"İçtihat Metni"
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ : Ağır Ceza
SAYISI : 671-40
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Çocuğun basit cinsel istismarı suçundan sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103/1-1.cümle, 103/3-c, 43, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.03.2022 tarihli ve 46-143 sayılı resen istinafa tabi hükmün, mağdure vekili ve sanık müdafii tarafından da istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 08.06.2022 tarih ve 363-930 sayı ile; "...Hükmün gerekçesinde sanığın alt soyuna karşı 2018 yılından itibaren 3 yıl boyunca farklı zamanlarda cinsel istismarda bulunduğunun kabul edildiği, mağdurun 19/10/2004 doğumlu olup 15 yaşını 19/10/2019 tarihinde ikmal ettiği, TCK 103/4-1 cümlesi uyarınca cinsel istismar eylemlerinin TCK 103/1-a maddesi kapsamında bulunan mağdurlara karşı işlenmesi durumunda 1/2 oranında ceza arttırımı gerektiği, ilk derece mahkemesince sanığın mağdura karşı eylemleri nedeniyle TCK 103/4 maddesi uyarınca cezasında arttırım yapılmadığı, tehdit eyleminin son cinsel istismar eyleminden sonra mı olduğu yoksa ilk cinsel istismar eyleminden sonraki aşamada mı olduğu hususunun iddianameyi tanzim eden Cumhuriyet Savcısına açıklattırılmadığı, bu haliyle suç tarihleri tartışılıp açıklığa kavuşturulmadığından hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu, bu haliyle denetime elverişli hükümler bulunmadığı, " isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince 15.11.2022 tarih ve 516-607 sayı ile sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1-1. cümle, 103/3-c, 103/4, 43/1, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 22 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin resen istinafa tabi hükmün, mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafii tarafından da istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Ceza Dairesince 19.01.2023 tarih ve 1411-80 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 13.09.2023 tarih ve 5346-5173 sayı ile; "...Mağdurenin bozmadan önceki mahkeme beyanında ifade ettiği sanığın kendisine yönelik 'Senin meslek hayatın biter' şeklindeki sözlerini hangi yaşta ve aşamada söylediğinin belirsiz olması ve bozmadan sonra eylemlere rızasının bulunduğunu ifade etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde tüm dosya kapsamına göre, sanığın atılı suçu cebir veya tehditle gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden müsnet suçtan belirlenen temel cezanın koşulları oluşmadığı halde 5237 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca artırılması, " isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 23.01.2024 tarih ve 671-40 sayı ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii, tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2024 tarihli ve 20921 sayılı onama istekli tebliğnamesiyle dosya kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.05.2024 tarih ve 2728-5057 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. ÖN SORUN
Özel Daire ile İlk Derece Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 103/4. maddesinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; direnme kararına yönelik Cumhuriyet savcısının 23.01.2024 tarihli temyiz talebi hususunda tebliğnamede bir görüş bildirilmediğinden Özel Dairece bu hususta ek görüş bildirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verildikten sonra direnme kararına ilişkin değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
İlk Derece Mahkemesinin direnme kararına konu hükmünün, 23.01.2024 tarihinde Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2024 tarihli ve 20921 sayılı tebliğnamesinde temyiz edenler arasında Cumhuriyet savcısının belirtilmediği, Özel Dairece yapılan incelemede de gerek karar başlığında gerekse "Temyiz Sebepleri" ve "Karar" başlıklı bölümlerde Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin yer almadığı ve bu hâliyle Özel Dairece direnme kararına konu hükmün Ceza Genel Kuruluna gönderildiği anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Görüşler
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı ile yardımcılarının görevleri" başlıklı 28. maddesi şöyledir;
"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Başyardımcısı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilinin vereceği görevleri yapar. Özel hükümler saklı kalmak kaydıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Vekilinin yokluğunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına vekillik eder. Başyardımcının da bulunmadığı zamanlarda bu görevi en kıdemli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcısı yapar.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıyardımcıları, kendilerine verilen dosyaların tebliğnamelerini, karar düzeltme ve itiraz yoluna başvurma işlemlerini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenler ve onun yerine imza ederler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının vereceği diğer işleri görürler.
Zamanaşımı Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin birinci fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentleri kapsamında olan suçlara ilişkin dava dosyaları temyiz üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname düzenlenmeksizin ilgili daireye gönderilir. Daire kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının karar düzeltme ve itiraz kanun yollarına başvurma yetkisi vardır."
Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 37. maddesi ise şöyledir;
"Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı yardımcılarının görevleri:
1- Verilen işleri süresinde ve eksiksiz inceleyip Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına düzenleyecekleri ve imza edecekleri tebliğnamelere bağlıyarak sonuçlandırmak,
2- Dairelerden çıkan ilâmları uygulama, içtihat ve tebliğnamelere uygunluk açılarından inceleyerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının görüşüne göre karar düzeltme veya itiraz yollarına gitmek,
3- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre Ceza Genel Kurulu ile dairelerin duruşmalarına katılarak düşüncesini bildirmek,
4- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı başyardımcısı tarafından düzenlenecek sıraya göre ceza dairelerinin günlük çalışmaları sona erinceye kadar çalışma saati dışında nöbet tutmak,
5- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilecek ve ayrıca kanun ve yönetmelikle verilen diğer görevleri yapmaktır."
Anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunlu olduğu gibi 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usülü Kanunu'nun, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 316. maddesinin 3. fıkrasına göre hükmün temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenecek tebliğnamenin, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya katılan ya da vekillerine dairesince tebliğ olunması da zorunludur.
B. Hukuki Değerlendirme
İlk Derece Mahkemesinin direnme kararına konu hükmünün mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili, Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 03.03.2024 tarihli ve 20921 sayılı tebliğname düzenlenmiş ise de bu tebliğnamede Cumhuriyet savcısı tarafından direnme kararına konu hükme yönelik temyiz istemi ve nedenleri değerlendirilmemiştir. Yargıtay Kanunu'nun 28 ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 37. maddeleri uyarınca İlk Derece Mahkemesince verilen kararların temyiz yoluyla incelenmesinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, tüm temyiz edenlere ve temyiz edilen tüm hükümlere yönelik hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğnamenin düzenlenmesi zorunludur.
Bu nedenle, Özel Dairece inceleme yapılabilmesi için, öncelikle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca direnme kararına konu hükme yönelik mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık müdafiince ileri sürülen temyiz nedenlerinin yanı sıra Cumhuiyet savcısının 23.01.2024 tarihli temyiz isteminin de değerlendirildiği bir ek tebliğname düzenlendikten sonra Özel Dairece direnme kararına konu hükme yönelik tüm temyiz istemlerinin birlikte ve tek seferde incelenmesi gerektiğinden dosyanın ek tebliğname düzenlenmesi için Özel Dairece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmelidir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 27.05.2024 tarihli ve 2728-5057 sayılı direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Cumhuriyet savcısının temyiz talebine yönelik ek görüş bildirilmesi ve direnme kararına konu hükme yönelik temyiz denetimi yapılması için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.01.2025 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.