Logo

Hukuk Genel Kurulu2019/698 E. 2020/277 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tek taraflı trafik kazasında sürücünün ölümü halinde, yakınlarının sigorta şirketine karşı açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davasında uygulanacak zamanaşımı süresi.

Gerekçe ve Sonuç: Destekten yoksun kalma tazminatı davasında 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereği ceza zamanaşımı uygulanacağı, kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu ve davanın bu süre içinde açıldığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen “tazminat” davasından dolayı bozma kararı üzerine direnme yoluyla verilen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.12.2015 tarihli ve 2015/906 E., 2015/930 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulundan çıkan 09.04.2019 tarihli ve 2017/17-1508 E., 2019/422 K. sayılı kararın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenen karar ve dosyadaki ilgili bütün belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

1. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.

2. Davacılar vekili; davalı ... şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesiyle sigortalı aracın sürücüsü ve işleteni olan davacıların desteğinin 24.07.2008 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini ileri sürerek toplam 7.000,00TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı vekili; maddi zararın tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğrayacağını, somut olayda cezayı gerektiren bir fiil olmadığından ceza zamanaşımının uygulanamayacağını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir.

4. Yerel mahkemece; kazanın tek taraflı olduğu ve suç teşkil eden bir eylem de taşımadığından ceza zamanaşımının uygulanamayacağı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 109. maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

5. Davacılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereği ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 66. maddesine göre somut olay bakımından öngörülen zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu gözetilerek davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

6. Yerel mahkemece önceki gerekçelerle verilen direnme kararının, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2019 tarihli ve 2017/17-1508 E., 2019/422 K. sayılı kararı ile; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereği ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu ve davanın süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir.

7. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararına karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.

8. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: tek taraflı ve sürücünün tam kusuru ile meydana gelen trafik kazasında ölen sürücünün yakınlarının, aracın trafik sigortacısı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talebi hâlinde zamanaşımı süresinin 5237 sayılı TCK' na mı yoksa 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesine mi tabi olacağı noktasında toplanmaktadır.

9. Hukuk Genel Kurulunca yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce somut olay bakımından ceza zamanaşımının uygulanamayacağı ve iki yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğundan davanın zamanaşımı yönünden reddine dair verilen yerel mahkeme kararının doğru olduğu; bir kısım üyelerce de Hukuk Genel Kurulu kararının yerinde olduğu belirtilmiş ise de; gelinen aşama ve karar düzeltme isteminde bulunanın sıfatına göre inceleme yapılması gerektiği hususunda oy birliğine varılmış ve 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi gereği ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, 5237 sayılı TCK’nın 66. maddesine göre somut olay bakımından öngörülen zamanaşımı süresinin 8 yıl değil de 15 yıl olduğu gözetilerek davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2019 tarihli ve 2019/17-1508 E., 2019/422 K. sayılı bozmaya ilişkin kararın gerekçesinde yer alan “Buna göre davacının desteğinin tam kusurlu şekilde neden olduğu ve kendisinin ölümü, yolcuların da yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda TCK’nın 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçuyla ilgili ceza davasının TCK’nın 66. maddesinin birinci paragrafının (e) bendi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109 maddesinin ikinci paragrafı uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçmeden 19.11.2013 tarihinde açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği açıktır.” ibarelerinin Hukuk Genel Kurulu Kararından çıkarılarak yerine “Kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 Sayılı TCK'nun 66. maddesine göre zamanaşımı süresi 15 yıldır. Davaya konu trafik kazası 24.07.2008 tarihinde meydana gelmiş, davacılar vekili tarafından ceza zamanaşımı süresi içinde 19.11.2013 tarihinde iş bu dava açılmıştır.” ibarelerinin eklenerek direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, istek hâlinde karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 10.03.2020 tarihinde yapılan görüşmede karar düzeltme isteminde bulunanın sıfatı dikkate alınarak oy birliğiyle ile kesin olarak karar verildi.