"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/09/2013
NUMARASI : 2013/430-2013/432
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 07.03.2012 gün ve 2012/30 E.,-2012/81 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 18.12.2012 gün ve 2012/7077 E.,-2012/15370 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı üzerine mahkemece, toplanan ve değerlendirilen deliller neticesinde, miras bırakanın aracı kullanmak suretiyle yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu benimsenerek, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, tarafların miras bırakanı Hamdi’nin davalı Gönül aleyhine Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, “1981 ve 1982 yıllarında büyük bir ticari borç altına girdiği ve aleyhinde icra takipleri yapılarak mallarının haczedilmeye başlandığından bu sıkıntılı dönemi en az zararla atlatmak amacıyla dava konusu 13 parça taşınmazını yakın tanıdığı olan M.P. satış suretiyle temlik ettiği, 3 yıl kadar sonra adı geçenin taşınmazları geri vermek istemesi ve bu sırada Türkiye’de bulunan kızı Gönül’ün yardım amacıyla “taşınmazları benim üzerime geçirtelim, durumun düzeldikten sonra ben tapuları iade ederim” şeklindeki beyanı üzerine taşınmazların davalıya devredildiği, ancak yapılan temliklerin gerçek satış olmadığı” iddialarıyla açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ve bu karar 28.06.2000 tarihinde kesinleşmiştir.
Öyle ise, anılan davanın reddine dair verilen karar kesinleşmiş olduğundan, çekişmeli taşınmazların ara malike temlikinin, “satış” olduğu şeklinde değerlendirilmesi gerekir.
Bu durum karşısında da, ara malikin Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmü uyarınca taşınmazlar üzerinde dilediği gibi tasarruf etme yetkisine dayanarak, çekişmeli taşınmazları davalıya temlik etmesine yasal bir engel bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, toplanan tüm deliller, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmasını gerektiren bir hususun varlığını ortaya koymamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek dosyadaki kağıtlar okunduktan ve kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili, muris muvazaası nedeni ile tapu iptali tescil isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine mahkeme kararı özel dairece yukarıda başlık bölümünde yazılan gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma üzerine 20.09.2013 günlü celsede açıkça bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Uyma kararı gereğince ve bozma doğrultusunda olmak üzere mahkemece bozmada açıklanan hususlar değerlendirilerek davanın esastan reddine karar verilmiş, bu karar davacılar vekilince temyiz edilmiş, mahkemece dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Somut olayda, mahkemece açıkça bozma ilamına uyulmuş ve uyma hususu gerekçeli kararda da vurgulanmış, bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma sonunda bu kez davanın esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda ortada varlığından söz edilebilecek bir direnme kararı mevcut olmayıp, yeni bir hükmün bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu nedenle dosya, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmelidir. ,
SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 15/01/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.