Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/141 E. 2022/1165 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti davasında, davacının tescil, prim ödemesi ve tevkifat kesintisinin bulunmadığı dönem için davanın reddine karar verilip verilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: 2926 sayılı Kanun'a göre sigortalılık için prim tevkifatı veya ürün tesliminin tescil yerine geçtiği kabul edilmekle birlikte, davacının sigortalılık iradesini ortaya koyan herhangi bir prim tevkifatı veya ürün tesliminin bulunmadığı 01.01.1996-30.04.2005 dönemi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.1994 tarihinden itibaren geçimini hayvan ve süt üreticiliğinden sağladığını, bu tarihten itibaren tarım ... sigortalısı sayılması için davalı Kuruma müracaat ettiğini ancak süt sattığı firmaların kayıtlarına ulaşılamaması nedeniyle 01.05.2005 tarihinden itibaren tescilinin yapıldığını, müvekkilinin talep edilen dönemde başka bir işle iştigal etmediğini ileri sürerek 01.01.1994 tarihinden itibaren Tarım ... sigortalısı olarak tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... (Kurum/SGK) vekili cevap dilekçesi sunmamış yargılama aşamasında davanın reddini savunmuştur.

Mahkemenin Birinci Kararı:

6. ... İş Mahkemesi 26.12.2013 tarihli ve 2011/77 E., 2013/907 K. sayılı kararı ile; yargılama aşamasında alınan 3. bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının Tarım ... sigortalısı olduğunu iddia ettiği 01.01.1994-30.04.2005 dönemi için 10.05.1984 tarihli ziraat odası kaydının tek başına yeterli olmadığı, davacı tarafından sadece 31.12.1994 ve 31.01.1995 tarihli süt satışı konulu müstahsil makbuzlarının ibraz edildiği, süt satışı yapılan firmanın dava konusu olaya ilişkin kayıtlara ulaşılamadığını bildirdiği, buna karşılık davacı adına 12.06.1997 tarihinde tapu kaydında “kargir ev ve samanlık ve ahır ve arsa” tescil edildiği ve celp edilen İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü kayıtlarında davacının 26.08.2002 tarihinde işletme kayıt numarası ile faaliyet göstermeye başladığı, işletmeye 01.01.1998 tarihinden itibaren “holstein-siyah alaca” ırklı hayvan geldiği, buna göre davacının satın almış olduğu arsada 01.01.1998 tarihinden itibaren besicilik yaptığı, davacı ile aynı mahalde yaşayan tanık beyanlarının da hususu desteklediği gerekçesiyle davanın 10.10.2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda kabulüne, davacının 01.01.1995-31.01.1995 ve 01.01.1998-30.04.2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında tarımsal faaliyet gösterdiğinin tespitine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Birinci Bozma Kararı:

7. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

8. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 13.01.2015 tarihli ve 2014/2978 E., 2015/254 K. sayılı kararı ile; davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, davacının nerede oturduğu, Ziraat Bankası, kooperatif veya birlikler aracılığıyla tarımsal amaçlı kredi kullanıp kullanmadığı, dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı, çiftçi kayıt sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemediği, tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, ziraat odası, kooperatif veya birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarının istatistik bilgileri ve tarımsal faaliyetini yakından bilebilecek tanıkların dinlenerek açıklığa kavuşturulması gerektiği, ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen şekilde davacının sigortalılığın sona erip ermediği araştırılarak bu bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu ... sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa HGK kararları da göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınarak karar verilmesi gerekçesiyle hükmün taraflar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin İkinci Kararı:

9. Bozma sonrası dosyanın tevzi edildiği ... İş Mahkemesinin 08.12.2015 tarihli ve 2015/118 E., 2015/696 K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu; tanıkların dinlendiği ve gerekli belgelerin toplandığı, davacıya ait SGK ve işyeri kayıtları, bilirkişi raporları, tarafların yazılı beyanları, kurumlar arası yazışmalar, yeminli tanık beyanları gereği davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle davacının 01.01.1995-31.01.1995 ve 01.01.1998–30.04.2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında yaptığı tarımsal faaliyetin Tarım ... kapsamında olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Özel Dairenin İkinci Bozma Kararı:

10. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

11. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 31.05.2016 tarihli ve 2016/7873 E., 2016/8922 K. sayılı kararı ile; bozmaya uyularak karar verilmişse de bozma gereklerinin yerine getirilmediği birinci kararda belirtilen araştırmaların yapılması gerektiği aynen belirtilmiş ve ilaveten mahkemece talebe konu ihtilaflı dönemde davacının 2926 sayılı Kanun’a tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekçesiyle hükmün taraflar yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin Üçüncü Kararı:

12. ... İş Mahkemesinin 28.06.2018 tarihli ve 2016/513 E., 2018/305 K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu; davacının tarımsal faaliyetine ilişkin araştırmalar yapıldıktan sonra davacının Tarım ... sigortalılığının ilk tevkifat kaydının bulunduğu 31.12.1994 tarihini takip eden 01.01.1995 tarihinden geçerli olarak başlatılması gerektiği, 31.01.1995 tarihli tevkifat kaydı sonrasında bir kayıt olmadığı göz önüne alındığında tevkifata dayalı Tarım ... sigortalılığının ancak 01.01.1995-31.01.1995 tarihleri arasındaki dönem için mümkün olacağı öte yandan davacı adına tescili 12.06.1997 yılında yapılmış ev-ahır-samanlık, elma bahçesi ve tarlaya ait 3 adet tapu örneğinin dosya kapsamına sunulduğu, 10.05.1984- 01.07.2009 tarihleri arasında ziraat odası kaydının bulunduğu, ... Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün işletmedeki hayvan hareketleri listesini gönderdiği, bildirilen hareket listesinde 01.01.1998 tarihinde havvan girişi görüldüğü ve 26.11.2003-26.05.2005 tarihleri arasında hayvan giriş-çıkış hareketlilik kayıtlarının olduğu, davacı adına 06.04.1983 tescil tarihli 22.05.2014 tarihinde devredilen traktör bulunduğu, dinlenen davacı tanıklarının davacının geçimini geçmişten beri hayvancılık ve çiftçilik ile sağladığını, hâlen de tarımsal faaliyette bulunduğunu beyan ettikleri, ayrıca farklı dönemlerde köy muhtarı oldukları kolluk vasıtası ile tespit edilen tanıkların da davacının çocukluğundan günümüze kadar önceleri babasıyla sonrasında bağımsız olarak hayvan yetiştiriciliği yaptığını belirttikleri bu hâli ile davacının uyuşmazlık dönemde tarımsal faaliyet yürüttüğünü ileri sürdüğü ... Köyünde ikamet ettiği, bir başka sosyal güvenlik Kurumunda tescilinin bulunmadığı, kendi adına tescilli traktörü bulunduğu, hayvan sahibi olduğu ve hayvanlarına ilişkin alım satım hareketi bulunduğu göz önüne alındığında davacının 01.01.1998-30.04.2005 tarihleri arasında da 2926 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösterdiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 01.01.1995-01.01.1998 tarihleri ile 01.01.1998-30.04.2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanun kapsamında çalışmasının tespitine karar verilmiştir.

Özel Dairenin Üçüncü Bozma Kararı:

13. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.

14. Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 03.12.2018 tarihli ve 2018/6032 E., 2018/10126 K. sayılı kararı ile; “...Mahkemece bozmaya uyularak karar verilmişse de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.

Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 7. maddesi delaletiyle mülga 2926 sayılı Kanunun 2,3,6,9 ve 10. maddeleridir.

2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3. maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım ... sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir.

Anılan Kanunun 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal faaliyette bulunanlar: kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanlar veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar" olarak tanımlanmış, 5. maddesinde, sigortalı olmanın zorunlu olduğu, sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağı, 6. maddesinde ise, diğer sosyal güvenlik kuruluşları kapsamına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce, sigortalılıklarının sona ereceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca aynı Kanunun 9. maddesi Kuruma re'sen tescil yükümlülüğü yüklemiştir.

Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin T.... Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir.

