"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
1. Taraflar arasındaki “Tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi tarafından davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalılar vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 02.08.1994-22.01.2008 tarihleri arasında davalı işyerinde ... bakım teknisyeni olarak çalıştığını, işyerindeki çalışmasının sona ermesinden 1-2 ay sonra davalı şirketin basım işyeri kapsamına girmesi nedeni ile işçiler lehine itibari hizmet süresi uygulanmasına başlandığını ancak müvekkilinin diğer işçilerle aynı çalışma statüsüne sahip olmasına rağmen bu haktan yararlandırılmadığını ileri sürerek 02.08.1994-22.01.2008 tarhileri arasında davalı işyerindeki çalışması karşılığında her yıl için 90 gün (toplam 1260 gün) itibari hizmet süresinden yararlandırılmasına, emeklilik hizmeti işlemlerinin Kurum tarafından bu süreler değerlendirilerek yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... Ambalaj Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (... Anonim Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirkette yalnızca bir bölümde baskı işi yapıldığını ve baskı işinin yapılan Kanun değişikliği ile artık itibari hizmet süresine tabi olmaktan çıkarıldığını, davacının ...-elektronik şef yardımıcısı olduğunu, maddede tanımlanan sigortalılardan; ve işyerinin de basım işyeri olmadığından bu haktan yararlanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
6. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin hak düşürücü süreye tabi olduğunu, bu tür davaların kamu düzenini ilgilendirdiğini, Kurum kayıtları ve resmî tüm belgelerin incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı:
7. ... İş Mahkemesinin 07.07.2017 tarihli ve 2014/18 E., 2017/314 K. sayılı kararı ile; taraf tanıklarının beyanları, davacının yapmakta olduğu iş, çalıştığı bölümünün çalışma şartları, dosya kapsamına ve dosyadaki delillere uygun olmakla itibar edilen bilirkişi heyet raporu ve ek raporu, emsal olarak sunulan ... İş Mahkemesinin kesinleşen karar örneği ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı işyerinde yapmış olduğu ... bakım teknisyenliği işi nedeniyle toplam 4833 günlük çalışmasının itibari hizmet kapsamında geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne davacının davalı şirket işyerinde geçen 02.08.1994 ile 22.01.2008 tarihleri arasındaki toplam 1260 gün çalışmasının 506 sayılı Kanun’un Ek 5/2. madde kapsamında olduğunun ve bu çalışma için Kuruma bu hâliyle prim ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Bölge Adliyesi Mahkemesinin Kararı:
8. ... İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Kurum vekili tarafından süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
9. ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarihli ve 2017/2321 E., 2018/1632 K. sayılı kararı ile; Kurum müfettişi tarafından düzenlenen 23.01.2008 tarihli kısmi denetim raporu, dava dışı ... tarafından Kurum ve ... aleyhine açılan ... İş Mahkemesinin 28.12.2011 tarihli ve 2009/841 E., 2011/902 K. sayılı dosyası ile emsal dava dosyalarına ilişkin Yargıtay ilamları, 07.02.2015 tarihli kontrol mühendisi, doktor ve kimya mühendisi bilirkişilerce düzenlenen kurul raporu ve tanık beyanlarına göre davacının çalıştığı işyerinde kimyasal maddeler ve yüksek gürültü bulunduğu, işyerinde basım faaliyetinin yapıldığı, davacının çalışmalarının asıl olarak üretim alanında geçtiği, solvent buharına maruz kaldığı, suni aydınlatma kullanıldığı, gürültü saviyesinin maruziyet değeri üzerinde bulunduğu ve bu nedenle 506 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesi kapsamında itibari hizmet süresinden yararlanmaya hak kazandığının kanıtlandığı, ilk derece mahkemesinin bu yöne ilişkin kabulünün yerinde olduğu ancak davacının davalı işyerinden Kuruma bildirilen çalışmasının 4833 gün olup 506 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesine göre itibari hizmet süresinin 0,25 formülü ile 1208,25 gün olduğu, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 18.04.2016 tarih ve 2016/5920 E., 2016/6821 K. sayılı kararında belirtildiği üzere günün kesirinin tama iblağı ile davacının 1209 gün itibari hizmet süresine hak kazandığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılıp düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
10. ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
11. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 09.12.2019 tarihli ve 2019/769 E., 2019/7619 K. sayılı kararı ile; “..Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının tespiti istenen dönemde davalı işyerinde bakım bölümünde ... şef yardımcısı olarak çalıştığı, Kurum müfettiş yardımcısı ... tarafından düzenlenen 23.01.2008 tarihli denetim raporunda özetle, işyerinin çeşitli plastik filmler, alüminyum, selofan, opp kağıt vb malzeme üzerine tifdruk baskı işleri, lamnasyon parafin işleri, tifdruk mürekkebi ve PVC film imali amacıyla kurulduğu, entegre tesiste muhtelif bölümlerin bulunduğu, kimyasal maddelerin kullanıldığı, büro işyerinin risklere maruz kalmadığı, üretim bölümünde 340 işçinin bulunduğu, işçilerin 506 sayılı Kanun'un Ek 5 inci maddesinin 1.fıkrasının 2.bendinde belirtilen basım ve gazetecilik işyerinde çalışanlardan sayılacağının belirtildiği, mahkemece keşif yapıldığı, bilirkişi heyet raporunda işyerinde kimyasal maddeler ve yüksek gürültü bulunduğu, işyerinde basım faaliyetinin yapıldığı, davacının çalışmalarının asıl olarak üretim alanında geçtiği, solvent buharına maruz kaldığı, suni aydınlatma kullanıldığı, gürültü seviyesinin maruziyet değeri üzerinde bulunduğu, davacının çalışmalarının 506 sayılı Kanun'un ek 5 / 2 maddesinin (a), (b), (e) bentleri kapsamında kaldığı ve itibari hizmetten yararlanması gerektiği tespitlerine yer verildiği ve tanıkların dinlendiği anlaşılmaktadır.
İtibari hizmet, gerçekte çalışılmayan ve prim ödemesi olmayan sürelerin kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle sigortalılık süresine eklenmesine, böylece,ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan bir kısım sigortalıların daha erken yaşlılık aylığından yararlanmalarına imkan sağlamaktadır.
506 sayılı Yasa sistemine itibari hizmet kavramı 11.08.1977 günlü 2098 sayılı yasa ile girmiştir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun Ek 5. maddesi II bendinde 20/06/1987 tarihli 3395 sayılı Kanununun 13. maddesiyle yapılan değişikle itibari hizmetten yararlananların kapsamı genişletilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan Ek 5 madde II numaralı bendinde , “Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılardan,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerlerinde” hizmeti geçenlerin sigortalılık süresine ,bu sürelerin her tam yılı için 90 gün ekleneceği belirtilmiştir.
İtibari hizmetten bir sigortalının yararlanabilmesi için sigortalının Ek 5.maddenin alt bendinde sigortalılar bölümünde gösterilen sigortalılardan olması ve hizmetin geçtiği yer olarak belirtilen iş yerlerinde çalışmış olması gerekmektedir.
Sigortalıya ve işyerine ilişkin koşul, yasada nitelikleri sayılı ve sınırlı bir biçimde belirtildiğinden bir sigortalının çalışma koşulları ne kadar ağır olursa olsun ,yasada sayılan sigortalılar ve işyeri kapsamına girmediği sürece itibari hizmetten yararlanması mümkün değildir.
İtibari hizmetten yararlananların emsallerine göre ayrıcalıklı şekilde erken emekli olabilme avantajı nedeniyle ,uygulamada ,yasanın kapsamının genişletilmesi amacıyla ve düzenlemenin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurular olmuştur.
Anayasa Mahkemesi’ne yasanın kapsamının genişletilmesi ve bu amaçla yasada yer alan ve iş kolunu veya ‘sigortalılar’ı gösteren ibarelerin iptal etmesi gerektiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine Yüksek Mahkeme, 1988/51 Esas,1989/18 Karar sayılı 02.05.1989 tarihli kararında ‘özde Anayasa'ya aykırı düşmeyen bir kuralın uygulama alanının genişletilmesi amacıyla iptal edilmeyeceği, bir kısım sigortalılara hak tanıyan itiraz konusu hükmün, öteki kesimlere de aynı hakkı tanıyan tamamlayıcı yasama işlemleriyle düzeltilmesi, düzenleme eksikliklerinin bu yöntemle giderilmesinin Anayasa'ya uygun olacağını’ belirterek itirazın reddine karar vermiştir.
