Logo

Hukuk Genel Kurulu2018/47 E. 2021/1618 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile dava dışı üçüncü kişi tarafından ortak olarak açılan hesaptaki paranın tamamının davacı tarafından tek başına istenip istenemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire’nin, dava konusu hesabın niteliğinin belirlenmesi ve davacının hesaptaki paranın tamamını tek başına isteyip isteyemeyeceğinin denetlenmesi gerektiği yönündeki bozma kararına rağmen, yerel mahkemenin bu hususları irdelemeden direnme kararı vermesi ve bu kararın yeni bir hüküm niteliğinde olması nedeniyle, dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar, davalı Banka, davalı TSMF ve fer’î müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı Banka, davalı TMSF ve fer’î müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili; müvekkilinin... A.Ş. Denizli Şubesi'nde hesap açtırdığını, 17.05.2000 olan vade tarihinde %27 faizle tahsil etmek üzere anılan hesaba 120.000 USD yatırdığını, vade tarihinde bankaya gittiğinde bankaya el konulduğunun ve parasını fondan alacağının söylendiğini, ancak müvekkilinin parasını alamadığını, paranın müvekkilinin bilgisi dışında offshore banka hesabına aktarıldığını, hesabın bulunduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde açılan dava sonucunda müvekkili lehine tesis edilen karar sonrası yapılan adli takibatın semeresiz kaldığını, müvekkilinin banka görevlilerince yanıltıldığını, davalıların sorumluluklarının bulunduğunu ileri sürerek 74.000TL'nin 17.05.2000 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar Cevabı:

5. Davalı Banka ve TMSF vekili; görev, hak düşürücü süre ve husumet itirazı ile zamanaşımı def’inde bulunarak hesap açma işleminin davacının bilgisi dâhilinde gerçekleştiğini, müvekkillerinin offshore hesapları nezdindeki alacaklar bakımından herhangi bir garantisinin bulunmadığını, müvekkillerinin sorumlu olmadıklarını, faiz talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.10.2013 tarihli ve 2010/231 E., 2013/505 K. sayılı kararı ile; davacının ... A.Ş. Denizli Şubesi’ne 17.05.2000 tarihinde 74.000TL yatırdığı, sonrasında anılan paranın offshore hesabına aktarılmış gibi gösterildiği, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.10.2010 tarihli ve 2002/205 E. 2010/410 K. sayılı kesinleşen kararına göre, ... A.Ş.'nin bir kısım yöneticilerinin ... A.Ş. aracılığıyla offshore hesabı açtıran kişileri bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraları kendi şirketlerine kredi olarak aktardıkları, offshore bankasının paravan bir şirket olarak kurdurulduğunun anlaşıldığı, bu şekilde ... A.Ş.'nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer offshore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığının açıkça ortaya konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Banka, davalı TMSF ve fer’î müdahil vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

8. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06.03.2015 tarihli ve 2014/5160 E., 2015/2954 K. sayılı kararı ile; “…1-Hüküm fer’i müdahil vekili tarafından temyiz edilmiş ise de temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydı yapılmadığı gibi temyiz harcı da yatırılmamıştır. Bu durumda usulüne uygun bir temyiz başvurusunun bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, HUMK’nın 432/4. maddesi uyarınca anılan vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Davalı Banka ve TMSF vekilinin temyizine gelince; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı Banka ve TMSF vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3-Dava, davalı mevduat hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkin olup, dosya arasında bulunan hesap sözleşmesi, hesap ekstresi ve havale talimatı da gözetilerek davacı ile dava dışı ...’nin ortak hesap açtıkları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, mahkemece davacının dava konusu ettiği hesabın niteliği kuşkuya yer bırakmaksızın belirlenmeden, tek başına dava açıp dava konusu hesaptaki paranın tümünü kendi adına isteyip isteyemeyeceği denetlenebilir bir şekilde değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olup doğru görülmemiştir.

Öte yandan, dava konusu edilen miktarın reeskont faizi ile tahsili talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece talep de aşılmak suretiyle yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesi de doğru olmamış kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.12.2016 tarihli ve 2016/1054 E., 2016/1022 K. sayılı kararı ile önceki gerekçeye ek olarak; davacı ile dava dışı ...’nin ortak hesap açtıkları, hesap sözleşmesi uyarınca davacı ile dava dışı ...’nin hesaptan para çekme, transfer emirleri veya başka şekilde surette hesaptan yapılacak ödemeler ile tasarruflar konusunda her birinin münferit imza ile yetkili olduklarının düzenlendiği, bu hususun davacının tek başına dava açıp dava konusu hesaptaki paranın tamamını kendi adına isteme yetkisini de içerdiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı süresi içinde davalı Banka, davalı TMSF ve fer’î müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı ile dava dışı ... tarafından ortak olarak açılan dava konusu hesaptaki paranın tümünün davacı tarafından işbu dava ile tek başına istenip istenemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre dava konusu edilen miktara ilişkin talep edilen reeskont faiz talebi karşısında davacı lehine avans faizine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

IV. GEREKÇE

13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.

15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

16. Somut olayda Özel Dairece, dava konusu banka hesabının dava dışı ... ile birlikte açılan bir hesap olduğu, bu sebeple davacının dava konusu ettiği hesabın niteliğinin belirlenmeden ve tek başına dava açıp dava konusu hesaptaki paranın tümünü kendi adına isteyip isteyemeyeceği denetlenebilir bir şekilde değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin eksik incelemeye dayalı olduğu, ayrıca dava konusu edilen miktara yönelik reeskont faizi talep edilmiş olmasına rağmen talep aşılarak avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulduğu, mahkemece bozma kararı sonrasında davacı ile dava dışı ...’nin açtıkları ortak hesabın niteliği, hesap sözleşmesi de değerlendirilerek davacının tek başına dava açıp dava konusu hesaptaki paranın tamamını kendi adına isteme yetkisinin bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

17. Açıklanan bu maddi ve hukukî olgulara göre, mahkemece önceki kararda direnildiği belirtilmiş ise de; esasen Özel Dairenin bozma kararında belirtilen şekilde dava konusu banka hesabının niteliği belirlenip buna dayalı değerlendirme yapmak suretiyle bozma kararında belirtilen hususlar yerine getirilmiştir. Bu hâliyle verilen direnme kararının gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu açıktır.

18. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

19. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı Banka, davalı TMSF ve fer’î müdahil vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.