"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 7. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2013/1063-2013/828
Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7.Tüketici Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.10.2012 gün ve E:2010/512, K:2012/1009 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 15.01.2013 gün ve E:2012/28648, K:2013/591 sayılı ilamıyla;
(…Davacı, Yenimahalle İlçesi, Alacaatlı Mahallesi, 61066 ada 2 parsel,1.blok 9 no.lu bağımsız bölümde bulunan dairesine su abonesi olabilmek için 4.500,00 TL kanal katılı ve şebeke bedeli istendiğini belirterek, bu bedelden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının ilk defa su abonesi olduğu, binada iskan bulunduğu, kanal şebeke hizmetinin ASKİ tarafından verildiği, ancak iskan tarihinden sonra dava konusu mahalde davalı idarenin herhangi bir hizmetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile;davacı tarafın kanal katılım ve şebeke bedeli olarak talep edilen (4.500,00-TL) bedelden borçlu olmadığının tespitine, taraflar arasındaki mu'arazanın men'ine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ödemekle yükümlü olup olmadığı ve kartlı sayaç takma zorunluluğunun bulunup bulunmadığı konusundadır.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi "Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır." düzenlemesi getirmiştir. Aynı Yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.
Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçememek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde, tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür.
Davacı, kendisinden 4.500,00 TL kanal katılım bedeli istendiğini belirterek bu bedelden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Bilirkişi mimar Sümer Demir tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre,davacının 3.134,34 TL.den sorumlu olduğu belirlenmiş,ancak mahkemece,iskan tarihinden sonra yeni bir çalışma yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa Dairemizin uygulamasına göre,aboneliğin iskan tarihinden sonra olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece, davacının kanal katılım ve şebeke bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile,bilirkişi raporu da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir...)
gerekçesiyle karar bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN:Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2012 gün ve E:2012/13-157, K:2012/345 sayılı ilamında da vurgu yapılmış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 05.06.2015 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.