Yine, söz konusu Ek maddede 3395 sayılı Yasa ile değişiklik yapılırken maddede yazılı dış etkenlere maruz başkaca iş kolları bulunduğu ve bunların da yasa kapsamına alınması TBMM Genel Kurulunca önerilmiş ancak istenilen düzenleme ileri tarihe bırakılmıştır. (TBMM 20.06.1987 günlü 121.Birleşime ilişkin Tutanak Dergisi )
Görüldüğü üzere yasanın açıkça ve tadadi biçimde belirlediği ve itibari hizmetten yararlanmasını öngördüğü ‘sigortalılar’ kapsamını yorum yoluyla genişletmek yasanın amacına uygun düşmemektedir.
506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinde sigortalının Basım ve gazetecilik işyerlerinde çalışması ve II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının gerçekleşmesi halinde itibari hizmetten yararlanılacağı belirtilmiştir. II. bentte yer alan “basım” işinin matbaa iş yerinde mevkute çıkarmaya yönelik olduğu hem madde metninden hem yasama belgelerinden anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.02.2018 tarih ve 2015/21-3371 Esas ve 2018/129 karar sayılı içtihadında da bu husus vurgulanmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının, ambalaj sektöründe, plastik filmler, alüminyum, selofan, opp kağıt vb malzeme üzerine baskı yapılan işyerinde çalıştığının dosya içeriğinden anlaşılmasına rağmen, davalı işyerinin 506 sayılı yasanın Ek 5 maddesi II bendi kapsamına giren işyeri kabul edilerek itibari hizmet koşullarının oluştuğuna hükmedilmesi isabetsizdir.
Davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, itibari hizmet süresinde işçi yararına yorum ilkesi ile iş yeri alanlarının genişletilemeyeceği bu durumda davanın reddi gerektiği anlaşılmaktadır.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır...” gerekçesiyle kararın oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme Kararı:
12. ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarihli ve 2020/146 E., 2020/280 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarihli ve 2015/21-3882 E., 2018/462 K. sayılı kararında gazetecilik işi yapılmayan, sadece basım işi yapılan işyerlerinde çalışan sigortalıların da itibari hizmetten yaralanacaklarının vurgulandığı, aynı işyerinde mekanik bakım teknisyeni olarak çalışan dava dışı ...’in ... İş Mahkemesinin 28.12.2011 tarih ve 2009/841 E., 2011/902 K. sayılı dosyasında çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti ile bu sürelerin sigortalılık süresine eklenmesi talebinin kısmen kabulüne ilişkin kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 21.05.2012 tarihli ilamı ile düzeltilerek onandığı aynı işyerinde çalışan işçilerin aynı istemle açtıkları davalar sonucunda farklı kararlar verilmesinin hukukî güvenlik ilkesine aykırı olduğu belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
13. Direnme kararı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
14. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinin (II) numaralı bendinde belirtilen basım işinin matbaa işyerinde mevkute çıkarmaya yönelik olarak kabulünün gerekip gerekmediği; buradan varılacak sonuca göre davalı şirkete ait işyerinin itibari hizmet süresinden yararlanılmasını gerektiren iş kollarına girip girmediği, buna göre de davacının itibari hizmet süresinden yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
III. GEREKÇE
15. Öncelikle konuyla ilgili kavramlar ve mevzuat hükümlerine kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır.
16. İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
17. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun (506 sayılı Kanun) Ek 5. maddesi:
“506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
Sigortalılar Hizmetin Geçtiği Yer Eklenecek Süre
I-a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
Basın müşavirlikleri, 90 gün,
II - (Değişik bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
Basım ve gazetecilik iş yerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00'den sonra çalışılarak yapılan işyerleri, 90 gün,
III-Denizde 90 gün Gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
IV - 1. Çelik, demir ve tunç döküm,
(...), fabrika,
2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
4. Kaynak işlerinde çalışanlarda, 90 gün
Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” düzenlemesini içermektedir.
18. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesidir. Anılan maddeye göre sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Birinci koşul, sigortalının basım ve gazetecilik işyerlerinde çalışması; ikinci koşul ise (II) numaralı bendin (a-f) alt bentlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda gerçekleşmesidir. Söz konusu maddede, basım ve gazetecilik işyeri birlikte ifade edilmişse de gazetecilik işi yapılmayan sadece basım işi yapılan işyerlerinde çalışan sigortalıların da maddenin alt bentlerinde sayılan koşullardan herhangi birisi oluştuğu takdirde itibari hizmetten yararlanacakları açıktır.
