Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/232 E. 2022/1032 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının sigorta şirketinden aldığı tazminattan daha fazla zarara uğradığını ispat edip edemediği ve ispat edememesi halinde mahkemenin Borçlar Kanunu'nun 42/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapıp yapmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararında değinilen BK’nın 42. maddesini ilk kararında tartışmamış olmasına rağmen, direnme kararında bu maddeyi tartışarak yeni bir hüküm tesis etmesi ve bu durumun eylemli uyma olarak nitelendirilmesi gözetilerek, dosyanın yeni hükmün temyizen incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili; ... Çarşı’da 24.12.2003 tarihinde meydana gelen yangın sonucunda, müvekkilinin kiracı olarak bulunduğu işyerlerindeki 400.000TL tutarındaki emtianın, 15.000TL tutarındaki demirbaşın ve 40.000TL tutarındaki tefrişat malzemesinin tamamının hasar gördüğünü, ayrıca ticarî faaliyetini bir süre yürütememesi ve müşteri portföyünü kaybetmesi nedeniyle 50.000TL zarara uğradığını, meydana gelen zararın 270.000TL’lik bölümünün sigorta şirketi tarafından karşılandığını, geriye kalan zarardan yangını bizzat başlatan 66-67 nolu dükkan kiracısı davalı ... ve işçisi olan davalı ... ile bina maliki olarak gerekli tedbirleri almayan davalı İl Özel İdaresinin sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 3.000TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 23.12.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 100.000TL’ye yükseltmiş, 26.10.2014 tarihli celsede davalı ... hakkında açtıkları davayı atiye bıraktıklarını bildirmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı sıfatıyla yargılamada yer aldığı dönemde İl Özel İdaresi vekili ve sonrasında 06.12.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. maddesi gereği İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin kaldırılması nedeniyle yargılamaya davalı sıfatıyla dâhil olan ... Büyükşehir Belediyesi vekili (ihbar olunan sıfatıyla verdiği) cevap dilekçelerinde; müvekkillerinin söz konusu olayda herhangi bir kusur yahut sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

6. Davalı ...; davaya konu yangının çıktığı işyerinde işçi olarak çalıştığını, olay günü elektriklerin kesik olduğunu görünce jeneratörü çalıştırmak isterken bir anda alevler içerisinde kaldığını, işyerinde yanıcı plastik malzemelerin bulunması sebebiyle yangını durduramadığını, tarafına kusur izafe edilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

7. Davalı ... davaya cevap vermemiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararı:

8. ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.11.2014 tarihli, 2009/505 E., 2014/737 K. sayılı kararı ile; davacıya ait işyerinde yanan bazı malzeme, demirbaş ve emtia nedeniyle açılan hasar dosyası ve ekspertiz raporuna istinaden dava dışı ... Sigorta A.Ş. tarafından 132.273TL, ... Sigorta A.Ş. tarafından ise 115.869TL ödeme yapıldığı, her ne kadar davacı tarafça yangın sırasında 400.000TL ticarî emtia, 40.000TL tefrişat malzemesi ve 15.000TL demirbaş malzemenin yandığı, bunun dışında işyerini taşıması, müşteri portföyünü kaybetmesi nedeniyle 50.000TL zarara uğradığı iddia edilmiş ise de; davacı tarafa ait işyerinde meydana gelen ticarî emtia, tefrişat ve demirbaşlara ilişkin olarak, ... Sigorta A.Ş. ve ... Sigorta A.Ş. tarafından sigorta kapsamında hasar dosyası açıldığı, ekspertiz incelemesi yapıldığı, davacı tarafça ayrıca uğranıldığı belirtilen ticarî emtia, tefrişat ve demirbaş malzemelerinin muhasebe kayıtları ve diğer belgelerle ispatının gerektiği, ancak, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin yangın tarihi olan 24.12.2003 tarihi itibari ile stok durumunu tespite elverişli olmadığı, başka bir ifadeyle davacı tarafın sigorta kapsamında işyerinde fazladan bulunduğu belirtilen emtia, tefrişat ve demirbaş malzemelerine ilişkin iddialarını ispat edemediği, öte yandan davacı tarafça yeni bir işyeri kiralandığı, işyerinin taşınması ve ayrıca müşteri ve ciro kaybı nedeniyle zarara uğranıldığı belirtilmiş ise de, davacı tarafça verilen kurumlar vergisi beyannamesi içeriğine göre, yangından sonra bu yönde bir ciro kaybının bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

9. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

10. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.06.2018 tarihli ve 2016/19641 E., 2018/7144 K. sayılı kararı ile; “…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın, işyerini taşıması ve müşteri kaybına uğraması nedeniyle talep ettiği tazminat istemine yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dava, davalıların sebep olduğu ileri sürülen yangın nedeniyle uğranılan zararın (sigorta tarafından karşılanmayan bölümünün) tazmini istemine ilişkindir.

Uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan mülga 818 sayılı BK'nun 42. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, zararın ve kapsamının davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Ancak, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, zararın gerçek miktarının kanıtlanamadığı veya kanıtlanmasının zor olduğu yahut davacıdan beklenemeyeceği durumlarda ise; işlerin olağan gidişi ve zarar görenin aldığı önlemler de göz önünde tutularak, zararın kapsamı hakim tarafından belirlenir. Burada, hakime verilen bir yetkinin ötesinde görevin söz konusu bulunduğu da göz ardı edilmemelidir.

Buna göre, mahkemece; yukarıda açıklanan kanun hükümleri çerçevesinde uyuşmazlık hakkında bir değerlendirme yapılması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir...” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

11. Mahkemenin 14.02.2019 tarihli ve 2018/611 E., 2019/67 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek ve somut olayda bozma kararında bahsi geçen BK’nın 42. maddesi hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı da belirtilmek suretiyle suretiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

12. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

13. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının sigorta tarafından karşılanandan fazla zarara uğradığı iddiasını dosya kapsamı itibariyle ispat edip edemediği, ispat edemediği sonucuna varılacak olur ise mahkemece 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 42/2. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

14. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde; işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, mahkemenin direnme adı altında verdiği kararın eylemli uyma teşkil edip etmediği, buna göre direnme olarak verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

15. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

16. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

17. Somut olayda dava dışı sigorta şirketlerince yapılan ödemeden daha fazla zarara uğranıldığı iddiasının dosyaya sunulan delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Özel Dairece; BK’nın 42. maddesi hükmünün değerlendirmesi ve burada varılacak sonuca göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.

18. Bozma kararına karşı Mahkeme bozma kararında bahsi geçen 42. madde düzenlemesinin somut olayda uygulanmasının hukuken olanaklı olmadığı gerekçesiyle direnme kararı vermiştir.

19. Bozma kararının mahiyeti ve direnme kararının gerekçesi dikkate alındığında; mahkemenin ilk kararında tartışmadığı bir hükmü, bozmada işaret edilmesi üzerine direnme adı altında verdiği kararda tartıştığı ve bu hükmün somut olaya uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna vararak davanın reddine karar verdiği açıktır. Bu hâlde karar bozma kararında işaret edilen şekilde değerlendirme içermekle eylemli uyma mahiyeti taşır ve yeni bir hüküm teşkil eder.

20. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmelerde, Özel Dairenin bozma kararında BK’nın 42. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiğine işaret edildiği, Mahkemenin ise bozma kararında bahsi geçen düzenlemenin hukuken somut olayda uygulanabilirliğinin bulunmadığı belirtilmek suretiyle bozmayı karşılar şekilde gerekçe oluşturulduğu, bu durumun bozma gereklerinin yerine getirilmesi anlamını taşımadığı ve bu nedenle eylemli uyma olarak nitelendirilemeyeceği, ön sorun bulunmadığından işin esasının incelenmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

21. Hâl böyle olunca, yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olduğundan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Geçici Madde 3” hükmü atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.06.2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.