Tarım ... sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım ... sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 gün, 2011/10-230 Esas 2011/319 Karar sayılı, 29.02.2012 gün ve 2011/10-769 Esas 2012/107 karar sayılı ve 27.06.2012 gün 2012/10-292 Esas ve 2012/415 Karar kararlarında da açıkça belirtildiği üzere, davacının tarımsal faaliyetinin kesintisiz sürüp sürmediğinin tespiti için, Mahkemece;

1-Çekişmeli dönemde davacının nerede oturduğu; Nüfus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı ve Muhtarlık kayıtları esas alınarak belirlenmeli,

2-Dönem içinde Ziraat Bankası, Kooperatif veya Birlikler aracılığıyla "Tarımsal Amaçlı Kredi" kullanıp kullanmadığı araştırılmalı,

3-Dönem içinde ürün teslimatından dolayı prim kesintisi yapılıp yapılmadığı veya sigortalılık iradesini ortaya koyacak şekilde prim ödemesinin bulunup bulunmadığı araştırılmalı,

4-25.04.2006 gün 26149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5488 sayılı Tarım Kanunun 19. maddesi uyarınca Çiftçi Kayıt Sistemine dahil edilerek doğrudan gelir desteği alıp almadığı ve bu bağlamda davacının hangi ürünleri ekerek bunları nerelere sattığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun "Zirai kazanç, zirai faaliyet, zirai işletme, çiftçi ve mahsulün tarifi" başlıklı 52, "Zirai kazançta vergileme" başlıklı 53, ve "Vergi Tevkifatı" başlıklı 94 vd. maddeleri ile 213 Vergi Usul Kanununun "Vergi kesenlerin sorumluluğu" başlıklı 11. maddesi kapsamında zirai kazançlarından dolayı vergi ödeyip ödemedikleri araştırılmalıdır. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.12.2010 gün ve 2010/10-580-647 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere "Tevkifat yapma ve kurum hesaplarına aktarma yükümü, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 94/11. maddesinde öngörülen çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden gelir vergisine mahsuben tevkifat yapma yükümüne paralel olarak getirilmiştir. Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındaki gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunan bu kişilerden satın aldıkları ürün bedellerinden tevkifat yapmakla yükümlüdürler." Tevkifat suretiyle vergilendirilen çiftçiler yaptıkları satış ve hizmetleri dolayısıyla müstahsil makbuzu almak ve saklamak zorundadırlar.

5-Tarımsal faaliyeti kapsamında ilaç, gübre ve sulama parası ödeyip ödemediği, varsa bunların fatura ve belgelerinin nelerden ibaret olduğu, Ziraat Odası, Kooperatif veya Birliklere üyeliği varsa bu kuruluşlara düzenli bir şekilde aidat ödeyip ödemediği araştırılmalı, tarımsal faaliyete elverişli tapulu taşınmazının bulunup bulunmadığı, tarımsal faaliyetin taşınmaz kiralanması yoluyla gerçekleştirildiğinin savunulması halinde; taşınmazların, kimden hangi yıllar için kiralandığı, kiracının; kiralama yoluyla faaliyetini yürütmeye elverişli alet ve edavatının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, traktörünün bulunduğunun ileri sürülmesi halinde, traktörün hangi tarihte satın alınıp ilgilisi adına trafiğe tescil edildiğini gösteren fatura ve trafik tescil belgesinin celp edilmeli,

6-Hayvan yetiştiriciliği bulunduğunun ileri sürüldüğü hallerde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.06.2011 gün ve 2011/10-306-365 sayılı kararında da belirtildiği üzere 16.05.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun 22. maddesi kapsamında hayvanlarına ilişkin menşe şehadetnamesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek, büyük ve küçükbaş hayvanlarına ilişkin istatistik bilgileri ve bu hayvanlara ilişkin yapılması zorunlu bulunan periyodik aşılara ilişkin bilgiler İlçe Tarım Müdürlüklerinden sorulmalı, köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyeleri gibi tarımsal faaliyetin varlığını yakından bilebilecek durumdaki tanıklar dinlenilerek sigortalılık olgusunun varlığı hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.

