Logo

Ceza Genel Kurulu2023/500 E. 2024/104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Özel Daire'nin bozma kararına rağmen Bölge Adliye Mahkemesi'nin sanık hakkında yeniden hüküm kurmadan direnme kararı verip veremeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, Özel Daire'nin bozma kararından sonra, ilk derece mahkemesi hükmünün de ortadan kalktığı gözetilerek, TCK'nın 61. maddesine göre yeniden hüküm kurması gerekirken, hüküm kurmaksızın direnme kararı vermesi usule aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

DİRENME

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 3757-3766

I. HUKUKİ SÜREÇ

Sanığın teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin Nazilli Ağır Ceza Mahkemesince verilen 31.01.2019 tarihli ve 193-25 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince 20.11.2019 tarih ve 1860-3656 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 27.10.2022 tarih ve 6220-8368 sayı ile; "...Suç tarihinde mağdur ...'un, inceleme dışı sanık ... ile yolda karşılaştıkları, inceleme dışı sanığın 2017 yılında çalınan araç teybi meselesinden dolayı mağduru suçladığı ve şahitlerinin olduğunu söyleyerek tekrar mağdurla konuşmak üzere oradan ayrıldığı, bir müddet sonra sanık ... ile birlikte olayın meydana geldiği yer olan metruk binaya geldikleri, her iki sanığın hırsızlık meselesini konuşmak için mağduru araca binmek için zorladıkları, inceleme dışı sanık tarafından ele geçmeyen bıçakla mağdurun yaralandığı sırada sanığın olayın başından sonuna kadar inceleme dışı sanığın yanında bulunduğu, mağdurun savcılıkta alınan ilk beyanına göre de, sanığın, inceleme dışı sanığa 'vur' diye bağırdığı ve mağduru tuttuğu dikkate alındığında, öldürmeye teşebbüs suçunu her iki sanığın birlikte gerçekleştirdikleri anlaşılmakla, sanığın mağdura yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten TCK'nın 37/1. maddesi delaletiyle aynı Kanun'un 81/1 ve 35. maddeleri gereğince mahkûmiyetine karar verilmesi yerine yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi ise 21.12.2022 tarih ve 3757-3766 sayı ile bozma ilamına direnerek önceki hüküm gibi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2023 tarihli ve 5918 sayılı sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle dosya CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 05.10.2023 tarih ve 2510-5931 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI VE KONUSU

İnceleme dışı sanık ... ...hakkında teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup temyizin ve direnmenin kapsamına göre inceleme sanık hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.

Özel Daire ile Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...'in, inceleme dışı sanık ... ...'in teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçuna müşterek fail sıfatıyla iştirak edip etmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; Özel Dairece bozma kararı verildikten sonra bozmanın niteliğine göre Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince TCK'nın 61. maddesine göre yeniden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediğinin ve esastan ret kararı verilmesinin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

III. ÖN SORUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

İncelenen dosya kapsamından;

Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın, Özel Dairece, sanık hakkında teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanığın beraatine hükmedilmesi isabetsizliğinden bozulmasından sonra Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına direnilerek yeniden hüküm kurulmaksızın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

07.10.2004 tarihli ve 25606 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 25 ve geçici 2. maddeleri uyarınca kurulan bölge adliye mahkemeleri, 07.11.2015 tarihli ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği üzere 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta göreve başlamıştır. Bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte istinaf kanun yolu uygulamaya girmiş, böylece ülkemizde fiilen üç dereceli yargı sistemine geçilmiştir. İstinaf, ilk derece mahkemelerinin henüz kesinleşmemiş hükümlerinin hem maddi hem de hukuki yönden denetlenmesi için kabul edilmiş olan olağan bir kanun yolu olup ikinci derecedir. 5235 sayılı Kanun'un 3. maddesinde de istinaf incelemesi yapacak olan bölge adliye mahkemelerinin adli yargı ikinci derece mahkemeleri olduğu açıkça belirtilmiştir. İstinaf kanun yolunda ilk derece mahkemesinin hükmü, hem delillerin tespiti, değerlendirilmesi ve sübut konusundaki hatalar yönünden hem de sabit kabul edilen olaylara hukuk normları uygulanırken hata yapılıp yapılmadığı yönünden incelenir.

Maddi sorunun incelenmesinin kapsamına göre istinaf geniş anlamda istinaf ve dar anlamda istinaf olarak ikiye ayrılmaktadır. Klasik istinaf da denilen geniş anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmakta iken dar anlamda istinafta muhakeme baştan sona tekrarlanmaz, yalnızca gerekli görülen hususlarda öğrenme muhakemesi yapılmak suretiyle ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tespitler kontrol edilir. CMK'nın 282. maddesi uyarınca bölge adliye mahkemesi, gerekli görülen tanıkların, bilirkişilerin dinlenmesine ve keşfin yapılmasına karar vereceğinden, CMK'nın dar anlamda istinafı kabul ettiği söylenebilir.

Uyuşmazlığın isabetli bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için, bölge adliye mahkemeleri ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararları düzenleyen CMK'nın 280. maddesine değinilmesi gerekmektedir.

