilenler olarak sayılmıştır.

Bu düzenlemeye göre, suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin veya karar alınması için yetkili merciye başvurulduğu ya da bir bekletici sorunun ortaya çıktığı günde yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verildiğinde duracak, izin veya kararın alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde yahut kaçak olduğuna karar verilenler hakkında bu kararın kaldırıldığı tarihte kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir.

Dava zamanaşımını kesen nedenler TCK'nın 67. maddesinin ikinci fıkrasında, bir suçla ilgili olarak; şüpheli veya sanıklardan birinin Cumhuriyet savcısı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi ve sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi olarak belirtilmiştir.

TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanun'un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.

Diğer taraftan CMK'nın 223/9. maddesinde, 1412 sayılı CMUK'nın 253/6. maddesine paralel bir şekilde; "Derhal beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemez." düzenlenerek hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin gerekçesinde de, "Fiilin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen hâllerde derhal beraat kararı verilebileceği" belirtilmiştir.

Ceza Genel Kurulunun 23.11.2010 tarihli ve 136–229 sayılı kararı başta olmak üzere pek çok kararında; "zamanaşımının gerçekleşmesi durumunda derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hâller hariç öncelikle beraat değil, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi, aksi hâlde, yani derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hâllerde ise zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmemesi gerektiği" kabul edilmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.

B. Somut Olayın Değerlendirilmesi

Sanık ...’a atılı haksız mal edinme suçunun yaptırımı 3628 sayılı Kanun’un 13/1. maddesinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası olarak öngörülmüş olup TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.

Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 18.12.2012 yılında gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, suç tarihinde vali olan sanık hakkında 4483 sayılı Kanun’un 12 ve 13. maddeleri uyarınca soruşturma yapmaya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekilinin yetkili ve görevli olması, yine kovuşturma yapmaya yetkili ve görevli mahkemenin Yargıtay’ın ilgili Ceza Dairesi olması, yetkisiz ve görevsiz Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianame ile CMK’nın 7. maddesi uyarınca görevsiz mahkemece verilen mahkûmiyet kararının dava zamanaşımını kesmeyeceği de göz önüne alındığında görevsiz Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesince verilen mahkûmiyet kararının hukuki değerden yoksun olduğu, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince 11.06.2021 tarihinde sanık hakkında soruşturma izni talebi için durma kararı verildiği ve verilen soruşturma izninin 12.05.2022 tarihinde kesinleştiği de dikkate alındığında, bu tarihten önce dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı gözetildiğinde, 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 18.12.2020 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Diğer taraftan, eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir hâlin, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı ve eylemin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimalinin olmadığı da sabittir.

Bu itibarla, Özel Dairece sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine ilişkin verilen hükmün onanmasına karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.06.2023 tarihli ve 2-3 sayılı sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine ilişkin verilen hükmün ONANMASINA,

2- Dosyanın, Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.