Logo

Ceza Genel Kurulu2024/51 E. 2025/47 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, uyuşturucu madde ticareti suçundan mahkumiyetine rağmen, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi için kendi suçuna denk veya daha ağır bir suçu ortaya çıkarması veya bu suçu işleyenin yakalanmasına yardım etmesi gerektiği halde, sanığın beyanlarının bu koşulları karşılamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 10. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

SAYISI : 1766-1154

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanığın, 5273 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188/3, 52/2-4, 53, 55, 58 ve 63. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 20.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna, müsadereye, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mahsuba ilişkin Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 06.04.2021 tarihli ve 99-149 sayılı hükmün, sanık müdafileri tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesince 20.05.2021 tarih ve 872-669 sayı ile;

"1- Hükmün, TCK'nın 188/4-a maddesinin uygulanmama gerekçesine ilişkin ikinci fıkrasından sonra gelmek ve ayrı bir fıkra olmak üzere; 'Hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi için yeterli delil bulunmadığı bir aşamada, tanık ...'dan, ticarete konu uyuşturucunun bedeli olan 200 TL'yi aldığını söylemek suretiyle suretiyle üzerine atılı suçu tevil yollu ikrar eden sanığın, kendi suçunun ortaya çıkmamına yardım ve hizmet ettiği anlaşıldığından, yardım ve hizmetin niteliğine göre cezasından taktiren 1/3 oranında indirim yapılarak sanığın, 6 yıl 8 ay hapis ve 666 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına,' ibaresinin eklenmesi suretiyle;

2- Hükmün, TCK'nın 52/2. maddesinin tatbiki ile gün cinsinden adli para cezasının parasal değere çevrilmesine ilişkin dördüncü fıkrasındaki, '1000 gün' ve '(20x1000)=20.000 TL adli para' ibarelerinin hüküm fıkrasından ayrı ayrı çıkarılması ve yerlerine aynı sıra ile '666 gün' ve '(20x666)=13.320,00 TL karşılığı adli para' ibaresinin yazılması suretiyle,

3- Hükmün, netice cezanın belirlendiği beşinci fıkrasındaki '10 yıl hapis ve 20.000 TL adli para' ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine; '6 yıl 8 ay hapis ve 13.320,00 TL adli para' ibaresinin yazılması suretiyle,

Diğer yanları usul ve yasaya uygun bulunan hükmün…" denilmek suretiyle düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Söz konusu hükmün Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 24.11.2021 tarih ve 15337-12369 sayı ile;

"1- CMK'nın 280/1-a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince ‘İlk Derece Mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303. maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine’ karar verilebileceği düzenlenmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmünden sonra sanık yönünden TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanmasına karar verilebilmesi için CMK'nın 280/1-g. maddesi uyarınca duruşma açılarak, delil değerlendirmesi yapıldıktan sonra eylemin kabulüne göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

Kabule göre de;

2- Tüm dosya kapsamına göre; sanığın beyanlarının kendi suçunu ortaya çıkarması yönünden bir etkisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Dosyanın gönderildiği Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesince duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde 25.02.2022 tarih ve 126-256 sayı ile; "...Açılan duruşma ve dosyada yeniden yapılan inceleme sonunda; sanığın, kendisine ait taksi ile tanığı olay yerinden aldıktan kısa bir süre sonra tekrar aynı yere bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, tanık ...'ın, sanıktan uyuşturucu madde satın aldığına dair kolluk ifadesinin avukat huzurunda alınmış olması, olay öncesi yapılan telefon görüşmeleri ve sanığın 200 TL parayı tanıktan aldığını kabul etmesi karşısında, atılı suçun sübut bulmadığı yönündeki istinaf itirazları ile savunmalar yerinde görülmemiş ancak; fiziki takip sırasında alışverişin görülmemiş olması, sanığın üzerinde veya arabasında uyuşturucu maddeye rastlanmaması, sanık hakkında yapılmış teknik takibin de bulunmaması hususları birlikte nazara alındığında, hakkında mahkumiyet kararı verilmesi için yeterli delil bulunmadığı bir aşamada, tanık ...'dan, ticarete konu uyuşturucunun bedeli olan 200 TL'yi aldığını söylemek suretiyle üzerine atılı suçu tevil yollu ikrar eden sanığın, kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmet ettiği anlaşıldığından, cezasında etkin pişmanlık hükümleri gereği indirim yapılması gerektiğinin kanaatine varıldığından…" gerekçesiyle bozma kararına direnerek sanığın önceki hüküm gibi mahkûmiyetine karar vermiştir.

