"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep 2. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin Gaziantep şubesinde 2005 yılında teknik servis elemanı olarak işe başlayan müvekkilinin 2 yıl sonra bölge sorumlusu unvanıyla görevine devam ederken eğitim amacıyla İstanbul’da şirket merkezine çağrıldığını, ancak gittiğinde istifa dilekçesi imzalatılmaya çalışılarak işine son verilmek istendiğini gören müvekkilinin şirket merkezini terk ederek Gaziantep’e döndüğünü, hastalığı sebebiyle istirahat raporu aldığını ancak devamsızlık yaptığı gerekçesiyle raporlu iken 25.07.2012 tarihinde ihtar yollandığını, akabinde 03.08.2012 tarihli ihtar ile işine son verildiği bildirilen müvekkiline 14.08.2012 tarihinde tekrar ihtar gönderilerek ikinci kez işine son verildiğinin bildirildiğini, gönderilen ihtarların iş sözleşmesini sona erdirmeyi meşrulaştırmak adına işverence usulsüz şekilde düzenlendiğini, iş sözleşmesinin haksız ve usulsüz feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının işyerinde yaşadığı sıkıntılar ve şikâyetler sebebiyle İstanbul’da eğitime çağrıldığını, şirket merkezine geldiğinde davacıdan aksaklıklar konusunda yazılı bilgi vermesinin istendiğini, bunun üzerine davacının şirket telefonunu yere atarak bu şartlarda birlikte çalışamayacağını söylemesi üzerine istifasını verebileceği söylenince şirket merkezini terk edip Gaziantep’e döndüğünü, davacının yaptıklarında ısrarlı olması sebebiyle iş sözleşmesinin 14.08.2012 tarihli ihtarname ile feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararı:
6. Gaziantep 2. İş Mahkemesinin 30.09.2015 tarihli ve 2012/663 E., 2015/310 K. sayılı kararı ile; işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat edilemediği, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ayrıca ücret ile performans ve fazla çalışma ücreti alacaklarının bulunduğu ancak ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Gaziantep 2. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince 18.10.2018 tarihli ve 2017/15774 E., 2018/22502 K. sayılı kararı ile; (1) numaralı bentte davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, “…2-Davacı işçinin iş sözleşmesinin feshi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı istirahat raporunun bitiminde işverenin işe başlatmadığını beyan ederken, işveren şirket ise işçinin devamsızlık yaptığını, katılması gereken eğitimlere katılmadığını, hakkında tutanak tutulduğunu, ihtarnamelere rağmen davacının işbaşı yapmadığını iddia etmiştir. Mahkemece; iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin işveren tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmiş ise de bu tespitin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada yer alan kayıt ve belgelerden, işverenin, davacıyı işin yürütümünde yaşanan aksaklıklar sebebi ile iş süreçlerini konuşmak, ilgili beyanlarını almak ve eğitim programı için İstanbula davet ettiği, 25/07/2012 tarihli ihtarnameye göre davacının iş süreçlerine ilişkin sorulara cevap vermeyerek işten ayrılacağını belirterek şirket binasını terk ettiği, davacının istirahat raporunun bitimi sonrası 01/08/2012 tarihinde eğitimin tekrarlanması için tekrar davet edildiği ancak 02/08/2012 tarihli tutanağa göre davacının eğitime katılmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı taraf İstanbula gittiğinde kendisinden istifa etmesinin istenmesi üzerine Gaziantepteki işyerine geri döndüğünü, istirahat raporu bitiminde iş başı yapmak istediğini ancak çalışanlarca işyerine girmesine izin verilmediğini beyan etmiş ise de;bu duruma ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, davacı tanıklarınında feshe ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca yukarıda belirtilen gerekçelerle işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Gaziantep 2. İş Mahkemesinin 24.01.2019 tarihli ve 2018/310 E., 2019/35 K. sayılı kararı ile; davacının 24.07.2012 tarihinde eğitim için çağrılması nedeniyle 25.07.2012 tarihinde İstanbul’a gittiği, istifa dilekçesi istenmesi akabinde Gaziantep’e dönen davacının 27.07.2012-31.07.2012 tarihleri arasında istirahat raporunun bulunduğu, 01.08.2012 tarihinde iş başı yapması gerektiği, dosya içerisinde bulunan 27 Temmuz 2012 tarihli 08:59 da gönderilen elektronik posta ile davalı şirket yetkilileri Hülya, Yasin, Ebru, Naci, Atilla'ya ayrı ayrı gönderildiği konusu “rapor hak” olan davacı tarafından elektronik posta