"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “kamulaştırılan taşınmazın iadesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin müşterek maliklerden olduğu ve kendisine mirasen intikal eden Sakarya ili Sapanca ilçesi Kırkpınar Beldesinde 1321 parselde kayıtlı 7008,74 m² yüzölçümlü gayrimenkulün ... tarafından 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca kamulaştırıldığını, diğer müşterek maliklerle müvekkiline kamulaştırmaya karşı Sakarya İdare Mahkemesinde 1990/466 E. sayılı dosyası ile dava açtıklarını ancak bu davanın reddedildiğini ve Danıştay 6. Hukuk Dairesinin 1990/466 E. 1990/1269 K. sayılı kararı ile onandığını, bunun üzerine yine aynı davacılar tarafından Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel artırımı davası açıldığını, müvekkilinin de içinde bulunduğu davacılar lehine verilen kararın kesinleştiğini ve tahsil edildiğini, kamulaştırmanın ardından yasal 5 yıllık süre içinde kamulaştırılan dava konusu gayrimenkul üzerinde davalı idarece hiçbir işlem yapılmaması nedeni ile Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinde 2000/52 E. sayılı dosya ile kamulaştırılan gayrimenkulün iadesi için dava açıldığını ancak bu davanın da reddedildiğini, ardından davalı idarenin, davaya konu taşınmazın büyük kısmının yol inşaat ve emniyet sahası dışında kaldığından bahisle yoldan ihdas sureti ile ... adına tescilinin sağlanması için Sapanca Tapu Müdürlüğüne başvurduğunu, taşınmazın ticari amaçla kullanılmak istendiğinin açık olduğunu, elde edilecek gelirin yol yapımında kullanılacak olmasının da kamulaştırma amacı ile değerlendirme olarak nitelendirilemeyeceğini, böylece Sakarya ili Sapanca ilçesi Kırkpınar Köyünde kain 2581 parsel olarak yeniden tapuya kaydedilen 6913,71 metrekare yüzölçümlü gayrimenkulün 5018 sayılı Kanun uyarınca Maliye Hazinesine bedelsiz kayıt ve tescil edildiğini, Milli Emlak Genel Müdürlüğünce satışa hazır hâle getirildiğini, safahatını özetlediği işlemler sonucunda taşınmazın ...'nce kamulaştırıldığını ancak daha sonra devredilerek malikinin Maliye Hazinesi olduğunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün tüzel kişiliği sona ermemesine rağmen Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt edilmiş olmasının 5018 sayılı Kanun hükmüne aykırı bir işlem olduğunu, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinin amaca uygun kullanılamayacak taşınmazın sahibine bedeli karşılığında iadesini düzenlediğini, bu işlemin yasaya aykırı olduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde davalı adına kayıtlı Sakarya ili Sapanca ilçesi Kırkpınar beldesi 2581 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ve müvekkiline ait hissesinin kamulaştırma bedelinin iadesi karşılığında müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın Sapanca servis alanı, geçitler ve toplama yolları yol inşaat ve emniyet sahasına rastladığından Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığını ve kamulaştırma bedellerinin hak sahiplerine ödenerek kesinleştiğini, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesini müteakip idare tarafından taşınmaz üzerinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem yapılmadığından bahisle yasal süresi içerisinde taşınmazın geri alınması için Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/52 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın reddedilerek kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın fiilen kullanılan yolunun dışında kalan 6913,71 m²sinin yoldan ihdas edilerek 2581 parsel sayılı taşınmaz olarak, 5018 Sayılı Kanun gereğince 16.07.2008 tarihli ve 2840 sayılı yevmiye ile Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, daha önce katma bütçeli idare iken genel yönetim kapsamına alınan kamu idarelerinin mülkiyetlerinde bulunan taşınmazlar üzerinde yürüttükleri işlemler nedeni ile görev ve yetki uyuşmazlığının oluşmaması ve dolayısıyla kamu hizmetlerinin aksamaması için ilgili kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazların, 5018 sayılı Kanun’un 45. maddesi gereğince Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın 6913,71 m²sinin 2581 parsel numarası alarak Hazine adına tescil edildiğini, 95,03 m²lik kısmının tescil harici bırakıldığını, dava konusu taşınmazın bir kısmının otoban servis yolu servis alanı içerisinde kaldığını, bu bölümün tel örgü ile çevrildiğini, yukarıda özetlenen durum karşısında davanın öncelikle süre bakımından reddinin gerektiğini, davacıların kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren taşınmazın geri alınması için dava açtıklarını ancak davalarının reddedildiğini, hâl böyle iken 5018 sayılı Kanun gereğince Hazine adına tescili yapılan taşınmazın geri alınması için iş bu tescilin bahane edilerek tekrar dava açılmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının kamulaştırma bedellerini aldığı iş bu dava tarihi itibariyle dava konusu gayrimenkulle hiçbir ilişkisinin kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı ... vekili (Hukuk Genel Kurulu bozma kararı sonrası) cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kamu yararına tahsis edildiğini, bu nedenle eski sahiplerine iade edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin Birinci Kararı:
7. Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.10.2010 tarihli ve 2010/91 E. 2010/272 K. sayılı kararı ile; davacının mülkiyet hakkının kamu gücü kullanılarak ihlal edildiği, taşınmazın kamulaştırma amacı dışına çıkılmak sureti ile Maliye Hazinesi adına tapu kaydı oluşturulmak sureti ile satışa çıkarıldığı, oysa ki kamulaştırma amacı ortadan kalktığı için idare tarafından, taşınmazın öncelikle davacının da aralarında bulunduğu eski sahipleri olan kamulaştırma bedelinin iadesi karşılığında taşınmazı satın alıp almayacakları hususunda bir teklif yapılmasının gerekeceği, davalı idarece taşınmazın 5018 sayılı Kanun gereğince hazine adına tescilinin yapıldığı bildirilmiş ise de, Anayasa ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları nazara alındığında davacının mülkiyet hakkının üstün tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Sakarya ili, Sapanca ilçesi, Kırkpınar Köyü, 2581 parsel sayılı taşınmazın Maliye Hazinesi adına olan tapusunun iptaline, taşınmazın 8 pay itibariyle, 1/8 payının ..., 7/8 payının Maliye Hazinesi uhdesinde bırakılmak suretiyle adlarına tapuya kayıt ve tesciline, davacı tarafından yatırılan kamulaştırma bedelinin, karar kesinleştiğinde Maliye Hazinesine ödenmesine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
8. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
9. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 19.09.2011 tarihli ve 2011/5755 E. 2011/14156 K. sayılı kararı ile; “…Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesi uyarınca, kamulaştırılan taşınmazın iadesine karar verilmesi için, kamulaştırmayı yapan idarenin kamulaştırma bedelinin kesinleşmesinden itibaren beş yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun hiçbir işlem veya tesisat yapmamış olması ve taşınmazı olduğu gibi bırakması ve geri alım davasının da 5 yıllık süre dolduktan sonra takip eden 1 yıl içinde açılması gerekir.
Kamulaştırılan taşınmazın bir bölümüne, kamulaştırma amacına uygun işlem tesis edildiği anlaşıldığından, Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde sözü edilen hiçbir işlem yapılmama unsuru mevcut olmadığı gibi, aynı konuda daha önce açılmış dava da reddedilerek kesinleşmiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın reddi yerine, kabulüne karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin İkinci (Direnme) Kararı:
10. Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.05.2012 tarihli ve 2011/367 E. 2012/224 K. sayılı kararı ile; önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı:
11. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
12. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2013 tarihli ve 2013/5-138 E. 2013/1429 K. sayılı kararı ile; “…5018 sayılı Kanunda ...’nün tüzel kişiliğini kaldıran açık bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, 13.07.2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'daki düzenlenmede de kamu tüzel kişiliğine sahip özel bütçeli idare olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Başka her hangi bir yasal düzenlemeyle de ...’nün tüzel kişiliği kaldırılmamıştır. Kanunla kurulan bu kamu tüzel kişiliğinin, Anayasanın 123/3. maddesi uyarınca yine bir kanunla kaldırılıncaya kadar devam edeceği belirgindir.
Açıklanan bu hukuksal durum karşısında somut olay değerlendirildiğinde, kamulaştırma işlemi ... tarafından yapılarak bedeli de aynı idare tarafından ödenmiş, bilahare taşınmaz 5018 sayılı Kanun'un 45/1. maddesi uyarınca Hazine adına tescil edildikten sonra eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 6001 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 5. fıkrası “Genel Müdürlüğün mülkiyetinde iken 5018 sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesi gereğince Hazine'ye devredilen taşınmazlardan satışı yapılmamış, başka kurum ve kuruluşlara tahsis edilmemiş ve devredilmemiş olanların mülkiyeti, bu Kanun'un yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde Genel Müdürlüğe devredilir.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, kamu tüzel kişiliği ve medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan ...’nün davada taraf olma ehliyeti bulunduğu ve eldeki davada davalı tarafta yer alması gerektiği kuşkusuz olduğundan, mahkemece ...'nün davaya dâhil edilerek 6001 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 5. fıkrası da değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinden ön sorun kabul edilip, hükmün bu nedenle bozulması benimsendiğinden, işin esasına yönelik inceleme yapılmamıştır.
Bu nedenle yerel mahkemenin direnme kararının yukarıda belirtilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmek suretiyle karar bozulmuştur.
