Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/324 E. 2022/204 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hafta tatili ücreti alacağı bakımından mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu ile kabul ettiği miktar arasında fark olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan hafta tatili ücreti alacağının, direnme kararının verildiği tarihte geçerli olan temyiz kesinlik sınırının altında olması gözetilerek, davalı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 12. İş Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin turizm sektöründe faaliyet gösteren davalı işyerinde 01.02.2007 tarihinde koordinatör unvanıyla çalışmaya başladığını, haftanın 7 günü, günde en az 14 saat, ulusal bayram ve genel tatil günleri de dâhil olacak şekilde çalıştığını, iş sözleşmesinin 25.09.2008 tarihinde davalı tarafından haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, hafta tatili, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... ve Otel İşletmeciliği Ticaret Ltd. Şti.; davaya cevap vermemiştir.

Mahkeme Kararı:

6. Ankara 12. İş Mahkemesinin 22.12.2015 tarihli ve 2011/21 E., 2015/1403 K. sayılı kararı ile; davacının 15.04.2007-15.10.2007 ile 15.04.2008-28.05.2008 tarihleri arasında aylık net 3.000TL ücretle çalıştığı, hizmet süresi 1 yıldan az olduğundan kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti isteminin yerinde olmadığı, 07.08.2014 tarihli bilirkişi raporunun tarafların iddia ve savunmalarını irdeler mahiyette olduğu, dosya kapsamına ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına uygun bulunduğu, bilirkişinin yaptığı tespit ve değerlendirmelere aynen iştirak edildiği gerekçesine yer verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Ankara 12. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 01.04.2019 tarihli ve 2016/9529 E., 2019/7167 K. sayılı kararı ile; 1. bendinde davalının tüm, davacının ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra, 2. bendinde “…Davacı işçinin hüküm altına alınan hafta tatili ücreti konusunda taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Mahkemece, alınan 07/08/2014 tarihli bilirkişi raporunun, tarafların iddia ve savunmalarını irdeler mahiyette olduğu, dosya kapsamına ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına uygun bulunuğu kabul edilerek bilirkişinin yaptığı tespit ve değerlendirmelere göre hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Ancak, bilirkişi tarafından davacının hafta tatili alacağı 2630 TL olarak hesaplanmasına rağmen, Mahekemece 2000 TL hafta tatili alacağının kabulüne, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmiştir. Davacının hafta tatili alacağının 2630 TL olarak belirlenmesine rağmen 2.000 TL'ye karar verilmesi ve fazlaya ilişkin hakların reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Ankara 12. İş Mahkemesinin 29.11.2019 tarihli ve 2019/447 E., 2019/578 K. sayılı kararı ile; bozma kararından önce düzenlenen 07.08.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının ıslah dilekçesi verdiği, davalının ıslaha karşı zamanaşımı def'i nedeniyle zamanaşımına uğrayan alacakların tespiti bakımından bilirkişi tarafından 03.11.2015 tarihli ek raporun tanzim edildiği, 03.11.2015 tarihli ek raporda ihbar tazminatı hariç dava dilekçesi ile talep edilen tutarları aşan kısımların ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığının belirtildiği, ilk kararda 03.11.2015 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak karar verildiği hâlde hükmün gerekçesinde sehven 07.08.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre karar verildiği yazılarak maddi hata yapıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; hafta tatili ücreti alacağı bakımından mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu ile kabul ettiği miktar arasında ihtilaf bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. ÖN SORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle, Özel Daire ile mahkeme arasındaki direnmeye konu uyuşmazlığın hafta tatili ücreti alacağına ilişkin olduğu ve hafta tatili ücretinin net 2.000TL kabul edilerek fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verildiği dikkate alındığında; davalı vekilinin temyiz isteminin direnme kararının verildiği 29.11.2019 tarihi itibariyle 3.200TL olan temyiz kesinlik sınırı altında kalıp kalmadığı; buradan varılacak sonuca göre davalı vekilinin temyiz isteminin miktardan reddinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE

13. 01.10.2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanun’un 450. maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte kanun koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.

14. Bu bağlamda HMK’nın Geçici 3. maddesi;

“(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (Ek cümle: 1/7/2016-6723/34 md.) Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır”.

15. Yukarıdaki düzenlemelerden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilmiş olan kararlar hakkında kesinleşinceye kadar HUMK’nın 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 444. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça anlaşılmaktadır.

16. Bilindiği üzere 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren 14.07.2004 tarihli ve 5219 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlük tarihinden sonra mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1. maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar arttırılmıştır.

17. Somut olayda, direnme kararının verildiği 29.11.2019 tarihinde bu miktar 3.200TL’dir.

18. 16.07.1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun’un Geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş, dolayısıyla dava hangi tarihte açılmış olursa olsun temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.

19. Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu (kararın verildiği) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır. Buradaki “karar” teriminin, mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.

20. Eldeki davada temyize konu alacak miktarının ne olduğunun açıklanmasında yarar bulunmakta olup, davacı, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, hafta tatili, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

21. Mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde verilen kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, davalının tüm, davacının ise sair temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra; mahkemece, alınan 07.08.2014 tarihli bilirkişi raporunun tarafların iddia ve savunmalarını irdeler mahiyette olduğu, dosya kapsamına ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına uygun bulunduğu kabul edilerek bilirkişinin yaptığı tespit ve değerlendirmelere göre hüküm kurulduğunun belirtildiği, sözü edilen bilirkişi raporunda ise hafta tatili ücreti alacağı 2.630TL olarak belirlenmesine rağmen 2.000TL'ye karar verilerek fazlaya ilişkin hakların reddi yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

22. Görüldüğü üzere, mahkeme ile Özel Daire arasında davacının hüküm altına alınan hafta tatili ücreti alacağının miktarı konusunda uyuşmazlık bulunduğu ve direnmeye konu alacağın hafta tatili ücreti olduğu açıktır.

23. Dava, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 2.000TL hafta tatili ücreti alacağının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece 2.000TL hafta tatili ücreti alacağı hüküm altına alınmış, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

24. Direnme kararını temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen ve uyuşmazlık konusu olan 2.000TL hafta tatili ücreti alacağının açık biçimde direnme kararının verildiği 29.11.2019 tarihinde geçerli olan 3.200TL tutarındaki temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğu anlaşılmaktadır.

25. Şu hâlde davalı vekilinin temyiz isteminin miktar itibari ile reddine karar verilmelidir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

Davalı vekilinin direnme kararına yönelik temyiz isteminin miktar itibariyle REDDİNE,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,

Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24.02.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.