Logo

Hukuk Genel Kurulu2017/2678 E. 2021/1558 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Feragat edilen kamulaştırma bedel tespiti davasından sonra aynı taşınmaz için yeni bir kamulaştırma kararı alınması üzerine açılan yeni davada dava şartlarının bulunup bulunmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararından sonra dosyaya sunulan Danıştay kararını da dikkate alarak verdiği karar, yeni bir delile dayanarak tesis edildiğinden ve ilk kararın gerekçesini değiştirdiğinden gerçek bir direnme kararı niteliğinde olmadığı, yeni hüküm oluşturduğu gözetilerek dosyanın yeni hükme göre inceleme yapacak olan Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin karar davacı idare vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı idare vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı idare vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti davalıya ait olan Seyhan ilçesi İstiklal Mahallesi 11156 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ile üzerindeki bina ve muhdesatların kamulaştırılarak büyükşehir belediye encümeninin 21.12.2011 tarihli ve 3001 sayılı kararı ile kamulaştırma işleminin pazarlık usulü ile yapılmasına karar verildiğini, taşınmaz malikinin pazarlık ile anlaşmaya yanaşmadığını ileri sürerek kamulaştırılmasına karar verilen Adana ili Seyhan ilçesi İstiklal Mahallesi 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar ile üzerindeki bina ve muhdesatların kamulaştırma bedelinin tespitine ve müvekkili belediye adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın kamulaştırılması için belediye encümeninin 23.02.2011 tarihli ve 422 sayılı kararı gerekçe gösterilerek idare tarafından Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/496 E. sayılı davanın açıldığını, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini ve karar henüz kesinleşmediği için derdestlik itirazında bulunduklarını, aynı zamanda Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/496 E. sayılı dosyasının kesin hüküm teşkil ettiğini, encümen kararının hukuken geçerli ve yürütülebilir bir karar olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.04.2013 tarihli ve 2013/139 E. 2013/319 K. sayılı kararı ile; davalıya ait taşınmazlara yönelik 23.02.2011 tarihli ve 422 sayılı encümen kararı ile kamulaştırma işlemleri başlatıldığı, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu yapılarak yargılama yapıldığı sırada, bu kez 21.12.2011 tarihli ve 3001 sayılı encümen kararı alınarak 30.10.2012 tarihli uzlaşmazlık tutanağına dayalı olarak kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemli yeni dava açıldığı, 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davadan 09.01.2013 tarihinde feragat edildiği, 21.02.2013 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine dair karar verildiği, dava şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 114. maddesinin 1. fıkrasının h-ı-i bentleri uyarınca dava şartları yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince 17.09.2013 tarihli ve 2013/9801 E. 2013/11628 K. sayılı kararı ile; ''...Mahkemece; davacı idarenin dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, aynı konuda derdest dava bulunduğu ve daha önce açılan dava nedeniyle hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçeleri ile dava şartları oluşmadığından HMK nun 114/h, 114/ı ve 114/i maddeleri uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davadan önce idare tarafından 23/02/2011 gün ve 422 sayılı encümen kararı uyarınca kamulaştırma kararı alınarak Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca bedel tespit ve tescil davası açıldığı, yargılama Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 2011/496 esas sayılı dosya ile devam ederken kamulaştırma kararına karşı idari yargıda iptal davası açıldığı, davanın kabul edilerek kararın iptal edildiği, bunun üzerine davacı idarenin açılan bedel tespit ve tescil davasından feragat ettiği ve idare mahkemesinin iptal kararında açıklanan hususlara dikkat ederek yeniden imar planı tadilatı yaptığı, belediye encümeni tarafından bu kez 21/12/2011 gün ve 3001 sayılı yeni bir kamulaştırma kararı alınarak eldeki bu davanın açıldığı, yeni kamulaştırma kararına dayanak olan imar planı değişikliğine karşı da idari yargıya başvurulduğu, Adana 2. İdare Mahkemesinin 2012/221-1789 sayılı kararı ile plan değişikliğinin iptali isteminin reddine karar verildiği, encümenin kamulaştırma kararının iptaline veya yürütmesinin durdurulmasına dair bir idari yargı kararının da bulunmadığı anlaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan durum karşısında davacı idarece kamulaştırma kararı verildikten sonra Kamulaştırma Kanununun 10.maddesi uyarınca bedel tespit ve tescil davası açmakta her zaman hukuki yararının bulunduğu, önceki davanın feragat ile sonuçlandıktan sonra yeni alınan kamulaştırma kararı gereğince eldeki davanın açıldığı, buna göre derdest bir dava bulunmadığı, kaldı ki ilk davada encümen tarafından verilen ilgili kamulaştırma kararının idari yargı tarafından iptal edilmesi nedeniyle Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/496 esas sayılı dosyada görülen bedel tespit ve tescil davasının konusunun kalmadığı anlaşıldığından, yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.01.2015 tarihli ve 2014/262 E. 2015/22 K. sayılı kararı ile, yapılan yargılamada davalı tarafın 17.10.2014 havale tarihli dilekçesindeki ayrıntılı açıklama ve gerekçeler, 24.11.2014 tarihli dilekçesindeki ek beyanları ve 04.12.2014 tarihli dilekçesi ile ekindeki Danıştay kararı birlikte değerlendirildiğinde derdestlik, kesin hüküm ve davacının hukukî yararının bulunmadığı nedenlerine dayalı dava şartları yokluğundan dolayı davanın reddinin gerektiği görüşüne ve dayanaklarına katılınmakla Yargıtay bozma ilamındaki değerlendirmenin somut çekişmedeki unsurlara uymadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; idare tarafından encümen kararı uyarınca kamulaştırma kararı alınarak bedel tespit ve tescil davası açıldığı, yargılama devam ederken kamulaştırma kararına karşı idari yargıda açılan iptal davası ile kararın iptal edildiği, bunun üzerine davacı idarenin açılan bedel tespit ve tescil davasından 16.01.2013 tarihinde feragat ettiği ve belediye encümeni tarafından 21.12.2011 tarihli ve 3001 sayılı yeni bir kamulaştırma kararı alınarak kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescilinin talep edildiği eldeki davada, dava şartlarının (hukukî yarar, derdestlik, kesin hüküm) bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak değerlendirilmiştir.