Hükmün Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 10. Ceza Dairesince 20.04.2022 tarih ve 5625-5189 sayı ile; "...Direnme kararında bozma nedenlerinin tartışılmış olması, ilk kararda yer almayan daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurulması karşısında, karar, şeklen direnme gibi görünse de özde ilk karar mahiyetinde olduğundan, direnme kararının bozmaya eylemli uyma olarak kabulü ile temyizen inceleme görevinin Yargıtay Ceza Dairesine ait olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;" şeklindeki açıklama ile; "Tüm dosya kapsamına göre; sanığın beyanlarının kendi suçunu ortaya çıkarması yönünden bir etkisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında şartları oluşmadığı halde TCK’nın 192/3. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesince ise 09.09.2022 tarih ve 1766-1154 sayı ile; "Açılan duruşma ve dosyada yeniden yapılan inceleme sonunda; sanığın, kendisine ait taksi ile tanığı olay yerinden aldıktan kısa bir süre tekrar aynı yere bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, tanık ...'ın, sanıktan uyuşturucu madde satın aldığına dair kolluk ifadesinin avukat huzurunda alınmış olması, olay öncesi yapılan telefon görüşmeleri ve sanığın 200 TL parayı tanıktan aldığını kabul etmesi karşısında, atılı suçun sübut bulmadığı yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak; fiziki takip sınasında alışverişin görülmemiş olması, sanığın üzerinde veya arabasında uyuşturucu maddeye rastlanmaması, sanık hakkında yapılmış teknik takibin de bulunmamasıhususları birlikte nazara alındığında, hakkında mahkumiyet kararı verilmesi için yeterli delil bulunmadığı bir aşamada, tanık ...'dan, ticarete konu uyuşturucunun bedeli olan 200 TL'yi aldığını söylemek suretiyle üzerine atılı suçu tevil yollu ikrar eden sanığın, kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmet ettiği anlaşıldığından, cezasında etkin pişmanlık hükümleri gereği indirim yapılması gerektiği…" gerekçesiyle bozma kararına direnerek sanığın önceki hüküm gibi mahkûmiyetine karar verilmiştir.

Direnme kararına konu bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.10.2022 tarihli ve 127644 sayılı bozma istekli tebliğnamesiyle dosya, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 10.01.2024 tarih ve 15138-279 sayı ile direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KONUSU

Bölge Adliye Mahkemesi ile Özel Daire arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR

İncelenen dosya kapsamından;

30.10.2020 tarihli fiziki takip ve olay tutanağına göre; Adana İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Amirliği görevlilerince, uyuşturucu madde ticareti yapan şahısların tespitine ve yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalar kapsamında 03.10.2020 tarihinde saat 19.30 sıralarında; ** T **** plaka sayılı ticari taksinin şoförü ... adlı şahsın, Çınarlı Mahallesi, ... Caddesi üzerinde bulunan ... adlı otelin çevresinde uyuşturucu madde sattığı, telefon ile irtibat kurduğu uyuşturucu madde kullanıcılarıyla söz konusu otelin yakınlarında buluştuğu bilgilerinin elde edildiği, görevlilerce aynı gün saat 19.55 sıralarında, ... Caddesine gidilip burada faaliyet gösteren söz konusu otelin çevresinde araştırmalara başlandığı, saat 20.05 sıralarında ** T **** plaka sayılı ticari taksinin ... Sokak ile ... Caddesinin kesiştiği yere gelip durduğunun, araç şoförünün telefonda görüşme yaptığının, bu esnada cadde üzerindeki bir bayanın da telefonda görüşme yapıp etrafına bakarak söz konusu taksiye doğru yürüdüğünün ve aracın yanına geldiğinde telefonu kapatıp sağ ön koltuğa oturduğunun, ticari taksinin ... Caddesi istikametine doğru hareket ettiğinin, bir süre anılan caddenin ara sokaklarında ilerleyen aracın, saat 20.20 sıralarında tekrar 61003 Sokak ile ... Caddesinin kesiştiği yere gelip durduğunun, ardından bayanın araçtan indiğinin ve ticari taksinin ... Caddesine doğru hareket ettiğinin görüldüğü, taraflar arasında ticari taksinin içinde uyuşturucu madde alışverişinin gerçekleştirildiğini değerlendiren görevlilerce, fiziki takibe son verilip eş zamanlı olarak ticari taksinin ve cadde üzerinde yürüyen bayanın durdurulduğu, yapılan kimlik kontrolleri neticesinde taksi şoförünün sanık ..., araçtan inen bayanın ise tanık ... olduğunun tespit edildiği, üzerinde suç unsuru bulunup bulunmadığı sorulan tanığın, göğüs kısmından çıkardığı daralı ağırlığı 0,40 gram gelen, bir paket hâlindeki suç konusu uyuşturucu maddeyi görevlilere teslim ettiği, görevlilerce uyuşturucu madde muhafaza altına alındıktan sonra sanık ile tanığın emniyete götürüldüğü, burada tanığın görevlilere; "Siz beni yakalamadan kısa bir süre önce, ismini ... olarak bildiğim taksi şoföründen, 200 TL karşılığında uyuşturucu madde aldım. Daha önce de bu şahıstan bir kez uyuşturucu madde almıştım." dediği, konu hakkında bilgilendirilen Cumhuriyet savcısının talimatına ve yazılı arama emrine istinaden görevlilerce sanık ile tanığın üzerinde ve ** T **** plaka sayılı ticari takside yapılan aramalarda; araçta herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı, tanığın üst aramasında 0*** *** ** ** numaralı hattın takılı olduğu Samsung marka telefonunun, sanığın üst aramasında ise dört adet 50 TL olmak üzere toplam 200 TL ile 0*** *** ** ** numaralı hattın takılı olduğu Xiaomi marka telefonunun ele geçirildiği, Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma, tanık hakkında ise kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapıldığı, Adana 2. Sulh Ceza Hakimliğince 04.10.2020 tarih ve 2020/5324 sayı ile, suç konusu uyuşturucu maddeye ve sanıktan ele geçirilen 200 TL’ye CMK’nın 127 ve 128. maddeleri uyarınca el konulmasına, sanık ile tanığın kullandığı cep telefonları ve hatlar üzerinde CMK’nın 134. maddesi gereğince inceleme yapılmasına karar verildiği,