Mahkemenin Üçüncü Kararı:
13. Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.07.2014 tarihli ve 2014/57 E. 2014/262 K. sayılı kararı ile; Anayasa ve ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve AİHM kararları nazara alındığında davacının mülkiyet haklarının üstün tutulması gerektiği, davacının dava açma hakkının hukukî imkânsızlık nedeni ile kısıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, yatırılan kamulaştırma bedelinin Karayolları Genel Müdürlüğüne ödenmesine dair karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
14. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
15. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17.02.2015 tarihli ve 2015/1787 E. 2015/2544 K. sayılı kararı ile; “…Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, Yargıtay HGK'nun bozma kararına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idareler vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, ... tarafından servis ve geçit sahasında kalması nedeniyle Mülga 1593 sayılı Erişme kontrollü Karayolları Kanununun 6. maddesi uyarınca kamulaştırıldığı; Kamulaştırma işleminin iptali istemiyle Sakarya İdare Mahkemesi'nin 1990/466 E. sayılı dosyası ile açılan davanın reddedildiği ve Danıştay 6. Dairesi'nce onanarak kesinleştiği; bunun üzerine davacının da içinde bulunduğu malikler tarafından bedel artırım davası açıldığı ve Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.12.1993 Tarih 234/205 sayılı kararı ile bedelin arttırılmasına karar verildiği; ardından yasal 5 yıllık süre içinde kamulaştırılan dava konusu gayrimenkul üzerinde davalı idarece hiçbir işlem ve tesis yapılmadığından bahisle kamulaştırılan taşınmazın iadesi için dava açıldığı, Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20.09.2001 Tarih 2000/52 – 2001/135 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6001 Sayılı ...'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 22/3. maddesi uyarınca, karayolu güzergâh planlarına uygun olarak yapılan kamulaştırmalarda ilgili karayolu güzergâh planı yürürlükte olduğu sürece 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23. maddesi hükmü uygulanmaz.
Ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6552 sayılı Kanunla değişik 23/3. maddesi uyarınca kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçtikten sonra, kamulaştırılan taşınmaz malda hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple hak, bedel veya tazminat talebinde bulunulamaz ve dava açılamaz. Kaldı ki, kamulaştırılan 7008,74 m² yüzölçümlü taşınmazın bir bölümüne, kamulaştırma amacına uygun işlem tesis edildiği, kalan 6913,71 m²'lik kısmı ifrazen ayrı bir parsel numarası aldığı anlaşıldığından, Kamulaştırma Kanununun 23. maddesinde sözü edilen hiçbir işlem yapılmama unsuru da mevcut değildir.
Öte yandan aynı kişi tarafından, aynı konuda ve aynı gerekçeyle daha önce açılan dava Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20.09.2001 Tarih 2000/52 – 2001/135 sayılı kararı ile reddedilerek kesinleşmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabul kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin Dördüncü (Direnme) Kararı:
16. Sapanca Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2015 tarihli ve 2015/221 E. 2015/350 K. sayılı kararı ile; önceki karardaki gerekçe ile direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
17. Direnme kararı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
18. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tamamı ... tarafından kamulaştırılan taşınmazın yolda kalan ve terkin edilen kısmı dışında bulunan ve Hazine adına tesciline karar verilen bölümünün kamulaştırma bedelinin iadesi karşılığında tapusunun iptali ile tesciline karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
19. Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin ve kavramların irdelenmesinde yarar vardır.
20. 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu’nun 6. maddesinde “Erişme kontrollü karayolunun yapımı, gelişmesi ve çevresinin korunması ve düzenlenmesi için gereken genişlikte arazi şeridi kamulaştırılır ve bu maksatla yapılan kamulaştırmalarda 6830 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi uygulanmaz” hükmü bulunmaktadır.
21. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 22. maddesi “(1) Genel Müdürlük, görev alanına giren her türlü karayolunun yapımı, geliştirilmesi, çevresinin korunması ve düzenlenmesi ve/veya tesislerin yapımı için gerekli taşınmazları kamulaştırma yetkisine sahiptir.
(2) İşletme hakkı verilen veya devredilen erişme kontrollü karayollarında, ihtiyaç doğması hâlinde yapılacak kamulaştırma işlemleri Genel Müdürlükçe yapılır. Sözleşmelerde, kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının işletici şirketçe ödenmesi hususu hükme bağlanabilir. Kamulaştırılan taşınmazlar ile üzerinde yapılan yapı ve tesisler Devlet malı hükmündedir.
(3) Karayolu güzergâh planlarına uygun olarak yapılan kamulaştırmalarda ilgili karayolu güzergâh planı yürürlükte olduğu sürece 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 23 üncü maddesi hükmü uygulanmaz” şeklinde düzenlenmiştir.
22. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Mal sahibinin geri alma hakkı” başlıklı 23. maddesi;“Kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl içinde, kamulaştırmayı yapan idarece veya 22 nci maddenin (DEĞİŞİK İBARE RGT: 11.09.2014 RG NO: 29116 MÜKERRER KANUN NO: 6552/100) dördüncü fıkrası uyarınca devir veya tahsis yapılan idarece; kamulaştırma ve devir amacına uygun hiç bir işlem veya tesisat yapılmaz veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilmeyerek taşınmaz mal olduğu gibi bırakılırsa, mal sahibi veya mirasçıları kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte ödeyerek, taşınmaz malını geri alabilir.
Doğmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmayan geri alma hakkı düşer.
(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 11.09.2014 RG NO: 29116 MÜKERRER KANUN NO: 6552/100) Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen süreler geçtikten sonra kamulaştırılan taşınmaz malda hakları bulunduğu iddiasıyla eski malikleri veya mirasçıları tarafından idareden herhangi bir sebeple hak, bedel veya tazminat talebinde bulunulamaz ve dava açılamaz.
Aynı amacın gerçekleşmesi için birden fazla taşınmaz mal birlikte kamulaştırıldığı takdirde bu taşınmaz malların durumunun bir bütün oluşturduğu kabul edilerek yukarıdaki fıkralar buna göre uygulanır.
Özel kanunlarda bu maddenin uygulanmayacağına ilişkin hükümler saklıdır. 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununa dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda ve bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklindedir.
23. Somut olayda dava konusu taşınmaz, ... tarafından servis ve geçit sahasında kalması nedeniyle mülga 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca kamulaştırılmış, kamulaştırma işleminin iptali istemiyle Sakarya İdare Mahkemesine açılan davanın reddine karar verilmiş ve karar Danıştay 6. Dairesi tarafından onanarak kesinleşmiştir. Bunun üzerine davacılar tarafından bedel artırım davası açılmış ve mahkemece 02.12.1993 tarihli ve 1993/234 E. 1993/205 K. sayılı karar ile kamulaştırılan taşınmazın bedelinin artırılmasına karar verilmiş, verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ve karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın karar kesinleşmiştir.
24. Davacı ... ve arkadaşları tarafından 05.04.2000 tarihinde ... aleyhine açılan Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesine dayalı geri alım davasında ise, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve karar derecaattan geçmek suretiyle 23.05.2002 tarihinde kesinleşmiştir.
25. Kamulaştırma nedeniyle 26.02.1991 tarihinde yola terki yapılarak sicilden silinen 1321 parsel sayılı 7008,74 m2 yüzölçümlü taşınmaz, değişiklik beyannamesinde belirtilen 6913,71 m2’lik kısmı yol inşaat ve emniyet sahası dışında kalması nedeniyle yoldan ihdas suretiyle yeniden ihya edilerek 2581 parsel numarası ile 27.07.2005 tarihinde ... adına, 16.07.2008 tarihinde de 5018 sayılı Kanun gereğince re’sen Maliye Hazinesi adına tescil edilmiştir.
26. Davacı vekili, tamamı ... tarafından kamulaştırılan taşınmazın yolda kalan ve terkin edilen kısmı dışında bulunan ve Hazine adına tesciline karar verilen bölümünün kamulaştırma bedelinin iadesi karşılığında tapusunun iptali ile payı oranında adına tesciline karar verilmesi istemi ile eldeki davayı 15.03.2010 tarihinde açmıştır.
27. Davanın açıldığı tarih itibariyle mülga 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu yürürlüktedir. Anılan Kanun, 13.07.2010 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe konulan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmış olup, somut olayda mülga 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
28. Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinin son fıkrasında (§ 21) hangi hâllerde malikin geri alma hakkını kullanamayacağı düzenlenmiş olup, mülga 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu’nun 6. maddesinde erişme kontrollü karayolunun yapımı, gelişmesi ve çevresinin korunması ve düzenlenmesi için gereken genişlikte arazi şeridinin kamulaştırılacağı, bu maksatla yapılan kamulaştırmalarda 6830 sayılı İstimlak Kanunun 23. maddesinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “İstimlak Kanununa yapılan atıflar” başlıklı 41. maddesinde “Diğer kanunlarda İstimlak Kanununa veya belli maddelerine yapılan atıflar bu Kanuna veya bu Kanunun aynı konuları düzenleyen madde veya maddelerine yapılmış sayılır.” hükmü ile mülga 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu’nun 6. maddesi gözönüne alındığında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 23. maddesinin eldeki davada uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
29. Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesinde ise, kamulaştırılan taşınmaza kamu hizmetleri için ihtiyaç duyulmaması hâlinde idare tarafından taşınmazın eski malikine iadesine ilişkin koşullar düzenlenmiş olup, dosya kapsamında idarenin dava konusu bölüm ile ilgili Kamulaştırma Kanunu’nun 22. maddesine göre bir işlemi bulunmamaktadır.
30. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan kanun hükümleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
31. Hâl böyle olunca direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.