13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).

14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

15. Somut olayda mahkemece ilk kararda; “…Davalı taşınmazlarına yönelik 23.02.2011 tarihli ve 422 sayılı encümen kararı ile kamulaştırma işlemleri başlatılıp, 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu yapılmakla yargılama sürdürülürken, bu kez 21.12.2011 gün ve 3001 sayılı encümen kararı alınarak 30.10.2012 tarihli uzlaşmazlık tutanağına dayalı olarak kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil istemli yeni dava açıldığı, 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki davadan feragat tarihi 09.01.2013 ve feragat nedeni ile davanın reddine dair karar tarihinin 21.02.2013 olduğu, dava şartlarının ayrı ayrı nitelikleri ile oluşmadığı gerekçesiyle HMK’nın 114/1-h. maddesi, 114/1-ı maddesi, 114/1-i maddesi uyarınca dava şartları yokluğu nedeni ile davanın reddine…” dair karar verildiği, Özel Dairece; kamulaştırma kararı verildikten sonra idare tarafından bedel tespit ve tescil davası açmakta her zaman hukukî yararının bulunduğu, yeni alınan kamulaştırma kararı gereğince eldeki davanın açılması nedeniyle derdest bir dava bulunmadığı, ilk davada encümen tarafından verilen ilgili kamulaştırma kararının idari yargı tarafından iptal edilmesi nedeniyle Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/496 E. sayılı dosyada görülen bedel tespit ve tescil davasının konusunun kalmadığı, bu nedenle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verildiği, mahkemece davacı tarafından sunulan 17.10.2014 havale tarihli dilekçesi, 24.11.2014 tarihli dilekçesindeki ek beyanları ve 04.12.2014 tarihli dilekçesi ile ekindeki Danıştay kararı değerlendirilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.

16. Buna göre bozma kararı sonrası dosyaya sunulan Danıştay 6. Dairenin kararı incelendiğinde, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/139 E. sayılı dosyasında bedel tespit ve tescil davası açıldığı, kamulaştırma işleminin tamamlandığı, kamulaştırma işleminin iptali istemine ilişkin davayı incelenmeksizin reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmadığı, ayrıca imar planının dayanağını oluşturan ve sonradan yürürlüğe giren 1/5000 ölçekli nazım imar planına karşı açılan davada Adana 2. İdare Mahkemesince verilen 2012/1826 E. 2013/830 K. sayılı davanın reddine ilişkin kararın temyiz edilip edilmediğinin, temyiz edilmiş ise sonuçlanıp sonuçlanmadığının araştırılması gereğine değinilmek suretiyle Adana 2. İdare Mahkemesinin 2012/221 E. sayılı davasında verilen kararın bozulmasına karar verildiği, bu hâliyle mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.

17. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında mahkeme kararının yeni bir gerekçeye dayalı olmadığı, direnme kararında yer alan gerekçelerin ilk kararın kuvvetlendirilmesine yönelik olduğu, bu nedenle ön sorunun bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı idare vekili ve davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2021 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.