Logo

Hukuk Genel Kurulu2009/127 E. 2009/209 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Acentelik sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan tazminat davasında davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin yetkili temsilcisinin aynı zamanda sözleşmeyi imzalayan kişi olması ve davalı tarafın da davada husumet itirazında bulunmayıp sözleşmenin varlığını kabul etmesi nedeniyle, davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 22.02.2007 gün ve 2005/369 E.-2007/56 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 19.06.2008 gün ve 2007/6284-2008/8258 sayılı ilamı ile; ("…Davacı vekili, müvekkili şirketin davalının acentesi sıfatıyla yolcu biletlerini sattığını, davalının sözleşmeyi usulünce feshetmeden bilet satışlarını başka firmalara yaptırdığını, davacının bu durumdan zarar gördüğünü ileri sürerek, şimdilik 5.100,00 YTL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili tarafından acentelik sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin acente sözleşmesinin tarafı olmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Dava, acentelik sözleşmesinin haksız yere feshedilmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Davalı taraf, davada husumet itirazında bulunmamış aksine davacı ile aralarında aktedilen acentelik sözleşmesini haklı sebeplere istinaden feshettiğini savunmuştur. Sözleşmeyi imzalayan dava dışı Özcan Çalışkan, davacı şirketin temsile yetkili müdürü olup; bu sıfatla acente sözleşmesi yapmak yetkisi kapsamında bulunmaktadır.

Bu durumda mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın esastan incelenerek karara bağlanması gerekirken, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, acentelik sözleşmesinin haksız yere feshedilmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.

Davacı ... İnşaat Taahhüt Bayilik Ticaret Ltd. Şti. vekili; taraflar arasında düzenlenen 17.07.2003 tarihli acentelik sözleşmesi uyarınca davacı Şirketin, davalının acentesi sıfatıyla yolcu biletlerini sattığını, ancak davalının sözleşmeyi usulüne göre feshetmeden bilet satışlarını başka firmalara yaptırdığını ve bu nedenle davacı Şirketin zarara uğradığını ileri sürerek, 5.100,00 YTL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı ...Ş vekili, davacı Şirketin acentelik hizmetini gereği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkili tarafından acentelik sözleşmesinin haklı sebeple ve usulüne uygun olarak feshedildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.

Mahkemenin; “davacı ... İnşaat Taahhüt Bayilik Ticaret Ltd. Şti.’nin sözleşmenin tarafı olmadığı, dayanak 17.7.2003 tarihli sözleşmenin davacı Şirketin müdürü ile davalı arasında akdedildiği, bu davada yer almayan davacı Şirket müdürünün şirketi temsile yetkili olmasının da, davacı Şirkete sözleşmeden kaynaklı dava ve talep hakkı vermeyeceği” gerekçesiyle, “aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine” dair verdiği karar, Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Öncelikle uyuşmazlığa etkili somut olay özelliklerinin ortaya konulmasında yarar vardır:

Davacı ... İnşaat Taahhüt Bayilik Ticaret Ltd. Şti. tarafından dayanılan, 17.7.2003 tarih ve 5500 yevmiye nolu Sözleşmede, davalı şirket ‘taşımacı’, davacı Şirketi temsil ve ilzama yetkili bulunan Özcan Çalışkan ise ‘acente’ sıfatıyla yer almış; Acentelik Sözleşmesi’nin 1. maddesinde, davalı şirketin acente Özkan Çalışkan’ı Karayoluyla Şehirlerarası yolcu taşıması konusunda acente olarak tayin ettiği, 2. maddesinde ise, davalıya ait yolcu biletlerinin satış işleminin Özcan Çalışkan tarafından yapılacağı, belirtilmiştir.

Acentelik sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra, muhtelif tarihli vekaletnameler ile davalı Şirket, davacı Şirketin müdürü ve yetkili temsilcisi Özcan Çalışkan’ı, dilediği şahıs, şirket veya firmalarla dilediği bedel ve şartlarla Acentelik Sözleşmesi ve her türlü protokol imzalama ve resmi kurum ve kuruluşlarda işler yapma, konusunda yetkili kılmıştır.

Bu aşamadan sonra, davacı Şirket temsilcisi Özcan Çalışkan’ın, davalı Şirket otobüslerine ait yolcu biletlerini sattığı, bilet bedellerinin davalı Şirkete ödenmesi karşılığında tüm faturaların, davalı Şirket tarafından, davacı ... İnşaat Taahhüt Bayilik Ticaret Ltd. Şti. adına düzenlendiği belirgin olup, esasen bu husus tarafların da kabulündedir.

Yargılama sırasında ise, davalı taraf husumet itirazında bulunmadığı gibi; cevap dilekçesinde ve aşamalarda, 17.7.2003 tarihli acentelik sözleşmesinin davacı Şirket ile davalı arasında akdedildiği benimsenmek suretiyle, salt, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiği yönünde savunmada bulunulmuştur.

Şu durumda; davacı ... İnşaat Taahhüt Bayilik Ticaret Ltd. Şti adına eldeki davayı açan, aynı zamanda bu Şirketin yetkili temsilcisi ve müdürü olup, davalı ile akdedilen 17.7.2003 tarihli sözleşmeyi imzalayan Özcan Çalışkan’ın, bu sıfatla ve temsilcisi olduğu Şirket adına acente sözleşmesini yaptığı; dolayısıyla davacı Şirketin, dava konusu hakkın sahibi ve davacı sıfatını haiz bulunduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen ve uyuşmazlığın esastan incelenerek karara bağlanması gereğine işaret eden Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 27.05.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.