"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bakırköy 7. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 07.02.2013 gün ve 2009/1082 E., 2013/58 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar... Uluslararası Nak. Paz. AŞ ve... Uluslararası Nak. Paz. Ltd Şti vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 05.12.2013 gün ve 2013/13721 E., 2013/21207 K. sayılı kararı ile bozulmuş olmakla yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı işçinin uluslararası tır şoförü olup asgari ücret ile sefer başına 600,00 Euro ile çalıştığını, ayda ortalama 1,5 sefer yaptığını, iş sözleşmesini emeklilik ve haklı sebeplerle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ve ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar... Uluslararası Nak. Paz. AŞ ve... Uluslararası Nak. Paz. Ltd Şti vekili ile davalı ...Uluslararası Nak. Loj. Hizm. Ltd Şti vekili davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, asgari ücret+sefer primi esası ile çalıştığı ve sefer başına ortalama 600,00 Euro aldığı gerekçesiyle kıdem tazminatı ile yıllık izin, ücret ve genel tatil alacaklarının kabulüne; fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ise reddine karar verilmiş; davalılar... Uluslararası Nak. Paz. AŞ ve... Uluslararası Nak. Paz. Ltd Şti vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
Yerel Mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı ve davalılar... Uluslararası Nak. Paz. AŞ ve... Uluslararası Nak. Paz. LtdŞti vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tır şoförü olarak çalışan davacının aldığı sefer primi miktarı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, işin esasının incelenmesinden önce davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edildiği ancak diğer davalı şirket olan ... Şirketi vekiline tebliğ edildiğine dair tebligat parçası ile yine davacı vekilinin temyiz dilekçesinin gerek davalılar vekiline gerekse diğer davalı ... Şirketi vekiline tebliğ edildiğine dair tebligat parçasına dosya içerisinde rastlanılmadığı dikkate alındığında söz konusu temyiz dilekçelerinin karşılıklı tebliğ edilmesinin gerekip gerekmediği hususları ön sorun olarak tartışılmıştır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanunun 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
Bu bağlamda 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi ile Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.
Her ne kadar uygulamada iş mahkemesinde karşı temyiz yolu ile temyiz hakkı tanınmamakta ise de gerek iş hukuku mevzuatında gerekse de HUMK’nun temyize ait maddelerinde bunu engelleyen bir hüküm bulunmadığı açıktır. Bu nedenle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433/1. maddesi gereğince temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunma hakkının tanınması gereklidir.
Buna göre davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin diğer davalı ... Şirketi vekiline tebliğine gerek olup olmadığı hususu ilk ön sorun olarak görüşülmüş ve yapılan değerlendirmede; 1086 sayılı HUMK’un 433/1 fıkrası uyarınca temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliği öngördüğünden davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin diğer davalı ... Şirketi vekiline tebliğine gerek bulunmadığı ve bu nedenle bu eksikliğin giderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine gerek bulunmadığı oyçokluğu ile kabul edilmiştir.
Ancak davacı vekilinin temyiz dilekçesinin gerek davalılar vekiline gerekse diğer davalı ... Şirketi vekiline tebliği hususu ise ikinci ön sorun olarak ele alınmış olup davacının temyiz dilekçesi, Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak davalı şirket vekillerine tebliğ edilmesi amacıyla dosyanın geri çevrilmesinin yerinde olacağı oybirliği ile kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenle söz konusu eksiklik giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
S 0 N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin, davalı şirketler vekili ile diğer davalı ... Şirketi vekiline tebliği için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08/02/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.