Ayrıca 2926 sayılı Kanunun 6. maddesinde belirtilen şekilde sigortalılığın sona erip ermediği araştırılmalı ve bu bağlamda çekişmeli dönemde 506 sayılı Kanun kapsamında SSK sigortalılığı ya da 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu ... sigortalılığı varsa ve bu sigortalılık süresi makul süreyi aşmışsa, ...nun 14.02.2007 gün, 2007/21-73-71 sayılı ve 14.03.2012 gün, 2011/10-804-152 sayılı kararları göz önünde bulundurularak sigortalılığın sona erdiği olgusu da dikkate alınmalıdır.

Yukarıdaki ilkeler kapsamında somut olaya dönüldüğünde davacıya 31.12.1994 ve 31.01.1995 tarihli iki adet tevkifat kaydı bulunması sebebiyle mahkemenin 01.01.1995 – 31.12.1995 tarihleri arası kararı yerinde olup; davacıya ait herhangi bir tescil, prim ödeme ve tevkifatı bulunmayan davaya konu 01.01.1996 – 30.04.2005 tarihleri arası dönem yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır…” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

15. ... İş Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli ve 2019/9 E., 2019/155 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

16. Direnme kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

17. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti istemli eldeki davada davacının tescil, prim ödemesi ve tevkifat kesintisinin bulunmadığı 01.01.1996–30.04.2005 tarihleri arası dönem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

18. Öncelikle konuyla ilgili kavramlar ve yasal düzenlemeler üzerinde kısaca durulmasında fayda bulunmaktadır.

19. Davanın yasal dayanağını oluşturan ve 17.10.1983 kabul tarihli olup 20.10.1983 tarihli ve 18197 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu (2926 sayılı Kanun)'un 2. maddesinin ilk hâlinde kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın tarımsal faaliyette bulunan kimselerden 22 yaşını doldurmuş erkeklerle 22 yaşını doldurmuş aile reisi kadınların bu kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 15.04.1987 tarihli ve 3350 sayılı Kanun'un 1. maddesi ile eklenen fıkra ile de uygulama tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla 55 yaşını dolduran erkeklerin istekleri hâlinde kapsama alınacağı hükme bağlanmıştır.

20. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun sözü edilen 2. maddesi 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Kanun'un 48. maddesi ile değişikliğe uğramış olup madde;

"Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın 3 üncü maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.

Yukarıdaki fıkra hükmüne göre sigortalılığın tespit, tescil ve takibine ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde müştereken çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.

İlk tescil tarihinde ellisekiz yaşını dolduran kadınlarla, altmış yaşını dolduran erkekler istekleri halinde kapsama alınırlar." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

21. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinin (b) bendinde "Tarımsal Faaliyette Bulunanlar: "Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde, kamuya mahsus mahallerde ekim dikim, bakım, üretim, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veya doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünlerinin üretimini, avlanmasını, avcılar ve yetiştiriciler tarafından muhafazasını, taşınmasını sağlayanları veya bu ürünlerden sair bir şekilde faydalanmak suretiyle kendi adına ve hesabına faaliyette bulunanlar..." şeklinde tanımlanmıştır.

22. Bu itibarla 2926 sayılı Kanun'un 2. ve 3. maddeleri kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan kanunda öngörülen belli bir yaşı dolduran kadın ve erkekler dışındakiler bakımından Tarım ... sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde olup sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemez ve kaçınılamaz (2926 sayılı Kanun m.5).

23. Sigortalı sayılanlar 2926 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Bu Kanun'a göre sigortalı sayılanlardan Kanun kapsamına girdikleri tarihten itibaren üç ay içerisinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemi Kurumca re'sen yapılacak ve Kanun'un 5. maddesi hükmü gereğince tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren sigortalı sayılacaklar, hak ve yükümlülükleri ise kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacaktır.

24. Diğer yandan 2926 sayılı Kanun'un 10. maddesinde kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, ... Kooperatifleri ile Birliği (...), Türkiye ... Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı belirtilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu anlaşılmaktadır.

25. Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulaması ile de Tarım ... sigortalılığının kanıtlanması yönünde zirai kuruluşların kayıtları karine olarak kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 07.07.2010 tarihli ve 2010/10–359 E., 368 K.; 08.02.2017 tarihli ve 2016/10-1906 E., 2017/215 K. ile 15.02.2017 tarihli ve 2015/10-1283 E., 2017/242 K. sayılı kararları).

26. Gelinen bu noktada belirtilmelidir ki, 2926 sayılı Kanun'un 36. maddesi uyarınca Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu hâlde 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Kuruma ödenmesi durumunda kayıt ve tescil için Kuruma başvuru olmasa dâhi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Kurumun prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re'sen kayıt ve tescil etmemesi kanunun kendisine yüklediği re'sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir.

27. Ayrıca tarımsal faaliyetin kesintisiz olarak devam ettiği hususunun kanıtlanması yönünden 2926 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yer alan kurum veya kuruluş kayıtlarının mevcudiyeti tek başına yeterli olmayıp, bu kayıtların fiili olarak tarımsal faaliyette bulunulduğuna dair diğer delillerle birlikte bulunması gerekmektedir.

28. Nitekim 2926 sayılı Kanun'a tabi sigortalıların ödeyecekleri primlerin ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsil edilmesine ilişkin olmak üzere 01.04.1994 tarihinde uygulanmaya başlanılan 03.04.1993 tarihli ve 93/4384 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve eki 13.05.1993 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmıştır. 08.01.1994 tarihli ve 94/5173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile de tevkifat oranı %1'e indirilmiştir. 2926 sayılı Kanun ve kararnameler kapsamında konuyu değerlendiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalan Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama Tebliği (Tebliğ) düzenlenerek 26.03.1994 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanmış ve 01.04.1994 tarihinden itibaren tarım sigortalılarının prim borçlarının teslim ettiği ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsili ile yersiz olarak alınan tutarların ilgililere geri verilmesine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Tebliğin (B) bendinde tevkifat yapacak olanlar, (C) bendinde çiftçi primlerinin ürün bedellerinden tevkif suretiyle tahsiline ilişkin usul ve esaslar, (E) bendinde tevkifat tutarlarının Kurum hesaplarına yatırılması ve tevkifat bildirimlerinin verilmesi, (G) bendinde 2926 sayılı Kanun kapsamına girmeyenlerin durumu, (H) bendinde 2926 sayılı Kanun kapsamına giren ve prim borcu bulunmayan veya prim borcu taksitlendirilen çiftçilerin durumu ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Tebliğin (D) bendinde ise çiftçilerden ürün alımı sırasında tevkifat yapmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişilerin söz konusu satın alma işlemleri nedeniyle mevzuat gereği düzenlemek zorunda oldukları belgelerin uygun bir yerine (gerek kendilerinde kalacak, gerek çiftçiye verecekleri örneklerde) çiftçinin ad ve soyadını, adresini, yaptıkları tevkifat tutarını, ... numarasını, bu numara yoksa veya bilinmiyorsa ayrıca çiftçinin baba adını, doğum tarihi ve yerini kaydetmek zorunda oldukları; çiftçilerin de ... primlerinin sattıkları ürün bedellerinden tevkif suretiyle ödendiğini ispatlayabilmelerinin kendilerine verilen belgeleri muhafaza etmelerine bağlı olduğu belirtilmiştir. Çiftçilerin sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben yapılan tevkifatların, tevkifatın Kurum hesaplarına intikal etmesi koşuluyla tevkifatın gerçekleştiği tarih itibariyle cari ve geçmiş dönem prim borçları ile iadenin talep edileceği dönemin sonuna kadar tahakkuk ettirilecek prim borçlarına mahsup edileceği, Kurum hesaplarına intikal etmeyen tevkifatların mahsup işlemine esas alınmayacağı ise Tebliğin (F) bendinde düzenlenmiştir.

