Logo

Hukuk Genel Kurulu2017/2679 E. 2021/1393 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar planında kentsel hizmet alanına ayrılan ancak fiilen el atılmayan taşınmaz için açılan kamulaştırmasız el atma davasında görevli mahkemenin adli mi yoksa idari yargı mı olduğunun tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: İmar planında kamu hizmetine ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi, malikin mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarruf yetkisinin kısıtlanması nedeniyle kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 37. maddesi uyarınca bu tür uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı idare vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Avcılar Mahallesi,... parsel sayılı 47.214 m2 yüzölçümlü taşınmazın paydaşı olduğunu, tapu kayıtlarında Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) lehine kamulaştırma şerhinin bulunduğunu, taşınmazın 6545 m2'lik kısmı için TEK Yönetim Kurulunun 18.06.1987 tarihli ve 25-630 sayılı kararı ile Ambarlı Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali yeri olarak kamulaştırmaya tabi tutulduğunu, bu kısım ile ilgili olarak 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi doğrultusunda mahkemeden taşınmaza acele el konulmasına karar verilmesinin istendiğini, taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olması nedeniyle tespit olunan bedelin 6312 parsel adına banka hesabına yatırıldığını, mahkemenin el koyma kararından sonra davalı idare tarafından başkaca herhangi bir işlem gerçekleştirilmediğini, davalı idarece Kamulaştırma Kanunu’nda belirlenen mükellefiyetlerin yerine getirilmediğini, bu hâliyle davalı idarenin eyleminin içtihatlar uyarınca da kamulaştırmasız el atma niteliği taşıdığını, taşınmazın kamulaştırmasız el atılan kısmının davalı ...Ş. lehine kentsel hizmet kapsamına alındığını, dava konusu taşınmazın imar parseli olup, şehrin çok önemli ve değerli bir kısmında yer aldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla kamulaştırmasız el atılan kısmın mülkiyetinin davalı idareye devri karşılığı şimdilik 10.000TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 26.02.2013 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırmıştır.

Davalı Cevabı:

5. Davalı idare vekili, davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, zira kamulaştırma şerhinin İSKİ Genel Müdürlüğü lehine konulduğunu, ayrıca taşınmaza yönelik kamulaştırma işlemi yapılarak bedelin Vakıflar Bankası Bakırköy Şubesine yatırıldığını, ayrıca davalı idarenin sorumlu olduğu alanın tespit edilmesi gerektiğini, kamulaştırmasız el atma iddiasını kabul etmediklerini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemenin Kararı:

6. Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11.04.2013 tarihli ve 2012/272 E. 2013/183 K. sayılı kararı ile; dava konusu İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Avcılar Mahallesi, 47.214 m2 yüzölçümlü, 6312 parsel sayılı taşınmazın 18/503, 153/503 ve 45/503 hisse olmak üzere toplam 216/503 hissesinin tapuda davacı ... adına kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmazın Avcılar Belediye Başkanlığının 28.08.2008 tasdik tarihli ve 1/1000 ölçekli Avcılar Uygulama İmar Planında kısmen mezarlık, kısmen kentsel hizmet alanı, kısmen ağaçlandırılacak alan, kısmen park ve kısmen de yolda kaldığının belirlendiği, taşınmaz içinde bilirkişi rapor ve krokisinde sarı taralı olarak gösterilen 6545 m2 yüzölçümlük kısmının Ambarlı Fueloil Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali kamulaştırma sahasında kalması sebebiyle mülga TEK Yönetim Kurulu'nun 18.06.1087 (1987) tarihli ve 25-630 sayılı kararı ile kamulaştırıldığı, bu alanın EÜAŞ’nin kamulaştırma ve sorumluluk alanı içerisinde bulunduğu, davalı idarenin sorumluluğu alanında bulunan kısmın öncesinde acele el koyma suretiyle bedeli belirlenerek taşınmazın nizalı olması nedeniyle bedelin bankaya yatırıldığı ancak daha sonra Kamulaştırma Kanunu’na uygun olacak şekilde herhangi bir kamulaştırma ve tebligat işleminin yapılmadığı, kamulaştırma işleminin yasalara uygun şekilde tamamlanmaması nedeniyle davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın el atıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, toplam 3.082.359,29TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 24.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Müdürlüğünden tahsili ile davacı ...'ya ödenmesine, dava konusu İstanbul ili, Avcılar ilçesi, Avcılar Mahallesi, 47.214 m2 yüzölçümlü, 6312 parsel sayılı taşınmazda teknik bilirkişinin 04.11.2012 tarihli rapor ve krokisinde sarı taralı ve (N) harfi ile gösterilen 6545 m2 yüzölçümlü, sarı taralı alanın taşınmazdan ifrazı ve davacı ... adına kayıtlı 18/503, 153/503 ve 45/503 olmak üzere toplam 216/503 payın tapu kaydının iptali ile iptal edilen bu payların davalı ...Ş. adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

Özel Dairenin Bozma Kararı:

7. Mahkemenin bu kararı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

8. Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 02.12.2013 tarihli ve 2013/13975 E. 2013/21296 K. sayılı kararı ile; “…Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmaz imar planında kentsel hizmet alanı olarak ayrılmış ise de; mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, taşınmaza davalı idarelerce fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.

11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.

Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddi yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir…” gerekçesiyle karar oy çokluğu ile bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2014 tarihli ve 2014/62 E. 2014/256 K. sayılı kararı ile; kamulaştırma işlemine başlanmasına rağmen tamamlanmadığından geçerli bir kamulaştırma işleminden söz etmenin mümkün olmadığı, imar planlarında taşınmazın bu amaca ayrıldığı kayden belirlenip hukukî el atma olgusu sağlanması yanında, fiili kamulaştırma işlemi yapılarak ayrıca taşınmaza fiilen de el atıldığı, bunun yanında dava konusu taşınmaza fiilen el atılması nedeniyle 6487 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, somut olayda Kamulaştırma Kanunu’nun 37. maddesi uyarınca adli yargının görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin eldeki davada, taşınmaza davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen et atma olgusunun kabul edilmemesi durumunda hukukî el atma iddiasına dayalı kamulaştırmasız el atma davasına adli yargı yerinde mi, yoksa idari yargı yerinde mi bakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. İdare, kamu yararı nedeniyle, kamusal amaçların gerçekleştirilmesi için bir takım işlemler yaparken, Anayasa’nın ikinci kısmında yer alan temel hak ve hürriyetlerle uyumlu, özellikle 35. maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkına saygılı olmalıdır.

13. Bir kişinin taşınmazına eylemli olarak el atılıp tamamen veya kısmen kullanılmasına engel olunması ile, imar uygulaması veya ilgili kanunların uygulanması sonucu o kişinin mülkiyetinde olan taşınmaza hukuken kullanmaya engel sınırlamalar getirilmesi arasında sonucu itibari ile bir fark bulunmamakta, her ikisi de kişinin mülkiyet hakkının sınırlandırılması anlamında aynı sonucu doğurmaktadır.

14. Bu itibarla kamulaştırmasız el atma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el atma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebilecekleri açıktır.

15. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında uyuşmazlığın esasını teşkil eden hukuken el atılan taşınmazlarda yargı yolu kavramı irdelendiğinde;

16. Hukuken el atılan taşınmazlarla ilgili ilk yasal düzenleme 24.05.2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanun ile Kamulaştırma Kanunu’nun geçici 6. maddesinde yer almış, ardından 6745 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile bu düzenleme mülga olmuş ve aynı Kanun’un 33. maddesi ile Kamulaştırma Kanunu’na Ek 1. madde eklenmiştir.

17. 6745 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Ek 1. maddesinde; “…Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.

Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir.

Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise geçici 6 ncı maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca ayrılması gereken yüzde iki oranındaki ödenekler, yüzde dört olarak ayrılır. İlave olarak ayrılan yüzde iki oranındaki ödenekler, münhasıran bu ek madde ile geçici 11 inci ve geçici 12 nci maddeler kapsamında yapılacak ödemelerde kullanılır. Yapılacak ödemelerin toplam tutarının ilave olarak ayrılan ödeneğin toplamını aşması hâlinde, ödemeler, en fazla on yılda ve geçici 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre yapılır.” şeklinde hüküm mevcut iken, Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayınlanan 20.12.2018 tarihli ve 2016/181 E. 2018/111 K. sayılı kararı ile; maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesi dışında kalan bölümü, Anayasa’nın 2, 35 ve 46. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptal edilmiştir.

18. Dolayısıyla maddenin 1. fıkrasındaki “Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.” cümlesi de iptal edilen bölüm içerisinde kalmaktadır.

19. Tüm bu açıklamalar ve ortaya konulan yasal düzenlemeler karşısında somut olay incelendiğinde; Avcılar Belediye Başkanlığının 04.06.2012 ve 14.08.2012 tarihli yazı cevaplarında dava konusu taşınmazın kısmen mezarlık, kısmen park, kısmen kentsel hizmet alanı (T.E.A.Ş), kısmen ağaçlandırılacak kısım ve kısmen de yol alanı kapsamına alındığı bildirilmiş, mahallinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarına göre, imar planında kentsel hizmet alanı olarak ayrılan alanın mevcut durumu itibariyle boş arsa vasfında olduğu, bu nedenle davalı idare tarafından fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır. Ancak uzun yıllar kamu hizmetine tahsis edilen ancak amacın fiilen hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarenin, malikin taşınmaz üzerindeki tasarruf hakkını belirsiz bir süre için kullanılamaz hâle getirdiği, dolayısıyla malikin taşınmazdan mülkiyet hakkının özüne uygun şekilde yararlanma olanağı kalmadığı, taşınmaz malikinin mülkiyet hakkının hukuksal bir nedene dayanılmadan idarece engellendiği kuşkusuzdur.

20. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Yetkili ve görevli mahkeme ve yargılama usulü” başlığını taşıyan 37. maddesinde “Bu Kanundan doğan tüm anlaşmazlıkların adli yargıda çözümlenmesi gerekenleri, taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerinde basit yargılama usulü ile görülür.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Bu nedenle Kamulaştırma Kanunu’nda açıkça “idari yargıda görülür” şeklinde düzenlenmeyen uyuşmazlıklar, adli yargıda taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde görülecektir.

21. Hâl böyle olunca Mahkemece, kamulaştırmasız el atma olgusunun varlığının kabulüyle, bu davalarda Kamulaştırma Kanunu’nun 37. maddesi uyarınca adli yargının görevli ve yetkili olduğuna yönelik direnme kararı, yukarıda yer alan mevcut yasal düzenlemeler uyarınca yerindedir.

22. Ne var ki, bozma nedenine göre işin esası Özel Dairece incelenmediğinden, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Direnme uygun olup, davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.