ile birlikte 5 gün raporlu olduğuna dair mazeretini sunduğu, şirket tarafından kendisine açılan murato@natilus.com.tr adresinden elektronik posta gönderemediğini, elektronik posta hesabının çalışmadığını, ilgili elektronik postalara ulaşamadığını belirttiği, 31.07.2012 tarihli göndericisi davalı işyeri yetkilisi Hülya Özkan, alıcısı Emre Tekçi ve konunun distelasus sistemleri olarak yazılan "Emre bey Gaziantep sorumlumuz ... ile genel olarak bir sorun yaşadık, şu an itibariyle şirketimizdeki görevi sona ermiştir. İstanbul satış sorumlumuz Özlem Güneş (...) Gaziantepteki eksikliklerin ve hataların düzeltilmesi için görevlendirildi, kendisi sizinle bayi ve hastane sorumluları ile de sürekli irtibat olduğunu bildirdi" şeklinde devam eden 27.07.2012 tarihli Emre Tekçi tarafından gönderilen elektronik postaya cevap verildiği, davalı tarafından dosyaya sunulan cevap dilekçesinde şirket anahtarlarının 31.07.2012 tarihinde değiştirildiğinin belirtildiği, tanık Özlem Güneş’in (...) imzadan imtina ettiğine dair bir beyanının da olmaması karşısında davalı tarafın 31.07.2012 tarihinde davacıyı 01.08.2012 tarihinde yapılacak eğitime davet etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı işyerinde 7 yılı aşkın hizmeti bulunan davacının tazminat haklarından vazgeçmesinin mümkün olmadığı, davacının iş sözleşmesinin fesihten önce Hülya Özkan tarafından müşterilere çekilen ve yargılama esnasında da itiraz edilmeyen 31.07.2012 tarihli elektronik postaya göre eylemli olarak feshedildiği ve feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı; buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanamadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında direnme adı altında verilen kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
IV. GEREKÇE
13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
14. Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Somut olayda, mahkemece verilen ilk kararda haklı feshin ispat edilemediği belirtilerek davacının kıdem ve ihbar tazminatları hüküm altına alınmış, kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Daire tarafından davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra dosyada yer alan kayıt ve belgelerden işverenin davacıyı işin yürütümünde yaşanan aksaklıklar sebebi ile iş süreçlerini konuşmak, ilgili beyanlarını almak ve eğitim programı için İstanbul’a davet ettiği, 25.07.2012 tarihli ihtarnameye göre davacının iş süreçlerine ilişkin sorulara cevap vermeyerek işten ayrılacağını belirterek şirket binasını terk ettiği, davacının istirahat raporunun bitimi sonrası 01.08.2012 tarihinde eğitimin tekrarlanması için tekrar davet edildiği ancak 02.08.2012 tarihli tutanağa göre eğitime katılmadığı hususlarının anlaşıldığı, öte yandan davacının İstanbul’a gittiğinde kendisinden istifa etmesinin istenmesi üzerine Gaziantep’teki işyerine geri döndüğüne, istirahat raporu bitiminde işbaşı yapmak istemesine rağmen çalışanlarca işyerine girmesine izin verilmediğine yönelik iddiası ile ilgili herhangi bir delil bulunmadığı gibi, davacı tanıklarının da feshe ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, bu nedenle işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığının kabulü ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada ise bozmadan sonra davacı vekili tarafından beyan dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen 31/07/2012 tarihli, göndericisi davalı işyeri yetkilisi “Hülya Özkan”, alıcısı “Emre Tekçi” ve konunun “distelasus sistemleri” olduğu yazılı elektronik posta ile davacının şahsi hesabından gönderdiği 27.07.2012 tarihli “murato@natilus.com.tr adresi iptal ettirmişsiniz sebebini öğrenebilirmiyim maıl hesabım neden çalışmıyor..?? acil olarak yapılması gerekmektedir ilgili maillerime ulaşamıyorum” şeklinde yazılı elektronik posta değerlendirilip gerekçede bunlara da dayanılmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
17. Açıklanan bu maddi ve hukukî olgulara göre, mahkemece Özel Daire bozma kararı sonrası dosya içerisine davacı vekilince sunulan elektronik postalara dayanılarak direnme adı altında verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası toplanan yeni delile dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
18. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
19. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.12.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.