Adana Kriminal Polis Laboratuvarının 23.12.2020 tarihli raporuna göre; ele geçirilen 0,3 gram beyaz renkli katı madde parçalarının, net 0,21 gram metamfetamin içerdiği,

Adana İl Emniyet Müdürlüğü Parmak İzi Geliştirme Laboratuvarı Büro Amirliğinin 04.12.2020 tarihli raporunda; ele geçirilen suç konusu uyuşturucu maddelerin içinde bulunduğu materyaller üzerinde herhangi bir vücut izine rastlanılmadığının belirtildiği,

Kolluk tarafından düzenlenen 04.10.2020 tarihli canlı teşhis tutanağına göre; beş (5) ayrı kişi arasından ve ayna cam arkasından müdafii huzurunda iki kez yaptırılan teşhiste tanık ...’ın; "Uyuşturucu maddeyi 200 TL karşılığında üç (3) ve beş (5) numaralarda bulunan şahıstan satın aldım. Daha önce de bir kez aynı kişiden uyuşturucu madde aldım." şeklinde beyanda bulunarak sanığı teşhis ettiği,

Adana Adli Tıp Grup Başkanlığının 26.10.2020 tarihli uzmanlık raporunda; sanığın kan ve idrar örneklerinde uyuşturucu maddelerden amfetamin ve metamfetamin tespit edildiğinin belirtildiği,

Dosyada yer alan HTS kayıtlarına göre; suç tarihi olan 03.10.2020 tarihinde, tanık adına kayıtlı olan 0*** *** ** ** numaralı hattan, sanık adına kayıtlı olan 0*** *** ** ** numaralı hattın arandığı, söz konusu görüşmenin 8 saniye sürdüğü,

Kovuşturma evresinde dosyaya sunulan bilirkişi raporunda; tanığa ait Samsung marka telefonun rehber bölümünde, sanığın kullandığı 0*** *** ** ** numaralı hattın "Taksi ..." şeklinde kayıtlı olduğunun, tanığın kullandığı 0*** *** ** ** numaralı hat ile sanığın kullandığı 0*** *** ** ** numaralı hat arasında Whatsapp üzerinden 03.10.2020 tarihinde saat 16.45’te "Abi ben orada beklemem, otelin oradayım." ve "... Taksi ile iletişime geçtiğiniz için teşekkürler. Size nasıl yardımcı olabiliriz?", saat 16.46’da "Abi sana ben çoktan çıkıyorum dedim.", saat 16.47’de "Geri döndüm. Müşteri aldım.", saat 16.57’de "Abi nerede kaldın." ve "Benim hemen gitmem gerekiyor.", saat 16.59’da ise "5 dakika." şeklinde yazışmaların, saat 14.10, 15.16, 16.22, 16.42 ve 17.04’de görüşmelerin gerçekleştirildiğinin belirtildiği,

Anlaşılmaktadır.

Tanık ... şüpheli sıfatıyla müdafii eşliğinde kollukta; Adana’nın merkez ilçesi olan Seyhan’da, ... Mahallesi, .... Sokak, No: ... sayılı adreste ikamet ettiğini, işçi olarak çalıştığını ve aylık ortalama 2400 TL kazandığını, ara sıra metamfetamin kullandığını, söz konusu maddeyi taksi şoförlüğü yapan sanıktan temin ettiğini, olay günü telefon ile sanığı arayıp tarif ettiği adrese gelmesini söylediğini, bir süre sonra sanığın kullandığı ticari taksinin söz konusu yere gelmesi üzerine, aracın sağ ön koltuğuna oturduğunu, sanığa; "Abi işim var, hemen gideceğim." dediğini, kurduğu bu cümlenin aslında; "Uyuşturucu maddeyi hemen ver." anlamına geldiğini, sanığın; "Bir tur atalım." şeklinde cevap vermesinden sonra hareket ettiklerini, ara sokaklarda ilerledikleri sırada, sanıktan 200 TL karşılığında suç konusu uyuşturucu maddeyi aldığını, ardından buluştukları, yani taksiye bindiği yere geri geldiklerini, araçtan inip cadde üzerinde yürüdüğü esnada görevlilerce durdurulduğunu, üzerinde suç unsuru bulunup bulunmadığını soran görevlilere, kendi rızasıyla suç konusu uyuşturucu maddeyi teslim ettiğini, sanıktan geçmişte de bir kez uyuşturucu madde satın aldığını,