CMK'nın "Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma" başlıklı 280. maddesi;

"(1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;

a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

b) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Cumhuriyet savcısının istinaf yoluna başvurma nedenine uygun olarak mahkûmiyete konu suç için kanunda yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasını uygun görmesi hâlinde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

c) (Ek:17/10/2019-7188/27 md.) Başka bir araştırmaya ihtiyaç duyulmadan cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ya da şahsî cezasızlık sebeplerine bağlı olarak daha az ceza verilmesini veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesini gerektiren hâllerde, hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

d) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Olayın daha fazla araştırılmasına ihtiyaç duyulmadan davanın reddine karar verilmesi veya güvenlik tedbirlerine ilişkin hatalı kararın düzeltilmesi gereken hâllerde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,

e) İlk derece mahkemesinin kararında 289 uncu maddenin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri hariç diğer bentlerinde belirtilen bir hukuka aykırılık nedeninin bulunması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

f) (Ek:17/10/2019-7188/27 md.) Soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin veya önödeme ve uzlaştırma usulünün uygulanmadığının anlaşılması ya da davanın ilk derece mahkemesinde görülmekte olan bir dava ile birlikte yürütülmesinin zorunlu olması hâlinde hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine,

g) Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına,

Karar verir.

(2) (Ek:18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.

(3) (Ek:20/7/2017-7035/15 md.) Birinci ve ikinci fıkra uyarınca verilen kararların sanık lehine olması hâlinde, bu hususların istinaf isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da istinaf isteminde bulunmuşcasına verilen kararlardan yararlanırlar." şeklindedir.

Görüldüğü üzere; CMK'nın 280. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra verebileceği kararlar istinaf başvurusunun esastan reddine, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, hükmün bozulmasına ve davanın yeniden görülmesine olarak sayılmış, davanın yeniden görülmesi kararını veren bölge adliye mahkemesi ceza dairesinin duruşma sonunda ya istinaf başvurusunu esastan reddedeceği ya da ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kuracağı belirtilmiştir.

Gelinen aşamada bölge adliye mahkemelerince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararların bozulmasından sonra verilen direnme kararları üzerinde de durulması gerekmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış uygulamalarına göre bir hüküm bozulmuş olmakla tamamen ortadan kalkacağından, mahkemelerce direnme kararı verilirken CMK'nın 230, 231 ve 232. maddelerine uygun yeni bir hüküm kurulması zorunludur. CMK'nın 230 ve 232. maddeleri uyarınca, aynı Kanun'un 223. maddesine göre hükmün ne olduğu herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmeli, bozulmakla tamamen ortadan kalkan ve infaz yeteneğini yitiren önceki hükme atıf yapılmasıyla yetinilmemeli, onandığı takdirde başka bir kararın varlığını gerektirmeden infaza esas alınabilecek nitelikte yeni bir hüküm kurulmalıdır. Bu kural, ilk derece mahkemeleri yanında, bölge adliye mahkemeleri için de geçerlidir. Buna göre, istinaf başvurusunun esastan reddi kararı tek başına infaz yeteneği bulunan ve hukuk düzeninde sonuç doğuran bir hüküm niteliğinde olmayıp ilk derece mahkemesince verilen hükme sıkı sıkıya bağlı bulunduğundan temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararıyla ilk derece mahkemesi hükmü de tamamen ortadan kalkar. Kaldı ki, CMK'nın 223. maddesinde hükümlerin neler olduğu açıkça sayılmış olup istinaf başvurusunun esastan reddi kararı hüküm olarak gösterilmemiştir. Bu bağlamda, bölge adliye mahkemelerince bahse konu maddede sayılan hükümler dışında karar verildiği ve bu kararın da temyiz incelemesi sonucu bozulduğu ahvalde, direnme kararı verilirken istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesiyle yetinilmemesi, bozulmakla ortadan kalkan ilk derece mahkemesi hükmünün yeniden kurulması gerektiği kabul edilmelidir.

B. Hukuki Nitelendirme

Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, sanığın teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiği nedeniyle bozulmasından sonra Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına direnilerek yeniden hüküm kurulmaksızın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılan dosya kapsamında;

Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2019 tarihli ve 193-25 sayılı beraat kararına yönelik istinaf talebi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince verilen 20.11.2019 tarihli ve 1860-3656 sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın temyiz incelemesi sonrasında Özel Dairece bozulmasına karar verilmesi karşısında, Yargıtay bozma ilamı ile bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kalkması sonucunda bu hükme bağlı olan ilk derece mahkemesi kararının da tamamen ortadan kalktığı dikkate alındığında, bozma ilamına direnen Bölge Adliye Mahkemesince TCK'nın 61. maddesine göre yeniden hüküm kurulması gerektiği ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yeterli olmadığı kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının, diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 21.12.2022 tarihli ve 3757-3766 sayılı direnme kararının, Özel Dairece bozma kararı verildikten sonra bozmanın niteliğine göre TCK’nın 61. maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulması gerektiğinin ve istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yeterli olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden, diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,

2- Dosyanın, gereği için kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bilgi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.02.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.