Logo

Hukuk Genel Kurulu2019/498 E. 2022/247 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Meslek hastalığına yakalanan sigortalının, hastalığının oluşumunda işverenin kusurunun bulunup bulunmadığı ve kusur varsa oranının ne olduğu ile işverenin rücuen istediği tazminatın miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararından sonra yeni deliller toplayarak ve değerlendirerek karar vermesi nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu nedenle temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından değil, Özel Daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “İtirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İzmir 5. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararının taraf vekillerince temyizi sonrasında Hukuk Genel Kurulunca verilen usulden bozma kararı gereği yerine getirilerek direnme kararı verilmiştir.

3. Direnme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı ... (SGK/Kurum) vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete ait işyeri sigortalılarından dava dışı Hayri Korkmaz’ın 17.11.2008 tarihinde İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğünü, istirahatli olduğu 17.11.2008-08.02.2009 tarihleri arasındaki sürede kendisine 1.626,56TL geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini ayrıca 1.434,05TL tedavi gideri yapıldığını, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinin 05.12.2008 tarihli sağlık kurulu raporunda dava dışı sigortalıda teşhis edilen hastalığın mesleki kronik kurşun intoksikasyonu olduğuna karar verildiğini, davalı işverenin iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uymaması nedeniyle meslek hastalığı meydana geldiğinden 506 sayılı Kanun’un 26/1. maddesi uyarınca sorumlu olduğunu, Kurum zararı olan 3.060,61TL’nin faizi ile birlikte tahsili için İzmir 11. İcra Müdürlüğünün 2009/1187 sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... Avcı Döküm Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde; rücu hakkının kusura dayandığını, müvekkilinin ise işçilerin meslek hastalığına yakalanmaması için tüm iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini almış olması nedeniyle kusurunun bulunmadığını, ayrıca kaçınılmazlık ilkesinin de göz önünde tutulması ve işçinin daha önce bu tür bir rahatsızlığı tetikleyici bir işyerinde çalışıp çalışmadığının belirlenerek konunun uzmanı bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, Kurumun tek taraflı olarak hazırladığı belgelerin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemenin Birinci Kararı:

6. İzmir 5. İş Mahkemesinin 23.09.2010 tarihli ve 2010/265 E., 2010/549 K. sayılı kararı ile; bölge çalışma müdürlüğünden celbedilen 3 klasör hâlindeki raporlar incelendiğinde işyerinde çalışan otuzdan fazla sigortalı için ayrı ayrı denetleme yapılarak sigortalıların tutulduğu meslek hastalığının oluşumunda davalı işverenin %100 kusurlu bulunduğu, ayrıca gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmamış olması sebebiyle işyerinin birkaç kez kapatılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle davalının bu dosya yönünden kusurlu olup olmadığının belirlenmesine gerek görülmediği, davacı Kurumun 506 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca dava dışı sigortalı için yaptığı harcama ve ödemeleri talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin aynen devamına karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:

7. İzmir 5. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

8. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 30.01.2012 tarihli ve 2010/14495 E., 2012/1086 K. sayılı kararı ile, öncelikle dava dışı sigortalının davalı işyerinden önce çalıştığı işyerlerinin ve buralarda hangi ortamda çalıştığı, bu işyerlerindeki çalışmalarının meslek hastalığı sonucu oluşan sürekli iş göremezlik oranına etkisi olup olmadığının gerekirse çalışma yerlerinde keşif de yapılarak belirlenmesi, meslek hastalığının engellenmesinde, iş güvenliği mevzuatına göre işverence hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığının irdelenerek meslek hastalığının oluşumunda davalının kusurunun tespiti için konunun uzmanı bilirkişilerden kusur raporu alınması, kusur irdelemesinde belli oranda bir kaçınılmazlıktan söz edilmesi gerekeceğinin göz önünde bulundurulması, ayrıca dava dışı sigortalıyı çalıştıran diğer işverenlerin kusurlu olduğu sonucuna varılacak olursa her işverenin sadece kendi kusuru oranındaki maddi zarar miktarından sorumlu tutulması gerektiği dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Mahkemenin İkinci Kararı:

9. İzmir 5. İş Mahkemesinin 04.11.2013 tarihli ve 2012/139 E., 2013/621 K. sayılı kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davacının daha önce çalıştığı işyerlerinin faaliyet alanı itibariyle mevcut hastalığa etkisinin olmadığı, davalı işyerinde yürütülen işin sigortalıda oluşan meslek hastalığına neden olduğu, aynı işyerinde çalışmış işçiler tarafından İzmir mahkemelerinde açılan davalarda işçilerin davalı işyerindeki çalışma nedeniyle meslek hastalığına yakalandıklarının belirlendiği, ayrıca davalının gerekli iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alması hâlinde çalışanların meslek hastalığına yakalanmasının önüne geçilebileceğinin ve bu nedenle meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlığın söz konusu olmadığının tespit edildiği, netice itibariyle emsal dosyalarda da saptandığı üzere dava dışı sigortalının meslek hastalığına davalı işyerindeki çalışması nedeniyle yakalandığı, davalı işverenin %90, dava dışı sigortalının ise %10 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, 2.754,55TL asıl alacak ile 185,78TL işlemiş faiz olmak üzere 2.940,33TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:

10. İzmir 5. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.

11. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 24.03.2014 tarihli ve 2013/25256 E., 2014/6654 K. sayılı kararı ile davacı Kurum vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddine; davalı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; "...Mahkemece, meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlığın bulunmadığını bildiren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de, meslek hastalığında, işveren bu konuda her türlü tedbiri almış olsa bile, işin ve işyerinin niteliği sebebiyle bu hastalığın ortaya çıkması ihtimalinin bulunması ve bu nedenle hastalığın oluşumunda belli bir oranda kaçınılmazlığın etken olduğunun kabulü zorunlu olup, hükme esas alınan rapor bu yönüyle hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.

Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, alanında uzman bilirkişi heyetinden, kusurun oran ve aidiyeti ve meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlığın etkisi konusunda rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı

12. İzmir 5. İş Mahkemesinin 07.07.2014 tarihli ve 2014/257 E., 2014/446 K. sayılı kararı ile; ilk bozma ilamından sonra eksik olan tüm kayıtlar getirtilip işyerinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak tespit edildiği üzere kurşun işletmesi mahiyetindeki davalı işyerinde kurşun bileşiklerinin işlenmesi nedeniyle çalışma ortamında bulunan kurşun buharları ile kurşun tozunun çalışanların sağlığını tehdit etmesinin bilinen, beklenen ve önlenebilen bir durum olduğu, bunu önlemenin yollarının da bilirkişi raporunda açıklandığı, bu nedenle dava dışı sigortalının kronik kurşun maruziyetine uğramasında kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceği, keza İzmir 1., 4. ve 8. İş Mahkemelerinde görülen davalarda alınan bilirkişi raporlarında da aynı sonuca ulaşıldığı gibi İzmir 1. İş Mahkemesinin 24.04.2013 tarihli ve 2013/214 E., 2013/241 K. sayılı direnme kararında ayrıntıları ile kaçınılmazlık bulunmadığının açıklandığı gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.

13. İzmir 5. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı taraf vekillerinin temyizi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 08.02.2017 tarihli ve 2014/10-2445 E., 2017/224 K. sayılı kararı ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması nedeniyle sair temyiz itirazları incelenmeksizin usulden bozulmuştur.

14. İzmir 5. İş Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli ve 2017/223 E., 2018/545 K. sayılı kararı ile; usul bozması gereğini yerine getirilerek esas yönünden önceki gerekçeye ilaveten Hukuk Genel Kurulunun 2018/10-7 E., 2018/1323 K., 2018/10-1 E., 2018/1321 K. sayılı ilamlarında da aynı yönde değerlendirmeler yapıldığı tespit edildiğinden bozma kararının yerinde görülmediği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

15. Direnme kararını süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

16. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dışı sigortalının yakalandığı meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlık ilkesinin uygulanmasının gerekip gerekmediği; buradan varılacak sonuca göre kaçınılmazlık ilkesinin değerlendirilmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmak için yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

17. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Daire tarafından mı yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

18. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli, gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

19. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

20. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp yeni hüküm olarak kabul edilir.

21. Somut olayda ilk bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu kaçınılmazlık olgusunun bulunmadığı, davalı işverenin %90, dava dışı sigortalının %10 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Özel Dairece dava dışı sigortalının yakalandığı meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlık ilkesinin göz önünde tutulması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun bu yönden yeterli olmadığı belirtilerek kararın bozulması üzerine mahkemece önceki hükümde direnilmiş, direnme kararının Hukuk Genel Kurulunca usulî yönden bozulmasından sonra 07.05.2017-05.09.2018 tarihleri arasında beş duruşma aynı mahiyetteki direnme kararlarının sonucu beklendikten sonra gerekçe de bu kararlara da dayanılarak direnme kararı verilmiştir.

22. Görüldüğü üzere mahkemece bozma konusu ile ilgili bozmadan sonra toplanan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni delil de değerlendirilmek suretiyle karar verilmiştir.

23. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, yeni delillere dayanılarak verilen yeni hüküm bulunmaktadır.

24. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.

25. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.03.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.