Mahkemede; olay tarihinde işlerini hâlletmek için çarşıya gittiğini, işlerini bitirdikten sonra eve gitmek için sanığı arayıp "... Abi gelir misin? Gideceğiz." dediğini, ... Caddesinde bulunan otelin tam karşısında sanığın şoförlüğünü yaptığı taksiye bindiğini, sanıktan kendisini evinin bulunduğu yer olan Kiremithane’ye götürmesini istediğini, söz konusu yere doğru ilerledikleri esnada, telefon ile kendisini arayan eniştesinin; "Başka taksiye para verme, ben seni götüreceğim." dediğini, eniştesinin üst üstte araması nedeniyle sanığa; "... Abi, beni geri bırakır mısın? Eniştem çağırıyor." dediğini, bunun üzerine taksiye bindiği yere geri geldiklerini, araçtan inmeden önce sanığa 200 TL verdiğini, daha önceki bir tarihte kendisini Urfa’ya götüren sanığa 600 TL borcu bulunduğunu, 200 TL’yi borcundan düşmesini istediğini, araçtan indikten kısa bir süre sonra görevlilerce durdurulduğunu, görevlilere teslim ettiği uyuşturucu maddeyi sanıktan satın almadığını, söz konusu maddeyi olay günü Kabaktepe’de bulunduğu sırada, açık kimlik bilgilerini bilmediği bir şahıstan aldığını, Kabaktepe’deki şahıslardan korktuğu için emniyetteki ifadesinde uyuşturucu maddeyi sanıktan aldığını söylediğini, daha sonra ifadesini değiştirmesi hâlinde sanığın kendisini affedebileceğini düşündüğünü, mahkemedeki beyanlarının doğru olduğunu, sanıktan kendisini Yeşilevler’e ya da Sarıçam’a bırakmasını istemediğini, bu yönde bir beyanda bulunmadığını, Kiremithane’de ikamet ettiğini,

Tutanak düzenleyici tanık ... mahkemede; olay tarihinde ** T **** plaka sayılı ticari taksinin şoförü olan sanığın, ... Caddesi üzerinde uyuşturucu madde sattığına dair bilgi elde ettiklerini, bunun üzerine söz konusu caddeye gidip çevrede araştırma yapmaya başladıklarını, bir süre sonra sanığın kullandığı ticari taksinin 61003 Sokak ile ... Caddesinin kesiştiği yerde durduğunu, araçtan inmeyen sanığın telefonda görüşme yaptığını, bu esnada cadde üzerindeki tanığın da telefonda görüşme yaparken söz konusu taksiye doğru yürüdüğü, tanığın aracın yanına geldikten sonra, telefon görüşmesini sonlandırıp sağ ön koltuğa oturduğunu, bunun üzerine ticari taksinin ... Caddesi istikametine doğru hareket ettiğini, bir süre anılan caddenin ara sokaklarında dolaştığını, ardından aracın tekrar 61003 Sokak ile ... Caddesinin kesiştiği yere gelip durduğunu ve tanığın araçtan indiğini gördüklerini, taraflar arasında uyuşturucu madde alışverişinin gerçekleştirildiğini değerlendirip eş zamanlı olarak hem ticari taksiyi hem de cadde üzerinde yürüyen tanığı durdurduklarını, üzerinde suç unsuru bulunup bulunmadığını sordukları tanığın, kendi rızasıyla göğüs kısmından çıkardığı suç konusu uyuşturucu maddeyi kendilerine teslim ettiğini, tanık ile sanığı emniyete götürdüklerini, tanık ile yaptıkları şifahi görüşmede kendilerine suç konusu uyuşturucu maddeyi 200 TL karşılığında sanıktan satın aldığını, daha öncesinde de bir kez sanıktan uyuşturucu madde aldığını söylediğini, olay saati itibarıyla havanın karanlık ve aracın camlarının filmli olması nedeniyle araç içinde yaşananları göremediklerini, altında imzası bulunan olay tutanağının doğru olduğunu,

Tutanak düzenleyici tanık... mahkemede; olay günü sanık hakkında uyuşturucu madde sattığına dair istihbarat bilgisi elde ettiklerini, bunun üzerine ... Caddesine gidip söz konusu cadde üzerinde bulunan otelin yakınlarında araştırma yapmaya başladıklarını, bir süre sonra sanığın kullandığı ticari taksinin cadde üzerinde durduğunu ve tanığın da araca doğru yürüdüğünü gördüklerini, ardından sanık ile tanığın faaliyetlerini izlemeye başladıklarını, taksinin ara sokaklarda tur attıktan sonra, tekrar tanığın araca bindiği yere geri geldiğini, tanık araçtan indikten sonra operasyon kararı aldıklarını, kendisinin içinde bulunduğu grubun sanığın kullandığı aracı, diğer görevlilerin ise cadde üzerinde yürüyen tanığı durdurduğu, tanığın kendi rızasıyla suç konusu uyuşturucu maddeyi teslim ettiğini diğer görevlilerden öğrendiğini, taksinin içinde uyuşturucu madde alışverişi yapıldığına ilişkin herhangi bir gözlemlerinin bulunmadığını, altında imzası bulunan olay tutanağının doğru olduğunu, ifade etmişlerdir.

