Logo

Ceza Genel Kurulu2024/30 E. 2024/67 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın sosyal medya paylaşımında kullandığı ifadelerin hakaret suçu oluşturup oluşturmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında açılan hakaret davasında, yargılama aşamasında sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı değişik gerekçeyle kabul edilmiş ve sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İTİRAZ

İtirazname No : 2016/167627

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 4. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Asliye Ceza

SAYISI : 495-70

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Hakaret suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/2-1, 125/4 ve 52/2-3-4. maddeleri uyarınca doğrudan 3.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve taksitlendirmeye ilişkin İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.02.2016 tarihli ve 495-70 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 16.10.2023 tarih, 16093-22623 sayı ve oy çokluğuyla; "Sanığın sosyal paylaşım sitesinde katılana yönelik ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp nezaket dışı, ağır eleştiri ve kaba söz niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Daire Üyesi H. S. ...; "Sanığın eyleminde kullandığı sözler göz önüne alındığında eleştiri ve kaba söz niteliğinde olmadığı ve hakaret boyutuna ulaştığı kanaatiyle sanık hakkında verilen mahkûmiyet kararının onanması gerektiği," düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.

II. İTİRAZ SEBEPLERİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 23.11.2023 tarih ve 167627 sayı ile; "Somut olayda sanık tarafından katılana yöneltilen 'İyi de sormak lazım bu insanlara bu ülkenin vatandaşları geçim derdinde iken siz hangi A... güzelliğini yaşıyordunuz.' sözleri, kullanılış şekli ve sanığın amaç ve kastı dikkate alındığında katılanı küçük düşürmeye yönelik onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelik ve boyuta ulaştığı, söylenen sözün toplumdaki karşılığı dikkate alındığında eleştiri olarak kabulünün mümkün olamayacağı, kaba hitap olarak da değerlendirilemeyeceği, bu haliyle hakaret suçunun unsurlarının oluşması nedeniyle verilen mahkûmiyet kararının onanması gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 4. Ceza Dairesince 11.12.2023 tarih, 16164-25476 sayı ve oy çokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

III. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN

Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de yapılan müzakere esnasında bazı Genel Kurul Üyelerince dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle bu husus tartışılmıştır.

IV. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 07.10.2015 tarihli ve 36735-29297 sayılı iddianamesi ile; sanığın Twitter sitesinde katılana alenen hakarette bulunduğu iddiasıyla TCK'nın 125/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,

İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın sorgusunun 23.12.2015 tarihinde yapıldığı; 11.02.2016 tarih ve 495-70 sayı ile de; TCK'nın 125/2-1, 125/4 ve 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 3.500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

Mahkûmiyet hükmünün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 16.10.2023 tarih, 16093-22623 sayı ve oy çokluğuyla; suçun unsurlarının oluşmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,

Anlaşılmaktadır.

V. GEREKÇE

A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar

Uyuşmazlığa konu hakaret suçu, TCK'nın 125. maddesinde;

"(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,

İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir.

TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanun'un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.

B. Ön Soruna İlişkin Değerlendirme

Sanığa atılı hakaret suçunun yaptırımı TCK'nın 125. maddesinin birinci fıkrasında üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası olarak öngörülmüş olup daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 03.12.2014 tarihinde gerçekleştirildiği iddia edilen eylemle ilgili olarak, sanık hakkında dava zamanaşımını kesen son işlem, 11.02.2016 tarihli mahkûmiyet hükmü olup bu tarihten sonra dava zamanaşımını kesen veya durduran başkaca bir sebep bulunmadığı da gözetildiğinde, sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresi, Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 11.02.2024 tarihinde dolmuş bulunmaktadır.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu beraat hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir.

Ulaşılan bu sonuç karşısında, asıl uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının DEĞİŞİK GEREKÇEYLE KABULÜNE,

2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16.10.2023 tarihli ve 16093-22623 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 11.02.2016 tarihli ve 495-70 sayılı sanık hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile BOZULMASINA,

Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, CMUK'un, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nın 66/1-e ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki hakaret suçundan açılan kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,

4- Dosyanın, mahalline gönderilmesi amacıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.