19. Matbaa işyeri itibari hizmet süresi açısından değerlendirildiğinde; günümüzde matbaa endüstrisinde kullanılan kimyasal maddelerin sayısında büyük bir artış bulunmaktadır. Çalışanlar da özellikle inhalasyon (solunum) ve deri yoluyla toksik özelliği yüksek birçok maddeyi vücutlarına almaktadırlar. Bu maddeler arasında kurşun, cıva gibi ağır metaller dâhi bulunmaktadır. Hızla gelişen teknolojinin bir sonucu olarak matbaalar, tekstilden ambalaja, elektronik aletlerden duvar kâğıtlarına birçok alanda vazgeçilmez bir öğe olarak yerini almıştır. Matbaanın bu kadar geniş bir alanda kullanılmasına rağmen 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinde düzenlenen basım işyerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet gösteren işyeri kabul edilmesi hak ve eşitliğe uygun kabul edilemez.
20. 506 sayılı Kanun'un Ek 5. maddesinin gerekçesinde "...sosyal güvenlik sistemlerinde itibari hizmet süresi ve fiili hizmet zammı gibi uygulamalara, vücudu yıpratıcı, dolayısıyla çalışma gücünü ve hayat süresini azaltıcı işyerlerinde çeşitli tehlikelere açık olarak çalışanlar için yer verilmektedir. Buhar, is, duman, kurum, toz, koku, asit, zehirli gaz, gürültü, sarsıntı ve radyoaktif ışın gibi ağır ve yıpratıcı çalışma şartlarına rağmen, bu şartlara açık birçok kuruluşun kurulması, çalıştırılması ve faaliyetini sürdürmesi ekonomik, kültürel, sosyal ve sağlık yönlerinden topluma katkıları sebebiyle zorunlu bulunmaktadır. Söz konusu ağır ve yıpratıcı işlerde fiziki, ruhi ve fizyolojik bakımlardan insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen şartlar altında çalışanların tümünün, 2098 sayılı Kanunun ek 1. maddesinde unvan sayılmak suretiyle sınırlı olarak verilen itibari hizmet süresi hakkından yararlandırılmaları, gerek Anayasamızın eşitlik ilkeleri ve gerekse sosyal güvenliğin temel prensiplerine uygun düşeceği için zorunlu görülmektedir..." şeklinde yer alan açıklamalar da incelendiğinde itibari hizmet kapsamının sadece mevkute çıkaran işyerleri için geçerli olmasının hukuken doğru olmadığı anlaşılmaktadır.
21. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarihli ve 2015/21-3882 E., 2018/462 K., 07.07.2020 tarihli ve 2019/21-183 E., 2020/511 K.; 2019/21-188 E., 2020/512 K.; 2019/21-189 E., 2020/513 K., 09.12.2021 tarihli ve 2019/10(21)-184 E., 2021/1634 K. 2019/10(21)-185 E., 2021/1635 K., 2019/10(21)-186 E., 2021/1636 K., 2019/10(21)-187 E., 2021/1637 K. ile 2019/10(21)-409 E., 2021/438 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
22. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirkete ait işyerinin mahiyeti matbaa olmasa dahi 23.01.2008 tarihli ve 3/KDR numaralı Kurum raporunda çeşitli plastik filmler, alüminyum, selofan, opp kağıt vb malzeme üzerine tifdruk baskı işleri lamnasyon parafin işleri tifdruk mürekkebi ve PVC film imali amacıyla kurularak tescil edildiği ve işyerinin asıl faaliyet konusunun baskı işi genel adı altında rotagravür tekniği ile baskı ve tüm laminasyon prosesleri uygulaması ve dilme prosesi işlemi olduğu tespit edilmiş olmakla bu hâli ile işyerinde basım işi yapıldığı ve işyerinin 506 sayılı Kanun’un Ek 5. maddesinin (II) numaralı bendi kapsamında itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek işyerlerinden olduğu ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da işyerinde plastik üzerine baskı hizmetleri verildiği, işyerinde basım faaliyetlerinin yürütüldüğü sonucuna varılmıştır.
23. Hâl böyle olunca direnme kararı usul ve yasaya uygundur.
24. Ne var ki, bozma nedenine göre Özel Dairece işin esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığından davalılar vekillerinin bu yöndeki temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Direnme uygun bulunduğundan davalılar vekillerinin işin esasına ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.