Sanık kollukta; evli olup bir çocuğunun bulunduğunu, ** T **** plaka sayılı ticari taksinin şoförlüğü yaparak geçimini sağladığını, aylık 5000 TL kazandığını, uyuşturucu maddelerden esrar ile ateş buz olarak tabir edilen maddeyi kullandığını, söz konusu maddeleri arkadaş çevresinden ve sokak satıcılarından temin ettiğini, arkadaşlarından temin ettiği esrara para ödemediğini, adı kayıtlı olan 0*** *** ** ** numaralı hattı yaklaşık iki yıldır kullandığını, müşterisi olan tanık ...’ı tanıdığını, adı geçenin sık sık kendisiyle yolculuk yaptığını, olay günü tanık ile iki ya da üç defa telefonda görüştüğünü, taksi ihtiyacı için kendisini arayan tanığın; "Nerede kaldın?" şeklinde sorular sorduğunu, bu görüşmelerin tanığın araca binmesinden önce gerçekleştiğini, tanığın cadde üzerinde aracına bindiğini, tanık ile birlikte çarşıda bir tur attıktan sonra tekrar aynı yere geri geldiğini, ardından tanığın 200 TL verip araçtan indiğini, kendisine toplam 600 TL borcu bulunan tanığın, 200 TL’yi borcundan düşmesini istediğini, söz konusu paranın uyuşturucu madde ile bir ilgisinin bulunmadığını, tanığın kendisine iftira attığını, isnat edilen suçlamayı kabul etmediğini, tanığa uyuşturucu madde satmadığını,

Sorguda; olay günü müşteri almak için Atilla Altıkat Köprüsünün olduğu yere gittiğini, araca binen tanığın; "Sevgilimle kavga ettim. Eşyalarımı almak için Sarıçam’a gideceğiz." dediğini, kendisine toplam 560 TL borcu bulunan tanığın 200 TL verip "Geri kalan borcumu parça parça, birkaç gün içinde vereceğim." dediğini, araç ile tanığın belirttiği adrese gittikleri, tanığın eşyalarını almasından sonra geri döndüklerini, tanığın araçtan inmesinden kısa bir süre sonra görevlilerce durdurulduğunu,

Mahkemede; olay tarihinde kendisini arayan tanığın, Sarıçam’da olduğunu belirtip bulunduğu yere gelmesini istediğini, bir saatten önce gelemeyeceğini söylemesi üzerine tanığın; "Acilen çıkmam gerekiyor, beni çarşıdan alırsın." dediğini, aracıyla Yeşilevler istikametinden çarşıya doğru ilerlediği esnada, tanığın tekrar arayıp bulunduğu yeri tarif ettiğini, bunun üzerine söz konusu yere gittiğini, araca binen tanığın, önce Yeşilevler’e gitmek istediğini söylediğini, ancak hareket ettikten kısa bir süre sonra "Sarıçam’a doğru gidelim, eşyalarımı aldıktan sonra Yeşilevler’e geri dönelim." dediğini, Sarıçam istikametine doğru ilerledikleri sırada birileriyle mesajlaşan tanığın; "Eniştem ile görüştüm, çarşıda olduğunu söyledi, beni tekrar aldığın yere bırak." dediğini, bu konuda tanığın ısrarcı olduğunu, bunun üzerine tanığın araca bindiği yere geri döndüğünü, kesinlikle ara sokaklarda dolaşmadığını, tanığın araçtan inmeden önce kendisine 200 TL verip toplam 600 TL olan birikmiş taksi borcundan düşmesini istediğini, tanık araçtan indikten kısa bir süre sonra görevlilerce durdurulduğunu, yapılan aramada üzerinde ve aracında herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını,

Savunmuştur.

IV. GEREKÇE

A.İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma suçları 5237 sayılı TCK’nın "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının, "Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü bölümünün 188 ve 191. maddelerinde hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı TCK'nın uyuşturucu veya uyarıcı madde imâl ve ticareti ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarında etkin pişmanlığı düzenleyen 192. maddesinin suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan hâli şöyledir;

"(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmî makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.

(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz”.

Maddenin gerekçesinde de; "Maddede, uyuşturucu veya uyarıcı maddelere ilişkin suçlar bakımından özel bir pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasında uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, diğer suç ortakları ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerler hakkında bilgi vermesi ve verilen bilginin, suç ortaklarının yakalanmasını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması gerekir. Bu düzenlemede, etkin pişmanlık cezanın ortadan kaldırılmasını sağlayan bir şahsî sebep olarak kabul edilmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasında, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu ile ilgili olarak etkin pişmanlık hâli düzenlenmiştir. Burada da etkin pişmanlığın soruşturma başlamadan önce gösterilmesi gerekir. Etkin pişmanlık için, kişinin, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiği hususunda soruşturma makamlarına bilgi vererek, suçluların yakalanmalarını ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırması gerekir. Bu koşullar altında etkin pişmanlık gösteren kişi hakkında cezaya hükmolunmaması kabul edilmiştir.