29. 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu 4 Seri Nolu Uygulama Tebliğinin "Prim Tevkifatı Nedeniyle Tescil ve Sigortalılığın Başlangıcı" kenar başlıklı (I) bendinde ise, "2926 sayılı Kanun'un 2 inci maddesine göre sigortalı sayıldıkları halde, Kanunun 7 nci maddesinde öngörülen üç aylık süre içinde Kuruma kayıt ve tescilini yaptırmayan sigortalıların tescil işlemleri, Kanunun 9 uncu maddesine göre Kurumca re'sen yapılmakta ve sigortalıların hak ve yükümlülükleri de kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlamaktadır.

Ancak Kanunun 2 nci maddesine göre sigortalı olmaları gerektiği halde, Kuruma kayıt ve tescilleri yapılmamış çiftçilerin, tevkifatın yapıldığını gösteren belgeleri de eklemek suretiyle yazılı talepte bulunmaları halinde, söz konusu talepleri tescil için irade beyanı olarak değerlendirilecek ve tevkifat tutarının Kurum hesaplarına, bildirimin ise Kurum kayıtlarına intikal etmesi koşuluyla, sigortalılıkları tevkifatın yapıldığı tarihi takip eden aybaşı itibariyle başlatılacaktır.

Sigortalının bu yönde bir talebinin olmaması halinde, sigortalılık Kurumca re'sen tescil işleminin yapıldığı ayı takip eden aybaşından itibaren başlatılacaktır." yönünde düzenleme bulunmakta iken bu bent 21.03.2002 tarihli ve 24702 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 4 seri nolu Tebliğ ile yürürlükten kaldırılmış ise de daha sonra 22.05.2007 tarihli ve 26529 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7 seri nolu Tebliğ ile yeniden düzenlenerek tekrar yürürlüğe konulmuştur.

30. Somut olayda davacının 2926 sayılı Kanuna istinaden işe giriş bildirgesinin 28.04.2005 tarihi itibariyle Kurum kayıtlarına intikalini takiben 01.05.2005 tarihi itibariyle tescilinin yapıldığı, 31.12.1994 ve 31.01.1995 tarihlerinde ... Mak. San. ve Tic. A.Ş tarafından davacı adına düzenlenmiş ürün satışından ... kesintisi yapıldığına dair müstahsil makbuzu örneklerinin dosyaya sunulduğu, davacının tescil tarihinin düzeltilmesine yönelik 21.08.2008 tarihli başvurusunun Kurumun 16.02.2010 tarihli ve 15132046 sayılı yazısı ile kesinti yapıldığını gösteren müstahsil makbuzlarının ibrazı hâlinde düzenlenebileceği belirtilerek reddedildiği, 10.05.1984 tarihinde başlayan ... Ziraat Oda kaydının ... Ziraat Odasına 01.07.2009 tarihinde devredildiği ve Oda Başkanlığının 30.12.2015 tarihli yönetim kurulu kararına istinadaen ziraat oda kaydı silindiğinden 30.12.2015 tarihinde davacının sigortalılığına terk kaydı işlendiği anlaşılmaktadır.

31. Yargılama aşamasında mahkemece yapılan araştırmalar neticesinde davacının 1997 yılında edindiği üç adet tapu kaydının mevcut olduğu, ... Kaymakamlığı İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda davacının 26.08.2002 tarihinde işletme kayıt numarası ile faaliyet göstermeye başladığının bildirildiği ayrıca işletmeye katılan ve ayrılan hayvanların listelerin gönderildiği, davacı adına kayıtlı tarımsal araç bulunmadığı ancak 06.04.1983 tescil tarihli olup 22.05.2014 tarihinde devredilen traktör bulunduğu ve davacı tanıklarının iddiayı teyit eder yönde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır.

32. Şu hâlde yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının 2926 sayılı Kanun’a tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak prim tevkifatı veya ürün teslimi bulunmayan 01.01.1996-30.04.2005 tarihleri arasındaki dönem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

33. Hâl böyle olunca, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

34. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

35. Dava tarihinin 21.01.2011 olmasına rağmen karar başlığında 09.05.2019 olarak yazılması ise mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiş ve işin esasına etkili görülmeyerek bozma nedeni yapılmamıştır.

IV. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 27.09.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.