Üçüncü fıkrada, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti ya da kullanmak için satın alınması, kabul edilmesi veya bulundurulması suçları ile ilgili olarak soruşturma başladıktan sonra, etkin pişmanlık göstererek suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüştür. Ancak, bu bilgi vermenin gönüllü olması gerekir. Etkin pişmanlıktan yararlanabilmek için, bunun en geç hüküm verilmeden önce gerçekleşmesi gerekir.

Maddenin dördüncü fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi açısından özel bir etkin pişmanlık hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlamadan önce resmî makamlara başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezalandırılmaz" açıklamalarına yer verilmiştir.

5237 sayılı TCK’da etkin pişmanlık başlığı altında yapılan düzenlemede, eylem suç olmaktan çıkmamakta, duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının bertaraf edilmesi nedeniyle faile ceza verilmemek veya verilecek cezadan indirim yapılmak suretiyle cezayı kaldıran ya da azaltan bir durum söz konusu olmaktadır.

Uyuşturucu madde suçları, tehlike suçu olup korunan hukuki yarar genel kamu esenliğidir. Bu nedenle kanun koyucu, uyuşturucu madde ticareti yapan faillerin kimliklerinin ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı yerin bu suçu işleyen failler tarafından bildirilmesi hâlinde, faillerin veya suça konu maddelerin ele geçirilmesine, dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya yönelik olarak uyuşturucu madde ticareti yapma suçuyla mücadeleye katkıda bulunan suç faillerine verilecek cezadan indirim yapılmasını öngörmüştür. Nitekim bu husus Ceza Genel Kurulunun 22.10.1990 tarihli ve 231-250, 20.12.1993 tarihli ve 301-338, 16.05.2000 tarihli ve 72-106 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.

Bu suçlarla ilgili uygulamada en çok karşılaşılan hâl olan, sanığın eylemi yetkili mercii tarafından haber alındıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunmasına ilişkin TCK'nın 192. maddesinin 3. fıkrası üzerinde durulmalıdır. Buna göre; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti eylemine iştirak etmiş olan veya kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kimsenin, suçun işlendiğinin resmî makamlar tarafından haber alınmasından sonra, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesi verilen cezadan indirim nedeni olup etkin pişmanlığın bu hâli aynı maddenin 1 ve 2. fıkralarında düzenlenen cezasızlık hâlinden zaman itibarıyla ayrılmaktadır. Cezasızlık durumunda resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce ihbar ve yardım yapılması gerekirken, 3. fıkrada düzenlenen ve indirim nedeni olarak kabul edilen etkin pişmanlıkta resmi makamlarca haber alınmasından sonra işbirliği aranmaktadır.

Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretide yer alan baskın görüşlere göre, TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gereklidir:

1-Fail TCK'nın 188 ve 191. maddelerinde düzenlenen suçlardan birini işlemiş olmalıdır.

2-Hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.

3-Hizmet ve yardım soruşturma ya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.

4-Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.

5- Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.

6- Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.

Etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi açısından, uygulamada en çok tereddüt yaşanan 5 ve 6. bentlerinde yer alan şartların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır. Failin etkin pişmanlık nedeniyle indirimden yararlanabilmesi için kendi suçunun ortaya çıkmasına ya da suç ortaklarının yakalanmasına yardım ve hizmet etmiş olması gerekmektedir.

Maddede belirtilen suç ortakları kavramı geniş yorumlanmalı, sadece TCK'nın 37, 38 ve 39. maddeleri anlamında suça iştirak edenler değil, uyuşturucu madde suçuna katılan ya da başka bir uyuşturucu madde ile ilgili suç işleyen herhangi bir kimse olarak anlaşılmalıdır. Yakalanması sözcüğü de, suç ortaklarının yakalanması ya da kim olduğunun belirlenmesi olarak kabul edilmelidir. Failin indirimden yararlanabilmesi için; suç ortağının veya uyuşturucu maddeyi satın aldığı ya da sattığı kişinin veya başka bir uyuşturucu madde suçunu işleyen şahsın yakalanmasına, kim olduğunun belirlenmesine katkıda bulunmasının yanı sıra ortaya çıkartılan suçun failin işlediği suça eşdeğer veya daha ağır bir suç olması gerekmektedir. Failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için hem suçun meydana çıkmasına hem de fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmesine gerek yoktur. Bunlardan birinin yapılması yeterlidir. Maddede yer alan ve bağlacının veya olarak anlaşılması gerekir. Öğreti ve Yargıtayın yerleşik kabulü de bu şekildedir.

Failin kendi suçunun ya da suç ortaklarının ortaya çıkmasına yönelik olarak verdiği bilginin yardım ve hizmet niteliğinde kabul edilebilmesi için, hizmet ve yardımın konusu olan bilgilerin doğru olmasının yanında, hizmet ve yardımın sonuca etkili ve yararlı olması da gerekmektedir. Buna göre, yakalanan kimsenin uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi ya da hayalî isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemeli, failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için bir neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır. Değinilen bu hâllerin dışında, failin üzerinde kullanım miktarı içerisinde uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanmış olması hâlinde başka bir şekilde satış için hazırlandığı anlaşılmayan maddeyi satmak için bulundurduğunu bildirmesinde de, uyuşturucu ve uyarıcı madde satmak suçundan etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir.

Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin imalinin, ticaretinin ve kullanımının, genel sağlığı bozmanın ötesinde kullanıcısının sağlığını, kişiliğini, toplumsal ilişkilerini tahrip etmesi, genel ahlakı etkilemesi, şiddet içeren birçok suçun kaynağı ve öncüsü, yarattığı ulusal ve uluslararası pazar ağları nedeniyle zorunlu ve öncelikle mücadele edilmesi gerektiren tehlike suçlarından olması ile bu suçların önlenmesi ve ortaya çıkartılmasındaki zorlukları da gözeten kanun koyucu, söz konusu suçlarla daha iyi mücadele edilebilmesi ve daha fazla başarı sağlanabilmesi amacıyla, suç ortaklarını ele veren veya suçun delillerinin ele geçirilmesini sağlayan faili ödüllendirmiştir. Bu kapsamda, gerek cezasızlık nedeni gerekse cezadan indirim sebebi olarak TCK'nın 192. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılması şeklinde ortaya çıkan, bu suçlarla mücadele edilmesi sırasında karşılaşılan zorlukları aşmaya yönelik bir tercihtir.

Uyuşturucu madde suçlarıyla mücadele kapsamında bu şekilde bir tercihte bulunan kanun koyucu, TCK'nın 192. maddesinin 1. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişinin, diğer suç ortaklarını veya suç konusu maddenin saklandığı ya da imal edildiği yerleri merciine haber vermesini, diğer bir anlatımla bu suçların failini, aynı suça katılan veya söz konusu suçu bağımsız olarak işleyen diğer bir faili ya da kendi suçunu ortaya çıkarmasını, aynı maddenin 2. fıkrasında; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişinin, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vermesi veya kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırmasını, diğer bir ifadeyle uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun failini ortaya çıkarmasını ya da kendi suçuna konu uyuşturucu maddenin ele geçirilmesini sağlamasını bir cezasızlık nedeni, aynı maddesinin 1 ve 2. fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan 3. fıkrasında ise; kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ya da uyuşturucu madde imal veya ticareti suçlarını işleyen kişilerin, kendi suçlarının ya da diğer suç ortakları veya söz konusu suçları bağımsız olarak işleyen diğer bir failin suçunun ortaya çıkarılmasına hizmet ve yardım edilmesini cezadan indirim nedeni olarak düzenleme yoluna gitmiştir.

Etkin pişmanlık hükümlerinin düzenlenmesindeki, genel kamu sağlığının korunması ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarıyla daha etkin bir şekilde mücadele edilmesi amacı ile söz konusu maddenin düzenleniş sistematiği dikkate alındığında; failin, TCK'nın 192. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında düzenlenen cezasızlık hâllerinden yararlanabilmesi için ortaya çıkardığı suçlar arasında bir eş değerlik (denklik) ilişkisi bulunması ya da daha ağır nitelikte bir suçu ortaya çıkarması gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, aynı maddenin 1 ve 2. fıkralarından yalnızca zaman itibarıyla ayrılan 3. fıkrasının da bu doğrultuda değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre; TCK'nın 192. maddesinin 3. fıkrası uyarınca cezadan indirim yapılması hâlinin söz konusu olduğu durumlarda, failin kendi suçuna eş değer (denk) ya da kendi suçundan nitelik itibarıyla daha ağır bir suçu ortaya çıkarması veya kendi suçuna eş değer ya da kendi suçundan nitelik itibarıyla daha ağır bir suçun failinin yakalanmasına hizmet ve yardımda bulunması gerekmektedir. Aksinin kabulü, etkin pişmanlık hükümlerinin düzenleniş amacına aykırı olacağı gibi uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarıyla yapılmakta olan mücadeleyi de zaafa uğratacak, söz konusu düzenlemenin suistimaline yol açacaktır. Örneğin; uyuşturucu madde nakletmeyi planlayan ve bu amaçla yüklü miktarda eroin temin eden failin, yakalanma ihtimalini de değerlendirip nakil suçuna başlamadan önce, nakil suçu ile ilgisi bulunmayan ve daha öncesinde kendisine kullanmak için uyuşturucu madde sattığı ve uyuşturucu madde kullandığını bildiği bir şahsa az bir miktarda eroin verip uyuşturucu maddeyi naklederken yakalandığında bu kişinin kimlik ve adres bilgilerini vererek suç konusu madde ile yakalanmasını sağlaması hâlinde uyuşturucu madde nakletme suçundan alacağı cezadan yarı oranına kadar indirim yapılması söz konusu olacağından, daha fazla bir zararı önleyebilmek için daha az bir zarara katlanılmasını, uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarıyla daha etkin bir şekilde mücadele edilmesini amaçlayan kanun koyucunun iradesinin aksine bir durum ortaya çıkacaktır. Bu durum ceza adaletini zedeleyecek biçimde failin haksız bir ceza indiriminden yararlanılmasının yolunu da açacaktır.

B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme

Bölge Adliye Mahkemesi ile Özel Daire arasında, sanığa isnat edilen uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübutuna ve kabulüne ilişkin herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı olayda;

Kolluk tarafından uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna yönelik olarak 03.10.2020 tarihinde yapılan çalışmalar esnasında, ** T **** plaka sayılı ticari taksinin sürücülüğünü yapan sanığın, ... Caddesi üzerinde bulunan ... adlı otelin çevresinde uyuşturucu madde sattığına, telefon ile irtibat kurduğu uyuşturucu madde kullanıcılarıyla söz konusu otelin yakınlarında buluştuğuna ilişkin bilgiler elde edilmesi üzerine görevlilerce aynı gün konu hakkında araştırma yapıldığı sırada eldeki bilgileri teyit edecek şekilde, ** T **** plaka sayılı ticari taksinin 61003 Sokak ile ... Caddesinin kesiştiği yere gelip durduğunun ve şoför koltuğunda oturan sanığın telefonda görüşme yaptığının tespit edilmesi, bunun üzerine gerçekleştirilen fiziki takip neticesinde; cadde üzerindeki tanık ...’ın telefonda görüşme yaparken söz konusu taksiye doğru yürüdüğünün, aracın yanına geldiğinde telefonu kapatıp sağ ön koltuğa oturduğunun, bunun üzerine ticari taksinin ... Caddesi istikametine doğru hareket ettiğinin, kısa bir süre anılan caddenin ara sokaklarında ilerleyen aracın, tekrar 61003 Sokak ile ... Caddesinin kesiştiği yere gelip durduğunun, ardından tanığın araçtan indiğinin görülmesi, olay ve fiziki takip tutanağında; taraflar arasında uyuşturucu madde alışverişinin gerçekleştirildiğini değerlendiren görevlilerce durdurulan tanığın, göğüs kısmından çıkardığı bir paket hâlindeki suç konusu metamfetamini görevlilere teslim ettiğinin ve söz konusu maddeyi 200 TL karşılığında sanıktan aldığını söylediğinin, sanığın üst aramasında da dört adet 50 TL olmak üzere toplam 200 TL’nin ele geçirildiğinin belirtilmesi, sanığın idrar ve kan örneklerinde tıpkı suç konusu uyuşturucu maddenin içerdiği gibi metamfetamin etken maddesinin tespit edilmesi, tanığın müdafii eşliğinde kollukta; metamfetamin kullandığını, olay günü telefon ile sanığı arayıp tarif ettiği adrese gelmesini söylediğini, bir süre sonra sanığın kullandığı ticari taksinin söz konusu yere gelmesi üzerine, aracın sağ ön koltuğuna oturduğunu, hareket edip ara sokaklarda ilerledikleri sırada, sanıktan 200 TL karşılığında suç konusu metamfetamini aldığını, ardından taksiye bindiği yere geri geldiklerini ve araçtan indiğini ifade etmesi, tanığın bu yöndeki beyanlarının; gerek tanığa ait cep telefonunda sanığın kullandığı GSM hattının kayıtlı olduğuna ve suç tarihinde sanık ile tanık arasında görüşme gerçekleştirildiğine ilişkin tespitleri içeren bilirkişi raporu ve HTS kayıtlarıyla gerekse fiziki takibi gerçekleştiren tutanak düzenleyici tanıkların beyanları ile doğrulanması, müdafiinin de hazır bulunduğu canlı teşhis işlemine ve buna ilişkin düzenlenen tutanağa göre; tanığın farklı kişilerin içerisinden sanığı gösterip suç tarihinde kendisinden ele geçirilen uyuşturucu maddeyi satın aldığı kişi olarak sanığı teşhis etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa isnat edilen suçun, gerek tarafların yakalanış biçimi gerekse dosyadaki diğer deliller itibarıyla sabit olduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde açık ve kesin bir şekilde ispatlandığının, bu bağlamda sanığın aşamalarda; kendisine 600 TL taksi borcu bulunan tanığın, borcundan düşmesi için 200 TL verdiğini söylemesinin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun ortaya çıkmasında sonuca etkili bir bilgi açıklaması niteliğinde olmadığının, bu nedenle sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığının kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin direnme kararına konu hükmünün, sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

1- Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 09.09.2022 tarihli ve 1766-1154 sayılı direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün gerekçesinin İSABETLİ OLMADIĞINA, söz konusu hükmün, sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,

2- Dosyanın, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.02.2025 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.